Gönderen Konu: İmam-ı Rabbani hazretlerinden gençlere öğütler  (Okunma sayısı 11490 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı kenz

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1129
İmam-ı Rabbani hazretlerinden gençlere öğütler
« : 23 Şubat 2007, 02:56:00 »

Ey kıymetli oğlum! Bugün, her istediğini kolayca yapabilecek bir hâldesin. Gençliğin, sıhhatin, gücün, kuvvetin, malın ve rahatlığın bir arada bulunduğu bir zamandasın. Se'âdet-i Ebediyyeye kavuşturacak sebeplere yapışmağı, yarar işleri yapmağı, niçin yarına bırakıyorsun?

İnsan ömrünün en iyi zamanı olan, gençlik günlerinde, işlerin en iyisi ve faydalısı olan, sahibin, yaratanın emirlerini yapmaya, Ona ibâdet etmeye çalışmalı, islâmiyetin yasak ettiği haramlardan, şüphelilerden sakınmalıdır. Beş vakit namazı cemaat ile kılmağı elden kaçırmamalıdır. Nisap miktârı ticâret malı olan müslümanların, bir sene sonra zekât vermeleri emrolunmuştur. Bunların, zekât vermesi, muhakkak lâzımdır. O hâlde, zekâtı seve seve ve hattâ fakirlere yalvara yalvara vermelidir.

Allahü teâlâ, çok merhametli olduğu, kullarına çok acıdığı için, yirmidört saat içinde ibâdete, yalnız beş vakit ayırmış, ticâret eşyasından ve çayırda otlayan dört ayaklı hayvanlardan, tâm veya yaklaşık olarak ancak, kırkta birini fakirlere vermeyi emir buyurmuştur. Birkaç şeyi haram edip, çok şeyi mubâh etmiş, izin vermiştir.

O hâlde, yirmidört saatte bir saat tutmayan bir zamanı, Allahü teâlânın emrini yapmak için ayırmamak ve zengin olup da, malın kırkta birini müslümanların fakirlerine vermemek ve sayılamıyacak kadar çok olan, mubâhları bırakıp da, haram ve şüpheli olana uzanmak, ne büyük inat, ne derece insâfsızlık olur.

Gençlik çağı, nefsin kaynadığı, şehvetlerin oynadığı, insan ve cin şeytanlarının saldırdığı bir zamandır. Böyle bir çağda yapılan az bir amele pekçok sevap verilir. İhtiyârlıkta dünya zevkleri azalıp, güç kuvvet gidip, arzulara kavuşmak imkânı ve Ümitleri kalmadığı zamanda, pişmanlıktan, âh etmekten başka birşey olmaz. Çok kimselere bu pişmanlık zamanı da, nasip olmaz. Bu pişmanlık da, tevbe demektir ve yine büyük bir nîmettir. Çokları bu günlere kavuşamaz.

Peygamberimizin haber verdiği sonsuz azâblar, çeşidli acılar, elbette olacak, herkes cezâsını bulacaktır. İnsan ve cin şeytanları, bugün, Allahü teâlânın affını, merhametini ileri sürerek aldatmakta, ibâdetleri yaptırmayıp, günahlara sürüklemektedir. Hâlbuki, iyi bilmeli ki, bu dünya, imtihan yeridir. Bunun için, burada dostlarla düşmanları karıştırmışlar, hepsine merhamet etmişlerdir.

Nitekim A'râf sûresi, yüzellibeşinci âyetinde meâlen, (Merhametim herşeyi içine almıştır) buyuruldu. Hâlbuki, kıyâmette, düşmanları, dostlardan ayıracaklardır. Nitekim, Yasîn sûresinde, (Ey kâfirler, bugün, dostlarımdan ayrılınız!) meâlindeki âyet-i kerime, bunu haber vermektedir. O gün, yalnız dostlara merhamet olunacak, düşmanlara hiç acınmıyacak, onlar muhakkak mel'ûn olacaktır. Nitekim, A'râf sûresinde, (O gün, merhametim, yalnız benden korkarak kâfir olmaktan ve günah işlemekten kaçınanlara, zekâtını verenlere, Kur'an-ı kerime ve Peygamberime inananlara mahsûstur) meâlindeki âyet-i kerime, böyle olduğunu göstermektedir.

O hâlde, o gün, Allahü teâlânın rahmeti, (Ebrâr)a, yâni müslümanlardan iyi huylu ve yarar işli olanlara mahsûstur. Evet, müslümanların zerre kadar îmanı olanların hepsi sonunda hattâ, çok zaman Cehennemde kaldıktan sonra bile, merhamete kavuşacaktır. Fakat rahmete kavuşabilmek için, ölürken îman ile gitmek şarttır. Hâlbuki, günahları işlemekle kalb kararınca ve Allahü teâlânın emirlerine ve haramlarına önem verilmeyince, son nefeste îman nûru, sönmeden nasıl geçebilir?

Din büyükleri buyuruyor ki, (Küçük günaha devam, büyük günaha sebep olur. Büyük günaha devam da insanı kâfir olmaya sürükler). Böyle olmaktan Allahü teâlâya sığınırız! Fârisî beyt tercümesi:

Az söyledim, dikkat ettim kalbini kırmamaya,bilirim üzülürsün; yoksa sözüm çoktur sana
İNSAN akli ile melekleşen nefsi ile iblisleşen bir aciptir İNSAN
İNSAN kendi kabahatini bilmeyen cehli ile dünyalara sığmayan bir mağrurdur İNSAN
İNSAN bütün zaaf ve acziyyetine rağmen kudrete kafa tutan taşkın bir şaşkındır İNSAN
İNSAN maziye bağlı hâle aldanmış istikbali gözler bir taştır İNSAN

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
İmam-ı Rabbani hazretlerinden gençlere öğütler
« Yanıtla #1 : 24 Şubat 2007, 01:35:43 »
mektubati-imami rabbani bir hazinedir.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı Himmet

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 849
İmam-ı Rabbani hazretlerinden gençlere öğütler
« Yanıtla #2 : 24 Şubat 2007, 11:05:08 »
Teşekkür ederiz kenz kardeşim. :wink:

İmam-ı Rabbani hz. irtihal etmeden önce hanımına "benim kefenimi senin mehrinle alırsın" diye vasiyet buyurmuşlar.

Bunun sebep ve hikmeti ne olabilir acaba?Çok dikkatimi çekmiştir.
Zâtının, Sıfâtının, Esmâının, Efâlinin Hudutsuzluğunca Şükürler Olsun Yâ RABBİİM..

Çevrimdışı tibet

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 100
İmam-ı Rabbani hazretlerinden gençlere öğütler
« Yanıtla #3 : 25 Şubat 2007, 20:40:37 »
Allah razı olsun.

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
İmam-ı Rabbani hazretlerinden gençlere öğütler
« Yanıtla #4 : 08 Ağustos 2007, 17:06:21 »
Alıntı yapılan: "Himmet"
Teşekkür ederiz kenz kardeşim. :wink:

İmam-ı Rabbani hz. irtihal etmeden önce hanımına "benim kefenimi senin mehrinle alırsın" diye vasiyet buyurmuşlar.

Bunun sebep ve hikmeti ne olabilir acaba?Çok dikkatimi çekmiştir.


 :?:

