Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Ramazan'ın kutsallığını bozmayalım

Başlatan Tuğra, 07 Ağustos 2011, 13:19:55

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Tuğra

Ramazan'ın kutsallığını bozmayalım

"Ramazan ayında sadece yemek konuşulması hatta bu ayın diyet yapıp kilo vermek için fırsat görülmesini de doğru bulmuyorum." Dilara Koçak yazıyor...



Ramazan bedenen ve ruhen arınmamızı hedefleyen çok özel bir dönem sadece faydası kendimize değil tabii ki en çok etkileyen iki şeyden ilki bu ay süresince zengin fakir, genç, yaşlı sağlığı müsaade eden milyonlarca insanın aynı anda yüce Allah'a seslenmeleri ve şükretmeleri diğeriyse yokluk ve açlık çekenlerin hatırlanıyor olması.

Maalesef dün-yevi koşuşturmalar ve hırslar bazen etrafımızda gördüğümüz ama gerçekten fark etmediğimiz bir yokluğu atlamamıza sebep olabiliyor. Dünyada birçok insan aşırı beslenmeyle obezite riski altındayken birçok kişi hâlâ açlık ve eksik beslenme yüzünden ölüm kalım savaşı veriyor.

Ramazan ayında abartılı iftar sofralarını görünce ben bu yüzden üzülüyorum. Dikkatimi çeken diğer bir konuysa oruç tutmayanların sıklıkla iftar sofralarında oruç tutanlardan çok daha iştahla yemek yemeleri.

Ramazan ayında sadece yemek konuşulması hatta bu ayın diyet yapıp kilo vermek için fırsat görülmesini de doğru bulmuyorum. Sahura kalkılmadan oruç tutulursa kilo alma riski doğabilir.

Ramazan'da kilo almamak için;

* Mutlaka sahura kalkın
* İftarda midenizi çok doldurup tüm gün yemeniz gerekenleri tek bir öğüne sığdırmayın ufak öğünler yapmaya çalışın
* Bol su içmeyi unutmayın

* Tatlı tercihlerinizi sütlü tatlı olarak (güllaç, sütlaç, dondurma gibi) seçin taze meyveleri veya kuru meyveyi de tatlı olarak kullanın
* Meyve sebze tüketiminizi artırmayı hedefleyin
* İftardan 1-2 saat sonra hafif yürüyüş yapmaya çalışın

* İftariyelikler genelde yüksek yağ içerir bu sebeple her gün tek bir seçim yapın örneğin bir gün tereyağ- bal diğer gün 2-3 dilim sucuk  diğer gün peynir, zeytin gibi
* Yemeklerin suyunu tüketmemeye çalışın bu şekilde daha az yağ almış olursunuz
* Yavaş yemeye çalışın

İftarda hızlı yemek reflü hastalığını tetikler

Ramazan ayında en sık karşılaşılan sorunlardan biri de mide asidinin yemek borusuna kaçması olarak tanımlanan 'reflü'yle genel mide rahatsızlıklarıdır. Mide yakınmaları, mideye baskı ve mide ekşimesi genellikle yemekle bağlantılı olarak ortaya çıkmaktadır.

Tabii ki midenizin hangi besin maddelerini kabul ettiğini tespit etmek, bu besin maddelerinden vazgeçmek bu rahatsızlığı önlemenin kolay yoludur. Reflü, geriye kaçış demektir. Normalde besinler yemek borusundan mideye geçtikten sonra yeniden yemek borusuna gelmemelidir.

Mide asidinin anormal şekilde yukarı çıkarak yemek borusuna gelmesiyse reflü olarak adlandırılmaktadır. 'Reflüyü önlemek için kahve ve kakao gibi aşırı kafein alımından kaçınmak, yemeği yer yemez yatmamak, yağlı yiyecekler yememek, alınacak pratik önlemlerdir.

Stres, acelecilik, psikolojik sıkıntılar, aşırı nikotin veya yanlış beslenme, bazen kaynağı belli olmayan şikayetler bunların hepsi midenin asit dengesinin bozulmasına neden olabilmektedir.

