Fatih Sultan Mehmed dönemi İstanbul'unda nüfüs yapısı ve iskân

Başlatan Mahi, 14 Şubat 2008, 17:13:53

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mahi

Fatih Sultan Mehmed dönemi İstanbul'unda yeni yerleşim mahalleleri nüfüs yapısı ve iskân.

Fatih Sultan Mehmed İstanbul'a girdiğinde şehir çok harap vaziyetteydi. Fetih'ten hemen sonra halkın ihtiyacı olan çarşılar, bedestenler, hanlar, hamamlar ve diğer yapılar hızla inşasına başlanmıştır.

istanbul'un fethinden sonra derhal bir kadı ve subaşı tayin edilerek, imar faaliyetlerine başlanmış ve şehir yeni kimliğine bürünme yoluna adım atmıştır. Fatih Sultan Mehmed Han döneminde, daha önce fethedilen yerlerde olduğu gibi istanbul'da yeni yerleşim yerlerinin kurulması; cami ve çevresinde sosyal mekanların (çarşı, okul, hamam imarethane gibi) bir kısmı hayırseverler tarafından vakıf olarak yaptırılması sonucu meydana gelmiştir. Bir kısmı devlet eliyle imar ve inşa olunmuştur. Başta Fatih Camii külliyesi olmak üzere, cami ve mescidler çevresinde oluşturulan yeni mahalleler isimlerini de buradaki camiimescidlerden almışlardır.

Bir yıl sonra başkent olacak istanbul'a, Bâyezid tepesine hükümet merkezi olarak saray yaptırılmış, ticaret ve ilim merkezleri kurulmaya başlanmıştır.

Nüfusu arttırma politikasıyla birlikte, Bizans'ın merkezdelki yerleşimi genişleyerek şehrin diğer yerlerine yayılmış ve nüfus hareketlenmiştir. Bu dönem diğer Osmanlı şehirlerinde de yoğun nüfus artışı görülmektedir. Ancak İstanbul'daki nüfus artışı oranı, iskân siyâseti gereği Rumeli iç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinden getirilen âlim, zanaatkar ve tüccar gibi şehrin gelişiminde rol oynayacak kimselerle yüzde seksenin üzerinde gerçekleşmiştir.
Otuz yıllık Fatih döneminde, Bizans şehrinin çehresi tamamen değişmiştir. Daha fethin altıncı yılında istanbul ve bilâd-ı selâse (Eyüp, Galata. Üsküdar) kadılıkları ihdas edilerek, genişleyen istanbul dört idarî bölgeye ayrılmışta.

Osmanlı-Türk medeniyeti şehircilik hususunda, daha öntü-fethedilen yerlerin ihya ve imarında gösterdiği beceriyi, İstanbul gibi büyük bir şehre uygun ahenk, zarafet ve ihtişamla uygulamakta zorluk çekmemiş, kısa bir zamanda Osmanlı-Türk çehresi kazandırmıştır.       

Ferda (olbak) Mazak

meftun

Yandım ebedi hüsnüne meftun olarak
Kar etti dilim ruhuma efsun olarak..

Müsenna


Mahi


Ber-ceste

Sükût etmek gibi alemde nadana cevab olmaz..


racül

Bilal eryilmazin osmanlida millet sistemi adli kitabinda fetihden sonraki istanbul ve iskan politikasina dair istatistiki güzel bilgiler var
Es ist keine Schande hinzufallen, aber es ist eine Schande einfach liegen zu bleiben.
                                                Theodor Heuss
                             ehemaliger Bundespräsident