Çevrimdışı hocaoğlu

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 114
Ynt: İmam-ı Rabbani hazretlerinden gençlere öğütler
« Yanıtla #5 : 06 Kasım 2007, 16:53:23 »
İmam–ı Rabbanî Hazretleri ömrünün son günlerinde, oğlu Muhammed Masum'u yanına çağırarak kendisinden sonraki görevini haber verir:
–Evladım! Benim bu dünyaya bağlılığım yalnız bu kayyumluk vazifesi ve muamelesi sebebiyle idi. Benden sonra görev sana verildi. Bütün mahlûkat tam bir şevk ile yüzünü sana dönüyor. Bu fani dünyada ki, görevim sona erdi. Aşağı ve hakir dünyadan göç etme zamanı yaklaşmıştır.
Muhammed Masum Hazretleri derki:
"Babamdan gizli müjdeyi duyduğum hâlde kalbim parçalandı. Gözlerim yaşla doldu. Büyük bir elem ve üzüntü ile kendimden geçtim. Ne dilimde konuşacak kuvvet, ne kulağımda dinleyecek kudret kaldı. Bendeki bu değişmeyi görünce, şefkat ve merhametinin çokluğundan beni teselli etmek için:
–Allah'ü Teâlâ'nın âdeti şöyledir ki; birini kendine çağırır, diğerini onun yerine oturtur, dedi.
Mal cimrilerde, Silah korkaklarda, Yönetim akılsızlarda olursa iş bozulur...Hz Ebu Bekir (r.a.)

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Ynt: İmam-ı Rabbani hazretlerinden gençlere öğütler
« Yanıtla #6 : 11 Kasım 2007, 01:04:48 »
Evlatlarım! Ben yüzde ona razıyım. Her yüz talebeden on tanesi okuyup alim olsun daha sonra bu Din-i Mübin-i İslâmın ihya hizmetine talip olsun, yeter. Lakin dikkat edin. Enbiyâ mirası olan bu ilmin feyzi râbıta iledir. Râbıtasız okunan ilimler manevi marazları tedavi edemez. Çünkü zâhiri ilimle iktifâ edenler menfaate alet olurlar. Onun için bu yolda zâyiât, hesap edilenden hep fazla olur.

s.h.t

Sizi tebrik ederim çocuklar! Akranlarınız şehvete esir olup nefs ve hevâ peşinde başı boş dolaşıyorken sizler hazreti    Mevlâ’nın zâtının nuru ile alâkadar ve sıfatının eseri olan ilm-i Kurân ile meşgul oluyorsunuz.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı yoklar

  • okur
  • *
  • İleti: 55
Ynt: İmam-ı Rabbani hazretlerinden gençlere öğütler
« Yanıtla #7 : 24 Şubat 2008, 18:56:50 »
Allah(C.C) razı olsun kardeşlerim...
 
"Biz yıkık değirmende 40 yıl bekler tamir etmeden de ayrılmayız..."

Çevrimdışı sultan22

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 3
Ynt: İmam-ı Rabbani hazretlerinden gençlere öğütler
« Yanıtla #8 : 18 Mart 2009, 20:24:12 »
Ey kıymetli oğlum! Bugün, her istediğini kolayca yapabilecek bir hâldesin. Gençliğin, sıhhatin, gücün, kuvvetin, malın ve rahatlığın bir arada bulunduğu bir zamandasın. Se'âdet-i Ebediyyeye kavuşturacak sebeplere yapışmağı, yarar işleri yapmağı, niçin yarına bırakıyorsun?

İnsan ömrünün en iyi zamanı olan, gençlik günlerinde, işlerin en iyisi ve faydalısı olan, sahibin, yaratanın emirlerini yapmaya, Ona ibâdet etmeye çalışmalı, islâmiyetin yasak ettiği haramlardan, şüphelilerden sakınmalıdır. Beş vakit namazı cemaat ile kılmağı elden kaçırmamalıdır. Nisap miktârı ticâret malı olan müslümanların, bir sene sonra zekât vermeleri emrolunmuştur. Bunların, zekât vermesi, muhakkak lâzımdır. O hâlde, zekâtı seve seve ve hattâ fakirlere yalvara yalvara vermelidir.

Allahü teâlâ, çok merhametli olduğu, kullarına çok acıdığı için, yirmidört saat içinde ibâdete, yalnız beş vakit ayırmış, ticâret eşyasından ve çayırda otlayan dört ayaklı hayvanlardan, tâm veya yaklaşık olarak ancak, kırkta birini fakirlere vermeyi emir buyurmuştur. Birkaç şeyi haram edip, çok şeyi mubâh etmiş, izin vermiştir.

