İLMİN KISIMLARI
(3)
Umumi manada ilim, "Zahiri ilimler, Bâtını ilimler, Kisbi ilimler, Vehbî ilimler, İlâhi ilimler, Müsbet ilimler," diye kısımlara ayrıldığı gibi, farzı ayn olan ilimler, farzı kifaye olan ilimler, menhiyyün anh olan ilimler diyede kısımlara ayrılır.
Farz-ı Ayn olan ilimler :
Hadîs-i Şerifte Rasûlüllah Efendimiz:
İlim öğrenmek, her müslüman erkek ve kadın üzerine farzdır." Buyurur.
Ebû Muhammed Sehl Hazretleri:
'Rasülüllah Efendimiz yukarıdaki Hadîs-i Şerif’le İlmuhali murad etmiştir. Yani, kulun o andaki mevcut halinin ilmini öğrenmek, kişiye farz-ı ayndır." buyuruyor.
"İlmihâl" tabiri; insanın içinde bulunduğu halin ilmî manasınadır ki, her müslümanın dînî vazifelerini yerine getirecek, helâl ile haramı, hak ile bâtılı ayıracak kadar ilim sahibi olması farzdır.
Yâni, ticaret yapacaksa, İslâmın licaret'e ait hükümlerini, zengin ise, üzerine farz olan hac ve zekât ile alâkalı hususları bilmesi, farz-ı ayndır.
İmanı Bürhânü'd-dîn Ez-Zernûcî:
"Hangi durumda olursa olsun, bulunduğu halde meydana gelen işlerle ilgili bilgilere sahip olması her müslümnna farzdır. Mesela, müslüman için namaz kılmak zaruridir.
Bu sebeple namazın farzlarını ede edecek kadar şart ve rükünlerine ait bilgilere sahip olması onun için farz olur. Yine vaciplerini eda edebilmek için gerekli bilgileri edinmek vacip olur. Zira farzı yerine getirmeye vesile olan şeyleri bilmek farz, vacibi yerine getirmeye vesile olan şeyleri bilmek de sünnet olur.
(Ta’lim ûl Mütealllim İst. Çağrı yay. Sayfa 9)
Durum böyle olunca, mü'minlerin içinde bulundukları haller "farz-ı ayn" olan ilimlerin hududlarını tâyin eder. Mesela; Nisap miktarı mala sahip olmayan bir müslümana zekatla ilgili ilimler farz olmadığı halde aynı mümin, nisap miktarından fazla mala sahip olursa zekatla ilgili ilimler "farz-ı ayın" haline gelir.
(Emanet ve Ehliyet, "İslam ilmihali" Sayfa 33)
İmâm-ı Gazali Hazretleri: Farz-ı ayn olan ilimleri şöyle izah eder:
Meselâ bir kimse kuşluk vakti müslüman olsa, yahut buluğa erse, o anda ona farz olan
kelime-i tevhidinin manasını bitmesidir
Kclime-ı Tcvhîd'in mânâsını öğrendikten sonra, iki kısım ilmi dahî öğrenmesi farzdır.
Biri:
Kalp ile alâkalı ilimlerdir ki;İhlas, Sadâkat, Teslimiyet vb. Gibi güzel hasletlerin yanında, kibir, haset, sû-i zan vb. Şeylerin de haram olduğunu öğrenmek farz-ı ayn'dır.
Diğeri ise:
Vücûdun azaları ile alâkalı, yani, bedenin yapacağı işleri (emirleri), yapmayacağı işleri (yasakları, nehileri) bilmesir.
Emredilen şeyler:
Meselâ; kuşluk vaktinde müslüman olan mezkûr şahsın öğle namazının vakti girince, abdest ve namaz için farz olan şeyleri öğrenmesi farz, sünnet olanları öğrenmesi de sünnettir.... Ramazan ayı gelince oruca niyet etmenin farz olduğunu ve sabahtan akşama kadar yemek, içmek ve oruca mâni' şeyleri işlemenin haram olduğunu bilmesi farz-ı ayndır.... Zekat ve hac da böyledir.
Kezâ evlenmek isteyen bir kimsenin, evlenmeye ait haram ve helâlleri bilmesi farz-ı ayndır.
Sanat sahibi olan kimsenin o sanata ait bilgileri bilmesi farzdır. Tüccarın ise ticaret ile alakalı haramı, helali, faizi... bilmesi farzdır.
Bunun için Hazreti Ömer R.A. "Alış verişe ait bilgileri bilmeyenlerin, ticâret yapmaları doğru değildir. Çünkü haram işlerler ve faiz yerler de haberleri olmaz", buyurarak, ticâretle iştigal ettiği halde, ticârete âit hükümleri bilmeyenleri kamçılamıştır.
Keza her mesleğin bir ilmi vardır. Hatta "hacamat" yapanın (vücuttan kan alan), vücudun neresinden kan alacağını bilmesi lazımdır.
Bu ilimler herkesin haline göre değişir.' Manifaturacının doktorluğa ait bilgileri öğrenmesi farz değildir. Doktorun da manifaturacılığa ait ilimleri bilmesi farz değildir