Sadakat islami Forum
EDEBİYAT KÖŞESİ => SERBEST KÜRSÜ => Konuyu başlatan: SadakatNet - 19 Ekim 2009, 00:48:12
-
Televizyon ya da internet...
Asrımızın en çok kullanılan teknoloji harikaları...
Faydalarını da zararlarını da biliyoruz.
Faydalı yanlarından yararlanmak anlamında mutlaka evde bulundurulması gereken cihazlar olarak düşünülebilir.
Ama olumsuz yönlerine nazaran da çok basit ve süratli şekilde ahlaki sosyal pskolojik vs. yönlerden zararlı olduğu bir hakikat..
Tüm yönleri ile göz önünde bulundurulduğunda;
Müslüman bir aile kesinlikle bu teknolojileri evine almamalı mı?
Yoksa belirli şartlar gereği evde bulundurulması daha mı uygun olur?
Görüşlerinizi bekliyoruz..
-
Alınmaması daha çok merak uyandırır,evde olup da az izlenmesi daha etkili bence
-
Özellikle çocuklar için evde olmadığı takdirde çok kıymetli olağanüstü bir cihaz olarak algılanıyor.
-
bence kapidan iceri girmemeli ama girdimi bakarsin morfin yemis gibi olursun
-
bıçak örneğinde olduğu gibi hayırlı şeylerde kullanıldığı zaman faydalı cihazlar
-
Bıçak salata yaparkende eli kesiyor.
-
Televizyon kesinlikle müslüman evine girmemeli.Vay efendim faideli kanal ve programlar varmış hikaye.
Bilgisayar kontrol altında faideli ve gerekli.
-
Televizyon kesinlikle müslüman evine girmemeli.Vay efendim faideli kanal ve programlar varmış hikaye.
Bilgisayar kontrol altında faideli ve gerekli.
kezalik.
Bişeylerle meşgul olan, hayat da hedefleri olan kimsenin ne bilgisayar ile nede televizyon ile meşgul olacak vakti olmasa gerek. ( İş hayatı bunun üzerine kurulu ise ona diyeceğim yoktur. Bunlarla meşgul olan birisi bile güzel hedefleri varsa avktini boşuna geçirmez. )
Televizyon ve bilgisayar hastalığı olan kardeşlerime acizane tavsiyem, kendilerine meşgul olacak bişeyler bulsunlar.Meşguliyet olursa bilgisayarın ve televizyonun varlığıda, yokluğuda müsavidir.
-
haberlere ,komşularamı gidelim.yada habersiz bir hayat düşünemiyorum.kontrollü olmalı.kaçmak en güzelide nasıl kaçacan.cocuklarım hergün komşuyamı gitsin.. mevlam itikatımızı bozacak ameller ettirmesin.amelde günahlarımız çok hangisini saysak.....
-
Ruy-i zemin ve ihvan güzel ifade etmiş,
tv amerikalıların dediği gibi ''aptal kutusu'',insanların gerekli olanı alıp gereksizler ile vakit geçirmesini önlemek,kendilerine ait yararlı faliyetleri ile olur ve seçici olurlar,tv nin sıradan ve yoz programlarının tarafına bile bakmazlar.
Bana göre bilgisayar,internet daha tehlikeli,hiç değilse tv nin sansürü var,internet kuralsız ve sansürsüz,kişi interneti bilinçli kullana biliyorsa,tv kullanımı da aynı olur. s4))
-
alınmalı, teknoloji nimetinden faydalanılmalı bıçak kesiyor kan akıtıyor diye eve bıçak almayalımmı bıçağı kullanmayı öğrenelim. belirli kanallar ayarlanmalı doğan medya gurubuna pirim erilmemeli. inancımıza ve ahlak anlayışımıza ters düşmeyecek kanallar ayarlanmalı bence. evde olmaması bencede merak uyandırır. daha çekici olur.
-
Yerine göre uygun olabilr ama tabiki çocukları derinden etkileyen çocuk programları magazinler kurtlar vadisi gibi şeyler olunca bambaşka bir tad alıyor tv. Büyükler haber izlemek ister küçükler çizgi film hanımlar magazin sabah programı derken zaman öldüren bir makinadır tv. Teknoloji kesin olması gerekir ama zararından yararlanmak da olmaz diye düşünüyorum.
-
Laz bilen varmı ....? şuan kesintisiz bir laz ağıt dinliyom sanatsal bir filmden keşfettim.
Tv, bilgisayar, kitapları ve kendimi çok seviyorum.
-
Ya her şey tamamda... Tek izlediğim dizi olan, Kurtlar Vadisi'ni nerede izliycem ben. :)
Şaka bir yana ama... Şu zamanda ölçülü olmak kaydıyla evde televizyon bulunmalı, diye düşünüyorum.
-
Televizyon küçük bir dünya gibi. Dünya da ne var ise televizyonda aynını görebiliyorsunuz.
O açıdan, günaha girmemek için dünyada yaşamama en güzel garantidir diye bir mantık nasılsa televizyon da kısmen bu anlamda değerlendirilmeli diye düşünüyorum.
İnsanların zaruret miktarı çarşıya çıkması gerekir. Bu bir hakikattir. Ama işi gücü olmadan istanbul İstiklal caddesinde dolaşmakta bir mümin için keyfiyyat ve hatta menfiyyattır.
Madem televizyonlarda birer dünya. Zaruret miktarı kullanılması taraftarıyım.
Her şey irade de bitiyor. İradeye hakim olup fren sistemini güzel ayarlayamazsa izleyen kimse, o televizyon eninde sonunda kaza yapar.
Sosyal bir hayatta yaşayan bir insan hayattann haberdar olmalı. Televizyon ile insanları, dünyayı her anlamda genel kültürü çok iyi tanır ve geliştirebiliriz.
Kendimiz açısından bu şekilde değerlendirmenin yanısıra çocuklarımız için de önemli bir hassasiyet bu mesele.
Evinde televizyon olmayan bir ailenin maç hastası ya da kurtlar vadisi bağımlısı bir çocuğu olduğunu düşünün. Bu çocuk kahvelerde ya da internet kafelerde amacına ulaşarak aynı zamanda kötü çevrelerin içerisinde onların tozundan kapmış olacaktır.
Eve fazla uğramayacak türlü bahanelerle sürekli evde sorun oluşturacaktır.
Teknolojinin güzelliklerini de düşünmek lazım. Ankara radyosunu her gün 15 dakika bize versinler hidayetlerine şöyle vesile olurduk diyen gönül sultanlarımızın da dikkat çektiği gibi camide bir sohbet yapılarak en fazla 200, 300 kişinin irşadına vesile olma hizmeti, bir televiyonda yapıldığı zaman onbinlerce kişinin hidayetine vesile olabilmektedir.
Zaten sapıklar her türlü sapıklıklarını televizyonlarda yapıyorlar. Sen ben de, televizyondan bu sapıklıkları takip etmeyip evimizde kendi halimize yaşarsak bu sapıklar ortalıkta kollarını sallaya sallaya boy göstereceklerdir. Yarın bir saf müslüman kardeşimiz, televizyonda şöyle şöyle diyorlar diye bu sapıklıkları bizimle paylaştığı zaman meseleye yerine göre fransız kalacağız. Halbuki zehirleri öğrenip hazır panzehir üretmemiz lazım..
Hasılı kelam;
Televizyonun kötülüklerini görüp kötülüklerinden ictinap etmeyi ve ettirmeyi, iyiliklerinden de istifade edip yaymayı amaç edinmeliyiz.
