Sadakat islami Forum
DİNİ KATEGORİLER => İSLAM-GENEL => Konuyu başlatan: Lika - 31 Ekim 2008, 05:17:11
-
İslam büyükleri, dinî konularda fetva vermekten, sohbet etmekten, vaaz ve nasihatten çok çekinirlerdi. Yanlış bir şey söylemenin vebalinden korkarlardı. Çünkü, dinî konularda bilmeden konuşmanın vebali çok büyüktür. Hadis-i şerifte, “Fetva vermeye en cüretli olanınız, ateşe girmede en cüretli olanınızdır” buyuruldu.
Bunun için gerçek âlimler, kendine sual sorulduğunda, bilmiyorsa, “bilmiyorum, kitaplara bakayım, bulursam söylerim” derlerdi. Hatta çoğu zaman bildiklerine de, insanlık icabı hafızam belki beni yanıltır diye kitaba bakıp cevap verirlerdi.
Çünkü, “Bilmeden fetva verene, yerdeki ve gökteki melekler lanet ederler“ hadis-i şerifini biliyorlardı. Yine hadis-i şerifte, “Ümmetim, kötü din görevlilerinden çok zarar görecektir” buyuruldu.
İmam-ı Şabi hazretleri buyurdu ki: “Bilmem demek ilmin yarısıdır. Allah rızası için bilmediği bir hususta, susanın aldığı mükafat, bildiği hususta konuşanın aldığı mükafattan az değildir. Çünkü cehaleti kabul etmek nefse çok ağır gelir.”
İbrahim Edhem buyurdu ki: “Şeytanı en çok kahreden şey, âlimin ‘bilmiyorum’ demesidir. Şeytan, ‘bunun susması benim için konuşmasından daha zararlı’ der.”
Hakim Nişapuri buyurdu ki: “Hakiki âlim, suali cevaplandırırken, kıyamette, ‘bu cevabı hangi kitapta buldun’ diye sorulacağından korkan zattır.”
İslam büyükleri, herkesin seviyesine göre anlatırlardı, soranın anlamayacağı şeyi söylemezlerdi. Çünkü hadis-i şeriflerde, “Biz Peygamberler, herkese, seviyesine göre muamele yapmak ve anlayabileceği şekilde hitap etmekle emrolunduk.”, “Aklın almayacağı şeyi söylemek, fitne olur” buyuruldu.
Hazreti Ali, göğsünü işaret edip, “Burada istediğiniz kadar bilgi vardır. Ancak bunu taşıyabilecek birisi olsa, hepsini ona anlatırım” buyurdu.
Adamın biri bir âlime ince bir mesele sordu. Âlim cevap vermeyince, o kimse “Sen, (İlmini gizleyene Allahü teâlâ ateşten gem vurur) hadis-i şerifini bilmiyor musun?” dedi. O da şöyle cevap verdi: “Eğer anlattıklarımı anlayabilecek biri sorar da söylemezsem, o zaman bana gem vurulur. Kur’an-ı kerimde, ‘Sefihlere, akılsızlara malınızı vermeyin’ buyuruluyor. Mal verilmezse, ilim hiç verilmez. Ona ilim vermek fitneye sebep olur!”
Mehmet Oruç
-
(Allahü teâlâ, âlimleri almak suretiyle ilmi ortadan kaldırır. Âlim kalmayınca da, cahiller bilmeden yanlış fetva verir, hem kendilerini, hem de başkalarını sapıtırlar.) [Buhari]
(Ahir zamanda, âlim ve ilim azalır, cahillik artar. Cahil ve sapık din adamları, yanlış fetva vererek fitne çıkarır, doğru yoldan saptırırlar.) [Buhari]
(Ümmetim, kötü din görevlilerinden çok zarar görecektir.) [Hakim]
Fetva veren Müftinin müctehid olması gerekir. Müctehid olmayan kimse müfti yapılırsa, bunun müctehidlerin bildirdiklerini okuyup, öğrenerek bunları söylemesi gerekir. (İbni Hümam)
İmam-ı Malik hazretleri;
"Her isteyen kimse hadis rivayet etmek ve fetva vermek için mescide oturamaz, ilim erbabı ve mescitte itibarı olan kişilerle istişare etmesi gerekir. Eğer onlar, kendisini bu işe ehil görürlerse o zaman oturup ders ve fetva verebilir. Ben, ilim sahiplerinden yetmiş kişi, benim bu işe ehil olduğuma şahitlik etmedikçe, mescide oturup ders ve fetva vermedim." buyurmuşlardır.
-
çok güzel bi konu RAHMAN razı olsun
günümüzde herkez fetva merci olmuş o başka
atan atana kafa karıştırsınlarda ne olursa olsun..
RABBİM bizleri böyle bir fiiliyyattan muhafaza buyursun
-
Lika ve Tuğra kardeşim Allah razı olsun,teşekkürler
-
Güncellenmesi gereken bir konu daha. Televizyonlarda özellikle cuma günleri fetvada yarışıyorlar. Çok defa yanlış söylemlere de rasladık. Kolayca fetva verenin düşeceği halemi üzülesin, kitlelerce halkın yanlış bilgi almasına mı!
Allah yardımcımız olsun.