Sadakat islami Forum

DİNİ KATEGORİLER => GÖNÜL SULTANLARIMIZ => EVLİYAULLAH => Konuyu başlatan: fazıl14 - 17 Ocak 2011, 23:15:17

Başlık: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 17 Ocak 2011, 23:15:17
İmam Şafiî hazretleri sufilerle oturup kalkmayı pek severdi. Bir defasında kendisine:
– Sufilerle oturmaktan kazancın ne oldu, diye soruldu. Dedi ki:
– Onlardan iki şey öğrendim: Birincisi, vakit bir kılıçtır. Eğer sen onu kesmezsen, (değerlendirmezsen) o seni keser. İkincisi, şayet sen nefsini hayırla meşgul etmezsen, o seni şer ile meşgul eder.

İmam Şa’rânî, Envâru’l-Kudsiyye

-Alıntı-
Başlık: Kendini Büyük Göreni Allah Teala Sevmez..
Gönderen: fazıl14 - 18 Ocak 2011, 00:20:19
Gavs Abdulhakim Bilvanisi kuddise sirruh şöyle demiştir: “İnsan
fakir olmalıdır. Allahu Teala hep fakirlerledir. Fakirleri sever.
Fakirlikten maksat, nefis ve benlikten uzak olmaktır. Dünya malından
dolayı fakirlik değildir. İnsanın nefis ve benliğini yenmesi lazımdır.
Nefsini gören, kendinde büyüklük hisseden kimseyi Allahu Teala sevmez."

-Alıntı-
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: tanyurd - 24 Ocak 2011, 01:24:22
Allah  razı  olsun ...   ikisde  birbirinden  değerli..

ikincisinin  daha  başını  okuyunca  aklıma  bir  hadisi  şerif  geldi..

" ashabım  zamanında  fakirlik, Ahir zamanda  ise  zenginlik dah  hayırlı olacaktır.. "

Ahir zamanda müminler için zenginlik saadettir. [İ. Rafii]
Başlık: Evliyaullah`ın Hikmeti
Gönderen: fazıl14 - 01 Şubat 2011, 23:58:18
Evliyaullahtan bir zat, Ramazan günü talebeleriyle birlikte bir şehre gitmek için yola çıktılar. Şehre yaklaştıklarında akın akın insanların kendilerini karşılamak üzere yollara döküldüklerini gördüler. Mübarek zat, hemen çıkınından kuru ekmeğini çıkararak ağzına attı. Bunu gören ahali, (Biz de bu zatı, âlim bir veli bilirdik, Ramazan günü oruç tutmuyor, üstelik açıktan oruç yiyor. Böyle birisi ile konuşulur mu hiç?) diyerek dağıldılar.

Talebeleri yaptığı hareketin sebebi hikmetini sorduklarında, (O kadar insanın bizim için yollara döküldüğünü gördüğümde kalbime kibir ve büyüklenme gelmesinden korktum, onların gözünden düşüp nefsimi aşağılatmak için bunu yaptım. Ekmeği ısırdım ama yutmadım. Herkes ekmeği yediğimi sandı. Kalbime kibir yerleşerek Allahü teâlânın gazabına sebep olsaydım, hâlim ne olurdu) dedi.
Başlık: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 03 Şubat 2011, 22:45:38
İSTANBULUN MANEVİ FATİHİ

Ubeydullah-ı Ahrâr'ın torunu Hâce Muhammed Kâsım'dan şöyle nakledilmiştir:

"Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri, bir gün öğleden sonra, âniden atının hazırlanmasını istedi. Atı hazırlanınca, binip Semerkant'tan süratle çıktı. Talebelerinden bir kısmı da ona tâbi olup, tâkib ettiler. Biraz yol aldıktan sonra Semerkant'ın dışında bir yerde talebelerine;
"Siz burada durunuz!" buyurdu.

Sonra atını Abbâs Sahrâsı denilen sahrâya doğru sürdü. Talebeleri arasında Mevlânâ Şeyh adıyla tanınmış bir talebesi, bir müddet daha peşinden gidip tâkib etmişti. Bu talebesi şöyle anlattı:
"Hâce Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri ile sahrâya vardığımızda, atını sağa sola sürmeye başladı. Sonra birdenbire gözden kayboldu."

Ubeydullah-ı Ahrâr daha sonra evine döndüğünde, talebeleri nereye ve niçin gittiğini sorduklarında;
"Türk Sultânı Sultan Muhammed Hân (Fâtih), kâfirlerle harbediyordu. Benden yardım istedi. Ona yardım etmeye gittim. Allahü teâlânın izniyle gâlib geldi. Zafer kazanıldı" buyurdu.

Bu hâdiseyi nakleden ve Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin torunu olan Hâce Muhammed Kâsım, babası Hâce Abdülhâdî'nin şöyle anlattığını nakletmiştir:

"Bilâd-ı Rûm'a (Anadolu'ya) gittiğimde, Sultan Muhammed Fâtih Hânın oğlu Sultan Bâyezîd Hân, bana, babam Ubeydullah-ı Ahrâr'ın şeklini ve şemâilini târif etti ve;
"O zâtın beyaz bir atı var mıydı?" diye sordu. Ben de târif ettiği bu zâtın, babam Ubeydullah-ı Ahrâr olduğunu ve beyâz bir atının olup, bâzan ona bindiğini söyledim. Bunun üzerine Sultan Bâyezîd Hân, bana şöyle anlattı:

Babam Sultan Muhammed Fâtih Hân bana şunları dedi:
"İstanbul'u fethetmek üzere savaştığım sırada, harbin en şiddetli bir ânında, Şeyh Ubeydullah-ı Ahrâr Semerkandî'nin imdâdıma yetişmesini istedim. Şekil ve şemâilini târif ederek şu vasıfta ve şu şekilde ve beyaz bir at üzerinde bir zât yanıma geldi;

"Korkma!" buyurdu.

Ben de;

"Nasıl endişelenmeyeyim, küffâr çok." dedim.

Ben böyle söyleyince, elbisesinin yeninden bakmamı söyledi. Baktım, büyük bir ordu gördüm.

"İşte bu ordu ile sana yardıma geldim. Şimdi sen falan tepenin üzerine çık, üç defâ kös vur ve orduna hücum emri ver." buyurdu.

Emirlerini aynen yerine getirdim. O da bana gösterdiği ordusuyla hücûma geçti. Böylece düşman hezîmete uğradı. İstanbul'un fetih işi gerçekleşti."
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 04 Şubat 2011, 00:50:47
Hâce Abdülhâlik-ı Gücdüvânî (K.s) Nasihatler:

“Ey oğul! Bütün hallerinde ilim, edep ve takva üzere ol. Geçmiş büyüklerinin eserlerini oku. Ehl-i sünnet ve‘l-cemaat yolundan git. Fıkıh ve hadis öğren. Cehaletten ve cahil kimselerden var gücünle kaç. Sakın cahil sufi olma! Namazlarını mutlaka cemaat...le kıl. Zaruret yoksa imam veya müezzin olma. Şöhretten kaç; şöhrette afet vardır. Dünyanın makam ve mevkiine gönül bağlama, fani şeylere gözünü dikme, sevgine yazık olur. Kendini halkın seviyesinde tut. Adının afişlere asılmasını isteme. Mahkeme işlerine pek bulaşma. Kimseye kefil olma, rezil olursun.“

Hâce Abdülhâlik-ı Gücdüvânî (K.s)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 04 Şubat 2011, 00:55:47
Hace Ubeydullah Ahrar (k.s) der ki:

“Ben bu yolun feyzini tasavvuf kitaplarından değil, halka hizmetten elde ettim. Herkesi bir yoldan götürürler. Bizi de hizmet yolundan götürdüler. Ben hizmette insan ayırımı yapmadım, hayır umduğum herkese hizmet ettim. Heri’deyken sabahları hamama gider ve müslümanlara hamamda hizmet ederdim. Hizmette iyi veya kötü, beyaz veya siyah, kuvvetli veya zayıf ayırımı yapmadan herkese hizmet ederdim. Hizmetime karşılık olarak kimse bana bir ücret vermesin diye, işimi bitirir bitirmez hemen hamamdan uzaklaşırdım.” (Şaranî, İslâm Büyüklerinin Örnek Ahlâkı, 99-100.)

Abdurrahman-ı Tâhî Hz.leri şöyle buyurur:

“Nisbet (manevi feyiz ve yardım) hizmete göredir. Hizmetteki ilahi rahmet hiçbir şeyde yoktur. Nakşibendi tarikatında rahmete sebep olacak her türlü amel ve hizmet vardır. İbadet için evine kapanıp halkın hizmetinden kaçan kimse, pek çok hayırdan mahrum kalır. Sadece zikirle yetinmek olmaz. Mal ve can ile Allah yolunda cihat ve gayret etmek gerekir.” Sühreverdî, Avarif, 441-442. (Trc: 571).
Başlık: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 04 Şubat 2011, 08:05:24
Kalp Temizliği

İlahi huzurda kabul görmek ve Allah tarafından sevilmek, kalbin küfür, nifak, isyan, gaflet ve kötü huylardan temizlenmesine bağlıdır.

Kalbinde kibir, riya, haset, dünya sevgisi, makam hırsı, gaflet, ihanet gibi şeytani özellikler bulunan kimse, Allah yolunda bir kâmil mürşidin elinden tuttuğu zaman, mürşidin ilk işi kalbin bu kötülüklerden temizlenmesidir. Peşinden güzel ahlak ile donatılmak gelir. Manevi seyir ve ilahi huzurda kabul, ancak bundan sonra olur.

Allah Rasulü (A.S.) miraca çıkarken kalb-i şerifleri, her türlü kötülükten temiz olmasına rağmen, Cebrail Aleyhisselam tarafından yarılıp, nur ile yıkandı ve tekrar saadetli göğsüne kondu. O güzel ve özel yolculuk ondan sonra başladı.

Böyle bir hedefe yönelen hak yolcusunu büyük arif İmam Gazali (Rh.A.) şöyle uyarıyor:

“Uzuvlarını günahlardan, nefsini alıştığı boş adet ve işlerden, kalbini karanlık ve katılıktan, sırrını kirlerden, ruhunu hissî perdelerden, aklını hayalî ve boş düşüncelerden arındırmadıkça, Allahu Tealâ’nın huzuruna ulaşamazsın.”

Hak yolcusunun kalbinin temizlenmesi için en tesirli ilaç, Peygamber varisi kâmil mürşidin nazarı ve onun nezareti altında yapılan zikirdir.

Bütün arifler, kalbi ve bütün vücudu saracak zikrin en önemli ilaç olduğunu belirtiyorlar. Yukarıda zikrettiğimiz kudsi hadiste belirtildiği gibi gafletten uzak yapılan zikir, zikreden kimseyi Allah’a yaklaştırır. Ayrıca, kulun göklerde anılmasını ve melekler tarafından tanınmasını da sağlar.

Allahu Tealâ’nın şu sözü zikrin faziletini anlatmaya ve ona sımsıkı sarılmaya yeterli:

“Kulum beni zikrettiğinde ben onunla beraberim, ben de onu zikrederim”

Dr. Dilaver Selvi- Ümmetin Miracı başlıklı yazısından..
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 04 Şubat 2011, 20:29:23
Hayvanların Hürmeti

Anlatıldığına göre, meşhur velî Bişr-i Hafî k.s. hazretleri daima yalın ayak gezerdi. Hayvanlar ona hürmeten sokakları kirletmezlerdi. Bir gün adamın biri yolda hayvan dışkısı görünce; “Eyvah! Bişr-i Hafî gitti!” diye feryadı bastı. Araştırdılar, adamın dediği doğru çıktı. – Bunu nasıl anladın, diye sordular. Dedi ki: – O hayatta olduğu sürece Bağdat’ın hiçbir sokağı hayvan tersiyle kirlenmemişti. Artık öyle olmadığını görünce anladım ki, Bişr artık hayatta değil.

Feridüddîn Attâr, Tezkiretü’l-Evliyâ..
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 04 Şubat 2011, 20:46:57
Mürid Olmanın Şartları

“Bizimle arkadaş olmak isteyen zevatın kendisinde taşıması gereken şartlar:

1. Bizim "Habl-i Metin-i Rabbanî", "Urve-i Vuska-i ilahî" olan bir silsile-i sahihaya bağlı, telkin, ta'lim, ifade vazifesiyle icazetli ve mükellef olup olmadığımıza kesin bir itikad ve yakîn kesbetmesidir.

2. Geçmiş günahlardan -bir daha dönmemek şartıyla- tevbe edip gücü yettiği kadar yüce dinimizin emir ve yasaklarına sarılması.

3. Allah'a olan kuvvetli sevgi vesilesiyle onun rızasına nail olacağına yakînen itikat etmesi.

4. Beraberlik ve bağlılık gerçekleştikten sonra surî ve kevnî kerametleri göstermek istememesi. Kendisine bile bu gibi ahvalin zuhurunu gizli ve açık olarak arzu etmemesi. (İstemeden keramet müşahede eder veya kendinde zahir olursa onu ne nef ve ne de ispat lazım gelmez.)

5. Hakk(ın rızasını) ve ahireti isteyen kimse için dünyayı terketmek zarurî ve iki zıddı bir araya toplamak mumkun olmadığından zahirde ve batında imkan ölçüsünde ahiret hayatına ağırlık vermek. Hiçbir şekilde Allah'ın rızasına ve ona mülâki olmaya, fanî dünya hayatını tercih etmemesi ve bu hususta her şeyi terk edenlerden olamadığı için kalben daima mahzun ve kederli bulunmak suretiyle terakki göstermesi.

6. Hocası ve uyduğu şahıstan öğreneceği manevi vazifeleri takatı nisbetinde hüsn-ü kabul ve ifaya çalışması ve bunları kendisi için, iki dünyanın saadeti için sermaye bilmesi.

7. İrtibat sağlandıktan sonra bunun güzelce muhafazası ve ahdin gerçekleşmesini bozan hal ve davranışların büyük ve ebedî mesuliyetinden korkup devamlı bu korku üzere olması zarurî ve mecburîdir."

Ebû’l-Fârûk Süleymân Hilmî Silistrevî (ks)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 07 Şubat 2011, 19:35:34
Bir gün Abdullah ibn Mübarek rh.a.’e sorulur:

— Size göre kâmil insanlar kimlerdir?

İbn Mübarek:

— İlmiyle amel eden ihlâs sahibi alimlerdir.

— Peki, sizce gerçek hükümdarlar, yöneticiler kimlerdir?

— Dünya sevgisini kalplerine koymayıp zühd sahibi olanlardır.

— Peki, sefil olanlar kimlerdir?

İbn Mübarek rh.a. bu soruya da şu cevabı verdi:

— İlmini, amelini ve dinini kullanarak dünyalık peşinde koşan kimselerdir.


İmam Şa’rânî, Tenbîhu’l-Muğterrîn
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 08 Şubat 2011, 15:11:56
Meşhur veli Ebu Bekir Şibli k.s. hazretlerine:

– En acayip şey nedir, diye soruldu. Buyurdu ki:

– Rabbini tanıdıktan sonra O’na asi olan, karşı gelen kalptir.

– Mürit ne zaman kâmil olur, diye sorulduğunda ise şu cevabı verir:

– Her yerde ve her zamanda hali bir olup ihlâslı olduğu vakit kâmil (olgun) bir mürit olur.

Tezkiretü’l-Evliya
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 08 Şubat 2011, 15:16:47
Sırrı Sekati hazretleri bir gün sohbeti anında talebelerine, (30 yıl önce dediğim bir elhamdülillah yüzünden, 30 yıldır tevbe istiğfar ediyorum) deyince, talebeler şaşırdı, (Efendim bu nasıl olur?) diye sordular.

