Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Hicretiniz Daim Olsun

Başlatan duaekseni, 25 Ocak 2007, 14:49:46

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

duaekseni

HİCRETİNİZ DAİM OLSUN
 
"Rasulullah (sav) ve Hz Ebu Bekir (ra), 13 Eylül 622 pazartesi gecesi (Sevr) Mağaradan çıkarak Abdullah b.Uraykit'in rehberliğinde hicret yolculuklarına başladılar" (1)
Sahi nedir Hicret? Başladığı nokta neresidir? Nereden nereyedir yolculuk?Amacı nedir? Sona ermiş,noktalanmış bir yolmudur? Bu yol üzerinde olmak neyi gerektirir?Mesela, ölmeyi gerektirir mi?
Hicret; Sufilerin asırlardır anlattığı gibi ,üstelik hemen hepsi sahih olmayan rivayetlere dayandırılan, Sevr Mağarasındaki yılan hikayesinde olduğu gibi, Hz.Ebu Bekir'in (ra) gözyaşıyla uyanan Rasulullah'ın (sav)"Daya dizini dizime,ver elini elime,kalbimdekini ilhak edeyim" demek için mi yapılmıştır?
Elbette Hira'da başlayan,Sevr'le ilan edilen, uzun ve meşakkatli,kıyamete kadar sürecek yolculuğun (hicretin),Allah'a dayanmak, güvenmek,yardımını istemek olan , dua ve zikir , yol heybesinin manevi azığı olarak en temel rızkıdır..
Nitekim,Sevr'den çıkışta Rasulullah'ın (sav) yapmış olduğu uzunca duanın, bir bölümü şöyledir.
"Ben hiçbir şey değilken, beni yaratan Rabbim!
Dünyanın zorluklarına karşı bana yardım et.Zamanın kötülüklerine ve geleceğin musibetlerine karşı bana yardım et.Yakarışlarım Sanadır.Bana yapabileceklerimin en hayırlısını yapma gücü ver.Güç ve kuvvet ancak Sen'dendir."(2)
Yüce Makam'da icabet gören bu  duaya cevap anında gelmiştir."Sana farz kılan Allah elbette seni dönülecek yere döndürecektir.De ki:Rabbim kimin hidayet üzere,kimin sapıklık içinde olduğunu bilendir"(Kasas 85)
Bu ayetle Allah, hicretin hedefini çizmiş ve Elçi'sine sonunda ulaşılacak müjdeyi haber vermiştir.
Hicret kelime olarak;Bir kimsenin yurdunu terk edip,başka bir yere göç etmesi anlamına gelirken,
Istılahı olarak;Allah Rasulu'nun Mekke'den Medine'ye göç etmesi olayının adıdır.
İslam Tarihinde en önemli olayların başında geldiğinden,  başlangıcıda Hicret'e dayandırılır.Hicret, İslam Devletine yürüyüşün,Allah'ın dinini tüm dünyaya has kılma mücadelesinin başlangıcının adıdır.
  İslam Tarihini anlatan kitaplara baktığımızda Mekke küfür devletindeki baskı ,işkence ,boykot, eza ,hülasa  her alanın dar edilmesi ,tıpkı bu gün olduğu gibi evlerinin bile "kamusal alan" ilan edilmesiyle bunalan Müslümanların zulümden kaçmak için,hicreti gerçekleştirdikleri savı ön plana çıkarılmıştır.
  Tüm bu baskılardan kurtulmak niyetlerini göz ardı etmesek de,Hicrette asıl amaç, İslami Mücadeleyi Mekke dışına taşıyıp,Allah'ın hükümlerinin geçerli olduğu yepyeni bir düzene oturtarak, Müslümanları edilgen (pasif) konumdan çıkarıp, etken (aktif) unsur olma yolunda atılmış ilk adım olmasını sağlamaktır.
  Akabe Biatlarıyla Medine'de hakk davaya "kadınlarını ve çocuklarını korurcasına" Ensar'dan söz alınıp,batılı temsil eden tüm cephelere savaşın ilanı pahasına güvenli bir ortam oluşturulduktan sonra kademe kademe İslam Devletine yürüyüş başlatılmıştır.
  Hicret anına kadar Mekke zulüm sisteminin bir parçası olarak yaşayan Müslümanlar ,bu dönemi çoğalma,bilinçlenme ve her evde en az bir Müslüman birey oluşması yönünde bir ara dönem olarak değerlendirmişlerdir.
  Kureyş'liler, Müslümanların temsilcisi,bir arada tutan önderi konumundaki Rasulullah'a(sav) çok cazip tekliflerle gelmişlerdir.Bu yöntemle tabir caiz ise "Başı satın alıp,organları etkisiz kılmak", yani işi baştan bağlamak istemişlerdir.
