Seyit Çavuştan Hatıralar

Başlatan tarihman, 16 Nisan 2008, 16:24:46

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

tarihman

Kızı, Seyit Çavuş destanını anlattı
Görenin aklından çıkmayan ve duyanın hayret ettiği gerçek bir destandır 275 kiloluk gülleyi sırtlanan Seyit Çavuş adlı kahraman. O kahramanın kızı Ayşe Nine yıllar sonra Babası Seyit Çavuş'u anlattı.
17 Mart 2005 09:55

Ayşe Nine'ye hikayesi Çanakkale destanına konu olmuş Koca Seyit'i soruyoruz. 94 yaşındaki Nine 275 kiloluk gülleyi 2 metre yüksekliğindeki topun ağzına yerleştirerek İngiliz donanmasını ateşleyen kahramanı köylülerin yardımıyla anlatıyor:

Mehmet Akif'in "Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın" beyitinin temel taşlarından biri o... 250 bin Çanakkale kahramanı içinde sırtladığı 275 kilo ağırlığındaki topla ingiliz donanmasının kalbi Ocean zırhlısını vuran ve komutanından eratına tüm cepheye moral veren Koca Seyit... Çanakkale Zaferi'nin 90'ıncı yılında VATAN, Onbaşı Seyit Çabuk'un köyünde 94 yaşındaki kızı Ayşe Yıkar'ın yanındaydı. Babasının bir kahraman olduğunu söyleyen ve Atatürk ile Koca Seyit'in fotoğraflarını kucaklayan Ayşe Nine ve Koca Seyit köylüleriyle tarih yazan kahramanı konuştuk.

"Koca Seyit'in kızı Ayşe Hanım'ın evi nerede?" diye soruyoruz. Köylü seferber olmuş bir şekilde "Nine evde, muhtar gelcenizi demiş, sizi bekliyor..." diyor. Ayşe Nine'nin elini öpüp, yamacına oturuyoruz. Kelimeleri güçlükle bir araya getiren Ayşe Nine'ye, "Koca Seyit kimdir?" diye soruyoruz. Gözleri büyüyor "Benim babam, askerdi, kahraman!" diyor.

Koca Seyit'in Çanakkale Savaşı'ndan önce dağlardan kömür taşıdığını, hamalcılık yaptığını anlatmaya başlıyor, torunları tamamlıyor... Köylü hayvanı çamura battığında "Yetiş, Koca Seyit" diye yardım istermiş, Koca Seyit bileklerini bükmeden iki kişiyi birden kaldırırmış... Sözü Koca Seyit'in, 275 kilo ağırlığındaki gülleyi nasıl kaldırdığına getiriyoruz. Ayşe Nine babasıyla gurur duyuyor: "Nası galdırmış, ben bilemedim." Devletten sadece 160 YTL aylık alan Ayşe Nine'yi daha fazla yormuyoruz.

73 yaşındaki Hüseyin Özkaya'ya kulak veriyoruz: "Koca Seyit, babamın arkadaşıydı. Havran'da hamallar 100 kiloluk keten çuvallarından birini zor kaldırırken, o ikisini yüklenirmiş. Tek çuval taşımaktan utanırmış. Çanakkale tarafına baktığında, babama 'Musa Çanakkale koktu bana. Musa insanda ne çok kan varmış' demiş. Babam, Çanakkale'ye baktıktan sonra Koca Seyit'in için için ağladığını anlatırdı."

Paşa huzuruna çağırmış
Köylü Hüseyin Bilgiç anlatıyor: Atatürk, Havran'a geldiğinde Koca Seyit'i çağırtmış. "O kuvvetli yiğidi ben de görem" diye... Zeytin işinde çalıştığından üstü perişanmış. Nüfus müdürünün kıyafetlerini Seyit Dede'ye giydirip, Gazi Paşa'nın huzuruna çıkarmışlar. Atatürk Seyit Dede'ye "O gülleyi bir daha galdırabilir misin?" diye sormuş. Koca Seyit de "Düşmanı görürsem yine galdırırım gumandanım, yoksa galdıramam" demiş. Bunun üzerine Gazi Paşa, "Peki, beni kaldırabilir misin?" diye sorunca; Dedemiz, "Gumandanım sizi dünya kaldıramadı, ben nası galdırırım" diyivermiş. Yani hem güçlüymüş hem de şıpıdık cevapmış.

Hem ödül almamış hem de peksimet hakkını iade etmiş
Sözü Ali Bakirli alıyor: Bizim Seyit Dede düşmanı vurduktan sonra en büyük komutan (Amiral Cevat Paşa) yanına çağırmış tabii... "Oğlum, böyük bir iş yaptın sen. Bundan sonra Onbaşısın. Seni ödüllendireceğiz. Para mı altın mı yoksa kafa iznine çıkmak mı istersin?" diye sormuş. Dedem Seyit de "Bir şey istemem" demiş. Gumandan ısrar edince, "O zaman gumandanım sabahları dağıtılan tayinden (tahinli peksimet) iki tane alabilir miyim?" demiş. Gumandan, "Tamam sabahları sana iki peksimet verilecek" demiş. Dedem, birkaç gün iki peksimet yemiş. Sonra yüreği götürmemiş, tabii eratın hali perişan olunca; "Bana fazla geliyor, ben de sabahları bir peksimet yiyeceğim" deyip hakkından feragat etmiş

Tuğra

〰〰〰〰🐠

hakikidost

Teşekkürler tarihman kardeşim ama bize tarihimizi hep ya yanlış yada eksik öğrettiler.Daha yeni 18 Mart günü bi sohbette hocamız bahsetmişti Seyit Çavuştan.Normalde Seyit çavuş topçu değilmiş o gün düşman bataryaları bizim topçu bataryalarını vurunca Seyit Çavuşun bulunduğu bataryada bir yaralı Asker ve birde Seyit Çavuş kalmış sağ.Düşman saldırısı geçipte kendine gelince bakmış Ocean zırhlısı boğazdan geçiyor etrafına bakmış yardım edecek kimse yok ama vatan elden gidecek Annesinin kendisine öğrettiği Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil-aliyyil-azîm duasını 3 kere okuyup top mermisini kaldırmış ve sürmüş namlunun ucuna ama dediğimiz gibi hiç top kullanmamış nasıl ateşlerim diye uğraşırken top ateş almış ve zırhlının baca deliğinden kalorifer dairesine düşmüş ve zırhlıyı batırmış.Zaten o top mermisinin zırhlıyı başka bir şekilde batırma imkanı yokmuş.Ve hocamız en sonunda en sonunda o can alıcı sözü söylemişti.Seyit Çavuş 3 Kere Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil-aliyyil-azîm demiş Dini Celili islamın devamına vesile olmuş.Biz bir akşamda 1000 Kere Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil-aliyyil-azîm diyoruz.Eğer samimi ihlaslı bir şekilde demiş olsak neler olmaz demişti.
"Biz iyi olursak her şey iyi olur..."
-------------------------------------
"Evlatlarım ! Yusuf (a.s) Züleyha\'nın İstek Ve Arzularını Terk Etti Mısır'a Sultan Oldu.sizde Nefsinizin İstek Ve Arzularını Terk Edin Dünyaya Sultan Olun."