Şöyle anlattı; Dükkanların bulunduğu çarşıda yangın çıkmış, bütün dükkanlar; terlikçiler, örücüler, elbiseciler nerdeyse tamamen yanmış. Bunu bana gelip haber verdiklerinde, senin dükkana bir şey olmamış dediler. Ben de gayri ihtiyari (elhamdülillah) dedim. Sonra kendi kendime, din kardeşlerinin malı mülkü yansın, seninki kurtuldu diye sen hamd et, bu nasıl Müslümanlık diyerek çok üzüldüm, ağlayıp çok tevbe ettim. Dükkanları yanan din kardeşlerime benzemek için, dükkanımdaki bütün malları fakir fukaraya dağıttım. 30 yıldır da tevbe ediyorum, hâlâ vicdan azabından kurtulamadım. Ben ölünce beni ıssız bir yere gömün, korkarım ki toprak beni kabul etmez, dostlarım arasında utanırım.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 08 Şubat 2011, 15:18:39
Şakik-i Belhi hazretleri, bir kıtlık senesinde, herkesin kara kara düşündüğü bir ortamda, zengin bir adamın kölesinin neşeden oynadığını gördü. Ona sordu:

- Herkes kıtlıktan, açlıkla karşı karşıya olmaktan inler dururken sen neye güvenerek böyle oynayabiliyorsun?

Köle cevap verdi:

- Benim efendimin 7 tane köyü var, her ihtiyacımızı efendimiz bol bol sağlıyor.

Şakik-i Belhi hazretleri, kıtlıktan muzdarip talebelerine buyurdu ki:

- Kendimize gelelim! Bir köle efendisinin yedi köyüne güveniyor, kendini emniyet içinde hissediyor. Dünyadaki bütün köylerin, şehirlerin sahibi ve her canlının rızkına kefil olan Allahü teâlâya bu nasıl tevekkül ki hâlâ biz rızk endişesi içindeyiz?
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 08 Şubat 2011, 15:23:05
Gavs-ı Bilvanisî Abdulhakim Hüseynî k.s. Hazretleri’nin tahsil yıllarında geçen güzel bir hatırası vardır.

Bir kış günü üstadı Muhammed Diyauddin k.s. Hazretleri camiye gitmek için yola çıkar. Gavs-ı Bilvanisî k.s. Hazretleri de onun karda bıraktığı izlere basarak peşinden gider. Bu esnada da; “İnşAllah ben onun izinden gideceğim. Dünyada izinden gideyim, ümit ederim ki Allah Tealâ ahirette de ondan ayırmaz.” diye içinden geçirir.

Camiye girip namazın sünneti kılarlar. O arada caminin görevli imamı da gelir. Camide iki kişi olduğunu görünce şaşırır ve Muhammed Diyauddin k.s. Hazretleri’ne:

– İçeride iki kişisiniz, dışarıda ise bir ayak izi var. Bu nasıl oluyor, diye sorar. Bunun üzerine Hazret k.s. şöyle buyurur:

– Evet, biz iki insanız, ama yolumuz bir.

Bu büyük insanlar daha küçük yaşta iken yollarını seçmiş, gidecekleri izi iyi belirlemiş ve o yolda gitmeye gayret etmişlerdir.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 08 Şubat 2011, 20:31:13
Bir gün Azizan Hazretlerine, hatırı sayılır bir zat misafir geliyor. Fakat evde hazır yemek yok... Azizan Hazretleri üzülüyorlar. Evlerinin kapısına çıkıyorlar. O sırada, paça satan bir genç, elinde bir çömlekle geliyor. Çömlekte donmuş paça var...

Genç:

-Bu yemeği sizin ve yakınlarınız için hazırladım. Kabul buyurursanız beni mesut edersiniz.

Diyor.

Azizan Hazretleri bu nazik anda gelen yemekten son derece hoşnut kalıyorlar ve gence iltifat ediyorlar. Gelen yemekle misafir ağırlanıyor. Misafir gidince Şeyh Hazretleri paça satan genci çağırtıp:

-Senin getirdiğin bu yemek, sıkıntılı bir ânımızda imdada yetişti. Sen de şimdi bizden ne muradın varsa iste ki, Allah dileğini verse gerektir.

Genç:

-Aynen senin gibi olmak isterim.

Diyor.

Bu çok güç bir şey... Üzerimizdeki yük senin omuzlarına çökecek olursa ezilirsin!

Cevabını veriyor Azizan Hazretleri...

Fakat genç yana yakıla ısrar ediyor:

-Benim âlemde tek muradım bu Tıpkı tıpkısına senin gibi olmak. Başka hiç bir şey beni teselli edemez. Başka emel tanımıyorum!

-Peki, diyor, Azizan Hazretleri; öyle olsun!

Ve genci elinden tuttuğu gibi halvet odasına çekiyor. Orada nazarlarını gence mıhlayıp kalpleriyle kalbine yöneliyorlar. Biraz sonra gençte bir değişiklik başlıyor. Genç hem zahirde ve hem batında Azizan Hazretlerinin ayı olarak meydana çıkmaya başlıyor. Bu hal tam 40 gün devam ediyor ve 40'ıncı gün genç girdiği yükün ağırlığında bekâ âlemine göçüyor. Fakat muradına ermiş ve ebedi saadete erişmiştir
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 09 Şubat 2011, 14:18:14
Şeyh Sa’di Şirazî k.s. anlatıyor.

Deniz kenarında, bir kaplan tarafından yaralanmış bir derviş gördüm. Yarası ağırdı, ilaç tesir etmiyordu. Uzun zamandan beri bu yaranın acısını çekmesine rağmen sabrediyordu. Durmadan Cenab-ı Hakk’a şükrediyor ve şöyle diyordu:

– Çok şükür ki bir belâya uğradım, bir günaha değil.

Can dostum bana gücenip ölümüme ferman verse, sakın beni o anda can kaygısı üzer sanmayın. “Ne yaptım da yâri huzursuz ettim acaba?” diye endişelenirim.

Şeyh Sa’dî Şirazî, Gülistan
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 10 Şubat 2011, 13:10:01
Sâdât-ı Nakşibendiyye’den Muhammed Raşit Erol (k.s) Hazretleri şöyle diyor:

“Ey Allah’ın kulları! Bir talebe yetiştirmek, bin kişiyi sofi yapmaktan efdaldir. Hele o talebe vârisü’l-enbiya (peygamberlerin vârisi) olursa! Siz dininizi beldenizde bulunan en büyük, en müttakî (takva sahibi) alimlerden öğreniniz. Herkesten fet...va sormayın. Çünkü memlekette fetva verecek kimse çok azdır. İlimle meşgul olan kimse, dünyada en güzel iş ile meşgul oluyor. İlim olmadığı zaman cehalet olur. Cahilin âbidi de sofisi de hüsrandadır. Siz, Osmanlı’ya bakınız! Ne idi, ne oldu?..”

Sahabeden Günümüze Allah Dostları.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 12 Şubat 2011, 14:12:31
İmam-ı Rabbanî Ahmed Farukî Serhindî Hazretleri’ne (ö.1034/1624) şeyhlerden birisi bir mektup yazarak şöyle sormuş:

- Senin ifade ettiğin yüksek makamlara Ashab-ı Kiram ulaşmış mıdır ulaşmamış mıdır? Eğer ulaşmışlarsa bir defada mı yoksa derece derece mi ulaşmışlardır?

Ahmed Farukî ona:

- Bunun cevabını alman için senin burada olman gerekir, diye haber gönderdi.

Soru sahibi gelip hazır olunca, İmam-ı Rabbanî Hazretleri ona karşı bütün makamları toplayan bir teveccühte / yönelişte bulundu.

Derhal onun ayaklarına kapanan adam dedi ki:

- Şimdi inandım ki bütün manevi makamlar, Ashab-ı Kiram için Rasulullah sallalahu aleyhi ve sellem’in sırf nazar etmesiyle hasıl olmuştur...

Bir adam İmam-ı Rabbanî’yi ziyaret maksadıyla uzak bir memleketten gelerek geceleyin Serhind’e ulaşmıştı. Farkında olmadan Rabbanî Hazretleri’nin münkirlerinden birinin yanında gecelemeye kalmıştı. Misafire niçin Serhind’e geldiğini sordu. O da: “Şeyhi ziyarete geldim” dedi. Başladı adam, Şeyh Hazretleri aleyhinde atıp tutmaya! Misafir bu durumu görünce endişelendi ve Rabbanî Hazretleri’nden himmetle yardım isteyerek içinden şöyle dedi: “Üstadım, ben hakkı talep için buraya geldim; bu adam ise beni ondan vaz geçirmeye çalışıyor...” Bir müddet sona uykuya daldı. Sabah vakti olunca bir de öğrendi ki, gece ev sahibi ölmüş! Adamcağız süratle Şeyh Hazretleri’ne gitti ve ona bu haberi anlatmak istedi. O ise tebessümle kendisine bakarak: “Gece olan bazı şeyler gündüz anlatılmaz!” dedi, konuyu kapattı.

İmam-ı Rabbanî’nin şöhreti yayılıp uyanları çoğalınca, onu çekemeyen hasetçiler sultana şikayet ederek aleyhinde çekiştirdiler (Hindistan’da). Sultan da onu hapsettirdi. Üç yıl hapiste kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Serbest bırakılması da şöyle olmuştu: Zindan her taraftan sağlam koruma ve güçlü nöbetçilerle çevrili olduğu halde, İmam Hazretleri Cuma namazı için dışarı çıkarak namazı kılıp yerine dönüyor, nereden çıkıp gittiğini ise bilemiyorlardı. Onun bu kerametli halini gördükleri zaman hapisten çıkarıp serbest bırakmışlardı.

Câmiu Kerâmâti’l-Evliya, 1/556-57.
Semerkand
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 13 Şubat 2011, 15:13:38
Hz. Ali r.a. bir gün bana:

– Ey İbn A’bad, yemeğin hakkı nedir bilir misin, diye sordu.

– Nedir ey Ebu Tâlib’in oğlu, dedim.

– “Bismillah, Allahım verdiğin rızıkları bizim için bereketli kıl.” demendir, dedi. Sonra;

– Yemeğin şükrü nedir, diye sordu.

– Onun şükrü nedir, diye kendisine sordum.

– “Bizi yediren ve içiren Allah’a hamd olsun.” demendir, buyurdu.

Hilyetü’l-Evliyâ
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 15 Şubat 2011, 16:19:51
Muvafakat:


Muvafakat, Hakk’ın emrine aykırı bir davranış doğuracak şeyleri terk etmek demektir.

Muvafakat, muhalefeti terk, günah olmayan işlerinde dostlara yardım etmektir.

Muvafakat, sana azar getirecek, kınanmana yol açacak şeyleri bırakmaktır.

Muvafakat, sırrı, sırra zıt olan şeylerden temizlemektir.

Muvafakat, Hakk’ın arzusu için kendi arzunu terk etmen, doğru yolda gitmen, öğüt uyarınca hareket etmendir.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 17 Şubat 2011, 19:26:49
Seyyid Taha k.s. hazretleri vakar ve heybet sahibiydi. Taşıdığı manevi nurun güzellikleri insanın içine işler, kalbine tesir eder, gözler onu süzerdi. Onun meclisinde kalpler bambaşka huzur bulur, gönüller rahatlardı. Kimse hata yapmak istemez, yüce huzurda edep ile boyun bükerdi. Eller kendiliğinden kenetleniverirdi. Halifesi Seyyid Sıbğatullah Arvasî k.s. hazretleri, mürşidi Seyyid Taha hazretlerinin kendisine şöyle buyurduğunu naklediyor:

“Aç aslanın elinde bir tavşan nasıl korkarsa, sen de mürşidinden öylece korkup çekinmelisin. Çünkü ben de mürşidim Mevlâna Halid k.s. hazretlerinden çok korkar, saygı duyardım. Bu korku sevgiden ileri gelir. Kalpteki manevi hastalıklarla birlikte küfrü de yok eder.”
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 17 Şubat 2011, 21:25:59
Büyük arif İmam Kuşeyrî k.s. hazretleri manevi yola adım atan bir müridin ilk olarak sadık ve samimi olması gerektiğini ve alacağı terbiyenin sağlam bir temel üzere kurulması için bunun şart olduğunu söyler ve
şöyle der:

“Bu konuda bu yolun büyükleri şöyle demişlerdir:

– Bu yola girenler ancak işin temeli olan usulleri zayi ettikleri için Hakk’a ulaşmaktan mahrum oldular.

Üstadım Ebu Ali Dekkâk k.s. hazretlerinin şöyle dediğini işittim:

– Bu yola giren müride, başlangıçta şunlar gerekir:

Kendisi ile Allah Tealâ arasındaki itikadı düzeltmek, sağlam bir inanca sahip olmak,

Boş zan ve şüphelerden arınmış, saf bir kalbe sahip olmak,

Sapkınlık ve bid‘atlardan uzak durmak,

Sağlam delillere dayalı ilimle amel etmek.”


İmam Kuşeyrî, Risâle
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 19 Şubat 2011, 13:23:34
Tasavvuf yolunun büyüklerinden İmam Kuşeyrî k.s. şöyle der:

“Üstazım Ebu Ali Dekkâk hazretlerinin şöyle dediğini işittim: ‘Tasavvuf yoluna yeni giren müride ilk önce şunlar gereklidir:

Allah Tealâ’ya karşı sağlam bir itikat, kötü zan ve şüphelerden arınmış bir kalp, sapkınlıktan ve bid’atlardan uzak durmak, sağlam delillere dayalı salih amel.”

İmam Kuşeyrî, Risâle
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 20 Şubat 2011, 17:36:48
İsrailoğullarından bir bir alim, altmış yıl ibadet etti.
Günün birinde, bazı yerleri dolaştı.
Manzaranın güzelliği onu hayran bıraktı. Kendi kendine şöyle dedi:
-O yere gitsem, biraz yürüsem, Allah'ın kudret ve azametini görsem. Gitti. Yanında da bir ekmek vardı. Ona bir kadın çıkageldi. Kadın, alime açıldı, onu şaşırttı. Alim nefsine hakim olamadı. Sonunda kadına sataştı. Bu sırada ölümü çok yaklaşmıştı. Tam o sırada bir dilenci çıkageldi.
Yanındaki ekmeği verdi, öldü. Altmış senelik ibadeti getirildi, terazinin bir gözüne kondu, o bir hatası da terazinin öbür gözüne kondu.İşlediği o hata altmış yıllık ibadetinden ağır geldi.Sonra sadaka olarak verdiği ekmek getirildi, hatası ile tartıldı, hatasından ağır geldi.
''Dendi ki sadaka şer kapılarından yetmiş kapıyı kapar.''..
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 21 Şubat 2011, 20:31:00
İkinci bin yılın yenileyicisi İmam Rabbanî k.s. şöyle buyurur:

“Şeklen namaz kılan, oruç tutan çok kimse vardır; fakat İslâm’ın koyduğu sınırları gözeten, haram ve şüpheli şeylerden sakınan takva sahibi kimseler pek azdır. Haklı ile haksız, samimi olan ile samimi olmayanın arasını ayıran ölçü, işte bu takva ve sakınma, yüce Allah’tan gerçek manada korkma, saygı duyma halidir.”

İmam Rabbanî, Mektubat,
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 23 Şubat 2011, 18:52:55
Adem oğlunun eğer edepten nasibi yoksa adem değildir.Adem oğlu ile hayvan arasındaki fark edeptir.Gözünü aç ve dinle Mevla Teala`nın bütün kelamı,Kuran`ın bütün ayetlerinin manası edepten ibarettir..

Mevlana Hazretleri
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 03 Mart 2011, 19:45:46
İnsana Verilen Yedi Anahtar

"İbn-i Mes'ûd (radıy'allâhu anh)'tan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte beyan olunur ki:

"Kur'ân-ı Kerim 7 kapıdan nâzil olmuştur."

İnsanlara da 7 anahtar verilmiştir.

• Birinci anahtar: Kalb.
Kalbi nûr ile dolan kimseye bir kapı açılır. Kur'ân'ın bir türlü mânâsını vermeğe vâkıf olur.

• İkinci anahtar: Ruh.
Rûhu nurlanan kimseye, diğer bir kapı açılır ve başka bir mânâ vermeğe muktedir olur.

• Diğer anahtarlar da; sır, hafî, ahfâ, nefs-i nâtıka, nefs-i küllî'dir.

İşte bu latâif-i seb'anın (yedi latîfenin) hepsini nûr ile dolduran kimseye 7 kapı açılmış olur ki, her biriyle bir başka esrâra vâkıf olur.

Ebû’l-Fârûk Süleymân Hilmî Silistrevî (ks)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 05 Mart 2011, 00:15:20
Bir gün bir adam Ebu Osman Hîrî k.s. hazretlerine gelerek,

– Dille zikrediyorum ama kalp ona yâr olmuyor, uymuyor. Bu duruma ne dersiniz, dedi. Hazret buyurdu ki:

– Hiç değilse bir azanın itaatkâr olduğuna şükret. İnşAllah kalp de ona uyar.

Feridüddîn Attar, Tezkiretü’l-Evliya
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 08 Mart 2011, 20:54:35
Mübarek bir zat talebeleriyle birlikte bir mezarın önünde durmuşlar ve;
"Bu mezardaki tekrar dünyaya gelse sizce ne ile uğraşır, ne yapar?" diye sormuş.

Talebenin birisi, "herhalde efendim sürekli namaz kılar" demiş.
Bir diğeri, "sürekli oruç tutar" demiş.
Bir başkası, "cihat eder", bir diğeri, "emri maruf yapar" demiş.
Tüm talebeler faydalı bütün işleri saymışlar.

O zat buyurmuş ki:
Bu mezarda yatan kişinin artık kapıları kapandı.
Ama sizin oraya gideceğiniz kesindir.
O halde neden şimdi bu söylediklerinizi yapmıyorsunuz?
O bu imkanı kaybetmiştir, siz bu fırsatı ganimet bilmelisiniz.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 11 Mart 2011, 16:04:02
Allah yolunda bir insanı terbiye eden mürşid-i kâmilin, müridinin yeteneğini bilmesi gerekir.
Her mürşid, müridinin kabiliyetine göre zikir dersi verir.
Bir mürşid-i kâmilin terbiyesi altına giren kişi, günlük bakımını yapan yetiştiricisi elindeki kuşa benzer.
Kuş bakıcısı, kuşun kursağına ne kadar yem gireceğini bilmezse kuş ölür.
Bir mürşid-i kâmil de bir müridin Allah’ı ne kadar zikredebileceğini ve bu işe nasıl devam edebileceğini çok iyi bilir.
Buna göre müridine zikir telkin eder!
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 12 Mart 2011, 00:19:10
Her uzvumuzun şükrü vardır:Bunlar

1- Ellerin şükrü: Harama el uzatmamak, helal olan şeyleri tutmak,
2- Dilin şükrü: Yalan, gıybet, iftira, fuhuş söz gibi kötü şeylerden uzak durmak, hayır söylemek ve Allahü tealayı zikretmek,
3- Gözlerin şükrü: Harama bakmamak, Müslümanların kusurlarını görmemek ve her şeye ibretle bakmak,
4- Kulakların şükrü: İyi şeyler dinlemek, kötü şeyleri, çalgıları dinlememek, söylenilen ayıpları duymamak,
5- Burnun şükrü: Haram şeyler koklamamak, helal olanları koklamak,
6- Ayakların şükrü: Kumarhane, meyhane gibi kötü yerlere gitmemek, camiye ve salih akrabaları, diğer salih zatları ziyarete gitmek,
7- Fercin şükrü: Zinadan, livatadan uzak durmak, nikâhlı eşle beraber olmak,
8- Midenin şükrü: Mideye haram lokma sokmamak, helal şeyleri yiyip içmek,
9- Kalbin şükrü: Kibir, ucb, suizan, öfke, riya, kin, haset, mal ve makam sevgisi, övülmeyi sevmek, ayıplanmaktan korkmak, övünmek gibi şeylerden kaçmak; ilim, tefekkür, rıza, hayâ, tevazu, merhamet, mürüvvet, hüsnüzan etmek gibi güzel vasıflara sahip olmak, yani kötü sıfatlardan kurtulup güzel huylarla süslenmek,
10- Bedenin şükrü: Oruç tutmak ve namaz kılmak.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 16 Mart 2011, 00:05:18
Ehl-i sünnet itikadı bellidir. Aşağıdaki sayılanlara inanan Ehl-i sünnettir.

Ehl-i sünnet itikadından önemli olanlardan bazıları şunlardır:

1- Amentü’deki altı esasa inanmak. [Hayrın, şerrin ve her şeyin Allah’tan olduğuna inanmak. İnsanda irade-i cüziye vardır. İşlediği günahlardan mesuldür.]

2- Amel, imandan parça değildir. Yani ibadet etmeyen veya günah işleyen mümine kâfir denmez.

3- İman ya vardır ya yoktur, artıp eksilmez. [Parlaklığı artıp eksilir.]

4- Kur’an-ı kerim mahluk [yaratık] değildir.

5- Allah mekândan münezzehtir.

6- Ehl-i kıble tekfir edilmez.

7- Kabir suali ve kabir azabı haktır.

8- Gaybı yalnız Allah bilir, dilerse enbiya ve evliyasına da bildirir.

9- Evliyanın kerameti haktır.

10- Eshab-ı kiramın hepsi Cennetliktir. (Hadid 10)

11- Ebu Bekr-i Sıddık, eshab-ı kiramın en üstünüdür.

12- Mirac, ruh ve bedenle birlikte olmuştur.

13- Öldürülen, intihar eden eceli ile ölmüştür.

14- Peygamberler günah işlemez.

15- Bugün için dört hak mezhepten birinde olmak.

16- Peygamberlerin ilki Âdem aleyhisselam, sonuncusu Muhammed aleyhisselamdır.

17- Şefaate, sırata, hesaba ve mizana inanmak.

18- Ruh ölmez. Kâfir ve Müslüman ölülerin ruhları işitir.

19- Kabir ziyareti caizdir. İstigase, yani Enbiya ve evliyanın kabirlerine gidip, onların hürmetine dua etmek ve onlardan yardım istemek caizdir.

20- Kıyamet alametlerinden olan Deccal, Dabbet-ül-arz, Hazret-i Mehdi’nin geleceğine, Hazret-i İsa’nın gökten ineceğine, güneşin batıdan doğacağına ve bildirilen diğer kıyamet alametlerine inanmak.

İmam-ı a’zam hazretleri (Kıyamet alametlerine tevilsiz inanmalı) buyuruyor. (Fıkhı ekber)

21- Ahirette Allahü teâlâ görülecektir.

22- Kâfirler Cehennemde sonsuz kalır ve azapları hafiflemez, hatta gittikçe artar.

23- Mest üzerine mesh etmek caizdir.

24- Sultana isyan caiz değildir.

(Bu bilgiler, Fıkh-ı ekber, Nuhbet-ül-leali, R. Nasihin, Mek. Rabbani, F. Fevaid’den alınmıştır.)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 16 Mart 2011, 19:55:08
“Ve sükut, Tefekküre duran derviş gibi narin… Sızı ince, yara derin…”


Şaşarım o adamın aklına ki; din kardeşini arkadan çekiştirir de, yüzüne
gelince ona sevgi gösterip hemen onu övmeye başlar. Kim insanların şeref
ve haysiyetiyle oynadığı halde Allah'ın kendisini sevdiğini iddia
ederse, şüphesiz o bir yalancıdır. Çünkü o bir şeytandır. Şeytansa
Allah'ın düşmanıdır.(Bişr-i Hafi Hz.)

Sofî bâtınını ve zâhirini Allah’ın Kitabına ve Resulünün sünnetine uyarak arıtandır. O, sâfiyeti arttıkça vücud denizinden çıkar; iradesini, dilek ve ihtiyarını terkeder.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 19 Mart 2011, 01:38:57
Sarıl bir hak dostuna,kurumuş yaprak gibi ezse'de ses çıkarma sakin ol toprak gibi.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 19 Mart 2011, 15:06:47
Şeyh Sadi Şirazi k.s ne güzel söylemiş;

Bana kötü söz söyledin. Ben ise bunu hoş karşıladım. Cenab-ı Hak seni affetsin.Şeker yiyen dudaklara acı cevap yakışırmı hiç?
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 19 Mart 2011, 22:24:31
Veysel Karani Hazretlerine sorarlar;

"Nasılsınız?"
Cevap manidardır;
"Akşama çıkıp çıkamayacağını bilemeyen bir insan nasıl olursa."
Sevenleri ısrarla kendisinden bir nasihat duymak isterler.
.O gülümser ve -Allah'ı bilir misiniz? -Evet biliriz.-Öyleyse başka şey bilmeseniz de olur.
-Efendim bir nasihat daha...
-Allah sizi bilir mi? -Elbette bilir.-Öyleyse başkaları bilmese de olur..!
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 20 Mart 2011, 13:27:36
"Bir belâya ve felâkete uğradığında mahzun olma, Cenâb-ı Hakkın nice gizli lütufları vardır onda."
 [Şeyh Sad-i Şirazi]
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 20 Mart 2011, 16:00:36
Ibadete yönelme vakti gençliktir. Akıllı olan bu vakti kaçırmaz; fırsatı ganimet bilir.

Insan yaşlılık zamanına kalmayabilir. Kaldığını farz etsek de derlenip toparlanmak nasip olmayabilir.

Böyle bir derlenip toparlanma mümkün olsa da insan o anda bir amel işlemeye güç yetiremeyebilir.

Zira o zaman, zayıflığın ve acizliğin şiddetle bastırdığı bir zamandır.

Halbuki gençlikte derlenip toparlanma durumu vardır, elde edilmesi kolaydır.

(İmam-ı Rabbanî)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 20 Mart 2011, 18:21:07
İnsanların kalbini yapmaya çalışın.

*Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

Bir gün zamanın sultanı Mevlana Halid-i Bağdad-i hazretlerinden dua istiyor. Buyuruyor ki:
(Elbette sultanlara, valilere, idarecilere dua ediyoruz; fakat tebaanız arasında zulüm görmüş biri varsa, benim duam kabul olmaz. Çünkü kâfir olsun, mümin olsun, mazlumun duası ve bedduası makbuldür ve bizim duamızın önüne geçer. Onun için siz insanların kalbini yapmaya çalışın.)

*Kul hakkı çok önemlidir. İnsan şehid olsa, Cennetin kapısına kadar gider. Kul hakkı ödenmedikçe Cennete giremez. İhsan-ı ilahi, Allahü teâlâ şehitlerin kul haklarını helalleştirecektir.

*Muhyiddin-i Arabî hazretlerini rüyada görmüşler. Etrafı çok kalabalık, derecesi çok yüksek, büyük nimetlerin içindeymiş. Demişler, efendim siz nasıl bu kadar büyük nimetlere kavuştunuz? Buyurmuş ki:
(Dünyada beni gıybet edenler, bana iftira yapan düşmanlar çok fazla. Onların bu yaptıkları sayesinde burada derecem durmadan yükseliyor.)

*Az tamah çok zarar getirir.

*İslamiyet’in yayılmasına mani olmayan, sevilir.

*Başı çürük olanın, sonu da çürüktür.

*İlim emanettir, mülk değil!

*İki şey, göz kan ağlasa, geri gelmez: Gençlik ve sohbet-i salihin yani salihlerle beraber olmak.

*En makbul amel, en gizli olanıdır.

*Kalbimizin ilacı, (La ilahe illAllah Muhammedün resulullah) demek, bedenimizin ilacı istiğfardır.

*Yalancıyla arkadaşlık etmemelidir. Dostlarımızı uzaklaştırır, düşmanlarımızı dost gösterir.

*İki rekât namaz, bir dua, az bir sadaka, kaza kaderi değiştirerek belayı önler.

*Allahü teâlâ, ne yaptığınızı görüyorum, biliyorum diyor. Onun gördüğü bilindiği halde ikiyüzlü olmaya lüzum yok. İhlâs, içini de, dışını da temizlemek demektir.

*Evliyanın ruhaniyetlerinden istifade için, inanmak şart, görmek şart değil. Onları görmek bazen tehlikeli olur. Allah korusun, kendini bir şey zanneder, mahvolur.

*Ne zaman insanlar, her günahı sıkılmadan işleyip, Allah affeder derse, bu, o zamanın ve o insanların çok bozuk olduğuna alamettir.

*Ölmeden evvel ölelim. Bu nasıl olur? Öyle bir şekilde inanacağız ki ölmüşüz, fakat acımışlar birkaç dakika müsaade etmişler bize. Böyle düşünüp, ona göre yaşayacağız.

*Ahir zamanda, fitne fesat çok olur. Dili tutup, bir şeye karışmamalı. Herkesin arasında olursunuz; ama ha var ha yok. Var mı yok mu belli değil. Böyle olmalıdır…

alıntı
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 22 Mart 2011, 22:35:33
Üç Sınıf Abid'in, Üçerden Dokuz vasiflari:

1- a) Sevdigini Allah için verir,
b) Öfkelenmez,
c) Her halde efendisi ile olur.
2- a) Nefsini küçük görür,
b) ihsanini küçük görür,
c) Kusurlarini büyük görür.
3- a) Her halde insanlara örnek olur,
b) insanlarin en cömerdi olur,
c) Herhes hakkinda Hüsnü Zan besler.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 26 Mart 2011, 00:38:55
Efendimizin gözleri uyurdu ancak kalbi uyumazdı…

Rasulullah (sav) uyumak istediği zaman namaz abdesti gibi abdest alırdı.
Yatağına girdiği zaman “İhlas, Felak, Nas Surelerini” okuyarak mübarek avuçlarına üfler, tüm vücuduna sürerdi.
Yüzü kıbleye gelecek şekilde sağ kolunun üzerine yatardı.
Yatağı çok hafif ve ince idi.
O her anında Allah'ı zikir halindeydi...
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 26 Mart 2011, 00:55:03
İMAM-I AZAM'DAN TAVSİYELER

1) Ancak ilmi bir ihtiyaçtan dolayi devlet baskani ile yakin iliski içinde ol. Onun yaninda ates içerisinde imis gibi ol. Çünkü sultan kendisi için istedigini baska hiç kimse için istemez.

2) Devlet baskani sana bir mesele arzettiginde, söylediklerini kabul edecegine kani olmadikça, o meseleyi çözmeyi kabul etme.

3) Avamin (siradan seviyesiz ve bilgisiz insanlarin) arasinda, sorulmadan rastgele konusma.

4) Avamin ve tacirlerin yaninda ilme ve dine ait olmayan sözlerden kaçin ki, mala, ragbet ve sevgin üzerinde durulmasin.

5) Avam arasinda ne gül, ne de tebessüm et, yılışık olma.

6) Gereksiz yere çarsiya - pazara sıkça çikma.

7) Olgunluga erismemiş, yeni yetismelerle çok konusma, senli benli olma.

8) Sokaklarda, mescidlerde yeyip içme. Yol kenarlarindaki çesme ve sulardan su içme.

9) Yol ortasinda oturma,Yok illâ da oturacaksan hiç olmazsa mescidlerde otur.

10) Dükkanlarda oturma.

11) Ipek ve ipek karisimi elbiseleri giyme,ahmakliga yol açar.

12) Evlilik hayatinin tüm ihtiyaçlarini karsilayabilecek duruma gelmedikçe evlenme. Önce ilim taleb et, sonra helâl mal kazan, sonra da evlen.

13) Gençliginde hep ilimle ugras. Çünkü gençlik, gönlün ve zihnin bos ve temiz oldugu andir.

14) Her daim Allah'tan kork, emaneti edâ et, seviyeli seviyesiz tüm insanlara nasihat et.

15) Hiç kimseyi küçük görme. Kendi vakarini tanidigin gibi baskalarinin vakar ve haysiyetini de tani.

16) Bilgisiz kisilerle, özellikle dini konularda tartismaya girme.

17) Tartisma kurallarina uymayanlar ve çikar elde etmek için tartisanlarla tartisma.

18) Her kim sana soru sorarsa, sadece sorusuna cevab ver Meseleyi fazla dagitma.

19) Kazançsiz ve aziksiz on yil da kalsan ilimden yüz çevirme. Çünkü ilimden yüz çevirdiginde maiset derdi, geçim sıkıntisi sana musallat olur.

20) Talebelerine, sanki onlar senin çocuklarinmis gibi egil ki, onlarin ilme arzulari artsin.

21) Hakki söyleme konusunda sultan dahil hiç kimseden korkma.

22) Insanlarin hatalarinin ardina düsme, aksine onlarin güzelliklerini gör. Ancak dini konularda hatalarini gördüklerini, diger insanlara bildir ki ondan sakinsinlar ve ona uymasinlar. Bu konuda hiç kimsenin makam ve mevkisinden çekinme ki, hiç kimse dini bozmaya, bidatleri hortlatmaya cesaret edemesin. Çünkü Allah bu konuda senin ve dinin yardimcisidir.

