Gönderen Konu: İmam Bayram Dalga, ilköğretim okulunda ders verdi  (Okunma sayısı 4662 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı tk1978

  • IZLEMCI
  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 455

Manisa’nın Turgutlu İlçesi’nde eğitim veren Gazi İlköğretim Okulu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi öğretmenlerinden Durmuş Ali Etbaş, okul müdüründen izin alarak Caferi İmam Bayram Dalga’yı derse davet etti. İmam Bayram Dalga, 7’nci sınıflara Caferi ve Alevi inancını anlattı.
Atatürk Mahallesi’nde bulunan Hz. Hüseyin Camisi İmamı Bayram Dalga, Gazi İlköğretim Okulu’nda 7’nci sınıflara Caferi ve Alevi inancını anlattı. Allah’ın insanları iyiye, güzelliğe yöneltmek için peygamberler gönderdiğini, son peygamberin Hz. Muhammed, son ilahi kitabın da Kuran-ı Kerim olduğunu belirten Dalga, "Hz. Muhammed’in ölümünden sonra inanç esasları ve ibadetle ilgili konular farklı şekillerde yorumlanmış, yeni mezhepler ortaya çıkmıştır. Bunlar, insanların dini algılama biçimlerinin ürünüdür. Dinin kendisi Kuran-ı Kerim ve Peygamberimizin hadisleridir. Ehl-i Beyt imamlarından olan İmam Cafer Sadık’ı takip etmek anlamına gelen Caferi Mezhebi’ne, İmamiyye, Şiilik ve Alevilik de denilmektedir. Ancak bu mezhep, Türkiye’de daha çok Alevilik ve Şiilik isimleriyle tanınırken, İran, Irak, Azerbaycan, Lübnan, Bahreyn, Suriye, Afganistan, Arabistan, Pakistan, Bengladeş ve Hindistan gibi, aynı inancı paylaşan Ehl-i Beyt dostlarının yoğun olduğu ülkelerde, Şiilik ve Caferilik isimleriyle meşhur olmuştur" dedi. 

Kars ve Iğdır yöresinden göç ettiklerini belirten İmam Bayram Dalga, Caferi cemaatinin Turgutlu’da 6-7 bin civarında bir nüfusa sahip olduğunu, namaz, oruç, zekat ve hac gibi ibadet konuları ile inançla ilgili temel esaslarda kesinlikle diğer hak mezheplerden pek farklı olmadıklarını örnekler vererek açıkladı.

"BİRLİK VE BERABERLİĞİ BOZACAK DAVRANIŞLARDAN KAÇINMAK GEREK"

Öğrencilerin, namaz kılış ve ezanı okuma şekilleri hakkındaki sorularını yanıtlayan imam Bayram Dalga, insanların hayatlarını kolaylaştıran ve onların dinle ilgili sorunlarına çözümler getiren mezheplerin önemli olduğunu, ancak birlik ve beraberliği bozacak davranışlardan kaçınmak gerektiğini söyledi. Dalga, Hoca Ahmet Yesevi’nin, "Nerede görsen gönlü kırık, merhem ol. Öyle mazlum yolda kalsa, yoldaşı ol. Mahşer günü dergahına yakın ol. Ben, benlik güden kişilerden kaçtım ben işte" beytini okuyarak sözlerini tamamladı.

"BİRBİRİNİ TANIMA VE ANLAMA SÜRECİ"

Okul müdürü Ercan Çifçi, farklı kültürler, ırklar ve dinler arasındaki hoşgörü ve diyalogun tesisinin, insanlar arasındaki şiddet ve çatışma ortamının önlenebilmesi için faydalı olacağını belirtti. Çiftçi, "Daha önce de öğrencilerimizi camiye ve cem evine götürdük. Artık insanlarımız tarihte kalması gereken, ama yapay bir biçimde gündeme taşınmak istenen çatışma kültürlerine değer vermemektedir. Birbirini tanıma ve anlama süreciyle birlikte hoşgörü ve anlayışın yaygınlaşması, ülkemizin daha güvenli, huzurlu ve yaşanılır olmasını sağlayacaktır" dedi.


mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: İmam Bayram Dalga, ilköğretim okulunda ders verdi
« Yanıtla #1 : 04 Nisan 2012, 08:28:00 »
İNCELEME BAŞLATILDI

Turgutlu Kaymakamı Nazmi Günlü, Gazi İlköğretim Okulu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi öğretmenlerinden Durmuş Ali Etbaş'ın, okul müdüründen izin alarak derse Caferi imam Bayram Dalga'yı davet etmesiyle ilgili müfettiş incelemesi başlatıldığını söyledi.
 
