Sadakat islami Forum

DİNİ KATEGORİLER => İSLAM-GENEL => Konuyu başlatan: sıddık-birgüvi - 11 Şubat 2006, 02:15:17

Başlık: Ölümü hatırlamanın fazileti
Gönderen: sıddık-birgüvi - 11 Şubat 2006, 02:15:17
Ölümü hatırlamanın fazileti nedir? Ölüm nedir, ölümden korkmalı mıdır?

CEVAP

Her müslüman, Cennet ve Cehenneme inanır. Cehennemden kurtulmak, Cennete girmek isteyen akıllı kimsenin ölüme hazır beklemesi gerekir. Çünkü Peygamber efendimiz, (Akıllı kimse, kendisini hesaba çekip ölüm için hazırlanan kimsedir) buyuruyor. Bir şey için hazırlanmak, onu sık sık hatırlamakla olur. Hatırlamak ise, hatırlatıcı şeylere bakmakla, onları yapmakla mümkündür. Genel olarak bütün insanlar ölümden gafildir. Bir âyet-i kerimede, (Hesap görme zamanı yaklaşmasına rağmen, insanlar gaflet içinde, bundan yüz çeviriyorlar) buyuruluyor. (Enbiya 1)

Dünyanın faydasız zevklerine aldanan, ölümden habersiz yaşar. Yanında ölümden bahsedilince, nefret eder. Peygamber efendimiz, (Kim ölümden nefret ederse, Allah da ondan nefret eder) buyuruyor. Allahü teâlâ da, (Kendisinden kaçtığınız ölüme mutlaka yakalanacaksınız) buyuruyor. (Cuma 8
Ölümü istemeyenler
Günahlardan kaçıp ibadetlerini yapan kimse, ölümü istemese, ölümden nefret etmiş sayılmaz. Çünkü, o kusurlarını telafi peşindedir. Bir kimseye sevgilisi hemen gel dese, o kimse de, yıkansa, traş olsa, yeni elbiseler giymekle, sevgilisine hediyeler almakla meşgul olsa, geciktiği için sevgilisine kavuşmaktan nefret etmiş sayılmaz. Yani ölümden hoşlanmamasında mazurdur. Çünkü ölüm için hazırlık yapmaktadır.

Ebu Süleyman Darani hazretleri, saliha bir hanıma, (Ölümü sever misin?) dedi. O da (Hayır sevmem) dedi. Sebebini sorunca, (Birisine karşı bir kabahat işlesem, onun yüzüne bakmaya utanırım. Onu görmek istemem. Bu kadar günah içinde iken, günahlardan kurtulmadan, nasıl olur da Allah’ın huzuruna çıkmayı sevebilirim?) dedI
 
Arifler ise, ölümü devamlı hatırlar. Çünkü onlar ölüme her zaman hazırdır. Ayrıca onlar bilir ki, ölüm sevgili ile buluşma zamanıdır. Ölüm, dostu dosta kavuşturan bir köprüdür. Bu köprüden geçmeyen sevgiliye kavuşamaz. Arifler bunun için ölüm köprüsünü severler.
En üstün rütbe
Hz. Huzeyfe ölüm döşeğinde iken, (Dost ani bir baskınla geldi, pişmanlık fayda vermez. Ya rabbi, yaşamak hakkımda hayırlı ise yaşamamı nasip eyle, ölüm, hakkımda hayırlı ise, ölüm yolunu bana kolaylaştır) diye dua etmiştir. Müslümanlar da böyle dua etmelidir.
Hz. Huzeyfe gibi, ölümü de, yaşamayı da değil, hangisi hakkında hayırlı ise onu tercih eden, yani işi Allah’a havale eden, Allah’ın takdirine rıza gösteren, en üstün rütbeye kavuşmuş demektir.
Her zaman, iyi ve kötü hallerde de ölümü hatırlamanın fazileti çoktur. Çünkü dünyanın faydasız zevklerine sımsıkı sarılan kimse bile, ölümü ana ana dünyanın kirli işlerinden uzaklaşmaya başlar. Zamanla dünyanın külfeti, ona ağır gelir, zevklerinden hoşlanmaz. Böylece dünyanın faydasız işlerinden soğutan her şey, bir kurtuluş sebebidir.

Ölümü hatırlamak, ölüme hazırlanmakla olur. Bir arkadaş, bilgisayarı ile cep telefonuna, (Ölüm var, istiğfar eyle) diye yazmış, her okuyuşta estağfirullah diyormuş.

Ölümü hatırlatıcı sebeplere yapışmaya çalışmalı, ölümden gafil olmamalıdır.
Ölmeden önce ölmek

Ölmeden önce ölmek ne demektir?

CEVAP
(Dünyaya en az kim rağbet eder?) diye sual eden bir zata, Peygamber efendimiz buyurdu ki:

(Kabri ve kabirde çürüyüp toprak olacağını unutmayan, dünya ziynetini terk eden, ecri baki olan ahireti, fani dünyaya tercih eden, bugünün işini yarına bırakmayan, kendini ölmüş sayan, ölmeden önce ölen kimsedir.) [İbni Ebiddünya]

Demek ki, ölmeden önce ölmek, öldükten sonra başına gelecekleri düşünerek, dinin emri ve yasaklarına riayet etmektir.
Ölümü hatırlamak
Ölümü hatırlamak, ömrü uzatır, çok yaşama arzusu ömrü kısaltır. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Ölümü anmak sadaka vermek gibi sevaptır.) [Deylemi]
(En akıllınız, ölümü çok hatırlayan, ahiret için azık toplamakta acele edendir. Ölümü çok hatırlayan dünya ve ahiret saadetine kavuşur.) [Taberani]
 
