Gönderen Konu: Güçlü kas yapısı bel fıtığını önlüyor  (Okunma sayısı 7166 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Güçlü kas yapısı bel fıtığını önlüyor
« : 11 Eylül 2009, 12:19:56 »


İki haftanın üzerinde devam eden bel ağrısının, zamanla kalça ve bacaklarda hissedilmesiyle kendini gösteren bel fıtığının, karın ve bel kaslarının güçlendirilmesi ile önlenebileceği

Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği Başkanı ve aynı zamanda Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şebnem Ataman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her 100 kişiden yaklaşık 65-80'inin yaşamının bir döneminde bel ağrısından şikayet ettiğini söyledi.

Ataman, kas gücünün zayıf olmasının ve genetik yatkınlığın hastalığın ortaya çıkmasında önemli bir risk faktörü olduğuna işaret ederek, ''Vücuttaki bel ve karın kaslarının güçlü olması, bel fıtığının önlenmesinde bir avantajdır'' dedi. Vücut kaslarının kuvvetlendirilmesi için düzenli egzersiz yapılmasının önemli olduğunu belirten Ataman, her sağlıklı bireyin haftada 3 gün aktif spor yapması, her gün işe gitmeden önce vücudu ısıttıktan sonra karın kaslarını kuvvetlendirmek için 20-30 kez mekik çekmesini önerdiklerini söyledi.

Bel ağrılarının kısa dönemde geçmediğini, en az 1-2 hafta sürebildiğini ifade eden Ataman, yapılan çalışmalarda bel ağrılarının yüzde 50'sinin ilk hafta, yüzde 90'ının da 2. hafta sonunda geçtiğinin gözlendiğini söyledi. Ataman, bel ağrısı şikayetinde bulunan hastaların yüzde 10'unda ise sorunun devam ettiğini belirterek, ''Bu vakaların bir kısmına bel fıtığı tanısı konuluyor. 2 haftayı geçen bel ağrısı şikayeti halinde vakit kaybetmeden fizik tedavi ve rehabilitasyon ya da ramatoloji uzmanına başvurulması gerekiyor'' dedi.

Ataman, bel ağrısı şikayeti sonrasında ağrının farklı bölgelere yaygınlık göstermesinin ciddiye alınması gerektiği uyarısında bulunarak, ''Kalça ve bacaklara doğru yayılım gösteren bel ağrısı durumunda, bel fıtığı düşünülmelidir. Eğer ağrıya bacaklarda uyuşma, karıncalanma ve güçsüzlük gibi bulgular eşlik ediyorsa sinir basısından şüphelenmelidir'' diye konuştu.

Bel fıtığının görülme sıklığının meslek gruplarına göre değişiklik gösterdiğini dile getiren Ataman, ''Daha çok ağır iş yapanlarda bele binen yükün fazla olmasından dolayı sık görülüyor. Obezlerde de vücut ağırlığın fazla olması, kas ve yağ dağılımının değişmesine bağlı olarak kas gücünün yetersiz kalması bel fıtığının oluşumunu arttırıyor'' dedi.

Ataman, iki omur arasında amortisör görevi gören jel kıvamındaki nükleus denilen sert maddenin çok zorlama olduğunda yırtılarak dışarı taştığını ve bel fıtığını oluşturduğunu anlattı. Ataman, ''Bu bel fıtığı adı verilen oluşumun omuriliğe veya bacaklarımıza giden sinirlere bası yapması sonucu kalça ve bacaklarda ağrı ve kuvvet kayıpları görülebilir, siyatik siniri sıkışabilir ve hatta kısmi felçler ortaya çıkabilir'' dedi.

-''İLERİ EVREDE BACAK KASLARI ERİYEBİLİR''-

Bel fıtığının en önemli belirtisinin bel ve bacak ağrısı olduğuna dikkati çeken Ataman, ilk olarak belde hissedilen ağrının zamanla bacağa yayıldığını ve genellikle tek taraflı olduğunu söyledi. Ataman, ağrının bazen iki taraflı hissedilebileceğini de belirterek, şunları kaydetti:

''Kimi zaman hastalar sadece bacak ağrısı şikayeti ile gelir. Bel ağrısından çok bahsetmeyebilirler. Bu durumda da yine fıtık açısından değerlendirilmesi gerekir. Hastaların bir kısmı size daha önce bel ağrısının olduğunu, zaman zaman belinde tutulma olduğunu ve hareket etmede zorlandığını söyler.

