İlk Türkçe namaz provokasyon muydu?

Başlatan Ay Iıığı, 11 Mayıs 2010, 13:44:39

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ay Iıığı


1926 Ramazanının ilk Cuması, Göztepe Tütüncü Mehmet Efendi Camii, daha önce cemaatin hiç görmediği bir şeye tanık olmuştu. Caminin İmam ve Hatibi Mehmet Cemaledddin Efendi, hutbeyi Türkçe okumuş ve namazı Türkçe olarak kıldırmıştı. Tesbihat ve tekbirleri de Türkçe getiren Cemaleddin Efendi, yakın dostu Abdullah Cevdet’in II. Meşrutiyet sonrası seslendirdiği düşüncesini gerçekleştirmişti.

Cemaleddin Efendi’nin bu davranışı anlam veremeyen cemaat İstanbul müftülüğüne giderek şikayette bulunmuş, görevden alınmasını istemişlerdi. Ayrıca alim kişiliği ile bilinen babasına da mektup yazarak, oğlunun yaptıklarının dinde olup olmadığını sormuşlardı.

Müftülük erken karar vermez, durumu Rıfat Börekçi başkanlığındaki Diyanet İşleri Başkanlığına bildirir. Rıfat Börekçi imzasıyla Cemaleddin Efendi görevinden alınır. Görevden alınma gerekçesi ilginçtir. Henüz resmi Kuran tercümesi yapılmadığına göre Cemaleddin Efendi, neye dayab-narak namaz sırasında okuduğu Asr, Fatiha ve İhlas surelerini tercüme etmiştir. Bu tercüme şeklinin Kuran’ı karşılamadığı için kıldırılan namazın meşru görülemeyeceği belirtilmiş, fitne meydana getireceği için görevden alınması kabul edilmiştir.

Cemaleddin Efendi’nin bu kararı pek şahsi bir karar gibi görünmemektedir. Çünkü, İstanbul gazeteleri olayı abartarak yazmış hatta, ertesi Cuma günü namaz kılınmadan önce Milliyet ve Son Saat gazeteleri ikinci Türkçe namaz diye manşet atmışlardır.

Aslında buradaki sorun namazın Türkçe kılınıp kılınamayacağından çok imamın resmi görevli olmasından dolayı Diyanet İşleri’nden izin almamsıdır. Çünkü Rıfat Börekçi daha sonraları yayınladığı fetvada Ezanın Türkçe okunabileceği gibi namazında Türkçe kılınabileceğine fetva vermiştir.

Cemaleddin Efendi’nin görevden alındıktan sonra yine devlet kurumlarının sahip çıktığını görüyoruz. Maarif Nezareti Vekili Mustafa Necati Bey, Milli Eğitim’e alarak İmam Hatip Okulunda öğretmen olarak görevlendirmiştir. Cemaleddin Efendi bir süre değişik okullarda görev yaptıktan sonra yaş haddinden emekli edilmiştir.

Cemaleddin Efendi, daha önce İttihatçıların liderlerinden Talat Paşa’ya ibadet dilinin Türkçeleştirilmesiyle ilgili bir teklifte bulunmuş, fakat yönetim şartlar elverişli olmadığı gerekçesiyle bu istek reddedilmiştir. Abdullah Cevdet’i fikrinin öncüsü olarak kendisine seçen Cemaleddin Efendi’yi içtihat dergisi yazılarıyla desteklemiştir.

Şekip Arslan, Cemaleddin Efendi’yi İstanbul’da yaşadığı günlerden iyi tanıdığı için arkasında Cumhuriyet Halk Fırkası’nın olduğunu iddia etmiş, halkın nasıl karşılayacağını anlamak için bir deneme olduğunu ileri sürmüştür.

Henüz ortamın bu şekilde bir değişikliğe hazır olmaması yönetimdekilerin Türkçe ibadet düşüncelerini bir süre ertelenmesine neden olmuştur. Çünkü İslam dininin Türkleştirilmesi için henüz erken bir projedir. Bu proje daha sonra da kabul görmese bile, Camilere org gibi batlı müzik aletlerinin konması, secdeyi kaldırarak masalar konulması ve abdestin kaldırılması gibi kısmi uygulamalar yapacak fakat toplum bu yeni din algısını hiçbir zaman kabul etmek istemeyecektir.


Esat Çağlar / Dünya Bülteni - Tarih Servisi

Günbatımı

Alıntı yapılan: Ay Işığı - 11 Mayıs 2010, 13:44:39
... Çünkü İslam dininin Türkleştirilmesi için henüz erken bir projedir. Bu proje daha sonra da kabul görmese bile, Camilere org gibi batlı müzik aletlerinin konması, secdeyi kaldırarak masalar konulması ve abdestin kaldırılması gibi kısmi uygulamalar yapacak fakat toplum bu yeni din algısını hiçbir zaman kabul etmek istemeyecektir.

Allah'ın izniyle!..
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana