Gönderen Konu: Hikem-i Ataiyye'den Nasihatler  (Okunma sayısı 13422 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı MAVERA02

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 128
Hikem-i Ataiyye'den Nasihatler
« : 28 Mart 2008, 18:36:40 »

HİKEM-İ ATÂİYYE’DEN

1- Başlangıçlar, nihayetlerin tecelli ettiği yerlerdir. Kimin bidayet ve başlangıcı Allah ile olursa nihayeti de O’nunla, O’na doğru olur. (263. hikmet)

2- Bidayet ve başlangıcı parlak olanın nihayeti de parlaktır. (28. hikmet)

3- İbadet ve taat yapamadığında üzülmemen, hata ve günah işlediğinde ise pişmanlık duymaman kalbin ölüm işaretlerindendir. (51. hikmet)

4- Varlığı sence küçük görülen ve göze batmayan ibadet aslında kalplerin dirilişi için en çok ümit verici ibadettir. (54. hikmet)

5- Allah ile huzur haline ulaşamadın diye zikri terk etme, zikrin peşini bırakma. Çünkü bizzat zikirden gafil olmak, zikir yaparken gafil olmaktan daha beterdir. Olabilir ki (Hakk Teâlâ) seni gafletle yapılan zikirden yakaza hâlindeki zikre(…) yükseltebilir. (50. hikmet)

6- Senin Allah’tan istediğin şeylerin en hayırlısı, O’nun senden istediğidir. (78. hikmet)

7- Ariflerin Allah Teâlâ’dan istedikleri şey, kullukta sadakat ve O’na ait hakların tamamıyla yerine getirilmesidir. (82. hikmet)

8- Hiçbir şey, kalp için kendisiyle tefekkür meydanlarına girdiğin uzlet kadar faydalı değildir. (10. hikmet)

9- Kendisinde kalbî huzuru bulamadığın herhangi bir ibadetin kabul edilmesinden ümidini kesme! Manevî hazzını acele ve peşin olarak yaşayamadığın ve idrak edemediğin bu ibadetin kabul edilmiş olabilir. (218. hikmet)

10- Tefekkür, kalbin ağyar ve masiva meydanlarında seyri, cevelanı ve yolculuğudur. (260. hikmet)

11- Tefekkür kalbin kandilidir. O giderse kalp için ışık ve ziya yok demektir. (261. hikmet)

12- Hayr-u hasenat gibi nafile ibadetlere koşmak, farz ve vacipleri yapmada ise tembellik göstermek heva ve hevese tabi olmanın alâmetlerindendir. (193. hikmet)

13- Sevdiğin herşeyin mutlaka kulu ve kölesi olursun. Halbuki Allah kendisinden başka hiç kimseye köle olmanı sevmemekte ve istememektedir. (209. hikmet)

14- Senin Allah Teâlâ’ya vasıl olman demek; O’nun ilmine, O’nu bilmeye vasıl olman demektir… (212. hikmet)

15- O(Allah), bu dünyada iken sana, kainata ve eşyaya bakıp düşünmeyi emretti. Öbür dünyada ise zatının kendini sana açacaktır. (118. hikmet) … “ De ki; semavatta olan şeylere bakınız.”(Yunus 101) emri ile sana anlayış ve tefekkür kapısını açmış oldu. (143. hikmetten)

16- Yaratıcısını müşahede edemediğin sürece kainatla berabersin. O’nu müşahede ettiğin zaman ise dünya seninle olur. (44. hikmetten)

17- Bir eşyadan diğer eşyaya seyahat edip durma! Kevn’den mükevvine geç.(Yaratılmıştan Yaratana geç) (44. hikmet)

18- Zillet ve iftikar (Allah’a muhtaçlık duygusu) getiren bir ma’siyet ve günah; izzet ve kibir getiren bir ibadet ve taattan daha hayırlıdır. (98. hikmet)

19- Senin için vakitlerin en hayırlısı yoksulluğunu müşahede ettiğin, sendeki zayıflık ve zillete döndürüldüğün vakittir. (102. hikmet)

20- Allah’a karşı (ma’siyet ve) kötülüklerin sürüp giderken O’nun sana olan ihsanının devam etmesinden çekin ve kork. Çünkü bu bir istidrac olabilir. (Yani peyderpey helake sürükleniyor olabilirsin) (68. hikmet)

