Gönderen Konu: Ibadet  (Okunma sayısı 8658 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Azyef

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 15
Ibadet
« : 11 Mayıs 2004, 23:21:52 »

"Ben cin ve insani bana kulluk etsinler diye yarattim." (Zariyet Suresi, ayet 56)

Yuce Allah'a kul olan kimse, başkalarina kul olmaktan kurtulur.

Ibadetlerin gunahlari bagislamasinda ve kalbe etki etmelerinde her biri, ayri ayri ozelliklere sahiptir. mesela, bazi gunahlar namaz kilmakla bagislanirken diger bazilari oruc tutmakla, bir kisim gunahlar ise hac,zekat ve diger ibadetlerle bagislanmaktadir ve hatta bazi gunahlar vardir ki onlar ancak helal kazanc temin ederken o esnada cekilen sıkıntı ve yorgunluklarla bagıslanir.

Nasil ki, insan yasaması icin su hava ve gida gibi bir takim ayri maddelere muhtactir. Bunlardan yanliz bir tanesi ile hayati devam ettirmek mumkun degildir. Ayni sekilde insan da iyi bir insan ve iyi bir kul olmasi icin kendisine farz kilinan ibadetlerin her birisini gucu yettigi oranda yerine getirmeye muhtactir.  Yani ne oruc namazin ve nede namaz orucun ve ne de diger ibadetler bunlarin yerlerini tutabilir.  
Diger bir ifade ile goz kulagin ve kulakta gozun gorevini yamadiklari gibi bu ibadetler de birbirlerinin yerlerini tutmazlar. iste bundan oturu bizler emrolunmus oldugumuz ibadetlerin her birisini gucumuz yettigi oranda yerine getirmege mecburuz.

Bizim imanimizin beslenmesi, olgunlasmasi ibadetlere baglanmistir. Iman olmadan iyi bir insan olmak mumkun olmadigi gibi, ibadetler olmadan da gercek ve olgun bir imanin bulunmasi mumkun degildir.

Insan kendi icerisinde bulunan ve en buyuk dusmani olan nefsinin şer ve kotuluklerinden ancak ona bir takim agir ibadet yuklerini yuklemekle kurtulabilir.


Günümüzün Sorunlari ve Fikhi Cozümler - Ali Kücüker

Çevrimdışı Azyef

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 15
Ibadet - Namaz
« Yanıtla #1 : 11 Mayıs 2004, 23:28:52 »
1. Namaz, bedenin ve bedene bagli olan butun organlarin sukur ve zekatidir

2. Namazdaki kiyam, ruku ve secde gibi sekiller, kole ve hizmetcilerin kral ve padisahlarin onlerinde onlara tazim icin, bekleme durumuna benzetilmistir

3. Namaz, kalp, dil ve beden ile yapilan, ayni zamanda ayakta, oturarak ve secdelerde yere yatarak yapilan bir ibadet olmasi cihetinden, Allah Tealayi hem her turlu zikirlerle ve hem de hayatin her sekli le zikretmektir.

4. Namazda, Yuce Allah'in buyuklugunu ve her seye gucunun yettigini, kalbin dusunerek O'na itaat etmesi, dilin ve onun buyuklugunu en guzel bir sekilde ifade ederek beden ve bedendeki organlarin da kalbe ve dile uygun olarak terbiye edilme gibi, cok onemli olan ozellikler bulunmaktadir.

5. Namaz, su saydigimiz bir takim ozelliklerden dolayi, beden ile yapilan ibadetlerin basi sayilmaktadir.

Çevrimdışı Azyef

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 15
Ibadet - Namaz (2)
« Yanıtla #2 : 11 Mayıs 2004, 23:35:01 »
6. namaz, kendisinde bulunan ruku ve secde gibi, tazim ve hurmet ifade eden sekillerle Yuce Mevla'ya karsi saygi ve itaatin en yuksek ve en son derecesini ifade etmektedir. Cunku, Insanin en degerli kismi basidir. Tevazu ve itaatin son sekli ise en asagida bulunan yere kadar egilmektir. iste namaz kilan kimse, ruku ve secdelerle en degerli olan basini en alcak olan yere koyarak taat ve sayginin zirvesine yukselip boylece Rabbisinin rizasini elde etmeye calismaktadir.

7. Namazin en buyuk hikmet ve ozelliklerinden birisi de o dogru ve duzgun olarak kilindigi ve her gun bes vakit olarak devam edildigi vakit, sahibini en buyuk ve en cirkin gunahlardan ve diger her turlu kotuluklerden onler.

Suphesiz namaz, (insani), cirkin ve buyuk gunahlardan ve diger kotuluklerden onler (Ankebut Suresi, 45)

8. Namaz, diger ibadetlerde de oldugu gibi, salih amellerin en guzellerinden oldugu icin, imani besler ve onu en olgun seviyeye yukseltir.

