Sadakat islami Forum

EĞİTİM, AİLE, KÜLTÜR-SANAT, SAĞLIK => SAĞLIKLI YAŞAM => GEZELİM, GÖRELİM => Konuyu başlatan: duha - 06 Kasım 2006, 20:09:41

Başlık: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: duha - 06 Kasım 2006, 20:09:41
Mardin;

(http://img76.imageshack.us/img76/8836/2hq4.jpg)
(http://img76.imageshack.us/img76/7980/7ps5.jpg)


Mardin Konuk evinden bir kaç kare;

(http://img76.imageshack.us/img76/9121/1fn4.jpg)
(http://img76.imageshack.us/img76/7439/26as9.jpg)
(http://img99.imageshack.us/img99/6930/12vi8.jpg)

Mardin'in etkileyici ve sesiz sokakları;

(http://img292.imageshack.us/img292/3263/100ux6.jpg)
(http://img292.imageshack.us/img292/6572/101rv3.jpg)

Mardin'den  gece görünüşü;

(http://img76.imageshack.us/img76/518/13mo2.jpg)

MARDİN'DE BULUNAN CAMİLER;

Camii (Cami-i Kebir)
Şehidiye Medresesi
Melik Mahmut Camii (Bab Es Sur)
Abdullatif ( Latifiye) Camii
Reyhaniye Camii
Necmeddin Camii (Maristan Camii)
Emineddin Camii
Nizameddin Begaz Camii
Şeyh Salih Camii
Kale Camii
Sultan Hamza Mescidi
Hamidiye Camii
Süleyman Paşa Camii
Şeyh Çabuk Camii
Tekiye Camii
Sultan Musa Camii
Muhammet Hakim Mansuri Camii
Midyat Camii
Zeynel Abidin Camii
Kızıltepe (Koçhisar) Ulu Camii


MARDİN'İN TARİHİ


Mardin,Mimari,Etnografik,Arkeolojik,Tarihi ve görsel değerleri île zamanın durduğu izlenimini veren Güneydoğunun şiirsel kentlerinden biridir. Bölgede yapılan kazılarda MÖ.4500'den başlayarak klasik anlamda yerleşim gören Mardin; Subari, Hurri, Sümer, Akad, Mitani,Hitit,Asur,İskit,Babil,Pers,Makkedonya,Abgar,Roma,Bizans,Arap,Selçuklu, Artuklu ve Osmanlı dönemine ilişkin bir çok yapıyı bünyesinde harmanlayabilmiş önemli bir açık hava müzesidir. Şehirde bilimsel kazı yapılacak pek çok önemli alanı vardır. Bunun sonucunda şehrin tarihinin daha iyi ortaya konulması imkanı yaratacaktır.

Mardin'in ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu kesin olarak bilinmiyorsa da kuruluşu eski yakın doğu tarihine göre Subariler zamanına kadar dayanmaktadır. Alman Arkeologu Baron Marva Oppenheim'in 1911-1929 yılları arasında yaptığı kazılardan elde edilen sonuçlara göre: Subariler'in Mezopotamya da (MÖ.4500- 3500) yaşadıklarını bu tespite sebep olarak da Sümer ve Babil katları arasında buldukları kiremitleri göstermiştir. Gırnavaz örenyerinde 1932 yılında başlayıp 1991 yilina kadar sürdürülen Arkeolojik kazı ve araştırmalar sonucunda Gırnavaz'ın MÖ.4000'den M.Ö 7. yüzyıla kadar sürekli olarak yerleşme alanı olduğu anlaşılmaktadır.MÖ.4000 sonlarına tarihlenen Geç Uruk Devri, Gırnavaz kalıntılarının en alt kültür tabakasını oluşturmaktadır.Bu Kültür tabakasının üzerinde yer alan Er Hanedanlar Devri Mimari tabakaları daha çok ölü gömme adetleri açısından araştırılmış ve değerlendirilmiştir. Tespit edilen mezarlara göre ölüler bu devirde eski Mezopotamya geleneklerine göre açılan çukurlara dizler karınlarına çekik olarak yatırılmakta daha sonra yakılan hafif ateşle manevi temizlik sağlanarak dünyevi ilişkiler kesilip çukurlar kapatılmaktadır.Mezar içinde şahsi eşya olarak metal silahlar, Metal süs eşyaları ve mühürler kült ve seramik kap örnekleri çok sayıda tespit edilmiştir.

Sümer Kralı Lugarzergiz MÖ.2850 yılında Akdeniz'e kadar uzandığı seferinde Mardin'i hükmü altına almıştır. Şehircilik,sulama ve tarım alanında ileri bir seviyeye ulaşan Sümerler, geniş fetihler sonucu güçlerini kaybedince 30 yıl sonra Mardin'i Akadlar'a bırakmışlardır (MÖ.2820). Akadlar,MÖ.2500 yıllarında Sümerler'le anlaşarak Akad-Sümer Devletini kurmuşlardır. Prof..Dr Ekrem Memiş'in "Eski Çağ Türkiye Tarihi" adlı kitabında: "Mezopotamya'da büyük imparatorluk vücuda getiren Sami Kökenli Akadlar'ın vesikalarından anlaşıldığına göre,MÖ.3000 sonlarında Mardin Merkez olmak üzere Güneydoğu Anadolu bölgesi ile Kuzey Mezopotamya'daki Musul ve Kerkük dolaylarında Hurriler adı ile anılan bir kavim oturuyordu" diye yazar. Mardin,MÖ.2230'lu yıllarda Elam şehri oldu. Amuri ailesinin altıncı ferdi olan Hamurabi, Sümer topraklarınıı Babil'in idaresi altına alınca bu kez de Babil Devleti'ni kurmuş, ardından Yukarı Mezopotamya'ya saldırınca Mardin'i istila ederek topraklarına katmıştır. (MÖ.2200-1925).

