Sadakat islami Forum

EĞİTİM, AİLE, KÜLTÜR-SANAT, SAĞLIK => HAYAT TECRÜBESİ => Konuyu başlatan: İsra - 07 Mayıs 2008, 02:39:00

Başlık: Hayat
Gönderen: İsra - 07 Mayıs 2008, 02:39:00

Hayat;
Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir...
Kendin için neler hissettiğindir...
Güven, mutluluk, şefkattir...
Arkadaşlarına destek olmak
ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır...
...
Hayat;
Kıskançlığı yenmek, önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir...
Ne dediğin ve ne demek istediğindir...
İnsanların sahip olduklarını değil, kendilerini olduğu gibi görmektir.
...
Her şeyden önemlisi hayatı, başkalarının hayatını olumlu yönde etkilemek için kullanmayı seçmektir...
İşte hayat bu seçimden ibarettir...
İnsanların en acizi dost edinemeyen, ondan daha acizi ise dost kaybedendir...

(Charles Eguone)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: Lika - 07 Mayıs 2008, 03:31:59
Alıntı
Hayat;
Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir...
Kendin için neler hissettiğindir...
Güven, mutluluk, şefkattir...
Arkadaşlarına destek olmak
ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır...

Çok güzel..Teşekkürler İsra :)

Belki de hayat, yaşandıkça okunan tek kitaptır...
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 11 Mayıs 2008, 16:13:18
Kendine, bugün yapmakta olduğun şeyin seni yarın varmak istediğin yere yaklaştırıp yaklaştırmadığını sor...
...
Başarılı bir evlilik yapmanın çiftçilik gibi olduğunu unutma: her sabah yeniden başlamalısın...
...
Her türlü mecburi yol değişikliğini yeni şeyler öğrenmek için fırsat diye düşün...
...
Ailende çocuk doğduğunda o günkü gazeteyi sakla ve on sekizinci doğum gününde ona ver...
...
Başkalarının ecza dolaplarını, gardıroplarını ya da buzdolaplarını karıştırma...
...
Senin için önemli olan bir insana kızdığında, ona neden kızdığını anlatan bir mektup yaz, ama postalama...
...
Birkaç kilo verip içine sığabileceğini düşünerek asla bir giysi alma...
...
Takımının kazanması için tezahüratta bulun, öteki takımın yenilmesi için değil...
...
Her ay en az bir kere ter ve toz toprak içinde kalacağın bir iş yap...
...
Değişiklik olsun diye, yatarken çocuğundan sana masal okumasını iste...
...
İnsanları banka hesaplarının büyüklüğüyle değil, kalplerinin büyüklüğüyle ölç...
...
Ailevi problemlerde, para problemlerinde, ya da saç kesimi konusunda akıl verme...
...
Hak eden çalışanlarına, şirket için ne kadar önemli olduklarını her fırsatta söyle...
...
İlk kez tanıştığın insanlara ne iş yaptıklarını sorma onlarla ahbaplığını etiketlerinden bağımsız başlat...
...
Anne babanı, eşini ve çocuklarını eleştirmek için dayanılmaz bir arzu duyduğunda dilini ısır...
...
Fırsat ara, güven arama. limandaki bir tekne güvendedir ama bir süre sonra altı çürümeye başlar...
...
Başucunda kağıt kalem bulundur... Milyarlık fikirler bazen sabaha karşı üçte gelir...
...
Atak ve cesur ol...

Bir gün geriye dönüp baktığında yaptıklarından çok, yapmadıkların için pişmanlık duyacaksın...

(H.Jackson Brown)
Başlık: Her şeyi kontrol etmekten vazgeçin
Gönderen: İsra - 26 Mayıs 2008, 17:48:46
Her şeyi kontrol etmeye ve yönetmeye çalışmaktan vazgeçin...

Sürekli “alarmda” olmanız gerektiğini söyleyen iç sesinize kulak vermeyin...

Yeni yollar denemesi için ruhunuza izin verin.

Bir şey için elinizden geleni yaptıktan sonrasını dert edinmeyin...

Fırsatların karşınıza kendiliğinden çıkmasına izin verin...

Kendinize günlük hedefler çizin...

Kendinizi huzursuz hissettiğinizde içinizdeki barışın merkezine gidin...

Sinirlenmenin boşa giden enerjiden başka bir şey olmadığını unutmayın...

Tek bir doğru yoktur...

Olayları algılama şeklinizi değiştirin...

Kendinizi başkalarının yerine koyun...

Böylece daha zor incinir ve incitirsiniz...

(Dr. Deepak Chopra)
Başlık: Şimdi, şu anda... Bir dakika daha bekleme...
Gönderen: İsra - 05 Haziran 2008, 06:17:18
Şimdi, şu anda... Bir dakika daha bekleme...

Bugün hayat, senin yaşaman için...

Yapmak istedigin şeylere başlama zamanın geldi...

Kendin için koyduğun hedefler ne olursa olsun, onlara ulaşmak için adım atmakta
çok geç kalmadın...

Şu an, harekete geçmenin tam zamanı... Öyleyse ileri doğru ilk adımı at...

En kıymetli isteklerine doğru yol alırken kendine güçlü bir ivme kazandırmaya başla...

Yarına bıraktığın işler, hiçbir değeri olmayan bahaneleri de beraberinde getirir...

Kendin için büyük sonuçlar üret... Şimdi, o sonuçlara ulaşmak için işe başla...

Peki ya işini yarına bırakırsan... İşte o zaman oturup kendi kendine şöyle söylemeye devam edersin:

“-Dünya nasıl da beni ıskalayarak geçip gidiyor?...”

Gerçekten hangisini istersin?...

Bugünü; hayatla, aksiyonla, sorumlulukla, eğlenceyle, sevgiyle ve tecrübeyle doldur...

Bugün senin için çok önemli, dolu dolu bir gün... Öyleyse her anını değerlendir...

 Ralph Marston
Başlık: İnsanlar yalnız ağlıyor, yalnız ölüyor...
Gönderen: İsra - 09 Haziran 2008, 02:05:30
İnsanlar yalnız ağlıyor, yalnız ölüyor...

Çocuklara kötü muamele ediliyor, yaşlılar son günlerini sevecenlik ve sevgiden uzak geçiriyor...

Sevgi gösterisine bu kadar çok ihtiyaç olan bir dünyada, hayatımızdaki insanlara sadece sıcak bir kucaklama ya da uzatılan bir elden daha karmaşık olmayan bir hareketle yardım edecek büyük bir gücümüz olduğunu anlamak çok önemli...

Dünyayı daha iyi, daha sevgi dolu bir yer yapmak için neler yaptığımızı düşünmek için en uygun zaman günün sonudur...

Geceler boyunca aklımıza hiçbir şey gelmiyorsa, dünyayı daha iyiye doğru nasıl değiştirebileceğimizi düşünmek için de uygun bir zamandır bu...

Öyle çok büyük şeyler yapmamıza da gerek yoktur; var olan basit şeyler üzerinde bir şeyler yapmak da yeterlidir...

Etmediğimiz bir telefon, yazmayı ertelediğimiz o not, takdir etmediğimiz o iyilik...

İş sevgiyi vermeye gelince fırsatlar sonsuzdur ve bunu hepimiz yapabiliriz...

Leo Buscaglia
Başlık: Bu stratejiyi bir deneyin
Gönderen: İsra - 28 Haziran 2008, 04:29:44
Bana yöneltilmiş bir eleştiriyi bilinçli olarak ilk kabul edişim, yıllar önce eşimin bana, “Bazen çok fazla konuşuyorsun” demesiyle olmuştu...

Bunu kabul etmeden önce bir an ciddi olarak kırıldığımı hatırlıyorum...

Ama ona şöyle karşılık verdim:

“-Haklısın; bazen gerçekten çok konuşuyorum...”

...Ve o anda hayatımı değiştirecek bir şey keşfettim... Onun eleştirisini kabul ederken, haklı olduğunu görebilmiştim...

Gerçekten de çoğu zaman fazla konuşuyordum... Daha da güzeli, benim hiç savunmaya geçmeyişim, eşimin de daha rahatlamasını sağlamıştı...

Birkaç dakika sonra bana, “Biliyor musun, seninle konuşmak çok rahat oluyor” dedi.

Eğer ben onun gözlemine kızıp ters çıksaydım, bana bunu söyleyeceğini hiç sanmıyorum...

O gün öğrendiğim şey şuydu:

Eleştiriye tepki göstermek eleştirinin kendisini hiç mi hiç, yok etmiyor...

Tersine, olumsuz tepkiler gösterince sizi eleştiren kişi yaptığı değerlendirmede haklı olduğuna inanıyor...

Bu stratejiyi bir deneyin... Size arada bir yöneltilen eleştirileri kabul etmenin kazancı bedelinden yüksektir...

Dr.Charles Lever
Başlık: Saygı görmeyen bir çocuktan saygı, sevgi beklemeyin
Gönderen: İsra - 15 Temmuz 2008, 06:38:05
Saygı görmeyen bir çocuktan saygı, sevgi görmeyen bir çocuktan da sevgi beklemeyin...

Hemen hiçbir şey göründüğü kadar önemli değildir... Kızmadan önce bir kere daha düşünün...

Çocuklarınızın üzerinde bıraktığınız ilk izlenimleri değiştiremezsiniz...

İçten bir sarılma, sevgiyi tüm kelimelerden daha iyi anlatır...

Çocuklarınızın yapmasını istediğiniz şeyler, sizin de yapmak istediğiniz şeylerdir...

Çocuğa bir şeyler öğretmek için olduğu kadar, ondan bir şey öğrenmek için zaman harcayın...

Kurallarınız varsa, nedenleriniz de olmalı... Bu nedenleri bilmek çocuğunuzun hakkıdır...

Çocuğunuz, hayallerinden ya da sırlarından birisini sizinle paylaşmak istiyorsa, size ne kadar değer verdiğini anlayın ve onu dinleyin...

Hatanızı çocuğunuza itiraf edemiyorsanız, zamanla güvenirliğinizi kaybedersiniz...

Bir çocuğun hayatındaki tüm riskleri kaldırırsanız, o çocuğun hayatındaki tüm canlılığı da kaldırmış olursunuz...

Konuşan bir çocuğun sözlerini tamamlamaya çalışmayın...

Kimi zaman çocuğunuz için çok şey yapmaya çalışmak, az şey yapmaktan yıkıcıdır...

Çocuğunuzla içten bir konuşma yapmak istiyorsanız, gözlerinizi gözlerinden ayırmayın...

Yersiz övgüler, gerçek övgülerin değerini azaltır...

Çocuklarınıza nasıl öğrenebileceklerini öğrettiyseniz, onlara hemen her şeyi öğretmişsiniz demektir...

B.Tilton - M.Gray
Başlık: Hayatın gerçek trajedisi, bir yetişkinin aydınlıktan korkmasıdır.
Gönderen: İsra - 22 Temmuz 2008, 04:06:03
Yaşadığım her yılla hayatın ziyan edilen kısmının, vermediğimiz sevgilerde, kullanmadığımız güçlerde, hiçbir riski göze almayan bencilliklerde olduğunu daha çok fark ediyorum; bunlarla acıdan kaçınırken, mutluluğu da yitiriyoruz...

Karanlıktan korkan bir çocuğu kolaylıkla affedebiliriz.

Hayatın gerçek trajedisi, bir yetişkinin aydınlıktan korkmasıdır.

Görünen her şeyin gerisinde daha engin bir şey vardır;

Her şey, kendinden başka bir şeye açılan bir yol, bir kapı, bir pencereden başka bir şey değildir...

Ölüm hayatta büyük bir kayıp değildir.

Asıl büyük kayıp, yaşarken içimizde ölen şeylerdir...

Allahım bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenecek metanet, değiştirebileceğim şeyleri değiştirecek cesaret, ikisinin farkını bilecek kadar hikmet ver...

Robin Sharma
Başlık: Kendinizi melankoliye kaptırmayın...
Gönderen: İsra - 26 Temmuz 2008, 04:02:58
Kendinizi melankoliye kaptırmayın...
Melankoli geçici bir ruh halidir, sakın bilgelikle karıştırmayın...
...
Rekabet yarışmalarına da kapılmayın...
Tek gerçek başarı, mutlu hissetmektir...
...
Can sıkıntısı ve heyecan konusunda ayarlı olun...
Heyecanı küçük dozlarda ve yerinde kullanmak en iyisi...
...
Endişelerinizi somutlaştırın, bastırmayın...
“Olabilecek en kötü şey ne” diye sorun kendinize...
...
Haset değil, hayranlık duyun...
Sahip olduğunuzun tadını çıkarın, kendinizi başkalarıyla karıştırmayın...
...
Abartılmış bir adaletsizliğe uğramışlık duygusundan kaçının...
Kendinizi de, başkalarının size ilgisini de fazla büyütmeyin...
...
Başkalarının hakkınızda ne düşündüğüne fazla kulak asmayın...
Kamuoyuna aç kalmayacak, ya da hapse düşmeyecek kadar dikkat etmek yeter...

Hayattan tat alma duygunuzu besleyin...
Her konuda yeni ilgiler oluşturup geliştirin...
...
Sevecen olun ve bunu başka insanlara sunmaya çaba gösterin...
Ama karşılığını talep etmeyin...
...
İlginç, çok yönlü ve yapıcı bir iş yapın...
Becerilerinizin gelişebileceğiniz bir iş...
...
Çok sayıda küçük ilgi alanları bulup geliştirin...
Günlük hayatınıza çeşitlilik katın...
...
Mücadele ile teslimiyet arasında denge kurun...
Elinizden geleni yapın gerisini gelişmelere bırakın...

Bertrand Russell
Başlık: Cesur olun...
Gönderen: İsra - 01 Ağustos 2008, 03:09:28
Başarının garantisi yoktur ama bir girişimde bulunmazsanız başarısızlığın garantisi çoktur...
Başarının garantisi olmamasına rağmen, ilk adımı atar atmaz kendi başarı ihtimalinizi önemli ölçüde artırabilirsiniz...
...
İlk adımı cesurca atın...
Sonra bir adım daha, bir adım daha... Bir bakacaksınız ki hedef, daha yakında görünüyor...
Bir bakacaksınız ki hedefiniz artık ulaşılabilecek bir noktada...
...
Ne gerekiyorsa yapın...
İstekli olun... Gerekli olan şeyleri yapmak yeterlidir... Çaba gösterecekseniz, tam çaba gösterin...
Aksi takdirde değerli vaktinizi ve enerjinizi boşa harcamış olursunuz...
...
Yolunuza çok zor engeller çıkar...
Onlardan biri de siz olmayın... Engellere karşı meydan okuyabilirsiniz, bu engellerin de üstesinden gelebilirsiniz, cesurca öne doğru adım atarak başarıya ulaşabilirsiniz...
Bunu yaptığınız zaman, “Daha önce niye tereddüt etmişim ki” diyeceksiniz...

R.Marston
Başlık: Kendin ol
Gönderen: İsra - 18 Ağustos 2008, 03:27:45
Mümkün olduğunca, teslimiyet göstermeden, herkesle iyi geçin...

Hakikatlerini sakince ve açıkça dile getir ve başkalarını da dinle...

Hatta alık ve cahilleri bile;

onların da kendilerince bir öyküleri vardır.

Kendini başkalarıyla mukayese edersen;

Kendini boşlukta ya da acı içinde hissedebilirsin...

Çünkü, daima senden daha büyük veya daha küçük kişiler olacaktır...

Mesleğine ilgi göster; ne kadar mütevazi de olsa...

O zamanın değişen yazgısında sahip olabileceğin en iyi servettir...

Sevgi hakkında alaycı olma...

Çünkü o bütün kuraklığına ve hayal kırıklıklarına rağmen her zaman yeşil kalmayı başaran otlar gibidir...

Gençlikte edindiğin bazı eğilimlerinden zarafetle vazgeçerek yılların verdiği tecrübeleri olduğu gibi kabullen...

Korkuların çoğu yalnızlık ve aşırı yorgunluktan doğar...

Sağlam bir disiplinden öte, kendine karşı müşfik ol...

Ve mutlu olmak için çaba göster...

Max Ehrmann
Başlık: Asla pes etmeyin...
Gönderen: İsra - 21 Ağustos 2008, 05:01:54
Ne denli kötü olursa olsun,

Asla pes etmeyin...

Bu benim başıma nasıl geldi diye düşünmeyin...

Benden daha kötü durumda olan insanlar var diye düşünün...

Önemli olan ruh ve akıldır...

Her şeyin iyisini yapmaya çalışın ve hastalığınızın arkasına saklanmayın...

Her günün tadına varın...

Akşam nereye gideceğinizi planlayın,

Geleceğinizi planlamayın...

Yalnızca başkalarının yardımına açık olmayın...

Kendinize de yardım edin...

Hâlâ bir şeylerin üstesinden gelebileceğinizi gösterin herkese...

Yapamayacağınız şeyler için boş yere üzülmeyin...

Yapabileceğinizi yapmaktan zevk almak için uğraşın...

Stephan Hawking
Başlık: Ynt: Karanlık dalgalar üzerinde güneşi yakala...
Gönderen: İsra - 23 Ağustos 2008, 02:40:19
Karanlık dalgalar üzerinde güneşi yakala...

Hayat fırtınalı bir denizdir ki;

Dalgalarına her tarafta rastlarız...

Dalgaları yarıp geç, duraksama...

Öte tarafta güzel bir güneş ışığı var...

Saadetten bahset...

Dünya o kadar kederlidir ki;

Kendi kederinizi eklemenize ihtiyacı yoktur...

Hiçbir yol büsbütün sarp değildir...

Düz ve aydınlık taraflara bak...

Devamlı çalışmadan, hoşnutsuzluk ve kederden ruhunuz yorulmuştur...

Onu dinlendirmek için düzlük ve aydınlıktan bahsedin...

 Wilcox
Başlık: Acınız, anlayışınızı saklayan kabuğun kırılışıdır...
Gönderen: İsra - 08 Eylül 2008, 04:41:52
Acınız, anlayışınızı saklayan kabuğun kırılışıdır...

Nasıl bir meyvenin çekirdeği;

kalbi Güneş’i görebilsin diye kabuğunu kırmak zorundaysa,

siz de acıyı bilmelisiniz...

Ve eğer kalbinizi, hayatınızın günlük akışını

hayranlıkla izlemek üzere açarsanız, acınızın, neşenizden hiç de daha az harikulade olmadığını göreceksiniz...

Ve kırlarınızın üstünden mevsimlerin geçişini kabul ettiğiniz gibi, aynı doğallıkla, kalbinizin mevsimlerini de onaylayacaksınız...

Ve kederinizin kışını da, pencerenizden huzur içinde seyredeceksiniz...

Acılarınızın çoğu sizin tarafınızdan seçilmiştir...

Acınız, aslında içinizdeki doktorun, hasta yanınızı iyileştirmek için sunduğu “acı” ilaçtır...