Mide yakınmaları ve reflüsü olan kişiler için Ramazan önerileri;

* Yemekleri az az, sık sık olacak şekilde tüketmeye dikkat edin. İftara bir kase çorba, bir parça ekmek veya bir parça ekmek, biraz peynir, zeytinle başlayıp ana yemeği daha sonra tüketin
* İyi çiğnemeye özen gösterin

* Yiyecek ve içeceklerinizin çok sıcak veya çok soğuk olmamasına dikkat edin.
* Karında basıncı artıran sıkı kemer veya kıyafet kullanmamaya gayret edin

* Yemeklerden hemen sonra uzanıp yatmayın, biraz oturun veya 45 derecelik açı olacak şekilde başınızı yükselterek uzanın
* Sıvıları öğün aralarında alın. Yemekle aşırı sıvı tüketmek şikayetinizi artırabilir.

HURMA

Meryem suresinde pek çok hikmetinden bahsedilen hurma Ramazan ayının temsilcilerinden biridir. Hurma içerik olarak çok çeşitli vitamin ve minerale sahiptir. Lif, yağ ve proteinler açısından zengindir. Hurmada sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir, kükürt, fosfor ve klor da bulunmaktadır.

Hurma ayrıca A vitamini, betakaroten, B1, B2, B3 ve B6 vitaminlerini de içerir. Hurmada, hamilelikte de önemli bir B vitamini olan folik asit de bulunmaktadır.  Diğer meyvelere göre protein içermesi de önemlidir.

İftar sofralarının vazgeçilmez yiyeceği hurmanın kalp ve damar hastalıklarından korunmada etkili rol oynadığı, kansere karşı koruyucu olduğu, boğaz ağrısını kestiği, bronşit, öksürük ve soğuk algınlığı şikayetlerini giderdiği bildirilmektedir. Uzun süren açlık sonrası iftar da düşen kan şekerini dengelemek ve bağırsaklara faydalı lifleri sağlamada en doğru seçimlerden biridir.


Dilara Koçak/ Milliyet
〰〰〰〰🐠

mazhar

Gösterişli iftarlara tatlı sert eleştiri


Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, gösterişli iftar programlarını eleştirdi, iftar çadırlarının amacı dışına çıktığı uyarısı yaptı.



Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, 'Ramazanla değişmekle', 'Ramazanı değiştirmek' arasında gidip gelen yeni bir takdim formu bulunduğuna dikkat çekerek, "Ramazanı yanlış bir şekilde bir tür eğlence, karnaval ve festival havasında terennüm eden eğilimlerin mevcut gidişatı ciddi olarak dikkat çekmeye başlamıştır." dedi.

İslam dünyasında 'Ramazanla değişmek' ile 'Ramazanı değiştirmek' arasında gidip gelen yeni bir takdim formunun dikkat çektiğini belirten Görmez, "Oysa aslolan ve doğru olan Ramazanla değişmektir. Ramazan bütün imtihan süreçleriyle bize bu imkanı sunar. Ramazan'da değişmek, onun etkili manevi ortamında değişimi gerçekleştirmek, murad-ı ilahi'ye uygun birer kul olarak bu sınavlardan geçmek her bir Müslüman için kuşkusuz en büyük bahtiyarlıktır. Hal böyleyken bu ayda değişmek gibi gerçek ve derinlikli bir amaca uygun hareket etmek yerine, onu değiştirmeye kalkışmak doğru değildir." dedi.

Ramazan'ın Kur'an ve sünnetle oluşmuş geleneğini, belirlenen sabitlerini göz ardı etmeye, aşındırmaya, giderek de onu yok etmeye yönelik nevzuhur ilgilerin kemal-i ciddiyetle ele alınması gerektiğini söyleyen Görmez, şöyle devam etti: "Ramazan ayının mana ve ehemmiyetini zaman zaman göz ardı eden ve sıklıkla dünyevileşme girdabına savrulma tehlikesi ile karşı karşıya gelen kimi kutlama ve şenliklerin de İslami adap ve gelenek içinde yeni bir değerlendirmeye tabi tutulması gerekir. Gösterişli iftar programları, sınıf ve itibar esasına dayalı ihtişamlı davetler, Ramazanı yanlış bir şekilde bir tür eğlence, karnaval ve festival havasında terennüm eden eğilimlerin mevcut gidişatı ciddi olarak dikkat çekmeye başlamıştır… Müminlerin bu ayda yaşayacakları coşku ibadetin coşkusudur. İbadetle neşelenen gönüller müminler arasındaki muhabbeti de pekiştirmelidir. Yoksa Ramazan coşkusu son zamanlarda ortaya konulduğu şekliyle bir eğlence, şatafat ve gösteriye dönüşmemelidir."

İftar sofralarına da değinen Görmez, "İftar sofraları, israf sofralarına dönüşmemelidir." uyarısını yaptı. Görmez, son yıllarda özellikle büyük şehirlerde gerek otel gerekse bir çok mekanlarda hazırlanan iftar sofralarının kendi içinde israfı ve gösterişi barındırdığını aktardı.

"İFTAR ÇADIRLARI GÖSTERİ ARACINA DÖNÜŞMESİN"

İftar çadırlarının gayesinin dışına çıkmaması gerektiğine işaret eden Görmez, "Başlangıçta tamamen güzel bir düşüncenin ürünü olarak yoldan geçenlerin ve yolda kalanların bir çorbayla iftarını açmasıyla ilgili kurulan iftar çadırlarının son zamanlarda bu gayenin dışına çıkarak bir gösteri aracına dönüştürülmesine özellikle kamu hizmeti yapanların dikkat etmesi gerekir." şeklinde konuştu.

Yardımlaşma ve dayanışmanın yeni dilinin bulunması gerektiğini söyleyen Görmez, "Ramazan ayı oruç ibadetinin yanında yardımlaşma ve dayanışmayı da içinde barındırmaktadır. Tabii ki müminlerin zekat ve fitrelerini sorumlulukları doğrultusunda yerine getirme gayretleri önemlidir. Ancak yardımlaşma ve dayanışma asgari limitlerde ifa edilen zekat ve fitrenin dışında infakı da kapsamaktadır. İnfakla ilgili duyarlılığımızı bu ay vesilesiyle hatırlamalı ve infakta da yarış yapmalıyız." dedi.

Yardımda esas olan unsurun muhtaç olanın ihtiyaçlarının karşılanması olduğunu belirten Görmez, "Ramazan dolayısı ile son zamanlarda her tarafta görünür olan gıda paketleri kişilerin ihtiyaçlarından ziyade belli başlı maddeleri ihtiva etmektedir. Bu paketlerin toplumsal yaraları ne kadar sardığı tartışmalıdır. Bireyin onuruna yakışan kendi ihtiyaçlarını kendisinin almasıdır. Yardım edenlerin bu hassasiyeti göz önünde bulundurarak toplumsal dayanışmaya katkı vermelerinin insan onuruna daha yakışır olacağı bilinmelidir." diye konuştu.

"ORUCU NELERİN BOZDUĞUNDAN ZİYADE BOZULAN KİŞİLİKLERİMİZİ NASIL ONARMAMIZ GEREKTİĞİ İLE İLGİLENMELİYİZ."

Orucun nefisleri terbiye ederek her türlü aşırılık ve kötü alışkanlıklardan kişileri arındırması gerektiğini vurgulayan Görmez, "Bu ay dolayısı ile orucu nelerin bozduğuyla ilgilenmekten ziyade, bozulan kişiliklerimizi orucun hikmetiyle yeniden nasıl onarmamız gerektiği ile ilgilenmek daha önemlidir." ifadesini kullandı.

Dini konuların reyting kaygısı ile ele alınmaması gerektiğinin altını çizen Görmez, ramazan ayında yapılan dini yayınları da değerlendirdi. Bazı programlarda zaman zaman dini tecrübede kabul görmemiş birtakım zayıf görüşlerin, tedbiri ikinci plana iten tevekkül anlayışının ve hüzün eksenli dramatik bir din anlayışının ortaya çıktığını kaydetti. Görmez, dini içerikli programlarda aslolanın, İslam'ın genel kuşatıcı ve doğru şekilde anlatılması olduğunu sözlerine ekledi.
Haber Vaktim.com