Sarhoşun Minareye Bakışı

Başlatan Fatihan, 10 Temmuz 2007, 11:38:39

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Fatihan

Mimar Sinan’ın yaşamı ve eserleri kadar, onunla anılan rivayetleri de ünlüdür.
Yine bir rivayete göre;
Mimar Sinan Selimiye Camiini bitirmek üzeredir.
Camii, bütün ihtişamı ve bütün heybeti ile asırlara meydan okurken, kalem gibi minareleri göklere yükselmektedir.
Son minarenin rötuşları yapılıyorken, camii ustalarının ve Mimar Sinan’ın dikkatini, orada öylece durmuş saatlerdir minareye bakan bir adam çeker.
Mimar Sinan, kimsenin adama müdahale etmesini istemez ve bir süre öylece durup bu garip adamı izler.
Sonra, birkaç kişi ile beraber adamın yanına yaklaşır.
“Sen böyle saatlerdir nereye bakıyorsun be adam?” diye sorar adama
Bu sırada üzerine sinen ağır içki kokusundan ve hareketlerinden adamın sarhoş olduğunu anlarlar.
Sarhoş adam, gelenin Mimar Sinan olduğunu bilmez, ama görünüşünden onun önemli biri olduğunu anlar.
Biraz toparlar üstünü başını ve kendinden emin bir tavırla;
“Şu minareye bakıyorum. Bu minare var ya “yamuk” olmuş” der.  
Orada bulunan çalışanlar, ayakta bile güçlükle duran, gözleri yarı açık yarı kapalı olan bu sarhoşun “minare yamuk olmuş” sözlerine başlarlar gülmeye…
Onunla konuşan kişinin, “Mimar Sinan” olduğunu söylerler.
Mimar Sinan’ı duymayan mı vardır?
Sarhoş adam biraz daha toparlanır.
Mimar Sinan ise ciddiyetini bozmamıştır.
Onu oradan uzaklaştırmak isteyenleri engeller.
Adama dönüp;
“Evet, sanıyorum haklısın” der.
Herkes şaşkındır.
Daha sonra Sinan adamlarına, hemen büyük bir halat bulup minareye sıkıca bağlamalarını söyler.
Halat, koca minarenin tepesine bağlanır.
Sinan, alır halatın aşağıda kalan ucunu, doğruca bu yapılanları dikkatlice izleyen sarhoş adamın yanına gider.
“Al halatı, hadi bakalım düzelt şu minareyi” der.
Sarhoş adam, alır halatı, başlar sağa sola çekmeye. Bir süre sonra zaten sarhoş olan bedeni yorulur ve kan ter içinde yere oturuverir.
Mimar Sinan adamın yanına yaklaşır.
“Bak bakalım, şimdi düzelmiş mi minare?” diye sorar.
Kan ter içindeki sarhoş, minareye şöyle bir bakar.
Sonra kendinden emin bir tavırla;
“Hah tamam, şimdi düzelmiş” diye söyler.
Mimar Sinan adama teşekkür ettikten bir süre sonra, adam yine sallana sallana uzaklaşır oradan.
Mimar Sinan’ın yanındaki insanlar;
“Efendim, minare eğri değil. Bu sarhoşla bu kadar niye uğraştınız ? niye ciddiye aldınız ki ?, biz olsak, çoktan kovardık” derler.

Sinan ise “Bakın, bende biliyorum minarenin eğri olmadığını… Ben şimdi kızıp bunu kovsaydım, gittiği her yerde minarenin eğriliğini anlatıp fitne üretecekti, dedikodu bitmeyecekti. Olur ki, daha sonra bu adamın sarhoş olduğunu unutup ona inananlar çıkabilir.
Oysa şimdi bu meyhaneye gidecek, “Selimiye’nin minaresi eğriydi, ben gördüm ve halatla düzelttim” diye anlatacak, anlattıkça da dinleyenler ona gülecek. Bu laf meyhanede kalacak ve bu konuda kapanacak” demiş.


-alıntı-

Vuslat Yolcusu

kardesim Allah razi olsun paylastiginiz icin büyükler az konusur güzel konusur.

Fatihan

ecmain...

Alıntı Yap
büyükler az konusur güzel konusur.
:x

Himmet

Nasıl ince bir zekadır ki muhtemel bir fitneyi önceden görüp ona göre hareket edilir. :?
Sultan Abdülhamit han gibi..  
Bu tür zekalara hayran olmamak mümkin değil..
Zâtının, Sıfâtının, Esmâının, Efâlinin Hudutsuzluğunca Şükürler Olsun Yâ RABBİİM..