-
miftah hocama katılıyorum.dünya içerisindeyiz.harama helala dikkat ederek yürümeliyiz.atmak çözüm değil.kontrol önemli.arabayada 250 km koymuşlar.bu hızla devamlı gidilirse bir yerde son bulur.km yi ayarlamak lazım.
-
İradesine güvenen arkadaşları takdir ediyorum.
Ama unutmayın 72 şeytan kuvvetinde bir nefse sahipsiniz.
Bizim yolumuz temkin yolu.Bir yerde tehlike varsa oranın yakınında bizim işimiz olmaz.
-
Tefhim kardeşim çok doğru söylüyor.
Televizyonun faydalı mı zararlı mı olduğu konusunda ihtilafa düşenler Kur'anı-ı Kerim'in Lokman Suresinin 6-7. ayetlerini iyice bir incelesinler...
O zaman anlaşılır.
-
benim adım televizyon
hezeyan kusarım ton ton mana koyboldu tozumda
benim adım televizyon kalpler kavruldu tuzumda
çalışmaya veririm son dünya benim boynuzumda
benim adım televizyon benim adım televizyon
cami cemati beş on ben var isem olmaz sobet
benimki bin kere milyon o semte uğramaz rahmet
dinli dinsiz laik mason kin,ihtiras,fitne,dehşet
benim adım televizyon benim adım televizyon
yatsı namazı kıldırtmam her yere akın ederim
sabah namaza kaldırtmam uzağı yakın ederim
söylenenlere aldırmam sade bana bakın derim
benim adım televizyon benim adım televizyon
zorla her eve girerim herkes bir bahane bulur
ev sahibine söverim yolları bana doğrulur
gafilleri pek severim nifak mayamla yoğrulur
benim adım televizyon benim adım televizyon
namazlarda vesveseyim beni reddetti sofular
ehli dünyaya neşeyim sonunda teslim oldular
sevincimden dört köşeyim karşı koyamaz oldular
benim adım televizyon benim adım televizyon
bana bakan gözler yandı ışık değilim aynayım
yalanıma herkes kandı ben hep güçlüden yanayım
ne söylemişsem inandı rolümü iyi oynarım
benim adım televizyon benim adımtelevizyon
öldürücü bir ağıyım daim uzağım haktan
nefsin keskin bıçağıyım kumandalıyım uzaktan
kör şeytanın çırağıyım bakan kurtulmaz tuzaktan
benim adım televizyon benim adım televizyon
yıktı utanma hissini .....
yaptım herşeyin tersini .....
bozdum müslüman neslini .....
benim adım televizyon .....
rahmet değilim lanetim alaları ettim deni
aslında ben bir aletim unutturdum sana seni
vardır kasıtlı bir gayretim şimdi tanıdın mı beni
benim adım televizyon benim adım televizyon
geğik gibi boynuzum var
paylaşılacak kozum var
namusunuzda gözüm var
benim adım televizyon
-
ben su siiri bir zamanlar duymustum sizmi yazdiniz
-
yok ben yazmamıştım
-
Evde olduğun da zararı mı çok, faydası mı çok diye düşünmek lazım,
Gazeteler de haber yazıyor,okumak zahmeti çok olmasa gerek diye düşünüyorum.
Televizyon kontrolü siz de olmayan bir yayın aracı gibi geliyor,internet ona göre daha kontrollü gibi
Tabi ki herkesin kendi tercihidir,ama insanların tercihi hayatlarına yön veren unsurlardan biridir.
-
Bir haftalığına televizyonu kapatmak, son yıllarda gittikçe yaygınlaşan bir eylem. Dünyada televizyonun tuzağına ilk olarak ve en yaygın biçimde düşen Amerika içinde bazı sivil gruplar, şimdi bu tuzaktan kurtulmayı amaçlayan eylemlerin öncülüğünü yapıyorlar.
Bu eylemlerden en dikkat çekici ve en yaygın olanı ise “TV-Turnoff Week,” yani “TV Kapatma Haftası.”
Bu eylemin temel amacı insanların yılda bir hafta için de olsa televizyon karşısında harcadıkları zamanı azaltmak ve insanların zihnine daha faydalı şeyler yapabilecekleri anlayışını yerleştirebilmek. Bu haftayı düzenleyenler ve destek verenler, insanlara şu mesajı aktarıyorlar:
“Sadece bir haftalığına televizyonunu kapat; sonra gör bak neler olacak!”
TV Kapatma Haftası ilk olarak 1995 yılında kutlanmaya başlandı. Daha ilk yılında bu faaliyete 45 bin okul ve 8 milyondan fazla insan katıldı. Bu uygulamayı organizeli olarak ilk başlatan ise sonradan TV-Turnoff Network (TV Kapatma Ağı) ismini alan TV-Free America (TV’den Bağımsız Amerika) isimli özel bir kuruluş.
Bu kuruluş faaliyetlerinde kâr amacı gütmüyor; herhangi bir siyasî eğilimi yok. En önemli faaliyet alanı ise, başta çocuklar olmak üzere insanların televizyon başında mümkün olduğunca az zaman geçirmelerini sağlayabilmek. 1995 yılından beri TV Kapatma Haftasına doğrudan katılan Amerikalıların sayısı ise 25 milyon civarında.
TV-Turnoff Network’ün çok çarpıcı bir sloganı var: “Turn off TV - Turn on Life!” Yani, “Televizyonun düğmesini kapat, hayatın düğmesini aç!” TV Kapatma Haftası Amerika’da doğduktan sonra diğer ülkelere de yayılmaya başladı. Fakat bu eylem şatafatlı bir biçimde duyurulma imkânından yoksun.
Bir defa, televizyonlar bu eylemle ilgili ne bir haber yayınlıyor, ne de reklam kabul ediyor. Zaten bu eylemi örgütleyen gruplar büyük sermaye sahibi olmadığı için, bir tanıtım kampanyasına ayıracak geniş imkânları yok. Bununla beraber, hareket derinden derine yayılıyor ve çeşitli ülkelerde kendisine tutunacak bir zemin buluyor.
TELEVİZYONSUZ YAPAMIYORUZ
RTÜK tarafından yapılan kamuoyu araştırmalarına göre ülke olarak durumumuz hiç de iç açıcı değil. Televizyonkolik olma açısından Amerikan halkının belki en yakın takipçisi olmaya adayız. Aile bireylerinin televizyon izleme gün ve saat alışkanlıklarına ilişkin 5.360 kişiyle yapılan anket neticelerine göre insanımız ortalama 4 saate yakın televizyon seyrediyor. 5 saatin üzerinde televizyon seyredenlerin oranı ise % 20.
Bugün pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de televizyon olmayan ev neredeyse yok gibi. Özellikle büyük şehirlerde, evinde bulunduğu zaman diliminde insanımızın yaptığı en rutin işlerin başında televizyon seyretmek geliyor. Hattâ televizyonla bütünleşmiş bir yapımız var. Bu durumdaki bir insandan veya aileden televizyonunu kapatmasını istemek, bebekten sütü esirgemek gibi algılanıyor. Çünkü insanımız artık televizyonsuz eğlenemez, televizyonsuz gülemez, televizyonsuz yemeğini dahi yiyemez, kısacası televizyonsuz yaşayamaz hale geldi—yahut getirildi!
Televizyona bu derece bağımlılığın altında yatan sebeplerin başında tembellik geliyor. Aslında tembellik televizyon seyretmenin hem sebebi, hem sonucu. Bir kere televizyonun başına geçince gerisi geliyor.
özgür ve bilge dergisi
-
DERGİMİZİN İNTERNET SİTESİNDE OKUyucularımıza yönelttiğimiz “Bir hafta boyunca televizyonunuzu kapatsaydınız neler kazanır, neler kaybederdiniz?” sorusuna verilen bazı ilginç ceveplar:
Binnur Şenocak (muhasebeci, 23):
Televizyonda birkaç program seyredeceğime, daha fazla kitap okurum. Akşamları arkadaşlarıma daha fazla vakit ayırırım ve tabiî ki ailemle de daha fazla ilgilenebilirim.
Salih Z. Pekin (mimar, 56):
Televizyon seyretmeseydim, karımla daha fazla dertleşebilirdim. Birikmiş kitap ve dergileri okuyabilirdim. Dışarıya çıkıp dolaşabilirdim. Dostlarıma elyazısı mektup yazabilirdim. Fotoğraflarımı düzenlerdim. Şiir yazardım.
Emre Koyuncu (öğrenci, 18):
Birgün fark ettim ki televizyon bana çok zaman kaybettiriyor. Bunun üzerine televizyonumu aileme postaladım. Sanırım ömrüm bir kat daha uzadı, yahut bana öyle geliyor
.
Safiye Aygün (finans uzmanı, 29):
Televizyon seyretmeyince dokuz yaşındaki oğlumu kazanırdım. Daha fazla kitap okuma şansı bulurdum. Evime ve aileme daha fazla zaman ayırabilirdim.
Nida Okutmuştur (öğrenci, 12):
Fazladan bir iki kitap daha okurdum. Babam bizimle daha çok sohbet eder, daha çok uyurdu, daha dinç olurdu böylece. Neler kaybederdim? Haftada bir iki çizgi film dışında bir kaybım olmazdı herhalde. Belki babam eve gelince bir süre kendini boşlukta hissedebilirdi!
Zeliha Özdoğu (öğrenci, 23):
Günde ortalama üç saat TV izlediğimi varsayarsak, 21 saat kazanır ve vakit yok bahanesiyle yapamadığım işlerime vakit ayırırım.
Recep Uslu (mühendis, 25):
Bozulan televizyonumuzu iki sene boyunca yaptırmama kararı almıştık ve gerçekten yaptırmadık. Bunun sayesinde, okuyamayacağımı sandığım birçok kitabı okuma fırsatı buldum. Daha da önemlisi, evdeki muhabbetimiz daha da arttı. Ama maalesef iki sene doldu. Çok şükür ki eskisi kadar bağımlı değilim. Bence herkes bir haftalığına televizyonunu kapatmayı gerçekten denesin.
Hasan Çelik (bilgisayar programcısı, 38):
Televizyonumu kapatsaydım, bir haftada en az iki kitap okurdum. Ekrandaki rezaletlere bakmamış olurdum. Hergün haberleri izleyip sinir küpü olmaktan kurtulurdum. Reklamlara bakarak hangi ülkede yaşadığım düşüncesine kapılmış olmazdım.
Taner İlbeyli (memur, 30):
Televizyonu seyretmeyen herşeyi bulur; onu seyreden birşey bulmaz, bulsa da başına belâ bulur.
Aslı Nokay (şehir plancısı, 24):
Kazanacaklarım: (1) Eşim ve ben, tek bir noktaya bakacağımıza birbirimizin gözlerine bakardık. (2) Sohbet konusu bulmaya çalışır ve mutlaka birşeyler bulurduk. (3) Kitap okumak için daha fazla zaman bulurduk. (4) Konuşurken sesimizi dinletmeye çalışmayıp sakin ve huzurlu bir ortamda yorulmadan derdimizi anlatırdık. Aklımızı başka yöne çekecek bir unsur olmazdı. (5) Bize özel anlar bulurduk. Belki bilmediğimiz bir yönümüzü keşfederdik. (6) Çocuklarımızın sesini duyabilirdik. Kaybeceklerimize gelince: Bir süre alışkanlıklarla bezenmiş o boşa giden saatleri arayacak ve sıkılacaktık. Ama bu yeni alışkanlıkları kazanmak olduğundan hiçbir şey kaybetmemiş olacaktık.
Burcu Bekar (öğrenci, 20):
Haftalardır TV izlemiyorum ve birkaç program dışında hiç birşey kaybettiğimi düşünmüyor, aksine stresten, şiddetten ve daha pek çok zararlardan kurtulduğumu düşünüyorum.
Bilimsel araştırmaların ortaya çıkardığı sonuç : Televizyon bağımlılık yapıyor
Televizyonun bağımlılık yaptığı çok söylenir söylenmesine; fakat daha ziyade abartılı bir ifade olarak karşılanır. Bilimsel araştırmalar ve deneyler ise, bu ifadede bir abartının sözkonusu olmadığını gösteriyor.
Scientific American dergisinin Şubat sayısında yayınlanan bir yazıda, bu konuya derinlemesine yer verildi ve televizyon bağımlılığının oldukça ciddî verilere dayandığı ortaya kondu.
Dergi, gelişmiş ülkelerde insanların günde ortalama üç saat televizyon seyrettiklerine dikkat çekiyor. (Bu rakam, Türkiye için dört saat civarıda.) İş ve uykuyu bir yana bırakacak olursanız, insanların vaktini en fazla işgal eden tek bir meşgale olarak, böylece, televizyon izlenmesi ortaya çıkıyor.
1992 ve 1999 yıllarında Gallup tarafından yapılan araştırmalarda ise, yetişkinlerde beş kişiden ikisi, gençlerde on kişiden yedisi, kendilerinin çok fazla televizyon izlediğini belirtiyor. Diğer anketlerde ise, yetişkin nüfusun yüzde on kadarı, kendilerini “televizyon bağımlısı” olarak nitelendiriyor.
Televizyon izlerken ve izledikten sonra insanlarda meydana gelen etkileri incelemek üzere çeşitli laboratuar deneylerinin yapıldığı da dergide haber veriliyor. Bu deneylerin en çarpıcı sonucu ise şöyle:
İnsanlar, televizyon seyrederken bir tür rahatlama hissediyorlar. Fakat izleme sona erer ermez bu rahatlama duygusu da sona eriyor. Pasiflik ve dikkat azalması ise, izlemeden sonra da devam ediyor.
İzleyicilerin çoğunluğu, televizyon seyretmenin enerjilerini çekip aldığını ve daha sonra herhangi bir şeye dikkatlerini yoğunlaştırmakta güçlük çektiklerini söylüyor. Bu ise, herhangi bir dinlenme veya eğlence faaliyetinden çok farklı bir sonuç. Çünkü insanlar spor yaptıkları, kitap okudukları, bir hobiyle meşgul oldukları zaman, kendilerini daha dinlenmiş ve zindeleşmiş bulduklarını bildiriyorlar.
Doğal olarak, bu şikâyetler, televizyon izleme süresine paralel şekilde artıyor. Televizyon izlemekle tatmin olmayan insanlar daha çok televizyon izleyerek kendilerini oyalamaya çalışıyorlar; fakat daha çok izledikçe enerjilerini ve hayata bağlılıklarını daha da çok yıpratıyorlar.
Özgür ve Bilge Dergisi Nisan 2002
-
İlginç,tv olmayınca mı? insanlar kitap okuyacak yada dostları ile sohbet edecek,insan birşeyi çok seviyorsa ona mutlaka zaman ayırır,okumayı seviyorsa kitaplara,dostları seviyorsa sohbete,sanatı seviyorsa,fırçalar önceliği olur.
Ankete cevap verenler tv izlemeyi seviyorlar,onu evden atsalar da söylediklerini yapamazlar,sadece kendilerini kandırıyorlar. s4))
-
bu zamanda evinde televizyon olmayan zamanın sahabisi...diye bir
söz duymuştum..
