Oto-Kent İstanbul

Başlatan Mücteba, 29 Nisan 2014, 14:54:14

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mücteba

Oto-Kent İstanbul

ŞEHİRLER insanlar içindir, otomobiller için değil!.. İstanbul, insanların zorla, zahmetle, eziyetle, çile ile yaşadığı dev bir oto-kent olmuştur... Bu çarpıklığı gücümün yettiği kadar protesto ediyorum.

Doğru olan, otomobillerin insanlara hizmet etmesidir. İstanbul'da her şey insanın haysiyetli, rahat, huzurlu bir şekilde yaşaması için olmalıdır.

İstanbulun trafiğinin, şehir, olması gerekenden beş misli daha fazla büyültüldüğü için artık çözümü yoktur.

Aç gözlü rantçılar şehrin nefes alınacak her yerini beton binalarla doldurmuştur.

Bir evin salonunu düşünün... İçine o kadar çok mobilya, eşya, dolap, masa doldurulmuştur ki, ev halkına girip oturacak yer kalmamıştır.

İstanbul'un en az üçte biri park, koru, yeşil alan, havuz, göl, gezinti yeri olmalıydı.

Kısa bir müddet önce Roman vatandaşlarımızdan alınan Sulukulenin en az yarısı yeşil alan yapılmalıydı.

İstanbul'da en az otuz adet Yıldız Parkı bulunmalıdır.

Bir insan birkaç gün susuz ekmeksiz yaşayabilir ama nefessiz ancak birkaç dakika canlı kalabilir. Yeşil alanlar, parklar, korular, sun'î göller şehirlerin ciğerleridir. Ciğersiz şehirler ne işe yarar?

Boğazda yapılan üçüncü köprü fazla bir işe yaramayacaktır. Zararı yararından çok fazla olacaktır.

Bu köprü uğrunda kesilen ağaçlar, yok edilen ormanlar, tehlikeye sokulan su havzaları medeniyet değil, vahşettir.

İstanbullular İstanbulu kurtarmak, yaşanabilir bir şehir haline getirmek için horizontal=yatay iradelerini kullanmazlarsa, devreye vertikal=dikey irade girer...

İstanbul'un korkunç trafiği mutsuzluk ve hastalık kaynağıdır. Büyük bir zaman ve para israfına sebep olmaktadır.

Her sabah ve her akşam milyonlarca vatandaş, tek başlarına evden işe, işten eve yalnız giderek trafiğin kilitlenmesine sebep olmaktadır

Otomobil sahibi olmak, otomobille gezmek bir statü, bir manyaklık haline gelmiştir. Halkın büyük kısmı toplu taşıma vasıtalarının kullanmamakta diretmektedir.

İstanbul'u daha da büyütecek bütün yeni inşaatlar durdurulmalıdır.

İstanbul'un nüfusunu azaltmak için radikal tedbirler alınmalıdır.

Gerekli yıkımlar yapılarak yeni korular, parklar, bahçeler açılmalıdır.

Bir kısım iş yerleri ile oralarda çalışanların evlerinin aynı semtlerde olması sağlanmalıdır.

İçinde tek kişi olan otomobillere lüks ve israf cezası kesilmelidir.

Aydın ve uyanık vatandaşlar, dernekler kurarak, büyük hukukçularla anlaşarak, şehri bu kadar büyütenlerin, trafiği içinden çıkılmaz hale getirenlerin aleyhinde davalar açmalıdır. Bu davalar kaybedilse bile çok ses getirecek ve halkın uyanmasına sebep olacaktır.

Şehrin büyük kısmı kaçak ve çürük inşaatla doldurulmuştur. Bu bir cinayettir, halk düşmanlığıdır.

İstanbul bize emanettir. Bu emanete hıyanet edersek, elimizden alınabilir. Bunu hiç unutmayalım.


Mehmed Şevket Eygi | 28 Nisan 2014 Pazartesi 00:48