EĞİTİM, AİLE, KÜLTÜR-SANAT, SAĞLIK > SAĞLIKLI YAŞAM

Hipotroid Hastalığında Beslenme Nasıl Olmalıdır?

<< < (2/3) > >>

mazlum:
Bu güzel bilgileri bizimle Paylaşan .Tuğra'ya Tkş ler. H.z Allah Razı olsun ,
gercekten çok faydalandık .

Tuğra:
Amin cümlemizden

*************************************


Boynunuzdaki Şişliğe Dikkat!
 
Ülkemiz, tiroid bezinin büyümesi sonucu gelişen guatr hastalığının dünyada en sık görüldüğü bölgelerden biridir.
 
Tiroid bezi, boyunda trakea denilen ve nefes borusunun hemen başlangıç kısmının önünde yer alan bir organdır. Yaşamsal endokrin fonksiyonlara sahip olan bu organ, sağ ve sol olarak iki ayrı lobdan oluşuyor.

Bu iki lob, ‘istmus’ adı verilen bir bölümle birbirine bağlanıyor. Normal olarak 20-30 gram ağırlığında olan tiroid bezinin boyutu ve ağırlığı, hastalık durumlarında ciddi olarak değişebiliyor. Tiroid bezinin fiziksel özellikleri ve hormon üretimiyle ilişkili fonksiyonlarına ait bozukluklar ülkemizde çok sık görülüyor.

Dünyanın birçok yerinde de bu oran tüm nüfusun yüzde 5’inin üzerinde görülüyor. Tedavinin başarısındaki kilit nokta ise, tüm hastalıklarda olduğu gibi, “erken tanı ve doğru tedavi”dir.

Tiroid bezi hastalıkları hakkında merak edilenleri Acıbadem Bursa Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Zorluoğlu ve Acıbadem Bakırköy Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cihan Uras ve Acıbadem Tıbbi Direktörüne sorduk.

Guatr

Endemik guatr, tiroid bezinin tek lobunun veya bezin tamamının büyümesi olarak tanımlanıyor. Ülkemizin de içinde bulunduğu endemik bölgelerde guatr oranı oldukça yüksektir. Endemik guatr nedeniyle oluşan sağlık sorunları sadece tiroid bezinin büyümesiyle sınırlı kalmıyor, bu durum fiziksel ve bilişsel gelişimi de etkiliyor.

Tanı yöntemlerindeki gelişmeler ve hastalığın gelişim evrelerinin daha anlaşılır hale gelmesi sayesinde, her geçen yıl bulgusu olmadan tanı alan hasta sayısı da artıyor.

Yapısal özelliklerine bakıldığında homojen olarak büyümüş tiroid bezinde zaman içerisinde ve hastanın yaşlanmasıyla nodüller oluşabiliyor. Büyük guatrı olan hastalarda ileri derecede büyümüş guatr nefes ve yemek borusuna basabiliyor, ikincil nefes darlığına ve yutma güçlüğüne neden olabiliyor.

Ses tellerine giden reküren sinire bası nedeniyle de ses kalitesinde değişiklik ve ses kısıklığı oluşabiliyor. Büyük hacimlere ulaşmayan guatrlarda ise hastalık uzun süre bulgu vermeden devam edebiliyor.

Nedenleri: İyot eksikliğinin yanı sıra, guatra neden olan karalahana gibi gıdaların çok ve sürekli tüketilmesi, iyot metabolizmasıyla ilişkili ilaçların kullanımı ve bazı kalıtsal bozukluklar guatra yol açabiliyor.

Tanı Nasıl Konuyor?

Tanıda klinik değerlendirme ve fizik muayenenin yanı sıra laboratuvar tetkikleri de çok yardımcı oluyor.

