Gönderen Konu: İmamı Rabbani(K.S) Hz'lerinin Mektubat'ından Bazı Sözler  (Okunma sayısı 20776 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

zaman_1453

  • Ziyaretçi

İMAMI RABBANİ(K.S) HAZRETLERİNİN MEKTUBAT'INDAN BAZI SÖZLER
SÖZLERİN EN GÜZELÎ, DOSTLARIN SÖZLERÎ.


Korkmasaydım kırmaktan korucunun kalbini. Elbet açardım alemlerin kilitlerini.

Karanlık içi karanlıktasın. gayeden uzak;

Halbuki sen onu düz ovada sandın, zanna bak!..

Gücünün yetmediği şeyi bırak da gel;

Gücünün yettiği şeye,doğruca yönel.

Kalpsizcesine şarkı dinleyen neylesin;

Zevk olmazsa şarkıcıyı levm eylemesin.

Habeşî'nin siyahlığı nasıl gider? Siyahlık aslidir,soyuna çeker.

Hep böyledir aşkın hikayesi;

Olmaz hiç bitip tükenmesi.

O ki bulmaz,fena Mevlası sevgisinde;

Nasipsizdir, onun Kibriyası izinde.

İnsana düşen odur ki ,zaman haddini unutmaya...

Söze girişe başlangıç hep sen oldun;

Söz uzadıysa eğer, sebeb sen oldun.

Pek güzeldir Nakşibendilerin yolculukları;

Sessizce ulaştırırlar hareme yolcuları.

Alır sohbetleri tüm halvet vesveselerini,

Kalbinden müridlerin, pek güzel kerem şanları.

Korktum, açtım dertlerimden birazını;

Söz çok, bitirmesin dedim pek azını.

ömür bitti, bitmedi söz vecdimden yana;

Yetmeyim bununla, gece erdi sona.

Bu derin denize kurbağa gibi dalmalısın;

Şundan veya bundan aradığını bulmalısın.

Köşkler ve gülistan olur ancak hapishane;

Mallar,mülkler olmuştur ancak musibethane.

Geliniz ey kahramanlar toptan bu yana;

Ganimet var,müdafii yok ondan yana.

öyleki musibetim onları şayet, Atsam gündüzlere karanrdı gayet.

Şeker ismim bile duyması insana;

Faydahdır zehirden ld,gelir lisana.

Hangi çirkindir ld,olmaya güzel yam;

Zencinin dişini yıdız görür bakam.

Batıldır hep haktan başka tuttukları;

Yazık onlara,batıldır taptıkları...

Korkarım bir kavimden ki,aşıklara gülerler Aluur imanlan,uzaklaşıp giderler.

Nurlann nuru doğdu doğan nura varmak uğruna;

Batı'danJamba ve yıldızdan geçip koyulduk yoluna.

Bilirsen onu kimdir sen nesin başta ;

Bulursun kendini hemen o yüce zatta. Kimin gölgesi olduğunu bir bilsen, Gam çekmezsin yaşasan veya ölsen.

Avlayamaz kimse anka kuşunü,topla;

Tuzağa,ele geçmez bir şey yorulmakla.

Her ne ki var.sevgisi dışındadır Hakkın ;

Şeker dahi olsa yenmesi zehir,sakm.

Oldu sonunda olmasmdan korktuğumuz;

Dönüş Allah'a,onadır yoculugumuz.

istediğin gibi yaşa,ölümü tadacaksın;

Dilediğine yapış,sonunda aynlacaksın.

Düşünceli uykularım, içimdeki ateşten, Acaba kimler var yanınızda dosttan ve eşten.

Olsa dahi tenimin kıl biten her yeri bir dil, Güçsüzüm şükretmeye,şükrüm binde bir bile değil.

Ayıplarsa kusurlu biri.bilmeden onları;

Kem sözlerden hep beridir onların sahaları;

Kırılabilir mi hiç o zinciri hilakar tilki;

Bağlanmıştır onlara dünyanın tüm arşlardan.

Şaşı durumdasın sen , şimdilik bekle ;

Elbet bir şeyh gerek seni güde istekle.

Ulaşmak için bu lezzet ve sevince , Ölünceye kadar çalış,gündüz ve gece.

Korktum,açtım dertlerimden birazım;

Bıktırmasm,diye söledim pek azım.

Söylerim.sana ki ulaşması şarttır;

Yorgunluk verse de faydalı nasihattir.

