Gönderen Konu: Hilm, kılıçtan daha keskindir!  (Okunma sayısı 2807 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Hilm, kılıçtan daha keskindir!
« : 13 Eylül 2009, 02:52:10 »

Anadolu velîlerinden Çelebi Cemâleddîn hiç kızmazdı. Dostuna, düşmanına aynı muâmelede bulunurdu. Onun bu geniş müsâmahakâr hâlini anlayamayanlar; “Bu kadar yumuşaklığın, insanlara karşı bu kadar tahammül ve sabır göstermenin mânâsı nedir?” şeklinde sözler söylediklerinde; “Hilm, yumuşaklık kılıcı, demir kılıçtan, hattâ yüz zafere sebeb olan kılıçtan daha keskindir” diye cevap verirdi. Onun hilmi, güzel ahlâkı ve yaşayışı zamânındaki insanlar arasında gıbta ile, imrenerek konuşuldu.

Tâbiînin meşhurlarından ve hâdîs âlimlerinden Ahnef bin Kays hazretlerine hilmin ne olduğunu sordular. Cevap olarak; “Alçak gönüllü ve sabırlı olmak” buyurdu. Devamında da, “Hilm, yumuşaklık bana insanlardan daha çok yardımcıdır” dedi.

Basra’da yetişen evliyânın büyüklerinden Ebû Abdullah el-Basrî gâyet yumuşak huylu ve tatlı sözlü olup, herkese yumuşaklık ile davranılmasını tavsiye etti. Bu hususta; “Bir kimse, ayıplarının örtülmesini ve gizlilik perdesinin yırtılmamasını isterse; kendisine âsî ve kaba davranana hilm ve yumuşaklık göstersin. Elinde olan şeylerle insanlara ihsân ve ikrâmda bulunsun” buyurdular.

Tâbiînin büyüklerinden, meşhûr âlim ve velî Şa’bî hazretleri‘nin şu beyti, insanlar arasında çok söylenilegelmiştir: “Gerçek hilm (yumuşaklık ve kemal) hoşnutluk zamanında değil, gazap ve kızgınlık zamanında belli olur.”

Yine Tâbiîn devrinde yetişen büyük âlim ve velîlerden Vehb bin Münebbih hazretleri buyurdu ki: “İnsan, Allahü teâlâya ibâdet etmediği müddetçe halîm, yumuşak olamaz.”

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

“Allahü teâlâ hiçbir vakit cehaleti aziz ve hilmi zelil kılmaz.”

“Sefih, hafif ve adi kimseden hikmetli söz, ağırbaşlı kimseden de adi söz gariptir. Bunları hemen örtünüz. Her halim bir zillet ve hata sahibi olur; her hakim de tecrübe sahibidir.”

“Allahü teâlâ, kalbinde insanlara merhamet ve şefkat yaratmadığı kimse, zarar etmiş ve perişan olmuştur.”

Mehmet Oruç