Sadakat islami Forum

DİNİ KATEGORİLER => MANEVİYAT DÜNYAMIZ => Konuyu başlatan: alemiberzah - 10 Mart 2004, 16:23:28

Başlık: Ölen bir mürşidden istifade edilir mi?
Gönderen: alemiberzah - 10 Mart 2004, 16:23:28
Tasavvufta mürşidi kamil 2 kısımdır.Biri vefatuyla tasarrufu nihayete eren mürşid, diğeri ise irtihalinden sonra da irşad ve salahiyeti devam eden mürşidi kamildir.Eğer vefat eden mürşid kendisinden sonra irşad yetkisini devretmediğini, kendisiyle beraber devam edeceğini bildirirse, o mürşid vefatından sonra da tasarruf sahibidir.
Bazı zaatların kabirlerinde de irşad ve hidayet vazifelerini sürdürüp selahiyetlerinin devam edeceğine dair rivayetlerde tasavvuf kitaplarının pek çok yerinde rastlamak mümkündür.Bunlardan bazılarını nakletmek icab ederse:
Öncelikle Peygamberimiz s.a.v efendimizin şu hadisi şerifini zikredebiliriz.
"Dünya işlerinde şaşırıp, hayrete düştüğünüz zaman kabir ehlinden yardım isteyiniz."(Acluni,Keşfül Hafa cilt 1 sahife85)
Nitekim bütün tasavvuf kitaplarında da mezkurdur ki Ebul Hasan-il Harakani ks hazretleri tam 12 yıl Beyazıd-ı Bestami k.s hazretlerinin kabirinden istifade ederek feyz almış ve seyri sülukunu tamamlamıştır.Ondan sonra da irşad ehli bir mürşidi kamil olarak silsilei saadatın 6. halkasını oluşturmuştur.
Aynı şekilde Şah Nakşibendi hazretlerinin, Abdul Hak Gucduvani hazretleri ile aralarında 5 vasıta olmasına rağmen onun ruhaniyetinden feyz almıştır.
Hanefi İmamlarından Ahmed Bin Muhammed el - Hanevi "Nefahat-ul Kurb " isimli eserinde buyurur ki :
"Evliyaullah, ruhaniyetlerinin cismaniyetlerine galip olması sebebiyle bir çok surette görünebilirler.Onların tasarruf ve kerametleri, hayatlarında olduğu gibi, mematlarından sonra da devam eder."
Yine hanefi büyüklerinden Allame Seyyid Şerif Curcani (k.s.)"Şerh-ul Mevakıf" isimli eserinde
"Mürid ve saliklere evliya suretlerinin zuhuru ve o suret vasıtasıyla, mürşidin hayat ve ölümü halinde feyiz verdiğini" bildirir.
Ehlullahın vefatından sonra irşad ve tasarruflarının devamına aklen delil ise şudur:
Rasülüllah efendimiz vefat ettikleri zaman da İslamla şereflenenler mahdud ve belli bir sayıda idi.Vefatından sonra futuhatlar neticesidir ki, islam bir çığ gibi büyümüş ve tüm cihana yayılmıştır.Eğer irtihalleriyle irşat ve selahiyetleri munkati [kesik] olsaydı, o güne kadar iman edenler de dinden çıkarlardı.Rasülüllahın muktedir olmadığına, ondan sonrakilerinin güçlerinin hiç yetmemesi lazım gelirdi.İrşad ve salahiyetlerinin devam etmesinin neticesidir ki, islam 14 asır gün be gün inkişsaf etmiş ve etmektedir.Bu durum şüphesiz onun varisleri içinde geçerlidir.Bütün bunlar irşad ve tasarruflarının, ahirete intikallerinden sonra da kemaliyle ve tamamıyla intikal ettiğinin apaçık göstergesidir.
Hatta şuda bir gerçektir ki; vefat eden kişinin ruhu cesed kafesinden kurtulduğu için çok daha müessir ve süratli olmaktadır.İmamlardan İbni Kemal el- Vezir buyurmuşlardır ki :
"Dünyada bulunan ruh, kınındaki kılıca benzer.Ölümünden sonra ise cismani alakalardan soyulduğu için kınından çıkmış kılıç gibi olur."
Fatih Sultan Mehmet Hazretlerinin hem hocası hem de şeyhi Akşemseddin-i Veli Hazretlerinin bu mevzuda güzel bir beyti vardır.
Dü cihanda tasarruf ehlidir ruh-u veli
Dime kim mürdedir, bunda nice derman ola
Ruh şimşir-iHüdadır ten gılaf olmuş ona
Dahi a£la kar eder, bir tığ ki, üryan ola....
[Evliyaullah iki cihanda tasarruf ehlidir.Bu ölüdür bundan nasıl derman olur deme.Mevlanın kılıncıdır, vücudu ona kılıf olmuştur.Bir kılıç ki çıplak olduğu zaman daha fazla tesir eder.] (mecmuat-ül cevahir)

