Fransadan mühendis çağırıyoruz.:x
Şişmanla çok zayıf bir adam bir yerde karşılaşmışlar.:wink:
Şişman demiş ki. Şu haline bak, seni görende memlekette kıtlık var zanneder.
Cılız adamda cevabını esirgememiş.
Seni görenlerde kıtlığın sebebini anlarlar demiş.
Şişmanla çok zayıf bir adam bir yerde karşılaşmışlar.
Şişman demiş ki. Şu haline bak, seni görende memlekette kıtlık var zanneder.
Cılız adamda cevabını esirgememiş.
Seni görenlerde kıtlığın sebebini anlarlar demiş.
-Onlara da "Denize girmek yasak! " dedim.
Alıntı-Onlara da "Denize girmek yasak! " dedim.Yasakmı gerçekten ?? :)
gayserili gonyali arkadasini ziyarete gider konya ya. konya ya gitmis ken mevlana hz lini ziyaret ederler. sonra mevlevilerin dönmelerini izlerler birlikte. konyali övünererk sorar gördünmü onlari nasil dönüyolar.gaysreli sorar ne diyn dönüyolar ki, konyali Allah diyi dönüyolar .gayserili: oda bisiymi biz Allah didik miydin bi daha dönmezik
zekeriya beyaz bir gün hacca gitmiş....herşey yapıldıktan sonra sıra şeytan taşlamaya gelmiş....ve bizim zekeriya taşı almış tam atacakken,şeytan çıkarmış başını ve SENDEMİ
ZEKEYİYA demişşşşşş
:hihi :hihi :hihi
İş adamı Temel’in uyku problemi varmış...:) :) Süper
Doktoru “Kolay” demiş;
“-Her gece yatarken on bin koyun sayarsan mışıl mışıl uyursun...”
Ertesi gün telefonda;
“-Dediğini yaptım... On bin koyun saydım, sonra bunları kırptım, sonra iplik yaptım, kumaş dokudum, sonra da palto diktirdim...”
-Eee, sonra?...
“-Astarı nereden bulacağımı düşünmekten uyuyamadım...”
İş adamı Temel’in uyku problemi varmış...
Doktoru “Kolay” demiş;
“-Her gece yatarken on bin koyun sayarsan mışıl mışıl uyursun...”
Ertesi gün telefonda;
“-Dediğini yaptım... On bin koyun saydım, sonra bunları kırptım, sonra iplik yaptım, kumaş dokudum, sonra da palto diktirdim...”
-Eee, sonra?...
“-Astarı nereden bulacağımı düşünmekten uyuyamadım...”
Elektrik supurgesi saticisi, bir apartman dairesininsüper
kapisini calmis, kapiyi acan bayana
- "Hanimefendi, bu elimde gormus oldugunuz kovanin
icinde at pisligi var!" demis ve bu bir kova pisligi
evin icine dogru savurarak dokuvermis.
Sonra da
- "Hanimefendi, elimdeki elektrik supurgesi ile 10
dakika icinde bunu temizleyemezsem,
bunları yiyecegim..!"
Kadin saticiya soyle bir bakmis
- "Beyefendi, ustune domates sosu da istermisiniz?
Elektrikler kesik de...! "
BencedeElektrik supurgesi saticisi, bir apartman dairesininsüper
kapisini calmis, kapiyi acan bayana
- "Hanimefendi, bu elimde gormus oldugunuz kovanin
icinde at pisligi var!" demis ve bu bir kova pisligi
evin icine dogru savurarak dokuvermis.
Sonra da
- "Hanimefendi, elimdeki elektrik supurgesi ile 10
dakika icinde bunu temizleyemezsem,
bunları yiyecegim..!"
Kadin saticiya soyle bir bakmis
- "Beyefendi, ustune domates sosu da istermisiniz?
Elektrikler kesik de...! "
Hasta Fenerli, gerçekten de hasta olur ve ölüm döşeğine düşer.
Her zaman maçlara birlikte gittiği fanatik arkadaşları ziyaretine
gelirler son defa görelim diyerek...
-"Allahın takdiri... Elden birşey gelmez ama son bir istediğin
varsa
bari onu yerine getirelim.." derler.
-"O zaman beni Cimbom'a üye yapın !.."
Herkes birbirine bakar :
-"Yav sen doğuştan Fenerli değil misin ?.. Ne yapıyorsun sen?!.."