O hâlde, yirmidört saatte bir saat tutmayan bir zamanı, Allahü teâlânın emrini yapmak için ayırmamak ve zengin olup da, malın kırkta birini müslümanların fakirlerine vermemek ve sayılamıyacak kadar çok olan, mubâhları bırakıp da, haram ve şüpheli olana uzanmak, ne büyük inat, ne derece insâfsızlık olur.

Gençlik çağı, nefsin kaynadığı, şehvetlerin oynadığı, insan ve cin şeytanlarının saldırdığı bir zamandır. Böyle bir çağda yapılan az bir amele pekçok sevap verilir. İhtiyârlıkta dünya zevkleri azalıp, güç kuvvet gidip, arzulara kavuşmak imkânı ve Ümitleri kalmadığı zamanda, pişmanlıktan, âh etmekten başka birşey olmaz. Çok kimselere bu pişmanlık zamanı da, nasip olmaz. Bu pişmanlık da, tevbe demektir ve yine büyük bir nîmettir. Çokları bu günlere kavuşamaz.

Peygamberimizin haber verdiği sonsuz azâblar, çeşidli acılar, elbette olacak, herkes cezâsını bulacaktır. İnsan ve cin şeytanları, bugün, Allahü teâlânın affını, merhametini ileri sürerek aldatmakta, ibâdetleri yaptırmayıp, günahlara sürüklemektedir. Hâlbuki, iyi bilmeli ki, bu dünya, imtihan yeridir. Bunun için, burada dostlarla düşmanları karıştırmışlar, hepsine merhamet etmişlerdir.

Nitekim A'râf sûresi, yüzellibeşinci âyetinde meâlen, (Merhametim herşeyi içine almıştır) buyuruldu. Hâlbuki, kıyâmette, düşmanları, dostlardan ayıracaklardır. Nitekim, Yasîn sûresinde, (Ey kâfirler, bugün, dostlarımdan ayrılınız!) meâlindeki âyet-i kerime, bunu haber vermektedir. O gün, yalnız dostlara merhamet olunacak, düşmanlara hiç acınmıyacak, onlar muhakkak mel'ûn olacaktır. Nitekim, A'râf sûresinde, (O gün, merhametim, yalnız benden korkarak kâfir olmaktan ve günah işlemekten kaçınanlara, zekâtını verenlere, Kur'an-ı kerime ve Peygamberime inananlara mahsûstur) meâlindeki âyet-i kerime, böyle olduğunu göstermektedir.

O hâlde, o gün, Allahü teâlânın rahmeti, (Ebrâr)a, yâni müslümanlardan iyi huylu ve yarar işli olanlara mahsûstur. Evet, müslümanların zerre kadar îmanı olanların hepsi sonunda hattâ, çok zaman Cehennemde kaldıktan sonra bile, merhamete kavuşacaktır. Fakat rahmete kavuşabilmek için, ölürken îman ile gitmek şarttır. Hâlbuki, günahları işlemekle kalb kararınca ve Allahü teâlânın emirlerine ve haramlarına önem verilmeyince, son nefeste îman nûru, sönmeden nasıl geçebilir?

Din büyükleri buyuruyor ki, (Küçük günaha devam, büyük günaha sebep olur. Büyük günaha devam da insanı kâfir olmaya sürükler). Böyle olmaktan Allahü teâlâya sığınırız! Fârisî beyt tercümesi:

Az söyledim, dikkat ettim kalbini kırmamaya,bilirim üzülürsün; yoksa sözüm çoktur sana

Çevrimdışı insirah

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1090
Ynt: İmam-ı Rabbani hazretlerinden gençlere öğütler
« Yanıtla #9 : 19 Mart 2009, 03:05:51 »
Allah razı olsun
Hayat başladığı noktaya, bittiğinde geri döner! Hayatta her şey noktayla başlar, noktayla biter... Sümeyra Denizli

Çevrimdışı Lika

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 3892
Ynt: İmam-ı Rabbani hazretlerinden gençlere öğütler
« Yanıtla #10 : 21 Temmuz 2010, 06:34:57 »
Allah râzı olsun...
Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
〰〰〰〰🐠