Ultrasonografi ve sintigrafi hem tanının doğrulanmasında hem de kanser olasılığının değerlendirilmesinde ciddi katkı sağlıyor. Nodüllü guatrlarda eğer böyle bir olasılık akıldan geçiyorsa, mutlaka şüpheli nodülden poliklinik şartlarında veya radyoloji bölümünde ultrasonografi kılavuzluğunda yapılan ince iğne aspirasyon biyopsisi ile hücre örneği elde edilmeli ve bu örnek deneyimli bir patolog tarafından değerlendirilmelidir.

Ancak ince iğne aspirasyon  biyopsisinde kanser saptanmaması, bu olasılığı tam olarak ortadan kaldırmayabilir. Yine klinik bulgularla birlikte, son kararın hekim tarafından  verilmesi gerekemektedir.

Nasıl Tedavi Ediliyor?

Guatr hastalarını tedavi etmenin en kolay ve en maliyet etkin yolu, guatr oluşumunun engellenmesinden geçiyor. Endemik bölgelerde gıda ürünleriyle iyot alımının artırılması bu anlamdaki en başarılı ve etkin yöntem. Ülkemizde olduğu gibi sofra tuzlarına iyot eklenmesiyle Amerika Birleşik Devletlerinde ve birçok Avrupa ülkesinde etkin önleme sağlanabiliyor. Günümüzde tiroid bezinde nodül veya nodüller gelişmiş olan hastaların bir bölümünde cerrahi tedavi gerekmektedir.

Birden fazla nodülü olan guatr hastalarında cerrahi tedavi önerilmesini gerektiren en önemli unsur, nodüllerden herhangi birinde kanser tanısı ya da şüphesi olmasıdır. Ameliyat sonrası uzun süreli izlemde hastaların yaklaşık yüzde 20’sinde tiroid bezinde tekrar büyüme saptanması, ameliyatta geride daha az miktarda tiroid dokusu bırakılmasını daha tercih edilir hale getirmiştir.

Hatta günümüzde bazı merkezlerde tiroid bezinin tamamının çıkartılması olan total tiriodektomi uygun hastalarda standart cerrahi olarak yerini aldı.

Geride doku bırakılan hastalarda ise tiroid hormon düzeylerine bakılıyor ve düzey düşük ise, yani hasta hipotiroid durumundaysa dışarıdan tiroid hormonu veriliyor.

Tiroid hormon düzeyleri normal sınırlarda olan hastalarda dahi tiroid bezinin tekrar büyümesi olasılığını azaltmak için belli bir süreyle tiroid hormonu verilerek, beyindeki hipofiz bezi tarafında salgılanan ve tiroid bezini uyaran Tiroid Stimülan Horman (TSH) düzeyi alt sınırlarda tutuluyor.

Hipertiroidi

Tiroid bezi temel olarak T3 ve T4 adı verilen iki hormon üretiyor. Sağlıklı bireylerde “TSH uyaranı ve T3-T4 üretimi” denge içinde sürdürülüyor. Üretim fazla olduğunda uyaran miktarındaki azalma yetersiz üretim durumlarında ise uyaran miktarındaki artışlarla T3 ve T4 hormonları normal düzeylerde tutuluyor.

Hastalık durumlarında ise bu denge bozuluyor. Tiroid bezi kontrolsüz olarak gerektiğinden fazla hormon üretiyor ve hipertiroidi denilen hastalığa neden olabiliyor veya tam tersi olarak yetersiz üretim gerçekleştirip hipotiroidi denilen durum oluşabiliyor.

Hipertiroidi tüm vücudu etkileyebiliyor ve birçok organın çalışmasıyla ilgili belirtiler ortaya çıkarabiliyor. Çarpıntı, ellerde titreme, kilo kaybı, güçsüzlük ve sıcağa dayanamama en sık görülen belirtilerdendir.

Hipertiroidi nedenlerinden biri olan Graves hastalığında tiroid bezi yaygın olarak büyüyor yani guartra neden oluyor. Kadınlarda 4-5 kat daha sık görülen Graves hastalığı, tüm hipertiroidi hastalarının yaklaşık yüzde 85’ini oluşturuyor.

