Gülmeyen Sultan: Selahaddin Eyyûbi

Başlatan Mücteba, 30 Temmuz 2011, 17:39:21

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mücteba

Gülmeyen Sultan: Selahaddin Eyyûbi

Yıllar önce hayatını romanlaştırıp yayınlamış (Nesil Yayınları, 444 24 14) biri olarak söylemeliyim ki, “Eyyubîler Devleti”ni kuran meşhur cihangir Selahaddin Eyyûbi tartışmasız büyük bir cihangirdi.
Ama onu tarih içinde devleştirip tüm yöneticilerin ondan ilham almasını gerektiren yönü cihangirliği değil, imanî, vicdanî ve ahlâkî meziyetleriydi. Özetle, insanlığıydı.
Özellikle Mısır fethinden sonra kendini idrak etti; tarihçi Len Paul’un deyişiyle, bir anlamda içine yürüdü. Varlık sebebini keşfe çıktı ve cihangirliğinin örtemediği acziyetini kavradı. Asıl o zaman “Salâhüddin” (iyi dindar) oldu.

Tarihçi Len Paul cihangirin özelliklerini şöyle sayıyor:

¥ Çok dindardı;
¥ Çok müsamahakârdı;
¥ İnsanların hakkına-hukukuna riayetkârdı;
¥ Sevgi dolu bir yürek taşıyordu ve sevgisi herkesi kapsıyordu;
¥ Dünya zevklerine düşkün değildi: Gösterişten nefret ederdi. Sade giyinir, çadırda otururdu;
¥ İnandığı gibi düşünür, düşündüğü gibi yaşardı;
¥ Çok okur, çok dinler, çok düşünürdü;
¥ İkiyüzlülük yapmaz, evinde ayrı, dışarıda ayrı bir hayat yaşamazdı;
¥ Âdildi, affediciydi, yumuşak huyluydu, mertti, cömertti, dürüsttü, sabırlıydı ve cesurdu.

Kısacası, “kâmil insan” dendiğinde aklımıza gelen meziyetlerin çoğuna sahipti.
Cihad uğruna sarayları terk edip derme-çatma bir çadırda yaşamaya katlanmıştı (Kaddafi’nin süslü çadırı gibi değil tabii). Kimi tarihçilerin ifadesine göre, Sultan Selâhaddin, savaş anında bir saftan bir safa atının üstünde koşturur, askerleri yüreklendirir, bir taraftan da, “Yâ’lel İslam (İslam’a yardıma koşun!)” diye bağırırdı.
Halkı hayatı boyunca Selahaddin’den tek konuda şikâyetçi oldu: Hep asık suratlı oluşundan...
Bir dönem şikâyetler o kadar arttı ki, bir cuma imamı, halkın sesine tercüman oldu:
Hutbede, tebessümün faziletlerini anlattı. “Halkına karşı güler yüzlü olmayan idarecinin, halkından sevgi ve saygı bekleme hakkı yoktur.”
Sultan Selahaddin, bunu duyar duymaz imamın ziyaretine gitti:
“Galiba beni kastettiniz?” dedi. Yönettiği ülkede hak-hukuk vardı. İmam hiç korkmadan, teklemeden “Evet” deyiverdi, “Sizi kastettim.”
Selahaddin Eyyûbi, derin bir iç çekişten sonra: “Hocam” diye konuştu, “Allah Resulü’nün Mi’rac’a çıktığı Mescid-i Aksa, Haçlıların elinde; Hz. Ömer’in emaneti Kudüs esir; bu durumda ben nasıl güleyim?” Ve hıçkırarak ağlamaya başladı.
Kuşkusuz bu samimi sadakati sebebiyle, Allah, Kudüs’ün fethini ona nasip etti. (Onun gibi sadık olursak... diye başlayan bir cümle kurmaya gerek bile görmüyorum).
O bir cihangirdi. Ama aynı zamanda şehirler kurup geliştiren bir imarcıydı. İlme değer verir, âlimleri yüceltirdi. “Bir tek namazımı bile cemaatsiz kılmadım” diyebilecek kadar da düzgün bir Müslüman’dı. Kur’an okumayı ve dinlemeyi çok sever, okurken ve dinlerken ağlardı. Kudüs’ün fethi esnasında mübarek beldede kan dökülmesin diye çok çaba sarf etti; bunu kısmen de başardı.
Tüm görevlerini en iyi şekilde yerine getirmeye çalışan Sultan Selâhaddin, mazlum Müslümanların yüzünü yıllar boyu güldürdü. İsteseydi göz kamaştırıcı saraylarda yaşayabilir, her anlamda keyfine bakabilirdi. Fakat o dünyada kalacak hiçbir şey istemedi. Yüzü ve yüreği ebediyete dönüktü. Ölüm anı da ibret oldu...
Şam’da ölüm döşeğindeyken, vasiyeti üzerine kefenini bir sırığın ucuna bayrak gibi bağladılar ve sokak sokak dolaştırdılar. Bir yandan da tellâllar şöyle bağırıyorlardı:
“Ey ahali! Bunca beldeler fethetmiş, krallara diz cöktürmüş Sultan Selahaddin’in son haline bakın ve ibret alın! İşte Selâhaddin’in son serveti: Sadece bir kefenle dünyadan gidiyor!”
Başbakan Sayın Erdoğan iktidar hırsıyla halkına zulmeden Arap liderlere işte bunu hatırlatıyor.
Sultan Selâhaddin’den hepimizin alması gereken önemli dersler var.