-
ya da kurtlar vadisi bağımlısı bir çocuğu olduğunu düşünün.
Evde izleyen yoksa neden böyle birşey olsun ki? e52))
Ya her şey tamamda... Tek izlediğim dizi olan, Kurtlar Vadisi'ni nerede izliycem ben. :)
Miftahulkuluub ve Tarihman böyle saçma tek düze ve vasat bir şeyi izlemez bence.. s4))
-
Bütün mesele, yönelmekte.İnsan, neye yönelirse onu seviyor.Hiç izlemeyen kişi bile bir diziyi takip etse tv bağımlısı olabiliyor. s4))
-
Televizyon kesinlikle müslüman evine girmemeli.Vay efendim faideli kanal ve programlar varmış hikaye.
Bilgisayar kontrol altında faideli ve gerekli.
Herkesin evinin akıl hocalığını yapan Televizyon Namaz kılmaya vakti olmayıpta birbuçuk saatlik dizi için hem internette (kaçırdığı bölümleriçin) hem de televizyonda vakit bulan aynı zamanda da Kuranı Kerim'i Öğrenip okuyacak kadar boş vakti olmayıpta magazin ve saçma sapan programları izleyenler. Ben Kimim ve nereye varmak istiyorum deyip kendini suale çekmeli yoksa kabre girince heyhat geçti diye bises duymaktan kendimizi alıkoyamayız.Benim evimde de televizyon var ama ancak haberlere vakit ayırabiliyorum çünki takip edeceğim daha mühim işlerim var. Ama bence en iyisi radyo diye düşünüyorum.... SAYGILARIMLA
-
bu zamanda evinde televizyon olmayan zamanın sahabisi...diye bir
söz duymuştum..
aRİF Nihat Asyanın
"Televizyonlu odadan televizyonsuz odaya geçmek hicrettir." meyanında sözü var.
-
Ankete cevap verenler tv izlemeyi seviyorlar,onu evden atsalar da söylediklerini yapamazlar,sadece kendilerini kandırıyorlar.
Katılıyorum gh8))
-
Elhamdülillah 4 senedir evimde televizyon yok.Günlerin ne kadar uzun olduğunu,zamanım yok derken ne kadar çok zamanım olduğunu anladım.
Mevlam herkese nasip etsin.
Çocuklarımda da zannedilen gibi bir özenti yok elhamdülilah.
Sen bir adım at ben 10 adım gelirim demiyor mu Mevlamız.
-
Ankete cevap verenler tv izlemeyi seviyorlar,onu evden atsalar da söylediklerini yapamazlar,sadece kendilerini kandırıyorlar.
Katılıyorum gh8))
iki seneye yakın tv yi kaldırdık, gerekirse bilgisayardan takip ettik, o da çok nadir
bana ne kazandırdı, üniversiteyi bitirip, ikinciye başlamamı!.. o1))
-
bazıları tv kolik olacak kadar bağımlı demekki:)
biz de tv var ama günlük olarak ancak iki saat bile izlemem.Elhamdülillah ailece tv bağımlısı değiliz:)
-
Bir ev için pc yeterli diye düşünüyorum.
-
televizyon kara şeytan bence.eve girdimi ne huzur nede muhabbet olur
-
Fayda dedimse anla, o da benim kinâyem,
Beş kuruşluk kâr için, beş bin zarar çekemem!
İlkokul ikinci sınıfa gidiyordum. Öğretmenimizin sorduğu bir soruya, doğru cevabı vermek için, kendimden pek emin parmak kaldırdığımda, bir de baktım ki, kocaman bir denizin ortasında yapayalnız kalakalmışım. Değişik bir duyguydu. O sene, “yalnızlık”la ilgili yaşadığım ikinci ciddî tecrübe olduğunu hatırlıyorum. Çok şaşırmış, biraz da ürkmüştüm.
Sanki, içinde bulunduğum toplumda bir yabancıydım. Evet, benden başka tek bir kişi bile yoktu işte parmak kaldıran. Nasıl olurdu? Herkeste olur da bizde nasıl olmazdı? Âhh baba, âh! Bu yaptığın iş miydi? Âhh anne ah! Niye arkadaşlarım biliyordu da ben bilmiyordum? Karnımı doyuruyorlardı, elbisemi dikiyorlardı, aç ve açıkta değildim; ama yeter miydi? Yetmemişti işte bak!.. Âh keşke oyuncak almayalar da onu alalardı. Ben de şimdi böyle ortalıkta cascavlak kalmazdım! Anlayacağınız, çok kısa bir süre içinde, hâfızamda binbir geçit yapmıştı, nice düşünce… Diyeceksiniz ki, seni bu kadar zora sokan, üstelik de cevabını bildiğin soru ne? Şu:
“- Kimin evinde televizyon yok çocuklar?”
Şimdi tebessüm ediyorum o güne… Çocukluk işte…
* * *
Sonraki günlerde öğrendim ki, meğer herkesin evinde ondan varmış. Zaten, yakın zamanda babam da eve bir tane getirmişti. O da kurum kurum başköşeye kurulmuştu da, böylece tanışmıştık. Çizgi filmler, uykudan önceler, yorgan altından gizli gizli, annelerle babaların seyrettiği filmleri seyretmeceler (mâlum, öyle ayrı bir yatak odamız yoktu), reklamlar derken, aman bir de baktık ki, bizim dünyamızın dışında nice dünya varmış. Ben de sanırdım ki, koca uzayda bir biz yaşıyoruz.
Çocukluk ve gençlik çağları, televizyonla daha içli-dışlı olduğumuz zamanlardı. Artık, sohbeti yapan, konuyu açan muhterem “televizyon”du ve tüm âile fertleri onu dinliyordu. “Aman kızım, seyret ki ibret olsun”, denilen kimi filmlerden, ne de ciddî zararlar gördüğümü unutmadım. Çizgi filmler içine sokuşturulmuş çirkin sahneler ve mesajlardan, nasıl olumsuz etkilendiğimi de...
Yirmili yaşlara gelmeden önce, şuna karar vermiştim: Televizyon zararlıdır ve eve alınmamalıdır. “Ama çok faydalı programlar da var” diyenlere ise cevabım şöyle olmuştur:
“-Beş kuruşluk kâr için, beş bin zarar çekemem!”
Üstelik o yıllar, filmlerde bir öpüşme sahnesi çıkıverecek olsa, insanların utanıp sıkıldığı, hemen kalkıp kapattığı yıllardı. Üstelik o zamanlarda, bugün olduğu gibi onlarca kanal ve çanak anten yoktu. Demem o ki, bugüne kıyasla o gün televizyon, yunmuş yıkanmış, pek mâsum bir şey gibi görünüyordu. Şimdi? Elbet anlatmaya gerek yok, takipçileri daha iyi bilir.
Zira duydum ve gördüm ki, çoğu evlerde, bir tanesi yetmez olmuş. Salon az gelmiş, birer tane de mutfağa ve yatak odasına alınmış. Hatta artık, eski model televizyonların cakası zayıfladığından, mümkünse misafirlerin ağırlandığı salondaki televizyonlar, “plazma” denilen cinsten alınıyormuş. Neyse, biz lafı fazla uzatmayalım da, gelelim konunun esâsına:
* * *
Can alıcı soru şu:
“Ne işe yarar televizyon? Eğer olmasaydı, nelerden mahrum kalırdık?”
Cevap:
Ayol, sorduğunuz da soru mu? Tövbe deyin! Çağımızın en gerekli teknolojik ürünlerinden biridir. Öyle hakkında atıp tutmuşuzdur; zararlı filan demişizdir; ama faydaları saymakla bitmez. İşte bakın:
Biiir!
Salondaki televizyon, yani “plazma” olan, misafirler geldiğinde açılır. Usûlden kısa bir hâl hatır edilip, sonra (neredeyse cümleten bütün gözler “fal taşı” vaziyetlerinde) o gece yayınlanacak olan filme ya da programa bakılır. Arada abuk bir reklam girer ya da ahlâksız bir sahne çıkıverecek olursa, usûlen, “Allah cezanızı versin, hiç utanma kalmadı kardeşim, şuna bak yaaa!” denir. Bir yandan yemeye, bir yandan seyretmeye devam edilir.
Vakit geç olup da uykular gelince, evli evine gider, köylü köyüne… Sonra herkes yatar da dinlenir mi? Hayır. Bazıları evlerinde ve köylerinde de seyretmeye devam ederler. O kadar ki, gece yarılarına, sabahlara kadar, sınırsız bir seyir söz konusu olabilir. Herkes de uyumuştur ya nasılsa, gözlerle nice günaha girilir. “Hem nasılsa Allah da bilir, bizim ne zayıf kul olduğumuzu... Affeder canım!..” gibi cümlelerle vicdan, güyâ serinletilir.
Birinci faydayı özetleyecek olursak, televizyon misafir sohbetlerinin şâhı, geceleri uykusuzluk ve yalnızlık çekenlerin arkadaşıdır. (!)
İkiiii!
Bir diğer faydası, yayınladığı yemek programlarıyla, bir yemek târifi kitabı gibi hizmet ediyor olmasıdır. Yazık, zaten kadınlar ne yemek pişireceklerini, erkekler ve çocuklar da ne yiyeceklerini bilemez durumdadırlar ya, bakın işte ne güzel, televizyon, bu işi de kolaylaştırmaktadır. “Bugün şunu pişirin!”, yetmez, “Yanına da bunu pişirin!..”, der; seyredenlerin parası yetecek mi, yetmeyecek mi düşünmeden, bol keseden tavsiyelerde bulunur. Yemeden yaşayamayan bir toplumun, bu programlara bunca tâlip olmasındaki hikmet nedir, takdir edersiniz.
Kısacası, televizyon, ne yemek yapacağını düşünenler için, süper bir rehberdir. (!)
Üüüç!
Küçümsemeyin, üçüncü bir faydası daha var ki, mutlaka söylenmeli!.. Bazı anneler, adını “yemiyor” koydukları küçük çocuklarına yemek yedirebilmek için televizyon açarlar. Zavallı çocuğun da oradaki görüntülere bakarken, aynı yetişkinler gibi, farkında bile olmadan ağzı açık kalır. İşte tam bu sırada kurnaz anne, kaşığı çocuğun ağzına dayar. Ve çocukcağız, yemeği yer yutar. Ne vakit, fazla yemekten rahatsız olup mızmızlanacak olsa, anne kumandadaki düğmelere dokunarak sesi açar ve “Bak, bak, bak!..” diyerek, çocuğun dikkatini televizyona çeker. Sonra “Huuuuup!..” diye kaşıktaki yemeği tekrar yavrunun ağzına doldurur.
Özetleyecek olursak, televizyon, yemek yemek istemeyen yaramaz (!) çocukların yemek yemesini sağlayan bir yardımcıdır.
Dööört!
Bu faydası, yine anneler açısındandır… Ne zaman bir misafir gelecek ya da bir iş yetişecek olsa, ayağa dolanmasın diye çocuk, televizyon karşısına oturtulur. Pek tabiî ki, kontrolsüz bir şekilde, yavrucak her çeşit çizgi filmi ve aradaki her çeşit reklamı seyreder. Bu sırada anne, evi süpürür, tozu alır, börek çörek pişirir, süslenir püslenir, misafirini karşılar.
Şimdi bu cümleleri de özetleyelim: Televizyon, çocukların ayağa dolanmasını engelleyen bir dadıdır.
Beeeş!
Bu da babalarla ilgili... Baba işten gelir. Çok yorgun olduğu için, yolda hep koltuğa uzanmayı ve kumandayı eline alıp haber, maç ya da dizi seyretmeyi hayâl etmiştir. Hakkıdır da canım! Yani o kadar para kazanmaktadır. Plazma TV bile almıştır! Anlamaz ki, bu çoluk-çocuk ondan daha ne istemektedir. Bilmez ki, bu kadın, ne demeye akşamları hep, bizimle ilgilen biraz diye dırdır etmektedir!? Öff! Nankördür bu insanoğlu zaten! Yaranılmaz! O hâlde, televizyona daha da çok yakınlaşmalı, onunla daha da çok vakit geçirmelidir.
Kısacası televizyon, erkekleri ev ahâlisinin fırtınalarından kaçıran, bir sığınak, bir liman gibidir.
* * *
Daha da sayardık; ama neme lâzım, nazara gelir. Şimdi, karşınıza çıkıp itiraz edecekler olur. Aldırmayın! Zaten bilirim, siz, “Televizyonu evinizden çıkarın!..” diyen büyüklere bile aldırmazsınız ki, ufak itirazları dikkate alasınız.
O hâlde, ahbaplığı ve sohbetleri felce uğrattığını; yanlış yönlendirmelerle, toplumun gidişâtını kötüleştirip, huzursuzluklara sebep olduğunu; çocukların eğitiminde fazlasıyla rol alarak, nice zarara yol açtığını; âilevî ilişkilere, kimi zaman çok ciddî bir şekilde muhabbeti baltalamak sûretiyle zarar verdiğini söyleyecek birileri çıkarsa, zaten umursamazsınız. Değil mi ama ya, “Tee Vee” olmasaydı, nereden öğrenecektik, bilmem neredeki edepsizin kaç adamla yattığını? Nasıl görecektik, filanca yerde tatil yapan sanatçı (!)nın gizli fotolarını? Nasıl alışacaktık kolsuz bluzlara, elbisesiz vücutlara? Nasıl özenecektik, “reklam ediliyor” diye bir şey sandığımız hayatlara, ürünlere, markalara? Nasıl kanacaktık fâsık haberlerine, yalanlara, dolanlara?!
Kimileri de çıkar, der ki, şimdi; televizyon karşısında yapabileceğiniz tek faaliyet, kumanda elde kanal değiştirmekten ibarettir. İnsanın kulaklarını ve gözlerini esir alır. Beynini gereksiz nice fikir ve haberle doldurur. Kalbini meşgul eder. Onun vesilesiyle, normalde evinize bile almayacağınız insan tiplerini, gece-gündüz salonunuzda ağırlarsınız ve zamanla o yadırgadığınız tiplere alışırsınız. Haberlerde, göğüs dekolteli spikerler, magazin programlarında giyinik mi, çıplak mı belli olmayan edepsiz kadınlar, kadın mı, erkek mi olduğu zor ayırt edilebilen kadınımsı erkekler… Dizilerde, ne dînî, ne de kültürel değerlerimizle uyuşmayan, âile tipleri. Sapık anlayışlar, haram ilişkiler, mâsum gösterilmeye çalışılan fitne fücurlar…
Hâsılı, nice ipe-sapa gelmez hayat tarzları, çok normalmiş gibi, öyle bir servis edilir ki, düşüncelerinizdeki değişimin farkına bile varmazsınız. Olsun, milletin demesiyle mi canım! Hem bu sözleri de zaten beyiniz ciddiye alsa, siz almazsınız.