9.  Gunde bes kere yikanan kimse, kirlerinden temizlendigi gibi bes vakit namazi kilan kimse de pek cok gunah kirlerinden temizlenir. Nitekim bir ayeti kerimede meal olarak soyle buyurulmustur:

Suphesiz haseneler (namaz ve benzeri salih ameller) gunahlari goturup yok eder ( Hud Suresi , 114)

10. Namaz, muminin hem alameti ve hem de miracidiri. mirac gecesi farz kilindigi icin, yuce Rabbimizin bizlere en buyuk bir hediyesi olup en  yuksek tecellilere erismeye ve en yuksek rutbeleri elde etmeye en buyuk bir vesile, her turlu sıkıntı ve darliklardan kurutlmak icin de benzeri bulunmayan bir ibadettir.

Çevrimdışı ekonom

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 5
Ibadet
« Yanıtla #3 : 12 Mayıs 2004, 17:24:16 »
Selamun Aleyküm,
Zariyat 56 da Allahu Teala Ben insanları ve cinleri Bana kul olsun diye yarattım buyuruyor. O halde kimler Allah'ın kuludur ?Kuranı Kerimde arayıp bulmamız gerekir, çünkü enam 38 e göre bu kitapta hiç bir şey eksik bırakılmamıştır.Zümer 17 de Allahu Teala sahabe için Peygamber Efendimize şöyle buyuruyor: onlar Allah'a yöneldiler yani Allah'a ulaşmayı dilediler ve böylece şeytana kul olmaktan içtinab ettiler kullarımı müjdele.
Bu ayeti kerime biz Allah'a kul olanların Allah'a ulaşmayı dileyenler olduğunu açıklıyor.
Netice itibariyle Zariyat 56 yı Bana ibadet etsinler diye mealledirirsek o zman zümer 17 ile illiyet rabıtası tesbit edemeyiz ve Allah'a kul olanların Allah'a ulaşmayı dileyenler olduğu hiçbir zaman öğrenemeyiz.Bunu öğrenemezsek Allah'a ulaşmayı dileyemeyiz.Eğer Allah'a ulaşmayı dileyemezsek Yunus 7-8 e göre gideceğimiz yer ateş olacaktır.
Kuranı Kerimde bir kelimede yapacağımız yanlış bir meal o ayetin bağlantılı ayetlerle irtibatını kesiyor ve hedefe gitmemize mani oluyor.Allah razı olsun.

Çevrimdışı muallim

  • yazar
  • ****
  • İleti: 758
Ibadet
« Yanıtla #4 : 17 Mayıs 2004, 08:45:45 »
O zaman işi ehli olanlara bırakmak gerek mana çok onemli bu işi anlamayanlar nasıl mana verirlerse o derece bozukluklar olur
"Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz."
[Hucurat Suresi 10]

Çevrimdışı tuana78

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 2
Ibadet
« Yanıtla #5 : 10 Mayıs 2005, 16:52:52 »
S. a.

uzun seneler namaz kılmayan ve sonradan namaza başlayan bir kişi sünnetlerin yerine kaza namazı kılabilirmi? bu konuda bana bilgi verirseniz çok sevinirim...


gölünüz huzurla dolsun duanız kabul olsun...
evda türbesinde bekler hüzün çiçeği kapıları sonuna kadar açmış... gel kapılar kapanmadan... zaman aşmadan....

Çevrimdışı Abi-hayat

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 116
    • http://www.sadakat.net
Ibadet
« Yanıtla #6 : 10 Mayıs 2005, 21:39:08 »
Sahis erkeklerde bulug cagi 15 olarak kabul edersek o gunden itibaren kilmadigi namaz vaktini bulur ve buna gore her namazin arkasindan kaza namazi eda eder.

Sünnet namazların yerine kaza namazı kılma meselesinde iki ayrı görüş vardır. İmam Şafii, kaza borcu olan bir insanın nafile namazlarla meşgul olmasını doğru bulmayarak, sünnetlerin yerine kaza namazlarının kılınabileceğini söyler. Ebu Hanife ise, her ikisinin de konumunun farklı olduğunu ifadeyle, sünnetlerin sünnet olarak, kazaların da kaza olarak kılınmasının gerektiğini beyan eder.
Hükümlerin genel mantığından hareketle, insanın sünnet namazlarını kazalar için feda etmemesi uygundur. Zira öbür tarafta hesap–kitap meseleleri ortaya konulunca farzları eksik kalanlar için sünnetlerle tamamlanma şeklinde ifadeler vardır...


PS: Yinede buradaki diger bilgi agbilerimiz kesin ayrintili bir bilgi verirler.Ben bildigimi aktardim...
.