Hastada ayrıca bacakta uyuşma, bel hareketlerinde de kısıtlanma görülebilir. Öksürme, hapşırma, uzun süreli oturma, otomobil kullanma, öne doğru eğilme gibi eylemler ağrıyı arttırır.

Skolyoz adı verilen sırtın ve belin bir tarafa doğru eğilmesi de sık rastlanılan bir durumdur. Çeşitli nedenlere bağlı gelişebilir. En sık 10 yaşından sonra kızlarda daha sık gözükür ve genellikle bu tip skolyozun nedeni bilinmez. Şekil bozukluğu, sırtta ve belde ağrı ve bazen nefes darlığına yola açabilir. Bazı hastalarda ilerleme gösterebilir.''

-''KRONİK AĞRILI HASTA ORANI YÜKSEK''-

Ataman, bel fıtığının hafif seyrinde istirahat ve egzersizin yeterli olabildiğini, kaplıcanın önerildiğini söyledi. Kısa süreli yatak istirahatinin, hastanın en rahat ettiği pozisyonda ve iyi bir yatakta olması gerektiğini dile getiren Ataman, tedaviye ilişkin şu bilgileri verdi:

''Yatak ortopedik ve düzgün olmalı, vücut ağırlığı ile çökmemelidir. Sırtüstü uzanarak bacakların altına yastık koymak en iyi dinlenme şeklidir. Ağrı kesici, kas gevşetici, ilaçlar kullanılabilir. Kronikleşmiş hastalarda antidepresan ilaç tedavi uygulanabilir. Bel fıtığına bağlı skolyoz (omurganın yana eğriliği) varsa korse kullanılabilir, ancak bu uzun süreli olmamalıdır. Yüzeysel ve derin ısıtıcılar, düşük frekanslı akımlar ve traksiyon gibi fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemleri uygulanabilir.

Tıbbi ve fizik tedaviye rağmen geçmeyen ağrılar ve ilave olarak nörolojik kuvvet kaybı olanlar ise mutlaka cerrahi olarak tedavi edilmelidir. Hastaların büyük çoğunluğunda 4-6 hafta içinde iyileşme sağlanır. Yapılan bütün tedavilere rağmen kronik ağrılı hasta oranı oldukça yüksektir.''

Haber Aktüel
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Bel fıtığı, 'Düşük ayak'ı tetikliyor
« Yanıtla #1 : 13 Eylül 2009, 11:40:19 »

Bel fıtığının çok büyük olması ve omurilik bölgesinde sinirlerin çıktığı yere bası yapması durumunda, hastanın ayağını yerde sürüyerek yürümesine yol açan 'düşük ayak' problemi ortaya çıkabiliyor.

Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği Başkanı ve aynı zamanda Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı öğretim üyesi Ramatoloji Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Ataman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her 100 kişiden yaklaşık 65-80'inin yaşamının herhangi bir döneminde bel ağrısı çektiğine işaret etti.

Bel ağrılarının genellikle en az 1-2 hafta sürdüğünü belirten Ataman, bel ağrısından şikayet eden kişilerin yaklaşık yüzde 10'unda sorunun bel fıtığı ya da iltihaplı bel romatizmasından kaynaklandığını vurguladı.

Ataman, 2 haftayı aşan bel ağrısı sonrasında ağrının farklı bölgelere yaygınlık göstermesinin ciddiye alınması gerektiği uyarısında bulunarak, 'Kalça ve bacaklara doğru yayılım gösteren bel ağrısı, bel fıtığının belirtisidir. Yaygın ağrı ile birleşen bel fıtığı, sinirlere bası yapabilir. Bu ise sağlığa ciddi şekilde zarar verebilecek sorunlara yol açar' diye konuştu.

-'HAREKET YETENEĞİ BOZULUR'-

Ataman, bel fıtığının çok büyük olup omurilik bölgesinde sinirlerin çıktığı yere bası yapması durumunda, hastada kuvvet kaybının görülebileceğini ve tıpta 'düşük ayak' olarak tanımlanan sağlık problemine neden olabileceğini bildirdi.

Ayağın bilekten yukarıya doğru kaldırılmasını kontrol etme yeteneğinin kaybolmasının 'düşük ayak' olarak tanımlandığını belirten Ataman, şunları kaydetti:

'Bu durumdaki kişi, yürürken ayak parmaklarını yerden kaldıramadığından ayaklarını yerde sürüyerek yürür (Stepaj yürüyüşü). Düşük ayak, kişinin yürümesini yavaşlatır, bozar veya engeller ve düşmeye neden olabilir. Özellikle ayağın kaldırılmasının çok önemli olduğu merdiven çıkma, yokuş çıkma ve yumuşak yüzeylerde yürüme zorlukla yapılır. Bu engeller nedeniyle azalmış veya bozulmuş hareket yeteneği, kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilediği gibi, günlük aktiviteleri de sınırlar.'