Çok da ilginç bir zaaf vardır: Televizyonda biri bir şey söylerse, kesinlikle doğrudur sanılır. Biri televizyona çıkarsa, şüphesiz meşhur olur ve komşu ya da akrabaysa, gururla anlatılır. Çok gülünçtür; ama vâkıadır bunlar.
“-Yahu kadın, senin hiç mi aklın yok, nasıl inandın bu safsatalara!..” dese de gülmeye kalksa bir adam, hanımı belki de küser. Ama zaten, “akıllı ve düşünen” insan azdır. Öyle olmasaydı, zarardan hakkıyla kaçınan, takvalı bir toplum olurduk ki, durumumuz ortada…
Hem aman, ne gerek var düşünmeye? Battı balık yan yan gider, a canım! Alın, alın! Üç tane de az gelir. Lütfen, banyoya da bir tane alın. Dünyadan haberiniz olsun! Olanı biteni kurcalayın! Gerçi, haberiniz oldu da ne oldu? Afrika’daki aç insana yardım, Amerika’daki obeze diğergamlık mı götürdünüz? Haberlerden haberdar oldunuz da, uygulanmakta olan çözümler mi ürettiniz? Bir programa dalıp, bilmem ki kaç namaz geçirdiniz? Geç vakitlere kadar tartışma programlarına dalıp, kaç sabah namazı kaçırdınız? Ama yok, yok, olsun. Seyretmeseniz de açık olsun. Açın!.. Reytingleri siz yükseltin! Siz olmasanız, ne olur bu kanalların hâli... Batar giderler maâzAllah, ekmeksiz aşsız kalırlar, yazık değil mi?!
Gerçi bendeniz, televizyon karşısında kontrol sağlayamayan, nefsine uyuveren biri olduğumu keşfettiğim için, kendi evime hiç sokmadım. On beş senedir televizyonla işim yok, eksikliğini de duymadım. Bugün gelse de öğretmenim, yine:
“-Evinde televizyon olmayan var mı?” diye soracak olsa, sekiz yaşındaki kendinden emin hâlimle, yine parmak kaldırırım. Üstelik bu sefer, yalnız kalsam da dokunmaz o kadar…
“-Bizim evimizde televizyon var; ama biz sadece faydalı programları seyrediyoruz” diyen mübârek kardeşlerimi, cân u gönülden tebrik ederim. Ne diyeyim, helâl olsun! Zira onlar, demek ki benim gibi nefislerinin esiri değil, hâkimidirler… O hâlde elbet, hürmet yüklü bir selâmı da hak ederler…
Selâm, Allâh’ın selâmı, gönderdim gitsin, sözüm bir mânî olsun, dâim söylensin:
Fayda dedimse anla, o da benim kinâyem,
Beş kuruşluk kâr için, beş bin zarar çekemem!
Neslihan Nur Türk
-
10 üzerinden 10 &))
-
Büyükler saati ayarlamak için yarım dakika hafif müzik dinledim 40 gün ibadetlerimden zevk alamadım buyurmuşlar.
-
bıçak örneğinde olduğu gibi hayırlı şeylerde kullanıldığı zaman faydalı cihazlar
[/quote]
-
bu televizyonun ülkemizde ilk çıkışından beri tanışan biri olarak
o günlerden bu günlere çok şeyler gördüm veya gözlemledim diyebilrim
70 li yıllarda çıkmıştı rahmetli babacığım asla eve sokmam dedi ..
yavaş yavaş tv heryere yayılmaya başladı ve babacığım hala israrlarında direndi ve evimize sokmadı taki 78 yılına kadar ve 78 yılında hakkın rahmetine kavuştu
fakat babamın vefatının 6 ayına rahmetli abim tv yi evizime soktu o tarihlerde 16- 17 yaşlarımdaydım ve çok geçmeden izdivacım oldu ve tv siz izdivaç bir yaptım
bir müddet tv siz geçti sonra çocukları bahane ettik eve aldık fakat hiç bakmadık dersem yalan olur baktığımız zamanlar oldu ama asla kendimizi kaptırmadık aynı şekilde çocuklarımızada
aynı sansürü uyguladık asla müptelası olmadık aynı şekilde çocukarımızda bilnçli olarak
tv ye esir büyütmedik şuan ne bir dizi ne bir haber sadece varlığı var gerçi evde benden başkada kimse yok desem olacak ama olsalarda bakan olmaz haber veya çok önemli bir şey olursa ..
fakat çokcukarımın küçük olduğu tarihlerde çok iyi anımsıyorum bir hoca efndi kardeşimiz evine almamakta israrcı oldu almamıştı fakat çocukları hergece bir kardeşimizin evinde istedikleri filimi seyrediyorlardı hatta çocukları okadar müpteladılarki ,
inanın biz o gece tv de nevar bilmezdik onlar bize gelince öğrenirdik ve benim çocuklarım hadi oyun oynuyalım deseller bile onlar asla oyun oynamazlardı ve ev sahibi biz olmamaıza rağmen kumandayı dahi bırakmazlardı yani böyle durumlarada şahit olduk
eve almamak en güzeli almıyan kardeşlerimi tebrik ederim ne mutlu ne güzel
RABBİM bizleride aff eylesin ..
-
Televizyona kötüdür diyerek kestirip atmak doğru değil. Bu konuda hata yapılır bence. Hiç şüphesiz kumandayı elinde tutan birisi derse ki, bu televizyon iman açısından kötü yayınlar yapıyor, o halde hata yapıordur, nefsi oralara kayıyordur.
Eğer bu "tv kötüdür" düşüncesina onay verilirse;
Cebinde parası olup da kendisine okumak ve bakmak için imanı zayıflatacak gazete satın alan birisinin de "gazete kötüdür" deme hakkı doğmaktadır.
-
caiz değildir kulanırsadan çokdikatliolmak lazım bilasa çocukların yanınadikatli olmak lazım
-
eskiden müslümanlar savaşarak cihat ediyordu cihat ise her müslümana farzdır Allah dostlarından birisi şöyle söylemiş televizyonlu odadan televizyonsuz odaya gitmek cihattır.ama güzel şeylerde var diyorlar yan yana akan iki nehir düşünün biri bal nehri diğeri pislik nehri bunlar bir yerde birleşse o pisliğin içinden balı yiyebilirmiyiz elbette yiyemeyiz işte karakutuda böyle içinde iyi şeylerde var kötü şeylerde var hepsi bir yerde toplanıyor H.Z Allah bizleri doğru yoldan ayırmasın.
-
Fayda dedimse anla, o da benim kinâyem,
Beş kuruşluk kâr için, beş bin zarar çekemem
ben kendimi frenlerim diyenlerin çoğu yalan,nefis denen illet insanı çok güzel kandırır,bir bakmışsın istemedende o ortamdasın,bence kesin çözüm evde tv bulundurmamak.
-
...ama güzel şeylerde var diyorlar yan yana akan iki nehir düşünün biri bal nehri diğeri pislik nehri bunlar bir yerde birleşse o pisliğin içinden balı yiyebilirmiyiz elbette yiyemeyiz işte karakutuda böyle içinde iyi şeylerde var kötü şeylerde var hepsi bir yerde toplanıyor H.Z Allah bizleri doğru yoldan ayırmasın.
Amin, verdiğiniz örnek çok güzel kardeşim. Teşekkürler...
-
... TV Kapatma Haftası ilk olarak 1995 yılında kutlanmaya başlandı.
...
Bir defa, televizyonlar bu eylemle ilgili ne bir haber yayınlıyor, ne de reklam kabul ediyor.
