Gönderen Konu: İçimize Sızan Rezilleri Kusalım | Gezi Parkında Ermenistan Rüzgarları Esiyor  (Okunma sayısı 3221 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."

İçimize Sızan Rezilleri Kusalım

MÜSLÜMANLAR!.. İçinize sızmış olan ajanları, casusları, rantçıları, haram yiyicileri kusunuz… Onları dışlamaz ve kusmazsanız onlar sizi zehirleyip çökertecektir.

Müslümanlar!.. Yiyiciler, mukaddesat sömürücüleri, benliklerine tapanlar, kalplerinde nifak olanlar, okudukları Kur’an ümüklerinden kalplerine inmeyenler İslamî hizmet ve faaliyetleri dejenere etmektedir.

Onların dinleri imanları para, şöhret ve benliktir.

Onlar aramızda bulundukça bizim için izzet yoktur, zillet ve rezillik vardır.

Müslümanlar!.. Riba=faiz Kur’an ayetleriyle, Peygamber (Salat ve selam olsun ona) Sünnetiyle, icmâ ile, Şeriatın kesin hükümleriyle yasak ve haramdır.

Müslümanlar!.. İslamî hareketin, İslamî hizmet ve faaliyetlerin içine sızmış olan yiyici ve sömürücü haşaratı kovmaz ve tard etmezseniz onlar sizi felaketten felakete, hezimetten hezimete sürükleyecektir.

Dün radikal İslamcılık yapan, bu düzen bozuktur diye haykıran, sonra ellerine fırsat geçince bozuk dedikleri düzenin haram ve ağulu rantlarına saldıran hergelelerden bu dine, bu memlekete, bu halka hayır gelmez.

İslam dini kafirlerle cihad ederek ganimet toplanmasına cevaz vermiştir ama Müslüman halktan ganimet toplanmasına vermemiştir.

İslamın paralı askerlere ihtiyacı yoktur.

Faizciler İslama ve Ümmete kafirlerden daha fazla zarar vermektedir.

Müslüman halkı inek gibi sağan ve kaz gibi yolanlar içimizde oldukça bizim için necat=kurtuluş yoktur.

İçimize sızmış bütün rantçıları, din bezirganlarını, Ümmet birliğini berhava edicileri tasfiye etmeliyiz, kusmalıyız.

Selamet yolu Kur’an yoludur… Resulullahın yoludur… Gerçek İslam büyüklerinin yoludur…

Din kutsaldır, âdi ticaret konusu olamaz.

Allah rızası için yapılan bütün hizmetler ihlasla yapılmalıdır.

Hem Allahın rızasını kazanmak, hem de bol para kazanıp köşeyi dönmek… İşte bu ikisi bir arada olmaz.

Rabbanî din imamlarına, gerçek ulema ve fukahaya, evliyaullaha, Pîran efendilerimize bakalım, onlar din hizmetlerini paraya ve zenginliğe alet etmemiştir.

İçimize sızan hergeleler bizi yıkıma ve yenilgiye götürüyor.

İslam ticareti helal, faizi haram kılmıştır.

Din ticareti de haramdır.

Paraya endeksli hizmet olmaz.

Altın Buzağıya tapanlar Tevhid dinine hizmet edemez.

Biz öyle bir Peygamberin ümmetiyiz ki, o “Yanımda Uhud dağı kadar altın olsa, borç ödemek için ayıracağım bir dinar dışında, bu paraların nezdimde bir gece bile kalmasını istemem, hepsini sadaka olarak dağıtırım” buyurmuşlardır.

İçimize sızan din sömürücüsü rezilleri kusmazsak onlar bizi feci şekilde zehirleyeceklerdir.

 

(İkinci yazı)

Gezi Parkında Ermenistan Rüzgarları Esiyor


TAKSİM Gezisi başkaldırması konusundaki yazıma başlarken bazı gerçeklerden bahs etmek istiyorum.

Ermenistan Türkiyeden, bugünkü Ermenistanın dört beş misli toprak istiyor. Bu istenen topraklara verilen isim Batı Ermenistan’dır.

Ermenilerin bu isteklerini gerçekleştirmeleri Türkiyede anarşi, kaos, iç savaş, iktisadî çöküntü, yüksek ve müzmin enflasyon bağlıdır. Türkiyeliler birbirlerini yesinler ki, Ermenistana gün doğsun.