(Ölümü çok hatırlayanın kalbi ihya olur, ölümü de kolaylaşır.) [Deylemi]
(Ölümü çok anmak, insanı dünyadan çeker, günahlardan sıyırır.) [İbni Lal]
 
(Ölümü anmak, günahlardan korur.) [İbni Ebiddünya]
(Demir gibi, kalbler de paslanır. Kalblerin cilası ölümü çok anmaktır.) [Beyheki]
Bir zatı çok övdüler. Orada bulunan Resulullah efendimiz, (O kimse ölümü hatırlar mı?) buyurdu. (Ölümden söz ettiğini duymadık) dediler. (Ölümü anmayan değerli olmaz) buyurdu. (İ.Ebiddünya)
Başlık: Ölümü hatırlamanın fazileti
Gönderen: İsra - 11 Şubat 2006, 16:48:28
faydalı bir yazı paylaştınız Allahrazı olsun

Allah bizi daima ölümü ananlardan eylesin... amin
Başlık: Re: Ölümü hatırlamanın fazileti
Gönderen: müteallim - 12 Şubat 2006, 01:09:32
Alıntı yapılan: "beyazzambak"
Ölümü hatırlamanın fazileti nedir? Ölüm nedir, ölümden korkmalı mıdır?

 dur bakayim beyazzambak biraz daha isimiz var ne acele ediyorsun.
Başlık: Ölümü hatırlamanın fazileti
Gönderen: hy120 - 12 Şubat 2006, 14:58:16
dünya okadar zalimle dolu ki ölüm olmasa onlarla hesaplaşamayız. iyiki  ölüm var ve iyiki haşir var!!
Başlık: Ölümü hatırlamanın fazileti
Gönderen: Nihle - 12 Şubat 2006, 20:37:05
Şahlara sedalara,her cana caiz ölüm,
Ey insanlar,alemde en büyük vaiz ölüm :!: .....

bazen onca bilgilere onca sohpetlere rağmen islamiyetten nasibini alamamış insanlarımızın bazılarına ölümün etkisi büyük oluyo belkide birçok hidayetin müsebbibi oluyo ...
Başlık: Ölümün Üç Habercisi
Gönderen: Mahi - 05 Ekim 2008, 00:13:02
Zehril Riyazda rivayet edildiğine göre Hz. Yakub (A.S.) ölüm meleği (azrail) ile dosttu. Bir gün Azrail, Hz. Yakub'u ziyarete gider. Hz. Yakub O'na «Ya Azrail, görüşmeye mi geldin, yoksa canımı almaya mı» diye sorar. Azrail «gelişim ziyaret içindir» cevabını verir.

Hz. Yakub «senden bir ricam var» der. Azrail «nedir» der. Hz. Yakub «ölümümün yaklaştığını, canımı almaya hazırlandığını bana önceden bildirmeni istiyorum» der, Azrail «hay hay, sana iki veya üç haberci gönderirim» karşılığını verir.

Hz, Yakub'un ömrü dolunca bir gün yine ölüm meleği karşısına dikilir. Hz. Yakub yine sorar, «ziyaretçi misin, yoksa canımı almaya mı geldin» Azrail «canını almaya geldim» cevabını verir.

Hz. Yakub «sen bana daha önce iki veya üç haberci göndereceğini söylemedin mi» diye sorar. Azrail şu cevabı verir, «söylediğimi yaparak sana üç haberci gönderdim: Önce siyah iken sonra ağaran saçın, güçlü iken halsizleşen vücudun ve dimdik iken kamburlaşan vücudun, ey Yakub, işte bunlar benim ademoğullarına gönderdiğim ön habercilerdir.
Başlık: Ynt: Ölümü hatırlamanın fazileti
Gönderen: insirah - 23 Ekim 2008, 07:04:34
sıddık-birgüvi  ve Mahi ;Allah razı olsun

çok değerli bilgiler sunduğunuz için teşekkür ederim
Başlık: Ynt: Ölümü hatırlamanın fazileti
Gönderen: fuducuk - 30 Ekim 2008, 17:09:52
Allah'ım, gözkapaklarımızın altına ölümü hatırlatan bir işaret yerleştir. Ben ölümü aklıma getirmeyi unutuyorum bazen, ama sık sık gözümü kırparım...
Başlık: Git Bize Layık Değilsin!
Gönderen: Eymen - 25 Ocak 2010, 22:19:18
Süfyan-ı Sevri Hazretlerine:
– Genç yaşta bu kambur nedir? dediler. Sükut etti, ısrar ettiler.
– Büyük âlim, Üstazım vefat ederken: “Ey Süfyan! Bana yapılanı bilir misin? 50 senedir insanlara doğru yolu gösterdik, Hakk’ın dergâhına dâvet ettik. Şimdi ise kovuyorlar. “Git, bize lâyık değilsin” diyorlar. İşte bu hal belimi büktü, dedi.
Başlık: Ynt: Ölümü hatırlamanın fazileti
Gönderen: Tuğra - 16 Şubat 2010, 19:38:14
Teşekkür ederiz.
Başlık: Ynt: Ölümü hatırlamanın fazileti
Gönderen: mazhar - 08 Ekim 2011, 22:27:43

"Hz. Yakub «sen bana daha önce iki veya üç haberci göndereceğini söylemedin mi» diye sorar. Azrail şu cevabı verir, «söylediğimi yaparak sana üç haberci gönderdim: Önce siyah iken sonra ağaran saçın, güçlü iken halsizleşen vücudun ve dimdik iken kamburlaşan vücudun, ey Yakub, işte bunlar benim ademoğullarına gönderdiğim ön habercilerdir."