Hiç duymamıştım, ne güzel bir eylemmiş. Amerika'da moda olan herşeyi hemen kapıyoruz. Son yıllardaki "Sevgililer Günü" gibi... Ne çabuk benimsiyor halkımız böyle şeyleri, ama yararlı olacak birşeyi duymuyoruz.
-
bu zamanda evinde televizyon olmayan zamanın sahabisi...diye bir
söz duymuştum..
aRİF Nihat Asyanın
"Televizyonlu odadan televizyonsuz odaya geçmek hicrettir." meyanında sözü var.
Bu sözü hic duymamistim tebrik ve takdirler gh8)) zs2))
Tecrübe konusuyor kabilinden bende acizane kendi tecrübemizi aktarayim.
Bizdede evliligimizin ilk zamanlarinda yoktu. Zaten izlemeyede vakit yoktu görev icabi. Ama cocuklar akli ermeye baslayinca nereye gitsek tam bir tv kolik haline geliyorlardi.Hani elde olmayanin cazibesi. Evine gittigi arkadaslarinin ailelerinden gelen sikayet hep ayniydi: Tv izlemekten hic bizim cocukla oynamadilar. Ayriyeten 11 Eylül olaylarinda haberleri iyice merak edince komsuya izleyebilirmiyim sorusuna karsilik yüzündeki ima, sonunda bizimde eve tv yi. Soktu fakat neticeden cokta memnunum desem yalan olur, halbuki bizde öyle fazla tv izlenmemesine ragmen. ş5))
-
Her şeyin aşırısı nasıl zararlıysa teknolojide de aynıdır diye düşünüyorum
-
"İlim çinde de olsa öğreniniz"demişti Allah(cc)resulü..Oysaki ineternet yada tv bize dünyanın öbür ucundaki ilimi irfanı teknolojiyi getirmiyor mu?
-
Mideniz kaldırıyorsa afiyet olsun onların getirdiği ilim irfan teknoloji.
-
televizyon günümüzde herkesce kullanılan(hatta çoğunda birden fazla olan)bir alettir.evde televizyon bulundurmazsak çocukları ilgisi arkadaşlarının evındekı tv'ye veya ınternet bulundurmazsak ınternet kafelere ilgi artar.tabi bu aletlerın zararı yok mu tabiki var ama biraz dikkatli olunursa ahlaklı bir aile ortamı olursa bu kötülüklere yanaşılmaz bile. vesselam :)
-
Büyüklerim Hocalarim Arkadaslarim
Sadakat sayfasını çok beyeniyorum ve vaktim oldukca geziyorum ve okuyorum hepinizin ellerinize sağlık.
Ama şu televizyon konu olunca bende birşey yazmak istedim ,başıma gelen,tecrübe edindiğim üzüntülü bir olay.
Işden geldiğimde çocuklarımın baba hoş geldin deyip sarılmalarını beklerken malesef çocuklarım televiziyon başında benim geldiğimi bile fark edmiyorlar etseler bile kisa bir hoşgeldin veya önlerine geçtiğimde çekil ekranin önünden diye azarlıyorlar .Okadar disipilinli olduğum halde disiplinli program seyretmelerini uygulayamadık .Yani Baba ve Anne ile Cocuğun arasına girip muhabbeti bozuyor,alıp camdan dişarıya atsam da olmıyacak.Allah yardımcımız olsun InşaAllah
Şu Zaman da çocukların Televiziyon seyretmesinde disiplin uygulaya bilene Helal olsun diyorum .
Saygilar ve Hürmetler
-
Kim ne kadar dikkatli o mezkur alet hakkında hadi yetişkinler dikkat etti ya çocuklar. Kontrolü olursa deniliyor kontrol ne kadar sağlana biliyor. Bilgisayara göre daha güvenli sansur var deniyor malesef hiç öyle değil en zararsız görülen çocuk programlarında dahi çocukları mahremiyet konusunda çok zaaflara uğratacak kareler var. Ülke gidişatından haberimiz olsun diye düşüne bilirler size bir örnek vereyim ben yurtdışında kaldım 2 sene kadar ve bu süre zarfında türkiyeyle alakalı hiçbir haber ve sair programlara bakmadım. 2 sene sonra geldiğimde bıraktığım yerden arpa boyu yol almadığını müşahede ettim. İlla haber ve ülke gidişatı deniyorsa radyo var dinlene bilir. Kalb gördüğüne meyleder. Televizyonun alternatifi var ancak çoçuklarımızın zayıflayan iman haya ahlak ve dini hayatlarının hiç bir alternatifi yok. Bu söylediğim mezularda gerçekten başarılı olacağına inanan varsa televizyonun bulunduğu bir evde o kimseye ne mutlu. Selametle
-
KİM NE KADAR DİKKATLİ O MEZKUR ALET HAKKINDA HADİ YETİŞKİNLER DİKKAT ETTİ YA ÇOCUKLAR. KONTROLÜ OLURSA DENİLİYOR KONTROL NE KADAR SAĞLANA BİLİYOR. BİLGİSAYARA GÖRE DAHA GÜVENLİ SANSUR VAR DENİYOR MALESEF HİÇ ÖYLE DEĞİL EN ZARARSIZ GÖRÜLEN ÇOCUK PROGRAMLARINDA DAHİ ÇOCUKLARI MAHREMİYET KONUSUNDA ÇOK ZAAFLARA UĞRATACAK KARELER VAR. ÜLKE GİDİŞATINDAN HABERİMİZ OLSUN DİYE DÜŞÜNE BİLİRLER SİZE BİR ÖRNEK VEREYİM BEN YURTDIŞINDA KALDIM 2 SENE KADAR VE BU SÜRE ZARFINDA TÜRKİYEYLE ALAKALI HİÇBİR HABER VE SAİR PROGRAMLARA BAKMADIM. 2 SENE SONRA GELDİĞİMDE BIRAKTIĞIM YERDEN ARPA BOYU YOL ALMADIĞINI MÜŞAHEDE ETTİM. İLLA HABER VE ÜLKE GİDİŞATI DENİYORSA RADYO VAR DİNLENE BİLİR. KALB GÖRDÜĞÜNE MEYLEDER. TELEVİZYONUN ALTERNATİFİ VAR ANCAK ÇOÇUKLARIMIZIN ZAYIFLAYAN İMAN HAYA AHLAK VE DİNİ HAYATLARININ HİÇ BİR ALTERNATİFİ YOK. BU SÖYLEDİĞİM MEZULARDA GERÇEKTEN BAŞARILI OLACAĞINA İNANAN VARSA TELEVİZYONUN BULUNDUĞU BİR EVDE O KİMSEYE NE MUTLU. SELAMETLE
Büyük harfle yazmaktan başka çare yoktu.Akıl ettiğiniz için teşekkürler.
-
eskiden büyüklerimizin bu konuda çok sözleri olmuştur.
Bir gün gelecek ki dünyanın bir ucunda olan olaylar gözünüzün önüne gelecek diye taa önceden söylemişler ...
Ee Kur'an ı Kermi'in LOKMAN SURESİ 6-7.ayetlerde de açıklıyor...
-
Lütfen kurallara uyalım
Kanun No: 3
* Konu başlıkları mutlaka küçük harfle yazılmalıdır.Aynı durum içerik için de geçerlidir.Yazılar büyütülerek forumun genel görüntüsü bozulmamalıdır. Bu tür durumlarda yönetim, mesajlarınıza haber vermeden müdahele edebilir.