Megali İdeacı Elenler. Türkiyeden toprak istiyor. Onların isteklerinin de gerçek olması için iç savaş, kaos, anarşi lazımdır.

Haçlılar, misyonerler Türkiyeyi tekrar bir Hıristiyan yurdu yapmak istiyor. Ümitleri kaosta, anarşidedir.

Siyonistlerin bugünkü Türkiye topraklarının bir kısmında gözleri vardır. Onlar, Türkiyede millî veya İslamî bir Cumhuriyet olmasını istemezler, bir Selanik Cumhuriyeti isterler.

Sıcak denizlere çıkmak isteyen Rusya da Türkiyenin bölünmesini, anarşi ve kaos ortamına yuvarlanmasını ister.

Türkiye’de bir milyonun üzerinde Kripto Yahudi bulunmaktadır. Bunlar sadece Sabataycılardan ibaret değildir.

Yine bir milyondan fazla Kripto Hıristiyan vardır.

Sayıları azdır sanıyorum ama çok güçlü Pakraduniler vardır.

Türkiyede halkın çoğunluğunun seçtiği siyasî iktidarın yanında başka iktidarlar, derin devletler, başka Cumhuriyetler bulunmaktadır.

Türkiye 1923’ten 1945’e kadar tek parti faşist ve oligarşik rejimiyle idare edilmiştir.

Çok partili devirde Demokrat parti iktidara geçince ve millî kimlik ve kültüre biraz taviz verince 27 Mayıs 1960 darbesi yapılmış ve Adnan Menderes idam edilmiştir.

Güçlü egemen azınlıklar Türkiyede çoğunluğu oluşturan Sünnî Müslümanların iradesinin hakim olmasını hiçbir zaman istememişlerdir.

12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat darbeleri hep çoğunluğa karşı yapılmıştır.

Bugünkü Taksim Gezi hadiseleri Sünnî tabanın desteğiyle, serbest seçimlerle işbaşına geçmiş iktidarın düşürülmesine, yerine vesayetçi egemen azınlık iktidarı getirilmesine yöneliktir.

Son Gezi kıyamının (Kalkışmasının) ardında uluslararası emperyalist ve sömürgeci güçler vardır. Onlar Afganistanda da vardır, Irak’ta da vardır.

Cumhuriyet tarihinin vesayet rejimlerinde, Türkiyede bugünkü kadar hürriyet olmamıştır.

Faiz, iktisat, büyük finans lobisi, derin devleti, çetesi ve mafyası serbest seçimlerle işbaşına gelmiş hükümeti devirmek istiyor.

Seçimle gelmiş iktidar satrancı iyi oynamazsa kaybedebilir.

Emperyalistler, ajanları casusları provokatörleri vasıtasıyla Sünnî çoğunluğu param parça etmiş, bir İslam Protestanlığı mozaiği meydana getirmiştir.

Müslümanların içine sızmış birtakım yarı mühtedi, münafık, rezil hergeleler ve fırsatçılar bozuk düzenin haram rantlarını devşirerek ülkeye, devlete ve halka büyük kötülük etmişlerdir.

Bütün Müslümanlar Gezi Kalkışması konusunda şu prensiplerde birleşmelidir:

1. Seçimle gelen iktidarlar ancak seçimle gider.

2. Askerî veya sivil darbeler hıyanettir, büyük kötülüktür.

3. Egemen azınlıklar, Atatürkçüler, hattâ bazı dinî sektler iktidar olmak istiyorlarsa, önlerindeki tek meşru yol siyasî parti kurup seçimlere girmektir.

Gezi’cilerin ardındaki gizli ve derin güçler, krizi bahane ederek milyarlarca dolar vurmak istiyor.

Gezi’deki ağaçları kurtarmak, Topçu Kışlasının inşasına mani olmak birer kuru bahanedir.

Türkiye çökertilmek, korkunç bir kaos ve anarşiye sürüklenmek isteniyor.

Türkiyenin, Yunanistan gibi iktisadî ve mâli bir krize sürüklenmesi isteniyor.

Taksimde Ermeni emperyalizmi, Megali İdea, Haçlılık, BOP fırtınaları estirilmektedir.

Gezide ağaçlar ve Topçu Kışlası için direnenler varsa, yıkıcı ve çökertici amaçları yoksa ellerinden öperim, kendilerini tehzih ederim.

Faiz lobisi yakın tarihimizde İstanbul civarında muazzam miktarda ağaç kesmiş, orman tahribatı yapmıştır.

