Âlem (Kâinat) bütün parçalarıyla sonradan yaratılmıştır. Çünkü âlem, a’yân ve a’razdan oluşur.
A’yân: Başlı başına mevcut olandır. Buda birçok parçadan meydana gelir (Mürekkep) Cisim gibi. Ya da parçalardan meydana gelmez (Gayri mürekkep) cevher gibi. Cevher: Parçalanamayan en küçük parçadır.
[Cevher için daha önceleri “Atomdur” diyenler olmuştur. Atomun parçalanmasından sonra bu hakikatin yok olduğu iddia edilmiştir. Burada asıl ifade edilen şey atom, ya da onun parçaları değildir. Parçalanamayan en küçük parça vardır. Ve maksud olan budur.]
A’raz ise başlı başına mevcut olmayan şeydir. Cisimlerde ve cevherlerde ortaya çıkar. Renkler, biçimler, tatlar ve kokular gibi.
Âlemin yaratıcısı ancak Allah-ü Tealadır. Allah-ü Teala birdir. Kadimdir.(Evvelinde yokluk geçmemiştir.) Diridir. Kadirdir. (Gücü her şeye yeter.) Her şeyi bilicidir. Her şeyi işiticidir. Her şeyi görücüdür. İrade sahibidir. Araz değildir. Cisim değildir. Cevher değildir. Suret değildir. Hudutları (boy, en gibi) yoktur. Adedi yoktur. Birdir, tekdir. Bir şeyin parçası değildir. Parçası olan bir şeyin bütünü de değildir. Birçok şeyden meydana gelmiş de değildir. Sonu yoktur. Cinsiyeti yoktur. Keyfiyeti (renk, koku, tat, sıcaklık, soğukluk, yaşlık, kuruluk gibi özellikleri) yoktur. Bir mekânda bulunmaz. Üzerinde zaman mefhumu geçerli değildir. Ona hiçbir şey benzemez. Onun ilim ve kudreti dışında hiçbir şey yoktur.
Allah Celle Celalühünün kendisinde bulunan ezeli sıfatları vardır. Bu sıfatlar kendisinin ne aynısıdır, nede başkasıdır.
[Kişinin aynaya ya da suya akseden görüntüsü onun ne bizzat kendisidir. Ne de ondan başka bir şeydir. Bunun gibi Allah’ın sıfatları zatının ne bizzat aynısıdır, ne de başkasıdır. Eğer zatının aynısı olsaydı Allah C.C. hâşâ birçok parçalardan mürekkep bir şey olurdu. Hâlbuki Allah Cisim değildir. Eğer sıfatları zatından başka bir şey olsaydı o zaman birçok ilahın varlığını kabul etmek gerekirdi. Yani bir Allah var bir de yaratan var, bir Allah var bir de gören var, bir Allah var bir de işiten var demek gerekirdi ki bu ilahların çoğalması demektir. Hâlbuki Allah’dan başka ilah yoktur.]
Bu sıfatlar: İlim, Kudret, Hayat, Kuvvet, (Kudret manasına), Semi (işitmek), Basar (görmek), İradet (dilemek), Meşiyyet (İrade manasına) Fiil (2), Yaratmak, Rızk vermek, Kelâm (konuşmaktır.) Allah söz ile konuşur. Bu sıfat Onun için ezeli bir sıfattır. Allah’ın konuşması (bizim kullandığımız gibi ) harfler ve sesler ile değildir. Kelâm sıfatı susmaya ve konuşamamaya zıttır. Allah’ı Teala Kelâm sıfatı ile konuşur, emreder, yasaklar, haber verir(3).
Tekvin sıfatının bir ismi de sıfat-ı fi’liyyedir.
Allah’ü Tealanın sıfatları üç kısımdır.
1. Sıfat-ı Selbiyye: Allah’ü Tealanın zatına layık olmayan sıfatlardır. Mesela: yemek, içmek, giymek, bir şeye benzemek, çocuğunun olması, mekana ihtiyaç gibi...Bunlar Allah’ü Tealada asla bulunmaz.
2. Sıfat-ı Müteşabihat. Bu sıfatlar Allah’ta vardır. Lakin bu sıfatları zahiri olarak anlaşıldığı şekli ile anlamak caiz değildir. Zira noksanlık gerektirir. Bu sıfatların olduğu bilinir ancak ne şeklide oluğu meçhuldür. İman vaciptir. İnkar küfürdür. Sual ise bidattir. O sıfatların manalarını ancak Allah, Resulü ve onun bildirdikleri bilir. Müteşabihat’a misal: “Errahmanü Alel Arşisteva”, “Yedullahi fevka eydihim”, “vech”, “nefs”, “isba’”, “kadem”, “nüzul”, “gurb”, “bu’d” gibi. Bu müteşabihatı ancak Allah ve resulü söylemeye haizdir. Onlardan başka kimse bu tarz bir müteşabihat söyleyemez. Söylerse bidat ile hükmolunur.
3. Sıfat-ı Sübutiyye’dir. Bu da iki kısımdır.
Bu derste cevaplanması icap eden sualler
1. Âlem kaç kısımdır?
2. Âlem muhdes midir?
3. Âyan nedir?
4. Â’raz nedir?
5. Cevher nedir?
6. Allah Celle Celalühü’nün kelam sıfatını anlatınız.