Gönderen Konu: İmam-ı azam hz.lerinin vefat yıldönümü  (Okunma sayısı 8625 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fırka-i naciye

  • okur
  • *
  • İleti: 51
    • http://www.dinibilgiler.org
İmam-ı azam hz.lerinin vefat yıldönümü
« : 06 Mayıs 2006, 18:43:31 »

Bugün, Hanefi Mezhebi’nin kurucusu, İmam-ı azam Ebu Hanife hazretlerinin ölüm yıl dönümü. (699-767) Bu vesile ile bugün ve yarın tarihte ender rastlanan bu büyük İslam âliminden bir nebze bahsetmek istiyorum. Çok şey borçluyuz bu büyük zata. Bazıları unutturmak isteseler de, yeryüzündeki bütün Ehl-i sünnet Müslümanların bu büyük âlime şükran borçları vardır. Çünkü O, Müslümanları altından kalkamayacakları büyük bir yükten kurtarmıştır.

İmam-ı azam hazretleri, fıkıh ilmini sistemleştirerek Müslümanlara büyük kolaylık sağladı. Fıkıh ilmi Peygamber efendimizden beri vardı. Ancak, İmâm-ı azam Ebû Hanîfe hazretleri fıkıh bilgilerini toplayarak, kısımlara, kollara ayırdı ve usûller, metotlar koydu.

İmâm-ı azam hazretleri, usûller, metotlar koyarken, hüküm bildirirken dört kaynağı esas alıyordu. Yâni, Kur’ân-ı kerîmde açıkça bildirilmiş ise, ona göre hüküm veriyordu. Açıkça bildirilmemiş ise, hadîs-i şerîflerde o husûs açıkça bildirilmiş midir buna bakıyordu. Burada da yoksa, bu konuda icma’ yanî Eshâb-ı kirâmın söz birliği var mı buna bakıyordu. Burada da yoksa, kıyâs yapıyordu, ictihâd ediyordu. Bu herkesin yapabileceği kolay bir iş değildir.

Eshab-ı kiramdan sonra gelen müctehidlerin en büyüğü, İmam-ı azam Ebu Hanife’dir. Bu büyük imam, her hareketinde, vera ve takva üzere idi. Her işinde Peygamberimize tam manası ile tâbi idi. Öyle yüksek bir dereceye ulaşmıştı ki, buraya kimse varamadı.

Bugün bütün dünyada tatbik olunan ahkam-ı İslamiyyenin dörtte üçü, onundur. Kalan dörtte birinde de, ortaktır. İslamiyette ev sahibi, aile reisi odur. Bütün diğer müctehidler, onun çocukları gibidir.
Hanefi mezhebi, Osmanlı devleti zamanında her yere yayıldı. Devletin resmi mezhebi gibi oldu. Bugün, dünya yüzünde bulunan Müslümanların yarıdan fazlası ve Ehl-i sünnetin pekçoğu, Hanefi mezhebine göre ibadet etmektedir.

İmam-ı azam, Allahü teâlânın rızasından başka bir düşüncesi olmayan büyük bir âlimdi. Dinden soranlara İslamiyeti dosdoğru şekliyle bildirir, taviz vermez, bu yolda hiçbir şeyden çekinmezdi. Onun fetvalarına herhangi bir siyasi düşünce ve şahsi dostluk ve düşmanlık gibi unsurlar asla girmemiştir. Devlete karşı hiçbir zaman isyanda bulunmamış, yanlışları nasihat ederek, ikaz ederek düzeltme yolunu tercih etmiştir. Kendisinden sonra mensupları da böyle davranmışlar. Bunun için tarih boyunca Ehl-i sünnet inancında olanlar, hiçbir isyana, anarşiye karışmamışlar, devlet ile uyum içinde yaşamışlardır.

