[size=18]عن جابر رضي الله عنه قال قضي لنبي صل الله عليه و سلم بالعمري انها لمن وهبت له[/size]
Cabir radiyellahü anhten "Nebi sallAllahü aleyhi ve sellem Umrânin (sihhati ve) hibe olunan kimseye aidiyeti ile hükmetti" dedigi rivayet olunmustur.
Bu hadisi, Kütübü sitte sahiplerinin diger besi de rivayet etmislerdir: Müslimin rivayeti feraizde, Ebu Davut'un Büyu'da Tirmizi'nin Ahkâm'da Nesaî'nin "Umra"da, Ibni mace'nin Ahkam bahsindedir. Bütün Buhari nushalarinda bu hadis, Müelllifin besmele ile ve, ("Umra", Rukba" ahkaminda ulemanin ârâ ve ictihadleri) ünvanli müstakil bir babinda zikr edilmistir. Hibenin hususi bir nevi olan "Umrâ " ve Rukbâ" Buhari nüshalrinda bu suretle müstakil bir bab icinde zikr edildigi halde her nedense Zebidî merhum bu ünvani terk etmistir.
Umra, Rukba nedir? Bu iki keliemnin ikisi de ruc'a gibi Fu'lâ vezninde masdardir. Umrâ, ömürden ; Rukbâ da murakabeden me'huzdur. Eimme-i lugatten Ebu Ubeyd (Umrâ, bir kimsenin öbür kimseye: "Ömrün oldukca bu evimi sana bagisladim" yahud: "Ben sag oldukca bu evimi sana bagisladim" diyerek hibe etmesidir. Ve vahib böyle deyip de evi mevhubun - lehe teslim edince, o onun olur.) demistir. Bu suretle Umrâ tabiri, ömrüm oldukca veya ömrün oldukca, diyerek ömürlerine nisbet edilmesine mebni umra denilmis oluyor. Rukbâ tabiri de, her iki tarafin yekdigerinin mevtine müterakkib ve muntazir olmalarina mebni bulunuyor.
Sarih Aynî "umdet'ül-Kari'"de Seyhi Hafiz Irakî'den Umrânin üc kismini su suretle nakl ediyor:
Birinci Kisim: (Su evimi sana veriyorum. Vefatinda veresene aittir.) diye bagislamaktir. Bu bir hibedier ama bütün ulemaya göre sahihtir. Nevevi: "Bu nevi Umrânin sihhatinde ihtilaf yoktur, ancak ihtilaf, bu bagislanan evin rakabesine mi, yoksa menfaatine mi malik oldugu hakkindadir." demistir ki, bu ihtilafi simdi görecegiz.
Ikinci kisim: Hic vereseye ait olacagi zikr edilmeyerek: "Bu evimi ömrüm oldukca sana verdim" demektir. Bu kisim hakkinda da dört nevi ictihad tebarüz etmistir ki, esahh olan birinci kisim gibi sahih olmasidir. Binaenaleyh o, hayatta oldukca mevhubun-lehin, vefatinda da veresenin olur. Imami Safii'nin kavli cediidi budur. Imam Ebu Hanife'nin, Imam Ahmed bin Hanbel'in, Süfyani Sevrî'nin Ebu Ubeyd'in ve daha baskalarinin mezhebleri de böyledir.
Ücüncü Kisim: Ömrüm oldukca bu ev senindir. Vefat vukuunda vereseme avdet edecektir, demektir. Bu yollda hibe de sahihtir.
Evin Rakabesinin mi, yoksa menfaatinin mi muammere intikal edecegi hakkindaki ulemanin ihtilafina gelince, eger mülk-i rakabe intikal eder denlilirse, muammer icin bey', Sira, hibe gibi tasarrufat caiz olur. Menfaaat intikal eder, denliirse, bu surete vakif gibi olur. Cumhuru ulemaya göre bu temlik, malin rakabesini temliktir. Ebu Hanife'ni, Safi'nin Ahmed Ibni Hanbelin ictihadlari da böyledir. Imam Mlaik yalniz malin menfaatini temlik olduguna zahip olmustur.
Imami Ebu Hanife ile onun ictihadinda olan zümrei ilmiyye, hadisi Cabir ve emsali ahadisi Serife ile ihticac ederek muammerun aleyhin umrâya yani mevhubun-lehinn hibe olunan sey'e mülk-i tam ile malik oldugu esasini kabul ettiklerinden, sair emlak sahiblerinin mallarindaki tasarruflari gibi tasarruf eder demisler. Yalniz esas itibariyle hibede kabul etikleri asla göre kabzi sart kilmislardir.
Rukbâya gelince: Yukarida da bir derece bildiridigimiz üzere bu kelime "Rukub"dan müstaktir. Ve bir kisinin öbirisine: "Ben senden evvel ölürsem su malim senindir, sen benden evvel ölürsen yine benimdir." diyerek malini öbürüsünün ruküb ve intizarina vermektir. Biribirinin ölümünü gözetledikleri icin rukbâ denilmistir.
Tirmizi diyor ki: Rasulu ekremin ashabindan ve basklalarindan bazi ehli ilim ulamaya rukbâ, umrâ gibi caizdir. Ibni Hanbelin, Ishak ibni Râhûyenin ictihadlari böyledir. Kufe fukehasindan ve baskalarindan bazi ehli ilim de rukba umra arasinda tefrik ederek umrayi tecviz ettikleri halde rukba caiz degildir, demisleridir.
Hidaye sahibi de Umra, muammerun lehin hali hayatinda kendisi icin, vefatinda da veresesi icin caizdir, demistir. Bunu bize naklü hikaye eden sarih Aynî: "Bu ictihadin, ashabtan Cabir Ibni Abdillah, Abdullahibni Abbas, Abdullah Ibni Ömer, Ali ibni Ebi Talib radiyAllahü anhümden ve Kadi Sureyh, Mücahid, Tâvus, Sevri gibi Tabii ricalinden nakl olundugunu da bilidiriyor.
Yine sahibi Hidaye "Rukba, Ebu Hanife, Muhammed, Malik indinde batildir. Ebu Yusufa göre caizdir. Safi, AHmed de cevaza kalil olmuslardir." diyor. Sayani dikkattir ki, Buhari sahihinde bu baba umra, Rukba unvanini bahs ettigi halde zikr ettigi iki hadis de Umraya ve Umranin cevazina dairdir. Rukbaya dair hicbir haber rivayet etmemistir. Bu da Imam Ebu Hanife'nin Rukbanin butlani hakkindaki ictihadini teyid eder. Umra hakkindaki ikinci hadis de Ebu Hureyre'den mervi Nebi SallAllahü aleyhi vesellemin:(Umra caizdir) buyurmalaridir.
(Sahihi Buhari muhtasari Tecridi Sarih tercemesi ve Serhi, Müellif: Zebidi- Terceme ve Serh Prof. Kamil Miras, c:8, sh:51-52-53)