Hasta fenerlinin birden yüzü güler :
-"Ülen !.. Bir fenerli öleceğine, bir Gassarayli ölsün be!.."
zekeriya beyaz bir gün hacca gitmiş....herşey yapıldıktan sonra sıra şeytan taşlamaya gelmiş....ve bizim zekeriya taşı almış tam atacakken,şeytan çıkarmış başını ve SENDEMİ
ZEKEYİYA demişşşşşş
Şapka satarak geçinen bir adamin yolu bir gün bir ormana düsmüs. Adam
biraz yürüdükten sonra sicaktan ve yorgunluktan bunalmis, bir
agacin altina oturmus. Sapkalarla dolu sepetini de yere koymus ve
uykuya dalmis. Birkaç saat sonra adam tuhaf sesler duyarak uyanmis.
Birde bakmis ki yanindaki sepet bombos... Sapkalar gitmis. Kafasini
kaldirip agaca bakmis,agacin dallarinda bir sürü maymun, her birinin
kafasinda adamin sapkalari...Adam baslamis dusunmeye; "Ben simdi ne
yapacağım, sapkalari bu maymunlardan nasil geri alacağım" Düsünceli
bir sekilde kafasini kasirken bakmis ki, maymunlar da adamin
taklidini yapiyor, kafalarini kasiyorlar. Adam ellerini havaya
kaldirmis, maymunlar da...derken adam ne yapacagini bulmus, kendi
kafasindaki sapkayi çikarip yere atmis, maymunlar da şapkaları çıkartıp
aşağı atmışlar... Adam böylece bütün sapkalari geri almis, sepetine
koyup yoluna devam etmis.Aradan 50 yil geçmis...Artik adamin bir torunu
varmis, o da dedesi gibi sapka saticisi olmus. Günlerden bir gün onun
da yolu ayni ormana düsmüs. Hava yine çok sicakmis ve genç adam bir
agacin altina oturmus, sapkalarla dolu sepetini yanina koymus ve uykuya
dalmis... Bir saat sonra uyanmis, bir de bakmis ki sepetin içinde
sapkalar yok... Derken tuhaf sesler duymus, bir de kafasini
kaldirmis ki agacin üstünde bir sürü maymun, hepsinin kafasinda birer
sapka. Düsünmüs..." Dedem yillar once bana bir hikaye
anlatmisti...ne yapacagimi çok iyi biliyorum..." demiş.Adam
kafasini kasimaya baslamis, maymunlar da aynisini yapmislar...Adam
ellerini havaya kaldirmis, maymunlar da..ve adam gülümseyerek kendi
basindaki sapkayi çikarmis yere atmis...O anda agaçtaki maymunlardan
biri yere inmis, adamin yere attigi sapkayi kapmis, adama da okkalı bir
tokat atmis ve söyle demis:"Sadece senin mi deden var şerefsiz "
Yasak&) :hihi :hihi :hihi :hihi
Bir grup İngiliz,amerikan ve Türk gemiyle yolculuk ediyorlarmış.
Birden şiddetli bir fırtına kopmuş. Geminin batacağını anlayan
kaptan hemen yolculara koşup gemiyi boşaltmalarını istemiş. Fakat
kimse buna inanmayarak kendini denize atmayı kabul etmemiş.
Bir süre sonra bütün yolcuların ölüm tehlikesiyle karşı
karşıya olduğunu gören kaptan hemen bir tayfasını çağırmış.
-Git bir de sen dene onları gemiden atlamaya ikna etmeyi" demiş.
Tayfa gitmiş ve kısa bir süre sonra geri dönmüş.Kaptan merakla
sormuş:
-Eee,noldu?
-Hepsi atladılar efendim.
Kaptan çok şaşırmış:
-Nasıl olur,daha demin kıllarını bile kıpırdatmamışlardı. Ne
dedin onlara?
-Çok kolay. İngilizlere "Sizin gibi soylu insanlar batmak üzere olan
bir gemide olmamalılar" dedim. Amerikalılara deniz suyunun insan
vücudu için çok faydalı olduğunu söyledim.
-Peki ya Türklere ne dedin?
-Onlara da "Denize girmek yasak! " dedim.
Ben bu fıkrayı her okuyuşumda, ilk kez okumuş gibi gülerim... :hihi
Hallk Dili
Zamanın birinde bir medrese varmış. Bu medresede avâm (halk) lisânı ile konuşmak yasakmış, konuşanlara ceza verirlermiş.
Bir gün talebeler, hocaları ile birlikte bir mesîre yerine teferrüce (pikniğe) gitmişler. Hoca talebelerden birisinin 'su içtim' dediğini işitmiş. Talebeye kızgın bir şekilde:
- Size kaç defâ lisân-ı avâm ile ifâde-i merâm eylemeyeceksünüz dedüm. İmdi şöyle demelüydün; 'Bir kadeh-i lebrîz-i hoş-güvârı nûş ile, teskîn-i âteş-i dil-figâr ve iktisâb-ı ferâh-ı bî-şümâr eyledim.'