Resulullah efendimiz, İmam-ı azamın geleceğini haber verdi. Hadis-i şerifte, “Âdem ve bütün Peygamberler “aleyhimüsselam”, benimle öğündüğü gibi, ben de, ümmetim içinde, soyadı Ebu Hanife, ismi Nu’man olan bir kimse ile öğünürüm ki, ümmetimin ışığı olacakdır. Onları, yoldan çıkmaktan, cehalet karanlığına düşmekten koruyacaktır” buyurdu. (Mevduat-ülulum, Dürül muhtar, İbni Abidin)

İmâm-ı azam ve fıkıh ilmi

Dinin hükümlerini bildiren ilme “Fıkıh ilmi” adı verilir. Fıkıh ilmi, insanların yapması ve yapmaması lâzım olan işleri bildirir. Fıkıh ilmi çok kıymetli bir ilimdir. Fıkıh bilgisi okumak, geceleri nâfile namaz kılmaktan daha sevaptır. Şu hadîs-i şerîfler, fıkıh ilminin şerefini göstermeğe kâfîdir:

“Her şeyin dayandığı bir direk vardır. Dînin temel direği, fıkıh bilgisidir.”

“İbâdetlerin efdali, en kıymetlisi, fıkıh öğrenmek ve öğretmektir.”


Ehli sünnet inancına göre, her Müslümanın dört mezhepten birinin fıkıh hükümlerini öğrenip buna göre amel etmesi şarttır. Bir Müslümanın bir mezhebe uyması demek, o kişinin, “Benim, dinimin emir ve yasaklarını dinin dört kaynağından çıkartmam mümkün değildir. (Meselâ, Hanefî mezhebinde olan bir kimse) Bunun için ben İmâm-ı azam hazretlerinin ilminin üstünlüğüne inanıyorum. O’nun bildirdiği bütün hükümlerin, Kur’ân-ı kerîme ve hadîs-i şerîflere uygun olduğuna itimat ediyorum. Bunun için de İmâm-ı azam hazretlerini kendime rehber ediniyorum, dinde ne bildirdiyse doğru kabûl ediyorum” demesidir.

Zaten, ibâdetlerini belli bir mezhebe göre yapmayan bir Müslümanın îmânını muhafaza etmesi çok zordur. Uçurumun hemen kenarındaki insan gibidir. En ufak bir rüzgârla kendini uçurumun dibinde bulur. Çünkü, kişinin kendi başına dinin bütün emir ve yasaklarını Kur’ân-ı kerîmden çıkartması mümkün değildir.
Dört mezhebin, Kur’ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmiş olan emir ve yasaklarına uymalarında hiç ayrılıkları yoktur. Yalnız, açıkça bildirilmeyenleri anlamakta ayrılmışlardır. Şöyle bir benzetme yapacak olursak, hacıların, birinin hava yolu ile, diğerinin kara yolu ile, bir değerinin demir yolu, bir diğerinin de deniz yolu ile Kâ’be-i şerîfe götürülmesi gibidir. Neticede her biri aynı yere gitmektedir ve hedef aynıdır. Hepsi aynı yerde buluşmaktadır.

Bu kadarcık ayrılıklar da, Allahü teâlânın Müslümanlara rahmetidir. İklim şartları, sağlıkları, çalıştıkları ve yaşadıkları yerler başka başka olan insanlar; hangi mezhebe uymak kolay gelirse, onun “Fıkıh” kitaplarına göre ibâdet ederler.

Mezheplere inanmayan bir kimseye, sen hangi mezhebe göre abdest alıp namaz kılıyorsun diye sorulduğunda, “İslama göre!” diyor. Şu cehalete bakın! Mezhebine inanmadığını, büyüklüğünü kabul etmediğini söylediği imam-ı azam Ebu Hanife hazretlerine göre, abdest alıyor, namaz kılıyor ve diğer ibadetlerini yapıyor fakat bundan haberi yok! Maalesef yıllardır yapılan, mezhep düşmanlığı halkımızı bu hale getirdi. Halbuki mezhep, usuldür, kaidedir, sistemdir. Mezhebe tâbi olmayan sistem dışına çıkar. Sistem dışına çıkanın da, dinini imanını koruması mümkün değildir. Bunun için, son devir kıymetli âlimlerinden Şeyhülislam vekili Zahidül Kevseri “Mezhepsizlik, dinsizliğe köprüdür” demiştir.

