Önceleri Hicrî takvim kullanılan memleketimizde, Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra, 1925 yılından beri, resmen kabul edilen Mîlâdî takvim kullanılmaktadır.
Dedelerimiz kayıtlarını Hicrî takvime göre aldıklarından, onlardan kalan ve kültürümüzü taşıyan belgeler hep Hicrî takvime göre olduğu gibi, birçok ibadetlerimiz de bu takvime göredir.
Onun için, Hicrî takvim hakkında bilgimiz olmalıdır.
Salı günü Hicrî yılbaşıydı. Bugün de Hicrî takvimin birinci ayı olan Muharrem’in üçü. Muharrem, hem Peygamberimiz (sav)’in Mekke’den Medine’ye hicret ettiği aydır, hem de Hicret bu takvimin başlangıcıdır. Onun içindir ki adı “Hicrî takvim”dir.
Hicrî takvimde kullanılan aylara “Kamerî aylar” denir. Kamer, “Ay” demektir.
Kamerî ayların hesaplanmasında gökteki ayın dünya etrafındaki hareketi esas alınmaktadır. Ay, dünyanın etrafındaki dönüşünü 29.5 günde tamamlar. Yani, aylar bazen 29, bazen 30 gün olur. Hiçbir ay 31 gün olmaz. Bundan dolayı, Kamerî/Hicrî yıl 354 gündür.
Hicrî sene, Mîlâdî seneye göre 11 gün eksik olduğundan, oruç ve kurban aylarıyla diğer mübarek gün ve geceler, kullandığımız Mîlâdî seneye göre her sene 11 gün önce gelir ve 33 senede bir bütün seneyi dolaşır. 11 günlük farktan dolayı, Hicrî takvim her 33 senede bir Mîlâdî takvimden 1 sene öne geçer.
Kamerî aylarda neyin ölçü alındığını bilmeyenler, haliyle, orucun bazen yazın, bazen baharda, bazen de kışın tutulmasının sebebini bilmiyorlar. Oruç eğer her sene aynı mevsimde tutulsaydı, dünyanın kuzey yarımküresinde yaşayanlar daima kışın oruç tutarken, güney yarımküresinde yaşayanlar devamlı olarak yazın oruç tutacaklardı. Veya tersi olacaktı. Bu hususta da ilâhî adalet gözükmüyor mu?
Hicrî takvimin ayları sırasıyla şunlardır:
1- Muharrem,
2- Safer,
3- Rebîul evvel,
4- Rebîul âhir,
5- Cemâziyel evvel,
6- Cemâziyel âhir,
7- Receb,
8- Şâban,
9- Ramazan,
10- Şevval,
11- Zilkade,
12- Zilhicce.
Safer ayına, her şeyin daima iyi tarafını gören ve her şeyi iyiye yormak isteyen dedelerimiz, “Saferul Hayr” derlerdi. Mânâsı, “Hayırlı Safer” demektir. Bu ayın son Çarşamba günü veya gecesi, yeryüzünde cereyan eden ve gökden gelen belâlardan korunmak için 2 rekât namaz kılmakta fayda vardır. Namazdan sonra da bir miktar istiğfar ve salâvât okumak ayrıca tavsiye olur.
Varsın bazıları bu gibi manevî tedbirleri lüzumsuz görsünler. Biz, her şeyin maddeden ibaret olmayıp, maddenin yanında bir de mânâ olduğunu biliyor ve felâketlere karşı alınan maddî tedbirlerin yanında, manevî tedbirlerin de alınmasının icap ettiğine inanıyoruz.
Rebîul evvel ayının 12’si Peygamberimizin doğum günüdür. Dolayısıyla, bu ayın 12. gecesi Mevlid Kandili’dir. Mevlid, mânâ itibariyle “doğum zamanı” demektir.
Receb ayı, mübarek “Üç Aylar”ın ilkidir. Bu ayda iki kandil vardır. Birincisi, ilk Cuma gecesi olan Regâib Kandili, diğeri yirmiyedinci gecesi olan Mirac Kandili.
Şâban ayı, üç ayların ikincisidir. 15. gecesi samimiyetle ibadet edenlerin affedildiği Berat Kandili’dir.
Ramazan ayını zikretmeye zaten lüzum yok. Bu ay, artarak devam etmek suretiyle, baştan sona hayır, bereket ve afv ayıdır. 27. gecesi de Kadir Gecesi ve umumî aftır. Bu affın 3 gün sonrası da neşe ve bayram.
Şevval ayı ile hac ayları ve hac mevsimi başlar. Hac hazırlıkları başlar.
Zilkâde, hac aylarının ikincisi olup, hacca gideceklerin zihinleri mukaddes yolculuktadır.
Zilhicce, ilk 10 gecesi mübarek geceler olan, hac ve kurban ibadetini içinde taşıyan aydır. Bu ayın 10. günü 4 gün sürecek olan Kurban Bayramı’nın başlangıcıdır. Hac ibadeti de bu ayın sekizinde Mina’ya çıkılmakla başlar, bayramın üçüncü günü sona erer.
Ali Eren