Yavuz BAHADIROĞLU - 30 Temmuz 2011 Cumartesi

turk_ay

Sn. Bahadıroğlu yine güzel ifade etmiş. Taktir ettim.
Her açan senin gülün, hergünse benim günüm
Gözyaşı insan külüyse, her yakan insan sözü
Kıvılcım sözün özüyse, ayrılık yakar gözü
Tek gören gönül gözüyse, kelamım gönül sözüm

Yavuz Sultan Selim (Hadim-ül Haremeyn)

mazhar

Güzel bir yazı...
Paylaşım için teşekkürler,
(HZ)Allah iktidar hırsıyla(particilik ve oy) uğruna müslümanların arasına fitne ve fesat sokmaya çalışanlardan ümmeti Muhammet'i korusun.

omur

Tesekkürler Mücteba kardes. Eline saglik.

Mücteba

turk_ay, mazhar, omur takdirleriniz için teşekkür eder, hayırlı günler dilerim.

ihvan

çamlıca yayın evi selahuddin-i eyyübi hakkında küçük bir kitap çıkardı.yolculuğumda okudum.mübarek dindar bir komutan...mevlam şefaatlarına mazhar eylesin..teşekkürler mücteba kardeş.

Mücteba

Alıntı yapılan: ihvan - 01 Ağustos 2011, 12:38:05
çamlıca yayın evi selahuddin-i eyyübi hakkında küçük bir kitap çıkardı.yolculuğumda okudum.mübarek dindar bir komutan...mevlam şefaatlarına mazhar eylesin..teşekkürler mücteba kardeş.


Bilmukabele ihvan.
ihvan'ın kitab önerisini değerlendirmek isteyen arkadaşlar aşağıdaki linki kullanabilir.



http://www.camlicabasim.com/index.php?sayfa=urundetay&id=70

Selahaddin Eyyubi

Selâhaddin Eyyûbî, târihimizin ender ve meşhur şahsiyetlerinden biridir. Onun bu haklı şöhreti, Kudüs gibi mübarek bir şehri seksen sekiz yıl sonra, 1187 yılında Haçlılardan geri alması, Kudüs'ün ikinci fâtihi olmasından dolayıdır.

Diğer taraftan Selâhaddin Eyyûbî, "Asıl fazîlet, düşmanının da takdir ettiğidir" sözünce; sâhip olduğu üstün ahlâk ve fazîleti, askerî ve siyâsî dehâsı düşmanları tarafından bile takdir ve tasdik olunmuş, hakkı teslim edilmiş bir sultandır. Daha nice güzel vasıfları ile tam bir numûne şahsiyettir.

İşte neşre hazırladığımız bu eser, Selâhaddin Eyyûbî gibi her yönden takdire şâyân bir sultanın hayâtının ve faâliyetlerinin kısa ve öz olarak anlatıldığı bir çalışmadır.

Eserimizden, her yaştan insanımızın istifâde edeceği kanaati ve fikri bizi sevindirmektedir.

- Kudüs Fatihi Selâhaddîn Eyyûbî
- Hazırlayan: Kemal Erkan
- 86 Sayfa; 13 x 19 cm
- ISBN: 9944-905-54-1
- Karton Kapak