“Oniki İmam”dan, İmam-ı Muhammed Bakır, Ebu Hanife’ye bakıp “Ceddim Muhammed aleyhisselamın dinini bozanlar çoğaldığı zaman, sen onu canlandıracaksın. Sen korkanların kurtarıcısı, şaşıranların sığınağı olacaksın! Bozuk itikatlıları doğru yola çevireceksin! Allahü teala yardımcın olacak!” buyurdu.
Evliyanın büyüklerinden olan Sehl bin Abdullah Tüsteri hazretleri “Eğer Musa ve İsa aleyhimesselamın ümmetlerinde, İmam-ı azam Ebu Hanife gibi bir zat bulunsaydı, bunlar Hz. Musa ve Hz. İsa ile ilgisi kalmamış Yahudiliğe ve Hristiyanlığa dönmezdi”. (Bugün, İmam-ı azam hazretlerinin ölüm yıl dönümüdür. Bu vesile ile okuyucularımdan ruhuna birer Fatiha okumalarını istirham ediyorum...)
"Mezhepsizlik Dinsizliğe Köprüdür." [ Zahid-ül-kevseri ]

Çevrimdışı trhn

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 114
İmam-ı azam hz.lerinin vefat yıldönümü
« Yanıtla #1 : 07 Mayıs 2006, 00:01:22 »
İmamı Azam  Hazretlerinin hakkını ödeyebilmek için her gün bir Fatiha üç İhlası Şerif okuyup bu büyük imamın ruhaniyetine hediye etmek gerekir diye okumuştum.
  Hz. Allah o büyük imamı bizlere de şefaatçı kılar inşAllah.
MUHABBETTEN MUHAMMED OLDU HASIL
MUHAMMEDSİZ MUHABBETTEN NE HASIL

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
İmam-ı azam hz.lerinin vefat yıldönümü
« Yanıtla #2 : 09 Mayıs 2006, 01:22:46 »
o büyüklerin hakkini ödemekmi asla.mevlam safaatlerine nail eylesin,onlarin yazdiklarini okumak degil bulmakdan aciziz.

mevlam rahmet eylesin.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı trhn

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 114
İmam-ı azam hz.lerinin vefat yıldönümü
« Yanıtla #3 : 09 Mayıs 2006, 23:31:15 »
Alıntı
İmamı Azam Hazretlerinin hakkını ödeyebilmek için her gün bir Fatiha üç İhlası Şerif okuyup bu büyük imamın ruhaniyetine hediye etmek gerekir diye okumuştum

   
                 Sahibi zaman bu şekilde buyurmuşlar.
     Okuduğum kaynak kitap (Hayat ve Hatıratım Ziya Sunguroğlu)
MUHABBETTEN MUHAMMED OLDU HASIL
MUHAMMEDSİZ MUHABBETTEN NE HASIL

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Ynt: İmam-ı azam hz.lerinin vefat yıldönümü
« Yanıtla #4 : 04 Kasım 2007, 10:13:48 »
Fıkıh ilmini kuran, sistemleştiren Ehli sünnetin reisi İmâm-ı a'zam Ebû Hanîfe hazretleridir. Bunun için bu mübarek zat hakkında biraz daha bilgi vermek yerinde olacak.
Imami Azam Ebu Hanifenin adi Numandir. Babasinin adi Sabit , dedesinin adi da Numandir. Ehli sunnetin 4 buyuk imaminin birincisidir . Imam derin alim demektir. Dedesi Islam dinini kabul etmisti . Hicretin 80 senesinde Kufe sehrinde dogdu . Eshabi kiramdan (r.a.) Enes Bin Malik ve Abdullah bin Evfa ve Sehl bin Sa'd Saidii ve Ebuttufeyl Amir bin Vasile gibi zevatin zamaninda yetismistir Fikh ilmini Hammad bin Ebi Suleyman'dan ogrendi. Tabi'índen bir cok zaatlarla ve Hz Ali efendimizin torunlarindan olan Imami Caferi Sadikla sohbet etti , manen kendisinden feyz aldi . (Caferi Sadik (k.S.) silsilei saadattandir).
Cok hadisi serif ezberledi . Kisa bir zaman icerisinde Sani ve sohreti tum dunyaya yayildi , kiyamete kadarda devam edecektir.