H.Gibran
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: Lika - 08 Eylül 2008, 06:17:10
Halil Cibran'dan yine hayata dair çok ince noktalara vurgular.Çok güzeldi.Sanırım yaşadıkça daha da güzelleşecek bu satırlar.Teşekkürler isra :)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: ihvan - 08 Eylül 2008, 10:19:14
İnsanların en acizi dost edinemeyen, ondan daha acizi ise dost kaybedendir... ..........bu asırda ne hakiki dost var.nede dostu kazanma veye kaybetme korkusu var,bence herşey menfaata dayalı bir dünya düzeni var şu asırda.
Başlık: Kimse kendi içine inmeye çalışmaz...
Gönderen: İsra - 11 Eylül 2008, 02:39:01
Herkesin gözü dışarıdadır...

Ben gözümü içime çevirir ve içime dikerim...

Herkes önüne bakar, ben içime bakarım...

Bütün derdim kendimledir...

Hep kendimi seyreder, kendimi yoklar, kendime bakarım...

Herkes kendinden başka şeylerin peşindedir...

Hep kendisinin ötesine gitme hayallerindedir...

Kimse kendi içine inmeye çalışmaz...

Pesius
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: talib 67 - 11 Eylül 2008, 02:56:44
Kilici keskin eden kendi yüzü suyudur.
Insani harap eden kendisinin huyudur.
Yara kabuk baglar ama izi kalir .

Hasret atesi denen  göz yasi ile sönmüyor.
Candan seven bir gönül ayrilinca gülmüyor.

Kötülüge kötülük her kisinin kari.
Kötülügü iyilik ,er kisinin kari

Medeni olmak acmaksa bedeni .
O zaman hayvanlar bizden daha medeni.

Sen bana sen demesen de ben sana sen diyecegim.
Sen beni senmesen  de.ben seni kardesim olarak sevecegim:
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 24 Eylül 2008, 01:51:02
Eğer güzel gözlerinin olmasını istiyorsan,
İnsanlara iyilikle bak.

Eğer saçların güzel olsun istiyorsan,
Bırak çocuklar ellerini geçirsin saçlarından.

İnce bir bedense istediğin,
Ekmeğini açlarla bölüş.

Ve güzel dudaklara sahip olmak için,
SADECE güzel sözler söyle..."

Audrey Hepburn
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: dört mevsim - 24 Eylül 2008, 06:24:47
Görünen her şeyin gerisinde daha engin bir şey vardır;
Her şey, kendinden başka bir şeye açılan bir yol, bir kapı, bir pencereden başka bir şey değildir...
Başlık: Günler Geçerken...
Gönderen: Ber-ceste - 16 Ekim 2008, 20:58:16
Hepimizin hikâyesi aynı!

İçimizdeki tenhalıktan, dışımızdaki kalabalığa gider geliriz. Yalnızlıkları yüklenip kendimize döndüğümüzde ise, artık kalabalık içimizde yürümektedir.

Aynada görünen suretimizden çıkıp, pergelin sabit ayağını kalbimize sabitleyip, muhite doğru bir seyahate hepimizin ihtiyacı var.

Bakışlarımızı ve dikkatimizi aldatıcı, oyalayıcı sahte tezahürlerden çekmeden; idrak edici bir ‘fark edişe' sahip olmadan; ne Yunus'un vârisi olabiliriz ne de yeni bir hamlenin, dirilişin öncüsü...

Bunu artık anlamak, idrak etmek ve bir yerden başlamak gerekiyorsa; önce ağlamamız lazım! Gözyaşı bizi yüreğimize götürür. Yoklayalım, yüreğimiz yerinde mi? …

İsa YAR
Başlık: Sevginin ödülü kendisidir.
Gönderen: İsra - 18 Ekim 2008, 07:12:53
Yaşamının sevgiyle dolu olmasını istemeyen bir tek insan çıkacağını sanmam. O halde, bunu gerçekleştir sevmek için ilk çabayı bizim göstermemiz gerekir. Arzu ettiğimiz sevgiyi bize başkalarının sağlamasını beklemektense, kendimiz bir sevgi kaynağı olmalıyız. Başkalarına örnek olmak istiyorsak, önce biz kendi içimizdeki sevgi ve şefkati harekete geçirmek zorundayız.

Derler ki: "İki nokta arasındaki en kısa mesafeye getirir" Sevgi dolu bir yaşama kavuşmak için bu deyiş son derece doğrudur. Sevgi dolu bir yaşamın başlangıç noktası, ya da, temeli önce bir sevgi kaynağı olma arzusu ve kararlılığıdır. Takındığımız tavır, yaptığımız ;seçimler ve iyiliklerle, önce sevgi elini uzatma istekliliği bizi bu hedefe taşıyacaktır.

Eğer bir daha kendi yaşamınızdaki veya dünyadaki sevgi eksikliği sizi üzecek olursa, şöyle bir deney yapın. Birkaç dakikalığına dünyayı ve başka insanları aklınızdan çıkarın ve sadece kendi yüreğinize bakın. Daha büyük bir sevgi kaynağı haline gelebilir misiniz? Kendinize ve başkalarına yönelik sevgi dolu düşünceler üretebilir misiniz? Sonra bu sevgi dolu düşünceleri dış dünyanıza açabilir, hatta sizce bu sevgiyi hak etmeyenlere bile iletebilir misiniz?

Yüreğinizi daha büyük bir sevgi barındıracak kadar açarsanız ve önceliğiniz sevgi toplamak değil de, kendinizi sevgi kaynağı yapmak olursa, arzu ettiğiniz sevgiyi alma yolunda büyük bir adım atmış olursunuz. Ayrıca, gerçekten çok önemli bir şey fark edeceksiniz: Ne kadar çok sevgi gösterirseniz, o kadar çok sevgi görürsünüz. Sevecen bir insan olmak sizin elinizdeyken, sevilen bir insan olmak sizin kontrolünüzde değildir. O halde, sevgi göstermeye ağırlık verirseniz, yaşamınızın fazlasıyla sevgi dolduğunu göreceksiniz. Çok geçmeden de dünyanın en büyük sırlarından birini keşfedersiniz: Sevginin ödülü kendisidir.


Dr.Richard Carlson
Başlık: Sormuşlar bir bilgine
Gönderen: Ber-ceste - 18 Ekim 2008, 12:24:20

Sormuşlar bir bilgine: HAYAT ne?  Diye
Demiş bilgin; iki yönlü bir yol
devam eder bilinmeze.
Sen görmemezlikten gelsen de
vardır bir yoldaş her köşesinde
Bazen çıkarsın zorlukla dar bir yokuştan
bazen de aşarsın dertleri
sanki uçuyormuş gibi inerek buradan.

Peki, SEVGİ nedir?  Demiş biri
Kalbine sığmayacak kadar geniş
Dedikodusunu yapamayacağın kadar temiz,
kokusunu alamayacağın kadar uzak
hayal edemeyeceğin kadar yakın...

Ya KORKU?  nedir? Diye atılmış diğeri
Bir yağmur damlasındaki barut kokusu.
Belki de saklanılan bir hayal yontusu
ya bir miniğin haykırırışı,
ya da yüreği yaralı bir kuşun feryadı....

Peki ya UMUT nerededir?  Diye atılmış bir umut avcısı.
Bilinmezde değildir bilirim, demiş yerini kaygılı ve tasalı.
Aradın boşuna heryeri ama unuttun en kolay yeri besbelli
bunu derken işaret etti insanın en derinden yaralanan yerini...

Peki DOST kimdir? Diye sormuş biri.
Demiş; paylaştın mı sevgini, korkunu, ümidini ve yenilgini,
verdin mi desteğini, sordun mu halini,
yolladın mı yüreğini, ağladın mı onun gibi.

Hissettin mi DOSTLUĞU? Demiş diğeri.
Bilgin demiş:
Karşılığı olmadan verilir mi hiç yürekteki sevgi?
Dostluk dediğin; tek bir ruhun, iki ayrı bedende dirilmesi
Başlık: Olumlu Bakmak Uyumlu Olmaktır
Gönderen: İsra - 21 Ekim 2008, 02:54:42
Kendisini hep iyiliğe ayarlamış olan, herkesi de kendisi gibi bilir.
Bu sebeple de kötülük beklentisi sınırlıdır.
Hatta her geceyi Kadir, her rastladığı kişiyi de Hızır sanır. Gördüğü düşü hayra yorar.
İyilik ve güzellik yorumu mümkün oldukça, kötülüğü hayaline bile getirmez. Kötülere karşı bile kötüleşmeyi asla düşünmez.
Kötülere acır.
Onlara da yardıma hazırdır.
Dünyada kötü ve kötülük kalmasın diye hep duadadır.
Gözü, bardağın dolu yanındadır.
Olumluyu görür, anlatır. . .
Olumlu bakmak, uyumlu olmaktır.
Olumluyu gören, söyleyen, öven; olumlu hâlleri çoğaltandır.
İç dünyasındaki olumluluk hâli, bakış açısını oluşturur. Zira,
“Güzel gören, güzel düşünür; güzel düşünen hayatından lezzet alır.”
Hayata olumluluk penceresinden bakan, hep iyi dileklerde bulunur.
İyilik temennisi iyidir. Önce sahibini iyileştirir. Evvela dilek sahibinin içini iyileştirir.
Bu sebepledir ki, iyilik dileyen iyilik bulur.
Çünkü, dilekler dualaşır, dualar gerçekleşir.
Yüce Yaratıcı bu alemde öyle bir gönül sistemi kurmuştur ki, iyi olmak için, iyiliği herkes için istemek gerekiyor.
Sadece kendi iyiliğini isteyen benciller, bunu asla başaramıyorlar.

Vehbi Vakkasoğlu
Başlık: Umut ışığı yasamimizdan hic eksik olmamali
Gönderen: Tuğra - 22 Ekim 2008, 11:44:53
Dört tane mum usul usul yaniyordu...

Ortalik o kadar sessizdiki,

mumlarin konusmalarini duyabiliyordunuz. ..

Birinci mum dediki:

'Ben BARIS'im.!

Ama kimse benim yanmama yardimci olmuyor.

Sanirim yakinda sonecegim.'

Alevi hizla azaldi ve sonunda tamamen sondu.

Ikinci mum:

'Ben VEFA'yim.!

Ne yazikki artik vazgecilmez degilim.

Onun icin,bundan sonra yanip durmamin bir anlami kalmadi.'

Sozlerini tamamladiginda

esen hafif bir ruzgar onu tamamen sondurdu...

Sirasi geldiginde ucuncu mum, huzunlu bir sesle dediki:

'Ben SEVGI'yim!

Yanacak gucum kalmadi.

Insanlar beni unuttu,degerimi anlamiyorlar.

En yakinlarini sevmeyi bile unuttular.'

Vefa'da daha fazla beklemeden sonup gitti...

Ansizin..!

Odaya bir cocuk girdi ve uc mumunda yanmadigini gordu.

'Neden yanmiyorsunuz?

Sizin sonsuza kadar yanmaniz gerekmiyor muydu? ' dedi.

Ve ardindan aglamaya basladi...

O zaman dorduncu mum konusmaya basladi:

'Korkma, ben yandigim surece

oteki mumlarida yeniden yakabiliriz,

ben UMUT'um! '

Cocuk parlayan gozleriyle UMUT mumunu aldi

ve oteki mumlari birer birer yakti...

UMUT isigi yasamimizdan hic eksik olmamali...

...Ki hepimiz onunla birlikte

VEFA'yi, BARIS'i ve SEVGI'yi yasatabilelim. .....

kadınpenceresi.com
Başlık: Hayatın sırları
Gönderen: ihvan - 13 Kasım 2008, 12:22:01
Hayatın sırları


** Bol bol gülümse! hem maliyeti sıfırdır, hem de bedeline paha biçilmez.

** Cesur ol! değilsen bile öyle davran.

** İnsanlara adları ile hitap et.

** Ayrıntı profesörü olma.

** İlk intibalarına güvenme.



** Arkadaşına borç verirken ihtiyatlı davran, ikisini de kaybedebilirsin.

** Kaybedecek hiçbirşeyi kalmamışlardan uzak dur.

** Kimse ile köprüleri atma.

** Hayatın her zaman adil olmasını bekleme.

** Birine seni seviyorum deme fırsatını kaçırma.

** Sana yardımcı olanlara minnet duy.



** Önceliklerini iyi tayin et.

** Zamanı ve sözleri dikkatli kullan, bir daha geri alınamaz.

** Başladığın her işi bitir.

** Keşke yerine bir daha ki sefere demeyi dene.

** Devamlı ben dürüstüm diyenlerden şüphelen.

** İş bitmeden asla ödemenin tamamını yapma.



** karnın açken yiyecek-içecek alışverişine çıkma.

** Ölüm kalım dışında hiç bir şey görüldüğü kadar önemli değildir.

** Bir insanın en derin duygusal ihtiyacı, takdir edildiğini hissetmektir.

** Kredi kartlarını, kredisi için değil, kolaylığı için kullan.

** Her zaman şükretmesini bil.
       
Başlık: Ynt: HAYATIN SIRLARI
Gönderen: ay-yüzlüm - 13 Kasım 2008, 12:31:44
herkezin zorlanmadan yapabileceği  faydalı tavsiyeler..

elinize sağlık...
Başlık: İn­san ba­zen ver­me­li..
Gönderen: İsra - 15 Kasım 2008, 03:46:11
İn­san ba­zen ver­me­li, al­mak i­çin...
­Bir yü­rek ver­me­li ön­ce, bir gö­nül
O yü­re­ğe sev­gi ver­me­li, dost­luk ver­me­li
U­mut ek­me­li o sev­gi, dost­lu­ğu bü­yüt­mek i­çin
Bir ha­yat ol­ma­lı; i­ki ki­şi­nin pay­la­şa­ca­ğı bir ö­mür i­çin
Za­man ver­me­li, an­la­yış ver­me­li
İs­tek­le­ri­ne gem ver­me­li...
­Bir öm­rü pay­laş­mak i­çin, i­ki ki­şi­lik sev­gi ver­me­li
­Dü­rüst­lük ver­me­li say­gı­la­rı­nı ver­me­li
Ba­zen ta­viz ver­me­li p­ren­sip­le­rin­den...
Ba­zen sı­kıl­ma­lı baş­ka­sı i­çin,
İs­te­me­di­ği şey­le­ri yap­ma­lı pay­laş­mak a­dı­na ha­ya­tı
­Bi­raz da ce­sur ol­ma­lı a­dım at­mak i­çin
Ver­dik­ten son­ra bek­le­me­li, al­mak i­çin
Sa­bır­la, u­mut­la­rı sol­dur­ma­dan bek­le­me­li
­Bek­le­yi­şin haz­zı­nı tat­ma­lı
­Vus­la­tı ar­zu­la­ya­rak, öz­lem­le­re u­mut ek­me­li
İn­san ver­me­li ön­ce ken­di­sin­den
Son­ra­dan al­mak i­çin...
...
“-­Dü­şün­ce­le­rin ney­se ha­ya­tın da o­dur...
­Ha­ya­tın gi­di­şi­ni de­ğiş­tir­mek is­ti­yor­san,
­dü­şün­ce­le­ri­ni de­ğiş­tir...”

Wil­li­am S­ha­kes­pe­a­re
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: osmanli - 25 Kasım 2008, 11:50:57
teşekkürler
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 27 Kasım 2008, 03:49:11
Sev­mek için o ka­dar fır­sa­tı­mız ol­ma­sı­na rağ­men dün­ya­da o ka­dar az sev­gi var ki...

İn­san­lar yal­nız ağ­la­mak­ta, yal­nız öl­mek­te­ler...

Ço­cuk­la­ra kö­tü mu­ame­le edil­mek­te, yaş­lı­lar son gün­le­ri­ni se­ve­cen­lik ve sev­gi­den uzak ge­çir­mek­te­ler...

Sev­gi gös­te­ri­si­ne bu ka­dar çok ih­ti­yaç olan bir dün­ya­da, ha­ya­tı­mız­da­ki in­san­la­ra sa­de­ce sı­cak bir ku­cak­la­ma ya da uza­tı­lan bir el­den da­ha kar­ma­şık ol­ma­yan bir ha­re­ket­le yar­dım ede­cek bü­yük bir gü­cü­müz ol­du­ğu­nu an­la­mak ne ka­dar önem­li!...

Dün­ya­yı da­ha iyi, da­ha sev­gi do­lu bir yer yap­mak için ne­ler yap­tı­ğı­mı­zı dü­şün­mek için en uy­gun za­man gü­nün so­nu­dur...

Ge­ce­ler bo­yun­ca ak­lı­mı­za hiç­bir şey gel­mi­yor­sa, dün­ya­yı da­ha iyi­ye doğ­ru na­sıl de­ğiş­ti­re­bi­le­ce­ği­mi­zi dü­şün­mek için de uy­gun bir za­man­dır bu...

Öy­le çok bü­yük bo­yut­lu şey­ler yap­ma­mı­za da ge­rek yok­tur; var olan ba­sit şey­ler üze­rin­de bir şey­ler yap­mak da ye­ter­li­dir...

Et­me­di­ği­miz bir te­le­fon, yaz­ma­yı er­te­le­di­ği­miz o not, tak­dir et­me­di­ği­miz o iyi­lik...

İş sev­gi­yi ver­me­ye ge­lin­ce fır­sat­lar son­suz­dur ve bu­nu he­pi­miz ya­pa­bi­li­riz...

Le­o Bus­cag­li­a
Başlık: Yaşam
Gönderen: Şikaf - 01 Aralık 2008, 10:52:15
Daha yüksek binalarımız, ama daha kısa sabrımız var;

Daha geniş otoyollarımız, ama daha dar bakış açılarımız var.

Daha çok harcıyoruz, ama daha az şeye sahibiz;

Daha fazla satınalıyoruz, ama daha az hoşnut kalıyoruz.

Daha büyük evlerimiz, ama daha küçük ailelerimiz;

Daha çok ev gereçleri, ama daha az zamanımız var.

Daha çok eğitimimiz, ama daha az sağduyumuz var;

Daha fazla bilgimiz ama daha az bilgeliğimiz var.

Daha çok uzmanımız, ama yinede daha çok sorunumuz;

Daha çok ilacımız, ama daha az sağlığımız var.

Çok fazla alkol ve sigara tüketiyoruz, çok savurganca para harcıyoruz,
çok az gülüyoruz, çok hızlı araba kullanıyor, çok çabuk kızıyoruz,
çok geç saatlere kadar oturuyor, çok yorgun kalkıyoruz,
çok az okuyor, çok fazla tv izliyoruz ve çok ender şükrediyoruz.

Mal varlığımızı çoğalttık, ama değerlerimizi azalttık. Çok konuşuyoruz,
çok az seviyor ve çok sık nefret ediyoruz.

Geçimimizi sağlamayı öğrendik, ama yaşam kurmayı öğrenemedik.

Yaşamımıza yıllar kattık, ama yıllara yaşam katamadık.

Aya gidip gelmeyi öğrendik, ama yeni komşumuzla karşılaşmak için caddenin
karşısına geçmekte sorunumuz var.