23) Senden baskalarinin yaptigindan daha çok ibadet ve taatte bulunmaya çalis ki, ilmin meyveleri üzerinde görülsün.

24) Alimleri bulunan bir yere vardiginda orada sadece sen varmis havasina bürünme. Halki etrafina toplayip çekip çevirmeye kalkisma. Onlarin hocalarina dil uzatma. Lüzumsuz ve yersiz tartismalara girme. Delilsiz, kaynaksiz konusma. Onlardan biri imis gibi ol. Yoksa sana hased ederler.

25) Allah için, hep göründügün gibi ol. Nasilsan öyle görün.

26) Tartisma aninda korkak olma. Yoksa bildiklerini karistirirsin, dilin tutulur kalir.

27) Çok gülmekten sakin, çünkü o kalbi öldürür.

28) Ancak agir basli bir sekilde yürü. Hoppa ve kaypak olma.

29) Islerinde aceleci olma.

30) Biri arkandan çagirinca ona kulak verme. Çünkü arkalarindan ancak hayvanlar çagirilir.

31) Konusurken bagirip çagirma. Lüzumsuz yere sesini yükseltme. Sakin ve agirbasli ol.

32) Yalniz kaldiginda oldugu gibi, insanlarin yaninda da Allah'i zikret.

33) Namazlardan sonra kendine ait bir virdin (Allah'i zikir, sükür, Kur'ân tilaveti ve duâ) olsun.

34) Her ay oruç tutacagin belirli günlerin bulunsun. Bu konuda baskalari seni örnek alsin.

35) Mecbur kalmadikça alis-veris isleri ile ugrasma. Bu islerini güvendigin kisilere gördür.

36) Kendini kontrol et, baskalarini gözet ki, ilmin ile hem dünyan hem de ahiretinden yararlanilsin.

37) Dünyaliklarina ve bulundugun haline güvenme. Çünkü Allah tüm bunlardan seni hesaba çekecektir.

38) Ölümü çokca hatirla.

39) Hocalarin için duâ ve istigfarda bulun.

40) Kabirleri, ilmi ile amel eden zatlari ve mübârek yerleri çokca ziyaret et.

41) Dine dâvetin disinda hevâ ve heves ehli ile düsüp kalkma. Oyun oynama, Sövüp sayma.

42) Ezan okundugunda hemen mescide kos.

43) Insanlarin sirlarini açiga vurma.

44) Seninle istisare edenle sen de istisare et, ancak rastgele insanlarla degil, seni Allah'a yaklastiracagini bildigin kisilerle.

45) Cimrilikten sakin, Aç gözlü ve yalanci olma .Saçmalama, Her isinde mürüvvetini, insanligini muhafaza et.
46) Her halukâda beyaz, açikrenkli elbise giy.

47) Dünyaya çokca haris olma, gönül zenginligi içinde ol. Fakir olsan bile kanaatkârligini, gönül zenginligini ortaya koy.

48) Esyalarini rastgele insanlara degil, güvendigin kisilere teslim et, Islerini de onlara gördür.

49) Su adinin bayagisi olan dünyayi hep hakir gör, geçici olduunu aklindan çikarma. Allah katinda olanin daha hayirli ve daha kalici oldugunu unutma.

50) Bir toplum seni öne geçirmedikçe, ne namazda ne de baska islerde onlarin önüne geçme.

51) Ilim meclislerinde kizma, kendini bilgisizlerle ölçme.

52) Bu ögütlerime saril ki, Allah'in izni ile önünde sonunda ondan faydalanasin. Beni de duândan unutma. Ben ancak senin ve müslümanlarin maslahatlari, yararlanmalari için bu tavsiyeleri yaptim.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 26 Mart 2011, 17:44:53
Gerçek DELİKANLI,gençlik zamanın da Allah'a c.c yönelen kişiye denir.

Genç iken,güçlü kuvvetli iken Allah'a c.c yönelmeyen,gücünü kuvvetini  Allah'a c.c değilde dünya uğruna çalışıp tüketen kimsenin yaşlandıktan sonra Allah'a yönelmesinin ne kıymeti kalır?

Gerçekten genç,delikanlı o kimseye denir ki gençliğinde yüzünü dünyadan Allah'a c.c çevirir.Gençlik zamanın da dünyayı lanetliyerek arkaya atar.

İşte böyle gençlerin ibadeti Allah c.c katında en makbul olan ibadettir...(Gavs Seyyid Abdulhakim El-Hüseyni hz.k.s)

Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 27 Mart 2011, 15:21:41
İki hal insanın kalbinden muhabbeti söker. Birincisi, sıyasetin içine dalmak, ikincisi de kin ve gazaptır.

GAVSİ SANİ HZ (ks)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 28 Mart 2011, 00:05:32
Âlim kimdir? Işığı karanlığı gören kimsedir. A’maya (kör olana) hep karanlıktır. Âlim, hakkı bâtıldan ayırt eden insandır, İslam âlimlerinden nakil yapan kişidir.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 29 Mart 2011, 01:26:47
Abdülhalık Goncdüvani hazretlerine bir genci meth etmişler. O da merak edip ziyaretine gitmiş. Biraz sohbet ettiklerinde genç demiş ki, "Rabbimin rızası Cehenneme girmemde ise girerim." Abdülhalık Goncdüvani hazretleri buyurmuş ki, "Senin işin bitmiş! Zira hep mimli, yani "ben"li konuşuyorsun. Mimli konuşmak ise nefstendir."
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 30 Mart 2011, 18:51:52
Dâvûd-i Tâî Hazretleri'nin hizmetine bakan mürîdi birgün ona:

"- Biraz et pişirdim; buyurmaz mısınız?" dedi ve üstâzının sükût etmesi üzerine eti getirdi. Ancak Dâvûd-i Tâî -kuddise sirruh-, önüne konan ete bakarak: "- Falanca yetimlerden ne haber var evlâdım?" diye sordu. Mürîd, durumlarının yerinde olmadığını izhâr sadedinde içini çekip: "- Bildiğiniz gibi efendim!" dedi. O büyük Hak dostu: "- O hâlde bu eti onlara götürüver!" dedi. Hazırladığı ikrâmı üstâzının yemesini arzu eden samîmî mürîd: "- Efendim, siz de uzun zamandır et yemediniz!.." diye ısrar edecek oldu. Fakat Dâvûd-i Tâî Hazretleri kabul etmeyip şöyle buyurdu: "- Evlâdım! Bu eti ben yersem dışarı çıkar, fakat o yetimler yerse, arş-ı a'lâya çıkar!.."
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 30 Mart 2011, 19:28:37
Biri imam-ı Azama gelerek..

Namazın önemine dair yaşanan hadiseler Ya imam!
Ben namazlarımı huşu içerisinde kılamıyorum namazda iken develerimi otlatıyor,onlarla ilgileniyorum
oysa siz benden daha zenginsiniz
peki siz ibadet zevkine nasıl erişiyorsunuz?
ibadetlerinizi huşu içerisinde nasıl yapıyorsunuz? diye sormuş

İmam-ı Azam Ebu Hanife hazretleri şöyle cevap vermiş
"Ben develerimi kalbime baglamam ki
ahıra baglarım"
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 30 Mart 2011, 19:29:30
Fakir, içinde nefsiyle mücadele eden, ama yaptığı işlerde nefsine üstünlük sağlayan kişidir.

Şah-ı Nakşibendi Hz. (K.S.)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: kurdele - 30 Mart 2011, 21:28:13
Allah Razı Olsun
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 04 Nisan 2011, 16:56:53
Allah Razı Olsun

Amin Kardeşim Cümlemizden..
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 04 Nisan 2011, 16:57:29
Bir defasında İbrahim Düsûkî rh.a. bir müridine şu tavsiyelerde bulunur:

– Evladım! Eğer sadık isen dış görünüşünden çok kalbine önem ver. Seni meşgul eden faydasız tartışma ve süslü konuşmalardan vazgeçerek sükut etmeye devam et. Devamlı azimli ol ve asla yolundan ayrılma.


Envâru’l-Kudsiyye
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 07 Nisan 2011, 15:57:50
İmam-ı Rabbani evlatları hep şöyle düşünür:

-Bu dünyada herkes müslüman olsun, âlim olsun, zengin olsun! Hayatını ibadet ve taat içinde geçirerek tarik-ı cenneti bulsun. Biz de bu yolun hadimleri olalım yeter, derler.

Bu ne güzel haslet-i azimdir. Çünkü ehl-i rabıtada sıfat-ı ilahiyyeden cemâl sıfatı gâliptir. Onun için dalalette olanların helâkini değil, hidâyetini isterler. Ehl-i küfrün ve ehl-i dalâletin helâk olup cehenneme girmesinde fayda yoktur. Nitekim Cenab-ı Hak, bütün enbiya-i Mürselini insanların hidayeti için göndermiştir. Helâki için değil.

Hâdim-ül Kur’an Üstaz Ebû’l-Fârûk Süleymân Hilmî Silistrevî (ks)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 09 Nisan 2011, 21:29:36
Gavs-ı Sani Hz.

"Ne iş yaparsanız yapın niyetinizde Allah(c.c.) rızası olsun. Kalbinize Allah(cc.) rızasını yerleştirin. Yaptığınız her işte bu olsun.

Halim olun, yumuşak olun, tevazu sahibi olun, sizleri tenkit edenlerin ellerinden öpün, onları anlamaya çalışın. Size gelenlerin anlattıklarını karşı tarafı dinlemeden hüküm vermeyin. Hakkaniyet sahibi olun, dinleyin, kızmayın, üstünlük taslamayın. Her iki tarafı dinleyin öyle karar verin.

Şeriata kesinlikle uyun. Hissi ve duygusal davranmayın. Sıkıntınızı Allah (c.c) bilsin. Başkalarının lafları sizleri yıldırmasın. Her türlü sitem, sıkıntı, suçlama olacak. Bunları yaşayacaksınız. Yaptığınızı Allah (c.c) rızası için sevdiğiniz zatın hatırı için yapın. Mükafatını Allah (c.c) versin. Sabırlı ve mantıklı olun. Hep beraber istişare yaparak karar verin.

Siyaset yapmayın, ancak çevredeki Müslümanlara hizmet edenlere de yardımcı olun. Su üstünde kalabilmek için tezek olmak lazım. Taş olursanız dibe batarsınız."

(Gavs-ı Sani Hazretleri)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 10 Nisan 2011, 17:11:22
"Ben sana çok yakınım." (Bakara, 18)

Dedim: "Çok yalnızım."
Dedi: "Ben sana çok yakınım." (Bakara, 186)
Dedim: "Bunca günahım var, hangisinin TÖVBE'sini yapayım?"
Dedi: "Allah bütün günahları bağışlayandır." (Zümer, 53)
Dedim: "Yine bağışlar mısın?"
Dedi: "Allah'tan başka günahları bağışlayacak olan yoktur." (Âli İmran, 135)
Dedim: "Rabbim benim senden başka kimim var?"
Dedi: "Allah kuluna kâfi değil mi?" (Zümer, 36)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: hoca-v - 11 Nisan 2011, 01:08:17
insan gavura değil gavurluğa karşı mücadele içinde olmalıdır.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 13 Nisan 2011, 15:07:57
Benim yolumu izleyenlere nasihatimdir.

Nefsinizi daima töhmet altında tutunuz ve ona uymayınız.

Başardığınız işlerden nefsinze pay çıkarmayın.

Her kim bunda muaffak olursa Allah-u teala ona bu işinin mükafatını karşılığını verir.

Salih amel işlemeye muaffak olur, buna tahammül ve güç bulur.

Yaptığı her işi Allah-u tealanın rızası için yapmaya başlar.

Şah-ı Nakşibend Hazretleri (ks)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 18 Nisan 2011, 02:21:41
"Gavs-ı Sani Hazretleri şöyle buyurmuştur:

“İnsan yüzünü Hakk’a döndürmeli. Kulun tek hedefi Allah rızası olmalı.

Halk için amel etmeyin.

Gösterişten sakının.

Bütün fayda Allah’tadır.

Amelinizi Cebrail (a.s) görse ve bilse, bunun sizi ne faydası olacak?

Allah dilemedikçe, görev ve izin vermedikçe meleklerin de insana bir faydası olmaz.



Halka değil, Hakk’a bakın.....
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 21 Nisan 2011, 16:23:51
"Ömrünü faidesiz boş şeyler ile geçiren, tarlaya tohum ekme vaktini kaçırmış olur. Vaktinde tohum ekmeyen ise hasat zamanında pişman olur".(Ebu BEKR SIDDIK r.a.)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 24 Nisan 2011, 06:15:55
Ölüm gelmeden yoldaşını iyi seç! Zamanede sana üç yoldaş vardır. Biri vefâkârdır, diğer ikisi ise gaddar :

Biri dostların, öbürü malın-mülkün, üçüncüsü ise iyi işlerin ki, vefalı olan budur.


Öldüğün vakit, malın seninle beraber gelmez, evden dışarı bile çıkamaz; dostun gelir, ama sadece mezarının başına kadar.

Fakat yaptığın işler vefakârdır; onlara iyice sarıl ki mezarının içine kadar seninle gelen onlardır.


Ama! Eğer amelin iyiyse, orada sana dost olur; kötüyse yılan kesilir.(HZ MEVLANA )
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 27 Nisan 2011, 02:29:34
Hak Yol' unda ilerlemek yürek işidir,akıl işi değil.
Kılavuzun daima yüreğin olsun,omzun üstündeki kafan değil.
Nefsini bilenlerden ol silenlerden değil! ( Şems-i Tebrizi Hz. )
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 27 Nisan 2011, 13:57:33
Ahir zamanda imanı korumak çok zordur. Bir anlık gaflet, sonsuz felakete sebep olur. Kurtuluş çaresi nedir? İmam-ı Rabbani hazretlerine “Bunu çaresi nedir?” diye soruyorlar. Tek kelimeyle cevap veriyor: “Kim bu felaketten kurtulduysa, git onunla beraber ol”.
Ne okuduğun, ne ettiğin seni kurtarmaz. Hiç kimse deryaları yüzerek geçemez. Mutlaka bir gemiye binmek zorundadır. O gemiye binmeyen, yolun başında kalır.

*Gemi selametle limana ulaşırsa yalnız kaptan değil, içindeki herkes kurtulur. Geminin içinde bulunmak lazımdır. Gemide ol yeter. İsterse geminin paspası ol.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 02 Mayıs 2011, 14:35:58
Teslim ol Hak dostuna, düşen bir yaprak gibi,
Çiğnerse de ses etme, sakin ol toprak gibi,
Her neye noksan bakarsan, ol sana noksan olur,
Eğer kemaliyle bakarsan, ol kemalindir senin...
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 04 Mayıs 2011, 17:13:42
Hayırlı işlerin hepsine BİSMİLLAH...

Şerlerin def-i için EUZU BİLLAH…

Üzülüp bunaldıysak LA İLAHE İLLAllah...
...
Her güzeL şeyde MAAŞAllah...

Her nimetine ELHAMDULİLLAH...

Her bolluğuna EŞŞUKRU LİLLAH…

Her darlığına HASBİNAllah..

Her günahımıza ESTAĞFİRULLAH...

Her şaşılacak şeyde SUBHANAllah…

Her başa gelene TEVEKKELTU ALAllah…

Her itaat ve isyanda LA HAVLE VELA KUVVETE İLLA BİLLAH...
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: gülçiçek - 05 Mayıs 2011, 00:41:44
Allah razı olsun.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: iniz_hay - 05 Mayıs 2011, 01:16:26
teşekkürler 
Alıntı

"Hayırlı işlerin hepsine BİSMİLLAH...

Şerlerin def-i için EUZU BİLLAH…

Üzülüp bunaldıysak LA İLAHE İLLAllah...
...
Her güzeL şeyde MAAŞAllah...

Her nimetine ELHAMDULİLLAH...

Her bolluğuna EŞŞUKRU LİLLAH…

Her darlığına HASBİNAllah..

Her günahımıza ESTAĞFİRULLAH...

Her şaşılacak şeyde SUBHANAllah…

Her başa gelene TEVEKKELTU ALAllah…

Her itaat ve isyanda LA HAVLE VELA KUVVETE İLLA BİLLAH..."
 











Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 07 Mayıs 2011, 17:48:45
Ebu Talip Mekkî (r.a) anlatıyor;


Allah Teala’ ya aşık bir veli vardı.bütün malını mülkünü ve canını
Allah yoluna adamıştı. Her nesi varsa Allah için harcıyor, geride hiçbirşey bırakmıyordu. Kendisine;


“Senin bu muhabbetinin sebebi nedir? diye sorulduğunda;


“İki insan gördüm aralarında konuşuyorlardı. Onlardan işittiğim sözler, beni bu hale sevk etti” dedi.

Tanıdıkları;


“Ne işittin diye sordular.aşık şunları anlattı;


“ Sevdiğiyle baş başa kalan birisi sevgilisine;


Allah’a yemin ederim ki ben seni bütün kalbimle seviyorum, sen ise benden yüz çeviriyorsun” dedi. Bunun üzerine sevgilisi;


“ Beni gerçekten seviyorsan, benim için ne vereceksin? diye sordu. O da:


“ Sahip olduğum bütün malımı mülkümü sana veririm. Ayrıca son nefesime
kadarda hizmetinde bulunur, kendimi sana feda ederim” dedi. İşte o zaman
ben;


“Bir insan kendisi gibi bir insanı bu kadar sever ve her şeyini onun
hizmetine feda ederse, ya bir kulun yüce yaratıcısına ve Mabuduna karşı
sevgisi nasıl olmalı” diye düşündüm ve bende her şeyimi yüce Allah’ a
feda ettim…


Kûtü’l Kulûb, Kalplerin Azığı 3/223
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 08 Mayıs 2011, 15:07:22
Şakik Belhî Hazretleri, Abbasi halifesinin huzuruna çıktığı zaman, halife: “Zühd ve takva sahibi Şakik sen misin?” diye sorunca:

- Şakik benim, zühd ve takva sahibi olan ben değilim, o sensin sultanım, dedi

Halife bu cevaba şaşırdı ve dedi ki:

- Ben dünya zenginliği içindeyim. Her türlü ferah ve refah içindeyim. Nasıl olur da zühd ve takva sahibi olabilirim?

Şakik Belhî Hazretleri şu cevabı verdi:

- Allah, Kur’an-ı Azimüşşan’da dünya için; “Kalîl, az bir şey..” dedi. Sen az bir şeye kanaat ettin. Bize ise “Ahiret bakidir, nimetleri bitmez..” dedi. Biz de ahireti seçtik. Sen az bir­ şeye kanaat ettiğin için zühd ehli sayılırsın.

Şakik Belhî k.s. Hazretleri bu cevabıyla onun dünya saltanatını hafife aldı, maneviyatın izzetini korudu. Yani dünyanın bütünü saltanatın altında olsa, Cenab-ı Hak ona “kalîl: azcık” dedi. Padişahım diyorsun ama dünyaya kanaat getirdin. İşte onun için zühd sahibisin. Halbuki asıl gayesi; “Ta­mah sahibisin, kandın!” demek oluyor ama bunu çok zarif bir şekilde lâtife ile söylüyor.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 10 Mayıs 2011, 14:16:19
Bir gün Şam mescidinde talebeleriyle birlikte oturan Ebu’d-Derda’nın (r.a) yanına bir adam gelir ve şöyle der: “Ey Ebu’d-Derda! Peygamber (s.a.v) şehri olan Medine’den buraya, senin Rasulullah Efendimiz’den (s.a.v) işittiğini duyduğum bir hadisi senden bizzat dinlemek için geldim.” Ebu’d-Derda (r.a) adama, “Burada başka bir hacetin yok mu? Ticaret için de mi gelmedin?” diye sorunca adam niyetinin sadece o hadisi ondan dinlemek olduğunu belirtir.

Bunun üzerine adama, o hadisi söyler: “Kim ilim talebiyle bir yola girerse, Allah bu sebeple onu cennet yollarından bir yola sevk eder. Melekler kanatlarını ilim yolunda olan kimseye hoşnutlukla sererler. Göklerde ve yerde bulunanlar, (hatta) sudaki balıklar alim için dua ve istiğfar ederler. Alimin abide üstünlüğü, ayın on dördündeki dolunayın diğer yıldızlara olan üstünlüğü gibidir. Alimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberler miras olarak dinar ve dirhem (mal ve servet) bırakmazlar; ilim bırakırlar. Kim o ilmi elde ederse, çok büyük bir nasip elde etmiş olur.” (Ebu Davud, Tirmizi, İbn Mace, Ahmed b. Hanbel)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 12 Mayıs 2011, 14:13:01
Hâtem-i Zâhid (k.s.)hazretleri Âsım İbn-i Yûsuf hazretlerinin yanına geldiğinde Âsım (kuddise sırruh) ona sordu:

-Ey Hâtem namaz kılmayı güzel becerebiliyor musun?

O da 'Evet'deyince, Âsım (k.s.):

-Peki, nasıl kılıyorsun? diye sordu. Hâtem-i Zâhid hazretleri başladı anlatmaya:

-Namaz vakti yaklaştığında abdestimi sünnet üzere tazeliyorum ve namaz kılacağım yere dikiliyorum. Tâ ki her uzvum yerleşiyor.

Sonra Kâbe'yi iki kaşımın arasında, Makâm-ı İbrahimi göğsümün hizasında, Allah Teâlâ'yı mekândan münezzeh (pâk ve uzak) olduğu halde başımda hâzır ve kalbimdeki her şeyi bilir halde görüyorum.

Sanki ayağım sırat köprüsünün üzerinde; cennet sağımda, cehennem solumda, ölüm meleğini de arkamda hissediyorum ve kılacağım namazın son namazım olduğunu düşünüyorum.

Sonra ihsan ile (Mevlâ'yı görür gibi) iftitah tekbirini tekbirini alıyorum, tefekkürle okuyorum, tevâzû ile rükûa eğiliyorum, tazarrû ile secdeye kapanıyorum.
Sonra tamamıyla oturuyor, ümitle teşehhütte bulunuyor ve sünnet üzere selâm veriyorum.
Sonra da o namazı ihlâsa teslim ediyor, korkuyla ümit arasında kalkıyorum ve bu hâl üzere sabra devam ediyorum.

Bunu duyan Âsam hazretleri:

-Ey Hâtem!Senin namazın böylemi? diye sordu. O da:

- Evet otuz senedir böyle namaz kılıyorum! deyince Âsım hazretleri ağlayarak şunları söyledi:

-Ben daha bu zamana kadar hiç böyle bir namaz kılamadım!

Cenab-ı Hak bizlere bu şuurla namaz kılmayı nasip eylesin inşAllah..
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 12 Mayıs 2011, 20:00:30
Bir gün mübarek bir zata bir talebesi, (Efendim, namazlarımız ibadetlerimiz hep kusurlu,ahirette n’olacak bizim halimiz?) diye sorar. O mübarek zat kendisinden bir bardak su ister. O da hemen kalkıp getirir. Kendisine 2-3 metre kala, orada dur buyurarak durdurur. Talebe, elinde bir bardak su ile bekler. Yavrum der, şimdi sen bu suyu getirirken ayağın takılıp düşüp dökseydin, bardak da kırılsaydı, ben sana bir şey der miydim? Hayır efendim demezdiniz. İşte aynı bunun gibi evladım, ibadetlerimiz hatalı, kusurlu ama biz emre itaat ediyoruz, yapın buyuruyor Rabbimiz, biz de yapmaya çalışıyoruz; ama yaparken eksiğimiz hatamız oluyor. Ona itaat edip yapmaya çalıştığımız için, Onun yolunda olduğumuz için Allahü teâlâ bizi affedecek) buyurur.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 13 Mayıs 2011, 00:20:35
İlmiyle meşhur sahabilerden İbn Abbas r.a. şöyle der:

“Nice tevbe eden kimseler var ki, gerçek tevbe edenlerden olmayıp, tevbe ettiklerini zannettikleri halde huzura geleceklerdir. Çünkü bu kimseler tevbenin makbul olması için gerekenleri yerine getirmemişlerdir. Bunlar:

İşlediği günahlara pişman olmak,

Bir daha günaha dönmemeye azimli, kararlı olmak,

Haksızlık ya da zulmettiği kimselere mümkünse haklarını geri vermek ve onlarla helalleşmek,

Eğer bu kimselere haklarını vermek, helalleşmek mümkün değilse, Allah Teâlâ’dan hem kendisi hem de onlar için çokça mağfiret dilemek. Böylelikle umulur ki Cenab-ı Hak, hak sahiplerinin kendisinden hoşnut ve razı olmalarını sağlar.

İmam Gazalî, Mükâşefetü’l-Kulûb
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 13 Mayıs 2011, 14:08:05
Salihlerden birinin sadık bir arkadaşı vardı. Zamanın sultanı onun bu arkadaşını hapse attırdı. Hapse atılan kişi o salih kimseye haber göndererek durumunu bildirdi. Dostu:

– Allah Tealâ’ya şükret, dedi.

Adam bir gün hapiste dövüldü. Yine dostuna haber göndererek halini bildirdi. Dostu yine;

– Allah Tealâ’ya şükret, dedi.

Bir gün hapishaneye bağırsaklarından rahatsız bir mecusî getirildi ve ayaklarından bağlandı. Mecusî’nin bağlandığı zincirin bir halkasını da bu adamın ayağına bağladılar. Mecusî geceleri defalarca tuvalete gitmek için kalkıyor, adam da onun başında beklemek mecburiyetinde kalıyordu. Yine dışarıdaki dostuna durumunu bildiren bir mektup yazdı.

Dostu yine;

– Allah Tealâ’ya şükret, diye cevap verdi. Hapisteki arkadaşı tekrar;

– Ne zamana kadar böyle diyeceksin? Hangi bela bundan daha büyüktür, diye haber gönderdi. Dostu da ona şu anlamlı cevabı verdi:

– Mecusînin zincirinin senin ayağına da bağlandığı gibi, onun belindeki zünnar (gayr-i müslimlerin bağladığı kuşak) senin beline de bağlansaydı (yani imandan mahrum kalsaydın) asıl o zaman ne yapardın, halin nice olurdu?
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 13 Mayıs 2011, 18:18:12
Gavs-ı Bilvanisî Abdülhakim Hüseynî k.s şöyle der:

“İhlâs, Alemlerin Rabbi olan Allah’ın emir ve hükümlerini sadece onun rızası için yapmak, bütün gücünü bunun için sarfetmektir. İhlâs, ilahî emirlere sebat göstermenin özüdür. İnsan kıymet verdiği ve düşündüğü şeye göre kıymet kazanır. Hayatını şöhret ve şehvete adayan kişinin sonu hiç kuşkusuz hüsrandır.”
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 14 Mayıs 2011, 01:54:22
Büyük sufi Ebû Tâlib Mekkî k.s. anlatıyor:

Adamın biri Medineli bir zata fakirliğinden şikayet etti, sıkıntılarını anlattı. Medineli zat ona:

– Sana on bin altın verilmesi karşılığında gözünü verip kör olmak ister misin? Buna razı olur musun, diye sordu.

Adam;

– Hayır, istemem, dedi.

– Pekâlâ on bin altın karşılığında dilsiz kalmayı ister misin?

– Hayır, istemem.

– Tamam, yine bu para karşılığında el ve ayaklarının kesilmesini ister misin?

– Hayır istemem.

– Peki, aklını verip deli olmak ister misin?

– Hayır, onu da istemem, dedi adam. Bunun üzerine Medineli zat:

– O halde elli bin altın değerinde şu azaların varken niçin sana bunları veren Mevlâ’nı şikayet ediyorsun? Haline şükretsene, dedi.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 15 Mayıs 2011, 01:14:33
Mal Sevgisi Kalbi Kaplamamalı - Kıssadan Hisse

Büyük fıkıh (hukuk) bilgini, Hanefi mezhebinin kurucusu İmam-ı Azam Ebû Hanîfe'nin (VIII. yüzyıl) ilmi faaliyetleri yanında ticaretle de meşgul zengin bir zat olduğu malumdur. Bu büyük insan, gündüz öğleye kadar mescitte talebelerine ders verir, öğleden sonra da ticari işleri ile uğraşırdı. Bir gün ders verdiği sırada bir adam mescidin kapısından seslendi:
- Ya imam, gemin battı!... (İmamın ticari mal taşıyan gemileri mevcut)
İmam-ı Azam bir anlık tereddütten sonra
- Elhamdülillah dedi.
- Bir müddet sonra aynı adam yeniden gelip haber verdi:
- Ya imam, bir yanlışlık oldu batan gemi senin değilmiş.
İmam bu yeni habere de:
- Elhamdülillah, diyerek mukabele etti. Haber getiren kişi hayrete düştü:
- Ya imam, gemin battı diye haber getirdik "Elhamdülillah" dedin. Batan geminin seninki olmadığını söyledim yine "Elhamdülillah" dedin. Bu nasıl hamdetme böyle?
İmam-ı Azam izah etti:
- Sen gemin battı diye haber getirdiğinde iç âlemimi, kalbimi şöyle bir yokladım. Dünya malının yok olmasından, elden çıkmasından dolayı en küçük bir üzüntü yoktu. Bu nedenle Allah'a hamdettim. Batan geminin benimki olmadığı haberini getirdiğinde de aynı şeyi yaptım. Dünya malına kavuşmaktan dolayı kalbimde bir sevinç yoktu. Dünya malına karşı bu ilgisizliği bağışladığı için de Allah'a şükrettim.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 19 Mayıs 2011, 13:57:03
~ KeLaMuLLaH ~

"Allah Yolunda Şavaşmaktır Niyetim
İslam Dininin Yanlızca Yücelmesidir Gayretim...

Allah'ın ve Evliya Ordusunun Yardımıyla
Küfür Ehlini Baştan Başa Kahreylemek Niyetim

Peygamberlere ve Velilere Dayanmışlığım Var Benim
Allah'ın Lütfundandır Fetih Ümidim ve Kuvvetim

Benliğimi ve Malımı Dünyada Feda Etsem Ne Olur ?
Allah'a Hamd Olsun, Var Allah Yolunda Savaşmaya Yüzbin Rağbetim

Ey Mehmed ! Ahmed-i Muhtar'ın Mucizeleriyle
Umarım Galip Olur Din Düşmanlarına Devletim "

[Fatih Sultan Mehmet Han]
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 24 Mayıs 2011, 14:14:58
Evliyânın büyüklerinden Seyyid Ahmed Rıfâî hazretleri, bir gün kendi talebelerine;

Evlâtlarım, dînimizde "kul hakkı" mühimdir.
Hele maddî olmayan kul hakları da var ki, mesela mümine sert bakmak böyledir, buyurdu. Ve ekledi: - Gıybet, kalp kırmak ve sûizan da maddî olmayan kul haklarındandır.

Sordular: - Bu haklardan kurtulmanın yolu var mı efendim? -
Elbette. - O nedir efendim? - Helâlleşmek.

- Biz haklı olsak da mı efendim? - Evet. Biz haklı olsak bile, yine karşı tarafa;
(Sen haklısın arkadaş, beni affet!) demeliyiz.

- Neden efendim? - Çünkü hiç belli olmaz. Belki de o haklıdır. Kimin haklı, kimin haksız olduğu, âhiret’te meydana çıkacak.. (cansuyu)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: ihvan - 24 Mayıs 2011, 16:45:53
Huda razı olsun.......EKSİKLERİM ÇOK..
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 24 Mayıs 2011, 22:03:39
Huda razı olsun.......EKSİKLERİM ÇOK..