Emevilerin 14cu ve son halifesi olan Mervan bin Muhammed, mervan bin Hakemin torunu olup 132 (m. 750) de Misirda katl olunmusdur . 5 sene halifelik yapmisdir . Bunun zamaninda , Irak Valisi olan Yezid bin Amr , Imami Azam (k.s.'e Kufe hakimligini teklif etdi ise de , zuhd ve takvasi , ilmi ve zekasi son derece cok olmasina ragmen kullarin hakkini gozetmede kusur etmesinden korktugu icin teklifi red etti. Yezidin emri ile basina 110 kamci vuruldu . Mubarek basi , yuzu sisdi. Ertesi gun tekrar teklif yapmislarsada kabul etmedi. Izin isteyip Mekke-i mukerremeye gitti. 5-6 sene orada yasadi.

150 (m. 767) senesinde , Abbasi halifesi Ebu Cafer Mansurun emr etdigi temyiz baskanligini kabul etmedigi icin zindana atildi. Kamci ile doguldu . Hergun 10 kamci artdirilarak doguldu. Kamci sayisi 100 oldugu gun dar-i beka'ya intikal ettiler.

Imam-i Azam (k.s.) dortyuzbin kimseden ilm aldi
Bu zatin buyuklugunu anlamak icin her asirda alimler bu zatin hakkinda kitaplar yazmislardir.
Imam-i Azam (k.s.) ayet ve hadis isiginda 12bin kaide tertip edip , 8bin kaide ile fetva vermislerdir.
Hanefi mezhebinde , 500bin dini mes'elesi cozulmus , hepsi cevaplandirilmisdir.
O dininin büyük bir direğidir
Hanefî mezhebi, Osmanlı devleti zamanında her yere yayıldı. Devletin resmî mezhebi gibi oldu. Bugün, dünya yüzünde bulunan Ehl-i islâmın yarıdan fazlası ve Ehl-i sünnetin pekçoğu, Hanefî mezhebine göre ibâdet etmektedir.
İmâm-ı a'zamın babası Sâbit, Kûfede, imam-ı Ali ile buluşup, İmâm hazretleri, buna ve evladına duâ buyurmuştu. Hadis-i şerifte,
“Ümmetimden, Ebû Hanîfe adında biri gelecektir. Bu, kıyâmet günü, ümmetimin ışığı olacaktır” buyuruldu.
“Nu'mân bin Sâbit adında ve Ebû Hanîfe denilen biri gelecek, Allahü teâlânın dînini ve benim sünnetimi canlandıracaktır” buyuruldu.
“Ebû Hanîfe adında biri gelir. O, bu ümmetin en hayrlısıdır”,
“Ümmetimden biri, dinimi canlandırır. Bid'atleri öldürür. Adı, Nu'mân bin Sâbittir”,
“Her asırda , ümmetimden, yükselenler olacaktır. Ebû Hanîfe, zamanının en yükseğidir”, “Ümmetimden, Ebû Hanîfe adında biri gelecektir. İki küreği arasında ben vardır. Allahü     teâlâ, dînini, onun eli ile canlandırır” hadis-i şerifleri meşhûrdur