  En güzel kadınlar,ömür boyu reislik,memleketin en zengini olması için yapılan tüm teklifler;" Bir elime ayı,bir elime güneşi verseniz,Allah'tan emir gelmedikçe,vAllahi davamdan vazgeçmem" yanıtıyla reddedilmiştir.
  Bu tekliflere sebep tavrı irdelediğimizde ,geri planda göze çarpan hakikat dikkat çekicidir.Tıpkı bu günün laikleri gibi ,İslami Düzenle,küfür düzenini uzlaşmacı bir zemine çekme gayreti," kurulu küfür düzeninin" hükümlerini kabul ederek o düzenin izin verdiği ölçüde hayatlarını devam ettirmeleri  teklifi.Bu günde  "tamam Allah'a inanın,namaz kılın,oruç tutun,vs.. ama bizim çerçevesini çizdiğimiz alanlarda ve belirlediğimiz şekillerde .Ticari,ekonomik,adalet,sosyal tüm alanlarda bizim koyduğumuz ölçüler geçerli olduğu takdirde kimin ibadetine karışıyoruz ki " denmiyor mu?
  Mekke Küfür Devleti'nin tüm tekliflerine gelen cevap; Kâfirun Suresi."Siz taptıklarınızdan vazgeçmezsiniz,Allah'a boyun eğmezsiniz, Bizde sizin ilahlarınıza secde etmez, tabi olmayız.O halde sizin yaşam tarzınız (dininiz) size, bizim  yaşam tarzımız (dinimiz) bize."
  Bu gün de aynı cevap geçerlidir.Sizin kurup düzenlediğiniz,kaidelerini koyduğunuz düzeninize entegre olmayacağız.Biz zulmü yok etmek,hakkı hakim kılmak üzere görevlendirilmiş halifeleriz.Tüm putları kırıp,islamın öngördüğü yaşam biçimini var etmekle mükellefiz.
  Bunun içindir ki pasif,sinmiş,islamı bireysel bazda yaşanan hiçbir toplum düzenini kabul etmeyeceğiz.Çünkü İslam bireysel bazda yaşamaya elverişli bir sistem değildir.
  Anlayın artık!İslam tüm rükünlerinin yaşandığı komple bir yaşam tarzıdır.Sizlerin beşeri sistemlerinde sığıntı konumunda yaşanacak bir dinin (yaşamın) adı değildir.
  Fert olarak rahat yaşasak ta, amacımız,görevimiz bu değildir.Biz Müslümanız demekle, Allah'ın razı olması için ,O'nun hükümlerinin tamamını, tüm dünyaya hakim kılmakla görevlendirildiğimizi haykırıyoruz.
   Evet,Hicret ediyoruz!
  Bulunduğumuz yerleri terk edip yeni Medine'ler aramıyoruz.
  Sizin kurduğunuz zulüm düzeninden, inisiyatifi ele alacağımız ,ortamı,düzeni oluşturmak üzere;
  Kafalarımıza zorla eğitim ,bilim,çağdaşlık  adıyla yıllarca attığınız küfür tohumlarını temizleyip,fıtratımıza hicret ediyoruz.
  Yontup,yağladığınız,dayatıp vicdanlarımızı,kalplerimizi ifsat ettiğiniz putlarınızdan Alemlerin Rabbine hicret ediyoruz.
   TV Kanallarınızla, kanalizasyona çevirdiğiniz evlerimizden,Allah'ın, adının ,kitabının, anıldığı,anlatıldığı,anlaşıldığı evlerimize hicret ediyoruz.
   Kısacası;
   Zulümden kurtulmak için,zulümden medet uman edilgen bir tavizle baş eğen değil,zulme baş kaldıran, zulmü yok etmek için eyleme dönüşecek bilinçler oluşturan,anlayacağınız etken bir eyleme hicret ediyoruz.
   Kendi nefislerimizde başlattığımız bu hicretle kalplerimizi Kabe, bulunduğumuz yerleri Medine,zulüm altında ki tüm yurtları Mekke addediyoruz.
    Rabbim! Sen'den başlattığımız bu hicret yolculuğunda; "Korkma! Allah bizimledir.Üçüncüleri Allah olan iki kişiye kim ne yapabilir?"(Tevbe40)
   Müjdesini bekliyor,umuyor,inanıyoruz.

    ( duaekseni)

   1-Hz.Muhammed'in (sav) Hayatı ve İslam Devleti Mekke Dönemi/Celaleddin Vatandaş
   2-el Bidaye ve'n Nihâye/ İbn Esir)

   Hicretin 1428. yılına girmeye hazırlandığımız (Miladi /20 Ocak 2007) bu günlerde tüm İslam Alemine Hicret'in şuuruna ermeyi Rabbimden diliyorum.
 

www.satirbasi.com