Müslümanlar yüzde doksan oy alsalar bile iktidar olamayacaklardır diyen zihniyet hortlamıştır.

Zehirli düzen rantlarını yiyenlerin iri lokmaları boğazlarında kalabilir.

İslamî kesimden bazıları Gezi isyanını ve kaosunu desteklemekte, ellerini sevinçle ovuşturmaktadır. Türkiyeyi ele geçirmek heves ve ihtirasları… Tayyip bey iktidarı yıkılacak, Türkiye olgun bir armut bunların kucağına düşecek… Bu ham hayalleri bıraksınlar. Seçimle başa geçmiş meşru iktidar yıkılırsa onlar da enkazın altında kalacaklardır.

Gezi ağaçları, ekoloji, Taksim Kışlası martavallarını bırakın… Faiz lobisine bakın…

Seçimle gelen iktidarın seçimsiz yıkılmak istenmesine bakın…

Türkiyenin iktisadiyatının çökme tehlikesini düşünün…

Vesayet rejiminin geri gelmesinden korkun…

Resmî ideoloji oligarşisi direniyor…

28 Şubat hortluyor…

Bu gezi işinde Nuseyrilerin bile tuzu biberi var…

Türkiye kaosa sürüklenmek, çökertilmek, anarşi ortamı içine yuvarlanmak isteniyor…

Yakıcı, yıkıcı kasırgalar esiyor Taksimde…

Düzenin zehirli ve haram rantlarını yedikten sonra rehavet içinde geviş getirenler, siz bu olup bitenlerden ne anlıyorsunuz?

Sakın bu rüzgarlar sizi fena halde çarpmasın?


Mehmet Şevket EYGİ | 14 Haziran 2013 Cuma 00:36


mazhar

  • Ziyaretçi
Mehmet Şevket Eygi, Ermenilerin gizli planını deşifre etti![/size]Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, bugün yazısında Ermeniler ile ilgili çarpıcı bir iddiada bulundu. ‘Baharda Topyekûn Gezi, Kaos, Anarşi, Kargaşa, Toz Duman ‘ başlıklı yazısında Eygi, ‘Ermeniler, önümüzdeki 2015 yılında Türkiye aleyhinde dünya çapında bir propaganda savaşı başlatacaklardır’ dedi.



Kripto Ermeniler, Kripto Yahudiler, Pakraduniler, emperyalist dış güçler, Türkiye’nin düşmanları (kesin tarih veremem ama) büyük ihtimalle 2015 baharında, nisanda, mayısta ülke çapında topyekûn Gezi olayları planlamaktadır.


Bu hareket en fazla Müslüman Kürtlere ve Sünnî halka zarar ve ziyan verecektir.
Gafil Müslüman çoğunluk okkanın altında kalacaktır.


İktidar bundan önceki Gezi hadiselerinden büyük dersler almıştır.
Gezi hadiselerinin arkasındaki yıkıcı derin güçler de ders almıştır.
İki taraf da hazırlık yapmaktadır.


Sabataycı büyük medyaya kesinlikle güvenilmez.
İktidarı tutan yandaş basına da güvenilmez.
Geriye ne kalıyor?


İktidarın en büyük handikabı, halkın yarısı bizi çılgınca destekliyor kuruntusudur.
Bu halk merhum Adnan Menderes’i de çılgınca desteklemişti. Sonra ne oldu?
Satranç devam etmektedir, en heyecanlı kısmı önümüzdeki baharda oynanacaktır.


Kriptolar, iktidarı serbest seçimlerle deviremedikleri kesinlikle anlamışlar ve başka yollara ve çarelere yönelmişlerdir.
Gezi hadiseleri 1968’de Fransa Paris’te cereyan eden solcu başkaldırmasına benzemekteydi. General onu bastırmayı becermişti.
Türkiye’nin seçimle gelmiş iktidarı da birinci Gezi olaylarını bastırdı.


Son derece güçlü dinî bir sekt bir yıl önce sivil darbe yapmak istedi, başarılı olamadı.
Bendeniz bir Müslüman olarak büyük kaygılar içindeyim.


İktidarın hataları var, düzeltmekten geçtim, duymak bile  istemiyor.
Siyasî muhalefet âdil ve insaflı değil, saldırgan.


Türkiye’nin uluslararası şeffaflık ve temizlik notu, 10 üzerinden ancak 5. Bu not ile bu memleket ve bu devlet ayakta duramaz.
Ermeniler, önümüzdeki 2015 yılında Türkiye aleyhinde dünya çapında bir propaganda savaşı başlatacaklardır. Devletimizin bu konuda ciddî ve yeterli hazırlıkları yoktur.


