Duâda Eller Nasıl Olmalı?

Başlatan Tesniye, 24 Mart 2004, 19:46:45

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Miftahulkuluub

#360

Somada babasına dua eden çocuk.
İncemeseleler    Sadakat.Net    İns SadakatForum  Sevadı Azam


" Derviş isen kardeş takvaya çalış.."

Mücteba

#361

Soma'da Duâ

Mücteba


Mücteba

#363

Mücteba

#364

Mücteba


Mücteba


efsanef

Allahrazı olsun kardeşimiz müctebadan her haliyle her memleketden görüntüler ile nasıl dua edileceğini bizlere göstermiş

Mücteba


Mücteba

#369

Mücteba

#370

Mücteba

#371

Mücteba

#372

Mücteba

#373

Mücteba

Alıntı yapılan: müteallim - 05 Ocak 2008, 02:26:33
düada ellerin sekli

Dua yaparken Elleri Birleştirmek bir Parola değil, Unutulmuş bir Sünnetin İhyasıdır.
   Dua yaparken elleri birleştirmek de, bazı maksatlıların dediği gibi bir Süleymancılık parolası değildir. Eğer bu bir Süleymancılık (!) parolası olsaydı, Türkistan, Pakistan, Hindistan, Arabistan ve mağrib ülkelerinde birçok müslümanın da Süleymancı olması gerekirdi. Çünkü onlarda ellerini birleştirerek dua yapıyorlar. Merak edenler değişik tarihlerdeki gazete küpürlerinden, televizyon kanallarından görebilirler. Onlarında hepsi Süleymancı olmayacağına göre bu bir Süleymancılık parolası değildir. Bu bir Sünneti Rasul olduğu için yapılıyor. Unutulmuş olan bir sünnetin ihyasıdır. Güvenilir kaynaklarda ( Fıkıh, meviza ve Hadis kitapları) duada ellerin nasıl tutulması konusunda bilgi vardır. İsteyen istediği şekilde dua edebilir. Mühim olan, duada kalbin safiyeti ve uyanık bulunmasıdır. Duada dedesinden ve babasından gördüğü gibi ellerini açık tutan veya sünnet şekliyle kapalı tutan müslümanların yaptıkları halisane duaları kabul buyurmasını Allah'ü Tealadan niyaz ederiz.
   Yalnız, dünya ve ahiret yıkımına uğramamak için; bir sünnetin ifasından asla başka bir şey olmayan "Duada ellerin bitişik tutulmasına" bin bir mana vermek bir müslümanın yapmaması lazım gelen fiillerdendir. Bütün delil ve vesikalara rağmen yine de duada elleri bitişik tutma mevzuunda menfi fikir ileri sürenler çıkabilir. Böyle düşünenlere karşı ısrara da hacet yoktur. 
Zira her şey bir nasip işidir. İman etmek, namaz kılmak, zikir4le meşgul olmak ve bir sünneti ifa ve ihya etmek... Bunların hepsi ezelden bunlara layık olan, kalbi ve niyyeti müsait olanlara nasib olmaktadır.
   Peygamberler (Aleyhimüsselam), yüzlerce delil ve mucizelerle tebliğde bulundularsa da kavimlerinden çok kimseler Hakkı teslim etmediler. Halbuki onlar, en iyi ikna kaabiliyetine sahip seçkin zatlardı. Fakat inanmayanların kalpleri, imana ve itaate layık değildi.
Dua ile alakalı hadiselerin hiçbirinde "açtı, açılacak, açık tutulacak" manalarını ifade eden  kelimeye rastlanamamıştır.
Hadis-i Şeriflerde ellerle birlikte zikredilen kelimeler "zamme: Yapıştırdı, Cemaa: Topladı, Rafea: kaldırdı, Bıhızae vechihi: yüzünün hizasına" kelimeleridir.
Cenab-ı Hakk Peygamberimizin yolundan Ümmeti Muhammedi ve Ümmeti Muhammedin evladını ayırmasın