Dış uzayı fethettik, ama iç dünyamızı edemedik.

Daha büyük işler yaptık, ama daha iyi işler yapamadık.

Havayı temizledik, ama ruhumuzu kirlettik.

Atoma hükmettik, ama önyargılarımıza edemedik.

Daha çok yazıyoruz, ama daha az öğreniyoruz.

Daha çok plan yapıyoruz, daha az sonuca varıyoruz.

Koşuimayı üğrendik, ama beklemeyi öğrenemedik.

Daha fazla bilgiyi depolamak, her zamankinden daha çok kopya
çıkarmak için daha çok bilgisayar yapıyoruz,
ama git gide daha az iletişim kuruyoruz.

Zaman artık , hızlı hazırlanan ve yavaş sindirilen yiyeceklerin;
büyükadamlar ve küçük karakterlerin, yüksek karlar ve sığ ilişkilerin zamanıdır.

Günümüz artık , iki maaşın girdiği ama boşanmaların daha çok olduğu,
daha süslü evler, ama dağılmış yuvaların olduğu günlerdir.

Bugünler, hızlı seyahatler, kullanılıp atılan çocuk bezleri,
yok edilen ahlaki değerler, obez bedenler ve neşelendirmeden sakinleştirmeye
hatta öldürmeye kadar her şeyi yapabilen hapların olduğu günlerdir.

Vitrinlerde her şeyin sergilendiği, ama depolarda hiç bir şeyin olmadığı bir zamandayız.

Öyle bir zamanki teknoloji bu mektubu size getirebilir, siz bu içselliği ya paylaşmayı,
ya da sil tuşuna basmayı seçebilirsiniz.

GEORGE CARLİN    (ZAMAN PARADOKSU)




 
Başlık: Çevrenizi değiştirin..
Gönderen: İsra - 13 Aralık 2008, 05:21:22
Bir za­man­lar bir pa­pa­ğan al­dım ve pa­pa­ğa­na ko­nuş­ma­yı öğ­ret­me i­şi­ne he­men baş­la­dım, bü­yük bir a­zim­le...

İ­ki ay bo­yun­ca her gün tam el­li de­fa, “Danny, Danny” di­yor­dum kar­şı­sın­da...

O bü­yük gün ge­le­ne ka­dar tam i­ki ay geç­ti... Pa­pa­ğa­nın bu­lun­du­ğu o­da­dan çı­kı­yor­dum ki, ar­kam­dan ba­na ses­len­di; “Danny, Danny...”

İl­ki ba­şar­mış­tım, ar­tık kim­se be­ni dur­du­ra­maz­dı. O­na bu de­fa da so­ya­dı­mı öğ­ret­me­ye ka­rar ver­dim; “C­lark, C­lark...”

­Bu de­fa yal­nız­ca i­ki yüz ke­re “C­lark” de­dik­ten son­ra öğ­ren­di...

­Son­ra çok il­ginç bir şey ol­du... Has­ta­lan­mış­tım ve i­ki gün ev­de kal­dım... Sü­rek­li ök­sü­rü­yor­dum... İ­yi­le­şir i­yi­leş­mez, ya­kın ar­ka­daş­la­rı­ma bir ye­mek ver­mek is­te­dim...

On­la­ra ko­nu­şan ku­şu­mu gös­te­rir­ken, e­ği­tim sü­re­ci­ne i­liş­kin çok ö­nem­li bir il­ke­yi öğ­ren­dim... Ku­şu par­ma­ğı­ma al­dım ve o­na “Danny
C­lark” de­dim... Fa­kat son­ra kuş ne yap­tı bi­li­yor mu­su­nuz?... Ök­sür­dü...

­Ku­şa ök­sür­me­yi öğ­ret­me­ye ça­lış­ma­mış­tım el­bet­te... Has­ta ol­du­ğum o haf­ta kap­mış­tı o­nu da... Fa­kat bu de­ne­yim, bir ku­şun bi­le çev­re­si­nin bir ü­rü­nü ol­du­ğu­nu öğ­ret­ti ba­na... İn­san­lar da öy­le­dir... İn­sa­noğ­lu­nun bey­ni­ne ne gi­rer­se, o çı­kar...

­Kö­tü bir­ta­kım a­lış­kan­lık­lar­la bü­yü­düy­se­niz, si­zi bü­yü­ten­le­re sa­kın kız­ma­yın... Şu der­si a­lın: De­ği­şe­bi­lir­si­niz... İs­te­di­ği­niz in­san o­la­bi­lir­si­niz... O­lum­suz çev­re­ni­zi de­ğiş­ti­rin ve is­te­di­ği­niz so­nu­cu a­lın­ca­ya ka­dar sab­re­din... U­nut­ma­yın, dış gö­rü­nü­şün hiç­bir ö­ne­mi yok­tur...

(...Danny C­lark)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 03 Ocak 2009, 03:29:11
Prof.Covey’in konuşmasını dinlemeye gelen annesi; arka sırada oturan iki kişinin toplantı boyunca sürekli konuştuklarını görerek çok öfkelenmiş ve “Oğlumu küçümsüyorlar” diyerek üzülmüş...

Yemek molasında oğluna, “Şunların kafasına çantamı indiresim geliyor” demiş...

Oğlu, “Anne o adam Finlandiyalı... Burada simultane tercüme yok, mecburen tercümanı yanına oturttuk” demiş...

Başkalarının düşünce ve davranışları hakkında hüküm verirken, elimizdeki veriler çoğu zaman yeterli olmuyor...

Davranışların sebebini bilmeden çok yanlış yargılara varabiliyoruz...

Covey bu örnekleri; “Aynı enformasyona farklı bakış, bizim davranışlarımızı belirler” diye özetliyor...

Buradan yola çıkarak çözemediğimiz problemler için, paradigma (zihin haritası) değiştirmenin gereğini vurguluyor...

Ve Einstein’ın bir sözünü hatırlatıyor;
“-Karşılaştığınız problemleri; o problem düzleminde kalarak çözemezsiniz...”
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 26 Ocak 2009, 03:51:46
Başarının asıl sırrı coşkudur...

Evet... Burada, heyecanı da aşan coşkudan söz ediyorum ben...

Çünkü coşkulu olduklarından başarı destanları yazabilirler...

Coşkuluysanız her engeli aşabilirsiniz...

Coşku, gözünüzdeki ışıltı, yürüyüşünüzdeki salınım, elinizin kavrayışı,

arzunuzun karşı konulmaz yükselişi ve yeni düşünceler üretme enerjinizdir...

Coşkulu kişiler büyük savaşçılardır...

Azimlidir ve sarsılmaz değerleri vardır...

Tüm gelişmelerin temelinde coşku yatar...

Coşku olduğunda başarı muhakkak gelir..

Coşkunun yokluğunda ise ancak mazeret vardır...

(Walter Chrysler)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 02 Şubat 2009, 18:57:55
Zenginlik bize ne iyilik eder, ne de kötülük:

Her ikisi için de malzeme verir bize...

Ondan daha güçlü olan ruhumuz malzemeyi dilediği gibi evirir, çevirir ve kullanır; mutlu ya da mutsuz oluşunun tek sebebi ve sorumlusu kendisidir...

...
Dış varlığımız tadını ve rengini iç varlığımızdan alır; nasıl ki giysilerimiz bizi kendi sıcaklıklarıyla değil bizim sıcaklığımızla ısıtırlar:

Onu koruyup beslemektir yalnız görevleri...

Onları soğuk bir bedene giydirirseniz, soğukluğu korur ve beslerler:

Kar ve buz öyle saklanır...

...
Hiçbir şey kendiliğinden ne o kadar üzücüdür, ne de zor...

Bizim gevşekliğimiz, güçsüzlüğümüzdür ona bu niteliği veren...

Büyük ve yüksek şeyleri görebilmek için onlara göre bir ruhumuz olması gerekir; yoksa kendi çamurumuzu görürüz onlarda...

Doğru bir kürek suda eğri görünür.

Önemli olan bir şeyin görülmesi değildir yalnız, nasıl görüldüğü de önemlidir...

(Montaigne)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 06 Şubat 2009, 03:34:07
Dünyayı hayal gücü döndürür...

Yaptığımız her şey hayal kurarak başlar...

Hayat -herkes için- hayalleri gerçekleştirmek ve yapabileceğinin en iyisi, olabileceğinin en güzeli peşinde gitmektir...

Bobby Kennedy’nin sözü gibi: Diğerleri dünyaya bakıyor ve “Neden” diye soruyor...

Ben bambaşka bir dünya düşünüyor ve “Neden olmasın” diye soruyorum...

Albert Einstein
Başlık: Sevgi mi, korku mu?...
Gönderen: İsra - 08 Şubat 2009, 04:30:09
Her türlü seçiminiz ya sevgi, ya korku düşüncesinden kaynaklanıyor...

Korku; daraltan, kapayan, içe hapseden, kaçan, gizleyen, biriktiren, yığan, zarar veren enerjidir...

Sevgi; genişleten, açan, yayılan, kalan, açık olan paylaşan, iyileştiren enerjidir...

Korku sahip olduklarına sımsıkı yapışır,

Sevgi sahip olduklarını paylaşır...

Korku zorba yakınlık ister,

Sevgi sevecen yakınlık...

Korku sımsıkı sarar, bırakmak istemez,

Sevgi özgür bırakır...

Korku kurutur,

Sevgi yumuşatır...

Korku saldırır,

Sevgi bağrına basar...

Her insan düşüncesi, sözü, davranışı bu duyguların birinden kaynaklanır...

Bu konuda başka bir seçiminiz yok,

Çünkü seçeceğiniz başka bir şey yok...

Ama bu iki duygudan hangisini seçeceğiniz konusunda özgürsünüz...

Neale Donald Walsch
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 12 Şubat 2009, 06:40:35
Hayatını o şekilde yaşa ki; her an kendi elini
sıkabilesin ve her gün faydalı olan, hiç olmazsa bir
şey yap ki; gecelerin yaklaşırken örtüleri üzerine
çekip kendi kendine "ben elimden geleni yaptım"
diyebilesin.

W. Shakespeare
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: vaktileyl - 13 Şubat 2009, 00:58:25
Hayat silgi kullanmadan resim çizme sanatıdır. ve insanlar böyle büyürler.

unutmayın; yaşama kendimizden ne katarsak, yaşamdan onu alırız...hepsi birbirinden guzeldi teşekkürler zs2))
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 15 Şubat 2009, 06:23:28
Size bir vücut verilecektir. Onu beğenebilir ya da ondan nefret edebilirsiniz, ancak kesin olan bir şey varsa o da ömrünüzün geri kalanı boyunca ona sahip olacağınızdır.
...
Hatalar yoktur, yalnızca dersler vardır. Büyümek bir deneyim sürecidir. “Başarı” kadar “yenilgiler” de bu sürecin bir parçasıdır.
...
Bir ders öğrenilene kadar tekrar edilir. Bu ders, ta ki siz öğrenene kadar size çeşitli biçimlerde anlatılır. Ancak ondan sonra bir sonraki derse geçebilirsiniz..
...
Eğer kolay dersleri öğrenemezseniz bu dersler giderek zorlaşırlar. Dışsal problemler içsel durumunuzun kesin bir yansımasıdır. İçsel engelleri ortadan kaldırdığınız zaman dış dünyanız değişir. Acı, evrenin sizin dikkatinizi çekme şeklidir.
...
Diğer insanlar yalnızca sizin aynanızdırlar. Diğer bir kişinin bir yönü sizin kendinizde sevdiğiniz ya da nefret ettiğiniz bir yönünüzü yansıtmadıkça onu sevmeniz ya da ondan nefret etmeniz mümkün değildir.
...
Hayatınız size bağlıdır. Hayat size tuvali sunar, resmi siz yaparsınız. Hayatınıza sahip çıkın, yoksa başkası sahip çıkacaktır.
...
Daima ne isterseniz onu alırsınız. Bilinçaltınız kendinize çektiğiniz enerjileri, deneyimleri ve insanları doğrulukla belirler, dolayısıyla ne istediğinizi bilmenin en güvenilir yolu neye sahip olduğunuzu görebilmektir. Kurbanlar yoktur, yalnızca öğrenciler vardır.

Cherie Carter
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 17 Şubat 2009, 04:06:08
Doğru ve iyi olanı bilmek ile doğru ve iyi olanı yapmak arasındaki en önemli bağlantı doğru ve iyi olanı yapacak bir karaktere sahip olmaktır...

Eğer karakter gelişmemişse tahsil işe yaramıyor...

Unutmayın ki; savaş çıkaranlar, banka hortumlayanlar, komşu cinayetleri hep okumuş, tahsilli adamlardan çıkmıştır...

O yüzden bir insanı ahlaken yetiştirmeden sadece zihnen eğitmek;
topluma bir bela kazandırmaktır...

Russel Gough
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 24 Şubat 2009, 03:19:03
Herkes aslında yalnızdır...

Ve anlaşılmak ister, ama hiçbir zaman bir başkasını tümüyle anlayamayız...

Ve hepimiz bizi çok sevene bile bir parça yabancı kalırız...

Acımasız olanlar güçsüzlerdir...

Sevecenlik yalnızca güçlülerden beklenebilir...

Korkuyu bilmeyenler gerçekte yürekli değildir...

Çünkü yüreklilik, düşlenebilene karşı koyma gücüdür..

İnsanları çocukmuş gibi görürseniz...

Onları daha iyi anlayabilirsiniz...

Ne denli yaşlı ya da etkileyici olurlarsa olsunlar...

Çünkü çoğumuz hiçbir zaman büyümeyiz...

Yalnızca boyumuz uzar...

Mutluluğa ancak beynimizi ve yüreğimizi gücümüz yettiğince etkinleştirdiğimizde ulaşırız...

Hayatın amacı önemli olmaktır...

Saygın olmak... Sevmiş olmaktır...

Leo Rosten
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 02 Mart 2009, 09:47:07
Beraber yaşayan insanların birbirini iyice anlaması gerektiğini iddia etmek yanlış bir anlayıştan doğar...

Anlaşılmak çok az insana nasip olan bir lükstür; hele en iyi ve en derin şeyler hayatta hep yanlış anlaşılır...

Biz bu dünyaya anlaşılmak için değil, anlamak için geldik...

Anlaşılmamanın üzüntüsünü duyacağımız yerde, bütün ruhumuzla başkalarını anlamaya çalışsak, hayat daha güzelleşir...

Zaten çoğu zaman biz bile kendimizi anlayamazken, başkaları nasıl anlayabilirler?...

F.W.Foerster
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 07 Mart 2009, 03:23:38
Düşündüğünüz, inandığınız güvenle beklediğiniz her şey mutlaka gerçekleşir.

Gerçek huzur hayatın bolluğunu fark etmektir.

Kötü olan para değil parayı çok sevmek...

Onu bütün iyiliklerin önünde tutmaktır.

Cimrilik veya fakirlik bir erdem değildir...

Cimriler zenginleşiyor gibi görünseler de sevgiyi bulana dek fakirdirler...

Kendimizi neye bağlarsak ne olduğumuzu düşünürsek öyle oluruz.

Asıl zenginlik ruhsaldır...

Tüm iyiliğin kaynağının varlığından haberdar olma insanı zengin kılar.

Jack Ensign Addington
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 17 Mart 2009, 02:30:54
Endişelerin çoğu gelecekle ilgilidir...

Birçoğu asla gerçekleşmeyecek olayların etrafında dönüp durur...

Yaşadığınız zamana konsantre olun...

“Gelecek”, kendi başının çaresine bakacaktır...

...
Kusursuz ve mükemmel olmayı başkalarına bırakın...

Ne olduğunuzu, kim olduğunuzu düşünün

ve bulunduğunuz halden mutlu olun...

Sonuç olarak daha rahat olacaksınız...
...
Gergin durumlarla başa çıkmanın iki yolu vardır;

Ya onları değiştirirsiniz ya da onlara bakış açınızı değiştirirsiniz...

Bakış açınızı değiştirmek daha zordur, fakat kişiyi aydınlatır...

Paul Wilson
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 19 Mart 2009, 16:21:04
Hastalık, yaralanma, aşk, gerçek mükemmelliğin kayıp anları ve aptallıklar... Hepsi sizin ruhunuzun sınırlarını test etmek için vardır... Bu küçük testler olmaksızın, her ne olursa olsunlar; Hayat hiçbir yere varamayan, pürüzsüzce asfaltlanmış düz, yavan bir yol gibi olurdu...
Güvenli ve rahat; ama aptalca ve tamamen anlamsız...


Tanıştığınız, hayatınızı etkileyen insanlar, tecrübe ettiğiniz başarı ve çöküşler; Kim olduğunuzu ve kim olacağınızı bulmanıza yardımcı olurlar...
Kötü tecrübelerden bile bir şeyler öğrenilebilir... Aslında, bazen onlar en önemlileridir...


Eğer birileri sizi severse, karşılığında onlara hangi şekilde yapabiliyorsanız sevgi verin... Sadece sizi sevdikleri için değil, aynı zamanda size sevmeyi ve kalbinizi ve gözünüzü nasıl açabileceğinizi öğrettikleri için... Eğer birileri sizi incitirse, aldatırsa ya da kalbinizi kırarsa, onları affedin... Size, güveni ve kalbinizi kimlere açacağınıza dikkat etmenin önemini öğrettikleri için...


Yaşadığınız her günden hayata dair bir ders alın... Bugün; dün için endişelendiğiniz yarındır..

Sharon Zeff
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 25 Mart 2009, 06:27:56
Mesleğiniz ne olursa olsun; ister başkan, ister milletvekili, doktor, avukat, gazeteci, sanatçı, işçi...

Önemli olan önce insanın kendisine olan saygısıdır...

Bunun için de, disiplinli bir çalışma gerekiyor...

Disiplinli bir hayata girmeyi planlıyorsanız, öncelikle bunu beyin olarak istemek lazım...

Sıkılmadan şartları yerine getirmek içinse hemen pes etmek yok...

Başkaları yerine, kendinizi geçmeye çalışın...

Örneğin erken kalkamıyorsunuz...

Diyelim ki sabah dokuzda uyanıyorsunuz ama hedefiniz yedide kalkmaksa, yarım saat aralıklarla uykunuzu geri çekin ki vücut, dengesini bozmadan uyum sağlayabilsin...

Henry Kissenger
Başlık: Hayat Dair...
Gönderen: Lika - 30 Mart 2009, 03:37:38
Dostluklar, çıkar kaygısı ile kurulmaz...
Başkalarını minnet altına sokmak için iyilik sever ve eli açık olunmaz...
Bu nedenle de dostluk, bir ödül almak kaygısı ile değil, bütün kazancı o sevgide olduğu için aranmalıdır...
...
Bir insanın kendine güveni ne kadar tamsa,
bir insan hiçbir şeye ihtiyaç duymayacak, her şeyin yalnızca kendisinde bulunduğuna inanacak erdem ve bilgeliğine sahipse,
o denli dost edinir ve dostunun yakınlığını kazanır...
...
Dostların ahlâkı temiz olmalı.
Aralarında her konuda, düşünüşlerinde, isteklerinde, ayrımsız, tam bir anlaşma olmalı...
İnsana sevgi kazandıran erdemden ayrılmamalı...
İnsanların dostluğa elverişli olup olmadıklarına bir karar vermek için görünür belirtileri yoktur...
Onun için sağlam, değişmeyen, hep aynı kararda olan dostlar seçin...