Çevrimdışı Abi-hayat

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 116
    • http://www.sadakat.net
Ibadet
« Yanıtla #7 : 10 Mayıs 2005, 21:43:57 »
SÜNNET NAMAZLARI YERİNE KAZA KILMAK

Günümüzde kaza namazlarıyla alakalı özellikle bazı kesimlerin yaydığı bir görüş var. Bu görüşünsahipleri "kaza namazı olan bir kimse, farz namazlarının sünnetlerini terketmeli, bunun yerine kaza namazı kılmalı" diyorlar.

Aslında namazların çokça kazaya kalması meselesi asrımızın problemlerinden birisidir. Çünkü asr-ısaadetten beri mü'minler namazın farziyetini ruhlarında öyle hissetmişlerdir ki, bırakın namazları terketmeyi, beş vakit farz olan namazlarının üstüne nafile namazlarını bile aksatmamışlardır.

İkinci olarak, sünneti terkedip bunun yerine kaza namazı kılmanın "farz borcu olan bir insan sünnet ile uğraşmamalı" türünden nisbeten akla yatkın bir dayanağı olsa da, bu konuda şöyle düşünmekdaha İslamî, dolayısıyla da daha doğru ve yararlı olacaktır:Kişi namazlarını kazaya bırakmakta zaten bir günah
işlemiştir.Şimdi bunu telafi edeyim derken, sünnet gibi Efendimiz'in hayatı boyunca kıldığı,kılana büyük sevapların verileceğinin vaat edildiği, insanı Allah'a ve Resulü'ne yaklaştıran ve bir hadisin beyanına göre ahirette farzların eksik gelmesi durumunda zaten kaza yerine kabul edilecek birameli terk etmek doğru olmasa gerek. Eksikliği telafi etmek, sünnet olan bir ameli terk etmek suretiyle olmamalı, o eksiklik için ayrı bir zaman ayırmalı ve kaza namazları o vakitte ayrıca kılınmalıdır.Çünkü biz, Allah Rasülü'nün,namazlarının sünnetlerini hayatları boyunca hiç terk etmediğini görüyoruz. Terk etmek bir yana, sünnetler kaza edilmediği halde "hayatımda boşlukolmasın"düşüncesiyle kaçırdığı bir-iki sünnet namazını dahi kaza etmiştir. Yine bir gün uykuya dalıp kılamadığı teheccüd namazını ertesi günü öğleye kadar olan vakitte kaza etmiştir.Bu sebeple,"Hammadun"ümmeti olarak bizi,O'nunla münasebete sevk edecek, ahirette "livâu'l hamd" sancağı altında
toplanmamıza vesile olacak şeyler, herhalde bizim sünnetlere ittibamızdır.

Sünnet, bir manada insanın sahib-i sünnet ile yani Efendimiz ile irtibata geçmesinin adıdır.İnsan bu sünnetlere devamı nisbetinde, O'nunla kontak olur. Hasenatımız ile sevinen, seyyiatımızdan dolayı üzülen Allah Rasülü'yle devamlı irtibat halinde olmanın yolu, sünnetleri yerine getirmektir.Bunlar için de hasseten, sünnet namazları fasıla vermeksizin kılınmalıdır.
Buraya kadar yapılan izahlar,aynı zamanda kaza namazları dışında da sünnetleri terketmenin hükmünün ne olduğunun cevabı olmaktadır.

Mevzuyla alakalı fıkıh kitaplarına bakacak olursak; Hanefi mezhebi âlimleri, sünnet namazlarının ehemmiyetine dikkat çeken çok sayıda hadisin olması sebebiyle, sünnetler yerine kaza namazı kılınamayacağına dair fetva vermişlerdir. Ancak diğer üç mezhep, üzerinde kaza namazı olan birisi için sünnet kılmasını uygun görmemişlerdir. Dört mezhebin dördü de hak olduğuna
göre, kaza namazı çokolan ve gerçekten bu borcunu ödemeye vakit bulamayan kimseler, hanefi mezhebinin dışındakimezheplere
uyup sünnet yerine kaza namazı kılarak üzerlerindeki farz borcundan bir an önce kurtulabilirler. Ancak imkanı olanlar hem kaza namazını, hem de sünnet namazları kılmalı, kaza için
sünneti terketmemelidirler.

Bunun için namazını geçmişte kazaya bırakan kimse, bir yandan namazlarını kaza etmekleborçtan kurtulurken, diğertaraftan da sünnetlere daha fazla sarılarak Efendimiz'in şefaatini kazanma yoluna gitmelidir.


Ali Demirel
.

Çevrimdışı tuana78

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 2
Ibadet
« Yanıtla #8 : 11 Mayıs 2005, 11:02:05 »
vermiş olduğunuz cevaplar için Allah sizden razi olsun... dualarınızı kabul buyursun...
evda türbesinde bekler hüzün çiçeği kapıları sonuna kadar açmış... gel kapılar kapanmadan... zaman aşmadan....

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Ibadet
« Yanıtla #9 : 12 Mayıs 2005, 01:19:04 »
Hatayi hata ile kapatmak sevap olmasa gerek degilmi ???
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik