Sadakat islami Forum

DİNİ KATEGORİLER => GÖNÜL SULTANLARIMIZ => PEYGAMBERLER => Konuyu başlatan: müteallim - 05 Aralık 2008, 00:37:02

Başlık: İlyâs Aleyhisselâm
Gönderen: müteallim - 05 Aralık 2008, 00:37:02
İsrâiloğullarına gönderildi ve Hârun aleyhisselâmın torunlarındandır.
 
İLYÂS ALEYHİSSLÂM
 

Beni İsrâil'e gönderilen peygamberlerden, Mûsâ aleyhisselâmın dinini insanlara bildirmek için Allahü teâlâ tarafından vazifelendirildi. Hazret-i Mûsâ'dan sonra Beni İsrâil kavmine gönderilen peygamberlerin hepsi Tevrât'ın hükümlerini unutan, yerine getirmeyen insanlara bunları bildirmek için gönderildi. Beni İsrâil, o zaman Şam ve civârındaki dağınık küçük devletler hâlinde yaşıyordu. Çünkü Yûşâ bin Nûn, Şam kıtasını fethedip, Beni İsrâil'e taksim etmişti. Bir kabiliye de Baalbek ve etrâfını verdi. İlyâs aleyhisselâm Baalbek'in kabilesinde bulunuyordu. Beni İsrâil zamanla yoldan çıkmış, aralarında fesat ve karışıklık başlamıştı. Tevrât'taki Allahü teâlânın emirlerini unutmuşlar, putlara tapmaya başlamışlardı. İlyâs aleyhisselâm peygamber olarak gönderildiği zaman, Ba'l adında 8-10 metre büyüklüğünde bir puta tapıyorlardı. Hazret-i İlyâs; ''Ba'l'den vazgeçiniz ve her şeyin yaratıcısı olan Allah'a ibâdet ediniz.'' diye nasihat etti. Fakat dinlemediler. Onları Allah'ın azâbı ile korkuttu ise de, beldelerinde çıkarttılar. Allahü teâlâ da onlardan feyz ve bereketi kaldırdı. Yağmurlar kesildi, kıtlık başladı. Hayvanlar susuzluktan öldü. Başlarına çeşitli belâlar geldi.

İlyâs aleyhisselâm bu kıtlık yıllarında imânı gizlice halka anlatıyordu. Bütün evlerde kıtlık varken, inananların evlerine, İlyâs aleyhisselâmın bir mûcizesi olarak, bolluk ve bereket gelmişti.Herkes kokmuş leş yerken, bunların eviyiyecek doluydu. Baalbek hükümdârınınhazineleri doluydu. Fakat satın alacak yiyecek bulamıyorlardı. Nihâyet hatâlarını anladılar ve hazret-i İlyâs'ı bularak af dileyip imân ettiler. İlyâs aleyhisselâma, sen bize duâ et, dediler. Her ne söylerse ona tâbi olacaklarına söz verdiler. Hazret-i İlyâs, Allahü teâlâ ya duâ etti. Belâ ve musibetin kalkmasını diledi. Allahü teâlâ hazret-i İlyâs'ın duâsını kabul etti. O belde yeniden feyz ve berekete kavuştu. Bol bol yağmur yağdı. Her taraf yeşerdi. Memlekette büyük bir ferahlık meydana geldi. İsrâiloğulları sonra hazret-i İlyâs'a: ''Senin duân ile kurtulduk. Ancak ekebileceğimiz tohum yok. Duâ et de tohum elde edelim.'' dediler. Hazret-i İlyâs duâ etti. Allahü teâlâ tuz ekmelerini bildirdi. Tarlalara tohum yerine buz ektiler. Mûcize olarak yerde nohut yetişti. İsrâiloğulları bu hâl üzere bir müddet hazret-i İlyâs'a tâbi oldular. Fakat hak yolda sebât etmeleri uzun sürmedi. Yine nankörlük edip, doğru yoldan ayrıldılar. Bu durum üzerine hazret-i İlyâs, Allahü teâlânın izni ile gitgide perişan oldular. Kur'ân-ı kerim'de Sâffât sûresinde bunların isyânları sebebiyle Cehennem'e gidecekleri bildirilmektedir.

Abdullah ibni Abbâs'tan rivâyet edildiğine göre; hazret-i İlyâs Baalbek'ten çıkınca, ilâhi emirleri bildirmek üzere dolaşırken yolu bir köye düştü. bu köydeki insanlara nasihat etti. Onları imâna dâvet etti. Köylüler onu severek köylerinde bir müddet kalmasını istediler. O da kabul etti ve İsrâiloğullarından ihtiyâr bir kadının evinde misâfir oldu. Bu kadının hasta bir oğlu vardı. Hastalığına bir türlü şifâ bulamamıştı. İhtiyâr kadın oğlunun durumunu hazret-i İlyâs'a anlatarak çocuğunun şifâ bulup bu dertten kurtulması için Allahü teâlâya duâ etmesini istedi. Hazret-i İlyâs, üzülme şifâ Allahü teâlâdandır, dedi. Abdest alıp iki rekât namaz kıldı. Hasta çocuğz şifâ vermesi için Allahü teâlâya yalvardı. Allahü teâlâ duâsını kabul etti. Hasta çocuk iyileşti. Bu çocuğun adı Elyesa idi. Şifâ bulduktan sonra hazret-i İlyâs'a imân etti. Yanından ayrılmadı. Ondan Tevrât'ı öğrendi. Hazret-i İlyâs'ın vefâtından sonra da İsrâiloğullarına peygamber olarak gönderildi.  Kur'ân-ı kerim'in Sâffât ve En'âm sûrelerinde İlyâs aleyhisselâmla ilgili haberler vardır.