Tarihten inciler

Başlatan durrimeknun, 10 Aralık 2007, 21:07:54

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

durrimeknun

Vakit kaybını cinayetle eş tutan Yavuz Sultan selim,sekiz ay süren seferinden dönmekte ve yanında çok kıymet verdiği hocası Anadolu kazaskeri İbn Kemal bulunmaktadır..Yavuz hem yol almakta hemde hocasına sorular sorup yeni şeyler öğrenmenin hazzını yaşamaktadır.Bir ara çamurlu bir sahadan geçerken İbn kemal ‘in atı sürçer ve yerden sıçrayan çamurlar Yavuz’un kaftanını kirletir.Büyük alim endişelenir ve başını önüne eğer.Koca Yavuz,kıymetli hocasının edebi ve mahcubiyeti karşısında kızarır ve ilme değer vermenin ifadesi olarak şu altın cümleleri sarf eder=
       
           “Gamkin olmayınız..Sizin gibi bir alimin  atının ayağından sıçrayan çamur bizim için ziynetdir,şereftir..”  ve kaftanını çıkarıp hizmetkarına  uzatırken;”Vasiyetimdir,öldüğüm zaman  bu kaftanı  sandukamın üzerine koysunlar”diye emir buyurur..

        İşte ilmi tebcid  etmenin en yüksek örneği..!Hakikaten padişah vefat edince vasiyet yerine getirilmiş ve mezkür kaftan asırlarca Selim Han’ın sandukasını süslemiştir.Fakat ne yazık ki türbelerin kapatılmasına dair  çıkartılan kanunla,bütün atalarımızın,velilerimizin,şanlı kumandanlarımızın ve alimlerimizin türbeleriyle beraber halen şu üzerinde oturduğumuz toprakları feth eden  ve yirmibeş milyon  kilometrekarelik bir arazide altı asır devam eden  bir cihan imparatorluğunu kuran  ulu ve mübarek padişahlarımızın türbeleride kapatılmış ve senelerce ihmal edilerek kasten birer harabe ve virane olmaları istenmiştir…

       Sonradan tarihi kıymeti haiz(!) bazı türbeler  tekrar açılırken  Selim Han ’ın türbesi  de açılır.Türbenin açılışında bulunan Sultan Selim Camii vaizlerinden bir zat aynen şunları söylemektedir =

       “Hünkar’ın türbe kapısını zorla açabildik.Kapı açıldığı zaman kendimi tutamayarak ağlamaya başladım.Çünkü  gördüğüm manzara karşısında ağlamaktan başka elimden ne gelirdi ki…Mübarek sandukaları yarı yerine kadar güverecin pisliği ile dolu idi.Sandukanın üzerindeki meşhur çamurlu kaftan çürümüş,lime lime olmuştu…”                                 
                                                                                                             İbrahim REFİK

             Rabbim bizi ecdadımıza layık nesil eylesin inşAllah…
HER KAZAYA BİR RIZAYI
BİZ YAR'DAN ÖĞRENDİK..