-'HASTALIK DEĞİL, BULGUDUR'-

Ataman, 'düşük ayağın' bir hastalık değil bir bulgu olduğu için öncelikle mutlaka nedeninin ortaya konulması ve bu nedene yönelik tedavi belirlenmesi gerektiğini dile getirdi.

Düşük ayak durumunun, bel fıtığının en önemli sonucu olabileceğini belirten Ataman, sinirlere bası sonucu oluşan bu durumun hastanın günlük yaşamını önemli ölçüde etkileyebileceğini ve birtakım önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı.

Ataman, hastalığın tedavisinde en sık ayak bileği ortezleri veya desteklerinin (AFO) kullanıldığını belirterek, tedaviye ilişkin şu bilgileri verdi:

'AFO, genellikle plastik veya daha hafif malzemelerden yapılan ayak ve alt bacak kısmına giyilen ortezdir. Bu ortez, ayak bileğini 90 derecelik açıda destekler ve ayağın yere takılmasını engelleyerek yürümeye yardımcı olur. Yumuşak ayakkabılar, sandaletler veya arkası açık ayakkabılar ile AFO giyilemez.

Düşük ayak, omurga kaynaklı patolojilere bağlı sinir yaralanması nedeniyle ortaya çıkmışsa, bası bölgesindeki neden cerrahi olarak ortadan kaldırılarak tedavi denenir.'

Tıme Turk
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Bel fıtığından korunmak için uzman tavsiyeleri
« Yanıtla #2 : 28 Eylül 2009, 05:18:51 »



En yaygın sağlık sorunlarının başında bel ağrıları geliyor. Baş'tan sonra en çok görülen ağrılardan olan bel ağrıları,insanların yaşamlarını olumsuz etkiliyor. Uzmanlar ise şu tavsiyelerde bulunuyor

 Bel ağrıları bel fıtığının yanı sıra, karın iç organlarındaki rahatsızlıklar, jinekolojik sorunlar, enfeksiyon hastalıkları, romatizmal hastalıkların yanında omurganın bel bölgesindeki bazı sorunlarından da ortaya çıkabiliyor.

Uzmanlar, en önemli bel ağrısı nedeni olan bel fıtığının oluşmasında ağır bir yük kaldırma, ters bir hareket yapma gibi pek çok dış faktörün yanında kişiye ait faktörler de bel fıtığının oluşumunda önemli rol oynuyor.

Zorlayıcı hareketler, belin alt bölgesine binen yük ve eğilip bükülme sonucu disk yapısının bozulması bel fıtığının başlıca sebeplerini oluşturuyor. Çeşitli kazalar da bel fıtığına sebep olabiliyor.

Toyotasa Acil Yardım Hastanesi Beyin Cerrahisi Uzmanı Dr. Murat Günal, düzenli sporun bel fıtığı riskini azalttığını söyledi.

Bel fıtığının oluşumunda yaş, kilo, ailesel yatkınlık, genetik özellik ve omurga yapısının önemli olduğunu belirten Dr. Murat Günal, bel ağrısı, bacaklara vuran ağrı, bacaklarda ve ayaklarda uyuşma, güçsüzlük, idrar yapamama ya da idrar kaçırmanın bel fıtığının başlıca belirtileri olduğunu ifade etti.

Bel fıtığı tanısı konmuş hastaların büyük çoğunluğunun ameliyat yapılmadan iyileştiğini kaydeden Günal, gelişmiş ameliyat teknikleri ve mikroskoplar sayesinde bel fıtığı ameliyatlarının başarıyla yapıldığını dile getirdi.

"Güçlü bir belde kolay kolay bel fıtığı olmaz." diyen Günal, "Spor yapan ile yapmayan kişi arasında bel fıtığına rastlanma oranı çok büyük fark gösteriyor. Spor yapmak bel fıtığı riskini azaltıyor. Spor bel fıtığını kesin önlemez. Ancak her zaman için güçlü bir bel yapısı destekleyici bir unsurdur." şeklinde konuştu.