Keza Fahreddin Razi (r.a.) "Metalibi Aliye isimli eserinde ölüleri ve kabirleri ziyaret ederek onların ruhaniyetinden faydalanma şeklini özetledikten sonra :
"Bedenlerden ayrılan ruhlar bazı yönlerden bedenlerle alakalı ruhlardan daha kuvvetlidir." buyurmuş ve orada bunu izah etmiştir.
Hulasa olarak diyebiliriz ki , ehlüllahın vefatına ve ahiret diyarına intikallerinde dünyaya dünyaya irtibat ve iltifatları kalmaz şeklindeki düşünceler yanlıştır.Zira böyle bir kanaat ve itikad, Evliyaullahın vefatından sonraki tasarrufunu inkardır.Bu tasaruf, Rasülüllahtan intikal etmesi bakımından , bu inkarın ona da zirayet etmesi ihtimali vardır ki; çok büyük delalet ve hatadır.
Bu gibi düşüncelerden Allaha sığınırız.

kaynak sadakat.net
Başlık: Ölen bir mürşidden istifade edilir mi?
Gönderen: ekonom - 31 Mart 2004, 23:36:42
Ayetler:
Allahu Teala, Nahl 9 da alallau kasdi sebili Allah'a giden yolu göstermek(ve o yolun başındaki mürşidi göstermek) Allah'ın vazifesidir buyuruyor.Maide 35 de vebtegu ileyhil vesilete sizi Allah'a ulaştırmaya kim vesile olacaksa onu Allah'tan isteyin buyruyor.Nasıl?
Bakara 45,46 ve 153 cevap veriyor: sabır ve (hacet )namazı ile.Bu zor bir iştir ama huşuya ulaşanlar için zor değildir,çünkü onlar ölmeden önce Allah'a ulaşmaya ve öldükten sonrada Allah'a döndürülmeye kesin olarak inanırlar.
Bakara 156-157 Biz Allah içiniz ve ona ulaşacağız diyenlerin hidayete ereceğini,Yunus 7-8 de Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerin ateşe gideceğini söylüyor.
Başlık: Ölen bir mürşidden istifade edilir mi?
Gönderen: ikrime - 20 Mayıs 2004, 12:21:37
Alıntı yapılan: "ekonom"
Ayetler:
Allahu Teala, Nahl 9 da alallau kasdi sebili Allah'a giden yolu göstermek(ve o yolun başındaki mürşidi göstermek) Allah'ın vazifesidir buyuruyor.Maide 35 de vebtegu ileyhil vesilete sizi Allah'a ulaştırmaya kim vesile olacaksa onu Allah'tan isteyin buyruyor.Nasıl?
Bakara 45,46 ve 153 cevap veriyor: sabır ve (hacet )namazı ile.Bu zor bir iştir ama huşuya ulaşanlar için zor değildir,çünkü onlar ölmeden önce Allah'a ulaşmaya ve öldükten sonrada Allah'a döndürülmeye kesin olarak inanırlar.
Bakara 156-157 Biz Allah içiniz ve ona ulaşacağız diyenlerin hidayete ereceğini,Yunus 7-8 de Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerin ateşe gideceğini söylüyor.
O ayetleri tam olarak yazar mısın?
Başlık: Allahin veli kullari
Gönderen: müteallim - 24 Şubat 2005, 01:26:10
Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyiniz onlar muhakkak diridirler lakin siz onlari suur edemezsiniz.
Sürei bakara.

müminler ölmezler bir dardan bir dara intikal ederler.Buyurur Allahin rasülü.

Mürsidi kamillerin ve evliyaullahin salahiyet ve vazifelerinin devam ettigine dair daha cok hadisi serifler ve büyüklerin sözleri vardir.

Dünyada bulunan ruh, kınındaki kılıca benzer.Ölümünden sonra ise cismani alakalardan soyulduğu için kınından çıkmış kılıç gibi olur."
Fatih Sultan Mehmet Hazretlerinin hem hocası hem de şeyhi Akşemseddin-i Veli Hazretlerinin bu mevzuda güzel bir beyti vardır.

Dü cihanda tasarruf ehlidir ruh-u veli
Dime kim mürdedir, bunda nice derman ola
Ruh şimşir-iHüdadır ten gılaf olmuş ona
Dahi a£la kar eder, bir tığ ki, üryan ola....

[Evliyaullah iki cihanda tasarruf ehlidir.Bu ölüdür bundan nasıl derman olur deme.Mevlanın kılıncıdır, vücudu ona kılıf olmuştur.Bir kılıç ki çıplak olduğu zaman daha fazla tesir eder.] (mecmuat-ül cevahir)
Başlık: tasarruf badel-mevt
Gönderen: müteallim - 01 Mart 2005, 02:19:23
VEFAT EDEN ZAATLARIN TASARRUFLARI DA DEVAM EDEBİLİR

Tasavvufta mürşidi kamil 2 kısımdır.Biri vefatuyla tasarrufu nihayete eren mürşid, diğeri ise irtihalinden sonra da irşad ve salahiyeti devam eden mürşidi kamildir.Eğer vefat eden mürşid kendisinden sonra irşad yetkisini devretmediğini, kendisiyle beraber devam edeceğini bildirirse, o mürşid vefatından sonra da tasarruf sahibidir.
Bazı zaatların kabirlerinde de irşad ve hidayet vazifelerini sürdürüp selahiyetlerinin devam edeceğine dair rivayetlerde tasavvuf kitaplarının pek çok yerinde rastlamak mümkündür.Bunlardan bazılarını nakletmek icab ederse:
Öncelikle Peygamberimiz s.a.v efendimizin şu hadisi şerifini zikredebiliriz.
"Dünya işlerinde şaşırıp, hayrete düştüğünüz zaman kabir ehlinden yardım isteyiniz."(Acluni,Keşfül Hafa cilt 1 sahife85)
Nitekim bütün tasavvuf kitaplarında da mezkurdur ki Ebul Hasan-il Harakani ks hazretleri tam 12 yıl Beyazıd-ı Bestami k.s hazretlerinin kabirinden istifade ederek feyz almış ve seyri sülukunu tamamlamıştır.Ondan sonra da irşad ehli bir mürşidi kamil olarak silsilei saadatın 6. halkasını oluşturmuştur.
Aynı şekilde Şah Nakşibendi hazretlerinin, Abdul Hak Gucduvani hazretleri ile aralarında 5 vasıta olmasına rağmen onun ruhaniyetinden feyz almıştır.
Hanefi İmamlarından Ahmed Bin Muhammed el - Hanevi "Nefahat-ul Kurb " isimli eserinde buyurur ki :
"Evliyaullah, ruhaniyetlerinin cismaniyetlerine galip olması sebebiyle bir çok surette görünebilirler.Onların tasarruf ve kerametleri, hayatlarında olduğu gibi, mematlarından sonra da devam eder."
Yine hanefi büyüklerinden Allame Seyyid Şerif Curcani (k.s.)"Şerh-ul Mevakıf" isimli eserinde
"Mürid ve saliklere evliya suretlerinin zuhuru ve o suret vasıtasıyla, mürşidin hayat ve ölümü halinde feyiz verdiğini" bildirir.
Ehlullahın vefatından sonra irşad ve tasarruflarının devamına aklen delil ise şudur:
Rasülüllah efendimiz vefat ettikleri zaman da İslamla şereflenenler mahdud ve belli bir sayıda idi.Vefatından sonra futuhatlar neticesidir ki, islam bir çığ gibi büyümüş ve tüm cihana yayılmıştır.Eğer irtihalleriyle irşat ve selahiyetleri munkati [kesik] olsaydı, o güne kadar iman edenler de dinden çıkarlardı.Rasülüllahın muktedir olmadığına, ondan sonrakilerinin güçlerinin hiç yetmemesi lazım gelirdi.İrşad ve salahiyetlerinin devam etmesinin neticesidir ki, islam 14 asır gün be gün inkişsaf etmiş ve etmektedir.Bu durum şüphesiz onun varisleri içinde geçerlidir.Bütün bunlar irşad ve tasarruflarının, ahirete intikallerinden sonra da kemaliyle ve tamamıyla intikal ettiğinin apaçık göstergesidir.
Hatta şuda bir gerçektir ki; vefat eden kişinin ruhu cesed kafesinden kurtulduğu için çok daha müessir ve süratli olmaktadır.İmamlardan İbni Kemal el- Vezir buyurmuşlardır ki :
"Dünyada bulunan ruh, kınındaki kılıca benzer.Ölümünden sonra ise cismani alakalardan soyulduğu için kınından çıkmış kılıç gibi olur."
Fatih Sultan Mehmet Hazretlerinin hem hocası hem de şeyhi Akşemseddin-i Veli Hazretlerinin bu mevzuda güzel bir beyti vardır.
Dü cihanda tasarruf ehlidir ruh-u veli
Dime kim mürdedir, bunda nice derman ola
Ruh şimşir-iHüdadır ten gılaf olmuş ona
Dahi a£la kar eder, bir tığ ki, üryan ola....
[Evliyaullah iki cihanda tasarruf ehlidir.Bu ölüdür bundan nasıl derman olur deme.Mevlanın kılıncıdır, vücudu ona kılıf olmuştur.Bir kılıç ki çıplak olduğu zaman daha fazla tesir eder.] (mecmuat-ül cevahir)

Keza Fahreddin Razi (r.a.) "Metalibi Aliye isimli eserinde ölüleri ve kabirleri ziyaret ederek onların ruhaniyetinden faydalanma şeklini özetledikten sonra :
"Bedenlerden ayrılan ruhlar bazı yönlerden bedenlerle alakalı ruhlardan daha kuvvetlidir." buyurmuş ve orada bunu izah etmiştir.
Hulasa olarak diyebiliriz ki , ehlüllahın vefatına ve ahiret diyarına intikallerinde dünyaya dünyaya irtibat ve iltifatları kalmaz şeklindeki düşünceler yanlıştır.Zira böyle bir kanaat ve itikad, Evliyaullahın vefatından sonraki tasarrufunu inkardır.Bu tasaruf, Rasülüllahtan intikal etmesi bakımından , bu inkarın ona da zirayet etmesi ihtimali vardır ki; çok büyük delalet ve hatadır.
Bu gibi düşüncelerden Allaha sığınırız.
Başlık: Ölen bir mürşidden istifade edilir mi?
Gönderen: Gülfabrikasısahibi - 02 Mart 2005, 23:53:35
Hacet namazı 7 kez mi kılınır 7.den sonra bir sey gormezsek kalbimize geleni mi takip etmeliyiz.Bu konu cok karısık geldi bana.Neden Allah'a direk ulasmak varken araya vasıtalar koyalım ki.Ben olmus Murside rabıta yapılmaz diye biliyordum.
Başlık: Ölen bir mürşidden istifade edilir mi?
Gönderen: müteallim - 03 Mart 2005, 01:11:44
Alıntı yapılan: "Gülfabrikasısahibi"
Neden Allah'a direk ulasmak varken araya vasıtalar koyalım ki.Ben olmus Murside rabıta yapılmaz diye biliyordum.


Gülfaprikasisahibi.Nasil düsünüyorsun ?Allaha Direk hic ulasan varmi bana bir tane gösterebilirmisin.

Allahin Rasülü ile Allah arasinda Cebrail.

Rasülüllah Ile Bizin aramizda mürsidi kamiller.

Ibadet ederken Allahin zati ile aramizda kabe-i muazzama.

Daha bunlari cogaltmak  ayet  ve hadisi seriflerle delillendirmek mümkündür.Bizler vasitasiz hic bir yere varamayiz.

Yukaridaki yazida anlatilmisdi.Bir cok ayeti celilede Allahin sevdigi kullara ölü denmez onlar sizin gözünüzden gaip olmuslardir siz onlari suur edemezsiniz buyuruyor H.Z.Allah.

Allah tarafindan vazifeli olan biz zatin ölmesi ile bazisinin vazifesi kendisinden sonrakine devir edilir bazisinin vazifesi devam eder.

Diyebilirmiyiz Rasülüllah öldü artik isi bitti diye.Allahin rasülülnün varisleri icinde ayni sey gecerlidir.Bu husus tasavvuf kitaplarinda mevcuttur.

Istenirse daha genis malumat da verilebilir.Amma bu maneviyyata inananlar icin gecerlidir. Maneviyyata inanmayanlar icin ne anlatsan inandiramazsin.