Olayın dün gerçekleştiği bilgisini veren Kaymakam Günlü, “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi öğretmeni Durmuş Ali Etbaş, okul müfredatında olduğu için Caferi imam Bayram Dalga'yı, okul idaresinde izin alarak derse davet etmiş. Okul idaresi, müfredatta olduğu için izin vermiş. Konuyu inceletiyoruz. Konunun 4+4+4 eğitim sistemiyle bir ilgisi yok. Müfredatta olduğu için böyle bir uygulama yapılmış. Biz de konuyla ilgili müfettiş incelemesini başlattık.” dedi.
 
Manisa Milli Eğitim Müdürü Mustafa Altınsoy da konuyla ilgili inceleme başlatıldığını söyledi. Altınsoy, “Gazi İlköğretim Okulu Müdürlüğü, uygulamanın ilköğretim okulu 7. sınıf ders programı içerisinde yer alan 'İslam Düşüncesinde Yorumlar/İslam Dini İçerisindeki Mezhepler, Tarikatlar/Fıkhi Yorumlar' başlığı altında anlatılan Caferilik konusunun öğrenciler tarafından daha iyi tanınması amacıyla, ilçede de 7 bin civarında Caferi bulunması ve öğrencilerin bazılarının da Caferi mezhebine tabi ailelerden geldiği de göz önünde bulundurularak Durmuş Ali Etbaş'ın talebi ve okul müdürünün onayı ile Bayram Dalga okula davet edilmiş. Okul idaresinin bilgisi ve öğretmen gözetiminde öğrencilerle tanışması sağlanmış. Öğrencilerin ders konularını daha iyi anlamaları için başka zamanlarda da değişik meslek gruplarından doktor, mühendis, polis, hemşire, tesisatçı gibi kişiler de okula davet edilerek öğrencilerle buluşturulmuş ve yine ders konularının daha iyi anlaşılabilmesi için kurum ve kuruluşlara da geziler düzenlenmiş. Toplumda hoşgörü anlayışının yaygınlaştırılmasında ve ders konularının daha iyi kavranmasında bu tür faaliyetlerden daha önce de yararlanılmış.” dedi.
Haber7.com




[color=maroon]Yavaş yavaş caferilikle ilgili çalışmalara hız veriyorlar...Devletin (LAİK)  din işlerini organize etmeye yön vermeye çalışmalarıdır.Siz bölgede Caferiler çok diye böyle dine karışırsanız,  İleride Nakşibendler,Kadiriler,Şafiiler,Malikiler,Hanbeliler,Çoğunlukta olduğu bölgelerde de kendi mezheblerine göre eğitim isterse ne olacak ? onlara da hak doğmuyor'mu ?

Neden özellikle Cem Evleri,Alevilik,Caferilik sürekli gündemde tutuluyor...Ne yapılmak isteniyor..?Unutmayın'ki; bu ülkenin kahir ekseriyeti Ehl-i Sünnet vel Cemaattir...Birileri toplum mühendisliğine soyunuyor...[/color]

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: İmam Bayram Dalga, ilköğretim okulunda ders verdi
« Yanıtla #2 : 04 Nisan 2012, 09:38:40 »

Alevilik, Hanefilik, regl...


Allah biliyor ya, gönlümden geçen, bütün insanların İslam inancına sahip olmaları. Ancak hakikatler öyle değil ve insanların çoğunun başka inançları tercih edeceği sosyal bir realite.
 
Madem ki insanlar farklı inançları ve yaşam biçimlerini tercih edebiliyorlar, o halde yöneticiler, insanların inançlarının gereklerini öğrenebilecekleri ve buna uygun bir hayatı yaşayabilecekleri ortamı hazırlamakla yükümlüdür. Zira inandıklarını öğrenebilecekleri ve öğrendiklerini tatbik edebilecekleri bir ortamda yaşama istekleri, insanların en tabiî haklarıdır.
 
İşte bu hakka yönelik olarak, 30.03.2012 tarihinde TBMM’nde kabul edilen 6287 No’lu yasa ile kısmi de olsa yeni bir düzenleme yapıldı. Mezkur yasanın 9. Maddesi ile, 1739 sayılı Kanunun 25’inci maddesinin mülga birinci fıkrası yeniden düzenlenerek İmam-Hatip’lerin orta kısmı açıldı, Kur’an-ı Kerim’in ve Hz. Peygamberimizin hayatının seçmeli ders olarak okutulması karara bağlandı.
 