MÖ. 1925 yıllarında Mardin'i işgal eden Hititler bir vıl sonra şehri terketmişlerdir. İran dolaylarından gelen Ari Irkından Midiller, Mardin ve çevresini ele geçirmiştir. 500 yıl hüküm süren Midiller bilinmeyen bir sebepten Mısır'lılara vergiye bağlanmışlar ve bir Midil prensesini de Mısır Firavunu île evlendirmişlerdir. MÖ. 1367 yılında Midiller arasında iç savaş çıkmış, bunu fırsat bilen Asur Kralı Asuri Balit Mardin ve çevresini topraklarına katmıştır. MÖ. 1190'da Anadolu'dan gelen bazı Ari ırk kavimleri Mardin'i almışlardır. 60 yıl sonra I.Tıplalpalasır, Sincar, Nusaybin ve Mardin'den geçerek 20 bin Maşiki kuvvetinin Koruduğu Kemecin'e' saldırıp onları yendikten sonra Mardin ve çevresini tekrar ele geçirmiştir. MÖ.1060'da I.Asurnasırbal zamanında Hititler birleşerek Gılganuş yakınlarında Asurlular'ı yenmişlerdir.Asurluların tekrardan kuvvetlenmeleri üzerine, Mardin Asur hakimiyetine girmiştir.MÖ.800 yılına kadar Asurluların elinde kalan Mardin daha sonra Urartu Krallığı egemenliğine geçmiştir.Urartu Kralı Mimes zamanında Mardin 50 yıl Urartu idaresinde kalmıştır.

MÖ.612 yılına kadar Sityaniler,MÖ.618 yılında ise İran'dan gelen Midiler buraları ele geçirmiştir. MÖ.335 yıllarmda Büyük İskender Mısır'ı aldıktan sonra Mezopotamya'ya gelerek İran'a gitmek için Mardin'den geçer. Buraları da istila eden İskender'in MÖ.323 yılının 28 Mayıs'ında Babil'de ölümünden sonra komutanları arasında devlet pay edilir ve Mardin doğu bölümünde kaldığı için Nikanır denilen General Slevkos'un payına düşer. (MÖ.311) MÖ. 131'de Mardin ve çevresi Urfa Krallığı (Abgarlar) topraklarına katıldı. MS.249'da Roma Hükümdarı Filibos saltanatının 5.yılında bir isyan başlatıp IX. Abgar'ı memleketten kovmuştur. Şehrin Valiliğine de Hapsioğlu Uralyonos tayin edilmiştir..Bu arada Mardin'de Urfa'ya bağlı olduğu için Roma egemenliğine girmiştir. MS.250 yılında Dakiyos, Pers ülkesini zaptetmiştir.Bu sırada tahribat gören Nusaybin'i onarmıştır. 330 yılında ateşe ve güneşe tapan Şad Buhari isminde bir kral Mardin Kalesinde rahatsızlığı nedeniyle kalır. Kalede kaldığı süre içerisinde iyi olunca kendisine kasır yaptırıp 12 yıl boyunca burada yaşar. Daha sonra Kral, memleketi Pers'ten birçok asker ve sivil getirip onları Mardin'e yerleştirir.442 yılına kadar getirilen insanlar vasıtasıyla şehirde birçok gelişme olur. 442 yılında halkı kasıp kavuran amansız bir veba salgını şehri yaşanmaz hale getirir. Yaklaşık 100 sene sonra Ursiyanos adlı Romalı bir; kumandan büyük bir ekiple Mardin'i 47 yılda inşa etmeyi başarır ve halkın tekrar buraya gelmesini sağlar. Bu süre içinde Persler'in ünlü merkezleri olan Dara yeniden inşa edilmiştir. Mardin'e Bizanslar 640 yılında Hz-Ömer'in kumandanlarından İlyas Bin Ganem'in işgaline kadar varlıklarını devam ettirmişlerdir. Mardin ve çevresi, 692'de Emeviler'in, 824'te Halife Memnun zamanında Abbasilerin hakimiyetine girmiştir.Bu dönemde islamiyet hızla yayılmıştır. 885-978 yılları arasında buralarda hüküm süren Hamdaniler'in kaleyi kesin olarak zaıptedişleri 895 yılına rastlar. Doğal olan kalenin bazı yerlerine surlar yaptırarak bazı yerlerini de onararak günümüze kadar dimdik kalmasını sağladılar. 990 yılında ancak Musul'da tutunabilen Hamdaniler'in topraklarını birer birer ele geçiren Mervaniler, Mardin'i zapt ederler. Mardin ve çevresinde çarşılar, camiler yaparak onarımlarla ipek yolu üzerinde bulunan bu önemli şehri ticari açıdan canlandırırlar.. Alparslan'ın Malazgirt zaferinden sonra Türkler'in Anadolu'ya ulaşan akınları neticesinde gittikçe zayıflayanı Mervaniler Devleti Nusaybin'de 1089'da Selçuklular'a yenilerek onların hakimiyeti altına girer. Artuklular'dan İl Gazi Bey Mardin'i l105'te ele geçirerek devletin başkenti yapar.Halep'i aldığı gibi Haçlılara karşı giriştiği mücadeleler dolayısıyla İl Gazi Bey büyük ün kazanır. Antakya Haçlı Prensi Roger'i yenerek Silvan'ı ele geçirir, İl Gazi' nin ölümünden sonra oğulları ve yeğenleri devletin basına geçerek Diyarbakır, Harput Kalesi ve civarına hakim olup, Haçlıları, Frankları, Urfa Kontu'nu, Bilecik Haçlı Senyör'ünü ve Kudüs Kralı Bodven'i yenerek büyük başarı kazanırlar. Böylece Artuklular bölgede büyük devlet kurarlar. Bu devletin 304 yıllık egemenliği sürecinde çok sayıda tarihi camii, Medrese, hamam ve kervansaray yapılmış, birçok cami, medrese ve manastır onarılmıştır.