Graves  hastalığındaki hipertiroidi bir bağışıklık sistemi kusurundan gelişiyor, vücutta tiroid bezini uyaran bazı moleküller üretiliyor ve tiroid üretimini tetikliyor. Bu hastalarda göz bulgularıö nadir olarak da ayaklarda ödem gelişebiliyor.

Hipertiroidinin bir diğer nedeni ise, nodüler guatrlardaki nodüllerin bazen zaman içerisinde otonomi kazanıp, kontrolsüz ve fazla miktarda tiroid hormoni üretmesi sonucu oluşan “toksik multi-nodüller guatr”dır.

Hipertiroidiye üçüncü sıklıkta yol açan hastalık ise tiroid bezinde kontrolsüz hormon üreten iyi huylu tümör olmasıdır.

Tiroid Kanseri

Tiroid kanseri gelişiminde birçok risk faktörü ve kalıtsal unsur etkili oluyor. Kadınlarda daha sık gelişirken, bu hastalığa bağlı ölümler ise erkeklerde daha fazla görülüyor. Tiroid kanseri çok değişik biyolojik davranışlara ve saldırganlığa sahip olan, değişik özellikler gösteren ve tedavi seçenekleri ile tedaviye yanıtları çok farklı olan değişik kanser türlerini kapsıyor.

Bu geniş gruba bakıldığında yelpazenin en dost tarafında tiroidin papiller kanseri yer alıyor. Sevindiricidir ki papiller kanser, tiroid kanserlerinin yüzde 80’ini oluşturuyor. Hastalığın moleküler biyolojisinin anlaşılmasında, tanısında ve tedavisinde elde edilen gelişmelerle papiller tiroid kanserine bağlı ölümler son 30 yılda yaklaşık yüzde 20 azaldı. Diğer bir tür olan anaplastik kanserde ise bu kadar anlamlı gelişmeler elde edilemedi.

En sık 30’lu ve 40’lı yaşlarda görülen papiller kanser, kadınlarda erkeklere oranlara üç kat daha sık görülüyor. Klinikte papiller tiroid kanserinden kuşkulanılan hastaların yüzde 65 civarında tiroid bezinde nodül fark ediliyor. Hastaların yüzde 15’i ise hem tiroid bezinde nodül hem de boyunda şişmiş bir lenf beziyle hekime başvuruyor. Hastaların yaklaşık yüzde 20’sinin yakınması ise yalnızca boyunda şişmiş bir lenf bezinden oluşuyor.

Bu tümörlerin boyundaki lenf bezlerine sık sıçramasına karşın uzak organlara yayılımı nadir görülüyor. Hipertiroidisi olan hastaların da belli bir bölümünde tiroid kanseri görülebiliyor. Graves hastalarının yaklaşık olarak yüzde 5’inin izlemlerinde tiroid kanseri saptanıyor. Bu kanserlerin en az yüzde 75’ini de papiller tiroid kanseri oluşturuyor.
 
hastane.com

Tuğra:
Tiroid bezinin normalden çok çalışarak aşırı miktarda tiroid hormonu üretmesine hipertiroidi denilir. Çeşitli nedenlerle kanda tiroid hormonunun artmasına ise tirotoksikoz denilir. Her ikisininde belirti ve bulguları aynıdır. Her iki durumda da kanda T3 ve T4 tiroid hormonlarının düzeyi artar. Kanda TSH düzeyi ise düşer.

En sık görülen nedeni Graves hastalığı denilen durumdur. Sıcak nodüller özellikle yaşlı hastalarda hipertiroidinin diğer önemli bir sebebidir. Tiroid hormonlarının kontrolsuz alımı, bazı iltahabi tiroid hastalıkları, aşırı iyot alımı ve doğum sonrası tiroid hastalığı diğer hipertiroidi ve tirotoksikoz sebepleri arasında sayılabilir. Hipertiroidi oldukça rahatsızlık ve şikayet oluşturan, zarar verici toksik bir durumdur.

