Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Keramet

Başlatan Gül_Sultan, 18 Ekim 2007, 09:10:43

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Gül_Sultan

 Keramet

Birgün mürîdleri Şâh-ı Nakşibend Hazretleri'nden keramet istemişlerdi. Buyurdular ki:
"- Bizim kerametimiz açıktır. İşte bakınız; omuzlarımızdaki bunca günah yüküne rağmen ayakta durabiliyor ve yeryüzünde yürüyebiliyoruz. Bundan daha büyük keramet mi olur?.."

Ardından tasavvufta mühim olan hususun keramet değil istikâmet olduğunu bir kez daha hatırlatarak şöyle buyurdular:
"- Bir kimse bir bahçeye girse ve orada her ağacın yaprak yaprak dile gelip: «Ey Allah'ın velîsi merhaba!» diye seslendiğini duysa, zahiren de bâtınen de bu sese asla iltifat etmemeli! Bilâkis kulluktaki gayret ve azmi daha da ziyâdeleşmelidir."

Bunun üzerine bazı müridleri:
"- Efendim, ne kadar üzerini örtseniz de sizden de zaman zaman keramet zahir olmakta!.." dediler.

O büyük tevazu âbidesi:
"- O müşahede ettikleriniz, mürîdlerimin kerametleridir." buyurdu.

Çünkü o öyle bir mahfiyet (hâlini gizleme) içerisindeydi ki, hayatta iken söz ve kerametlerini yazmak isteyen mürîdi Hüsâmeddîn Hâce Yûsuf'a müsâade etmemişti.
Dünya geçer, İnsan göçer ancak kurtuluş Müttakîlerindir.

zahid

Birgün mürîdleri Şâh-ı Nakşibend Hazretleri'nden keramet istemişlerdi. Buyurdular ki:
"- Bizim kerametimiz açıktır. İşte bakınız; omuzlarımızdaki bunca günah yüküne rağmen ayakta durabiliyor ve yeryüzünde yürüyebiliyoruz. Bundan daha büyük keramet mi olur?.."





Allah  razi  olsun  ellerine saglık  ..