Amin Kardeşim..Ecmain..
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 24 Mayıs 2011, 22:04:33
Zâhidin Gözleri

Devamlı ibadetle meşgul olan, ağlayıp göz yaşı döken bir
zâhide, arkadaşı, ''Vücudunun hakkını da korumak lâzım.
Ağlamaktan gözlerini kaybedeceksin'' dedi. Zâhid cevap verdi:
''Gözün iki hali vardır. Ya ilâhî güzellikleri görür ya da
görmez.''
Göz hakkın nurunu görüyorsa, maksat ele geçmiş demektir.
Bozulması, az veya çok görmesi önemli değildir. Çünkü insanın
Allah'a ulaşması, rızâsını kazanması sonucunda, iki gözünü
kaybetmesinin bir değeri yoktur. Yok eğer bu göz, Allah'ın
nurunu göremeyecekse, böyle isyankâr bir gözün görmesinden,
kör olması daha iyidir.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 25 Mayıs 2011, 17:18:41
Cebrail’e can olanların kıblesi sidre, karna kul olanların kıblesi sofradır.
Arif`in kıblesi vuslat nuru; filozofun kıblesi hayaldir.
Zahidin kıblesi Allah, tamahkârın kıblesi ise altın kesesidir.
Manâya yönelenlerin kıblesi sabır, görüntüye tapanların kıblesi bedendir.
Batın alemine kanat açmak dileyenlerin kıblesi Allah, Zahir’de kalanların kıblesi güzel kadın yüzüdür.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 25 Mayıs 2011, 17:46:39
Ve sükut…

Tefekküre duran derviş gibi narin
Sızı ince, yara derin…
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 30 Mayıs 2011, 19:59:07
İnsana, zararı en şiddetli olan şeyin ne olduğunu bilmek istedim.
Bunun, gaflet olduğunu anladım.
Gafletin insana yaptığı zararı, Cehennem ateşi yapmaz.

Ya Rabbi!

Bizleri gaflet uykusundan uyandır.
Lûtuf ve keremin ile bu duayı kabul eyle!

Bayezid-i Bestami Hz.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 30 Mayıs 2011, 20:26:48
Takva

Ebu Hureyre "takva"nın ne olduğunu soranlara:
- "Siz hiç dikenli yoldan geçtiniz mi?" dedi. Onlar da "Evet geçtik" dediler.
Bunun üzerine: "O halde oradan geçerken ne yaptınız?" diye sordu. Onlar:
- Dikenlerden sakındık, dediler.
- İşte takva da, günah ve hatalardan sakınmaktır, cevabını verdi.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 30 Mayıs 2011, 23:32:28
“Kalbin Allah’tan başka her şeyi unutacak derecede zikir içinde kaybolması ve bu halin Allah’a yakınlık sebebi olması için kişinin Ehl-i Sünnet inancına bağlı olması gerekir. Bir de hak mezheplerden birisinin hükümleriyle amel etmek gerekir.Bu peşine düşülecek en büyük hedeftir. Cenab-ı Hak ile beraber olup huzur ve sükuna ulaşan tertemiz kalp sahipleri, eşyaya baktıklarında devamlı yaratanı hatırlar. Kalpleri eşyaya asla takılıp kalmaz.Buna Allah sevgisi ve zikri içinde kalbin kaybolması denir. Velilikte ilk basamak budur ve diğer velayet makamları bunun peşinden gelişir.”

İmam Rabbani (k.s)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 31 Mayıs 2011, 14:54:49
Birgün Emir Süleyman Pervane, Mevlana'dan kendisine öğüt vermesi için ricada bulunmuştu.

Mevlana, bir zaman düşündükten sonra:
- Emir Pervane, Kur'anı ezberlediğini duyuyorum, doğru mu? Dedi.
Pervane:
- Evet.
- Ayrıca, Şeyh Sadreddin'den hadis ilmi okuduğunu da duydum.
- Evet doğrudur.

Bunun üzerine Mevlana şöyle buyurmuştu:
- Mademki, Allah'ın ve onun peygamberinin sözlerini okuyorsun... O sözlerden öğüt alamıyorsan, hiçbir ayet ve hadis'in emrine uyamıyorsan, benim nasihatimi nasıl dinler ve ona uyarsın.

Pervane, bu sözler üzerine ağlıyarak dışarı çıkar.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 01 Haziran 2011, 23:47:01
Büyük İslâm alimi Fahrüddin Râzî rh.a. “Tefsîrü’l-Kebîr” diye bilinen “Mefâtihü’l-Gayb”ını bitirmek üzeredir. Asr suresine kadar gelmiştir. Fakat bu surenin “Andolsun zamana ki, insan gerçekten büyük bir ziyan içindedir” mealindeki ilk iki ayeti arasında münasebet kurmakta zorlanmaktadır. Allah Tealâ’nın üzerine yemin ettiği “zaman” anlamındaki “asr” ile insanın “hüsran”ı, yani yanılgısı yahut uğradığı büyük zarar ilişkisine dair düşündükleri içine sinmemektedir.

Bu sıkıntıyla çıkıp dolaştığı günlerden birinde, pazarda buz satan bir adama rastlar. Adam, etraftan gelip geçenlere yalvarırcasına şöyle seslenmektedir:

– Sermayesi eriyen şu kula merhamet edin!

Râzî bu sözleri duyar duymaz;

– Anladım, der; Asr suresini şimdi anladım.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 04 Haziran 2011, 23:59:36
Hızır (as)'ın Hasta Duâsı;

"Ey hastalık ! Sana Allah'ın (cc) İzzeti ile, Azameti ile, Yüceliği ile, Kudreti ile, Gücü ile, Lâilâhe İllâllah ile, Allah (cc) katından Kalem'in yazdıkları ve Allah'ın (cc) Güç ve Kuvveti ile yemin veriyorum."

BU KİMSEYİ TERKEDİP UZAKLAŞ.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 06 Haziran 2011, 01:23:51
Sabrediniz, sızlanmayınız. Sabit kalınız, ayrılıp dağılmayınız. Bekleyiniz, ümit kesmeyiniz. Özünüzü günahtan temizleyiniz, kirletmeyiniz. Hele Rabbinizin kapısından hiç ayrılmayınız. Büyük âlimlere tâbi olunuz;bidat yoluna,dinde olmayıp,sonradan çıkarılan şeylere sapmayınız.İtaat ediniz,muhalefet etmeyiniz.

(Seyyid Abdulkadir Geylani k.s)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 08 Haziran 2011, 17:44:58
Mevlânâ Camî anlatıyor:

—Bu yola girdiğim ilk zamanlarda nur belirtileri gördüm. Mürşidim Mevlânâ Sadeddin'in gösterdiği yönden ayrılmadım o nura iltifat göstermedim. O nuru, saklı kalıncaya kadar nefyet­tim. Bilmek lâzımdır ki, nur, keşif ve keramet zuhuratına güven yoktur. Dervişe en üstün keramet, şeyhinin sohbetinde cezbeye erişip kendinden kurtulmaktır.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 08 Haziran 2011, 18:43:49
Genç veli ölüm döşeğinde, ömrünün son dakikalarını yaşamaktadır. Hayatını hep ahirete göre yaşayan bir ailenin ferdi olduğu için ölüm korkusuna dayanıklıdır..
Ve babası da öyle bir evlada hakkıyla baba olmuş, bir başka Hak dostudur. Baba oğula sorar:’ ‘Evladım! Ahirette ne ile karşılaşmayı bekliyorsun?…”

Sorudaki ima genç veliye tebessüm ettirir.
Yani baba sormaktadır: ”Acaba bahtına ne çıkacak? Rahmet mi, azap mı?”
Ölüm yolcusu oğlu nefeslerinden birini daha aldıktan sonra cevap verir: ”Babacığım, eğer öteki taraftaki durumuma annem karar verseydi acaba ne yapardı?”
Baba hiç duraksamadan: ”Evladım, annedir o, şefkatlidir. Günahına, sevabına bakmadan seni Cennet’in Firdevs’ine indirirdi.
”Ve bu cevap genç velinin dünya yaşamındaki son tebessümüne neden olur. Gözleri önce yaşarır, sonra ümitle, güvenle parlar ve babasına döner:

”Ey babam! Benim Rabbim, bana annemden daha şefkatlidir.”
Baş sağa düşer, dudaklar kapanır.

Dünya bir atlama tahtası olur Firdevs’e doğru …
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 08 Haziran 2011, 21:14:36
Ateş yakıp ateşin üstünden geçelim. Kim yanmazsa o haklıdır demişler.

Musa (a.s.) ve adam el ele tutuşup ateşin üstünden geçmişler fakat kafir adam yanmamış.

Musa (a.s.) Cenab-ı Hakk'a sormuş:

- Ya Rab! Beni yakmayışını anlarım da kafiri niye yakmadın?

Cenab-ı Hakk:

"Bilmez misin ya Musa; biz dostumuzun elinden tutanı yakmayız.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 09 Haziran 2011, 14:50:41
Ali b. Vefa rh.a. Şöyle der:

“Eğer hakiki bir mürşit bulursan, insanlığının hakikatini bulmuş olursun. İnsanlığının hakikatini bulunca Allah’ı bulursun. Allah’ı bulunca da her şeyi bulmuş olursun. Bütün mesele böyle bir mürşidi bulmaktır. Bunu anla, ganimet bil, istifade et!”


İmam Şa’ranî, el-Envâru’l-Kudsiyye, 1/190
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 09 Haziran 2011, 19:01:33
Efendimiz (s.a.v.) sahabelerine bir ikram sırasında hizmette bulunurken, uzaklardan gelen bir atlı yanlarına yaklaşarak,
- Bu kavmin efendisi kim? diye sordu O'nu arıyorum.
Efendimiz (s.a.v.) bu soruya, gurur olur endişesiyle "benim" diye cevap vermedi. Ve o anda sahabelerine hizmet etmekte olduğundan, asırlar boyunca yankılanan ve aynı zamanda atlı adama cevap niteliği taşıyan şu sözlerle mukabele etti:
- Bir kavmin efendisi, ona hizmet edendir.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 10 Haziran 2011, 17:11:24
Tasavvufta AŞK o derece İÇSELLEŞTİRİLMİŞ ki, o derece özümsenmiş ki selamlaşma bile AŞK üzerine kurulmuş.Dervişin biri bir dervişler topluluğu içine gelip selam vererek oturduktan sonra,topluluk gelen dervişe ''MERHABA'' yerine ''AŞK OLSUN'' dermiş. Derviş de cevaben ''AŞKINIZ CEMAL OLSUN EFENDİM'' diye mukabele edermiş. Bu sefer topluluk ''CEMALİNİZ NUR OLSUN'' dediğinde derviş tekrar sözü alır ''NURUNUZ AYN OLSUN'' dermiş selamlaşma bitermiş..
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 10 Haziran 2011, 17:15:46
"Allah dostları buyuruyor ki;

Mürşid-i Kâmil gassaldır.

Tövbe edenleri gusül ile yıkayıp,

Velayet suyu {nûr-ı ilahî} ile temizler.."
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 13 Haziran 2011, 22:38:39
-Sufi Olmak-

BİR GRUP sûfî, Dicle kenarında Maruf-u Kerhî ile oturuyordu. O esnada, nehirden,bir sandal içinde def çalan, danseden, içki içen bir genç topluluğu geçti.
Sûfîler, Maruf’a:
“Şunları görüyor musun, açık açık nasıl da Allah’a isyan ediyorlar?” dediler ve eklediler:
“Bu serserilere beddua et!”
Bunun üzerine, Mâruf ellerini göğe kaldırdı ve:
“Allahım” dedi, “bunları bu dünyada nasıl neşelendirdiysen, ahirette de öyle neşelendir.”
Mâruf’un bu duası sûfîleri şaşırtmıştı.
“Biz senden dua değil, beddua istemiştik” dediler.
Mâruf şöyle cevap verdi: “Eğer Allah bunları ahirette neşelendirmeyi murad ederse, bu dünyada kendilerine bu hayattan tevbekâr olmayı nasip edecektir.”
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 18 Haziran 2011, 23:30:41
Somuncu Baba Ve Dünya Kazancı

Somuncu baba, bir talebesine, bir teneke buğday verip, bunun yarısını kendin için, yarısını da benim için bir tarlanın yarısına ek der. Talebe eker. Ekinlerin yetiştiği mevsimde, tarlaya giderler, talebenin olan kısımdaki ekinler gayet iyi yetişmiş, Somuncu babanınki ise gelişmemişti.
Talebeye gelişen mahsulün kimin olduğunu sorar.
Talebe de utancından Sizin der...
Somuncu baba, Biz ahiretimiz için çalışıyorduk. Acaba hangi günahımızdan dolayı dünyamız mamur olmaya başladı da bu ekinler böyle yetişti? der!!!.

Talebe, gerçeği söyleyerek hocasının üzüntüsünü giderir.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 20 Haziran 2011, 22:02:26
Kulun Allahü teâlâyı sevmesinde samimi olup olmadığı, başına bela ve musibet geldiği zaman ortaya çıkar. Bela ve musibet geldiğinde sabır ve sükun halini muhafaza edebiliyorsa, o gerçekten Allahü teâlâyı seviyor demektir. Musibet ve fakirlik zamanında sebat gösterebilmek bu sevgiye delil ve alamet yapıldı.

Hz. Abdulkadir Geylani
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 24 Haziran 2011, 16:24:57
"Mümin kimse küçük günahları da büyük görür. Hz. Muhammed (S.A.V.); "Mümin kimse, günahını dağ gibi görüp, kendi üzerine düşeceğinden korkar. Münafık ise, günahını burnu üzerine konan ve hemen uçan sinek gibi görür" buyurdu.

SEYYID ABDULKADIR GEYLANI HAZRETLERI

Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 27 Haziran 2011, 14:24:44
Âriflerden biri çamurlu kaygan bir yolda, eteklerini toplayarak, dikkatli adımlarla yürüyordu.Fakat bütün çabasına rağmen düştü.Her tarafı çamur olduğu için, artık serbestçe yürümeye başladı.

Bir taraftan ağlıyor ve; “İşte, günaha düşmeden önce günahlardan sakınan adamın hali budur. Bir defa, iki defa Günaha düştükten sonra, artık aldırış etmeden onun ortasında yürümeye başlar!” diyordu
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 29 Haziran 2011, 23:38:45
''' Kalbinde bize karşı meyli ve muhabbeti olanlara muhabbet tohumu ekip, gece gündüz onu terbiye etmemiz bizim vazifemizdir. Muhabbet için uzakta olmak farketmez.'''

(Şah-ı Nakşibendi Hazretleri ks)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 04 Temmuz 2011, 15:11:01
"Şeytanın Vesvesesi"

Hasan-ı Basrî hazretlerinin talebeleri şeytanın vesvesesinden şikâyet ederek;

“Yâ Şeyh! Şeytandan gâyet incindik. Hep bizi yaramaz işlere teşvik ediyor.

“Elinize geçen dünyâyı sıkı tutun, size lâzım olacak.” diyor ve bizi hayırdan alıkoyuyor.” dediler.

Hasan-ı Basrî hazretleri gülümseyerek buyurdu ki:

“Şimdi buradaydı. O da sizden şikâyet etti.

Dedi ki: “Şu Âdemoğullarına nasîhat eyle de benim hakkıma tamah etmesinler. Kendi haklarına râzı olsunlar. Ne zaman ki Hak teâlâ beni huzûrundan kovdu, dünyâyı ve Cehennem’i bana mülk kıldı. Cennet’i ve kanâati ise onlara verdi. Şimdi bunlar kendi haklarını bıraktılar benim mülküme tamah ediyorlar. Ben de onların îmânlarını almayınca dünyâyı kendilerine vermiyorum.” dedi.

Eğer şeytanın vesvesesinden emin olmak isterseniz, dünyâyı terk edin ve endişesini gönüllerinizden çıkarın.”

Bu nasîhatleri dinleyen talebeleri başlarını öne eğerek huzûrundan ayrıldılar.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 05 Temmuz 2011, 21:14:37
"Günahlara bir defa,taatlere ise bin defa tövbe etmek lazımdır..Yani yaptığı ibadet ve taatlere bakıp kendini beğenmek,o ibadeti hiç yapmamak günahından bin kat daha fenadır."

Bayezid-i Bistâmî (k.s)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 06 Temmuz 2011, 14:10:07
İmâm-ı Rabbânî; "Edebe riâyet etmeyen hiç kimse, Allah´a kavuşamaz, yâni velî olamaz. Din büyüklerinin yolu baştan sona edeptir. Namazın sünnet ve edeplerinden birini gözetmek ve tenzîhî bir mekrûhtan sakınmak; zikirden, fikirden (tefekkürden) üstündür." buyurmuştur. (E. Ans. c.1, s. 34)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 12 Temmuz 2011, 20:15:51
Şems-i Tebrîzî; "Âdemoğlunun edebden nasîbi yok ise, insan değildir. Âdemoğlu ile hayvan arasındaki fark budur. Gözünü aç ve bütün Allahü teâlânın kelâmının mânâsı, âyet âyet edepten ibaret olduğunu gör." demiştir. (E. Ans. c.1, s. 34)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 18 Temmuz 2011, 14:28:01
"Tasavvuf büyükleri,öyle zâtlardır ki günahkâr,serseri,hırsız,bidat sahibi,yolunu şaşırmış vb. kimseleri kendilerine benzetir,düzeltirler.Bu Allah (c.c) adamlarının,kendilerine has güzel koku ve renkleri olur.O kokuyu ve rengi tadan,onlara benzer.."