 (Bu hadisi serifler büyük alim Ebulleysi Semerkandiy hazretlerinin MUKADDIME ismi kitabinda yazilmistir.  Ibni Abidiyn REDDÜL MUHTARI serh ederken bu hadisi seriflerin mevzu hadis yani uyduruk hadis olmadigini delillerle aciklamistir.)
Hanbeliy alimlerden olan Allame Yusuf TENVIRUSS SAHIFE isimli kitabinda diyorki: Ebu hanifeye dil uzatmayiniz ve ona dil uzatanlara inanmayiniz! Allaha yemin ederim ki , ondan daha vera sahibi ve ondan daha bilgili kimse bilmiyorum . Hatibi Bagdadiynin sözlerine inanmayiniz! Onun alimlere karsi kiskanciligi vardir. Ebu hanifeye , Imam ahmete dil uzatmistir.  (Imam ahmet hanbeliy mezhebini ihdas etmistir).
Imami Azam hazretleri gencliginde , kelam ilmine ve marifete calisip pek mahir oldu. Sonra Imami Hammada 18 yil hizmet edip yetisdi. Hammad vefat edince , onun yerine müctehid ve müfti oldu. Ilmi , üstünlügü her yere yayildi . Fazileti , zekasi , anlayisi zühd ve takvasi , emaneti , cabuk cevabli olmasi , dine bagliligi , dogrulurugu ve bütün insanlik olgunluklarinda , herkesin üstünde idi. Zamaninda bulunan ve sonra gelen bütün müctehidler , üstün kimseler , hatta hristiyanlar , kendisini hep medh etmisdir . imami Safii hazretleri buyuruyorki : Fikh bilgisinde, herkes Ebu hanifenin cocuklaridir. Bir kerrede : Ebu hanife ile teberrük ediyorum . hergün mezarini ziyaret ediyorum . Zor bir durumda kalinca onun kabrine gidip iki rekat namaz kilarim. Allahü Tealaya yalvaririm . Dilegimi verir, buyurdu.
Imami Safi hazretleri Imami Azam hazretlerinin talebelerinden olan Imam Muhammed hazretlerinin talebesidir. Imam safi hazretleri buyurdularki: Hazreti Allah bana ilmi iki kimseden ihsan etti, Hadisi Süfyan bin Uyeyneden, Fikhi Imam Muhammedden. Bir kerre de : Din bilgilerinde ve dünya islerinde , kendisine minnetdar oldugum bir kisi vardir. Oda Imami Muhammeddir , buyurmusdur. Yine Imam Safiy hazretleri buyurdularki: Imami Muhammedden ögrendiklerimle bir hayvan yükü kitap yazdim. O olmasaydi, ilimden birsey edinmeyecekdim. Ilmde herkes Irak alimlerinin cocuklaridir. Irak alimleride Kufe alimlerinin talebesidir. Kufe alimleri ise Ebu Hanifenin talebesidir.  ( Yâni, bir adam, çoluk çocuğunun nafakasını kazandığı gibi, İmâm-ı a'zam da, insanların, işlerinde muhtaç oldukları din bilgilerini meydana çıkarmağı kendi üzerine almış, herkesi güç bir şeyden kurtarmıştır.                                     (burada bir mezheb imaminin dolayi yönden imami azam hazretlerinin talebesi oldugu dikkate sayandir. Burada hemen sunuda izah etmek istiyorum : İmâm-ı Şâfi'înin ayrı bir mezhep kurması, İmâm-ı a'zamı beğenmemesi, ondan ayrılması demek değildir. Eshâb-ı kirâmda bazen ayri birbirlerine muhalif ayri hükümlerle amel ve ictihad ederlerdi . Bununla berâber birbirlerini çok severler ve hurmet ederlerdi. Feth sûresinin son âyeti buna şâhittir).