-
Bıçağa benzetmek çok saçma,televizyonun zararları okadar aşikarki. malumunuz olurki,İslam güzel ahlaktır,televizyon insanların ahlakı üzerindeki etkileri nekadar büyük bunu herkez çok iyi biliyor.Bıçakla belki bir kişi ölür ama ahlaksızlıkla kaç kişi. Şeyi merak ediyorum televizyonun neresini konturollu kullanacaksınız.Birde şu kurtlar vadisinin bukadar ifade edilmesi sizce izlemeyenleri izlemeye teşfik etmiyormu,bu bir mesuliyet değilmidir?
-
Tehlike konusunda internet tv yi çoktan geçti,bunu daha fazla düşümek lazım. s4))
-
televizyon olmayan ev varmi acaba neden tevizyonu kötülersiniz bilmem o zavalli aletin günahi ne ???kendi kalp televizyonumuzu levm etsek kötülesek daha iyi olmazmi öyleyse Allahdan korkan bir kalp yetistirelim gücümüz yetiyorsa.
Allahim bizi kalp hastligindan koru temiz bir iyman nasip eyle.
-
televizyon olmayan ev değil evler var.
-
sokakta yürürken illa etrafına bakmak zorundamısın.....etrafına bakıyorsan kim engel olabilir.?...KALBİNDEKİ İMAN...evdede öyle.senin kullanmana bağlı.
-
ben de bir büyüğümden duydum televizyonda dizi takip edenler cemali ilahi müşerref olamayacaklar diye,korkmak lazım hemde çok eğer kavaidi külliyeden heberi olan varsa yani bilen varsa oradaki kaide bunu net bir şekilde izah ediyor aslında,televizyonsuz evler daha huzurlu bundan emin olabilirsiniz.
-
kavaidi külliye nedir mahzuru yoksa
-
Kavaidi külliye bilen varsa yazsın. Ama zannetmiyorum. Yakın tarihte icat edildiği için kitabi bir bilgi yoktur diye düşünüyorum. Zamanımızda buna cevaz vermek kolay değil.
kendi kalp televizyonumuzu levm etsek kötülesek daha iyi olmazmi öyleyse Allahdan korkan bir kalp yetistirelim gücümüz yetiyorsa.
Allahim bizi kalp hastligindan koru temiz bir iman nasip eyle.
En güzel müteallim hocamın söylediği gibi.
-
Tehlike konusunda internet tv yi çoktan geçti,bunu daha fazla düşümek lazım. s4))
imza.ihvan
-
Ya Ali! Mütteki olanın üç alameti vardır:Kötüler ile beraber olmaktan kaçınır.Harama düşmek korkusundan helalden bile sakınır ve yalandan kaçar.
-
günümüzde hicret televizyonlu odadan telavizyonsuz odaya geçmektir...kolay gelsin bize
-
günümüzde hicret televizyonlu odadan telavizyonsuz odaya geçmektir...kolay gelsin bize
hicret televızyonun dugmesıne basmak degıldır.
hıcret televızyonlu odadan televızyonsuz odaya gecmek degıldır.
eger bu konuda hıcret edılecekse televızyonlu odadan televızyonsuz odaya bır muddet ıcın gıdılır şartların olgunlastırlması ıcın mucadele verılır , gereğini yerine getırdıkten gereken mucadeleyı verdıkten sonra fetıh ıcın gerı donulur.
televızyonda hak ıle batıl aynı yere akmıyor, hak ıle batıl aynı yerden akıyor ama bırbırıne karısmıyor. tıpkı annesutu gıbı..
vucuttakı o kadar kanın irinin arasından ak ve pak bir şekılde gelıyor. (almasını bılene)
televızyon kutuları kötu , öcü degıldır. bizler şuurlu müslumanlar olarak televızyonun dugmesıne basarak sorumluluklarımızdan kurtulamayız. cumku ıslamda ben yoktur bız vardır. sen evındekı televızyonu kapatıp komşum ne yaparsa yapsın dıyemezsın.
televızyonda bılgısayarda ıyıye kullanıldıgında gereklıdır.
onemlı olan bızlerın televızyonlarımızın ızlenılebılır bır televızyon olması ıcın çaba sarfetmemızdir.
Birazda kendımızı sorgulayalım hangımız sınırlendıgımız ve cok kızdıgımız bır televızyon programında yada karsımıza cıkan herhangı uygunsuz bır reklamda sınırlenıp televızyonu kapattıktan sonra gereklı yerlı arayıp rahatsızlıgımızı dıle getırdık.
bızler haklarımızı bılmeyıp sadece susup gerıye cekıldıgımız zaman televızyonları evımıze almadıgımız zaman bazı şeylerın duzelecegıne ınanıyorsak yanlıs yapıyoruz demektır.
evet haklısınız aılemızle beraber ızleyebılecegımız az sayıda program var bıle dıyemıyorum cunku yok denecek kadar sayıları ne yazık kı az. ama bu demek degıldır kı bız ondan uzak durursak huzur bulacagız.
radyolarda cok masum degıl. gozu haramdan sakınsan kulagını sakınamayabılıyorsun. bence ınsan ıradesını kontrol ettıkten sonra radyo dınlemekle televızyon ızlmekle eşdegrdır.
önemlı olan ınsanın iradesı dogrultusundakı secımlerıdır.
bence televızyonlarımızın radyolarımızın dugmesıne basıp hıcret etmektense her bırımız bırer ayaklı reklam tabelası olup kendı kurum ve kuruluslarımızın yararlı yayın yapan tv. ve radyolarımızın raklamlarını yapalım.
emek olmadan yemek olmuyor. tamm hıcret et ama mucadele de et kı fetıh ıcın kuvvetlenebılesın.
vesselam..
-
televizyon olmayan ev varmi acaba neden tevizyonu kötülersiniz bilmem o zavalli aletin günahi ne ???kendi kalp televizyonumuzu levm etsek kötülesek daha iyi olmazmi öyleyse Allahdan korkan bir kalp yetistirelim gücümüz yetiyorsa.
Allahim bizi kalp hastligindan koru temiz bir iyman nasip eyle.
Amin.
Ayrıca internet televizyondan kat be kat tehlikelidir.
-
Ya Ali! Mütteki olanın üç alameti vardır:Kötüler ile beraber olmaktan kaçınır.Harama düşmek korkusundan helalden bile sakınır ve yalandan kaçar.
-
Dünyada Tv. Seyredenler ahirette Cemâli ilâhîyi seyredemeyecekler .(Bir Büyüğümüz)
-
Dünyada Tv. Seyredenler ahirette Cemâli ilâhîyi seyredemeyecekler .(Bir Büyüğümüz)
televızyonda ne ızledıgı ıle alakalı olması gerek..
-
televızyonda ne ızledıgı ıle alakalı olması gerek..
ne kadar rahatsınız maşAllah.
-
televızyonda ne ızledıgı ıle alakalı olması gerek..
ne kadar rahatsınız maşAllah.
sizde fazlaca on yargılı.
halbukı yukarıdakı yazıda yadıklarımı okusanız bunu soyleme geregını dahı hıssetmezdınız.
televızyon ıcın bunu soyleyen buyuklerımız ınternet ıcın ne dıyorlar pekı.
televızyon ıcın soylenenler ınternet ıcınde gecerlı ıse burada olup bu yazıya ıletı yazmanız sızınde rahat oldugunuzu gostermıyor mu?
-
Bu kadar yazılandan şu sonucu çıkarmak mümkünmüdür?
Kendi iradesine hakim olabilen kimselerin ( sadece haber, faideli konferans, sohbet ve dini konularla ilgili konuşmalar izleyenler ) almasında bir beis yoktur.
İradesine hakim olamayan; hevâi işlerle meşgul olmak, nefsini tatmin etmek, eğlence programlarını, dizileri, filmleri izlemek isteyen kişiler için televizyon almak caiz değildir.