(...Cicero)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 01 Nisan 2009, 02:53:26
Hayatın birinci yarısı, mutluluğa karşı duyulan yorulmak bilmez bir özlem olduğu halde, ikinci bölümü acı dolu bir korku duygusuyla kaplıdır...

Çünkü, mutluluk denilen her şeyin kuruntu olduğu ve acıdan başka gerçeğin bulunmadığı fark edilmiştir artık...

Aklı başında insanların, yakıcı zevklerden çok acısız bir hayata yönelmeleri bundan ötürüdür...

Gençliğimde, kapımın zilinin her çalınışında, gönlüm sevinçle doluyor ve kendi kendime, “Oh ne iyi... İşte yeni bir olay...” diyordum.

Ama yıllar geçip de, olgunlaştığım zaman, her zil sesinden sonra şöyle düşündüm: “Yine ne var?...”

İnsan yaşlandıkça, tutkuların ve isteklerin nesnesi farksızlaştıkça; bu isteklerin ve tutkuların bir bir ortadan kayboldukları, duyarlığın güdükleştiği, hayat gücünün zayıfladığı, görüntülerin solduğu, izlenimlerin etki yapmadan gelip geçtiği, günlerin gittikçe daha hızlı aktığı, olayların önemlerini kaybettiği ve her şeyin renksizleştiği görülür...
 
Schopenhauer
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 02 Nisan 2009, 03:43:45

Hayattaki renk ve ahenk’in umutla yakalanacağını,

Umut ettikçe mutlu olunacağını,

Sarsıntı yaşanan zamanlarda tek tutamak ve dayanak olduğunu,

Ancak ruha umutla kan pompalanacağını ve ruhun onunla besleneceğini… Biliyorlardı…

Sürekli karanlık olmayacağını,

Sürekli çile ve hüzünlerin olmayacağını,

Sürekli hastalığın olmayacağını,

Ama umudun sürekli olması gerektiğini de biliyorlardı…

Mehmet Orhan Durdu
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 08 Nisan 2009, 03:46:43
Birçok insan matematiğin yasalarını bilir...

Ve güzel sanatların çoğunda da beceri sahibidir...

Fakat çoğu insan hayatı yöneten yasalarla,
yaşama sanatı denilen o güç sanat hakkında az şey bilir...

Bir insan bir uçak yapabilir ve onunla bütün dünyayı baştan başa dolaşabilir...

Fakat nasıl mutlu, başarılı ve memnun olacağını öğreten o basit sanatın tamamıyla cahilidir...

Sanatları öğrenirken listenin en başına “yaşama sanatını” koymayı unutma...

 J.Rousseau
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 18 Nisan 2009, 04:30:27
Her gün hayatı dolu dolu yaşamak için seçme hakkınız var...

Hayata olan tavır ve bakış açımız her şeydir...

Bu nedenle yarın için üzülmeyin, bırakın yarın kendisi için üzülsün...

Her geçen günün kendine yetecek kadar derdi vardır...

Kaldı ki bugün; dün kaygılandığınız yarındır...

S.Johnson
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 21 Nisan 2009, 16:19:27
Gösteriş yapmak, büyüklük taslamak, hava atmak bugün en yaygın ve kangrenleşmiş bir durumdur...

Kişinin olduğundan fazla, olduğundan başka görünme isteği,
yalancı ve cilalı bir görüntü sergileme tutkusu,
toplumun değer ölçülerinin kendisinde yaptığı en acımasız örneklerdir.

En büyük güçlülük insanın gerçek kimliğine razı olmasıdır.

Paraya, üne, şana, güçlüye gösterilegelen olağanüstü itibar ve iltifat,
insanı ister istemez böyle olmanın üstünlüğüne ve faziletine inandırır.

Zayıf kişi hep beğenilmenin, güçlenmenin, iltifat görmenin peşindedir.

İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan korkun.

H.Benazus
Başlık: Tecrübe
Gönderen: İsra - 27 Nisan 2009, 01:55:23
Bir gün Napolyon düşman askerlerinden kaçarken, bir bakkal
dükkânına, girmiş.

Bakkala hemen kendisini saklamasını emretmiş.

Bakkal da Napolyon'u müsait bir yere saklayıp, biraz sonra
Gelen düşmanları da;

"-Az evvel biri koşarak şu tarafa kaçtı." Diye savuşturmuş.

Nihayet biraz sonra Napolyon'un muhafızları yetişmişler.

Bakkal ömründe bir daha karşılaşamayacağı Napolyon'a sormuş;

"-Efendim, af buyurun ama merak ettim, ölümle bu denli burun
buruna gelmek nasıl bir duygu? "

Napolyon birden öfkelenmiş;

"-Sen kim oluyorsun da benimle böyle dalga geçercesine
konuşabiliyorsun?' diye bağırmış.

Hemen askerlerine, adamcağızı kurşuna dizmelerini emretmiş.

Askerler bakkalın gözünü bağlayıp, karşısına dizilmişler.

Mermiler namlulara sürülmüş, artık 'ateş' emri verilecek...

Adamcağız içinden (Ah, ne yaptın sen? Şimdi ölüp gideceksin ) diye
düşünürken, arkadan bir çift el uzanmış, gözündeki bağı açmış.

Karşısında Napolyon varmış.

Tek cümleyle cevaplamış Napolyon:

"-İşte böyle bir duygu! "

Yaşayarak öğrenmek, bedeli en yüksek öğrenme biçimidir. Ama en
kalıcı olanıdır ve getirisi en yüksek olandır. yani tecrübedir getirisi..
ve
tecrübeyi yaşamaktan başka edinme yolu yoktur...
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 04 Mayıs 2009, 03:56:52
Şimdiye kadar edindiğin deneyim, sayısız araştırma yapmana rağmen hiçbir yerde, ama hiçbir yerde aradığın mutluluğu bulamadığını gösteriyor...

Öyleyse “Başkalarının gözünde nasıl görünüyorum” düşüncesini bir yana bırak...

Hayatının kalan bölümünü doğanın gerektirdiği gibi yaşayabiliyorsan bundan mutlu ol...

Kendi doğanın ne istediğine bak ve başka hiçbir şeyin buna engel olmasına izin verme...

Ne mantıklı düşüncede, ne maddi zenginlikte, ne şöhrette, ne de haz peşinde koşmakta...

-Peki mutluluğu nerede bulabilirim?...

Kendi doğamın gerektirdiği biçimde yaşamakta...

-Bunu nasıl yapabilirim?...

Davranışlarımın ve eylemlerimin, ilkelerime dayanmasını sağlayarak...

-Hangi ilkeler?...

Seni adil, ılımlı, cesur ve özgür kılmayan hiçbir şey senin için iyi değildir...

Ve bunların tam zıttı olmayan hiçbir şey de kötü değildir...

Aurelius
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 05 Mayıs 2009, 03:45:12
Hayatın bize çizdiği yol, özgürlük ve güzelliklerle dolu olabilir...

Ama biz bu yolu yitirdik...

Hırs insanların ruhunu zehirledi, dünyayı bir nefret çemberine aldı...

Hepimizi kaz adımlarıyla sefaletin ve savaşların içine sürükledi...

Hızımızı artırdık, ama bunun esiri olduk...
...
Bolluk getiren makineleşme bizi yoksul kıldı...

Edindiğimiz bilgiler bizi çıkarcı yaptı, zekâmızı da katı ve acımasız...

Çok düşünüyoruz, ama az hissediyoruz...

Makineleşmeden çok insanlığa, zekâdan çok iyilik ve anlayışa ihtiyacımız var...

İnsancıl değerlerimizi koruyamazsak hayat korkunç olur...

Hep yitiririz...

 C.Chaplin
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 13 Mayıs 2009, 03:52:56
Bize değer verenleri ağlatır, vermeyenler için ağlarız..

Bizim için hiç ağlamayacaklara değer veririz...

Garip ama gerçek...

Bir kez bunu anlasak değişmek için hiçbir şey geç değil...

Uyandığında iki seçeneğin olur; tekrar uyuyup bir rüya görmek,

Ya da uyanıp rüyanın peşinde koşmak...

Hep meşgulsen, hiç müsait olamazsın...

Hep zamanının olmadığını söylersen, hiç zamanın olamaz...

Hep “yarın yapacağım” dersen, yarın hiç gelmez...

Herakleitos
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: Günbatımı - 13 Mayıs 2009, 09:49:34
Bize değer verenleri ağlatır, vermeyenler için ağlarız..

Bizim için hiç ağlamayacaklara değer veririz...

Garip ama gerçek...

Evet, garip ama gerçek!
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 18 Mayıs 2009, 02:34:45
Bir kafanın bilgeliği bir de kalbin bilgeliği vardır...

 Bir kere beyefendi olan, her zaman beyefendidir...

Dil, pek çok doğal olayları tarif edebilecek kadar güçlü değildir...

Her şeyin yüzeysel bir bilgi olduğunu söylemek hiçbir şey bilmemek demektir...

Hiç kimsenin kendisinden başka düşmanı yoktur...

Kazalar en düzenli ailelerde bile meydana gelir...

Küçük şeyler hayatın toplamını meydana getirir...

Sevgi ne birden var olur, ne birden yok olur...

Charles Dickens
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 23 Mayıs 2009, 04:39:20
Bize huzuru ne mal mülk, ne de makam ve mevki sağlar...

Bunları ancak benimsediğimiz büyük davalar, büyük idealler ve o doğrultuda yaptığımız işler kazandırır bize...

Biz kusursuzluk arayışımızın yönlendirdiği ve olabileceğimizin en iyisini olmamızı sağladığı zaman; başkalarına yardım ve hizmet etmeyi dilimizden çıkarıp davranışımıza aktardığımız zaman;

Bizi istediklerimize bağlayan bağlar sağlam ve güçlü olduğu zaman, içinde bulunduğumuz şartlar ne kadar kısıtlı olursa olsun işte ancak o zaman mutlu oluruz...

Roger Porter
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 25 Mayıs 2009, 03:24:43
Bir gülümsemenin insana hiçbir masrafı yoktur...

Bu kadar basit bir sermaye ile elde edeceğiniz kazançlar ise büyük olabilir...

Kısacık bir ana sığan gülümseme bir hafızada ömür boyu yaşayabilir...

Hiç kimse gülümsemenin meydana getireceği faydaları reddedecek kadar zengin değildir...

Hiç kimse de gülümsediği için fakir düşmez...

Gülümseme korkaklara güç, kederlilere neşe, hastalara sağlık verir...

Gülümseme yorgunları dinlendirir...

Onu satın alamazsın; onu dilenemezsin, onu çalamazsın...

Onu birisi size ancak gönül rızasıyla verir...

Yalnız fotoğraf çektirirken değil, fotoğraf çekerken de gülümseyiniz...

Carnegie
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 31 Mayıs 2009, 04:42:11
Vicdan kendi kendimizi suçlayabilme, sorgulayabilme ve gerektiğinde kendimize savaş açıp, şahitlik edip, ceza verebilme üstünlüğüdür.

Bedene ve akla ne denli muhtaçsak, iç dünyamız ve huzurumuz için vicdana da o denli ihtiyacımız vardır.

Aslında tüm bunlar biraz bilgi, biraz sorumluluk ve biraz da deneyimle birleştirilirse kusursuz sonuçların alınması her zaman mümkündür...

Vicdan, insanı hep doğruya ve güzele götüren acımasız bir yönetici ve yönlendiricidir...

Öyle ya da böyle, her gün gelişmekte olan sezgi ve duygularımızın etkisi altında daha anlaşılır ve berrak duruma gelen güncel olayların rengi ve tadı, vicdanımızı biraz daha geliştirir. Vicdan kendisine karşı dürüst olan insanın tek efendisidir...

H.Benazus
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 05 Haziran 2009, 20:22:20
Bildiklerini anlat, ama akıl vermeye kalkma...

Anlatılanları iyi dinle, ama hepsini doğru sanma...

Sessiz kalmak, bir şey bilmediğin anlamına gelmez, çok konuşmak da çok şey bildiğini göstermez...

Herkesi kendine eşit gör, her kim olursa olsun bir insanı küçümsemek akılsızlık, çok büyük görmek de korkaklıktır...

Cesaret akıldan gelirse cesarettir, bilgisizlikten gelirse cehalettir...

Anonim
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 18 Haziran 2009, 04:15:57
-En iyi şeyler küçük kaplarda taşınırmış...

-Küçük bir beden çoğu kez büyük bir ruha yataklık edermiş...

-Ufak balıklar lezzetli olurmuş...

-Ateşe küçük odunlar atılırsa alevler artarmış... Büyük odunlar ateşi söndürebilirmiş...

-Sağanak dediğimiz küçük damlacıklardan ibaretmiş...

-Ufacık bir yağmur kocaman bir toz bulutunu yok edebilirmiş...

-Muazzam bir aydınlık küçük bir delikten görülebilirmiş...

-Saman çöpü rüzgarın yönünü gösterirmiş...

-Bütün hasat bir kıvılcım yüzünden elden gidebilirmiş...

-Büyük bir geminin batması için küçük bir delik yeterli imiş...

-Deve büyükmüş ama ot yermiş, şahin küçükmüş ama et yermiş...

-Büyük makineleri küçük çarklar çalıştırırmış.

-Küçük başlangıçlar olmadan büyük sonuçların sağlandığı vaki değilmiş...

Anonim
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 08 Temmuz 2009, 05:30:25
Belki uzun; belki kısa bir yoldasınız.
Her başarısızlık sizin için bir kavşak,
Endişeleriniz birer viraj,
Arkadaşlarınız bazen gaz pedalı olur bazen fren
Düşmanlarınız trafik, ışıklar kırmızı
Aileniz yolunuzdaki uyarı tabelaları
İş hayatınız engebeli bir arazi,..

Ama....

Depolarınız prensiplerinzle doluysa,
Motorunuz iradeniz kadar sağlamsa,
İnandığınız herşey sigortanız olmuşsa,
Allahın varlığını ve birliğini her zaman hissediyorsanız
dilediğiniz yola mutlaka varacaksınız...

alıntı
Başlık: Siz kendi güneşini perdeleyen bulutsunuz
Gönderen: Nev Bahar - 08 Temmuz 2009, 08:34:11
Hayatın boşluklarını doldurmak,
yahut dolu bir hayatı boşaltmak insanın elinde olmalı.
Hayatı dolu dolu yaşayanlar da,
başıboş gezinenler de bir tercih yapıyorlar aslında.
Bereketle dolmak ya da bereketten kaçmak.
Elinde olmalı insanın.

Dua, bereketi çağırır günlere..
Bereket duayı bollaştırır.
Her ikisinin yokluğu, başka yoklukları ve başka boşlukları davet eder.
Neden boş olmasın ki günler bir gaye olmayınca?..
Bugün okuduğum kitapta çok beğendiğim bir cümle vardı:

"Siz kendi güneşini perdeleyen bulutsunuz" diyordu..

Ne kadar da doğru.

Güneş sızamıyorsa ördüğümüz bulutların arasından,
suçu güneşte değil dönüp bir de kendimizde aramalıyız..

Güneşsiz günlere ah-u vah etmek sisleri dağıtmıyor.
Esefler hiçbir kalbi mutlu etmiyor, mutmain etmiyor.

Eseften uzaklaşmak diliyorum tüm kalplere..

Ümit ediyorum
Ümitle, güzellikleri istiyor
ve bekliyorum...

...Aşk-ı Bekâ'dan
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 14 Temmuz 2009, 04:23:36
Geçmişi hiç dert etmeyeceksin,

Kendini hep yeni doğmuş sayacaksın,

Her yeni gün, sana ne istediğini söyleyecektir...

Kendi işinden zevk alacaksın,

Başkalarının yaptıklarına değer vereceksin,

En küçük şey senin canını sıkmak ister...

Sen ise hep gününü gün edeceksin,

En önemlisi hiç kimseden nefret etmeyip,

Yarını Yaradana bırakacaksın...

Goethe
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: Ay Işığı - 24 Temmuz 2009, 13:07:08
Hayatı kucaklayacağız diye peşine düştüklerimiz, hayatı kucağımızdan kaçırıyor.
 
Yaşamamıza tat katacağız diye avuçladıklarımız, yaşamayı avuçlarımızdan uçuruyor.

Senai Demirci
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 25 Temmuz 2009, 03:10:19
Çocukluk ve yaşlılık birbirine benzer...

Her iki durumda da, değişik sebeplerle, insan oldukça savunmasız olur...

Bedenimizin çevresinde görünmez bir zırh oluşması ergenlik döneminde başlar...

Bu zırh bu dönemde oluşur ve ergin hayat boyunca kalınlaşır...

Gelişimi biraz da “inci”ninkine benzer, yara ne denli büyük ve derinse, çevresinde oluşan zırh o kadar güçlü olur...

Ama sonra zamanla, çok uzun süre giyilen bir giysi gibi en çok kullanılan yerlerinden yıpranır, dikişleri atar ve ani bir hareket sonucu yırtılır...

Başlangıçta hiçbir şey fark etmezsin, zırhının hâlâ seni sıkıca sardığını sanırsın, ama bir gün birdenbire, aptalca bir şey karşısında bir çocuk gibi nedenini bilemeden ağlamaya başlarsın...

Susanna Tamaro
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 31 Temmuz 2009, 05:22:59
Fosfor parıltısı saçan balık çeşitleri vardır...

Bunlar derin sulara, yosunlara ve deniz hayvanlarına yaklaştıkça bütün bu mahlukatın ışık içinde parıldadıklarını görürler...

Fakat bu balıklar bu pırıl pırıl yanan güzelliğin, her an kımıldayan kaynağını kendi vücutlarında taşıdıkları için onu hiçbir zaman göremeyeceklerdir...

İşte mesut insanlar da bu balıklara benzerler...

Andre Maurois
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 07 Ağustos 2009, 04:38:41

Hayat birbiri ardına gelen durumlardan ibarettir...

İçinde bulunduğumuz bu zamanı, başka bir zaman izleyecektir...

Hoşumuza giden bir şey olmaktaysa, bu anın getirdiği mutluluğun tadını çıkarın, fakat unutmayın ki, o an er geç yerini başka türlü bir zamana bırakacaktır... Eğer bunu kabul edebiliyorsanız, o an değişirken bile huzurlu kalabilirsiniz...

Eğer bir ızdırabınız varsa, ya da, çok mutsuz bir dönem geçiriyorsanız, bunun da geçeceğini bilin..

Bu bilinci yüreğinizde barındırmak, en çetin zamanlarınızda bile perspektifinizi korumanızı sağlar. Her zaman kolay olacağını söyleyemem, ama çoğu kez çok işe yarar...

 R.Carlson
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 10 Ağustos 2009, 06:26:49
Erdemli insan: Seken ayağımı, çolak elimi anlayışla karşılayan insandır...

Erdemli insan: Kulaklarımın onun söylediklerini süzerek dinleyeceğini bilir...

Erdemli insan: Gözlerimin donuk, cevaplarım kısa olmasına bozulmaz...

Erdemli insan: Masaya çay döktüğümde başka yerlere bakınır...

Erdemli insan: Yüzünde sımsıcak gülücükle bir dakikalığına bile olsa sohbet için yanıma yaklaşan insandır...

Erdemli insan: Asla “Bunu bana daha önceden anlatmıştın” demez...

Erdemli insan: Size sevildiğinizi ve yalnız olmadığınızı hissettirir...

Erdemli insan: Siz ona gidemediğinizde ayağınıza kadar gelen doktor gibidir...

Erdemli insan: Gününüzün iyi geçmesini gün batımınızın sevecenlikle yoğrulmasını sağlar...

Erdemli insan: Çok sevdiğiniz ailenize benzer ilgisi bugün burada olmamızın sebebidir...

Grace McDonald
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 13 Ağustos 2009, 03:53:13
Arzularımızı ve korkularımızı ortadan kaldırdığımızda bizim için hiçbir zalim kalmayacaktır...

Eğer kanatlarımız balmumundan yapılmışsa güneşten uzak durmalıyız...

Allah, bütün insanları mutlu olmaları için yaratmıştır; bedbaht oluyorlarsa kendi hataları yüzünden oluyorlar...

İnsan, insanın efendisi olamaz...

Bardağımızı kırdıklarında, komşumuzun bardağı kırıldığı zamanki kadar sakin olmalıyız...

Düşmanlarımızı düşünmek için ayıracağımız bir dakika bile düşmanlarımızdan daha değerlidir.

Nefret ve intikam hissi bize büyük zararlar verir.

Kader eninde sonunda şöyle veya böyle günahlarımızın bedelini önümüze koyar.

Görünen ya da görünmeyen zaman içinde herkes günahlarının bedelini öder.

Bunu bilen adam kimseye kızmaz, gücenmez, kimseyi aşağılamaz, kimseyi itham etmez, kimseden nefret etmez, kimseye kin tutmaz...

Bunu bilen adam karşılaştığı aksiliklere şaşmaz...

Önüne çıkan maddi-manevi engellerin kendi günahlarından başka bir şey olmadığını bilir...

Epiktetos
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: ikra42 - 16 Ağustos 2009, 11:45:12
Görünen ya da görünmeyen zaman içinde herkes günahlarının bedelini öder.
epiktetosun bu yazısını çok seviyorum..tam anlamıylada katılıyorum...bu yazı sürekli hatırda tutmak lazım...mevlanada demişya insanın sıkıntı işlediği günah yüzündendir huzuru sevapları yüzünden.tam olarak bu değil ama anlamı bu yani sözün..aklın yolu bir değilmi..mevlanada aynısını söylemiş epiktetosta ...zamanlar ve mekanlar farklı olsada ilahi yasalar hiç değişmez ve bunları zamanın bilgeleri insanları aydınlatmak için söylerler..sitede en çok bu bölümü seviyorum..tekrar tekrar okuyorum teşekkürler isra....
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 14 Eylül 2009, 01:42:14
Rica ederim :)



Başına ne gelirse gelsin, karamsarlığa kapılma.
Bütün kapılar kapansa bile
sonunda "O" kimsenin bilmediği patikalar açar.

Sen şu an göremesen de,
dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var.
Şükret ! İstediğini elde edince şükretmek kolaydır.
Sufi; dilediği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir.

Tebrizli Şems
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 18 Eylül 2009, 03:53:32
Karşılaşılan her güçlük, her tehlike, aşılması gereken bir engeldir.

Hayat aksiyondur, dayan…!

Sabrın yerini hayatta hiçbir şey tutmaz…Eğer amacına ulaşmak istiyorsan, her zorluğa göğüs ger, her ıstıraba katlan..

Azminin her kırılışında, gayeni – amacını düşün. .!

Eğer rüzgar yoksa, kürek çek;Bal yapan arıyı düşün,sonra…Koca Çınarı deviren ağaç kurdunu,ve….karıncayı hatırla.Unutma! Herşeyin bedeli var…!

Kanadını çırparak, dala yükselir kuş; Oturup boş yere çırpınmak neye yarar?Önce sebep göster,Sonra ümitten söz et..Hayat aksiyondur, dayan!

Nerede bir irade varsa orada bir yol vardır!

Rüzgar yoksa kürek çek…


alıntı
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 19 Eylül 2009, 03:45:51
Aile üyelerine karşı her zaman dürüst olun...

Anne, babalar ve çocuklar hiçbir zaman, ama hiçbir zaman birbirlerine isteyerek yalan söylemeyecekleri konusunda anlaşmış olmalıdır...

Evinizde birbirinize dürüst davranıyorsanız, güven ve saygı da eksik olmayacaktır...

Çocuklar söylediklerimizle yaptıklarımız arasındaki çelişkileri öyle çabuk yakalarlar ki, şaşarsınız...

Tutarsızlıklarımız onların gözündeki saygınlığımızı
azaltır...

Özellikle ergenlik çağına gelip de otoritemize baş kaldırmaya başladıklarında, onları terbiye etmemizi zorlaştırır...

Söylediklerimizle yaptıklarımız arasında büyük bir uyum varsa, çocuklarımız kısa sürede sonuçları olumlu ya da olumsuz da olsa söylediklerimize güvenmeyi öğreneceklerdir...

Paula Fellingham
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 22 Eylül 2009, 04:27:18
Hayatın bize çizdiği yol, özgürlük ve güzelliklerle dolu...

Ama biz bu yolu yitirdik...

Hırs insanların ruhunu zehirledi, dünyayı bir nefret çemberine aldı...

Hepimizi kaz adımlarıyla sefaletin ve savaşların içine sürükledi...

Hızımızı artırdık, ama bunun tutsağı olduk...

Bolluk getiren makineleşme bizi yoksul kıldı...

Edindiğimiz bilgiler bizi çıkarcı yaptı, zekamızı da katı ve acımasız...

Çok düşünüyoruz, ama az hissediyoruz...

Makineleşmeden çok insanlığa, zekadan çok iyilik ve anlayışa ihtiyacımız var...

İnsancıl değerlerimizi koruyamazsak hayat korkunç olur, hep yitiririz...

Siz insanlar güçlüsünüz... Makineleri yapacak güç sizdedir...

Bu hayatı olağanüstü bir mutluluk serüvenine çevirecek olan yine sizlersiniz...

Öyleyse, insanlık ve demokrasi adına bu gücü kullanalım...

...Ve ayırımcılık olmayan yeni bir dünya kuralım...

 (Şarlo)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: sehle - 22 Eylül 2009, 15:05:42
Her Şey Sende Gizli

Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...



Can YÜCEL

Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 24 Eylül 2009, 05:57:23
Hükümdar tarafından bir eyaleti yönetmesi için atanan bir öğrencisi gelmiş, Konfüçyüs’ten nasihat almak istemiş...

Konfüçyüs o eyalet halkının nasıl kişiler olduğunu sormuş...

“Şehirde idareleri çok zor, güçlü kişiler var” diye cevap vermiş yeni yönetici...

Konfüçyüs ona şu öğüdü vermiş:

“Ciddiyetle ve titizlikle en cesur ve asi olanlar el altına alınabilir.
Yüksek kalplilik ve adaletle güçlüler kendi yanına çekilebilir.
Sevgi ve saygı ile darda olanlara yardım edilebilir, fakirlerin sevgisi kazanılabilir.
Entrikacılar ise biraz tatlılık ama kesin kararlılıkla yola getirilebilir...
Eğer bunları uygularsan yönetim zor bir şey değildir...”
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 26 Eylül 2009, 05:44:29

Bak.
Bir yıl daha borçlandın hayata.
Ama üzülme büyüdüğüne
Hayat hergün yeni birşeyler öğretiyor insana.
Sabah gülerek başlayabiliyorsan güne ve hala kaybetmemişsen içindeki çocuğu,
Yüreğindeki umudu yazabiliyorsan bulutlara
Sakın durma
Koş
Yeni günlere,
Yeni mutluluklara
Hayat seni çağırıyor

alıntı
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 28 Eylül 2009, 04:38:13
Çocukken tek istediğim büyümekti...
Çünkü; sanki büyümek, özgürlük ve saygınlık demekti...
...
20 yaşımda, 30’umda olmak istedim.
Daha olgun, daha boyutlu...
...
Hayatımın ortasındayım,
Bu sefer de 20’li yaşlarımı özledim.
Genç olmayı ve de özgür ruhlu...
Emekli oldum, bu defa öykünmem orta yaş dönemineydi.
Nasıl da özlemiştim, zihnimin yıpranmamış halini...
...
Hayatım böylece geldi geçti.
Bense hiç istediğimi yaşayamadım...
Ne yazık ki...

(Jason Lehman)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 01 Ekim 2009, 03:51:49
Birçok insan matematiğin yasalarını bilir ve güzel sanatların çağunda da beceri sahibidir...

Fakat çoğu insan hayatı yöneten yasalarla, yaşama sanatı denilen o güç sanat hakkında az şey bilir...

Bir insan bir uçak yapabilir ve onunla bütün dünyayı baştan başa dolaşabilir...

Fakat nasıl mutlu, başarılı ve memnun olacağını öğreten o basit sanatın tamamıyla cahilidir...

Sanatları öğrenirken listenin en başına yaşama sanatını koymayı unutma...


Jean Jacques Rousseau
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 20 Ekim 2009, 04:22:39
Hayatın akışı değişip de bizi güçsüz bırakırsa;

O zaman gerçek gücümüz ortaya çıkar...

Sevgi bize “Neden ben” diyerek zaman kaybetmemeyi;

Onun yerine, “Şimdi ne yapmalı” demeyi öğretir...

Birinci soru gereksiz ve anlamsız bir çatışmaya götürür;

Ama ikincisi kendine acımanın ve anlamsız suçlamanın yükünü taşımayan bir eylemi akla getirir...

Eğer sevgi varsa, güçlükler bozulan ilişkilerin nedeni değildir...

Aslında bu durum bizim değişip ayakta kalmamızı sağlar...

Leo Buscaglia
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 03 Kasım 2009, 04:23:07
İnsanlar acımasızdır küçüğüm...

Sana seni, kendini, kalbinde taşıdığın sevgini, duygularını unuttururlar...

Tüm kalbinle savaş açsan, silahın ne olursa olsun yenilirsin...

Savaş kötüdür be küçüğüm... Ama mecbur ederler...

Bir gün gelir, en yakının senin en uzağın olur, hiç tanıyamayacağın hale gelir...

En uzağın, hiç tanımadığın senin en yakının, canın olur.

Onun için canını verebilir hale gelirsin...

“Gözden uzak olan gönülden de uzak da olur” derler ya küçüğüm, inanma...

Sen onu gönlünde yaşatırsan sana hep yakın olur...

Hayat bir okuldur... İnsanlar öğretmen ve öğrencidir...

Acılar, çekilen çileler, kayıplar, feryatlar derstir...

Gözyaşları defterdir... Kalbin, duyguların, özgürlüğün kitaptır...

Hayat okulundan başarıyla geçmelisin... Asla isyan etmemelisin...

Sen hep bildiğini sanırsın, ama bilmediğin çok şey vardır hep...

Öğrenmenin sınırı yoktur...

Hayat budur...

alıntı
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: mardin - 03 Kasım 2009, 11:54:31
harika, düşündürücü aynı zamandada ders veren yazılar.
elinize yüreginize saglık arkadaşlar paylaşımlarınız için
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 21 Kasım 2009, 06:27:30
Dostların ahlâkı temiz olmalı.

Aralarında her konuda, düşünüşlerinde, isteklerinde, ayırımsız, tam bir anlaşma olmalı...

İnsana sevgi kazandıran erdemden ayrılmamalı...

İnsanların dostluğa elverişli olup olmadıklarına bir karar vermek için görünür belirtileri yoktur...

Onun için sağlam, değişmeyen, hep aynı kararda olan dostlar seçelim...

Bunun için de öncelikle dostluğa girişim gerekir...

Cicero
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: insirah - 29 Kasım 2009, 06:49:27
bugun birsey ogrendim;beni kaybetmeyi goze alani, kazanmak icin asla ugrasmam
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 06 Aralık 2009, 03:55:15
Şunu unutma ki, düşünceni değiştirmek ve senin yanlışlarını düzelten birisinin söylediklerine uymak özgürlüğünden taviz vermek anlamına gelmez...

Çünkü bu değişiklik, senin iradenle olmuştur, kendi arzuna, değerlendirmene ve anlayışına uygun olarak yapılmıştır...

Eğer gerçekten sahip olduğumuz biricik şey, içinde bulunduğumuz an ise ve sahip olmadığımız bir şeyi yitirmemiz de mümkün olmadığına göre, birisinin elimizden alabileceği tek şey yaşadığımız andır...

Marcus Aurelius
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 09 Aralık 2009, 03:13:16
-Her birimiz tüm hayat deneyimlerimizden yüzde yüz sorumluyuz...

-Aklımızda olan her düşünce geleceğimizi belirlemektedir...

-Herkes için en büyük mutsuzluk, “Yeterince iyi değilim” diye düşünmektir...

-Bu sadece bir düşünce ve düşünce değiştirilebilir...

-Kendimizle barışık olduğumuz zaman hayatımız her yönüyle düzene girer...

-Olumlu değişimlerin anahtarı şimdi ve burada kendimizi kabul etmektir...

-Bedenimizde “Hastalık” denen şeyin üreticisi biziz...

-Kendi hakkımızda düşündüklerimiz kendi gerçeklerimizdir...

Louise Hay
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 11 Aralık 2009, 16:56:33
İnsanlar hakkında konuşanlara güvenip, onlar hakkında karar verme...

Eğer hata yaptığını biliyorsan onu düzeltmeye çalış, bile bile yapmaya devam etme...

Konuşmayı sevdiğin biriyle evlen, yaşın ilerledikçe sohbet her şeyden önemli olacaktır...

Yeniliklere açık ol, ama ille de değişmeye çalışma...

Daha fazla kitap oku, dostlarını ara, daha az tv seyret...

Güzel ve şerefli bir hayat yaşa, yaşlanıp geriye baktığında bir defa daha tadını çıkarırsın...

Yuvanda sıcak bir ortam kurmak için elinden geleni yap...

Sevdiklerinle tartışırken o anı önemse geçmişi kurcalama...

M.Khozouei
Başlık: Hayata dair bir kaç söz
Gönderen: insirah - 14 Aralık 2009, 00:07:08
Hayat herkes için acı çünkü benim boş yere dilediklerime sahip olmuş nice insanlar gördüm onlar da mesut değil.

İnsanlar akılsızlıkları yüzünden alınlarında yazılı olandan daha çok acı çekerler.

İnsan ya acılarını unutmasını ya da kendi mezarını kazmasını bilmeli.

Hayat Doğmaktir, ölüm Ise Doğduğunu Anlamaktir

Hayat, duygulananlar için bir trajedi, düşünenler için bir komedidir
 
Hayat biz plan yaparken aslında geçmişin özetidir
İnsan bir çay poşetine benzer; Sıcak suyun içine atana kadar gerçek rengini bilemezsiniz

Duymak istemeyen kadar kötü sağır yoktur.

Hayatı hakedenler, yalnızca onu hergün kazanabilenlerdir.
alıntı...
Başlık: Ynt: hayata dair bi kaç söz
Gönderen: Tuğra - 14 Aralık 2009, 00:22:11
Alıntı
İnsan bir çay poşetine benzer; Sıcak suyun içine atana kadar gerçek rengini bilemezsiniz

Çay poşetlerinde güzel renk verenlerin bazen berbat tatları oluyor,o halde bu benzetme pek uygun düşmüyor gibi.  :)
Başlık: Ynt: Hayata dair bir kaç söz
Gönderen: duha - 14 Aralık 2009, 00:26:39
Güzel paylaşım teşekkürler  s4))
Başlık: Ynt: Hayata dair bir kaç söz
Gönderen: insirah - 14 Aralık 2009, 00:27:41
Alıntı
İnsan bir çay poşetine benzer; Sıcak suyun içine atana kadar gerçek rengini bilemezsiniz

Çay poşetlerinde güzel renk verenlerin bazen berbat tatları oluyor,o halde bu benzetme pek uygun düşmüyor gibi.  :)
bazen istisna olabiliyor:)
teşekkür ederim duha
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: ikra42 - 14 Aralık 2009, 10:57:34
Duymak istemeyen kadar kötü sağır yoktur

bu söz çok doğru aynen katılıyorum


İnsan ya acılarını unutmasını ya da kendi mezarını kazmasını bilmeli.
buda çok ağır bir söz bence

güzel sözler teşekkürler..
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 16 Aralık 2009, 03:48:16
Size sözlü saldırı, ya da eleştiri yapıldığında korkmayın...

Yalnızca ahlâki olarak zayıf kişiler böyle durumlarda kendilerini savunma ve ötekilere anlatma çabası içine girerler...

Bırakın sizin için yaptıklarınız konuşsun...

Biz başkalarının bizim hakkımızda oluşturdukları izlenimleri kontrol edemeyiz...

Ve böyle bir kontrol çabası içine girmemiz, bizim karakterimizin değerini düşürür...

Dolayısıyla eğer birisi size belirli bir kişinin sizinle ilgili eleştirel bir şekilde konuştuğunu söylerse, sıkıntılı bir tavırla mazeretler ileri sürüp kendinizi savunmayın...

Yalnızca gülümseyin ve zannederim bu kişi benim başka hatalarım da olduğunu bilmiyor...
Bilseydi bu kadarından bahsetmezdi...

Epiktetos
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: Emir-ül Bahr - 16 Aralık 2009, 12:42:34
Epiktetos benim favori stoacım. Var oluşun can damarını yakalayan erdemli bir filozof.

Konuyu ilgi ile takip ediyorum teşekkürler İsra.
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 16 Aralık 2009, 19:09:48
Alıntı
Konuyu ilgi ile takip ediyorum teşekkürler İsra.

Buna sevindim.Ben de teşekkür ederim  :)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 24 Aralık 2009, 04:52:15
-Hedefimiz büyük, ama basamakları küçük tutmalıyız... Yoksa ayağımız kırılır...

-İnsanlar önerilen formüllerden değil, yaşanan gerçeklerden etkilenir...

-Duygusal olmak ile duygusal zekâ sahibi olmak farklı şeylerdir...

-İçinden bir şey gelmeyene dışarıdan bir şey yaptıramazsın...

-Çok önemli sözler bile, ezbere ve sık kullanılınca kıymetsiz olur... Sözü yerinde kullanmalı, eskitememeli...