(CİHAN)

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Bel Tutulması, Omurga Romatizması Habercisi!
« Yanıtla #3 : 17 Ağustos 2011, 02:35:43 »
Bel Tutulması, Omurga Romatizması Habercisi!

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Kiraz, sabahları uykudan uyandıran, 1 saatten fazla belde tutulmaya yol açan bel ağrısının, omurga romatizmasının habercisi olabileceğini söyledi.
 
Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Kiraz, yaptığı açıklamada, birçok kişinin bel ve boyun başta olmak üzere eklem ve kas ağrılarıyla karşılaştığını söyledi.
 
Toplumda her 100 kişiden 80'inin hayatının bir döneminde bel ağrısından yakındığını belirten Kiraz, bel ağrısı olan hastaların yüzde 70-85'inin 6 hafta içinde kendiliğinden iyileştiğini bildirdi.
 
Kiraz, bel ağrısının, kas spazmı, bel kayması, kireçlenme, romatizma, kemik erimesi, omurlarda kırık ve bel fıtığı gibi çeşitli nedenlere bağlı oluşabildiğini ifade ederek, ağrıların yüzde 90'ının basit ağrı kesicilerle geçebildiğini kaydetti.
 
Her bel ağrısının ciddi bir hastalık habercisi olmadığını ancak uzun süreli bel ağrılarının önemsenmesi gerektiğini belirten Kiraz, ağrının devam etmesi halinde mutlaka uzman hekime başvurulması uyarısında bulundu.
 
Kiraz, sabahları uykudan uyandıran bel ağrısının ''ankilozan spondilit'' denilen omurga romatizmasının habercisi olabildiğini ifade ederek, omurga romatizmasına bağlı bel ağrılarının tüm bel ağrılarının yüzde 5'ini oluşturduğunu bildirdi.
 
hastane.com
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Bel Fıtığında Yanlış Bilinenler
« Yanıtla #4 : 13 Eylül 2011, 23:51:43 »
BEL FITIĞINDA YANLIŞ BİLDİKLERİMİZ

Bel fıtığı tedavisinde yanlış ve doğrular

Her 10 kişiden 8’i yaşamı boyunca en az bir kez bel ağrısı çekiyor. Ancak her bel ağrısı bel fıtığı anlamına gelmediği gibi, her bel fıtığına da ameliyat gerekmiyor. Bel fıtığında yanlış bilinenleri ve konunun doğrularını bir uzmana sorduk...

Bel fıtığı günümüzde en yaygın sağlık sorunlarından biri. Çok sık rastlanmasına rağmen bu hastalığı yeterince tanımıyoruz, üstelik birçok yanlış bilgi ediniyoruz. Bu nedenle bel fıtığı tedavisinde yanlış bilinenleri sıraladık ve bilimsel doğruları Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Aybars Akkor’a sorduk.

Yanlış: Sert yerde yatmak bel ağrılarını giderir. Bel fıtığı oluşunca mutlaka ya yerde yatmalı ya da yatağın altına tahta koyup öyle yatmalı.

Doğru: Sert yerde yatmak sırt ve bel kaslarının tutulmasına neden olduğu için yarar yerine zarar getirir. İyi bir yaylı yatakta, tercihen yarı ortopedik bir yatakta yatmak en iyisidir.

Yanlış: Mutlaka sırtüstü yatılmalıdır.

Doğru: Hastanın en rahat ettiği pozisyon en iyisidir. Hastalar genellikle yan yatıp bacaklarını karınlarına doğru çektiklerinde daha rahat ederler çünkü bu pozisyonda yatarken omurların arası açılacağından, bacak sinirlerine olan baskı azalır. Eğer hasta sırtüstü yatmak isterse, belinin altına bir yastık koyması ve bacaklarını yüksek bir yere uzatması daha uygun olur.

Yanlış: Tuvalet ihtiyacı dışında kalkmadan 20-25 gün kesin yatak istirahati yapılmalıdır.

Doğru: İki gün yatak istirahati yeterlidir. Eğer hasta rahatlamazsa, bir sonraki tedavi aşamasına geçilmelidir. Uzun süre yatmak hastada depresyona yol açabilir ki; depresyonun tedavisi bel fıtığının tedavisinden daha zordur.

Yanlış: Yürüyüşten, merdiven çıkıp inmekten kaçınmalı, daha çok oturmak tercih edilmelidir.

Doğru: Oturmak bele binen yükü artırır, 15-20 yirmi dakikadan fazla sürekli oturulmamalı, sık sık vücudun pozisyonu değiştirilmelidir.