Timur, Artuklular döneminde 1393'te Mardin Kalesini kuşatıp işgal etmeye çalışsa da başarılı olamaz. Timur 1395 yılının Ramazan ayında Mardin'i almak için yeni bir kuşatma hazırlıklarına Kızıltepe'de otağı kurarak başlar. Mardin halkı kaleye sığınarak Timur'un şiddetli hücumlarına karşı koymak suretiyle o zamanın en büyük ordusu ve hükümdarlarını başarısızlığa uğratmıştır. Artuklular halkın bu başarısından dolayı Mardin'i onarma faaliyetine girişirler.15.yüzyılda güçlenen Karakoyunlular'ın bu devleti ortadan kaldırmak için Mardin'i 2 ikili kuşatması bu girişimleri aksatır. 1409'da halk bu kuşatmaya daha fazla dayanamayarak yapılan anlaşma gereği şehrin kalesini Karakoyunlulara teslim eder. Mardin Karakoyunlular'ın egemenliğinde 61 yıl kalır. Bu süreç içerisinde aşiretler ayaklanarak Karakoyunluların rejimine karşı koyarlar ve devleti zaman zaman ele geçirirler. Karakoyunluları 1462 yılında yenen Akkoyunlular kalenin egemenliğini de ele geçirirler. Bu dönemde Mardin'e Paşa olarak gelen Kasım Bey, Timur'un yakıp yıktığı şehri ve kaleyi onarmaya girişir. Bu çalışmasının ve başarısını taçlandıran bu güne kadar ihtişamla ayakta durmayı başaran ve tarihe meydan okuyan Kasın Paşa Medresesini yaptırır. 16.yüzyılın başında Akkovunlular'ı egemenliğine alan Şahı İsmail güçlü bir Şii devleti kurmayı başarır. Bu dönemde Anadolu'ya girip Şiiliği kabul etmeyenleri zalimce öldürmekten geri kalmaz. Bu durumu gören Mardin hakimi, şehri zulme ve yağmaya karşı, halkı korumak için kalenin anahtarını kan dökmeden Şah İsmail'e teslim eder. . Mardin'in kesin olarak Osmanlılar'ın eline geçmesi Mısır seferini düzenleyen Yavuz Sultan Selim döneminde gerçekleşmiştir. Diyarbakır (Amid) Valisi Bıyıklı Mehmet Paşa ve Kürt Bilgini İdris-i Bitlisi, Yavuz Sultan Selim'in emriyle 1516'da Mardin ve kalesini dokuz aydan fazla kuşatmış, çeşitli illerden gönderilen Osmanlı takviye kuvvetleri, Doğu Anadolu'dan gelen Kürt Beylerinin kuvvetleriyle birleşerek kaleye defalarca saldırılar düzenlemiştir. Ancak halkın kahramanca karşı koyması iki tarafında zor günler geçirmesine neden olmuştur. Kartal Yuvasına yardım beklentisi boşa çıkınca Bıyıklı Mehmet Paşa ve İdris-i Bitlisi 7 Nisan l5l7"de Mısır'da bulunan Yavuz Sultan Selim'e kaleye girmiş olduklarının müjdesini vererek Osmanlı Devletinin ilk halifesini çok sevindirmişlerdir. 1517 yılında Mardin ve yöresi Osmanlı topraklarına katılmış, bir sancak durumunda Diyarbakır Beylerbeyliğine bağlanmıştır. 1518''de Mardin Sancağı: Merkez kazası ile Savur ve Nusaybin nahiyelerinden oluşuyordu. Mardin, uzun müddet Diyarbakır-Bağdat ve Musul'un Sancağı durumunda kalmıştır. Mardin sancağında halk: Göçebe ve yerleşik olarak iki bölüme ayrılmaktaydı. Yerleşik halk inançları açısından: Yahudiler, Hıristiyanlar (Ermeniler, Süryaniler ve Keldaniler),Müslümanlar ve bir kısım Şemsilerden (Güneşe tapanlar) oluşuyordu.
Başlık: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: İsra - 07 Kasım 2006, 01:11:44
bilgiler için teşekkürederiz
Başlık: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: Vuslat Yolcusu - 07 Kasım 2006, 21:08:24
KARDESIM Allah RAZI OLSUN GÜZEL BIR SEHRIMIZ GÖRMEK NASIP OLMAMISTI
Başlık: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: duha - 08 Kasım 2006, 01:16:52

gurbet diyarindan,Cümlemizden. İnşAllah Rabbim gidip, görmenizi ve gezmenizi nasip eder :)
Başlık: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: ASUDE - 25 Aralık 2006, 22:12:41
türkiyenin her mekanı ayrı bir güzel ama mardin bambaşka....
Başlık: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: Oruc_Reis - 26 Aralık 2006, 00:47:57
guzelim ulke  hersehri bir ayri guzel
Başlık: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: duha - 26 Aralık 2006, 19:22:05
crazy_princes,evet  :)

EL-ENSAR,her yer ayrı bi güzel her yerin kendine has güzelliği var :)
Başlık: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: müteallim - 01 Ağustos 2007, 01:25:03
tarihi yerleri gezmem görmem bütün arzumdur amma malesef iki senede on gün izin var oda sila-i rahim ile geciyor.bir gün olur mevalam nasip ederse gezeriz insaAllah
Başlık: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: hadime - 01 Ağustos 2007, 18:35:23
gerçekten de kendine has değişik bir güzelliği varmış mardinin...gezip görmek ne güzel olurdu...
Başlık: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: tarihman - 02 Ağustos 2007, 00:51:15
Kütahya'da çok güzel :). Herkesi Kütahya'ya da beklerim. Misafirliğin en a'lâsını bulabilirsiniz.
Başlık: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: İsra - 02 Ağustos 2007, 04:21:13
Alıntı yapılan: "tarihman"
Kütahya'da çok güzel :). Herkesi Kütahya'ya da beklerim. Misafirliğin en a'lâsını bulabilirsiniz.


merak ettim şimdi..

kütahyayıda görmek istediğim yerler listesine alıyorum :gul:

 orayı görmek birgün nasip olur inşaAllah
Başlık: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: Fatihan - 02 Ağustos 2007, 09:59:26
Alıntı yapılan: "isra"
Alıntı yapılan: "tarihman"
Kütahya'da çok güzel :). Herkesi Kütahya'ya da beklerim. Misafirliğin en a'lâsını bulabilirsiniz.


merak ettim şimdi..