Ahmed-i Câmî (k.s)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 23 Ağustos 2011, 19:49:14
Muhyiddîn ibn-i Arabî Hazretleri buyurur ki:

“Allâh’ın kullarına, şefkat ve merhametle muâmele et. Merhamet ve şefkatini bütün canlılara ve mahlûkâta bolca yay ve sakın ola ki; «Bu ottur, cansızdır, faydası yoktur.» deme! Bilâkis, senin idrâkinin ötesinde, onların pek çok faydası ve hayrı vardır. Yaratılmışı, bulunduğu hâl üzere bırak ve ona Yaratıcı’nın merhametiyle merhamet et!”
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 21 Eylül 2011, 22:36:48
Dâvud-i Tâî’nin sohbetine devam eden sâlih bir zât Maruf-i Kerhî’ye:

“– Sakın amel işlemeyi terk etme! Zîrâ amel, seni Cenâb-ı Hakk’ın rızâsına yaklaştırır.” dedi.

Maruf sordu:

“– Amel ile neyi kastediyorsun?”

O zât buyurdu ki:

“– Her hâlükârda Rabbine itaat hâlinde olmayı; müslümanlara hizmet ve nasihatte bulunmayı…”
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 05 Ekim 2011, 19:16:13
İbn Atâullah el-İskenderî kuddise sirruh- buyurur:

“Yerine getiremediği ibâdet ve taatler sebebiyle hüzne gark olduğunu ifâde ettiği halde, onları yerine getirme adına bir irâde göstermeyen ve harekete geçmeyen kimsenin bu hüznü, esasen aldanmışlığın bir alâmeti sayılır.”
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 07 Ekim 2011, 19:20:37
"Allah dostlarıyla yakınlık kurmaya çalışın. Çünkü Allah'ın velisini seven, Allah'ı sevmiş; ona düşmanlık eden, Allah'a düşmanlık etmiş olur."

(Ahmed Er Rufâi Hazretleri)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 07 Ekim 2011, 19:43:31
"Veliler,Allah'ın arz üzerindeki reyhanıdır.
Sadık olan kullar kokuyu koklar,
Koku kalplerine vasıl olur,
Bu Koku ile beraber Mevla'larına iştiyak duyarlar,
Ve bu sayede ibadetleri ziyadeleşir."

-Yahya b. Muaz-
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 11 Ekim 2011, 20:39:16
Şah-ı Nakşibend(k.s) hazretlerine sormuşlar;

'Efendim bu yolun esası nedir, başı nedir?'
Buyurmuşlar ki;
'Edeptir'
'Ortası nedir?' demişler,
'Yine edeptir' buyurmuş.
'Peki ya sonu nedir?' demişler,
'Yine edeptir' buyurmuş.
Neden?
Çünkü hiçbir edebe riayet etmeyen Allah’ın dostu olamaz.
İlla edep, illa edep.
Edep haddini bilmektir.
En yüce ilim haddini bilmektir....
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 15 Ekim 2011, 15:01:22
KADERİN İCABI !

Kenân Rıfâi ye sormuşlar:
- Madem ki neticede kaderin dediği oluyor. O halde niçin çalışıyoruz?
Şu cevabı vermiş:
- Çalışmak da kaderin icabı olduğu için!
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 16 Ekim 2011, 01:00:46
Şeyh Necmüddîn-i Kübra (k.s) buyurmuşlar;

Şeriat vapur gibidir, Tarikat kutup yıldızı gibi.Hakikat ise deniz dibindeki inci gibidir. Kim o inciye sahip olmak isterse mutlaha vapura (şeriate) binmeli, bir kutup yıldızının (tarikatın) yardımı ile denize açılmalıdır. İncinin yeri ancak böyle bir vasıta ve böyle bir işaretle bulunabilir. Kim böyle yapmazsa gerçek maksat olan Hakikat incisine sahip olamaz...
Şeriat temeldir, tasavvuf ise binadır. Temelsiz bina olmaz. Fakat binasız temel olabilir. Ama temelden maksatta üzerine bina yapmaktır. Şeriat beden,tasavvuf ruhtur. Şeriat lafız, tasavvuf manadır. Şeriat şekil, tarikat muhtevadır. Şeriat deniz, tarikat denizdeki incidir. Şeriat süt, tarikat sütten çıkan kaymaktır. Şeriat ağaç, tarikat ve tasavvuf bu ağaçta zuhur eden meyvedir. Şeriat ağacında bitmeyen hal, vecd ve ma’rifet meyvelerine itibar edilemez. Onun için şeraitsiz bir tarikat düşünülemez, fakat tarikat ve tasavvufsuz bir şeriat düşünülebilir.Zira bir ağaç meyve vermese de ağaçtı, ama bir meyvenin vücuda gelebilmesi için mutlaka bir ağacın bulunmasına ihtiyaç vardır. Lakin ağacın kemal halide meyveli olma halidir. Bundan dolayıdır ki İslam da şeriat herkes için mecburi olduğu halde tarikat ve tasavvuf ihtiyaridir. Çünkü tarikat ve tasavvuf bir kemal halidir. Buna herkezin gücü yetmez.

"Kuşeyri Risalesi"
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 16 Ekim 2011, 13:46:31
"Bir şey yap, güzel olsun. Çok mu zor? O vakit güzel bir şey söyle. Dilin mi dönmüyor? Güzel bir şey gör veya güzel bir şey yaz. Beceremez misin? Öyleyse güzel bir şeye başla. Ama hep güzel şeyler olsun. Çünkü her insan ölecek yaşta.."

Şems-i Tebrizi Hz.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 16 Ekim 2011, 23:26:04
"Alimlere Verilen Önem"

Yavuz Sultan Selim Han, Mısır'ı fethettikten sonra, İsta...nbul'a geri dönüyordu. Adana civarına geldiklerinde, şiddetli yağmur yağmış, ortalık çamur içinde kalmıştı. Birkaç gece o havalide konakladıktan sonra, yola çıktılar.

İlim adamlarına son derece kıymet veren Yavuz, yanı başında devrin büyük ilim adamlarından Kemal Paşazade ile beraber gidiyorlardı. Bir ara İbni Kemal'in atı tökezleyerek ayağından sıçrayan çamur, Yavuz'un üzerine bulaştı. Bu tökezleme esnasında, hem Yavuz'u ileri geçmiş olmasından, hem de üzerini pislemiş olmasından İbni Kemal korktu.

Bu hadise karşısında Yavuz Sultan Selim adamlarına, “Bana yeni bir kaftan getirin ve bu elbisemin üzerindeki çamurları da sakın temizlemeyin! Âlimlerin atının ayağından sıçrayan çamur benim indimde muhteremdir. Ben öldüğüm zaman bu kaftanımı, kefenimle beraber sarın” dedi.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 21 Ekim 2011, 00:32:47
Sen yine sükûtu giyin yâr!
Dilersen hiç konuşma.
Ben kelamlarımı çürüttüm yolunda.
Çarpsa da bir tokat gibi yüzüme, her harfi yoluna heceledim.
Ve bilesin üstüne aşkı giydirdiğim;
söz verdim ben bu yüreğe,
hiçbir harfi sensiz bir cümleye kurban etmedim……

Hz. Mevlana
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 22 Ekim 2011, 01:43:27
"Ya Rabbi, keşke senden tatlılıklar gelseydi de hayat zorlu olmasaydı! Sen razı olsaydın da, bütün insanlar bana kızıp öfkelense idi! Bundan ne çıkardı? Keşke seninle aram mamur olsaydı da, bütün alemle harab olsaydı! Ne gamdı. Senin sevgin olunca herşey kolaydır. Yolundadır. Zira toprağın üzerindeki her şey toprakdır, toprak olacaktır."

Ahmed er-Rufâi k.s.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 23 Ekim 2011, 00:51:47
Öğrencilerinden biri Mevlana´ya sormuş;

“Efendim, bu 4 kapı meselesini ben pek anlayamıyorum. Bana anlayabileceğim bir lisanla anlatır mısınız?”

“Şimdi bak, karşı medresede dersini çalışan dört kişi var ve
hepsi rahlelerine eğilmiş. Sen git bunların hepsinin ensesine bir şamar at, sonra gel sana anlatayım.”

Öğrenci gitmiş, birincinin ensesine bir tokat Nakşetmiş.

Tokadı yiyen derhal ayağa kalkıp arkasını dönmüş ve daha kuvvetli bir tokatla Mevlana´nın öğrencisini yere yıkmış. Öğrenci dayağı yemiş, geri dönecek ama hocasına itaat var.

Yaradana güvenip ikinciye de bir tokat akşetmiş. O da derhal ayağa kalkıp elini kaldırmış.

Tam tokadı vuracakken vazgeçip yerine oturmuş.

Öğrenci devam etmiş, üçüncüye de bir tokat atmış.

üçüncü şöyle bir kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş.

Dördüncü, tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına devam etmiş.

Öğrenci Mevlana´ya dönmüş, olanları anlatmış.

Mevlana; “İşte sana istediğin örnekler….

- Birinci, şeriat kapısını geçememiş biri idi.

Şeriatta kısasa kısas olduğu için, tokadı yiyince kalktı, aynısını sana iade etti.

- İkinci, tarikat kapısındadır. Tokadı yiyince o da kalktı, tam
tokadı iade edecekti ki, tarikat öğretisinde verdiği söz aklına geldi.

“Sana kötülük yapana bile iyilik yap”.
Onun için döndü, oturdu.

- Üçüncü, marifet kapısına kadar gelmiştir.
İyinin ve kötünün tek Yaradandan geldiğini bilir, inanır.

Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi alet etti diye merakından şöyle bir dönüp baktı.

- Dördüncü, hakikat kapısını da geçmiştir.

İyinin ve kötünün tek sahibi olduğunu ve aynı olduğunu bilir. Onun için dönüp bakmadı bile…”
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 25 Ekim 2011, 23:43:33
Yaratan'ın Rızasına Erme Yolunda Yapmacık Hareketler Fayda Getirmez.. Bu Yolda Yersiz Arzu ve Boş Temenni ile Yürünmez.. İçi Başka Dışı Başka Olan Kişinin Eline Hiç Birşey Geçmez. Bir de Yalancılık Ortaya Çıkarsa Felaket O Zaman Başlar.. Eğer Bu Hâllerin Azı Sende Varsa Hemen Tevbe Et ve Tevbeni Bozma.. Tevbe Etmekten Daha Çok Tevbeyi Bozmamak Asıl Hünerdir...

[ Gavsü'l-A'zam Abdülkâdir Geylâni - Kuddise Sirrûh ]
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 26 Ekim 2011, 19:42:37
İnsan, işlediği günâhın zararını bilmelidir. Çünkü günah insanı dünya ve ahiret saadetinden uzaklaştırır. İnsan, işlediği günahlardan kalben elem ve pişmanlık duymalıdır. Bir daha günah yapmamağa kararlı olmalıdır. Bir günah işleyince hemen akabinde iyilik yapmalı, namaz kılıp istiğfar etmelidir.

En büyük istiğfar tesbih namazıdır. (Seyr-i süluk yolcusu salik, hergün tesbih namazı kılmaya çalışmalıdır. Asgari haftada bir gün kılması gerekmektedir. )
Ayrıca hakkına tecâvüz ettiği kimselerle helâllaşmalıdır. Kalb gaafil ve günah yapmaya istekli olduğu halde sırf dil ile yapılan tevbe ve istiğfar faydasızdır.

Muhtasar İlmihal - Hasan Arıkan
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 26 Ekim 2011, 22:22:09
Sen sanır mısın ki dert kötüdür. Hayır! Dert devaya bir davetiyedir. Dert ve düşkünlük yer alçağına benzer, deva ise suya. O yüzden nerede dert varsa deva oraya koşar. Neresi alçaksa su oraya akar. O halde derdini sev, ilahi rahmeti celbeden kırıklığını nimet bil..!

Mevlâna Celâleddin-i Rûmî (k.s.)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 27 Ekim 2011, 14:44:59
"Hanımlarınız sizlere Allah'ın emanetleridir."

Bir kocanın hanımına, malın dışında yapabileceği ikram ve iyilik çeşitleri:

*Gönlü rahatlatacak bir tebessüm
*Kalbe kuvvet verecek tatlı bir söz
*Hizmete hizmet katacak ve morali düzeltecek bi takdir
*Neşeyi yerine getirecek bir şaka
*Nefsin bunalımını hafifletecek bir övgü
*Kızgınlığı söndürecek bir hoşgörü
*İç sıkıntısını giderecek bir teselli
*Sevildiğini hissettirecek bir buse
*İncitmeden verilecek bir gül
*Hoşa gidecek güzel bir davranış
*Allah’ın rahmetini çekecek bir hayır dua
*Günahları dökecek bir göz yaşı ve istiğfar...
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 27 Ekim 2011, 16:03:47
Allahü teâlâdan dünya ve ahiretin hayırlarını iste.
Sakın; "Ben istiyorum. Fakat Allahü teâlâ vermiyor, ben de bundan sonra istemeyeceğim." deme.
Duaya devam et.
Eğer istediğin şey ezelde senin için takdir edilmiş ise,
Allahü teâlâdan istedikten sonra,
Allahü teâlâ onu sana gönderir.

Abdülkadir-i Geylani Hz.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 28 Ekim 2011, 01:43:56
"Her varlığı yalnızca Allah'tan ötürü sevmek ve övmek gerektiğini asla unutmamalısın! Allah seni mahlukattan uzaklaştırdığı zaman bil ki sana kendi dostluğunun kapısını açmak istiyordur."

Ataullah İskenderi Hazretleri (k.s)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 28 Ekim 2011, 16:11:45
Dünyâ, ilâhî bir îmân dershânesi, ölüm ise, zarûrî bir intikâl kanunudur.''
(Mevlana H.z)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 28 Ekim 2011, 21:09:38
Aşk,herşeydeki iyiyi ve güzeli görebilmektir. Herşeye ibret nazarıyla bakıp ders alabilmek, Allah'ın her konudaki lütuf ve cömertliğini görebilmek, ihsan ettiği her şeye şükredebilmektir.

Şems-i Tebrizi Hazretleri (k.s)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 28 Ekim 2011, 21:18:43
Bela ve musibet ariflerin ışığı,
müridlerin uyanışı,
mü'minlerin ıslagı,
gafillerin ise helakıdır.
Bela ve musibetle denenip,sabır ve rıza göstermedikçe,kul hakiki imanı kazanamaz ve iman etmiş olmanın lezzetini duyamaz.

- Cüneyd Bağdadi (ks)-
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 29 Ekim 2011, 00:59:58
Kötü Arkadaşları Terket, Onlara Sevgi Duyma.. İyileri Sev..Yakının Dahi Olsa, Kötü Arkadaştan Uzak Dur. Uzak Dahi Olsalar, İyi Arkadaşlarla Beraber Ol.. Sevdiğin İnsanla Sen Arasında Mutlaka Bir Yakınlık Meydana Gelir.. Bu Sebepten Dolayı; Sevgi Beslediğin İnsanın Kim Olduğuna İyi Bak...

( Hz. Abdülkadir Geylani - Kuddise Sirruh )
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 29 Ekim 2011, 19:45:21
Hz İbrahim (as) cehennemi her hatırlayışında ağlardı Hatta, bu esnada kalbinin atışı bile duyulurdu

Bir gün Cebrail (as) gelip ona: "Ya İbrahim! Sen hiç dostun azap verdiğini gördün mü?
Sen Allah’ın dostusun O halde Allah’ın azabı olan cehennemden korkup ağlaman niyedir?