En sık görülen belirtileri neler?

En sık görülen bulgular, sinirlilik, çarpıntı ve kilo kaybıdır. Ellerde titreme, kaslarda güçsüzlük görülür. Vücut ısısı artar ve sıcağa karşı tahammülsüzlük gelişir. Saç dökülmesi görülebilir. Saçlar ince cansız ve yağlıdır. Cilt nemli ve incedir. Tırnaklar kolaylıkla kırılır ve zor büyür. Barsak hareketlerinde artma izlenir. Uzun süren hastalıklarda adet düzensizliği oluşur. Adet sayısında ve kanama miktarında azalma olur. Gözlerde şişme ve ileri doğru çıkma Graves hastalarında görülür. Çift görme gelişebilir.

Çarpıntı uyarıcı bir belirti mi?

Çarpıntı hipertiroidinin en önemli bulgusudur. Çarpıntı olmadan hipertiroidi olmaz diyebiliriz. Bu nedenle hastaların ilk şikayet ettiği belirtilerden biridir. Hastalar hareket ettiklerinde veya heyecanlandıklarında kalbinin fazla çarptığını hisseder.

Hatta bazen hiç efor sarfetmeden istirahat halindeyken bile çarpıntı görülebilir. Daha ileri durumlarda çarpıntının yanında diğer ağır kalp ritm bozuklukları da görülebilir. Çarpıntı şikayeti ile gelen hastalarda tiroid hormon düzeylerinin ölçülmesi ihmal edilmemelidir.

 Hastalık iştah açıyor mu?

Evet. Hastalarda belirgin iştah açılması görülür. İştah gençlerde yaşlılara nazaran daha fazla artar. Ancak iştaha ve çok yemeye rağmen zayıflama görülür. Hipertiroidi bazal metabolizmayı, dolayısıyla oksijen ve nerji tüketimini artırır.

Vücut ısısı artar, sıcağa karşı tahammülsüzlük oluşur. Artan metabolizmaya bağlı olarak da iştah artar. Bazen gençlerde iştah o kadar çok artar ki hastalığın erken dönemlerinde hastalar kilo bile alabilirler. Ancak hastalığın ileri evrelerinde kilo kaybı ve güçsüzlük kaçınılmaz olur.

Gözlerde de bazı belirtiler ortaya çıkıyor değil mi?

Hipertiroidide göz kaslarındaki güçsüzlüğe bağlı olarak göz kapakları normalden açık hale gelir, gözler parlak nemli bir hal alır ve adeta büyümüş gibi gözükür. Hipertiroidinin tedavisi ile düzelir. Graves hastalığına bağlı olarak gelişen gözlerin ileri doğru fırlaması ise ağır bir durumdur. Hipertiroidi düzelse bile gözler tamamen düzelmeyebilir. Gözlerde öne doğru çıkma (ekzoftalmi) her iki gözde aynı şiddette olmyabilir. Böyle durumlarda çift görme olabileceği gibi ciddi kozmetik problemler de ortaya çıkar.

Göz bulguları ile sigara içme arasında bağlantı vardır. Sigara içenlerde gözlerin ileri doğru fırlaması ve ekzoftalmi kaçınılmaz hale gelir. Sigara ayrıca hastalığın tedavisini güçleştirir, haswtalığın nüks etmesine sebep olur. Hipertiroidi hastalarının sigarayı bırakmaları şiddetle teşvik edilmelidir. Aksi taktirde pişmanlık fayda etmez.

Çok terleyen ve çok su içenlerde hipertiroidi taraması yapılmalı mı?