-Tenkitlere açık olmalıyız... Ama her tenkide göre kendimizi ayarlamaya çalışırsak kendimiz olamayız...

-Gerilim anlarında dikkatli olmalıyız. Belki bizim okumuz yayda durabilir ama çevremizdeki gerilmiş yaylardaki oklar durmayabilir...

-Genellemeler tehlikelidir. “Asla”, “Kesinlikle”, “Hep” kelimelerine dikkat...

-Unutmaktan üzülmemeli... Unutmayı kendime yakıştıramıyorsam, hafızayı sahiplenemiyorum demektir...

-Yüzey genişledikçe derinlik, meşguliyet arttıkça verimlilik azalır...

alıntı
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: Mücteba - 24 Aralık 2009, 05:03:55
HAYAT, MAYAT

Hayat, mayat diyorlar
Benim gözüm mayat'ta.
Hayatın eksiği var:
Hayat eksik hayatta.

Takınsam, kanat, manat;
Kuş, muş olsam seğirtsem.
Bomboş vatana inat,
Matan'a doğru gitsem...


N-F-K 1940
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 27 Aralık 2009, 04:42:21
Hiç dikkat ettiniz mi; hayatınız boyunca büyümeyi en çok istediğiniz çağların çocukluk çağları olduğuna...

Eğer on yaşından küçükseniz büyüme konusunda öyle hevesli olursunuz ki yılları kesirleriyle düşünebilirsiniz.

-Kaç yaşındasın?
-4.5

Hiç 36.5 olmazsınız... Ama 5’e doğru yaklaşıp 4.5 olursunuz...

On’lu yaşlara gelirsiniz... Artık geriye doğru gitmezsiniz asla... Hep bir sonraki yaştır söylediğiniz...

-Kaç yaşındasın?
-16 olacağım.

12 olabilirsiniz ama 16 olacaksınız, sonunda... Sonra hayatın o muhteşem günleri.

21 olursunuz... Sözcükler bile bir şarkı gibidir... 21 oldunuz evet 21...

Sonra 30’a girersiniz... Burada ne oldu?...

Sanki dökülecek kesilmiş bir süt gibi hissedersiniz.

Ne oldu ne değişti? 21 oldunuz... Sonra 30...

Sonra 40’ı zorlamaya başlarsınız... 50’ye vardığınızda 60 yaparsınız...

O zamana kadar çok yol almışsınızdır...

Ve 70’e varırsınız...

Ondan sonra yaşlanma günü gününe bir olaydır.

Çarşamba olur... 80’ine basarsınız... Öğlen olur... Saat 4:30 olur...

Büyük annem yeşil muz bile almazdı... “Biliyorsun bu bir yatırım” derdi...

“Eğer olgunlaştığını göremezsen kötü bir yatırım olur...”

90’larda geri saymaya başlarsınız... Tam 92’yim dersiniz...

Sonra o garip şey olur tekrar... Eğer 100’e ulaşırsanız; tekrar küçük bir çocuk oluverirsiniz...

-100.5’um...

Mutlu yaşlanmalar!...

Ve unutmayın yaşlanma sadece beyinde biten bir problem.

Eğer kafanıza takmazsanız, hiç önemi yoktur...

George Carlin
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: leyya - 27 Aralık 2009, 05:26:59
çok güzel paylaşımlar bunlar.emegi geçenlere tşkkrlr. fg20)) fg20))
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: insirah - 27 Aralık 2009, 19:02:31
Kötüler kendilerine tahammül edildikçe daha çok azarlar. Tolstoy

En büyük zafer düşmemek değil,düştüğün zaman yeniden kalkabilmektir

İnsanlara doğru değer ver hak etmeyenleri sil.
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 07 Ocak 2010, 09:11:51
Küçük bir beden, çoğu kez büyük bir ruha yataklık edermiş.
...
Ufak balıklar daha lezzetli olurmuş.
...
Ateşe küçük odunlar atılırsa alevler artarmış, büyük odunlar alevi söndürürmüş.
...
Sağanak dediğimiz, küçük damlalardan ibaretmiş.
...
Ufacık bir yağmur, kocaman bir toz bulutunu yok edebilirmiş.
...
Muazzam bir aydınlık, küçük bir delikten görünebilirmiş.
...
Küçük bir saman çöpü, rüzgârın yönünü gösterebilirmiş.
...
Bütün bir hasat, bir kıvılcım yüzünden elden gidebilirmiş.
...
Büyük bir geminin batmasına, küçük bir delik yetermiş.
...
Büyük makineleri küçük çarklar çalıştırırmış.
...
Bazen büyük bir aşkı başlatan, küçük bir gülümseme imiş.
...
Büyük yazıları yazmak için küçük noktalar, virgüller gerekirmiş.
...
Ulu bir çınarın veremediği kokuyu, küçük bir papatya verebilirmiş.
...
Büyük paralara alınan hediyelerin sağlamadığı mutluluğu, küçük bir bakış sağlayabilirmiş.
...
Küçük sevinçleri bilmeyenler, büyük keyifler yaşayamazmış.
...
Küçük dediklerimizin aslında ne kadar büyük olabileceklerini;
Değerini onlar yok olmadan bilebilmemiz dileğiyle...

 (Anonim)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: Günbatımı - 07 Ocak 2010, 10:19:47
...
Küçük dediklerimizin aslında ne kadar büyük olabileceklerini;
Değerini onlar yok olmadan bilebilmemiz dileğiyle...

Her zaman akılda tutulması gereken mesajlar... Bazı günahları da küçümseme bahtsızlığına düşer ya çoğumuz zaman zaman... Allah muhafaza...

Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: mardin - 07 Ocak 2010, 11:34:27
isra günün moderatörü seçtim sizi bügün 5 yıldız &))
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 07 Ocak 2010, 14:51:51
teşekkür ederim mardin  :)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: fasulye - 07 Ocak 2010, 17:00:12
Benim favorimde isra,,,
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 07 Ocak 2010, 20:18:22
teşekkür ederim fasülye :)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 08 Ocak 2010, 09:18:27
Bazen, başınıza gelen şeyler ilk başta korkunç, acı verici ve adaletsizce görünebilir...

Ama sonraları aksine o engelleri aşmadan potansiyelinizin, gücünüzün, iradenizin ve yüreğinizin asla farkına varamayacağınızı anlarsınız...

Hastalık, yaralanma, aşk, gerçek mükemmelliğin kayıp anları ve aptallıklar, hepsi sizin ruhunuzun sınırlarını test etmek için vardır...

Bu küçük testler olmaksızın, her ne olursa olsunlar, hayat hiçbir yere varamayan, pürüzsüzce asfaltlanmış düz, yavan bir yol gibi olurdu...

Güvenli ve rahat; ama aptalca ve tamamen anlamsız...

Tanıştığınız, hayatınızı etkileyen insanlar, tecrübe ettiğiniz başarı ve çöküşler, kim olduğunuzu ve kim olacağınızı bulmanıza yardımcı olurlar...

Kötü tecrübelerden bile bir şeyler öğrenilebilir... Aslında, bazen onlar en önemlileridir...

Yaşadığınız her günden hayata dair bir ders alın...

Bugün; dün için endişelendiğiniz yarındır...

Buna değer miydi?...

Sharon Zeff
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 10 Ocak 2010, 13:23:57
Her yıldızın kendi yörüngesi vardır ve onunla en yakın komşusu arasında yalnız güçlü bir çekim değil,
erişilmez bir uzaklık da bulunur...

Çekimin gücü uzaklığa oranla artarsa, iki yıldız kucaklaşamayıp çarpışır ve yok olurlar...

Bizim de onlar gibi yörüngelerimiz var ve acıklı bir çarpışmayı önleyebilmek için, aramıza erişilmez bir uzaklık koymamız gerekir...

Saygılı davranmanın tüm sırrı birbirinden yeterince uzak durabilmektedir; saygının bulunmadığı toplumda hayat ne çekilebilir, ne de sürdürülebilir...

(Bernard Shaw)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 11 Ocak 2010, 03:11:42
İyi ve kötü, keyif ve acı, beğenilmek ve beğenilmemek, başarı ve hata, şöhret ve utanç...

Kısacası her şey gelip geçecek...

Her şeyin bir başlangıcı ve bir sonu vardır ve öyle olması da gerekir...

Başınızdan geçen her olay artık bitmiştir... Aklınıza gelen her düşünce başlamış ve sona ermiştir...

Her duygu ve ruh hali değişip, yerini başka birine bırakmıştır... Mutluluk, keder, kıskançlık, bunalım, öfke, aşk, utanç, gurur ve başka akla gelebilecek her türlü insanca duygudan payınızı almışsınızdır...

Bu gerçeği hayatınıza almakla, rahatlatıcı bir serüvenin ilk adımını atmış olursunuz...

Hayal kırıklığımız iki ana nedenden oluşur...

Keyifliyken bunun hep böyle sürmesini isteriz... Ama hiç öyle olmaz...

Ya da, herhangi bir ıstırabımız varsa, hemen bitmesini isteriz... Ama çoğu zaman öyle olmaz...

Mutsuzluk yaşadığımız anların doğal akışına karşı debelenmenin bir sonucudur...

Yaşamın sadece birbiri ardına gelen durumlardan ibaret olduğunu bilmenin büyük yararı vardır...

İçinde bulunduğumuz bu anı, başka bir an izleyecektir...

Hoşumuza giden bir şey olmaktaysa, bu anın getirdiği mutluluğun tadını çıkarın, fakat unutmayın ki, o an er - geç yerini başka türlü bir ana bırakacaktır...

Eğer bunu kabul edebiliyorsanız, o an değişirken bile huzurlu kalabilirsiniz...

Eğer bir ızdırabınız varsa, ya da çok mutsuz bir dönem geçiriyorsanız, bunun da geçeceğini bilin...

Her zaman kolay olacağını söyleyemem, ama çoğu kez çok işe yarar...

(Dr.Richard Carlson)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 15 Ocak 2010, 03:19:49
Nazik olmak için gülümsemeyi...

Bir arkadaşın değerini anlamak için yalnız kalmayı...

Çalışmaya başlamak için en iyi işi...

Nasihatleri hatırlamak için düşmeyi...

Dua’ya inanmak için acıları...

Yardım edebilmek için zamanının olmasını...

Özür dilemek için diğerinin acı çekmesini...

Barışmak için ayrılığı...

Sevmek için sevilmeyi
BEKLEMEYİN...

Beklemeyin çünkü;
ne kadar zamanınız var bilmiyorsunuz...

 (Anonim)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 28 Ocak 2010, 03:34:11
Eleman aranıyor...

Paylaşmanın kendini azaltmak olmadığını,

Yüz yüze konuşmanın arkasından konuşmaktan daha etkili olduğunu,

“Günaydın” demenin borç para vermek olmadığını,

“Lütfen”, demenin utanılacak bir şey olmadığını,

Yönetici olmanın emir vermek olmadığını,

Saygı duyulacak iş, saygı duyulmayacak iş diye bir ayırımın olmadığını,

Yöneticiye, duymak istediğini söylemenin iyilik olmadığını,

Eğitimin dinlenme olmadığını,

İletişim kurmanın sadece konuşmak olmadığını,

“Özür dilerim” kelimesinin yasak olmadığını,

Hayatta sevinçler kadar hüzünlerin de olduğunu,

Mutluluk maskelerinin satılmadığını bilen...

Kendisi ve bütün dünyayla barışık olan,

Ve tüm bunları çevresine anlatıp aşılayacak kişiler aranmaktadır...

(Anonim)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: Emir-ül Bahr - 31 Ocak 2010, 17:29:26
Değişebilir yada aynı kalabilirsin. Bunun bir kuralı yoktur.

En iyisini yada en kötüsünü yapabiliriz.

Umarım, sen en iyisini yaparsın.

Umarım, seni şaşırtacak şeyler yaşarsın.

Umarım, daha önce hiç hissetmediğin şeyler hissedersin.

Umarım, değişik bakış açıları olan insanlarla tanışırsın.

Umarım, gurur duyacağın bir hayatın olur.

Öyle olmadığını anlarsan;

Umarım en baştan başlayacak gücü bulursun...

(Bu metin bir filmin sonunda geçiyordu beğendiğim için not almıştım)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 31 Ocak 2010, 19:00:05
Teşekkürler Emir-ül Bahr
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 05 Şubat 2010, 03:37:33
Hepimiz bazen birileriyle o kadar yakınlaşırız ki; dostluğumuzu ya da kardeşliğimizi hiçbir şey engelliyemiyormuş gibi görünür...

Bizi ayıran küçücük bir köprü vardır hepsi o kadar...

Ama tam sen bu köprüye adım atacakken sana şu soruyu sorarsam “Bu köprüyü geçip bana gelir misin?...”

İşte o anda artık bunu istemeyiverirsin, sorumu tekrarlarsam öylece suskun kalırsın...

O andan itibaren aramıza dağlar ve azgın nehirler girer bizi ayıran ve birbirimize yabancılaştıran duvarlar bitiverir önümüzde...

Ve bir araya gelmek istesek de artık yapamayız...

Ama o küçücük köprüyü düşündüğünde sözcüklere sığmayacak kadar büyüyüverir gözünde yutkunur ve şaşar kalırsın...

İlginç bir öykü şunu bir daha gözden geçirelim;

Bir kişi köprüyü geçmek üzere yani öteki kişiye yakınlaşıyor...

O anda karşındaki kişi o kişinin zaten yapmayı düşündüğü şeyi yapmaya davet ediyor...

O zaman birinci adam adım atamıyor çünkü artık yapacağı şey diğerine boyun eğmek gibi geliyor...

Belli ki yakınlaşma yolunu engelleyen şey: Güç...

Bu demek ki o kişi olumlu duygular ifade etmeyi güce boyun eğme olarak yorumluyor...

Sıra dışı bir anlayış ona yakınlaşmak böylece imkânsızlaşıyor...

Gizli yönlerimizi görenlere ve güzel duygular içindeyken bizi yakalayanlara karşı nefret beslediğimizi söylüyor...

O anda bize gereken sempati değil kendi duygularımıza hükmedecek gücü tekrar kazanmamızdır.


Friedrich Nietzsche
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: Emir-ül Bahr - 06 Şubat 2010, 00:49:53
Teşekkürler Emir-ül Bahr

Ben teşekkür ederim İsra
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 10 Şubat 2010, 07:00:56
Bir dağ hayal et… Zirvesindeki manzara çok güzel. Orada olmayı çok istiyorsun, ama zirveyi kendinden çok uzakta gördüğün için ümitsizliğe kapılıyorsun. ‘Oraya nasıl olsa varamam,’ deyip vazgeçiyorsun.

Oysa, zirveye varanların adımları seninkilerden daha büyük değildi. Ama onlar, o küçük adımları birbiri ardınca atmayı sürdürmüş kimselerdi.

İmkânsızı gerçekleştiren mucizeler değil, sürekliliktir. Suya sarp kayaları deldiren de budur. Yirmi birinci yüzyıl insanına gülleri duyuran da…

Serdar Ozkan
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: insirah - 14 Şubat 2010, 05:10:52
oyle zamanlar vardır ki nereye gittigin onemli degildir, onemli olan yaninda kimlerle gittigindir.
Başlık: Üç şey
Gönderen: aydeniz - 19 Şubat 2010, 05:43:10

Köy sakinleri yağmur duasına çıkmışlardı. Bütün köy ahalisi toplandı.
İçlerinden sadece birinde şemsiye vardı.
Bu inançtır...

Babalar bebeklerini havaya hoplatır, çocuklar gülmekten bayılır. Yere
düşeceklerini akıllarına bile getirmezler. Çünkü babaları onu tutacaktır.
Bu güvendir...

Yatağımıza girerken yarın uyanıp yaşamaya devam edeceğimize dair
teminatımız yoktur. Ama yine de ertesi güne dair planlar yaparız.
Bu ümittir...

Ve bu üçü varsa hayatınız güzeldir...

İktibaS
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 20 Şubat 2010, 09:27:42

Herkes, hayata verdiği değer neyse ondan da onun karşılığını görüyor. Hayatı biraz giyinip süslenmek, biraz alışveriş yapıp hava atmak, gezip tozmak çerçevesine sıkışmış olarak görüyorsak o da bize bunları ve yalnızca bunları iade ediyor. Bunlar da kuşkusuz, hayatın vazgeçilmezleri arasındadır. Ama bundan ibaret değildir. Onu yeniden ve yeniden yaşayıp çoğaltırken, ondan bıkkınlığa düşmeden her an kendimizi, yaratılışın ve yeniden yaratılışın en taze noktasında konuşlanmış olarak duyumsamanın da yollarının var olduğunu bilmeli ve o yolları kendimize keşfetmeye çıkmalıyız.

Rasim Özdenören
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 27 Şubat 2010, 03:41:57
Bir şeyin imkânsız olduğuna inanırsanız; aklınız bunun neden imkânsız olduğunu size ispatlamak üzere çalışmaya başlar...

Ama bir şeyi yapabileceğinize inandığınızda; gerçekten inandığınızda, aklınız yapmak üzere çözümler bulma konusunda size yardım etmek için çalışmaya başlar...

O yüzden düşüncelerinize dikkat edin!..

David J. Schwartz
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 06 Mart 2010, 15:44:58
Sevgiyi var etmeye özen gösterdikçe, sevgi dolu seçimler üzerinde düşündükçe, hayatımızın sevgi dolu olması kaçınılmazdır...

O zaman sevgi bir alışkanlığa dönüşür... Neyin değerli olduğuna dikkat edersek, değerli olanı görürüz...

Hepimiz kendi küçük yöntemlerimizle yaptığımız her seçimle dünyayı bir biçimde etkileriz...

Ya problemin bir parçasıyızdır ya da çözümün...

Ya dünyaya daha fazla sevgi getiririz ya da sevginin önünde dururuz...

Sevgi yolunda yaptığımız her seçim önemli bir adımdır...

Bir sevgi kaynağı olmak birinci önceliğimiz olduğunda; hayat tadı çıkarılması gereken büyülü bir yolculuk olur...

 R. Carlson
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 22 Mart 2010, 03:59:30
İyi insanlar, hayatın her yönünü severler, şikayet etmekle ya da olayların
daha değişik olmasını istemekle vakit kaybetmezler...

Onların sevgi anlayışları, sevdiklerine hiçbir değeri zorla kabul ettirmemeyi gerektirir...
Çok açık ve dürüst konuşurlar...

Çünkü vermek istedikleri mesajları, başkalarını memnun etmek için dikkatli sözcükler arkasına gizlemezler...
Kendilerini şikayet etmeden kabullenirler...

Fiziksel benliklerini, sahteliklerle gizlemezler... Gülmeyi ve başkalarını güldürmeyi iyi bilirler...

Başka insanları çok iyi anlarlar ve asla şaşırıp şok olmazlar...

Gereksiz kavgalarda asla taraf tutmazlar... İnsanlar hakkında konuşmaz, insanlarla konuşurlar...

En önemlisi bu insanlar kendilerini severler...