Talebeyi bir güzel fırçalayan hoca bir daha böyle konuşması durumunda cezasının falaka olacağını da ifade etmiş.
Bir müddet sonra hoca, geçmiş mangalın başına. Bu esnada bir kıvılcım sıçramış hocanın kavuğuna. Biraz önce haşlanan talebe görmüş vaziyeti. Koşmuş hocanın yanına telaş içinde, söyleyememiş 'kavuk yanıyor!' diye, başlamış söze havas lisânı ile:
- Ey hâce-i bî-misâl ve ey üstâd-ı zî-kemâl bu şâkird-i pür-kelâl size şu vech ile arz-ı hâl eyler ki; bir şerâre-i cevvâl, bî hikmet'il-müteâl, nâr-ı mangaldan pür-tâb ile ser-i âlînizdeki kavuğu iş'âl eylemiştir!.. demiş. Lâkin deyinceye kadar da kavuk yanmıştır.
:hihi :hihi :hihi :hihi :hihi :hihi
zekeriya beyaz bir gün hacca gitmiş....herşey yapıldıktan sonra sıra şeytan taşlamaya gelmiş....ve bizim zekeriya taşı almış tam atacakken,şeytan çıkarmış başını ve SENDEMİ
ZEKEYİYA demişşşşşş....onun aslı.SENDEMİ AMCAOĞLU DEMİŞ
:D :D :D :D :D
Ben bu fıkrayı her okuyuşumda, ilk kez okumuş gibi gülerim... :hihi
Hallk Dili
Zamanın birinde bir medrese varmış. Bu medresede avâm (halk) lisânı ile konuşmak yasakmış, konuşanlara ceza verirlermiş.
Bir gün talebeler, hocaları ile birlikte bir mesîre yerine teferrüce (pikniğe) gitmişler. Hoca talebelerden birisinin 'su içtim' dediğini işitmiş. Talebeye kızgın bir şekilde:
- Size kaç defâ lisân-ı avâm ile ifâde-i merâm eylemeyeceksünüz dedüm. İmdi şöyle demelüydün; 'Bir kadeh-i lebrîz-i hoş-güvârı nûş ile, teskîn-i âteş-i dil-figâr ve iktisâb-ı ferâh-ı bî-şümâr eyledim.'
Talebeyi bir güzel fırçalayan hoca bir daha böyle konuşması durumunda cezasının falaka olacağını da ifade etmiş.
Bir müddet sonra hoca, geçmiş mangalın başına. Bu esnada bir kıvılcım sıçramış hocanın kavuğuna. Biraz önce haşlanan talebe görmüş vaziyeti. Koşmuş hocanın yanına telaş içinde, söyleyememiş 'kavuk yanıyor!' diye, başlamış söze havas lisânı ile:
- Ey hâce-i bî-misâl ve ey üstâd-ı zî-kemâl bu şâkird-i pür-kelâl size şu vech ile arz-ı hâl eyler ki; bir şerâre-i cevvâl, bî hikmet'il-müteâl, nâr-ı mangaldan pür-tâb ile ser-i âlînizdeki kavuğu iş'âl eylemiştir!.. demiş. Lâkin deyinceye kadar da kavuk yanmıştır.
:hihi :hihi :hihi :hihi :hihi :hihi
Ahmet Bey her sabah işe giderken, esnaftan birinin papağanı da ona sürekli hakaretler yağdırırmış:
_ Aptal Ahmet Beeey, şişko Ahmet Beeey! vs.
Ahmet Bey önceleri "hayvan işte" deyip aldırmamış fakat bu durum her gün her gün de çekilmez olmuş. Sonunda papağanı sahibine şikayet etmiş.
_ Üstadım olmuyor böyle, şuna bir çare bul, demiş.
Papağanın sahibi papağanı bir güzel azarlamış.
_ Bir daha Ahmet Bey'e kötü bir laf edersen, senin dilini keserim. diye de tehtid etmiş.
Ertesi sabah Ahmet Bey yine işe giderken bizim papağan:
_ Ahmet Beey, Ahmet Beeey! ANLARSIN YA! demiş.
:hihi :hihi :hihi :hihi
Hemşerim Karadenizli musun?"
Temel Londranın ortasında, sokakta İngiliz giyimli, -melon şapkalı, elinde şemsiye, bir adama yaklaşır
Adamın yüzü ve burnu tam Karadeniz tipli
Temel sorar;
-Hemşerim Karadenizli musun?