Hastalık bazal metabolizmayı artırdığı için oksijen tüketimi ve enerji tüketimi artar. Hastalar durdukları yerde terlerler ve sıcaktan çok rahatsızlık duyarlar. Çok terlemeye bağlı olarak sıvı kaybı olur. Sıvı kaybını karşılamak için hipertiroidi hastaları çok su içerler. Çok terleme ve çok su içme hipertiroidinin belirtisi olabilir. Bu nedenle bu tür şikayeti olan hastalarda tiroid testlerini yapmayı ihmal etmemek gerekir.

Hastalık kısırlığa yol açabilir mi?

Hipertiroidi tüm sistemleri etkilediği gibi üreme organlarını ve hormonlarını da etkiler. Kadınlarda adet düzensizliğine yol açar. Adet sayısında ve kanama miktarında azalma görülür. Yumurtlamanın azalması ve beraberinde cinsel isteksizlik görülebilir.

Bu nedenlerle gebe kalma zorlaşabilir. Ancak tedavi ile bu bulguların hepsi normale döner. Erkeklerde bastalığın başlangıcında cinsel performansta artış olmakla beraber daha sonra cinsel isteksizlik görülür. Erkeklerde memelerde büyüme ve süt gelmesi görülebilir. Ancak tedavi ile birlikte hepsi düzelir.

Deride ne tür değişiklikler meydana geliyor?

Vücut ısısının artışına bağlı olarak cilt nemli ve incedir. . Bazen ayak sırtında kalınlaşma ve ödem görülebilir. El ve avuç içlerinde damar genişlemesine bağlı kızarıklık görülebilir. Tırnaklar ince ve cansızdır. Saçlar incelmiş, cansız ve güçsüzdür. Saç dökülmesi görülür ancak tedavi ile saçlar yeniden çıkar. Hastaları çok rahatsız eden yaygın kaşıntılar olabilir.

Hipertiroidi ve kemik erimesi arasında ilişki var mı?

Evet var. Hipertiroidi kemik metabolizmasını bozar. Kemik erimesi dediğimiz osteoporoz gelişimine neden olur. Kemiklerdeki kalsiyum azalır, kanda ve idrarda kalsiyum miktarında artış gözlenir. Vücuttan ciddi bir kalsiyum kaybı olur.

Bu durum menopozdaki hastalar için daha da önemlidir. Zaten menopoz nedeniyle kemik erimesi riski mevcutken hipertiroidi bu riski daha da artırır. Hipotiroidi sırasında tedavi için verilen T4 hormon düzeyi iyi ayarlanmaz ise hipertiroidi ve osteoporoz gelişebilir.

Peki, hipertiroidinin sebepleri neler?

Hipertiroidinin bilinen en önemli sebebi Graves hastalığıdır. Graves hastalığının sebebi tam olarak bilinmemektedir. Bağışıklık sistemindeki bir bozulma ile tiroid bezinin çok çalışmasına sebep olan proteinler vücutta üretilir. Hipertiroidinin diğer bir sebebi çok çalışan nodüllerdir. Sıcak veya hiperaktif dediğimiz bu nodüller tiroid bezinden bağımsız olarak sürekli ve çok miktarda tiroid hormonu üretirler ve kana verirler.

Tiroid bezinin iltahabi durumları, aşırı iyot alımı ve tiroid bezinin çeşitli sebeplerle tahrip olması hipertiroidinin nadir görülen diğer sebepleri arasında sayılabilir. Hipotiroidinin tedavisi sırasında verilen tiroid hormonlarının kontrolsuz ve aşırı alımı da hipertiroidinin sık görülen sebeplerindendir.

Hipertiroidiyi hangi yöntemlerle teşhis ediyorsunuz?

Hipertiroidi oldukça gürültülü seyreden bir hastalıktır. Bu nedenle tanı koyduracak belirtiler zaten vardır. Ancak yaşlı hastalarda bazen belirtiler sadece çarpıntı veya sinirlilik olarak ortaya çıkabilir. Bu durumda hekiminhipertiroididen şüphelenmesi zorlaşabilir.