kütahyayıda görmek istediğim yerler listesine alıyorum :gul:

 orayı görmek birgün nasip olur inşaAllah


Evet Kütahya'da güzel şirin bir yer.Bir kaç defa gitmek nasip olmuştu.
Kütahya'da en çok dikkatimi çeken -hoşuma giden bir olay var.
Çarşıda herhangi bir yerde 50 kuruşluk bir alışveriş dahi yapsanız satıcı esnafın güleryüzü, teşekkür edişi.Bunu bir çok yerde bulmak imkansız gerçekten.Kütahya'da bu dikkatimi çekmişti.Çekirdek alıyorsunuz az bir şey.Çıkarken satıcı esnaf diyor ki:
-Teşekkür ederiz, güle güle efendim, iyi akşamlar....
Böyle esnafa can kurban....
Başlık: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: Himmet - 13 Ağustos 2007, 18:45:45
Bizde Kütahya ziyaretine Allah izin verirse önümüzdeki kış niyetimiz var.
İnşaAllah nasib olur..
Ayrıca yöreye has, oymalı ahşap sandıklarına hayranım. :x
Başlık: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: duha - 27 Şubat 2009, 19:41:54
(http://3.bp.blogspot.com/_0nbez6yiHpU/Rea9dAzS2rI/AAAAAAAAAj0/qzg0bLdmW_A/s400/mardin-1.jpg)

Başlık: Ynt: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: duha - 27 Şubat 2009, 19:44:04
(http://www.sonbaski.com/mardin01.jpg)

(http://www.sonbaski.com/mardin02.jpg)

(http://www.sonbaski.com/mardin04.jpg)
(http://www.sonbaski.com/mardin08.jpg)

(http://www.sonbaski.com/mardin09.jpg)

(http://www.sonbaski.com/mardin10.jpg)

Fotograflar:   Melek Akdoğan
Başlık: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: duha - 27 Şubat 2009, 19:59:11
(http://www.resimler.us/uploaded/20080619101101_mardin_002.jpg)
.

(http://www.resimler.us/uploaded/20080619101345_06112.jpg)
Mardin Müzesi
.

(http://www.resimler.us/uploaded/20080619100845_Mustafa.MERKiT.MARDiN_0211.jpg)

.

(http://www.mardin.li/resimler/mardin-tas-isleme-resmi.jpg)
Mardin Taş İşlemesi
.
(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1015.jpg)

.
(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1014.jpg)

.
(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1017.jpg)

.
(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1019.jpg)

.(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1021.jpg)

.
(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1022.jpg)


Başlık: Yukarı Mezopotamya Efsane Kenti Mardin...
Gönderen: duha - 27 Şubat 2009, 20:06:44
  Yukarı Mezopotamya Efsane Kenti Mardin...

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1023.jpg)

Milattan önce 8000'lere değin uzanan geçmişinde birçok uygarlığın yerleşip solduğu, farklı kültürleri  içinde harmanlamış, yoğurmuş şiirsel kent Mardin...

Romalılar döneminde Maride, Persler döneminde Marde, Bizanslılar döneminde Mardia, Süryanilerin Merdo ya da Merdi, Arapların da Maridin adını yakıştırdıkları gizemli kent Mardin...

Daha nice isimler takılıp tanımlamalar yapılabilir Mardin üzerine. Türküler yakılabilir, şiirler ve efsaneler söylenebilir. Yazılanların, söylenenlerin hepsi de az gelir bu kente. Bu duyguyu tatmak için günler hatta haftalar boyu Mardin'de yaşamak, Yukarı Mezopotamya'nın ılık havasını solumak, labirenti andıran sokaklarını arşınlamak, bazı zaman da kaybolmak gerekir. Eşi benzeri olmayan kesme taş işçiliğini sergileyen yapılarıyla tüm kentsel kesimi SİT alanı ilan edilen dünyadaki ikinci kenttir.

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1024.jpg)

Kent yapılarını incelerken Süryani ustaların bir kilim veya dantel dokurcasına işledikleri kesme taşlar karşısında şaşar kalırsınız. Mardin'de Süryani kiliseleriyle camilerin, medreselerin iç içe geçtiği kent dokusu içinde değişik zamanlarda bir kilise çanının sesiyle ezanın sesi birbirine karışır. Süryani papazla cami imamı bir sokak başında güneydoğu lehçesiyle derin sohbete dalar. Gümüş ve altın işlemeciliğinde ülke çapında ün yapmış ve hala varlığını sürdüren Süryani ustalarla Müslüman bakırcı ustaların yan yanalığına, iç içeliğine ne demeli? Tüm yapılarının SİT alanı içinde korumaya alındığı Mardin'de bu kültürler de korunmalıdır.
(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1003.jpg)

Mardin'in içinden geçen tek karayolu, kenti U biçiminde dolaşır. Bu karayolu aynı zamanda kentin ana caddesidir. Bu ana caddeden yan sokaklara araçlarla çıkılmaz. Labirenti andıran bu ara sokaklarda her şey insan gücü veya eşek katır türü hayvanlarla yapılır. Çarşıda, pazarda yapılan alışverişten eve sipariş edilen likit gaz tüpüne kadar yükler eşek ve katırlarla ya da insan gücüyle taşınır. Belediye, Mardin sokaklarında doğal yapısı gereği çöpleri hayvanlarla toplatır.
(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1004.jpg)

Mardin adeta bir açık hava müzesi görünümündedir. Kapıların üzerindeki taşlara çizilmiş resimler (eğer sahibi hacca gitmişse Kabe resmi vardır), işlemeler, kuş gagasını andıran kapı tokmakları, bir evin altından geçen sokağın devamı kemerli tüneller... Yapılardaki taşlara işlenmiş çeşitli hayvan ve meyve kabartmaları sizi günümüzden geçmiş yıllara düş yolculuğuna çıkarır. Kalenin eteklerinden 1385 yılında yaptırılmış Zinciriye Medresesi'nin kubbesiyle Şehidiye Camisi minaresi ve Ulu Cami'nin ovayla iç içe görünümü eşsiz bir panoramadır. Bu panoramaya sahip olan renk genelde sarıdır. Mardin'e damgasını vurmuştur sarı ve tonları...
(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1005.jpg)
Zinciriye Medresesi ve caminin giriş kapısındaki detaylardan sıyrılıp Şehidiye Camisi'ne nazır çay bahçesindeki küçük bir moladan sonra 12. yy.'da Artuklular döneminde yapıldığı sanılan, Akkoyunlu ve Osmanlılar döneminde onarım görmüş Ulu Cami'de soluklanmak ayrı bir keyiftir. Akkoyunlular dönemi eseri Kasımiye Medresesi'nin avlusuna uzanmak, çeşmesinden akan suyu doya doya yudumlamak...
(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1013.jpg)