" Diye sordu Bunun üzerine Hz İbrahim (as) cevaben şöyle buyurdular: "Ya Cebrail, hatalarımı hatırlayınca, dostluğumu unutuveriyorum
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 29 Ekim 2011, 22:53:42
Arkadaşlık yaptığın, ziyaretine gittiğin kimse, iyi ahlak sahibi olsun, kötü ahlakı olanlarla arkadaşlık etme, onlarla görüşme! Çünkü onlar suyu olmayan çöl, dalları yeşermeyen ağaç, ot bitmeyen topraktırlar.''
(Cafer-i Sadık (H.z)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 30 Ekim 2011, 14:21:59
Muhabbetle dolan kalb, affedici olur.
Eğer sen, yalnız kuru bir sûretten ibâret olursan, öldüğün zaman cismin gibi isminle de ölürsün.
Eğer kerem sâhibi ve ehl-i hizmet olursan, ömrün cesedinden sonra da fedâkârlığın ve gönüllere girdiğin kadarıyla devam eder...

Şeyh Sâdi Şirazi k.s
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 31 Ekim 2011, 23:33:18
Adamın Biri Sordu Bigün ;

Cemaatten misin?

-Evet dedim.

Dedi ki ;
-Ne gerek var cemaate tek namaz ve ibadet edilmiyormu ki illa bir cemaate bağlanıyorsunuz"

Dedim ;
-Peki Urfa'ya mı yoksa Ordu'ya mı, ya da Belgrat ormanına mı yoksa Sahra çölüne mi daha çok yağmur yağıyor?

Dedi -Ordu ve Belgrat ormanına
Dedim -Niye peki ?
Dedi - Oralarda çok ağaç var.

Dedim -Bak işte ağaçlar bile cemaat yapınca rahmeti çekiyor yani cemaat rahmet vesilesidir...
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 01 Kasım 2011, 00:04:53
Ey uzaklaştıkça gönlüme yaklaşan sevgili.
Bir ah desem duyar mısın feryad-ı kalbimi?
Ben ıraklarda suskun bir Meslevi.
Sen ise kalbimin aşk-ı kıyameti.

Şems-i Tebrizi Hazretleri (k.s)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 02 Kasım 2011, 15:46:15
Şâh-ı Nakşibend Hazretleri buyurur:

“Tevekkül sahibi, nefsini görmemeli ve tevekkülünü çalışarak gizlemelidir.”
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 02 Kasım 2011, 22:44:31
Derdimi seviyorum..
Biliyorum ki derdimi Veren de beni seviyor..
Seven ,sevdiğinin nazını ölçüyor..
Sevilen çekmesin de neylesin...

Şems-i Tebrizi
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 02 Kasım 2011, 22:50:18
Cüneyd-i Bağdadi Mübarek vefat edeceği gün çok korkulu ve üzgündürler. Yüzleri kül gibi olmuş rengi uçmuştur.
Talebeleri bu halden çok ürkerler. Hatta içlerinden biri:

- 'Aman efendim' der, 'Biz sizin şefaatiniz ile kurtulmayı ümid ediyoruz.
Eğer siz bu kadar sıkıntı çekerseniz bizim halimiz nice olur?

- Ey dostlarım yetmiş yıllık ibadetimi kıldan ince bir ipe astılar. Kâh o yana, kâh bu yana sallanıyor ve ben bu esintinin kabul yeli mi?, red rüzgârı mı? olduğunu bilemiyorum. Naaşını yıkayan talebesi su ulaştırmak için mübarek gözlerini aralamaya çalışır. Melekler dile gelir,

- 'Kendini yorma' derler, 'Cüneydin gözü Allah'ın zikri ile kapanmıştır ve onun didarını görmeden açılmaz.'
Talebelerinden biri onu rüyasında görür. Merakla sorar:

- Efendim, Allah-ü teâlâ size nasıl muamele etti?

- İlim ve marifet dolu sözlerimin hiçbir faydası olmadı. Sadece gece kıldığım namazlar imdadıma yetişti.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 06 Kasım 2011, 23:59:34
Kalp ruha der ki:

-Ben severim, aşık olurum; ama acısını nedense hep sen çekersin.

Ruh da cevap verir:

-Sen yeterki sev..

Şemsi Tebrizî Hazretleri (k.s)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 11 Kasım 2011, 00:26:29
"Nefsini Baş Tacı Eden,Dinini Hor Görür."

İmam Şeyh Şamil
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 11 Kasım 2011, 21:10:24
İlmin hıfzı ve koruyucusu, onunla amel etmektir.

Seri-i Sakati'den şunu naklettiler:
Bir genç vardı, ilm-i zahiri tahsil etmeye çalışır ve bunda sebat ederdi. Nice sonra uzlete çekil­di ve ibadete daldı. Onu sorduğumda, insanlardan kaçıp uzlete çe­kildiğini ve evinde oturup ibadet ettiğini öğrendim. Yanına gittim ve şöyle dedim: Sen, ilm-i zahiri tahsil etmekte pek istekli idin.

Şimdi ne oldu da böyle ayrılıp gittin?

Dedi ki: Rüyamda birinin ba­na şöyle dediğini gördüm:
Kaybettiğin her ilim, sana Allah'ı kay­bettiriyor.
Ben de şöyle dedim: Ben ilmi hıfzediyorum.
Bana şöyle dedi: İlmin hıfzı ve koruyucusu, onunla amel etmektir.
Bunun üze­rine ilim talep etmeyi bırakıp amel üzerinde durmaya başladım.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 11 Kasım 2011, 22:48:10
Şems-i Tebrîzî hazretleri :

"Velîler, Allahü teâlâyı zikretmekten yorulmazlar ve O'nun muhabbetine doymazlar. Onların yanında dünyânın hiçbir kıymeti yoktur. Onlar, her an Allahü teâlâyı zikrederler, şükrederler, ibâdete devam ederler. Bir kalpten bütün arzu ve istekler çıkarsa, orada Allahü teâlânın sevgisinden başka bir sevgi kalmaz." buyurdu.

"İlim üç şeydir: Zikreden dil, şükreden kalp, sabreden beden."

"Perhizi olmayan bir vücûd, meyvesiz bir ağaç; utanması olmayan bir beden, tuzsuz bir aş; gayreti olmayan bir vücûd, sâhipsiz bir köle gibidir." buyurdu.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 13 Kasım 2011, 17:21:18
İmam Gazali Hazretleri şöyle der:

"Sana terbiyesiyle senden kötü hasletleri giderecek ve onların yerine güzel ahlakı koyacak eğitici, irşad edici bir Şeyh (Mürşid-i Kamil) gerekir."
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 14 Kasım 2011, 15:52:18
Allah dostu arif-i billah Şeyh İzzeddin El-Haznevi (k.s.) ise şöyle söylemiştir:

'Tarikat şeriatın hizmetçisi ve onun en güzel bir şekilde uygulanmasıdır.Tasavvuf İslam'ın ve selefi salihin ahlakı ile ahlaklanmaktır.Tarikat eğer ehlinin elinde olursa insanları birleştirici,onları Allah'a ulaştırıcı,cazibe merkezi kemal ve olgunlukların kaynağıdır.'
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 19 Kasım 2011, 19:36:49
Ey Oğul, evine gireceğin zaman besmele ile gir.Eğer zamanın müsait ise , ihlas süresini oku.Peygamberimiz (aleyhisselam) buyurdu ki : (Eve girerken ihlas-ı şerifi okuyan yoksulluk görmez.) Eshabdan Suheyl (radiyAllahu anh) Peygamberimiz (aleyhisselam) 'ın bu tavsiyesi üzerine zengin olmuştur.
Eve girerken sağ ayağın ile gir ve selam ver. Eğer evde kimse yoksa, şu şekilde selam verebilirsin : < Esselamu alena ve ala ibadillahissalihin> Bununla beraber bir kere ihlas süresini ve bir kerede ayetelkürsi'yi okursan evine şeytan girmez.Her neye başlarsan besmele ile başla. Sağ elin ile işe ve yemeğe başla! Yemeğe hep beraber otur.Yemekten sonra dua ve ihlas süresini oku.Yemekten sonra bir saat geçmeyince su içme, vucuda iyi değildir.

Hüccet-ül-İslam-İmam-ı Gazali
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 19 Kasım 2011, 21:55:09
“Harama bakma, haram yeme, haram içme. Doğru, sabırlı, dayanıklı ol. Yalan söyleme. Büyüklerinden önce söze başlama. Kimseyi kandırma. Kanaatkar ol. Dünya malına tamah etme. Yanlış ölçme. Eksik tartma. Kuvvetli ve üstün durumda iken, affetmesini, hiddetli iken yumuşak davranmasını bil ve kendin muhtaç iken bile başkalarına verecek kadar cömert ol.” HAK İLE SABIR DİLEYİP BİZE GELEN BİZDENDİR.
AKIL VE AHLÂK İLE ÇALIŞIP BİZİ GEÇEN BİZDENDİR...

"AHİ EVRANI VELİ HZ..."
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 27 Kasım 2011, 02:18:47
Bir günah ki kaynağı şehvettir, affa mazhar olacağı umulur; ama bir günah ki kibirden kaynaklanır onun için mağfiret umulmamalıdır.
Seriyyü’s-Sakati -
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 27 Kasım 2011, 22:06:27
Şükretmek, nîmetlerin bereketlenmesine vesîledir. Şükürsüzlük ise, küfrân-ı nîmettir, nankörlüktür, bereketsizliğe, nîmetlerin geri alınmasına ve Allâh’ın gazabına sebeptir. Bu hususta Fudayl bin Iyaz -rahmetullâhi aleyh- şöyle buyurmuştur:

“Şükre devam edin. Zira bir kez elden giden nîmetin geri dönmesine pek az rastlanır.” (İhyâ, IV, 232)


Vermediklerine hamd ettiğinizde, hamdin sırrına ermiş olursunuz.
Zira her istediğinizi vermiş olsaydı, belanızı bulmuş olurdunuz.

• Şükür Allah’ın fiiline, hamd ise zatına yöneliktir.
• Var olmak;hamd etmek için yeterli gerekçedir.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 01 Aralık 2011, 00:50:37
''Yâ Rabbi! Yerde ve gökte sana itâat edenlere merhamet eyle. Ey kerîm olan Allah'ım! Lütuf ve keremin hürmetine bütün günahlarımızı, hatâ ve kusurlarımızı affeyle. Yaptığımız zulüm ve haksızlıklar sebebiyle olan kul borçlarından bizi kurtar. Kereminle eğriliklerimizi düzelt. Kötülüklerimizi iyiliğe tebdîl eyle.''

Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri (rahmetullahi aleyh)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 01 Aralık 2011, 00:52:42
İşlerinde acele etme, sabret..Karanlık gece bile sabreder de sabaha erişir.."Sabır, sıkıntıdan sonra gelen sevincin anahtarıdır"

(Nâbî R.h.a)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 03 Aralık 2011, 01:37:51
İnsana lâzım olan önce Ehl-i sünnete uygun inanmak, sonra Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uymak, daha sonra tasavvuf yolunda ilerlemektir.

İmam-ı Rabbani (k.s.)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 05 Aralık 2011, 20:17:53
"Tenbelin alâmeti üçtür: Gevşektir. İhmâlkârdır. Vakitlerini zâyi eder. Hattâ günaha bile girer."

..VEHB BİN MÜNEBBİH HAZRETLERİ...
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 06 Aralık 2011, 15:00:32
Kişiliğini korumak için şunlara dikkat et:

Ey oğul!

1. Saçını sakalını tarayıp öyle sokağa çık.

2. Beyaz kılları koparmaya kalkma.

3. Lüzumundan fazla güzel kokulu seyler sürünme.

4. Bir ihtiyacını dile getirirken üzerinde ısrarla durma.

5. Birtakım arzularının yerine gelmesi için küçülme.

6. Servetinin tam listesini, mevcut paranın tam rakamını çoluk çocuğuna verme. Çünkü bunlar onu az görecek olurlarsa kendilerini zayıf sanarlar. Çok görecek olurlarsa yaşayışlarında değişiklik yapmak isterler. Onları hırpalamadan belli ölçüde idare etmeye çalış. İmam_ı Gazali (k.s)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 07 Aralık 2011, 09:04:58
Emanete.......... İhanet etmeyin...... Hâlinizden..........Şikâyet etmeyin Büyüğünüze...... Emretmeyin…..........Boş şeylerde..... ......Israr etmeyin... Nefesinizi.......... Boşa tüketmeyin…...İnsanları........... Bekletmeyin… Etrafınızı............Kirletmeyin…......... Hayatınızı.......... Mahvetmeyin… Kimseye............ Minnet etmeyin.. ...İnsanları............Yüzüne karşı methetmeyin… Kimseye............ Küfretmeyin....... ...Kötülüğe........... Meyil etmeyin… Malınızı............. Boşa sarf etmeyin… Sırrınızı............. Açık etmeyin…
Her Şeyi............ .....Merak etmeyin… .....Suçunuzu.......... İnkâr etmeyin… Şerefinizi........... Kaybetmeyin.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 07 Aralık 2011, 18:15:04
‎"Tek vakit namazımı kaçırmaktansa, bin kere ölmeyi tercih ederim."

"Seyyid Abdülhakim-i Arvasi Hazretleri"
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 07 Aralık 2011, 23:16:02
Sâdık kimseye Allahü teâlâ bir melek gönderir.Bu melek namaz vakti gelince,o kimseye namaz kılmayı hatırlatır,uyuyorsa uyandırır..''

(Abdullah-ı Tüsterî H.z)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: İsra - 07 Aralık 2011, 23:36:34
Emeğine sağlık Allah razı olsun
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 08 Aralık 2011, 00:39:11
Emeğine sağlık Allah razı olsun

Amin Kardeşim..Ecmain..
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 08 Aralık 2011, 00:39:54
''Cömertlik olmayınca malın, vefâ olmayınca da arkadaşlığın hayrı olmaz..''

(Ahnef Bin Kays R.a)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 09 Aralık 2011, 16:31:32
İmam-ı Gazali (rahmetullahi aleyh) buyurdu ki;

Aklı olan kimse nefsine demelidir ki: Benim sermayem, yalnız ömrümdür. Başka bir şeyim yoktur. Bu sermaye, o kadar kıymetlidir ki, her çıkan nefes hiçbir şeyle tekrar ele geçmez ve nefesler sayılıdır, azalmaktadır. O halde bu günü elden kaçırmamak bunu saadete kavuşmak için kullanmamaktan daha büyük ziyan olur mu? Yarın ölecekmiş gibi bütün âzâlarını haramdan koru.
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 11 Aralık 2011, 03:36:21
Zinnun-i Mısrı buyuruyor ki:

"Halkı ve halkın ahlakını bozan şu altı husustur.
1-Bedenin,nefsin şehvetlerine esir olması.
2-Ahiret ameli ile ilgili niyetin zayıf olması.
3-Tulu emelin( bitmeyen arzular) galip olması ve ölümün unutulması.
4-Halkın rızasının,Allah'u Teala'nın rızasına tercih edilmesi.
5-Nefsin hevasına tabi olup,sünnetlerin terk edilmesi.
6-Selef-i salihine ait birçok örnek hareketlerin görmezlikten gelinerek,yaptıkları kusurları ise kendilerine delil sayılması."
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 11 Aralık 2011, 20:03:06
Kul bütün gücüyle günahlardan uzaklaştığı zaman, Allahü teâlânın yardımı, ihsânı her tarafını kaplar.
Kalbin günahlarla kararmasının alameti üçtür:
Günah işlemekten korkmamak
İbadetlerde gevşeklik
Nasihat ve vaazlerin ona tesir etmemesidir. (Ebu Türâb-ı Nahşebî)

"Toprak: eti, yağı yer ama imanı yiyemez!" (HASAN-İ BASRİ)
Başlık: Ynt: Vakit Keskin Kılıç..
Gönderen: fazıl14 - 17 Mart 2012, 07:09:41
Gavs-ı kasrevi (K.S.A) Hazretleri bir sohbetlerinde şöyle buyurdular :

"Bir şeyhe sormuşlar : (İşiniz nedir, sanatınız nedir, siz neyle meşgul oluyorsunuz?” diye. Demiş ki : (Bizim işimiz çözmek ve bağlamaktır.) (Nasıl çözmek ve bağlamak Kurban?) diye sorduklarında şöyle cevap vermiş: “Bize gelenlerin kalplerini dünyadan çözer, ahirete bağlarız.”