O kimse ki,kulağı sağırdır duymaz;

Ağlamama,nasihatıma hoşnut olmaz.

Nice ahmak vardır ki, gafildir ayıplanndan;

Ayıbı güzel görür.onu iyi sandığından...

ebu cehil karpuzunu sen yersin;

Başkaları da gerçek karpuz yesin.

Döndürmez beni senden gelen eziyet, Berekettir bana dosttan gelen zillet.

Bir güzelin yarımda olunca bir kişi;

Bağ, bahçe ve güllerle olmaz onun işi.

Bilirim ki katılamam onun süvarisine, Yeter bana,peşinden dinleyip uymam sesine..

îşte size nasihatım.kabul ederseniz;

Kurtulursunuz.yoksa yapın ne isterseniz..

O ki durmaz Kur'an.hadis yanında ;

Susman;konuşmaman haktır cevabmda..

Her ne şey ki,Allah'ın zikri değildir. Şeker olsa da öldürücü zehirdir...       ;

Bak,senin çekerim elemi kederi;

Halbuki çoktur,biter mi nimet sebebleri?.

Bir anlık hayali nazanmda özeldir:

Güzellerle geçen bir ömürden güzeldir.

Ey genç,sözüm sana olsun;

Yollar korkunç,sen çocuksun.

Mahzun olma bir kapının seddine;

Allah açar bin kapı,bir yerine.

Yakında bileceksin olmayacak uğrağın;

Ancak sanadır sonuna vannca durağm.

Batıldır Hakkm gayn olarak taptıklan;

Ne fena şey,batıl için tercih yaptıkları.

Kendini hem alim,hem din adamı sanır, Dinle bütün ilgisi böyle sanmasıdır.

Göreceksin gözün açıldığında;

At mıdır yoksa eşek mialtında.

Düşünceli uykulanm,içimdeki ateşten;

Acaba kimler var yanında dosttan ve eşten.

Yediğim cevher etmeyi bilmelisin;

Varsa bir kimsenin kalbinde hardal kadar;

Hak arzusunun gayri,bil,hastalığı var.

Aşk öyle bir ateştir ki,yandığı zaman, Sevgiliden başka her şeyi yakıp kavuran, (LA) kılıcı çekip Hak'daîi başkasını kaldırmalı, Ortada Allah'dan başka hiç bir ilah kalmamalı.

Bir muhal iştir yürümek bu safa yolunda;

Mustafa'ya (s.a.v) olmazsa uymak Sa'di,yolunda

Arabi Muhammed(s.a.v) Seyyidi iki cihanın, Vay haline kapısmda toprak olmayanın.

Akılla yol almak isteyen kimse delidir, Tahta bacaklar üstünde yürüyen gibidir. Aklına uydurmak ister,yollan .uyduramaz;

Ordan oraya sallanır.ayakta duramaz.

Zikrini etmelisiniz Hakkm her zaman;

Kalbin cilası gıdası olur o zaman .

Değilse sahip biri bir habere özünden, Çıkar mı şunun bunun haberi hiç sözünden.

Ne zarar.ufükta açılan şems-i duhaya;

Göz sahibi değilse biri.ona bakmaya. -

Boşa gider onun şerhi cahillere;

Aşk gizlilik ister, düşmesin dillere.. Onlan anlattım ki,rağbet edile;

Yitirilip, dalınmaya hüzümere.

Binlerce nükte var bunda, kıldan ince;

Her baş çeken bir şey mi bilir kendince?..

Yetindim, yetsin bu kadarı zekilere;

Defalarca.hep seslendim dinleyenlere.

Hafızın feryadı yersiz mi baştan sona;

Garip kıssalar, acip sözler sığınıştır ona.

O ki saklanıp kalmıştır taş içerisine;, Başka ne yer vardır ne de sema kendisme.

Yanar ateşe her kim ona dokunursa;

Ama nasıl yanar kendi ateş olursa.

Allah'a(C.C) ne zorluğu olur;

Alemi, bir şahsa doldurur.

Şekil ve suret kabma mana nasıl sığar? Dilenci döşeğinde sultan nasıl yatar?..

Yardımı yoksa kula. Hakkın ve has kullanımı;

Melek olsa da.gitmez yüz karası onların.

Ey o kıssa ki ,girilse şerhine uzar;

Nasıl ııyulsun,yazıldıkça kalem kırar.

*

Ahmaklar ne anlar büyüklerin hallerinden;

Kısa sözle selamla,sessiz geç önlerinden.

Gayb olmuşum.artık beni aramaym, Gayb olanları sakın ayıplamayın.

Tuttular beni aynaya sanki kuşlarıyım;

Kavlini ezeli ustamın konuşmalıyım.

O kimdir söz eder işi hakkında ;

Ey sözcü,nza ve teslim dışında.

Misk.gülsuyuyla yusam ağzımı bin kere, Yine de ehil olamam hiç onu zikre,

Dostun az aynlığının azlığı yoktur;

Göze gelen kıl yanm dahi olsa çoktur.

Sultan.benden bir şey istetiği zamanlar, Derim:Kanaatın basma düşsün taşlar.

Açıp saçtım sana pek gizli yanlı işleri;

Seni yormaktan korkup uzatmadım sözleri.

Çünkü,insanlardan herbiri;

Görür kendine has işleri.

Bir kimsenin ki,mukdedası bu zat emrince;

Kalmaz günahlar kaydında emrine girince.

Muhammed(s.a.v) ,Reistir tüm alemlerin basma Saçılsm toprak .düşmanın saçma basma.

Güneşe ne zarar duha vakti ufukta doğar;

Göremez hiç aydınlığım gözü yoksa bakar... Olunca ilim sahibi nefsine esir, Onunla battığı yerden kim çıkabilir?..

Asıl mesele budur ;geri kalanı boştur.

Boşa gider onun şerhi cahillere, Aşk gizlilik ister, düşmesin dillere.. Onları anlattım ki rağbet edile, Yitirilip.dalınmaya hüzünlere..

Övebilmiş değilim,sözlerimle Muhammed'i(s.a.v);

Lakin Muhammed'le(s.a.v) sözlerim pek değerlendi.

Sen bize dil verip de dilberi gösterdin Tilkiyi sofra diye arslana gösterdin.

Siva boynunu "LA" lafzıyla vurmadıkça ;

"ÎLLAllah"köşküne kurulamazsm hakça..,

Nice seyredenler hep uçup yürüdüler;

Dönüşte elleri cepleri boş döndüler.

Gezersen sarhoşlarla gelir sana örfleri;

Bu dahi olmasa,yeter sana niyetleri.

O ki, tasdik etmez sünneti, kitabı;

Susmak, konuşmamaktır onun cevabı.

Gösterdim sana hazinenin yolunu;

Ben eremedim, sen yetişip bul onu .

Padişah çalarsa kapışım kocakarının;

Sırnna şaşma.ey delikanlı bu alçalmanın.

Söylüyorum sana ulaşması şart olanı;

Yorsa da al ondan halis nasihat olanı.

Her erkek gelen, olur mu merd-i meydan;

Her mülkü olan da, olur mu Süleyman?...

Sakın süslü şeylere aldanmayasmız;

Çabuk değişir, taydaşım bulamazsınız.

Koşsa bir zerre ömrü boyunca talep ederek;

Hayır veya şer ,kendinde bulur giderek.

Bir gece anyorum saf,hoş mehtabı var;

Sana anlatacağım tatlı masallar var...

Bundan ötesinin beyanı ince;

Gizlemek pek hoş,pek de güzel bence.

Şaşırtıcı bir güzellik var şunda;

Din ve dünyanın birlik oluşunda....

Sırların açılmasında olmaz hiç yarar;

Güneş gibi zahir olsa bize ne sağlar.

Bir kimse bulmazsa Mevlası yolunda fena;

Nasibi olmaz onun beka Rabbi yolunda.

Dostum, boşuna değildir bunların hiçbiri;

Eşi bulunmaz acip garip sözdür herbiri.

Bir kimsenin,haberi yoktur kendinden;

Gücü yeter mi söz etsin öteden beriden.

O ki ,bilmez hal-i kiram, anlamaz meram;

Kısa keş sözleri .sukut eyle vesselam.


Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Ynt: İmamı Rabbani(K.S) Hz'lerinin Mektubat'ından Bazı Sözler
« Yanıtla #1 : 05 Kasım 2010, 01:04:01 »
Alıntı
İnsana düşen odur ki ,zaman haddini unutmaya...

Pek güzeldir Nakşibendilerin yolculukları;

Sessizce ulaştırırlar hareme yolcuları.

Alır sohbetleri tüm halvet vesveselerini,

Kalbinden müridlerin, pek güzel kerem şanları.


Alıntı
Bilirsen onu kimdir sen nesin başta ;

Bulursun kendini hemen o yüce zatta. Kimin gölgesi olduğunu bir bilsen, Gam çekmezsin yaşasan veya ölsen.

Her ne ki var.sevgisi dışındadır Hakkın ;

Şeker dahi olsa yenmesi zehir,sakm
.


Alıntı
Mahzun olma bir kapının seddine;

Allah açar bin kapı,bir yerine
.
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Ynt: İmamı Rabbani(K.S) Hz'lerinin Mektubat'ından Bazı Sözler
« Yanıtla #2 : 01 Aralık 2010, 21:56:58 »
Alıntı
Karanlık içi karanlıktasın. gayeden uzak;

Halbuki sen onu düz ovada sandın, zanna bak!.
.
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı muhabbeteri

  • okur
  • *
  • İleti: 98
Ynt: İmamı Rabbani(K.S) Hz'lerinin Mektubat'ından Bazı Sözler
« Yanıtla #3 : 09 Temmuz 2011, 23:05:02 »
Allah razi olsun...
cok faydali bir paylasim..
"KULUNA HIŞM EYLEMEZ HÜDASI
KULUN ÇEKTİĞİ HEP KENDİ CEZASI"

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: İmamı Rabbani(K.S) Hz'lerinin Mektubat'ından Bazı Sözler
« Yanıtla #4 : 18 Ocak 2013, 23:21:51 »

Mektubattan levhalık derlemeler
   

Kuran ve sünnetten sonra en muteber kaynağımız Mektubat-ı Rabbani'den levhalık sözler. Muhtelif mektuplardan derlenmiş bir çalışma

Düşmanların istîlâ ettiği ve muhaliflerin galip geldiği vakit mücahitlerin az hizmetleri o kadar büyük olur ki, emin zamanda kazanılan ecirle kıyası kaabil değil... {Şu halde: gam ve kederle gevşemek değil, mevcut imkânlarla gayret lâzım gelir.}

Eğer zâhirî hicret müyesser olmazsa, Allah dostlarına tâbî olmak [onların usûlüne uymak] sûretiyle bâtınî hicret bu zamanda müyesser olur... [Azîm nîmet büyük devlet...]

Muhammed Resûlüllah S.A.V. Rabbülâlemin’in sevgilisi olduğu halde onu tasdik edenler hor ve hakir, inkâr edenler de izzet ve itibardalar. [Devirlere göre bu iş devreder...]

Kıyamet günü, şeriattan sual olunur, tasavvuftan sorulmaz.

Şeriatın zaafa düştüğü zaman, Allah için hazineler harcayarak yemek yedirmek, şeriattan bir meseleyi anlatıp teşvik etmek kadar olamaz.

Nafaka ve sadaka bâzen nefse hoş gelen yerlere de verilebilir ve heder olur. Lâkin din ve millet hizmeti için harcamak, yüksek dereceye ve büyük rütbeye sebeptir. M.İ.R. C.1 M. 48 [Pîrân-ı Kiram Hazerâtı, bu işi İsm-i Âzam okumakla müsâvî görmüş ve her hâcete ulaşmanın yolu budur demişler...]

İki rekat sabah namazını cemaatla kılmak, bir sünneti yerine getirmektir ki, bir gecenin tamamında nâfile namaz kılmaktan bir kaç mertebe üstündür. M.İ.R. C.1 M. 52 [Şeytanın musallat olduğu nefsin en uyuşuk zamanı olmakla berâber az bir gayretle bu devlet elde edilir.]

Yeme-içmeye meyletmek ve zenginlerle ünsiyette bulunmak, öldüren zehir ve lokmaları da zulmetten ibarettir. Ziyâde (çekinip) korkmak lâzımdır. M.İ.R. C.1 M. 85 [Hak dostlarının hikmetli sözleri insanlara ilaçtır]

Ey Aziz! Tekrar beyan olunur ki, bu zaman tevbe ve nedâmet vaktidir. Hak'tan gayriyi terk edip ayrılma vaktidir. Belâların gelme zamanıdır ve yakında fitneler, belâlar nisan yağmuru gibi yağıp, âlemi kuşatır.

[Belânın büyüğü: Allah ve Resûlü’nü unutup şeytanla nefse uymaktır...]

Malûmdur ki zamanımızda dâr-ı harp kâfirleri, Müslümanlara ve Müslüman beldelerine çok ihanet ve eziyet etmekteler. Bunların hepsi âhir zaman alâmetleridir. M.İ.R. C.2 M.68 [Gönül aynasını günâhla kirletmeyip de ibâdetle parlatan insan bu sözlerden anlar...]