Kenti U biçiminde bölen ana caddenin alt basamağında ise tüm kentin eşsiz güzellikte yapılarıyla en uç noktada kalesiyle bütünleşen bir panorama ile karşılaşırsınız ki bu Mardin'in tipik, klasik fotoğraflarda görünümüdür. Gezi sırasında zamanın durmasını istersiniz Mardin'de... Zaman su gibi kayar ayaklarınızın altından. "Geleli kaç gün oldu ki, daha ne kadar çok göreceğim yer, kuracağım dostluklar vardır." dedirtir size Mardin.
(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1006.jpg)

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1007.jpg)


Farklı kültürlerden ve dinlerden insanların yan yana yaşadığı bu gizemli güneydoğu kenti her mevsim gezilebilir. Hele bir de 40 yılda bir yağan kara denk geldiyseniz deymeyin keyfinize...
(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1008.jpg)

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1010.jpg)

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1011.jpg)

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1012.jpg)


Fotoğraf ve Yazılar Adnan AVUKA'ın "Hoşgörülerin Diyarı Mardin" isimli eserinden alınmıştır.
mardin.gov.tr



Başlık: Ben Kasımiye Medresesi'yim
Gönderen: duha - 27 Şubat 2009, 20:14:38
  Ben Kasımiye Medresesi'yim

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1075.jpg)

Cihangir Bey Türbesi'nin yanı başı. Ovadan bakınca görürsünüz, bal sarısı taşların aksi, gözlerinizi kamaştırır. Küçük küçük odacıklarım vardır. Hep insanları eğitmek için kullandım oraları. Benim göbeğimde bir havuz var, üstü eyvanlı olan... Bir bilseniz bana ne kadar serinlik verdiğini. Ben Artuklu mimarisini yansıtırım. Kulak verin, evet, lütfen. İşitebiliyor  musunuz taş işçilerinin çekiç seslerini? Son zamanlarda çok üzülür oldum. İşlemelerim dökülmeye başladı bir bir... Dış kapım yıkılmak üzere... Neyse...

Ben Kasımiye Medresesi... Cihangir'in oğlu Kasım'ın adıyla anılan. Ben yeri gelince bir külliye, bazen bir dergah oldum. Ama şimdilerde ziyaretçilerim çok arttı. Benimle ilgilenmeye başladı insanlar. Etrafımda ulaşılabilir yollar var.

Bir de mütevazı bir bekçi. Bilmiyorum ama herhalde bana sahip çıkacaklar. Benimle ilgili güzel haberler yazıyorlar.

Ben Kasımiye Medresesi'yim. Ne olursa olsun bu milletin kültürü, geçmişinden geleceğine aktarılan bir ecdat yadigarıyım. Ne olur bana kızmayın. Yüreğim dopdolu.

Ben Kasımiye Medresesi'yim. Sizden yardım bekleyen...


(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1067.jpg)

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1090.jpg)

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1097.jpg)

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1073.jpg)

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1100.jpg)

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1077.jpg)

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1084.jpg)

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1082.jpg)

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1083.jpg)

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1072.jpg)

Fotoğraf ve Yazılar Adnan AVUKA'ın "Hoşgörülerin Diyarı Mardin" isimli eserinden alınmıştır.
mardin.gov.tr

Başlık: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: duha - 27 Şubat 2009, 20:19:46
  Yöresel yemekler


(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1037.jpg)
Güney ve Doğu Anadolu'nun bol baharlı, yağlı beslenme  özelliği Mardin'de de görülmektedir. Yörenin başlıca uğraşı hayvancılık, beslenme  öğelerini belirlemektedir. Et ve süt ürünlerine hemen hemen tüm yemeklerde rastlanır. Sebzenin beslenmedeki yeri  oldukça sınırlıdır. Kavurma, sucuk, bulgur, şehriye evde hazırlanan kışlık yiyeceklerin başında gelir. En  çok yapılan çiğ köfte ve pilav, bulguru en  çok kullanılan malzeme haline getirmiştir.

Bilinen yemek çeşitleri; şehriyeli bulgur pilavı, işkembe çorbası, çiğ köfte, kızarmış içli köfte, haşlanmış içli köfte, kaburga dolması, zerde, mercimekli köfte, çoban çorbası, acı kahve, mevlit böreği, Mardin pastırması ve kavurmadır.

Bakışma ise Mardin'e has bir ekmek çeşididir. Daha sonra bölgesel bir ekmek çeşidi olarak tanınmıştır. Son yıllarda yaşanan göçle beraber ülke genelinde tanınır hale gelmiştir.


...

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1065.jpg)

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1068.jpg)

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1070.jpg)

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1071.jpg)

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/adnan1069.jpg)


Fotoğraf ve Yazılar Adnan AVUKA'ın "Hoşgörülerin Diyarı Mardin" isimli eserinden alınmıştır.
mardin.gov.tr
Başlık: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: Devri Âlem - 28 Şubat 2009, 02:18:15
(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/smardin15.jpg)

Kent önümde. Taş evlere sırt çeviren beton binalar, yoz görüntüleriyle estetik     değerlere yoldaş olamamış. Birbirine kaş çatıyor burada taş ve beton... Taş, kızgın yüzyılların ruhunu serdiği yamaçta ayrık ot istemiyor. Yeşil, tek düze çimen gibi sırt sırta verip yüzyıllarca yaşamak istiyor taş evler. Ayaklarımın altındaki asfalt yaylanı-yor sanki.


(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/smardin49.jpg)

er şeyi dinliyorum. Yanımdan geçen atların nallarından çıkan sesi. Hiç durmadan yanımdan geçen araçların homurtusunu ve dillerden düşen sözcükleri dinliyorum. Daracık sokaklar başlıyor caddenin iki yanında. Kent anlatmaya başlıyor kendisini. Dükkanlara kilit vuruyor insanlar... Sıcacık karşılıyorlar insanı. Akşamın bunaltıcı sıcaklığının üstüne düşüyor içten selamlaşmanın serinliği.

***

Mardin Güvercinsiz Olur mu?

