Gönderen Konu: Her Zaman Geçici - Moda  (Okunma sayısı 3338 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı aydeniz

  • yazar
  • ****
  • İleti: 560
  • Hakka kul olmak
Her Zaman Geçici - Moda
« : 28 Şubat 2010, 10:00:21 »


Bazen biz kadınlar, ağzına kadar, tıka basa dolu olan gardırobun önüne geçip, "giyecek hiç bir şeyim yok" deriz. Elbiseler, ayakkabılar, çanta veya güneş gözlükleri, altı ay önce benimsenen, beğenilen makyaj stili, artık modaya uymuyor denilerek beğenilmez. Moda, bazı batılı toplumlarda uzun yıllardan bu yana önemli bir ilgi konusu haline gelmiştir.

Bir zamanlar modayı yalnızca saray yaratırdı ve yarattıkları moda, neredeyse sadece onları ilgilendirirdi. Ancak günümüze göre bir değişiklik vardı, her moda en az bir saltanat dönemi kadar sürerdi.


Çoğu kez modaya ve bazı kurallara yön veren, bir düşünce tarzı, yaşam koşulları veya uygarlıklar olmuştur. Örneğin 19. yüzyılın sonlarına doğru sanayi çağının başlamasıyla kadınlar, giyimlerini, edindikleri yeni işlere uygun olarak seçmek zorunda kaldılar. Bir dönem şehirlilerin güzel, uzun, kabarık etekleri, şekilli saçları vardı. Zamanla iş hayatına atılmaları nedeniyle, bunların yerini kısa etekler, kısa saçlar, işyeri ve fabrikalarda daha rahat etmek amacıyla giyilen pantolonlar aldı.

Yıkaması kolay olan, boyası çıkmayan sentetik kumaşlar, naylon ve benzeri bazı maddeler bu değişiklikleri uygulamada kolaylık sağladı. Bununla beraber, çağın ilerlemesiyle bazı maddeler, modanın alışılmadık, sıradışı ve öncü yönünü göstermek amacıyla kullanıldı (zincirlerle birbirine tutturulan, alüminyum levhalarla yapılmış elbiseler gibi).

Bireysel veya toplumsal bir ifade yolu olan moda, yerleşmiş fakat geri kalmış bir anlayıştan yana olanlarla, öncü, yenilikçi bir modayı savunanlar arasında her zaman bir tartışma konusu olmuştur. Bu çatışmanın yerleşik düzeni savunanlarla, kurulu düzeni yıkma amacındaki kişiler arasında farklı anlamlar kazandığı söylenebilir. Modada anarşi yaratmak deyimi bu açıdan ele alınabilir.

Moda bugün, herkesin malıdır. Mağaza vitrinlerinde yılın ya da mevsimin yeniliklerinin gösterildiği giysiler, çantalar, ayakkabılar sunulur. Varlıklı kişilere hitap eden büyük modacıların koleksiyonları, her mevsim merakla beklenir. Bu koleksiyon, gelecek olan yeniliğe kadar nelerin giyilebileceğine, o dönemki renk ve kombinasyonlara dair ipucu verir.

Moda aynı zamanda, çeşitli eşyanın satılmasıyla karlı bir ticaret ortamı oluşmasını sağlar. Bu pazardan iyi bir kazancı olan sanayiciler, modanın sıklıkla değişmesinden yanadır. Bunu sağlamak için oyuncular, şarkıcılar hatta politikacılardan yararlanarak, reklamcılığa ve halkı etkileyebilecek her türlü yola bşvururlar. Banyo köpüğünden cilt bakımı ürünlerine, ojeden ayakkabıya kadar her ürünün tanıtımından iyi sonuçlar alınır. Çünkü moda genellikle taklide dayanır.

Çoğunlukla fazla para ve zamanı olan kişiler modayı takip etmeyi görev bilirler. Onlar için moda, giyimden ve bazı davranışların benimsenmesinden ibaret değildir. Son günlerin çok satan kitabını okumak, yeni açılan kaliteli bir mekanın bütün yiyecek ve içeceklerinden tatmış olmak da modanın kurallarındandır. Bu nedenlerle moda, yapacak işi olmayanların ve can sıkıntısını giderme çabasında olanların sığınağıdır.

Gençler modanın standartlaşmasından kaçınırlar. Blue jean hemen hemen tüm dünyada gençlerin üniforması olmuştur. Çünkü hem kızlar, hem de erkekler için kullanışlıdır. Gerçek moda ister geleneklerden, ister eskilerden esinlenmiş olsun, yine de kişisel zevk ve kullanıma göre kişinin yarattığı tarz olarak kalmaktadır.                                                                                                                             yazar Nilay aydın