21- Arifler bast haline girdikleri zaman, kabz halindekinden daha çok korkarlar. Çünkü bast halinde edep sınırlarında duran kişiler çok azdır. (84. hikmet)

22- Şeytanın senden gafil olmadığını bildiğin zaman, varlığını elinde bulunduran Allah’tan gafil olma. (234. hikmet)

23- Allah katında kıymet ve değerini öğrenmek istiyorsan; seni hangi işte ikame ettiğine, hangi halde tuttuğuna bir bak. (76. hikmet)

24- Dünyada bulunduğun müddetçe keder ve üzüntülerin gelip çatmasını garip görme. Çünkü dünya, vasfına layık olanları ve tabiatının gereğini ortaya koyacaktır.(25. hikmet)

25- Seni kendi yarattıklarından ürküttüğü zaman, iyi bil ki O, sana kendisiyle üns ve dostluk kapısını açmak istemektedir. (103. hikmet)

26- Hâli ve yaşayışı sana feyz ve hamle vermeyen, kâli(konuşması) ve sözü seni Allah’a götürmeyen kimse ile dostluk etme, arkadaşlık yapma. (46. hikmet)

27- Her meseleye cevap veren, her gördüğünden bahseden, her bildiğini anlatan bir kimse gördüğünde bu haliyle onun cahil olduğunu anla. (73. hikmet)

28- İnsanların sana gelmeyişleri veya kınamakla beraber teveccühleri seni üzüyorsa, kendindeki Allah ilmine dön. (232. hikmet)

29- Cenab-ı Hakk’ın, halkın eliyle sana ezâ ve cefâ ettirmesi, onlarla beraber oturup kalkmaman içindir. Her şeyin seni rahatsız etmesini istiyor. Ta ki seni hiçbir şey meşgul etmesin, Allah’tan alıkoymasın. (233. hikmet)

30- Söylenen her söz üzerinde, içinden çıktığı kalbin kisvesi, elbisesi vardır. (183. hikmet)

31- Sâlik ve dervişin keşf ve ilhamından bahsetmesi uygun düşmez. Çünkü bu durum vârid ve ilhamın kalpteki tesirini azalttığı gibi Rabbi ile olan samimiyetine de engel olur.

32- Yok olmayan bir izzet ve şerefin seninle olmasını istiyorsan, fâni bir izzet ile aziz ve bahtiyar olmaya çalışma.

33- Yapacağın iki iş birbirine karıştığı zaman onlardan nefsine ağır gelenine bak ve onu yap. Çünkü nefse ancak hak ve doğru olan şey ağır gelir. (192. hikmet)

34- İnsanlar sende bulunduğunu zannettikleri iyi huylardan dolayı seni methederler. Buna karşılık sen nefsî huylarının gerçeğini bildiğin için onu kınayıcı ol. (145. hikmet)

35- Sevdiğin ve kendisine koştuğun iyi iş, meşgul olman gereken iştir. (264. hikmet)

36- Talep şan değildir. Razı ol, şanda senin nam da senin. Varlığını bilinmezlik toprağına göm. Gömülmeyen şey nâbit olmaz.

Eşyadan eşyaya seyahat edip durma. Kendine uzaktan bakmayı öğren. Bir dolap beygirine benziyorsun.
Öyle ahmak, öyle hüzün verici.
• Madem ki içinde bulunduğun yer, konuştuğun kimse sana feyz vermiyor, terke mani olan ne?

• Ölüme ağlama. Kalbe bak. Hata ve isyan ile pişman, ibadet ve taat ile neşveli değilsen zaten ölüsün.

• Melâl(hüzün) içindesin. Yoksul olduğunu düşünüyorsun. Ne ki senden alınmıştır, o senin hayrınadır. İçindeki yoksulluğu hissediyor musun? İşte senin için en hayırlı vakit. Unutma, ihtiyaç mütemadîdir.

**********************************************************************

Not: Yukarıdaki iktibaslar Ataullah İskenderi’nin “Hikem-i Ataiyye” isimli eserinden seçilmiş olup hikmet numaraları sözlerin bitiminde verilmiştir.
• Hazırlayan: Mustafa Kara, Dergah yay. , 1. baskı, Ekim 1990
• Ataullah İskenderi’nin ölüm tarihi: 19 Kasım 1309 H. [/left]
« Son Düzenleme: 27 Şubat 2010, 12:16:32 Gönderen: Tuğra »
Doğru olsam ok gibi, yabana atarlar beni
Eğri olsam yay gibi, elde tutarlar beni