Gönderen Konu: <<<İman Hayat İlişkisi>>>  (Okunma sayısı 3159 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı sedat_islam

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 232
    • Milli Görüş Forum
<<<İman Hayat İlişkisi>>>
« : 18 Nisan 2005, 14:30:12 »

Muhterem Müslümanlar!

Yemek içmek ve cinsel ilişki bakımından insanlarla hayvanlar birdir. İnsanlar acıkınca sofralara konulan yiyecekleri yer, mutlu olurlar; hayvanlar da yemyeşil çayırlara salınıp otlar, onlar da öyle mutlu olurlar. Cinsel ilişki konusu da aynen bunun gibidir.

Ancak, insanı hayvandan ayıran en belirgin özellik imandır.

Allah (c.c.), mü’min olmak isteyenden bir kelime istiyor. O kelime de, kelimei şehadet’tir. Bu kelimenin kalb ile tasdikini dil ile de ikrarını istiyor. Kalb ile tasdiki olmazsa dil ile söylemenin hiç önemi yok.

Her sabah namazında Peygamberimizin arkasında 365 münafık namaz kılıyordu.

Bunlar kelimei Şehadeti dil ile söylüyorlardı, kalb ile tasdik etmedikleri için ebedi Cehennemde kalmaya mahkum idiler. Neden?

Çünkü, bunlar dil ile söylediklerini kalb ile tasdik etmiyorlardı. Demek ki, imanın karargahı kalbdir.

Kalb ile tasdik olmadıktan sonra inandım demenin hiç bir önemi de faydası da olmaz. İman olmadıktan sonra amel ile Cennete girilmez.

İman, kalbin sıfatıdır, kabul demektir.

İslâm ise, teslim mânasında uzuvların sıfatıdır. İnanılanı yapmak, emirleri yerine getirmek demektir.

Mü’min, inanmış insandır.

Müslüman, inandığını tatbik eden, inanç esaslarını bütün uzuvlarıyla isbata çalışan insandır.

Peygamberimiz Efendimiz:

“İman temenni ile değil, fakat o, kalbte yerleşen ve ameli de onu doğruladığı şeydir” buyurmuştur.

Kur’ân-ı Kerim’de iman ile amelin beraber yürütülmesini emreden 60’ın üzerinde âyet vardır.

MuhteremMüslümanlar!

İmanlı olduğumuzu ispat edebilmemiz için iki şahide ihtiyacımız var: Bunlar:

a- Amel

b- İbadettir.

Ameli salih ve ibâdetli hayatımız yoksa imanlı olduğumuzun alâmeti olmaz. Kur’ân-ı Kerim’de Ankebut suresi 1. 2. 3’üncü âyetler bu hususu beyan eder. Kur’an’ın ayetlerini hayatımızda tatbik etmedikten sonra “iman ettik” demenin anlamı olmaz. Amelin de çokluğu değil, güzelliği esastır. (Mülk suresi. Âyet: 2)

Dünyamızı, amellerimizi, niyetlerimizi, dileklerimizi İslâm ile yenilemeliyiz.

Kelime-i Tevhid’i söz ile söylemek mes’ele değil, onu herkes söylüyor; amma Ashabı Kiram gibi söyleyemiyor. Bizler Ashabı Kiram gibi söyleyelim.

İman eden, sulha ve emniyete kavuşur. Çünkü iman, sulh ve sükuna ulaştırır. Korkuları yok eder. Emniyet hissi verir. Kur’ân-ı Kerim’de buyurulur ki: “... Eğer iman ediyorsanız en üstün sizsiniz...” (Âli İmran: 139)

İmanımız bizi herkesten ve herşeyden değerli kılar. Hiçbir zaman aşağılık kompleksine kapılmayın. İlmi dirayete, medeni cesarete sahip olursanız İslâm’ın izzetine kavuşursunuz.

Kuvvetli ve köklü iman zor anlarda sarsılmayan imandır. Sağlam olmayan iman ise, meşakkatler karşısındahemen sarsılır. (Ankebut suresi, âyet: 10)

Muhterem Müslümanlar!

Yaşadığımız ülkede herkes dini inanç hürriyetine sahiptir; fakat, dini yaşama hürriyetine sahip değildir, hiçbirimiz Müslümanlar olarak inancımızı yaşama hürriyetine ve selâhiyetine sahip değiliz. Yaşantımızda bunu hep hesaba katmak zorundayız.

Muhterem Müslümanlar!

“İman edip sâlih ameller işleyenler insanların en hayırlılarıdır.” (Beyyine suresi, Âyet: 7)

“Erkek veya kadın, mü’min olarak kim iyi amel işlerlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfatlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzel ile veririz...” (Nahl suresi. Ayet: 97)
Zafer Yakındır ve Zafer, İNANANLARINDIR...