Kendilerine acımak, kendilerini reddetmek, kendilerine öfkelenmek için zamanları yoktur.

Problemleri vardır, ama sorunların onları duygusal çöküntüye götürmesine izin vermezler.

Tökezleyip düştüklerinde, tekrar ayağa kalkar ve sızlanmadan yaşamaya devam ederler...

Dr. Wayne W. Dyer
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 24 Mart 2010, 05:02:58
Tam şu anda nerede durduğuna bak, sonra da nereye doğru gittiğini düşün...

Bunu yaptığında korkunun buzları eriyecek...

Umudun gün ışığı ise parlamaya başlayacak...

Hayatta adım adım yürü...

En büyük acıları bile yenmek mümkündür...

En tatlı meyveler; arkadaşlık bağından toplanır...

Gerçekten inandığın, güvenebileceğin insanları bulursan, onları sakın bırakma...

Unutma...

Yansıttığın ışık kadar iyisin...

L.Rooney
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: gülçiçek - 24 Mart 2010, 12:04:22
En tatlı meyveler;arkadaşlık bağından toplanır...                                            Teşekkürler.
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 23 Nisan 2010, 15:11:54
Her tür ilişki avuç içinde duran kum taneleri gibidir...

Avucumuzu sıkmadan, gevşekçe tutarsak, kum taneleri kaymaz, durur...

Avucumuzu kapatıp, sıkmaya başladığımız an kum taneleri parmaklarımızın arasından akmaya başlar...

Bir kısmını tutmayı başarsanız da, çoğu akıp gider...

İlişkiler de böyledir...

Esneklik varsa, diğer insana saygı duyuluyor ve özgürlük tanınıyorsa ilişkiler bozulmaz.

Ama diğer insanı çok bunaltırsanız ilişki de yavaş yavaş bozulur ve biter...

K.Jamison
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 26 Nisan 2010, 15:38:57
Hayatınız çok kıymetlidir
Ve yaşarken şunları bilmeniz gerekiyor;

Hayat; servettir, korumayı bil...

Hayat; bilmecedir, çözmeyi bil...

Hayat; güzelliktir, kıymetini bil...

Hayat; mutluluktur, tatmayı bil...

Hayat; aşktır, sevgidir, keyfini çıkarmayı bil...

Hayat; rüyadır, gerçekleştirmeyi bil...

Hayat; oyundur, oynamayı bil...

Hayat; verilmiş bir sözdür, tutmayı bil...

Hayat; hüzündür, aşmayı bil...

Hayat; şarkıdır, söylemeyi bil...

Hayat; mücadeledir, kabullenmeyi bil...

Hayat; trajedidir, göğüslemeyi bil...

Hayat; maceradır, göze almayı bil...

Hayat; şanstır, kullanmayı bil...

Hayat; fırsattır, yararlanmayı bil...

Hayat; kıymetlidir, mahvetmemeyi bil...

Hayat; görevdir, tamamlamayı bil...

Yaşamak; yaşıyor olmaktır, uğruna savaşmayı bil...

Theresa
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 07 Mayıs 2010, 03:36:23
İnsanlar, birbirlerinden nefret ediyorlar...

Nefret ediyorlar, çünkü birbirlerinden korkuyorlar...

Korkuyorlar, çünkü birbirlerini tanımıyorlar...

Tanımıyorlar, çünkü birbirleriyle ilişkileri yok...

Birbirleriyle ilişkileri yok, çünkü birbirlerinden ayrı yaşıyorlar...

(Martin Luther King)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 10 Mayıs 2010, 05:39:22
Karpuzu severiz...

İçimizi serinletir...

Siyah çekirdekleri var diye onu yemekten vazgeçmeyiz...

Asıl olan çekirdekleri yutmadan, ellerimizi kirletmeden karpuzu yeme becerisini gösterip içimizi serinletmek...

Hayatı da seviyoruz...

Eğer içimize serinlik (Huzur) istiyorsak.

Hayatında siyah çekirdeklerini ayıklamasını bilmek gerek...

Ahmet Kik
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 20 Mayıs 2010, 04:10:38
Mutluluğa ulaşmanın 5 kuralı vardır;

1-Kalbini kin ve nefretten koru...
2-Kalbini gereksiz endişelerden koru...
3-Basit yaşa, mutlu yaşa, içten sev...
4-Hayata karşı sen daha verici ol...
5-Hayattan her zaman daha az şey bekle...

C.Christian
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 26 Mayıs 2010, 05:17:43
Sabah sol gözümde bir ağrı ve biraz kanla uyandım.

Öğleden sonra soluğu doktorda aldım... Dünya tatlısı bir doktor... İlk bakışta çözdü derdimi;

“Direnç kaybına bağlı iltihaplanma...”

“Problem gözünde değil aslında” dedi doktorum;

“Baktığın yerde... Hep karanlığa bakmaktan feri sönmüş gözlerinin... Yılgın düşmüşsün... Yorgunluk mikrobu, seni gözünden vurmuş”

Bu teşhisin ardından öyle bir reçete yazdı ki dostlar başına:

“-Pozitif düşüneceksin... Hayata sımsıkı sarılacaksın... İşinden kafanı kaldırıp sevdiklerinle vakit geçireceksin... Sev ki, hücrelerin yenilensin... Sana enerji vermeyecek hiç kimseyle de birlikte olma...”

(Shakespeare)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 12 Haziran 2010, 04:27:22
“En doğru yol, en dikensiz yoldur” diyenler seni aldatıyorlar.

Onlar, karanlık evlerinde kaybettiklerini sokak lambasının altında arayan şaşkınlardır.

Aldırma... Ayağına batan dikenler, aradığın gülün habercisidir.

Dikenine katlanmaktan söz edenler, âşıkmış gibi davrananlardır.

Gerçek âşık olanlarsa, dikenini de sever.

Dostum, yollar yürümek içindir.

Fakat, şu gerçeği de hiç unutma:

Yürümekle varılmaz, lakin varanlar yürüyenlerdir.

Yol boyunca; yola çıkıp da yürümeyenleri,

Yola oturup, gelen-geçenin ayağına çelme takanları,

Yoldan metafizik uyuşturucularla keyif çatanları, Tel örgülerle çevirdiği yolu kendisine zindan edip volta atanları,

Maratona 100 metre koşucusu gibi hızlı gidip, 50. metrede yola yatanları, Yürüyüşün uzun ve yolun zahmetli olduğunu görünce, yolculuk üzerine zor atanları,

Yürümeyi bırakıp, yol-yolcu ve menzil üzerine kalem oynatanları,

Ayağına batan tek bir dikenin faturasını çıkarıp, ömür boyu tafra satanları, Beyaz atlı kurtarıcıyı gözlemek için ufka bakıp bakıp dağıtanları,
Yanlış kılavuzlara kızıp yolu satanları göreceksin.

Aldırma, yürü...

Akıl pusulan, iman sermayen; amel azığın, sevgi yakıtın, ahlâk karakterin, edep aksesuarın, merhamet sıfatın, şeref ve izzet adın olsun.

H.Cibran
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 18 Haziran 2010, 04:46:47
Dış dünyayı kontrol gücünüzün sınırlı, geçici ve hatta aldatıcı olduğunu kabul edin.
İçinize bakmaya ve içinizi kontrol etmeye çalışın.

Keyif ile mutluluğu karıştırmayın. Keyif insanı yorar, tüketir.
Mutluluk öğrenilmesi gereken bir yetenektir. Her insan bu potansiyele sahiptir.

Mutluluğu yakalamak istiyorsanız, çaba harcamanız, gelişmeniz gerektiğini kabul edin.
Hayat bir sipariş kataloğu değildir.

Öfkenizin farkına varırsanız, kendini besleyemez ve varlığını uzun süre sürdüremez, zamanla yok olur.
Öfkenizin farkına varmayı alıştırma yaparak öğrenebilirsiniz. Zamanla öfkeye grip kadar seyrek yakalanabilirsiniz.

Nefret, saplantılı tutku, kibir, kıskançlık, açıkgözlük ve gurur gibi zihinsel toksinlerden kurtulun.
Herkes dünyanın en mutlu insanı olabilir. Erişmek için bunu istemek gerek.

(Matthieu Richard)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: insirah - 18 Haziran 2010, 06:41:21
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına.
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır.
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana. A.BEHRAMOĞLU
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 21 Haziran 2010, 03:37:24
Hiçbir zaman pes etme, çünkü yapamayacağın bir şey yok...

Bir şeyin imkânsız olduğuna inanırsan; aklın bunun neden imkânsız olduğunu sana ispatlamak üzere çalışmaya başlar...

Ama bir şeyi yapabileceğine inandığında; aklın yapmak üzere çözümler bulma konusunda sana yardım etmek için çalışmaya başlar...


David J. Schwartz
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 22 Haziran 2010, 03:44:43
Bugün yaşayacağım her şeyi ben seçeceğim;

Ya kızacağım yağmura etrafı ıslatıyor diye,
Ya da seveceğim onu çiçeklerimi suladığı için...

Ya sıkılacağım param yok diye,
Ya da harcamalarımı planlayıp, müsriflikten uzak kalmaya çalışacağım...

Ya sızlanacağım bozulan sağlığıma,
Ya da hayatta olmayı kutlayacağım...

Ya içli içli sitem edeceğim anne babama, beni büyütürken veremedikleri şeyler yüzünden,
Ya da onları yürekten seveceğim beni dünyaya getirdikleri için...

Ya sıkıntı basacak dikenli güllere katlanmak zorundayım diye,
Ya da dikenlerin gülleri var diyerek umut dolacağım...

Ya kaybettiğim dostlar için yas tutacağım,
Ya da yeni insanlarla yeni dostluklar peşinde koşacağım...

Ya işe gitmek zorunda olduğum için mızırdanacağım,
Ya da gidecek bir işim olduğu için sevinç dolacağım...

Ya ev işleri yapmak eziyet olacak bana,
Ya da işlerini yaptığım o evde aklımı, ruhumu ve bedenimi barındırabildiğim için minnettar olacağım...

Belki yeni şeyler öğrenmek istemeyecek canım,
Ya kızgın olacağım -öğrenmek gereken ne çok şey var- diye,
Ya da ufak tefek de olsa faydalı ne varsa öğrenmeye çalışacağım...

L.Rosten
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 26 Haziran 2010, 04:25:15
İnsanlar ne kadar mutlu olduklarını söyleseler de asla tatmin olamaz:

Her zaman en güzel kadın ya da adamla olmayı, daha büyük bir ev almayı, arabamızı değiştirmeyi isteriz; hep elimizde olmayanı arzularız...
Bu da aslında hayatta kalma dürtüsünün ince yansımalarından biridir...
Çünkü herkes kendisini tamamıyla mutlu hissettiği an kimse daha farklı bir şey yapmaya kalkışmayacak ve dünyanın gelişimi duracaktır...

Bu yüzden, hem fiziksel ortamda (yemek, içmek) hem de duygusal ortamda (hep elimizde olmayanı istemek) insanlığın evrimi tek bir önemli ve temel kuralı öğretir:

Sürekli mutluluk olamaz...

Mutluluk hep anlar içinde yaşanan bir duygu olarak kalacak, böylece asla koltuğumuza rahatça yerleşip hiçbir şey yapmadan dünyayı seyretmeyeceğiz...

İyisi mi siz mutluluğu arama fikrinden vazgeçin ve bilinmeyen sular, yabancılar, riskli deneyler gibi daha ilginç şeylerin peşine düşün...
Ancak bu şekilde insanlığımızı tam anlamıyla yaşayabilir ve birbiriyle barış içinde yaşayan daha uyumlu uygarlıklar için katkıda bulunabiliriz...
Elbette her şeyin bir bedeli vardır, ama bu bedeli ödemeye değer...

(Paulo Coelho)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 17 Temmuz 2010, 06:03:04
Düşünmeye vakit ayır...
Düşünce güç için kaynaktır...

Okumaya vakit ayır...
Okuma bilginin pınarıdır...

Duaya vakit ayır...
Dua, güç anlarda direnmenin desteğidir...

Sevmeye vakit ayır...
Sevme hayatı tatlı kılan şeydir...

Vermeye vakit ayır...
Verme günün aydınlığıdır...

Teşekküre vakit ayır...
Teşekkür, hayat pastasının kremasıdır...

(Charles Lever)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 18 Temmuz 2010, 05:38:31
İnsanlar hemen her zaman, daha önce denenmiş yöntemlere başvururlar ve hemen her zaman taklit yöntemi ile hareket ederler...

Ama hiçbir zaman kendilerinden önceki kişinin yolunu aynı şekilde izleyemezler veya taklit etmeye niyetlendikleri kişinin erdemine ulaşamazlar.

Bunun için de kendilerine örnek ve kılavuz olarak büyük insanları seçmeleri gerekir, böylece her ne kadar söz konusu kişilerin büyüklük ve başarı derecelerine yükselemeseler de, hiç olmazsa bunlara biraz yaklaşmış olurlar.

(Machiavelli)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 23 Temmuz 2010, 05:19:44
Bir köylü kadın, kocasına yemek olarak, bir parça samanı önüne koyuvermiş...

Adam, bağırarak, “Bu ne böyle saman mı yiyeceğiz, delirdin mi sen” deyince kadıncağızın cevabı şöyle olmuş:

“-Ne bileyim?... Yirmi senedir sana yemek yaparım, saman yemediğini gösteren tek bir kelime etmedin...”

Bu yüzden; size en yakın olanlardan gülümsemenizi eksik etmeyin...
Çünkü ona ihtiyacı olmayan yoktur...
Gülümseyen insan, her zaman daha iyi satar, daha iyi öğretir, daha iyi yönetir ve daha mutlu çocuklar büyütür...

(...Dale Carnegie)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 27 Ağustos 2010, 04:41:39
-Acı çekmek iyidir. İnsanı alçak gönüllü ve merhametli yapar.

-Hâlâ düne bağlıysanız bugün hiçbir yere gidemezsiniz.

-Karanlığın ortasında durup sanki tamamen aydınlıktaymış gibi davranmak zaferdir!

-Büyük sınavlar büyük işler için gerekli hazırlıklardır.

-Dertler gelince bazı insanlar koltuk değneği satın alır bazılarının ise kanatları ortaya çıkar.

-Eğer ruhun gözyaşları olmasaydı gökkuşağı da olamazdı.

-İnatçı terslikler bazı kimselerin kaçmasına bazılarının ise rekorlar kırmasına neden olur.

-Duaların kanatlarıyla sıkıntılarımız uçup gider.

-Tünelin karanlığından şikâyet etmeden önce dağlardan geçen kestirme bir yol olduğunu hatırlayın.

-Hayat varken ümit de vardır.

G. Marquez
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: rahle - 27 Ağustos 2010, 04:59:54
hepside çok güzel ,paylaşımlarınız için çok teşekkür ederiz isra hocam.
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 02 Eylül 2010, 07:45:47
rica ederim rahle
---------------------


-Başarısızlık hiçbir şey başarmadığınız anlamına gelmez;
bir şey öğrendiğiniz anlamına gelir...

-Başaramamak sizin aptal olduğunuz anlamına gelmez;
denemek için çok fazla inancınız olduğu anlamına gelir...

-Başaramamak utanmanızı gerektirmez;
çabalamaya niyetli olduğunuz anlamına gelir...

-Başaramamak ona sahip olmadığınız anlamına gelmez;
bir şeyi daha farklı yapmanız gerektiği anlamına gelir...

-Başarısızlık sizin daha aşağı olduğunuz anlamına gelmez;
mükemmel olmadığınız anlamına gelir...

-Başarısızlık hayatınızı boşa harcadığınız anlamına gelmez;
taze yeniden başlamak için bir nedeniniz olduğu anlamına gelir.

-Başarısızlık pes etmeniz gerektiği anlamına gelmez;
daha fazla çabalamanız gerektiği anlamına gelir...

-Başarısızlık hiçbir zaman yapamayacağınız anlamına gelmez;
sadece biraz daha uzun süreceği anlamına gelir...

-Başarıyı hedef alın, mükemmel olmayı değil;
yanlış yapma hakkından vazgeçmeyin, vazgeçerseniz yeni şeyler öğrenme ve gelişme imkânını kaybedersiniz.

Unutmayın: Mükemmeliyetçiliğin arkasında korku yatar;
insan olduğunuzu hatırlayarak korkularınızı göğüsleyin. Daha mutlu ve daha etkili olursunuz...

David M.Burns
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 04 Eylül 2010, 05:43:16
Hepimiz olaylara tahammül etmeye, alışmaya ve suçu içinde bulunduğumuz duruma atmaya meyilliyiz...

“Ah, her şey olması gerektiği gibi olsaydı, farklı olurdum” ya da “Bana fırsat verin, yapmak istediklerimi gerçekleştireyim” veya “Hayatın adaletsizliği altında eziliyorum” deriz...

Rahatsızlıklarımızdan dolayı başkalarını, çevremizi ya da ekonomik şartları suçlarız.

İnsan rahatsızlığa alıştıysa zihni körelmiş demektir...

Tıpkı insanın etrafındaki güzelliğe artık onu fark etmeyecek kadar alışabilmesi gibi...

İnsan kayıtsızlaşır, katılaşır, acımasızlaşır ve zihni gittikçe körelir...

Buna alışmazsak bir uyuşturucu madde alarak, siyasî bir gruba katılarak, bağırarak, yazarak, futbol maçına ya da başka bir eğlence yolu bularak bundan kaçmaya çalışırız.

Şartlanmanızdaki tehlikeyi sâdece zihinsel bir kavram olarak görürseniz, bu konuda hiçbir şey yapmazsınız...

Bir tehlikeyi sâdece bir fikir olarak görmek, fikirle hareket arasında bir çatışma çıkarır ve o çatışma da bütün enerjinizi alır...

Ancak şartlanmayı ve getirdiği tehlikeyi o anda bir uçurumu görür gibi gördüğünüz zaman harekete geçersiniz...

Öyleyse görmek harekete geçmektir.

alıntı
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 06 Eylül 2010, 05:36:03
-İdeal insan iyilik yapmaktan zevk alır. Kendisine iyilik yapılırsa mahcubiyet duyar. İyilik yapmak üstünlük işaretidir...

-Karşılaşacağınız nankörlükten dolayı üzülmemek için hazırlıklı olun. Karşılık beklemeden iyilik yapın.

-Birini gerçekten dinleyin. Kesmeden, hayal kurmadan, vereceğiniz cevabı düşünmeden... Can kulağıyla dinleyin.

-Kucaklamalar, öpücükler, sırt sıvazlamalar ve el tutmalar konusunda cömert olun. Bu ufak hareketler, aileniz ve dostlarınıza olan sevginizi daha açık göstermenizi sağlayabilir.

-Basit bir “Yardımın için teşekkürler” notu, ya da belki bir şiir... Kısa, elle yazılmış bir not bazen ömür boyu hatırlanır.

-Bazen tek istediğimiz yalnız kalmaktır. Bu anlara duyarlı olun ve ihtiyacı olana yalnız kalma hediyesi verin.