Her ne kadar bu düzenleme, ülkenin asli unsurları olan Müslümanların temel haklarının verilmesi açısından yetersiz de olsa, önceye göre kısmi bir iyileştirme getirdiği muhakkak. Ancak, elbette “bütün”ü temsil yeterliliğinden fersah fersah uzak. Şimdi bu durumda, bütüne kavuşamadık diye parçayı da reddetmenin bir alemi yok. Ta ki o parça, topluma bütünün kendisi olarak yutturulmaya çalışılmadığı müddetçe... Yine, “ben Müslümanlardanım” diyenlerin, ağızlarına çalınan bir parmak bal ile yetinip, bir sonraki haklarının ne zaman “takdir edileceği”nin beklentisi içinde, verilenin avuntusu ile rehavete kapılmadıkları, esasa talip olma vazifelerini ihmal etmedikleri müddetçe...
 
Sanırım buraya kadar anlaştık. Bundan sonrası için ise vaatler ve toplumda oluşturulan beklentiler açısından biraz sıkıntı sözkonusu. Bakınız, mezkur yasanın yukarıda sözünü ettiğim 9. Maddesindeki hükmün sonunda, ortaokul ve liseler kastedilerek şöyle deniyor: “Bu okullarda okutulacak diğer seçmeli dersler ile imam-hatip ortaokulları ve diğer ortaokullar için oluşturulacak program seçenekleri Bakanlıkça belirlenir.”
 
İşte bu kısım vesilesiyle toplumda oluşturulan beklenti ve vaatler, yeni eğitim sistemiyle birlikte isteğe göre okullarda İslam dininin yanı sıra “Hıristiyanlık, Musevilik, Alevilik ve Süryanilik gibi din ve mezheplerde de eğitim verilebilecek” olması. İşte bu noktada biraz sıkıntı var. Şöyle ki:
 
“Süryanilik” niye seçmeli ders oluyor? Eğer Süryanilik ayrı bir din ise, bu dinin mensupları bunu deklare eder ve bu böyle kabul edilir, o zaman mensubu olan bir dinin seçmeli ders olarak okutulmasında bir beis yoktur. Yok, eğer Süryanilik bir Hıristiyan mezhebi ise, zaten Hırıstiyanlık seçmeli bir din olarak okutulurken, Süryaniliğin ayrıcalığı ne? O zaman Ortodoksların, Protestanların, Katoliklerin vs. de ders isteme hakları olmaz mı?

Aynı şekilde, “Alevilik”in ayrıcalığı ne ki ayrı bir ders olarak okutulacağı vaad ediliyor? Eğer Alevilik ayrı bir din ise, Aleviler çıkar, ayrı bir din olduklarını deklare eder ve Alevi Dini de, isteyen mensupları için seçmeli ders olarak okutulabilir. Bizce hiçbir sakıncası yok. Ancak, eğer Alevilik bir İslam Mezhebi olarak kabul ediliyorsa, zaten İslam Dini ders olarak okutulmuyor mu? Zaten İslam’ın kitabı Kur’an, seçmeli ders değil mi? Aleviler de aynı dersi okur ve mesele biter. Yok, Alevilik hem bir İslam mezhebi olarak telakki edilecek, hem de ayrı bir ders olarak okutulacaksa, aynı şekilde bu ülkede daha çok mensubu bulunan Hanefilik ve Şafiilik de seçmeli ders olarak okutulmalı değil mi? Hatta, istenirse diğer İslam mezheblerinin de ders olarak okutulması gerekmez mi?
 
Haliyle bütün bu hususlar yönetmelikle düzenlenmeye muhtaç.
 
Gelelim başlıkta belirttiğim “regl” meselesine. Geçen yazıda, Kur’an dersleri bağlamında bazı sıkıntıları dile getirmiş ve bunların çözüm beklediğini ifade etmiştim. “Regl” meselesi de bunlardan biri. Zira, Lise’ye gelen bir kız, haliyle büluğ çağına da girmiş olacak ve regl olacak. Peki, regl olan kız öğrenci nasıl Kur’an okuyacak? Bu, dinen yasak. Kur’an dersine katılmak zorunda, ancak o haliyle de katılamaz. Bir de öğretmeni erkek ise, utanır, halini de arz edemez.
 
Bu durumda, Kur’an derslerinin kız-erkek ayrı okutulması, kızlara bayan öğretmen, erkeklere de bay öğretmen verilmesi gerekmez mi? Böylece regl olan kızlar, bayan öğretmenine halini arz edebilir ve Kur’an’ı abdestsiz okuma günahına zorlanmış olmaz.
 
Yeni düzenleme güzel de, işte bu ve benzeri sakıncalarının giderilmesine ihtiyaç var.
 

