Gönderen Konu: Hz. Ömer Va Bir Oluk  (Okunma sayısı 5022 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı MalcolmY

  • okur
  • *
  • İleti: 63
Hz. Ömer Va Bir Oluk
« : 16 Mayıs 2004, 20:48:19 »

Hz. Ömer bi duvarın dibinden geçiyordu. Dalgındı, belki minbere çıkmanın heyecanlarını yaşıyordu iliklerine kadar, halka nasihat edeceği şeyleri düşünüyordu; ihlas kendisini düşündürüyordu. Resul-i Ekrem’a mülaki olmanın heyecan ve helecanı içindeydi. Nasılsa dalgındı.
Hz. Abbas’ın duvarının dibinden geçerken, ancak omuzuna bir iki damla kan damladığı zaman, kendisine neyin geldiğini ancak o zaman hissetmişti. Geri dönmüş, sırtındaki ridâsını atmış, ayrı bir ridâ sırtına almış, biraz da gecikmiş olarak cumaya gelmişti. Minbere çıkmış ve hutbesini irâd etmişti. Hutbede cemaate duyrulması gereken herşeyi duyurdu ve sonra da şunu duyurdu : “Ey cemaat!” dedi, “Müslümanlara eziyet ediyorsunuz. Ben evimden çıktım, felan binanın yanına geldiğimizde, duvardan benim omuzuma kan damladı. Bende o oluğu tuttum kopardım aşağıya attım. Ve sonra da gittim eve elbisemi değiştirdim camiye geldim; gecikmiş oldum.” O sözlerini bitirmişti ki, çok sevdiği bir sîma halkın içinden kalktı Ona doğru geldi. Rengi benzi kaçmıştı. Hz. Ömer onu hemen tanıdı. Peygamerin (SAV) amcası Hz. Abbas’tı. Onu çok severdi, o olmadan yağmur duasına çıkmazdı, yolculuğa çıkmak istemezdi. Onun yanında durur “bu Peygamberin amcasıdır” derdi.

Hz. Abbas : “Ya Ömer!” dedi. “Ne yaptın sen?”, “O oluğu ben bu gözlerimle gördüm, Resul-i Ekrem kendi elleriyle yerleştirmişti onu.”

Hz. Ömer’in ayaklarının bağı çözüldü ve minberden aşağıya yıkılıverdi. Heyecan soluyordu, heyecanları gırtlağına gelmiş kendisini boğacak hale gelmişti. Soluklarına kulak verince : “Ya Abbas!, ben şimdi gidecek ve o duvarın dibine yatacağım, sen benim bu kir..(hâşâ o temiz yüzüne) ayağını koyacaksın, Peygamberin (SAV) eliyle yerleştirdiği o oluğu yerine yerleştireceksin. Bende ancak ondan sonra bu başımı yerden kaldıracağım” diyordu.

İnce saygı; koca Peygamber Halifesi;

Camiden sonra herkesin duyabileceği görebilceği şekilde, geliyor up uzun bir duvarın yanına uzanıyor ve Hz. Abbas onun başının üstüne çıkıyor ve eliyle alıyor Resul-i Ekrem’in yerleştirdiği oluğu, demir parçasını, teneke parçasını oraya koyuyor. Demir parçasıda olsa, teneke parçası da olsa Allah Rasulu (SAV) onu oraya eliyle yerleştirmişti.

Allah Rasulu bu Kur’an’ı bizim içimize eliyle yerleştirdi. Sen o heyecanı duydunmu çocuğunun kalbinden atılırken, kalbin buna yabancı kılınırken, Peygamber'ine çöl bedevisi denirken, Kur'an'a arapların düzmesi diye söylenirken, Allah'a hakaret edilirken, sokaklarda salma gezen bir kısım eşkıya dine ait bir kısım mukaddesatı isti'fâf ederken, aynı heyecanı duydun mu ?

Duymadıysan “Peygamberle münasbet adına neredesin?” sorabilir miyim !

Paslı bir tenekeyi söktüğü için, o yerine konulsun diye başını taş olarak kullanan Hz. Ömer sana bu davranışıyla ne anlatıyor?