Müsned isimli kitapta deniliyorki: Imami Azam hazretleri Kurani kerimden ve hadisi seriflerden bir mesele cikardi zaman , bunu üstadlarina söylerdi. Hepsi tasdik etmedikce süal sahibine bu cevabini bildirmezdi. Kufe sehri cami’inde ders verirken 1000 talebesi her dersinde bulunurdu . Bunlardan kirk adedi müctehiddir. (iclerinden en meshurlari Imami Yusuf , Imami Muhammed , Imam zuferdir). Bir meseleye cevap bulunca bunu talebelerine bildirirdi. Birlikde incelerler, Kurani kerime ve hadisi serife ve Eshabi Kiramin sözlerine uygun oldugunda sözbirligi olursa, sevincinden (ELHAMDÜLILLAH VAllahÜ EKBER) derdi. Dersde bulunanlarin hepsi de böyle söylerdi. Bundan sonra bunu yaziniz buyururdu.
Imami Azam hazretleri hergün sabah namazini camide kilip ögleye kadar talebelerini dinler , onlara cevap verirdi , derdleri varsa en güzel bir sekilde onlara derman bulurdu. Ögle namazindan sonra yatsiya kadar telebeye ilm ogretirdi. Yatsidan sonra evine gelip biraz dinlerir sonra camiye gider, sabah namzina kardar ibadet ederdi . Bu hali selefi salihinden Misar bin Kedami Kufi ve baska kiymetli kimseler haber vermislerdi. (Misar 115 (m. 733) senesinde vefat etmistir).
Imam Azam hazretleri ticaret ederek helal kazanirdi. Baska yerlere mal gönderir, kazanci ile talebesinin ihtiyaclarini alirdi. Kendi evine bol harc eder, evine harc etdigi kadar da, fakirlere sadaka verirdi. Her Cuma günü anasinin babasinin ruhu icin, fakirlere ayrica yirmi altin dagitirdi.  Hocasi Hammad rahmetullahi aleyhin evi tarafina ayagini uzatmazdi. Halbuki aralarinda yedi sokaka uzaklik vardi. Ortaklarindan birinin, cok mikdarda bir mali, islamiyyete uygun olmiyarak satdignini anlayinca, bu maldan kazanilan doksan bin akcanin hepsini fakirlere dagitip , on parasini kabul etmedi. Kufe sehrinin köylerini hadudlar basip , koyunlari kacirmislerdi. Bu calinan koyunlar, sehrde kesilip halka satilabilir dusuncesi ile o gunden beri yedi sene kesilmis koyun eti alip yemedi. CÜNKÜ BIR KOYUNUN EN COK YEDI YIL YASAYACAGINI ÖGRENMISDI. HARAMDAN BU DERECE KORKAR, HER HAREKETINDE ISLAMIYYETI GÖZETIRDI.
Büyük fikih alimlerden , muhaddislerden olan , islamiyette ilk kitap yazdigi rivayet edilen Ibni Cüreyc Imam azam hazretleri hakkinda buyuruyorki : NUMAN IBNI SABITIN (imam azam) HAZRETLERININ SON DERECE AllahDAN KORKTUGUNU SIZ KUFELILERDEN ÖGRENDIM.
Imami Azam hazretleri 40 sene yatsi namazinin abdesti ile sabah namazi kildi. (yani yatsidan sonra hic uyumadi). Son hacccinda, Kabeyi Muazzama icine girip burada iki rekat namaz kildi. Namazda bütün Kurani kerimi okudu. Sonra agliyarak : YA RABBI! SANA LAYIK IBADET YAPAMADIM. FAKAT SENIN AKL ILE ANLASILAMAYICAGINI IYI ANLADIM. HIZMETIMDEKI KUSURUMU BU ANLAYISIMA BAGISLA! Diyerek dua etdi. O anda bir ses isitildi ki , YA EBA HANIFE! SEN BENI IYI TANIDIN VE BANA GÜZEL HIZMET ETTIN. SENI VE KIYAMETE KADAR SENIN MEZHEBINDE OLUP YOLUNDA GIDENLERI AFV VE MAGFIRET ETTIM buyuruldu. Imam Azam hazretleri Ramazani serifde hergun ve gece , ayriyeten teravihde namazida dahil olmak uzere 61 defa Kurani Kerimi hatm ederlerdi.