Faruk Köse.Haber vaktim.com





mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: İmam Bayram Dalga, ilköğretim okulunda ders verdi
« Yanıtla #3 : 06 Nisan 2012, 00:58:37 »
Şiî Hoca Okulda Ders Vermiş

Manisa'nın Turgutlu ilçesindeki bir devlet ilköğretim okuluna sarıklı cüppeli sakallı bir Şiî hocası çağırılmış ve sınıfta Sünnî çocuklarına ders/konferans verdirilmiş.

Sabataycı Kemalist medya bu hadiseyi hiç garipsemedi ama okula sarıklı cüppeli sakallı bir Sünnî hoca veya tarikat şeyhi davet edilmiş olsaydı, sanırım kıyamet koparırlardı.

Şiî hocası, küçük Sünnî çocuklara mezhep sonradan çıkartılmıştır demiş. Afganîce bir söz etmiş.

Acaba Şiiliğin taqiyye ve kitman şartından da bahs etti mi, bilmiyorum. Mâlum, Câferî mezhebinde, Şiî olmayanlara taqiyye ve kitman yapmak farzdır. Nasıl bir farzdır? Günlük namazlar gibi... Onların akaid imamları "Taqiyye ve kitman bizim dinimizdir" derler. Yine "Taqiyye ve kitmanı terk eden dini terk etmiş gibi olur" inancına sahiptirler.

Ülkemizde Şiîlik konusunda büyük gelişmeler yaşanmaktadır. Yeni yapılan Şiî camilerinin sayısının 300 geçtiğini geçen sene duymuştum.

İran, ülkemizdeki milyonlarca Alevîyi Câferî yapmak istiyor ve bu konuda büyük gayretler sarf ediliyor.

Sünnîlikle Şiîlik arasında usûlde, temelde, esasta büyük farklılık, ihtilaf ve tefrika olmadığı iddia ediliyor. Acaba öyle mi? Osmanlı ile İran niçin asırlar boyunca savaştı?

İran'ın başşehri Tahran'da niçin bir tek Sünnî camii yoktur ve yapılmasına izin verilmemektedir?

Pakistan'da niçin Sünnîler ile Şiîler arasında büyük gerginlik vardır ve kan dökülmektedir?

Türkiye'de 300 yeni Şiî camii yapıldı ama 20 milyon Sünnînin yaşadığı İran'da bu miktarda Sünnî camii yapılmış mıdır?

İrak'ın yeni Şiî hükümeti niçin Sünnîleri ezmektedir.

İran, Suriye'de Sünnî çoğunluğu ezen ve öldüren Nuseyrî azınlık zulüm rejimini niçin desteklemektedir?

Ajanslar İrak'ta Fursanü'l-Emel adı altında bir milyon kişilik bir Şiî ordusunun kurulmakta olduğunu yazıyor. Bu ordu Siyonistler ve Haçlılarla mı çarpışacaktır?

Ankara'daki Diyanet, bu gelişmelere ne demektedir?

Tamtamlarını ve ayak seslerini duyduğumuz Ortadoğu savaşı patlayınca Şiîler ve Sünnîler din kardeşleri olarak aynı cephede Kur'an ve Sünnet için birlikte mi çarpışacaklardır?


Mehmet Şevket EYGİ - 05 Nisan 2012 Perşembe

Çevrimdışı tk1978

  • IZLEMCI
  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 455
Ynt: İmam Bayram Dalga, ilköğretim okulunda ders verdi
« Yanıtla #4 : 06 Nisan 2012, 14:08:10 »
Ortalik´da bir seffaflik var. Herkez el ele, tek mezhep tek Cennet icad etme sevdasin´dalar.
Yeni bir Din icad etme pesindeler. Müslümanlik kimlik´de olsa yeter, yasantida nasil olsa herkez cennete gidecek anlayisi, Insanlar icin´de günden güne yayginlasmak´da. Insanin Kalbi temiz oldumu yeter diyenler, Edison Insanlar icin güzel bir bulus yapti, mutlaka Cennete gidecek diyenler, Aleviler, Sii´ler, yahudiler, hiristiyanlar hepimiz Cennete gidecegiz, Hepimiz Müslümaniz ayrima gerek yok, Sahabeye Mezhep Imamlarina gerek yok, Kardesiz biz diyenler.... diyenler diyenler...
Bu isin sonu kötü. Bu hal böyle gitmez ve bu is bir yerde patlak verir.
Allahü teala muhafaza kilsin. Sacma sapan düsünceler´de olanlara´da sebepler halk  eyleyip, bir an önce bu sapikliklarin´dan kurtulmalarina vesile eylesin InsaAllah....