Hastalığın kesin tanısı için kanda tiroid hormonlarının ve TSH�nın düzeyine bakılır. Çoğunlukla T3 veya T4�ün her ikisi veya sadece biri yüksek bulunur.

Bazen erken dönemlerde her ikisi de normal olabilir ama TSH düzeyleri mutlaka düşüktür. Graves hastalığında tiroid antikorları yükselir.Tiroid sintigrafisi ile nodüllerin fonksiyonu hakkında bilgi edinilir. Tiroid uptake testi ise tiroid bezinin tümünün fonksiyonu hakkında fikir verir.

Tedavisi zor mu?

Hipertiroidi hastaları çok rahatsız eden ve çok zarar veren bir klinik durumdur. Bu yüzden mutlaka tedavi edilmeli ve kısa sürede tedaviye başlanmalıdır. Tedavide çeşitli seçenekler mevcuttur. İlaç tedavisi ile hastalığın belirtileri kısa sürede ortadan kaldırılır. Ancak hastalığın ilaçla tedavisi oldukça uzun sürer. Hastalar 1-2 yıl ilaç tedavisi kullanmak zorunda kalırlar.

Buna rağmen hastaların büyük kısmında nüks görülür. Sigara içenlerde, tiroid bezi büyük olanlarda ve gençlerde nüks oranı daha yüksek tir. Ayrıca ilaçların çeşitli yan etkileri vardır. Radyoaktif iyot tedavisi (atom) diğer bir tedavi seçeneğidir. Radyoiyot tedavisi hastaya ağız yoluyla verilir.

Bilinen bir yan etkisi bulunmamaktadır. Bugün dünyada hipertiroidi hastalarının çoğunda ilk tedavi yöntemi olarak radyoiyot tedavisi uygulanmaktadır. Cerrahi tedavi ise çok az sayıdaki hastaya uygulanır, neredeyse hipertiroidinin tedavisinde bugün yeri kalmamıştır denilebilir.

Op.Dok.Mahmut Akyıldız

Tuğra:

Tiroid ultrasonu ses dalgaları gönderilerek tiroid bezinin yapısının veya resminin bilgisayar ekranında ortaya konduğu bir tetkiktir. Herhangi bir radyoaktif madde kullanılmaz. Bu nedenle gebelerde güvenle yapılabilir.

Tiroid ultrasonu tiroid bezinin büyüklüğünü, bezin şeklini ve nodül varsa onun büyüklüğünü anlamamıza yarar. Ultrason ile nodül içinde sıvı olup olmadığı, yani nodülün kistik bir yapısının olup olmadığı anlaşılır. Ayrıca ilaç tedavisiyle bezin veya nodülün ne kadar küçüldüğünü veya küçülmediğini daha iyi anlamamızda bize yol gösterir. Nodül kan akımının Doppler ultrason ile incelenmesi nodüllerin iyi huylu veya kötü huylu olup olmadığı konusunda ek bilgi verir.

Damardan teknesyum denilen radyoaktif bir madde verilerek tiroid bezinin filminin çekilmesidir. Damardan teknesyum ilacı verildikten sonra kamera altına yatarsınız ve bu kamera teknesyum maddesinin tiroid bezi tarafından ne kadar tutulduğunu saptayarak tiroid bezinin filmi ortaya çıkar. Radyoaktif madde verildiğinden sintigrafi gebelerde yapılmaz.

Sintigrafi ile nodülün sıcak mı, soğuk mu olduğu anlaşılır. Bu tetkik ile alınan radyasyon sadece birkaç röntgen filmi çektirmekle aynı ayarda olup endişeye gerek yoktur.

Guatr kimlerde görülür:
Ailesinde guatr, Hashimoto hastalığı, tiroid nodülü, tiroid kanseri ve Graves hastalığı gibi tiroid hastalıkları olan kişilerde tiroid hastalığı daha fazla görülür.