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/smardin58.jpg)

Kent altın sarısına bürünmüş. Serinliği bekleyenler taş evlerin damlarına dizilmişler. Serinlik geldi gelecek. Mezopotamya ovasında birikiyor şimdi. Akşam güneşi ile sarmaş dolaş kentin üstüne koşacağı anı bekliyor. Damlarda insanlar. Günün sıcaklığı bedenlerinde. Ovaya iç boşaltmak için hazır bekleşiyorlar... Güvercinler uçuyor damdan dama... Ulu Cami'nin minaresinin çevresini dolaşıp taklalar atıyor güvercinler. Tüm yaşamını güvercinlere adayanlar akşam yelinin önünde keyfin üstüne keyif koyacaklar... Güvercinler taklaya hazır. Beyaz siyah paçalı güvercinler, damın ucu-na dizilmiş bekleşiyor... Güvercinlerine hayran, hayran bakan Mardinli bir genç, "Mardin güver-cinsiz olmaz" diyor. Akşam yeli kopup geliyor ovadan. Öyle bir serinlik ki içine işliyor insanın... Güvercinler havalanıp takla atmaya başlıyor kentin üstünde. Binlerce yıldan beri böyle takla atarlarmış. Acıların sevinçlerin sevdaların üstüne kanat çırparlarmış.

Üstte zincirli medrese gururlanmış öylece duruyor. Güvencinler kanat dendiriyor medresenin taş kümbetlerine. "Nedir bu tutku?" diye sorası geliyor insanın. En iyisi sormamak... Çuval, çuval buğdayları dama dizen Mardinli'ye bu soru yakışmaz. Kazandığının yarısını güvercinlerine yediren insanı bu soru yaralar. Küçücük kuşa duyduğu sevgi tüm canları sarıyor çünkü. Güvercin evinin içinde kuşlarına sevgi sunan küçük Mehmet ve yol kıyısında güvercinlerle muhabbete dalmış çocuklar sevgi ve dostluğun sembolleri... Damlarda insanlar güvercinlerin taklalarına bakıyor. Güvercinler ovanın sonsuzluğuna takla atıyor. Güvercinler akşam yeline konuyor kentin üstünde. Güvercinler Mardin'e yakışıyor.


(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/smardin29.jpg)

***
Ulu Cami görkemli yapıt... Minaresi kentin sembolü... Her noktada gözünüzün içinde... Yaz sıcağında cami avlusunun yeşilleri altına saklanıp serinliği yudumlarken minarenin haşmetini algılıyorsu-nuz. Taşlar uçup gitmiş gökyüzüne. Üstün-de ayetler yazılmış. Yukar-da Zinciriye Medresesi, aşağıda Ulu Cami.

Yüzyıllık minarenin üzerinden kalkan güvercinler biraz sonra Zinciriye Medresesi'nin kümbetinin üstüne konuyor. Kuşlarda ışık da gözler de onları hep ele ele tutuşturuyor.

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/smardin62.jpg)


***

Mardin Kalesi

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/smardin48.jpg)

Evliya Çelebi diyor ki, "Tarif etmekte, lisan kısa, kalem kırıktır..." Ne zaman kaleye baksam bu sözü anımsadım. Bazen bulutlara sarılıyor, bazen gökyüzüyle el ele tutuşuyor. Kentin her bir noktasından bakınca, değişik görünümler sunuyor. Işıkla oyun oynuyor kentin üstünde. Sabah başka, akşam bir başka görünüm sunuyor. Bazen mağrur bazen duygusal...

Ne çok şey yaşamış Mardin Kalesi.

arihsel bilgiler kadar anılar da yaşıyor insanların dilinde... Yaşlılar hep kaleye tırmanıp oralarda oyun oynadıklarını anlatıyorlar. Kalenin eteğinde geçen günleri ve kalenin içindekileri anımsıyorlar. Mağaralar, sarnıçlar ve burçlar... Gökyüzünden düşen tüm yağmur taneleri sarnıçlara dolarmış o günlerde... Mezopotamya'da bir avuç su hayattır. En çetin savaşları görmüş...

Geçmişi almış koynuna gökyüzüne tırmanıyor.  Ne çok yakışıyor Mezopotamya ovasına... Günümüzde akşamları kale ışıkla donatılıyor. Her akşam bir deste çiçek alan sevgili gibi keyifleniyor. Kent kaleye omuz verip güçleniyor ve umutla içtenlikle geleceğe bakıyor...

***
(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/smardin87.jpg)


Fotoğraf ve Yazılar Lütfi ÖZGÜNAYDIN'ın Mardin isimli eserinden alınmıştır.
mardin.gov.tr
Başlık: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: Devri Âlem - 28 Şubat 2009, 03:22:06
Mezarlar Kente Bakar

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/smardin82.jpg)

Her gün birbirine bakıyor; kent ve mezarlık.. Mezarlık kentin içine düşüyor. Mezar taşları evlerin, minarelerin arasına giriyor, görsel varlıkla bütünleşiyor. Yaşamla ölümün bir olduğu kadrajın içine düşüyor burada insan. Yaşamın sürdüğü mekanlar ve mezarlar iç içe geçince, minareler konaklarla kol kola olunca mezar taşları, aynı düzlemin içine düşünce görüntüler bir garip oluyor. Konağın içinde yaşayanlarla burada adları mezar taşlarına yazılı olanların varlıkları düşündürüyor insanı. Ölümle yaşam üstüne bir sürü şey bellekte depreşiyor. Konakta olanlar da gelecek bir gün buraya. Var mı gelmemek?

***
Dara Zindanları

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/smardin3.jpg)


Bir anne bir kız uzaktan göründüler... Apaydınlık bir gün... Arkada Oğuz Köyü'nün evleri, yanımda köprü, biraz ilerde zindan var. Zindanın loş ışığı gözlerimi yormuş. Güneşin sarıp sarmaladığı bol ışığın içinde bana doğru gelen anne kız bir tiyatro sahnesi kurdular sanki önümde. Anın sahnesi... Arabadan aşağı iniyorlar. Gelenlere bakıyor kapıdaki komşular. Ta ilerde kapının içinde birisi izliyor sahneyi. Belli ki tarladan dönüyorlar. Ya da tezek toplamışlar. Gelip objektifin içine kuruldular. Işık bol objeler pırıltılı. Zindanda yüreğim sıkışmıştı. Yüzyıllar önce insanlar yapmışlar zindanı. Yaşamın içinden karanlığa atmışlar insanları...