Adamdan cevap yok!
-Hemşinli misun? Trabzonli musun?
Gene cevap yok Nihayet,
-Rizeli misun? diye sorunca, adam patlar:
-İncilizum, İnciluz
Ama bir gun Kayserili gelmis;''Padisahim, sen benim babamdan borc olarak bir kup dolusu altin almistin.Simdi geri almaya geldim. Yalandir dersen ödülümü ver.Yalan degil dersen borcunu ode!..''
Vaktiyle Eski başbakanlarımızdan Tansu Çiller Anıtkabir Defterine şöyle yazmış:
"yüce önder. ulu ve büyük atam! doğru yol partisi'nin 14'üncü yılını idrak ediyoruz. (sonra 14'ün üzerini karalamış, 15 yapmış) laik türkiye cumhuriyeti'nin ve demokrasinin bekçileri olarak 16'ıncı yılımızda huzurundayız... davamız yarım asırlık yani 65 yıllık bir davadır. milliyetçilik ve çağdaşlık yolunda yarım asırdır yani tam kırk yıldır yürüyoruz. bu ülkenin çimentosu olmanın sevinci içindeyiz. biz bu ülkenin çimentosuyuz. bizimle tuğlaları yapıştıracaklar, duvar örecekler, bina yapacaklar, içimize girecekler. ilkelerinin ışığı altında partimizin 17'nci yılını kutluyor saygılar sunuyorum. görüşmek üzere..."
Vaktiyle Eski başbakanlarımızdan Tansu Çiller Anıtkabir Defterine şöyle yazmış:
"yüce önder. ulu ve büyük atam! doğru yol partisi'nin 14'üncü yılını idrak ediyoruz. (sonra 14'ün üzerini karalamış, 15 yapmış) laik türkiye cumhuriyeti'nin ve demokrasinin bekçileri olarak 16'ıncı yılımızda huzurundayız... davamız yarım asırlık yani 65 yıllık bir davadır. milliyetçilik ve çağdaşlık yolunda yarım asırdır yani tam kırk yıldır yürüyoruz. bu ülkenin çimentosu olmanın sevinci içindeyiz. biz bu ülkenin çimentosuyuz. bizimle tuğlaları yapıştıracaklar, duvar örecekler, bina yapacaklar, içimize girecekler. ilkelerinin ışığı altında partimizin 17'nci yılını kutluyor saygılar sunuyorum. görüşmek üzere..."
-"yayık ağızlı kurbağa yerım"der.Kurbağa hemen ağzını buzerek cvp verır:
-"CİDDÜ MÜSÜN?" a15))
Fuzuli ve ruhi yolda yürümektedir..Ruhi yolun kenarında yatan köpeği gösterir..Köpek ölmek üzeredir..'görüyor musun şu köpeği ne kadar da FUZULİ'..
Fuzuli verir cevabı ' ya..vur tekmeyi çıksın RUHİ' :)
üstadların atışması bile hoş oluyor =)
- Pen celurken Gayseri'li ikibuçuğa olmaz mı diye pazarluk edeydi, Diyarpakir'li da ben vermem devlet versin deyidi da!!!
"Haklısınız, aslında sizin kabahatiniz yok. Bugün benim ilk taksi şoförlüğüm. 25 senedir cenaze arabası şoförüydüm"
bi cenaze aracının şöförü yolda bi kıza laf atar .kız dönüp bakmayınca, hey kızım herkes bu arabaya binmek için ölüyo demiş.
saol günbatımı, :happy_166: ilaç gibi geldi bu gülme..
- Yasin öğretmenim ama arkadaşlar bana kısaca süpaneke derler.akıllıca &))
Oruç tutayım diye bozdum
Aylardan Temmuz. Günler oldukça sıcak ve uzun. Aylardan Ramazan.
Sabah erkenden başlayıp, gün boyu tırpanla ot biçmiş Tonyalı.
Hararetten, dili bir karış dışarıda varmış evine.
Kafaya takmış, orucu bozacak ama, arkadaşı bırakmıyor:
– Orucunu bozma, aha şunun şurasında akşama ne kaldı ki?
Bir punduna getirip bozmuş orucunu Tonyalı. Arkadaşı:
–Ne yaptın? Nasıl bozdun orucu? Deyince cevap vermiş Tonyalı:
–Baktum ki, orucu bozmazsam susuzluktan öleceğum. Ölürsem bir daha Allah için oruç tutamayacağum. Dedum, ey Rabbum, yaşayup senin için oruç tutayim diye orucumu kestum
niyet önemli tabi :D :D
Öğretmen
Öğretmen çocukların kendisine aldıkları hediyeleri tahmin eder...