50 yaş üzeri kadınlarda
Kadınlarda 50 yaş üzerinde tiroid bezi yetmezliği sıklığı artar. Erkeklerde ise 60 yaşından sonra tiroid bezi hastalığı artmaktadır.
Önceden tiroid hastalığı veya tiroid ameliyatı geçirenlerde

Daha önce herhangi bir tiroid hastalığı geçirmiş olanlarda bu hastalığın nüks etme olasılığı bulunabilir. Daha önce tiroid bezi yetmezliği veya fazla çalışması hastalığı veya tiroidid denilen tiroid bezi iltihabı geçirdiyseniz bu hastalıkların bazıları sizde nüks edebilir veya hormonlarınızda zaman içinde değişiklikler olabilir.

Guatrı olanlarda
Tiroid bezinin büyümelerine guatr diyoruz. Guatrı olan kişilerde hormonlarda azalma veya artma olabilir. Boynunuzda bir şişlik varsa sizde guatr var demektir. Guatrı olan kişilerde tiroid hastalığı veya tiroid hormonlarında bozukluk olabilir.

Sigara içenlerde
Sigara içen kişilerde guatr ve diğer tiroid hastalıkları daha sık görülür.

Menopoz dönemindeki kadınlarda
Menopoz dönemindeki kadınlarda tiroid hastalığı riski artar.

Böbreküstü bezi yetmezliği, romatoit artrit, Lupus gibi hastalığı olanlarda
Böbreküstü bezinin az çalışması (Addison hastalığı) hastalığı ve diğer romatizmal hastalıklar Hashimoto hastalığı veya Graves hastalığı dediğimiz tiroid hastalıklarıyla birlikte sık görülebilir. Bu tür hastalığınız varsa tiroid hormon tetkiklerini yaptırmanız gerekir.

Şeker hastalarında
Şeker hastalarında tiroid hormonlarında bozukluk sık görülür. Şeker hastalığınız varsa yılda bir defa tiroid tetkikleri (TSH hormonu ölçümü) yaptırınız.
Tiroid Bezi İltihabı (Tiroidit) geçirenlerde

Daha önceden tiroid bezi iltihabı geçirenlerde (tiroidit) tiroid bezi hastalığı tekrar olabilir. Bu kişilerin bir kısmında tiroid bezi yetmezliği gelişebileceğinden kontrol etmek gerekir.

Doğum yapan kadınların bir kısmında tiroid yetmezliği olabilir
Doğum yaptıktan sonraki ilk yıl içinde kadınların % 5-7’sinde tiroid bezi yetmezliği görülebilir. Halsizlik, bitkinlik, yorgunluk ve unutkanlık gibi şikayetler varsa TSH ölçümü yaptırınız.

Allerjik hastalığı olanlarda
Ürtiker (kurdeşen) denen cilt hastalığı, kaşıntı ve allerjik riniti olanlarda tiroid hormonlarında bozukluk olabilir. Bu kişilerde tiroid tetkikleri yapılması faydalıdır.

Kansızlığı olanlarda
Kansızlık tiroid bezi yetmezliğinde sık görülür. Hipotiroidi dediğimiz tiroid bezi yetmezliğinde (özellikle Hashimoto hastalığında) demir ve B12 vitamini eksikliğine bağlı kansızlık sık görülür.

Kan yağları (Kolesterol veya trigliserit) yüksek olan kişilerde
Tiroid bezi yetmezliği ve şeker hastalığı kan yağlarında yükseklik yapan hastalıklardır. Kan yağları yüksek kişilerde kan şekeriyle birlikte tiroid hormonlarına bakmak gerekir.

Down ve Turner sendromu bulunan hastalarda
Down ve Turner sendromu çocuklarda doğumla birlikte ortaya çıkan genetik hastalıklardır. Bu hastalığı olanlarda tiroid hormon bozukluğu sık görüldüğünden tiroid hormon tetkikleri yapmak faydalıdır.

