Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Mücevherle dolu kova

Başlatan attila, 16 Mart 2009, 14:30:40

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

attila

İbrâhim bin Edhem, sahraya çıkmıştı. Bir kuyudan su çekmek için kovayı sarkıttı. Geri çektiğinde kovanın gümüşle dolu olduğunu gördü. Hemen geri boşalttı ve tekrar sarkıttı. Bu çekişinde, altınla dolu olduğunu gördü. Bunu da geri boşaltıp, kovayı tekrar daldırıp çıkardığında, kovanın mücevherle dolu olduğunu gördü. Bunun üzerine şöyle niyazda bulundu. "Yâ Rabbî! Bana hazine veriyorsun. Benim arzum bunlar değildir. Ben abdest almak için su istiyorum. İhsân et" diye yalvardı. Kovayı tekrar kuyuya daldırıp çıkardığında su ile dolu olduğunu gördü.
Tezkiretül evliya Süleyman Uludağ tercümes

attila

#1
SALİHLERLE BULUNMANIN FAYDALARI   İBRAHİM BİN EDHEM
İnsan, Allah dostlarından menfaatlenmek ve onların isimlerinin yazıldığı defterlere kendisini yazdırmak istiyorsa O’nları sevmeli ve sevdiğinin alameti devamlı onlardan bahsetmelidir.Çünkü aşıklar devamlı olarak maşuklarından bahsederler.

İbrahim b.Ethem KS. şunu anlatır; Elinde bir defter olduğu halde Cebrail as ‘ın semadan yeryüzüne inmekte olduğunu bir gece rüyada gördüm ve sual edip,
-Burada ne yapacaksın? Dedim.
-Hak dostlarının ismini (bu Deftere)kaydedeceğim.
-Benim ismimi de kaydedecek misin?
-Sen onlardan değilsin ki!
-Ama Hak dostlarının dostuyum.Bunun üzerine Cebrail bir süre düşünceye daldıktan sonra,dedi ki:
-İlk defa İbrahim’in adını kaydet,diye şimdi ferman geldi, zira bu yolda ümit,ümitsizlikten zuhur etmektedir!T.Ev.161 Bunun adını da tomarın başına şöyle yaz.Benim dostlarımın dostudur.N.üns.392

EBU CAFER SEYDALANİ
Bu yolun büyüklüğündendir ki daha bu yola intisap etmeden, onların sohbetleriyle şereflenmeden insan muhabbet ettiği için iyiler defterine kaydolunabilmektedir.Hele intisap edip,onlarla bulunanın manevi makamlarının nasıl yüce ve ali olacağı tasavvur edilebilir. Ebu Cafer Saydalani şöyle diyor;.
-Müridliğimin ilk devrelerinde Resulullah sav efendimizi rüyamda gördüm Meclisin baş köşesinde oturmuştu.Bu taifeden de bir bölük kimseler onun çevresine toplanmış ona bakıyorlardı.
   Bu arada,semanın kapısı açıldı.Bir melek aşağıya indi.Elinde de bir leğen, .irde ibrik vardı.Onlardan her birinin önüne koydu.ellerini yıkadılar.Sıra bana gelince şöyle denildi.
-Leğeni bırakın.bu kimse bunlardan değildir.
İbrik tutan melek şöyle dedi._O bunlardan değil midir? Böylece leğeni alıp gitti.Şöyle dedim:_Ya Resulullah ben bunlardan değilim...Ama bilirsin ki:Ben bunları severim...Bunun üzerine Resulullah sav şöyle buyurdu.-Bunları seven bunlardandır.Leğeni geri getirin   
Getirdiler;bende elimi yıkadım.Bundan sonra Resulullah sav bana bakıp gülümsedi ve şöyle buyurdu.
-Muhabbbet ettiğin süre bizimlesin...
Ebu Cafer şöyle dedi.O vakte kadar benim bu sofiye taifesi ile bir sohbetim yoktu. NEFAHATÜL ÜNS.391

YAKAZADA RESULULLAHI GÖRMEK
EY KARDEŞLERİM; bu sebepledir ki, kalp aynasını toz ve pastan temiz tutmaya, onu her an parlak ve cilalı bulundurmaya çalışmalısın. Kendini rezil edici aşağılık davranışlardan uzak tutmalısın. Üzerinde Hak Tealanın ve Resulünün çevresine girmeye mani bir tek kötü şey bırakmamalısın. Bunları yaparken Resulullah (S.A.V.) efendimize çokça salat ve selam getirmeye çalışmalısın. Böylece o çevreye girebilecek ve o makama varmış olunur. Herhangi bir kişi, bütün kusur ve kabahatlerden arınıncaya kadar (virdini düzenli çeker) ve Resulullah (S.A.V.)’e salat ve selamı çoğaltırsa artık o kişi uyanık bir halde iken istediği an Resulullah (S.A.V) Efendimizle buluşabilir.
Şayet bu buluşma keyfiyeti olmuyorsa bunun sebebini  Efendimize yaptığı salat ve selamın eksikliğinde aramalıdır.
Şeyh Ahmet Ez. Zevavi Efendimizle buluşabilmek için tam bir sene gece ve gündüz elli bin salat ve selam getirdiğini İmam-ı Şaraniye anlattığı ifade edilmektedir. Aliyyül Havas Hazretleri “İrfan makamında ki kul, Resulullah Efendimizle istediği zaman yakaza anında buluşmuyorsa kemale erememiştir.” der. Öyle arifler olmuşlardı ki bunlardan biri olan Şeyh Ebul Abbas El Merasi “Şayet Resulullah Efendimiz benden bir saat gizlenmiş ve görünmemiş olsa, kendimi hiçbir vakit iman sahibi bir kul saymam” demiştir. Tabi bu onların makamlarıyla ilgili bir husustur. Bütün bunlardan  anlaşılan şudur ki, (S.A.V.) efendimizle buluşma yer ve makamını elde etmek çok kıymetli ve güçtür.

İmam ŞARANİ (K.S.) derki, günün birinde benim de bulunduğum Şeyh Ali El Mirsafi Hazretlerinin meclisine bir kişi gelerek Şeyhe hitaben “ Ey Efendim! Artık öyle bir makama vardım ki uyanık iken istediğim an Resulullah Efendimizle buluşmaya başladım.” Dedi. Şeyh bu söz üzerine o zata hitaben “Ey Evladım! Şunu bil ki kul ile bu makam arasında 247 bin makam vardır. Biz bütün bu makamlardan vazgeçtik, bunlardan bize yalnız on makam sayabilir ve bu on makam hakkında konuşabilir misin? diye sorunca o zat şaşırıp kaldı; ne cevap vereceğini bilemez hale geldi. Mecliste bulunanlara karşı yalanı belli olduğundan rezil oldu.

Sünneti Seniyyeye azı dişlerimizle sımsıkı yapışmalıyız. Resulullah’ın hadislerinde harfi harfine asla uygun olarak anlatanlarla ilgili olarak” Efendimiz “ Benim sözlerimi olduğu gibi işitip bir başkasına anlatan kişinin Hak Teala  yüzünü ağartsın” buyurmuşlardır.