Zindanın görkemi şaşırtmıştı beni. Nasıl yapmış insanlar 5. yüzyılda bu zindanı? Sahi aşağıdaki köprüyü nasıl yapmışlar? Su sarnıçlarını oymuşlar kayalara ta 5 yüzyılda... Kayaları oyup ev yapmışlar. Kayaları oyup kilise yapmışlar, ilerde suyu bir yakadan bir yakaya geçirmişler kanallarla...

5. yüzyılın muhteşem eserlerinin kalıntılarını adımlamıştım biraz önce şimdi anın yaşamı düşüyor önüme. Medeniyetler bazen geri mi gidiyor? Gelişmenin üstüne yeni taşlar neden konulmuyor? Bazen taşlar düşüyor duvardan...Yapıtların görkemi kalanların üstünde. Anın yaşamı ise önümde... Gülüyor anne kız. Çuvallarını boşaltmak için hazırlanıyorlar. Güneş yakıyor dört bir yanı. Arkada evler üst üste. Komşular gelenlere bakıyor. Yapıtlar köye bakıyor. Köy köprüye, sarnıca, zindana bakıyor. İnsan, 5. yüzyıldan günümüze ulaşan izlere takılıyor. Geçmiş izlerde, yaşam ise burada. Zeytin ağaçları dizilmiş karşı yakada. Dizi dizi yemyeşil.. Zindan zeytin ağaçlarına yaslanmış. Köprü biraz aşağıda. Yaşam önümde. Dara Mardin'de.

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/smardin30.jpg)

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/smardin104.jpg)

***



(http://www.mardin.gov.tr/turkce/sanalmardin/resim/kasimiye_medresesi3.jpg)

(http://www.mardin.gov.tr/images/buyuk/smardin64.jpg)

***

Fotoğraf ve Yazılar Lütfi ÖZGÜNAYDIN'ın Mardin isimli eserinden alınmıştır.
mardin.gov.tr
Başlık: Ynt: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: insirah - 28 Şubat 2009, 07:09:22
farklı dinden insanların
we saygının buluştuğu yer:) mardin tarihi eseleri ve muhteşem yemekleri ile bizleri kendine hayran bırakıyorr.

resimler ve bilgiler için teşekkür ederim:)
Başlık: Ynt: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: Devri Âlem - 04 Mart 2009, 05:33:39
Teşekkürler İnşirah, Türkiye'nin her yeri ayrı bir zenginlik. Mardin de bunlardan biri. Sitesinde yapılan güzel tanıtımları görünce paylaşmadan geçemedik.

O halde biraz daha devam:

....


(http://www.mardin.gov.tr/turkce/sanalmardin/resim/melik_mahmut_camii.jpg)
...

(http://www.mardin.gov.tr/turkce/sanalmardin/resim/hatuniye_medresesi.jpg)

 Hatuniye Medresesi merdivenlere yaslanmış inen çıkan insanlara çevirmiş duvarlarını öylece duruyor. Taş merdivenlerden keyifle inenler, inleyerek çıkan yaşlılar, başlarını çevirip medresenin taş duvarlarına bakıyorlar, içerde ahşap dolabın içinde Peygamberimiz'in (SallAllahu Aleyhi Vesellem )ayak izi var; camekan içinde... Merdivenlerde yorulanlar,  nefes nefese dualar okuyorlar. Merdivenleri koşarak iniyordu çocuk... Hızla koşuyordu.  Medresenin önüne gelince birden çakılıp kaldı. Gözleri duvarlarda gezindi. Dua için dudakları kıpırdamadı, sadece objektifi gördü ve bakakaldı. Öylece durdu birkaç dakika. Tek sözcük düşmedi dilinden. Elindeki tepsiyi bana doğru çevirdi. Çiçekli tepsiyi nereye götürüyordu? O bakış-lara soru sorulmazdı. Bir şeyler düşünüp yargıla-yan yüreğindeki sesle-rin mesajı vardı bakış-larında. Tepsiyi tutu-yordu sadece. Sözleri bu hareketin içindeydi galiba. Hatuniye Medresesi yanında, merdivenler ayağının altında, sözleri gözlerinin içinde ya da havaya kaldırdığı tepsinin düzlemindeydi. Yüreğinden ne geçiyorsa öyle bakıyordu objektife... Nereye gidiyordu tepsi? Neler konacaktı içine? Sofra için dolacak mı yoksa boş mu dönecekti tepsi? Bu merdivenleri dolu tepsisi ile çıkan çocuğun gözlerinin içindeki sözleri neşe saçacak mıydı biraz sonra?


Birkaç dakika kıpırdamadan durdu. Tepsi havadaydı. Gözleri mahzundu... Hiçbir şey demeden merdivenleri indi yavaş yavaş... Medresenin taş duvarları kaçıncı yüzyılın kaçıncı yılının kaçıncı ayının yine bir gününde, merdivenlerden inip gidene baktı. Tepsiyi göğsüne bastırıp merdivenleri inen çocuk yine zamana karıştı yitip gitti...

...


(http://www.mardin.gov.tr/turkce/sanalmardin/resim/gece_olunca_midyat.jpg)


Gece ne çok şeyi saklar... Karanlığın içinde uyur nesneler... Görünmezlik zırhına bürünmekten hoşlanılırlar mı bilinmez... Çünkü dilleri yoktur taş evlerin. Bazen sesleri çıkar kış soğuğunun içinden fışkıran fırtınalarla... Soğuk rüzgarlar ıslık çalar daracık sokakların içinde. Taş evler karanlığın içinde görünmez olunca, yaşam dolar odalarına. Gün boyu sokaktan geçenlerle söyleşen evler karanlığın içine saklanarak içinde yaşayanlara açar kucağını. Onlara sıcacık bağrında evin öyküsünü anlatır.  Duvarlar, pencereler dile gelir geçmişi anlatır, akşam olanları defterine yazar. Dışardan bakınca, tek düze olur her şey... Sadece ışıklar kalır... Işık yapaydır ama yakışır Mardin siluetine...