Imami Azam hazretlerinin takvasi o kadar cokdu ki 30 yil (bayramlar haric) hergün oruc tutardi. Cok kere bir rekatde veya iki rekatte Kurani Kerimi hatm ederdi. Bazende yalniz bir azab veya rahmet ayetini namazda veya namaz disinda tekrar tekrar okuyup hickira hickira aglar , sizlardi. (hanefi mezhebinde namazda Allah icin aglamak namazi bozmaz). Isitenler, haline acirdi. Peygamber efendimiz Muhammed Mustafa sallAllahu aleyhi vesellemin ümmeti icinde bir rekat namazda Kurani Kerimi hatm etmek yalniz Hulefa-i Rasidiynden olan OSMAN IBNI AFFANA , Temimi Dari , Sa-iyd bin Cübeyr ve Imami Azam hazretlerine nasip olmustur. 
Imami Azam hazretleri kimseden hediyye kabul etmezdi. Fakirler gibi giyinirdi. Bazende Allahu tealanin nimetlerini göstermek icin , cok kiymetli elbise giyerdi. 55 kere hac edip, birkac yil Mekke-i Mukerremede kaldi. Yalniz ruhu kabz olundugu yerde (zindanda) 7000 kere Kurani Kerimi hatm etmisdi.  ÖMRÜMDE BIR KERE GÜLDÜM , ONA’DA PISMANIM demisdir. Az söyler cok düsünürdü. Bazin din konularinda talebesi ile münazara , konusma yapardi. Bir gece , yatsi namazini cema-at ile kilip cikarken bir ayagi kapinin disinda bir ayagi daha mescidde iken , bir mevzu üzerinde , talebesi Imami   hazretleri ile sabah ezanina kadar konusup, ikinci ayagini disari cikarmadan, sabah namazini kilmak icin yine mescide girmisdir.Hatta o sirada müezzin gelmis. Imam azam müezzine: evladim burada ne isin var demis. Müezzin cevaben : efendim sabah namazi girdi. (hizmet suruna en guzel misallerden).  Imam Ali hazretleri ; 4000 DIRHEME KADAR NAFAKA CAIZDIR BUYURDU diyerek , kazancinin 4000 dirheminden fazlasini fakirlere dagitirdi.
Rivayet edilirki halife Ebu Cafer El- Mansur Imam Azam hazretlerine saygida , hürmette kusur etmezdi. Hatta bir defasinda Halife imama para gönderecegini , imama haber verirken , Imam Azam hazretleri : HAYIR BEN BU PARAYI KABUL ETMEM, demisti. Sonra halife bu parayi Imam Azam hazretlerine gönderecegi gün , Imam Azam hazretleri sabah namazi kilip , elbisesine bürünüp yatmis. Tam o esnada halifenin elcileri gelmis Hediyeyi teslim etmek icin. Fakat Imam azam hazretleri konusmuyor. Yanindakiler elcilere: BUNUN HALI BÖYLEDIR. COK NADIR KONUSUR. KENDISINE HASTALIK ARIZ OLDUGUNDA HIC KONUSMAZ. Bunun üzerine elci : O HALDE SU HEDIYEYI ALIN , IMAM EFENDI IYILESTIKTEN SONRA KENDISINE VERIN. Elciler gittikten sonra Imam Azam hazretleri oglu Hammada ,``Oglum ben öldükten sonra bu parayi al elciye götür, ve kendisine deki ```babama emanet olarak biraktiginiz paralari aliniz. Hammad vasiyeti yerine getirdikten sonra elci söyle demis: Allah babana rahmet etsin , o dinde cok sadik idi.
IMAM AZAM HAZRETLERININ BU HALI , YALNIZ ZAHIRIY ILM DEGIL , BATINIY ILME’DE SAHIP OLDUGUNA AP ACIK BIR DELILDIR. O DININ EN ÖNEMLI VE HAYATIIY MEVZULARI ÜZERINDE DÜSÜNEREK BIR NETICE CIKARMAYA CALISIRDI . CÜNKÜ SUSMASINI BILEN KIMSEYE ILMIN TAMAMI VERILMIS DEMEKTIR
 
