Asure günü
Aşûrenin İslâm'da yeri mühim. Büyük tefsir-hadis-fıkıh âlimi Ebülleys Semerkandî Hz.’nin, (Ö.H. 373,) Tenbîhü’l- Gâfilîn isimli eserinde zikredilen, Aşûre gününde meydana gelen mühim hadiselerden bazıları şöyle:
Gökler, melekler, yeryüzü, Hz. Âdem ve Hz. Havva’nın yaratılmaları ve cennete konulmaları.
Hz. Nuh’un gemisinin Cûdî dağı üzerinde karaya oturması.
Eyyüb Aleyhisselam’ın yakalandığı hastalıktan kurtulması.
Hz. İbrahim’in doğumu, Allah tarafından dost kabul edilmesi ve Nemrut’un ateşinden kurtulması.
Hz. Yunus’un balığın karnından çıkarılması.
Hz. Mûsâ’nın, İsrailoğullarıyla beraber Kızıldeniz’den geçip Firavun ve askerlerinin ise boğulması.
Hz. Süleyman’a dünya saltanatının verilmesi.
Hz. İsa’nın doğumu, Hz. İdris ve Hz. İsa’nın gökyüzüne çıkarılması ve bazı başka tarihî hadiseler.
Zamanı gelince, kıyamet de Aşûre günü kopacaktır.
Hz. Hüseyin Efendimiz de Kerbelâ’da Aşure günü şehit olmuştur. Şehâdetinin böyle mübârek bir güne denk gelmesi, onun derecesinin artmasına sebeptir. İslâm'da matem yoktur. Olsaydı, pazartesi günü matem olurdu. Çünkü, hem Peygamberimiz (sav), hem de Hz. Ebubekir (ra) Efendimiz pazartesi günü vefat etmişlerdir…
“On-onuncu” demek olan Aşûre, senenin ilk ayı olan Muharrem’in onuncu günüdür. Peygamberimiz (sav), Ramazan orucu farz olmadan önce Aşûre günü oruç tutardı. Ramazan orucu farz olduktan sonra, 9. günle beraber Aşûre günü oruç tutmak, sünnet olarak kaldı.
Ebu Hüreyre Hz.'nin rivâyet ettiği bir hadis-i şerifte, “Aşure gecesinde ibâdet edip gündüz de oruç tutanların ölüm acısını anlamayacakları” bildirilmektedir.
Muharremdeki feyiz ve bereket ilk gün başlayıp Aşûre günü zirveye ulaşır. O bakımdan, hiç olmazsa Aşûreden önceki 1-2 günde nâfile ibâdetlere ağırlık verip, Aşûre gününden önceki gece ile Aşûre gününde fazlaca ibâdet etmeye çalışmalıdır. Aşure günü, evine diğer günlerden farklı olarak ufak-tefek bir şeyler alıp çoluk çocuğuna bolluk yaşatanların evlerinde, bir sene boyunca bereket olur. İslâm büyüklerinden Süfyâni Sevrî Hazretleri, “Biz bunu denedik ve aynen öyle olduğunu gördük” buyurmuştur.
Aşure günü aşure çorbası pişirmeye, “Dinî bir dayanağı yok” diye karşı gelmenin isabetli olmadığı kanaatini taşıyoruz. Kitaplarımızda, kandil simidi hakkında da bir tavsiye yoktur. Fakat kandil simitlerinin hiç olmazsa kandilleri hatırlatmak gibi güzel bir yönü yok mudur? Aşure çorbasına da pekâlâ bu yönden bakabiliriz.