 Kale hışımla bakar üstten. Onu da aydınlatmıştır insanlar. Sokaklar yalnızdır abbaralar şen... Işıkları yanar abbaraların buluşma me-kanları olur. Gelip geçenler duvarların dibindeki fısıltılara açarlar kulaklarını... Gece görünmez eder ovayı. Köylerde ışıklar yanar yıldız gibi parıldar karanlığın içinde... Sessizlik kaplar dört bir yanı. Sokaklar yalnızdır. Evler çekip almıştır canlarını koynuna. Damlara çıkar yaşam. Yaz günlerinde kürsünün üstüne kurulanlar gecenin keyfini yaşarlar yıldızlara bakarak. Yıldızlar parıldar gökyüzünde. Kürsünün içinde bembeyaz bezlerle görünmez olup yatanlar serinliği yutarlar sıcak yaz günlerinde. Yıldızlar bakar üstten. Çocuklar uyur kürsülerin üstünde.

(http://www.mardin.gov.tr/turkce/sanalmardin/resim/kasimiye_medresesi4.jpg)


Fotoğraf ve Yazılar Lütfi ÖZGÜNAYDIN'ın Mardin isimli eserinden alınmıştır.
mardin.gov.tr


...

(http://www.mardin.gov.tr/resimgalerisi/galeri/uluccamiminaresi.jpg)

(http://www.mardin.gov.tr/resimgalerisi/galeri/57i.jpg)

(http://www.mardin.gov.tr/resimgalerisi/galeri/hatuniyemedrese.jpg)
Hatuniye Medresesi

...
(http://www.mardin.gov.tr/resimgalerisi/galeri/midyattan(1).jpg)
Midyat Evleri


Başlık: Mardin’e gidin, dinlenirsiniz
Gönderen: Lika - 23 Nisan 2009, 03:17:48
(http://www.mardin.gov.tr/images/resim/mardin5.jpg)

Türkiye Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (Türkonfed) tarafından gerçekleştirilen “Başkanlar Konseyi” için Mardin‘e gittim. Her zamanki gibi yine kendimden geçtim. Mardin‘i her görüşümde hayran oluyorum o kente. Nasıl olmayayım ki? Muhteşem.


Dile kolay; 8 bin yıl. Tarih ve kültür zenginliğinin yanı sıra farklı din ve ırka mensup insanların birlikte yaşayarak ortaya çıkardığı medeniyeti sergiliyor bir kere. Sevgi, hoşgörü ve dayanışma nasıl olurmuş gidip orada görmek lazım.


Mardin Valisi Hasan Duruer, “Mardin’in emsali yok” dedi ve Mardin’in ancak Floransa gibi kentlerle kıyaslanabileceğini söyledi. Doğru. Görüp de hayran olmayan yok o şehre. Vali Duruer, şehri sonradan yapılan beton ve biriket yapılardan temizlediklerini de bildirdi. O da doğru. Gecekondu azalmış. Mardin’in o tarihî taş evleri boy göstermeye başlamış. Taş konakların önemli bir kısmı restore ediliyor. Hele sokaklar. Mardin malum, o daracık sokaklarıyla ünlü. Taşımacılığın merkeplerle yapıldığı sokaklar. İbadethaneler ve medreseler tek tek elden geçiriliyor.


Mardin yavaş yavaş sanayi şehri de oluyor ama elbette ki tarımın yeri başka. Koskoca Mezopotamya Ovası orada. Vali Duruer‘in söylediğine göre sulama kanallarının ihalesi tamamlanmış. Şunu hemen belirteyim ki, Mardin tarihî zenginliğinden dolayı önce turizm kenti. Mardinli de farkında zaten bunun. Beş yıldızlı oteller artıyor, turizm maksatlı tesisler çoğalıyor bir bir.
Mardin Sanayici ve İşadamları Derneği (Marsiad) Başkanı Nasır Duyan, “Sulama kanallarının açılmasıyla birlikte tarım arazisi yüzde 60 oranında artacak” dedi. Suyun önemini görüyor musunuz? Bir an önce bu işin tamamlanması lazım yani.



Hasılı, Mardin; daha doğrusu bölge güzelleşiyor. Tavsiye ederim. Gidip görün. Mardin yemekleri mükemmel. Sabunları da. Dönüşte de safranlı badem şekeri getirin, eşe dosta hediyeniz olsun.

Metiner Sezer
Türkiye Gazetesi
Başlık: Ynt: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: Fatihan - 23 Nisan 2009, 11:48:27
Görmek nasip oldu gerçekten çok güzel, tarihi bir şehir.Şöyle yüksek bir yere çıkıp bakınca her taraf tarihi minarelerle dolu.

Yemekleri de güzel  :p
Başlık: Ynt: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: duha - 23 Nisan 2009, 15:28:56
pek bi deneyimli fatihan kardeşimiz maşAllah t20)) ;)
Başlık: Ynt: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: ihvan - 23 Nisan 2009, 15:52:32
emeğinize sağlık duha kardeşim.yakın olup gidememekte acı
Başlık: Ynt: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: duha - 23 Nisan 2009, 16:01:05
teşekkürler kardeşim : ) en kısa zamanda gidip görmeniz nasip olur İnşAllah :)
Başlık: Ynt: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: Fatihan - 23 Nisan 2009, 16:06:50
emeğinize sağlık duha kardeşim.yakın olup gidememekte acı

bir ara ben sizi götüreyim  ;)

Eksik kalan yerleri de beraber tamamlarız
Başlık: Ynt: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: Lika - 23 Nisan 2009, 16:57:40
Görenlerden dinlemek, okumaktan daha etkili oluyor aslında. İhvan kardeşimiz ve tüm görmek isteyenlere nasib olur İnşaAllah :)
Başlık: Ynt: Mardin'i tanımak isteyenler buyrun içeri;)
Gönderen: aydeniz - 03 Mayıs 2009, 11:26:08
Mardinli bir komşum vardı,aparatmandaki komşularla ve dolayısıyla bizlede pek geçinemezdi, bu yüzden olsa gerek, mardin deyince aklıma çokta iyi şeyler  gelmezdi açıkçası fakat bu paylaşımlar daha güzel düşünmemi sağladı..çok teşekkür ediyorum.