Yanlış: Sürekli korse takmak beli toparlar, bele binen yükü azaltır.

Doğru: Omurga kırıkları ve kaymaları dışında sürekli korse takmak zararlıdır, beldeki kasların zayıflamasına yol açar.

Yanlış: Bel çektirme ile bel fıtığı geri gider, hasta rahatlar.

Doğru: Bel çektirme sadece omurların arka uzantılarının birbirleri arasında yaptıkları eklemlerdeki kaymalarda faydalıdır. İleri derecede bel fıtığı olan kişilere yapıldığında fıtığın kopmasına ve hasta için felç tehlikesinin ortaya çıkmasına sebep olur.

Yanlış: Bele balık bağlama, bardak çekme, masaj gibi alternatif yöntemler fıtığı yerine sokar.

Doğru: Bu gibi alternatif yöntemler sadece beldeki kan dolaşımını artırır. Böylece beldeki kaslar gevşer, hastada geçici rahatlama olur, fıtık üzerine bir etkisi olmaz.

Yanlış: Fizik tedavinin yapıldığı yer çok önemlidir.

Doğru: Fizik tedavinin yapıldığı yerin önemi vardır ama yakınlığı çok daha önemlidir. Hastanın fizik tedaviden sonra üşütmeden, yorulmadan eve gitmesi gereklidir.

Yanlış: Fizik tedavi esnasında ağrı olursa bırakılmalıdır.

Doğru: Fizik tedavinin özellikle ilk üç gününde ağrıların artması normaldir, sabırla devam edilmelidir.

Yanlış: Fizik tedavinin etkisi ancak birkaç ayda belli olur.

Doğru: İlk 10 seans sonucunda hastanın ağrılarında bir gerileme olmuyorsa, fizik tedaviyi sürdürmenin bir anlamı yoktur. Bir sonraki tedaviye geçilmelidir.

Yanlış: Bele iğne yapılması bel fıtığını yok eder.

Doğru: Bele iğne yapılması hastanın ağrılarını geçici olarak yok eder, tamamen geçirmez. Yapılacak kortizonun birçok yan etkisi olduğu unutulmamalıdır.

Yanlış: Bel fıtığı ameliyatı çok risklidir, hastaların çoğu ya sakat kalır ya da kısıtlı bir yaşam sürdürmek zorunda kalır.

Doğru: Mikrocerrahi ile ve iyi bir beyin cerrahı tarafından yapılan bel fıtığı ameliyatlarının sakat kalma, felç olma gibi bir riski yoktur. Ameliyat, hastanın daha rahat hareket edebilmesi için yapılır, onun hareketlerini kısıtlamak için değil.

Yanlış: Bel fıtığı ameliyatlarında hasta mutlaka narkoz almak zorundadır.

Doğru: Artık epidural anestezi ile hasta uyumadan da ameliyat yapılabilmekte, hastalar ameliyat sırasında sohbet edebilmekte, ayaklarını oynatabilmektedir. Bu yöntem sayesinde ameliyat sonrası uyanamama, bulantı, kusma gibi sorunlar oluşmamaktadır. Hasta ayağını oynatabildiği için ameliyat sırasında güç kontrolü de yapılabilmektedir. 

Yanlış: Bel fıtığı ameliyatından sonra en az üç ay seyahat edilmez, araba kullanılmaz.

Doğru: Bel fıtığı ameliyatından sonra hastanın tatile veya bir seyahate çıkması istenilen bir durumdur. Hasta uçakla veya trenle ameliyat gecesi, arabayla veya otobüsle ameliyattan iki gün sonra uzun yolculuğa çıkabilir. Ameliyattan bir hafta sonra tatil yapabilir. Eğer İstanbul trafiği gibi stresli bir yerde değilse, ameliyattan birkaç gün sonra araba kullanabilir.

Yanlış: Bel fıtığı ameliyatından sonra cinsel güç azalır. Zaten ameliyattan sonra en az üç ay cinsel perhiz uygulanmalıdır.

Doğru: Bel fıtığının varlığı cinsel gücü azaltır, onun ameliyatla alınması zamanla kaybolanları geri döndürür. Ameliyat sonrası cinsel perhiz ise sadece 10 günlüktür.

Yanlış: Ameliyat sonrası futbol, kayak, tenis gibi sporlar bir daha yapılamaz, denize girilemez.