 
Her asırda , her zaman, hiç bozulmıyan, Eshâb-ı kirâmın yolundan ayrılmıyan, hakîkî, sâlih müslümanlar  vardı. Bunlara “Ehl-i sünnet vel cemaat” denir. Ehl-i sünnet âlimleri dünyanın her yerinde, her asırda , insanları irşâd ettiler. Hiçbir suâli cevapsız bırakmadılar. Müslümanları, bid'at sahiplerinin ve dinde reformcuların yalanlarına aldanmaktan korudular. İslâmiyetin kıyâmete kadar bozulmıyacağını, Allahü teâlâ haber vermiştir. Hadis-i şerifte, “Her yüz senede bir müceddid gelir. Bu dîni kuvvetlendirir”
Fıkıh ilmine savaş ilan eden, refomistler, fıkh âlimleri, nakli esas alıp dini, kendi görüşlerine, kendi akıllarına göre söylemeyip, Eshâb-ı kirâmdan gelen haberleri naklettikleri için dinde reformcular, bu âlimleri cahillikle suçlamaktadırlar.  Hâlbuki, bu haberleri ve tatbîk yerlerini bilmiyen, kendileri uydurup söyliyen bu dinde reformcular câhildir. Hem de kara câhildirler.
Fıkh âlimleri, icmâ ile bildirilmiş olan ve ihtilâflı olan mes'eleleri bildirdiler. Bu ilmi bilenler, bunları birbirlerinden ayırır.  Dinde reformcular, fıkh âlimlerini kendileri gibi sanıyorlar.
Her sözü hikmet ile dolu olan Peygamber efendimizin, “Kıyâmete yakın, ortaya çıkan din adamları, eşek leşinden daha çok kokmuş olacaklardır” hadis-i şerifi ile haber verdiği kokmuşları aramaya lüzûm kalmamıştır. Onlar kendilerini teşhîr ediyorlar. Zehirli, pis kokuları her tarafa yayılıyor. Allahü teâlâ, genç din adamlarımızı ve hepimizi bu öldürücü hastalık mikroplarının bulaşmasından ve bu türedilerin şerrinden muhâfaza buyursun .Resûlullahın yolunu gösteren ve Onun vârisleri oldukları bildirilmiş olan, (Ehl-i sünnet) âlimlerinin doğru yolundan bizleri ayırmasın! Bu mübârek Allah adamları, fıkh ve ilmihâl kitaplarını yazmamış olsalardı, bu türedi din câhillerinin pençelerine düşerek, yaldızlı sözlerine aldanarak, helâk olurduk. Küfürden, bid'atten bizleri koruyan, Ehl-i sünnet âlimlerinin mübârek ruhlarına bizlerden binlerce selâm ve duâlar olsun!
Buhârîde, geçen bir hadis-i şerifte, “Allahü teâlâ, sizden ilmi almak için ilmi ile âmil olan âlimleri kaldırır. Câhiller kalır. Dinden suâl edenlere, kendi akılları ile cevap verip insanları doğru yoldan ayırırlar” buyuruldu. Bu hadis-i şerif, âlimlerden nakletmeye taklîdcilik, cahillik diyerek, Ehl-i sünneti kötüliyen, kendi kısa akıl ve boş kafaları ile dîni içerden yıkan dinde reformcuların zararlarını bildirmektedir. 
 
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı söz verdik

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 327
  • mevla ile oldukdan sonra ölümde hosdur ömürde..mev
Ynt: İmam-ı azam hz.lerinin vefat yıldönümü
« Yanıtla #5 : 02 Haziran 2009, 10:16:19 »
mevlam sefaatlarina nail eylesin
ölümümüzden  sonra mezarimizi aramayiniz,bizim mezarimiz ariflerin gönüllerindedir...mevlana

Çevrimdışı ihvan

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2399
Ynt: İmam-ı azam hz.lerinin vefat yıldönümü
« Yanıtla #6 : 02 Haziran 2009, 12:00:10 »