Kafa veya beyin yaralanması geçiren veya beyin ameliyatı geçiren kişilerde
Herhangi bir nedenle beyin travması veya hasarı geçiren kişilerde beyinde bulunan hipofiz bezinde hasar ve daha sonra tiroid yetmezliği gelişebilir. Hipofiz bezi ameliyatı geçirenler de tiroid tetkikleri yaptırmalıdırlar.

Bazı ilaçları kullananlarda
Kalp atım bozukluklarının tedavisi için amiodaron (Cordarone tablet) ilacını kullanan hastalarda, psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılan lityum (Lithuril tablet) ilacını alanlarda ve hepatit tedavisi için interferon alfa ve beta gibi ilaçları kullanan hastalarda tiroid hormonlarında bozukluk sıklıkla olur. Bu ilaçları kullananlarda belirli aralıklarla tiroid hormon tetkiklerini yaptırmak faydalıdır.

Baş ve boyuna yönelik ışın tedavisi (radyoterapi) alanlarda
Baş ve boyuna yönelik ışın tedavisi (radyoterapi) alankişilerde tiroid hormon bozukluğu sık görülür.

Çok düşük doğum ağırlıklı erken doğan (prematüre) bebeklerde
Doğum ağırlığı çok az olan ve erken doğan bebeklerde tiroid hormon bozukluğu olabilir. Bu tür bebeklerin annelerinde de tiroid hormon incelemesi gerekebilir.

Prof.Dr.Metin ÖZATA

Tuğra:
Koltuk altından tiroid ameliyatı

Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanmaya başlanan robotik cerrahiyle koltuk altından tiroid ameliyatıyla klasik tiroid ameliyatlarının aksine boyunda yara izi, uyuşma hissi ve yutkunamama rahatsızlığı görülmüyor.

Hastaneden yapılan yazılı açıklamaya göre, Koreli kadınların boyun güzelliklerine verdiği önem nedeniyle Dr. Chung'un bulduğu ve 2007'de uyguladığı ameliyat tekniği, tüm dünyada en çok bu ülkede uygulanıyor.

Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesinde de tiroidinde kötü huylu hücreler bulunan 52 yaşındaki kadın hasta, robotik cerrahiyle koltuk altından ameliyat edildi. Ameliyatı gerçekleştiren Genel Cerrah Dr. Müjgan Çalışkan, geçen yıl itibariyle dünyada koltuk altından tiroid ameliyatı olan hasta sayısının 2 bin 530 olduğunu belirterek, Türkiye'de kamu hastanesinde bu ameliyatın ilk kez yapıldığını vurguladı. Bu yöntemin her yaştaki hastaya güvenle uygulanabildiğini ifade eden Çalışkan, şunları kaydetti:

"Bu ameliyat için hazırladığımız yaşları 27 ile 52 arasında değişen guatr hastaları var. İyi huylu 5 santimetreden küçük, kötü huylu 2 santimetreden küçük nodüllerde bu ameliyatı yapabiliyoruz. Robotik cerrahiyle koltuk altından tiroid ameliyatında, yara izi bırakmayan mükemmel bir kozmetik sonuç elde ediliyor. Boyun kısmında ameliyattan kaynaklanan uyuşma hissi ve yutkunamama rahatsızlığı olmuyor.

Oysa normal tiroid ameliyatı boynun ön kısmından yaklaşık 5 santimetre kesiyle yapılıyor. Hastalar saklaması zor olan bu yara iziyle yaşamak zorunda kalıyorlar."

Çalışkan, robotik cerrahiyle yapılan bu ameliyatın koltuk altına 5 santimetre kesi açılarak, robotun kollarının ulaşabilmesi için boyna doğru bir tünel açılarak gerçekleştirildiğini anlattı. Türkiye'de ve dünyada robot kullanan kadın sayısının çok az olduğuna işaret eden Çalışkan, bir kadın olarak robotla bu ameliyatı yapmasının kendisini mutlu ettiğini bildirdi.

AA

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

[*] Önceki Sayfa

Tam sürüme git
Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek