Gönderen Konu: <<<İman'sızlığın Bedeli>>>*  (Okunma sayısı 3131 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı sedat_islam

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 232
    • Milli Görüş Forum
<<<İman'sızlığın Bedeli>>>*
« : 23 Nisan 2005, 13:19:43 »

Dünya Sağlık Teşkilatı’nın 10’uncu Dünya Psikiyatri Kongresi’ne sunulan raporuna göre, inançsızlık ve inanç zayıflığı sebebiyle:

1,5 milyar kişi psikolojik bunalımda.

400 milyon kişi anksiyete (aşırı heyecana bağlı sıkıntı içinde).

340 milyon ruhsal bozukluk.

250 milyon kişilik bozukluğu.

60 milyon geri zekâlı.

45 milyon şizofreni.

40 milyon epilepsi.

22 milyon demans

8 milyon beyin travması hastası.

2 milyar sigara tiryakisi.

700 milyon alkolik.

40 milyon uyuşturucudan dolayı ölüm döşeğinde inim inim inlemektedir.

İnançsızlık ve inanç zayıflığının sebep olduğu bozukluklar sâdece bu kadar felâketle bitmiyor.

Milyarlarca insan cinsel sapıklıkların akılalmaz saplantıları içinde helâk olmuş durumda.

Yine bu sebeple kişiliksiz yığınlar yeryüzünden güven ve itimatı neredeyse kaldırmış durumdalar. Güven ve itimat yokluğu imansızlığın neticesidir.

Karı-koca ilişkileri bu sebepten bozulmuştur.

Ticari ilişkiler bundan dolayı şirazesinden çıkmıştır.

İnsani ilişkilerin dayanılmaz boyutlarda bozulması da bu sebepledir.

Bütün olumsuzlukların kanser gibi toplum bedenini sarmasının ilk sebebi imansızlık ya da iman zafiyetidir.

İmansızlıktan kasıt İslâm dışındaki bütün beşeri ve batıl düşüncelerdir.

İmanın hiç şakası olur mu? Peygamberimiz imanın, nikahın ve yeminin şakası olmaz buyuruyor.

İmanı ciddiye almayan kendisinin ciddiyetsizliğini ortaya koyar.

Türkiye’deki ve dünyadaki buhran imansızlık buhranıdır. İnsanlar ya tam iman ederler ya da ideolojilerin pençesinde kendilerini kemiren yassı bir kurt gibi aşınıp, kaybolup giderler.

İman, fikirlerin en doğrusudur. O, hiçbir zaman değişmeyecek ve değiştirilemeyecektir. İnsana değer kazandıran imandır. İnanan insanlardan daha büyük silâh yoktur. Çanakkale’yi geçilmez yapan imandır.

Allah’ın kullarına verdiği en büyük nimet iman nimetidir. Rızık, sıhhat, hayat ve geçim nimetinden çok daha büyük nimet iman nimetidir. İman, beşer bünyesine yerleşir yerleşmez düşünceye ve hayata bir enginlik getirir. Dünyamızı, amellerimizi, niyetlerimizi, dileklerimizi iman ile yenilersek mânâ ifade eder.

Peygamberimiz Efendimiz:

“İman, temenni ile değil, fakat o, kalbte yerleşen ve amelin de onu doğruladığı şeydir,” buyurmuştur.

Ben imamlıyım diyen kişi hem ibâdetiyle hem de ameliyle imanını tasdik etmelidir. Yoksa yalancılığı ortaya çıkar.

İnsanı diğer canlılardan ayıran en belirgin vasıf imândır.

Nisa suresinin 136’ncı ayetinde inanıyorum diyenlere “iman edin” emri veriliyor. Bunun hikmeti şu:

Ciddi bir inanışa erin.

Tam inanın.

Şek ve şüpheden uzak bir imana sahip olun.

İnandıklarınızı tatbik edin, demektir.

İman eden, sulha ve emniyete kavuşan demektir. Çünkü iman, sulh ve şükuna ulaştırır. Korkuları yok eder. Emniyet hissi verir. Elbette bütün bunlar gerçek iman edenler içindir.

Enfal suresinin 2’nci ayetinde gerçek iman edenlerin özelliklerinden bahsedilir:

“Gerçek iman edenler.

Allah, anıldığı zaman yürekleri titrer.

Karşılarında ayetleri okununca imanları kuvvetlenir.

Onlar ancak Rabb’lerine dayanıp güvenirler.”

Bizler dünyanın neresinde yaşıyor olursak olalım İslâmi müesseselerden yoksun bir toplumuz. Bizim yaşadığımız toplumu yönlendiren müesseseler:

TV.

Radyo.

Gazete-dergiler.

Sinema.

Tiyatro,

Video.

Moda.

Yayımlanan programlar İslâm inancını yok etmeye yöneliktir. Bu müesseselerin hiçbiri ehl-i sünneti anlatmıyor. Aksine bu inancı yok etmek gayreti içinde.

Müslümanın inancını yaşaması kurtuluş için tek çâredir. Gerisi, çaresizlik olur.
« Son Düzenleme: 03 Ağustos 2009, 00:09:06 Gönderen: moderatör »
Zafer Yakındır ve Zafer, İNANANLARINDIR...