Anaokulunun son günü küçük öğrenciler öğretmenlerine hediye verdikleri bir parti duzenler. Çiçekcinin oğlu öğretmene bir hediye paketi uzatır. Öğretmen paketi yavaşça sallar eliyle tartar ve
- Sanırım bu bir buket çiçek..?
- Doğru.. Nerden bildiniz öğretmenim ??
- Şey, tahmin ettim..
Sıradaki öğrenci şekercinin kızıdır. O da öğretmene bir hediye verir. Öğretmen gülümseyerek paketi alır, eliyle tartar ve hafifçe sallar:
- Sanırım bu bir kutu çikolata..
- Aaa, nerden bildiniz öğretmenim ??
- Şey, bir tahmin sadece. Nasılsa tuttu işte..
Bir sonraki hediye TEKEL bayisinin oğlundan gelir. Öğretmen paketi alır ama alttan küçük bir sızıntı vardır. Paketi tutarken parmağı ıslanan öğretmen yavaşça parmağını diline sürer:
- Bu şarap olabilir mi ?
- Hayır öğretmenim !! …diye bağırır çocuk heyecanla.
Öğretmen tekrar sızan yerden bir damlayı parmağıyla alıp tadına bakar:
- Şampanya öyleyse...?
Daha da heyecanlanan çocuk ..
- HAYIR öğretmenim !!
Öğretmen sızıntının bir daha tadına bakar:
- Tamam.. Pes ediyorum, bilemeyeceğim. Nedir bu ??
Çocuk neşeyle haykırır:
- Bir köpek yavrusu !..?
çok severim atları ççooookkk gggüüzzeeellllllleeerrr... o1))
Ahdevefa kardeşim: İlk fıkradaki çocuk tam kulakları çekilmelik! :)
İkinci fıkraya, gülmekten söyleyecek söz bulamıyorum... :hihi
Eymen: Harika :D :D
Amerika'da adamın biri işine giderken birden anormal bir trafiğin içine düşer, ama trafik bir milimetre bile kıpırdamamaktadır. Bir süre sonra arabasının yan camına birisinin tıkladığını görür ve camını açar.
-Ne var, ne olmuş acaba ozur
-Teroristler Bush'u yakaladılar.........
Eğer 1 milyar dolar verilmezse, üstüne benzin dokup yakacaklarmış.
-Haa şimdi anladım bu trafiği...
-Ya işte onun için, herkesten biraz yardım topluyoruz
-insanlar ne kadar veriyor ortalama olarak ?
-Valla yaklaşık olarak 5 'er litre ...!!
Üç arkadaş tren istasyonuna gitmişler İçlerinden biri gişeye yaklaşıp bilet almış ve trenin kalkmasına ne kadar zaman olduğunu sormuşt3)) :happy_166: :happy_166: a15))
– Bir saat on beş dakika
Arkadaşlarına dönmüş:
– Daha çok var, hadi gidip şu karşıki kafede çay içelim
Oradan buradan derken lâf lâfı açmış Birden tren düdüğüyle kendilerine gelmişler Koşarak dışarı fırlamışlar ama, nafile Tren kaçmış
Sormuşlar:
– Sonraki tren ne zaman?
– Bir buçuk saat sonra
Yine dönmüşler kafeye Yine çay, yine lâf ve derken yine düdük sesi Koşmuşlar ama bu defa da treni kaçırmışlar Bir saat sonra bir tren daha varmış Dönmüşler kafeye Ama bu kez uyanık duruyorlar Trenin sesini duyar duymaz kalkmışlar ve koşmaya başlamışlar İçlerinden ikisi; biri bir vagona, diğeri başka vagona zar zor yetişmiş Üçüncü ise geride kalmış ve yetişememiş Bir süre dövündükten sonra başlamış katıla katıla gülmeye
Durumu gören istasyon memuru dayanamayıp sormuş:
– Hem treni kaçırdın hem gülüyorsun!
– Nasıl gülmeyeyim! Onlar beni uğurlamaya gelmişti
Yalandır dersen ödülümü ver.:) Akıllıca
Yalan değil dersen borcunu öde!.. (:
:) Akıllıca
guzeldı tesekkurler :hihi
:hihi super
hepsi de güzel teşekkürler:D :D
Gönderdiğin tavuk çok lezzetliydi, teşekkür ederim!"
- hele bak kurban benim kamyonu da görimisen