Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Mahzun Ayasofya

Başlatan kenz, 14 Kasım 2007, 14:44:01

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

kenz

Ey Ulu ma'bedimiz, ey Can, ey Yâr kokusu,
Benim öz vatanımda kim kurdu sana pusu?

Kim senin haşmetine, hilâline diş biler?
Ah ne desem bilmem ki, afyon içmiş gibiler!

Bu ne dehşet nankörlük? Kara bürür beyazı,
Kesip attı kirli el Tekbiri ve niyazı!

Yürekler kurt inidir, gelmez biri insafa,
Kanını boğan ipten artık bekleme vefâ!..

Şimşekler gibi yakar, hayâli dondurur bu,
Mübarek fethe karşı bir lânetli gurur bu!..

Tabibler çâre bilmez, tâ kalbindedir hançer,
Zannetme şifa bulur, bu yara çabuk geçer!..

Bir harap mezardır ki, almaz ötelerden ses,
Heybetin karşısında kini artar her nefes!..

Ey ecdat yadigârı, ey gönül erguvanı,
İnletir acı hasret: Kars'ı, Erzurum, Van'ı!..

İslâmın diyarında bu elîm fâcia ne?
Zulme kurban edildin, kan ağladın kaç sene!

Sana köstek vuranın vicdanı bilmez sızı,
Nice seneler var ki, kanatır yaramızı

Bu ne çözülmez düğüm? Kara bilmece gibi,
Bir nur, bir pırıltı yok… gündüzün gece gibi!

Aklın eli kavramaz, ne belâlı iz'ansa,
Seni uğursuz şefler peşkeş çeker Bizans'a!..

Her ulvî şeyde onun gizli bir kurşunu var,
Ölüleri ağlattı, mâziye çekti duvar!..

Hiç umurunda değil, vakfiye, kanun, yasa;
Fakat aklı uçacak, millet bir kıpırdasa!..

Fatih'in lisaniyle: Melek, insan ve de Cin,
Dâvet olunmaktadır, hep ona lânet için!..

Bana yollar kördüğüm, bana artık zaman dar!
Şimdi dertler, mâtemler, yakışmıyor, âh sana,
Taç etmişti gönlünü Şanlı Padişah sana!

Bu gam, bu hicran nedir? Açıver her köşeni,
Fatih'ler sevinecek, ruhlar öpecek seni!..

Cihanın çemeninde sen misin gam durağı?
Tevhid nuruyla dol da yaşa en kutlu çağı!

Boynunu büktü selvi, sarardı gülde yaprak,
Ne bir Ezan duyulur, ne de bir nağme–i Hak!..

Mâtemin vakti değil, gülümse pîr aşkına,
Seni ihyâ eyleyen O Cihangir aşkına!..

Elvermez mi bu hicran, elvermez mi bu yakış?
Bitsin artık balına sirke döküp duran kış!...

Ne şanlı devirlerin, ne güzel günün vardı,
Mihrabının önünde yürekler bir çarpardı!..

Nice Velîlere Sen bir uğurlu kucaktın,
Ümmetin semasında şimşekler gibi çaktın!..

Akşamın tatlı huzûr, sabahın kardan beyaz,
Her Ezan okunuşta alnından öperdi yaz!..

Çepeçevre sarardı Seni bir nur meltemi,
Zaman gülzâr–ı Cennet, hayâl almaz bu demi!..

Pirler, tuğlu Vezirler, kimler yoktu ki daha,
Gönüller yaprak yaprak açılırdı Allah'a!..

Uğurlu kutlu Hızır mihrabına baş koydu,
Yürekler vecde geldi, gözler nice yaş koydu!

İşte Allah sevgisi, Mecnun'un aşkı da ne?
Gâye Mevlâyı bulmak, o Leylâ bir efsane!

Artık melekler Senin işitmiyor sesini,
Güzel Cennet sermiyor ebedî gölgesini!

Yine mi sahnededir, fitnesi köhne çağın?
Peki niye açılmaz bize sevgi kucağın?

Hayâlim ürperiyor: Mezar mısın, nesin sen?
Yâd el gibi yurdunda ne hazin ülkesin sen!

Merhem kabul etmiyor, sendeki derin yara,
Karıncadan âcizdir kim gelse iktidara!..

Yok bizde vefadan iz, yok ecdada has yürek,
Hissetmez, acı duymaz, kıpırdamaz pas yürek!..

Sensin ağlatan bugün ölüler âlemini,
Müslüman Türk olmasa kim tutar mâtemini?

Niye candan, cânandan, niye bizden cüdasın?
Ey gün görmemiş inci, sen bir dâd–ı Hudâ'sın!

Cennetin iklimine sensin çekecek bizi,
Âzer'in yamakları kıskanır sevgimizi!.

Elverir bu mâtemler, elverir bu hüsranın,
Yok içinde bir Tekbir, yok bir nefes şükranın!

Kapıların kapalı Allah'ın Esmâsına,
Bilmem hürriyet nuru ne gün iner tasına?

Ne gün duyar yüreğim hz Bilâl'in nağmesini?
Veya Ebû Musâ'nın o Dâvudî sesini!..

Tâ beynimin zarında zehirli bir kıymık var,
Eyvah! Talihsizliğim benim alnıma çarpar!


Ne bir soluk, ne bir ses! Mihrabın tutmuş yosun,
Bizde vefâ kalmadı kahrından susuyorsun!..
Kurdu sinsi emeller bir hâin pusu sana.

Mustafa Necati Bursalı
İNSAN akli ile melekleşen nefsi ile iblisleşen bir aciptir İNSAN
İNSAN kendi kabahatini bilmeyen cehli ile dünyalara sığmayan bir mağrurdur İNSAN
İNSAN bütün zaaf ve acziyyetine rağmen kudrete kafa tutan taşkın bir şaşkındır İNSAN
İNSAN maziye bağlı hâle aldanmış istikbali gözler bir taştır İNSAN

Vuslat Yolcusu

kardesim ellerinize saglik,