-Birine tatlı bir söz söylemek gibisi yoktur. Selâm vermek veya teşekkür etmek o kadar zor mu?...

(Aristo)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 14 Eylül 2010, 13:33:53
Çok dinle, kuşkulandığın noktaları bir yana bırak ve sakınarak konuş...

O zaman pek az yanlışın olur...

Çok gör ve tehlikeli şeylerden uzaklaş ve davranışlarında çekingen ol...

O zaman pişman olmazsın...

Bir kimse konuşmalarında ve davranışlarında az yanlış yaparsa, bu kimse kazanç yolundadır...

Konfüçyüs
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 18 Eylül 2010, 03:59:17
İyi ve kötünün, keyif ve acının, beğenilmek ve beğenilmemenin, başarı ve hatanın, şöhretin ve utancın;

...Kısacası her şeyin gelip geçecektir...

Her şeyin bir başlangıcı ve bir sonu vardır ve öyle olması da gerekir...

Başınızdan geçen her olay artık bitmiştir...

Aklınıza gelen her düşünce başlamış ve sona ermiştir...

Her duygu ve ruh hali değişip, yerini başka birine bırakmıştır...

Mutluluk, keder, kıskançlık, bunalım, öfke, aşk, utanç, gurur ve başka akla gelebilecek her türlü insanca duygudan payınızı almışsınızdır...

Peki bunlar nereye gitti?.. Cevabını kimse bilemez...

Bildiğimiz tek şey, eninde sonunda her şeyin yok olacağıdır...

Bu gerçeği hayatınıza almakla, rahatlatıcı bir serüvenin ilk adımını atmış olursunuz...

Hayal kırıklığımız iki ana nedenden oluşur...

Keyifliyken bunun hep böyle sürmesini isteriz... Ama hiç öyle olmaz...

Ya da, herhangi bir ızdırabımız varsa, hemen bitmesini isteriz... Ama çoğu zaman öyle olmaz...

Mutsuzluk yaşadığımız anların doğal akışına karşı debelenmenin bir sonucudur... Hayatın sadece birbiri ardına gelen durumlardan ibaret olduğunu bilmenin büyük yararı vardır...

Dr.Richard Carlson
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 06 Ekim 2010, 03:45:07
Her insan mutlu olamaz...
Çünkü; gereğinden fazla özler dünü,
Hak ettiğinden fazla düşünür yarını...
Ve hiç hak etmediği kadar bilinçsizce yaşar bugünü...
...
Her insan mutlu olamaz...
Çünkü; gereğinden fazla özler hayatından çıkanları
Hak ettiğinden daha büyük umutla bekler hayatına girecekleri
Ve asla göremez yanı başındakileri...

Halley H.
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 01 Kasım 2010, 22:01:02
Biri, bir başka insanı gerçekten seviyorsa eğer...

Hele ki...

Merakı, endişesi, telaşı ve korkularına önemi "içinde hiçbir çıkar olmadan" verebiliyorsa eğer...

Yani;

Yazdığı mesajın, söylediği "seni düşünüyorum" gibi iki kelimenin en nihayetinde, kendi kendine kaldığında bunu gönderdiği insandan beklentisi sıfır ise cidden...

Gerçekten insandır o insan...

Dost biridir, bencil de değildir, seviyordur da o kişiyi...

İyidir...

Cidden iyidir...

* * *

"İki satır mesaj ile birilerine nefret kusmak" değildir tek başına kötülük...

"Çıkar beklentisi" de kötülüktür...

"Bir ilişkiyi sadece kendisi için ve var olma çabası için sürdürme çabası da" kötüdür...

"Sadece kendi hayatında iş, güç, telaş, koşturma var diye düşünen ve diğerlerinin yaptıklarına değer vermeyen de" kötüdür...

Sırf kendi yaptığını özel sanıp başkasını alkışlamayan da, teşekkür etmeyen de...

alıntı
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: mazlum - 01 Kasım 2010, 22:40:35
Cenabı Hak Hayvanatı yaratıgında onlara şöyle ilham etmiş , içiniz den birini
vesile kılarak insanlıga şifa olacak( Bal'ı ) yaratacagım buyurmuş .

Bütün hayvanat ben ben layıkım bu vazifeye derken . Arı bir kenara cekilmiş .
ben olamam onca hayvan icinden . Aslan var Fil var daha niceleri varken ben olamam diye,
üzülürken Cenabı Hak bu vazifeyi Arı'ya tahsis etmiş .

Belki diye birsinizki , Kardeşim bu hikayeyi, hikaye bölümüne eklesendin diye ,
ama burdaki Başlık Hayat tercübesi .
Bu Bal Arı'sının haliyse , bizlere büyük ışık tutuyor .Nedersiniz ?
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 12 Kasım 2010, 01:43:21
İnsan var; bugün arzuyla, yarın bıkkınlıkla kahrolan...
Yana yakıla seven, sevgilere hoyratça son veren...
Hiçbir sevgiye güven beslemeyen, hiçbir sevgide mutlu olamayan...

İnsan var; sevgiden yanıp tutuşan...
Aşağılanmaları sineye çeken, sonunda kapı dışarı edilen...
Ama bağlandıkları kişiden yine de kopamayan...
Kıskanç ve horlanmış sevgiyle onurları çiğnenmiş, yine de sadakat sergileyen...

İnsan var; bir başka gezegende yaşar gibi bütün bu insanların arasında yaşayan...
Hayat denen şeye akıl erdiremeyen, sevgiye susamışlıktan ölen...
Ama sevgiden de korkmadan duramayan...

Hermann Hesse
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 13 Aralık 2010, 04:39:53
Mutluluğu nerede bulabilirsiniz?...

Ne mantıksal düşüncede, ne maddi zenginlikte, ne de şöhrette...

Kendi doğanızın gerektirdiği biçimde yaşamakta...

Peki bunu nasıl yapabilirsiniz?...

Davranışlarınızın ve eylemlerinizin, ilkelerinize dayanmasını sağlayarak...

İyi ve kötüyü ele alan ilkeleriniz...

Sizi adil, ılımlı, cesur ve özgür kılmayan hiçbir şey sizin için iyi değildir...

...Ve bunların tam zıddı olmayan hiçbir şey de kötü değildir...

Marcus Aurelius
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 19 Aralık 2010, 23:21:20
Dört kötülük vardır, onlardan uzak durun;

1-Nasihatsiz infaz etmek... Bu, gaddarlıktır...

2-Öğretmeden başarıları ölçmek... Bu kabalıktır...

3-Yönetimde gevşek olup sınırlar koymak... Bu kötü niyettir...

4-Başkalarının hakkını verirken cimri davranmak; bu bürokrat olmaktır...

Konfüçyus
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 09 Ocak 2011, 02:54:00
Kızılderililerin şöyle bir deyişi vardır:

“-Bir insanı yargılamadan önce gökte üç ay eskiyinceye dek onun makosenleriyle yürü...”

Dışarıdan bakınca pek çok hayat yanlış, mantıksız, delice görünebilir...

Dışarıda kaldığın sürece insanları ve ilişkileri yanlış yargılayabilirsin...

Yalnızca içinden, yalnızca gökte üç ay değişene dek onun makosenleri içinde yürüyerek; dürtüler, duygular, insanı farklı davranmaya yönelten nedenler anlaşılabilir...

Anlayış, bilgiçliğin kibriyle değil, alçakgönüllülükle doğar...

Anonim
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 09 Ocak 2011, 23:51:05
Hayat da bir masal gibidir, ne kadar uzun olduğu değil nasıl yaşandığı önemlidir.

Uzun yaşamak için değil, doğru yaşamak için çabalamalıyız.

Zor olduğundan cesaret edemiyor değiliz, tersine cesaret edemediğimiz için zordur.

Büyüklük tepelerine giden yollar inişli, çıkışlıdır.

Hepimiz yaşamın kısalığından söz ederiz de, boş geçen zamanlarımızı nasıl kullanacağımızı bilemeyiz!

Gençliğinde bilgi ağacını dikmeyen, yaşlılığında rahatlayacağı bir gölge bulamaz.

Hayat bir öyküye benzer; önemli olan yanı eserin uzun olması değil, iyi olmasıdır.

Kitapsız yaşamak; kör, sağır ve dilsiz yaşamaktır.

Para ile satın alınan sadakat, daha fazla para ile de satılır.

Soysuz güzellik kokusuz menekşe gibidir.

Lucius Annaeus Seneca
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 25 Nisan 2011, 20:20:31
Eskiler, erdemin ışığıyla ortalığın aydınlanması
için, önce devlet işlerini yoluna koyarlardı.

Devlet işlerini yoluna koyabilmek için, önce ev işlerini yerine koyarlardı.

Ev işlerini yoluna koyabilmek için, önce
kendi kendilerine çeki düzen verirlerdi.

Kendi kendilerine çeki düzen verebilmek için, önce kendi içlerindeki düzeni yoluna koyarlardı.

Kendi içlerindeki düzeni yoluna koyabilmek için, önce düşüncelerini yoluna koyarlardı.

Düşüncelerini yoluna koyabilmek içinse, önce bilgi eksikliklerini giderirlerdi.

Konfiçyüs
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 21 Ağustos 2011, 04:58:02
-İyimser insanlar, hayatın her yönünü severler, şikayet etmekle ya da olayların daha değişik olmasını istemekle vakit kaybetmezler...

-Onların sevgi anlayışları, sevdiklerine hiçbir değeri zorla kabul ettirmemeyi gerektirir...

-Çok açık ve dürüst konuşurlar... Çünkü vermek istedikleri mesajları, başkalarını memnun etmek için dikkatli sözcükler arkasına gizlemezler...

-Kendilerini şikayet etmeden kabullenirler... Fiziksel benliklerini, sahteliklerle gizlemezler... Gülmeyi ve başkalarını güldürmeyi iyi bilirler...

-Başka insanları çok iyi anlarlar ve asla şaşırıp şok olmazlar... Gereksiz kavgalarda asla taraf tutmazlar... İnsanlar hakkında konuşmaz, insanlarla konuşurlar...

-Problemleri vardır, ama problemlerin onları duygusal çöküntüye götürmesine izin vermezler. Tökezleyip düştüklerinde, tekrar ayağa kalkar ve sızlanmadan yaşamaya devam ederler...

(Dr. Wayne W. Dyer)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 10 Eylül 2011, 02:42:07
Bir gün birisi yanına oturup, ölmekte olduğunu söyleyince ne hissedeceğini düşündün mü?...

Saat artık sizin için tik taklamaya başlamıştır...

Birkaç saniye içinde korkuyla karışık bir şaşkınlık içinde bulursun kendini...

Artık her şeye başka bakıyorsundur... Her şey başka kokuyordur...

Artık her şeyin lezzetinin farkındasındır...

Bir bardak suyun, ya da parkta bir minik yürüyüşün tadını almaya başlarsın, ilk defa...

İnsanların çoğu saatin kendileri için ne zaman duracağını bilme lüksüne sahip değiller...

Ve çelişki de buradadır. Bunlar kendi hayatlarının değerinin farkında olmazlar...

Suyu içmeye devam ederler, ama o bir bardak suyun ne kadar lezzetli olduğuna dikkat bile etmezler...

Ölümün bilinmesi her şeyi değiştirir...

Öleceğin günü ve zamanı kesinlikle bilsen hayatındaki her şey darmadağın olur...

Jigsaw
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 22 Ekim 2011, 22:46:53
“-Hayatım boyunca enerjimin ve yeteneklerimin ancak yüzde 2’sini kullanabildim...
Geri kalan yüzde 98’i küçük insanlarla itişmekle geçti...” (Orson Welles)

-Aslında insanlar seni hayal kırıklığına uğratmıyor...
Sadece sen, yanlış insanlar üzerinde hayal kuruyorsun... (Montaigne)

-Eğer sevmediğin kişilerin yüzüne bakmak zorundaysan ve istesen de kaçamıyorsan;
Gülümseyerek ağlamayı öğreniyorsun demektir... (Bob Marley)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 29 Ekim 2011, 02:25:52
Umudun tanımına giren iki şey vardır: Zaman ve gelecek...
Umut ne dündür, ne de şimdi... O hep yarınlarda yaşamayı sever...
Asılmakta olan kişinin bile,
“İp kopacaktır” diye bir umudu vardır...
İnsan için, hayatı akışına bırakmak;
Çabasız, amaçsız ve atılımsız duruma gelmek demektir...
Hiçbir zaman olamayacak bir şeyi ısrarla umut etmek,
İnsanı devamlı bir karamsarlığa sürükler...
Umut; umut edilen şeyin, olabilirliği oranında mutluluk kaynağı olur...
O; büyük bir canlılık, duyarlılık ve olumlu düşünce üretimiyle oluşan bir değişim isteğidir...
Umut; varlıklı bir kişi için belki, yemeğin üstüne yediği tatlı olabilir...
Ancak bir yoksul için kuru bir ekmek parçasıdır da...
Yaşanan gün nasıl olursa olsun, beklenen gün her zaman daha güzeldir...
Bir yerde de duyulan değişim isteğidir ve insanın yarınlarına borçlanmasıdır...
Çünkü insanın geçmişi hep kayıplarla, geleceği de hep umutlarla doludur...
İyice düşünüp karar verin... İstediğiniz nedir?...
Silik, beklentisiz, havanın esişine, suyun akışına bırakılmış bir hayat mı?...

(H.Benazus)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: mazhar - 29 Ekim 2011, 06:28:02
[quote author=İsra link

Yaşanan gün nasıl olursa olsun, beklenen gün her zaman daha güzeldir...
Bir yerde de duyulan değişim isteğidir ve insanın yarınlarına borçlanmasıdır...
Çünkü insanın geçmişi hep kayıplarla, geleceği de hep umutlarla doludur...
İyice düşünüp karar verin... İstediğiniz nedir?...
Silik, beklentisiz, havanın esişine, suyun akışına bırakılmış bir hayat mı?...(H.Benazus)
[/quote]
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 27 Aralık 2011, 07:55:47
Umudum var;
Göreceksiniz...
Bir gün yaptıklarınız gerçekten işe yaramış,
Dilediğiniz her şey gerçekleşmiş.
Dönüp bakacaksınız geriye ve güleceksiniz başınızdan geçenlere...
Ve kendinize “Bunların hepsini nasıl atlattım” diye soracaksınız...
Sadece, umudunuzu asla kaybetmeyin!
Sadece, hayal kurmaktan vazgeçmeyin!
Ve asla eksik etmeyin hayatınızdan sevgiyi!

(Jancari Campi)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 06 Şubat 2012, 01:09:04
Kendimi her zaman mutlu hissederim...
Neden biliyor musunuz?...
Çünkü kimseden bir şey ummam...
Beklentiler daima yaralar...
Hayat kısadır... Öyleyse hayatınızı sevin...
Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin...
Konuşmadan önce dinleyin,
Yazmadan önce düşünün,
Harcamadan önce kazanın,
İncitmeden önce hissedin,
Nefret etmeden önce sevin,
Vazgeçmeden önce çabalayın,
Ölmeden önce yaşayın.
Hayat budur...
Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.

(Shakespeare)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 16 Şubat 2012, 05:55:08
Hayatın 4 kuralı

KURAL 1: Karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. Bunun anlamı şudur; Hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz.
Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir sebebi vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler.
...
KURAL 2: Yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır. Hiç bir şey, hem de hiç bir şey yaşadığımız şeyi değiştiremezdi.
Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz. “Şöyle yapsaydım, böyle olacaktı” gibi bir cümle yoktur.
Hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır...
Dersimizi alalım ve ilerleyelim diye. Her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay, mükemmeldir.”
...
KURAL 3: İçinde başlangıç yapılan her an, doğru andır...
Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç. Hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır.
...
KURAL 4: Bitmiş olan bir şey bitmiştir. Bu kadar basittir. Hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder.
Bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir.”
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 05 Mart 2012, 09:37:58
İnsanın kendi iç dünyasına bakmak istemediği zaman bahaneler bulması dünyanın en kolay şeyidir.
Dıştan bir suçlu her zaman vardır...

Suçun -ya da daha iyisi sorumluluğun- yalnızca bize ait olduğunu kabullenmek çok cesaret ister...
Gene de sana söylemiş olduğum gibi, ilerleyebilmek için tek yol budur...

Eğer hayat bir yolsa, her zaman yokuş yukarı giden bir yoldur...
...
Yanlışlık yapmak doğaldır, ama bunlardan ders çıkarmadan ilerlemek hayatın anlamını yitirmesine yol açar...

Başımıza gelenler hiçbir zaman sebepsiz değildir, her birinin kendi anlamı vardır...
Her karşılaşma, her küçük olay kendi içinde bir anlam barındırır...

İnsanların kendi kendini anlayabilmesi, onu kabullenebilme kabiliyetinden, herhangi bir anda yön değiştirebilme becerisinden, kertenkeleler gibi mevsim değişikliklerinde eski deriyi terk edebilmesinden doğar...

(...Susanna Tamaro)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 07 Mart 2012, 13:29:04
En genel biçimiyle sevmenin etkin yapısı, sevmenin almak değil öncelikle vermek olduğu biçiminde tanımlanabilir...

Vermek almaktan çok daha coşku vericidir...

Bu, beni yoksullaştırdığı için böyle değildir, verme eyleminde canlılığının gücü yattığı için bu, böyledir...

Ancak kendinden bir şeyler verebilen kişi zengindir...

Sevgi, sevgi üreten bir güçtür... Güçsüzlük, sevgi üretememektir...

Eğer sevginizi sevgi doğurmuyorsa bu, sevginizin, sevgi üretemediği anlamını taşır...

Eğer seven kişi olarak hayatınızı ortaya koyuyor ama sevilen bir kişi olamıyorsanız, sevginiz güçsüzdür...

Sevmek öğretmenin tek yoludur...

Gerçek bilgiye erişmenin tek yolu sevme duygusudur...

Ancak bir insanı nesnel olarak tanıyarak, onun değişmeyen özüyle, sevgi duygusu ile kavrayabiliriz...

Bir amaca yönelik olmayan sevgide ancak, gerçek sevgi açılıp gelişir...

(Erich Fromm)
Başlık: Ynt: Hayat
Gönderen: İsra - 27 Haziran 2012, 08:22:55
Başarı nedir?...

Sık sık gülümsemek ve çok sevmektir...

Dürüst eleştirmenlerin onayını almak; sahte dostların arkadan vurmalarına dayanmaktır...

Herkesteki en iyiyi bulmaktır...

Karşılık beklemeyi hiç düşünmeden kendiliğinden vermektir...

Geride ister sağlıklı bir çocuk, ister kurtarılmış bir ruh, ister bir parça yeşil bahçe, ister iyileştirilen bir sosyal durum bırakarak dünyanın iyileşmesine katkıda bulunmaktır...

Tek bir kişi bile olsa, birinin sizin varlığınızdan ötürü daha rahat nefes aldığını bilmektir...

(R. W. Emerson)