Âlemlerin Rabbi'ne gizli ve âşikâre, nimette, mihnette, rahmette ve zahmette, şiddette ve rahatta, ihsan ve belâ zamanında, daima hamd olsun. [Darılmak lâzım değil, dâima hamd etmeli...]

Vakitleri boş şeylere sarf etmeyiniz. Zikr-i ilâhîden başka şeyle meşgul olmayınız. M.İ.R. C.3 M. 2

Bazı kimseler, hâcetleri hâsıl olması için gün tayin edip, oruç tutarlar... İstedikleri olunca da bunu oruçtan bilirler. Böyle işler, şirk koşmaktır. [Dikkat etmeli...]

Kalbe ezâ vermekten (kalp kırmaktan) kork! Çünkü Allahü Teâlâ'nın zâtına ezâ etmekte, küfürden sonra, kalbe ezâ vermek gibi bir zulüm yoktur. (M.İ.R. C.3 M. 45)

Harp eden askerin kazâyı defetmeğe (harp kazanmağa) kudreti yoktur. Dua askeri zayıflık ve acizlik sebebiyle kazâ askerinden (cephedeki askerden) daha kuvvetli oldu. Dua askeri kazâ askerinin ruhu gibidir. Harp eden asker de onun kalıbıdır ve dua askerine (onun mânevî imdâdına) muhtaçtır. M.İ.R. C.3 M. 47

İnsanın zâtının hakikati yokluk ve sâde şerdir ki, noksanlıktan ibarettir.

Nefis "Yok" olduğu halde, hayâlî tasavvurla (düşünce ile) vücûdunu "Var" zannetti. İşte bu hayâl giderse sırf yokluk kalır. M.İ.R. C.3 M. 62

*Hak Teâlâ'ya tâlip olan (O’nun rızâsını isteyen), onun gayrisinden alâka kesmeden (bütün varlığı ile ona bağlanıp teslim olmadan) Mevlâ'ya ulaşamaz. M.İ.M. C.1M.

* [Bir cemiyet veyâ âile birliğinden] Kendi aralarında iyilikle emir ve kötülükten men etmeyip de (günleri-ni) müsamaha ile geçiştirenler, o günü hayırlı saymasınlar. M.İ.M. C.1M. 29 [Hayır olmayandan şer beklenir.]

* Amel niyetle itibar görür. Dârülharb düşmanları ile cihada başlamadan önce, niyeti düzeltmeli. [Her hareket ve yardım Allah’ın rızâsı ve dînin ihyâsı için olmalı...]

Mücâdele ederken niyeti hâlis ediniz, başka maksatlara kapılarak amellerinizi iptal etmeyiniz, (bu takdirde) şehitlerin  ve gâzilerin ecirlerini ümit ediniz...

Namazı cemaatle kılıp, dârülharb düşmanlarıyla cihad etmektesiniz. Bu hal üzere yaşayan kimse gâzi ve mücahittir; ölen de şehit... M.İ.R. C.2 M. 69

“Lâ ilâhe illAllah kelimesiyle îmanınızı tâzele-yiniz” (Lâ) kelimesi ile kendi nefsinizin isteklerini (maksat ve muratları) def' ediniz. Zira kişinin kendi
muradını istemesi, kendi ilâhlığını iddia etmektir. Gönülde hiç bir murat için yer kalmadığı gibi, hayâl kısmında da havâ ve heves kalmasın. Kişinin kendi muradını istemesi, Mevlâ'nın muradını reddetmek ve kendi sahibine muhalefet etmek olur. Bunun mânâsı ise Mevlâsını bırakıp, kendisi Mevlâlık iddia etmektir. Bu işin kötülüğünü iyi bilmeli ve ulûhiyet dâvâsını kökten silmelidir. Öyle ki, havâ ve heveslerden tamamen temizlenip Mevlâ'nın muradından gayri bir murat kalmasın... [Kurtuluş yolu ve teslimiyetin özü.]

Zikr-i ilâhîden başka şeyle meşgul olmayınız. [İman, İslâm, ve ahlâkla alâkalı kitapları okumak da zikirden sayılır.]

Devamı için....
http://www.incemeseleler.com/manevi-meseleler/1456-mektubattan-levhalik-derlemeler.html#_ftn1