En büyük sektörü yapılaşma, betonlaşma, gökdelenleşme, rezidanslaşma olan ekonomimiz, en kısa zamanda üretime ve ihracata yönelmediği takdirde büyük bir iktisadî kriz  patlak verecektir.


Bugünkü lüksün, israfın, faizin, gösterişin, beyinsizliğin sonu felakettir felaket!..
Hergün çöpe atılan beş milyon ekmek nankörlüğü bizi yıkar.


Nimete küfranda bulunan Müslüman bir toplum iflah olmaz, necat bulmaz.
Türkiye’yi parçalamaya and içmiş dış güçler ve onların içteki Kripto yardımcıları ülkemizi büyük bir kaosa ve anarşiye sürüklemek istiyor.
Evvelce yazmıştım: Bazı yerlerde sokağa çıkamaz duruma düşebiliriz.


On milyonlarca Müslüman halka şu gerçekleri anlatmak ve öğretmek gerekir:


1. Bir toplum ne halde ise o şekilde idare edilir.
2. Bireyler ve toplum kendilerini ıslah etmez, iyileştirmezlerse ülke ve devlet düzelmez.
3. Müslümanlar mâruf ile emr etmezler ve münkerden sakındırmazlarsa ne ülke, ne devlet, ne halk düzelir.
4. Gayr-i islamî bir sistem olan demokrasi sihirli değnek değildir.
5. Müslümanlar en kısa zamanda birleşip tek bir Ümmet olmazlarsa, enkazın altında kalacaklardır.
6. Türkiye’de İslam’ın sembolü ve bayrağı olan Ayasofya’nın açılması için siyasî iktidara yasal sınırlar içinde baskı yapmayan Müslümanlar, o ulu mabedi hâlâ kapalı tutanlar kadar suçludur, vebal altındadır.
7. Sinsi ve gizli din düşmanları, ülkemizde İslam’ın içini boşaltmakta,  Müslümanları cahil bırakmaktadır.


Önümüzdeki baharda olabilecek çok vahim hadiseler konusunda yakın tarihte birkaç uyarı yazısı kaleme aldım. Pek ilgilenen çıkmadı.


Tekrarlıyorum: Uyumayın… Gafil olmayın… Hazırlanın… Birlik olun…  Fitne fesat, nifak şikak, azgınlık yangınlarını söndürmek için itfaiye teşkilatınızı kurun… Kur’an’ın, Sünnetin, Şeriatın, İslam ahlakının emir, yasak ve öğütlerini hayata uygulayın…
Hikmet-i islamiyeyi rehber edinin.


Ey şehvetlerini tatmin için mut’a nikâhı perdesi altında fuhuş ve zina yapanlar… Ey bozuk düzenlerde bozuk işler yapılır, rüşvet alınır, haramla zengin olunur şeytanî fetvasıyla yolsuzluk yapanlar… Ey mü’min kardeşlerine meşreb farklılıkları yüzünden düşman olanlar… Ey cemaat ve hizip holiganlığı ve militanlığı  yapanlar fanatikler…


İtikadî meselelerde Sevad-ı Âzam dairesinden çıkanlar… Namazı terk edenler… Anasıyla zina etmek kadar iğrenç, çirkin, büyük bir günah olan ribaya bulaşanlar… Haram yiyenler… Devletin ve belediyelerin bütçelerini israf edenler… Tağutları, Deccalları, kezzabları övenler ve onlara hizmet edenler… Kafirleri dost ve velî edinenler… Nefislerine ve şeytanlarına uyanlar… Din sömürüsü yapanlar… Allah’ın ayetlerini ucuza satanlar…


Ey, şadırvanlardan şarıl şarıl su akıtmayı… Minarelerden avaz avaz hoparlör bağırtmayı… Lüks, israflı, gösterişli, umre turistik seyahatlerinde Zamzam Tower’in üst katından Kâbe’yi seyr etmeyi… Beş veya yedi yıldızlı içkili ve fuhuşlu otellerde kalmayı marifet sananlar…
Sizi kötü günler beklemektedir.


Bahar fırtınaları yaklaşıyor. Kaç ay kaldı ki…


Mehmet Şevket Eygi/ MİLLİ GAZETE. Yeniakit.com.tr
[/size][/color][/font]