Doğru: Ameliyattan bir hafta sonra deniz ve havuz tedavi için yararlı girişimlerdir. Yürüyüş ve yüzme hastanın normal yaşama dönmesini hızlandırır. Zıplama gerektiren sporlar iyileşmeyi geciktirdiği için iki ay süreyle yasaklanır, sonra spor öncesinde iyice ısınmak kaydıyla serbest bırakılır.

Yanlış: Sadece bel ağrısı belirtisi olan bel fıtığında da ameliyat olunmalıdır.

Doğru: Bel fıtıklarının yüzde 90’ı ameliyatsız iyi edilebilmektedir. Sadece bel ağrısı veya uyuşma için ameliyat yapılamaz.

Dr. Aybars Akkor

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı

“Bel fıtığı en çok ev kadınlarında görülüyor”

Bel fıtığı nedenleri arasında stres ("Beni fıtık ettin" sözü de buradan geliyor), aşırı yorulma, yukarı uzanma, yana doğru eğilme, klima, uzun süre ayakta durma, uzun süre sarsıntılı yolda araba kullanma gibi nedenleri sayabiliriz. Elbette bunlar zaman zaman hepimizin yaşadığı durumlar. “Hangi durumda ameliyat gerekir?” sorusunun yanıtı ise bacakta güç kaybı, tedaviyle geçmeyen ağrılar, yürümede zorluk yaratan uyuşmalar, geceleri uyandıran ağrılar, MR’da kopmuş fıtık parçası, idrar kaçırma, cinsel fonksiyon bozukluğu sayılabilir. Bel fıtığının en sık görüldüğü meslek grupları arasında ev kadınları ilk sırayı alıyor. Ev hanımlarını yöneticiler, öğretmenler, şoförler, garsonlar, eczacılar ve vibratörlü iş makinesi kullananlar izliyor.
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
10 Dakikada Lazerle Bel Fıtığı Ameliyatı
« Yanıtla #5 : 08 Mayıs 2012, 19:43:10 »
Konya' da lazerle bel fıtığı ameliyatı yapılmaya başlandı.

10 dakika süren operasyonla, hastanın 3-5 günlük istirahatla normal hayatına kaldığı yerden devam ettiği bildirildi.

Özel Farabi Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Onur Çiçek, bel fıtığında cerrahi tedavinin en son çare olduğunu söyledi. Bel fıtığı hastalığında izlenen tedavi süreci hakkında bilgi veren Op. Dr. Onur Çiçek, "Önce ilaçlar reçete edilerek, ağrılar hafifletilir. Hastanın şikayeti devam ediyorsa bu sefer fizik, tedavi ve rehabilitasyon bölümüne yönlendirilir. Hala derde derman olunamadıysa lazerle bel fıtığına çözüm arıyoruz." şeklinde konuştu.
 
Hasta Birkaç Saat İçinde Taburcu Ediliyor
 
Lazerli operasyon sırasında uygulanan tedavi aşamalarını anlatan Dr. Çiçek, "Genel anestezi yapılmadan sadece işlem bölgesi uyuşturularak yapılır. Hasta uyanık olduğu için monitörden yapılan işlemi rahatlıkla görebilir. Hasta yüzüstü yatırılır. Röntgen cihazı altında çapı 1 milimetre olan iğnenin içersinden lazer kablosu geçirilir ve sağlıksız bölgeye sadece 10 dakika uygulanır. İşlem bittikten birkaç saat sonra hasta taburcu edilir. 3–5 günlük yatak istirahati süresince alması gereken ilaçları reçete ederiz. İstirahat süresinden sonra hasta rahatlıkla işine dönebilir." diye konuştu. Çiçek, lazerli işlemi her yaştaki hastaya rahatlıkla tavsiye ettiklerini de sözlerine ekledi.

16 Yılık Rahatsızlığı Farabi'de Sonlandı

16 yıldır bel fıtığı rahatsızlığı bulunan 34 yaşındaki Ahmet Akçapan, Özel Farabi Hastanesi'nde yapılan lazerli yöntemle yapılan ameliyat hakkında görüşlerini dile getirdi. Ankara'da ikamet ettiğini ve internette yaptığı bir araştırma sonucunda Özel Farabi Hastanesi'ne başvurduğunu ifade eden Akçapan, "Burada bana da lazer tedavisi yapıldı. Şu anda kendimi iyi hissediyorum. Doktorumun da söylediği gibi 5-6 gün içerisinde kendimi daha iyi hissedeceğimi umut ediyorum" dedi.
 
Hastane.Com.Tr
〰〰〰〰🐠