Selamlarimla.
Başlık: Ölen bir mürşidden istifade edilir mi?
Gönderen: Biblioman - 03 Mart 2005, 09:30:28
Gülfabrikasısahibi kardeşim direk Hz. Allah'a rabıta yapamazsın. Bu gelmiş geçmiş insanlar arasında sadece birkaç kez olmuş mesela Hz. Musa'nın annesi evladını suya bıraktıktan sonra telaşından birisine söylememesi ve kalbini teskin etmke için verilmiştir. Yoksa normalde mümkün değildir.Aynen elektriğin trafolardan geçmesi gibi Nur-u İlahi de manevi trafolardan geçerek gelir. Aksi takdirde insanı yakar. Geçmiş de vuku bulmuş; rabıta-i şerifi duyan ama bir mürşid-i kamile bağlanılması gerektiğini bilmeyen bir abimiz ben direk Allahü Teala'ya bağlanayım demiş.Oturup bağlanır bağlanmaz biranda kendini yatağın üstünde bulmuş tabi buarada kolu da kırılmış.Hazretimizi bulduktan sonra bu olayı anlatınca Hazretimiz aklının başında olduğuna dua et demiş. Onun için direk Allah (cc)'a bağlanmal çok tehlikeli.
Başlık: Ölen bir mürşidden istifade edilir mi?
Gönderen: Gülfabrikasısahibi - 07 Mart 2005, 22:25:28
O halde mursidi kamil kime rabıta yapıyor bir de nasıl emin olacağız bir mursidin gercekten kamil bir mursid oldugunu bilmiyorum bu konu bana biraz karışık geliyor.
Başlık: Ölen bir mürşidden istifade edilir mi?
Gönderen: Ahi - 17 Şubat 2007, 13:53:40
MÜRŞİDİ KAMİLİN VASIFLARI

her şeyin hakikisi ve sahtesi bulunduğu gibi mürşidi kamilinde hakikisi ve sahteleri mevcuttur.

Hakiki Mürşidi kamiller bizden evvelki asırlarda yaşamış ve hakikiliklerinde ittifak edilmiş; Abdulahalık Gucdüvani, Şah Nakşibend, İmamı Rabbani  ve Abdullah Dehlevi (k.s.) gibi zatlardır.Bunların hayatları incelendiği zaman hakikilik vasıfları kolayca anlaşılır.

Sahtesini hakikisinden ayırma işine gelince; bu oldukça zordur.Bunları ayırmak herkesin karı değildir.Sahtesinin şerrinden korunmak ve  hakikisine kavuşmak için Cenab-ı Hakka çok iltica etmek lazımdır.Çünkü her devirde sahteleri hakikilerinden kat kat fazla olmuştur.

Sahtesinde bulunan en açık vasıf şunlardır.

Sahte mürşid en başta şeriatın emirlerini ve sünneti Rasülüllaha uymaz.Her devirde görülen en açık misali kadın erkek münasebetlerindedir.Kadın cemaatle bir arada bulunur.Kadınlara elini öptürür.KENDİSİNE TABİ OLANLAR GÖRÜNÜŞTE ÇOĞALIYOR GİBİ GÖZÜKÜR, FAKAT HaKiKaTtE çOğALmAz.Seneler geçtikçe sahteliği ortaya çıkar; neticede de sönüp gider.Sahte mürşidin, sohbetlerinde toplantılarında  rüyaya çok geniş yer verilir.Hadisi şerifelere ve ayeti kerimelere ulemanın verdiği mamanın dışında manalar verilir.Sünnetler yanlış yorumlanır.

Dinin yayılması için değil, kendi tarikatinin yayılması için çalışır.İnsanların hidayete ermeleri için hidayetten ziyade istikameti düzgün insanlarla uğraşır ve onlarla meşgul olur.Mekruhlara ehemmiyet vermez.Nafile ibadetleri insanların gözü önünde yapar.ZAMANLI ZAMANSIZ, YERLİ YERSİZ İNSANLARIN GÖZÜ ÖNÜNDE AĞLAR.Halbuki tasavvuf, insanların gözü önündenafile ibadet yapmayı kat’i olarak yasaklamıştır.

Abdülkadir Dedeoğlu (Osmanlı yayınevi)
Başlık: Ölen bir mürşidden istifade edilir mi?
Gönderen: Ahi - 17 Şubat 2007, 13:54:49
MÜRŞİDLERİN SIFATLARI

Kamil mürşidler, "Ey iman edenler, Allah'tan korkun ve bu hali korumak için sadık kullarımla beraber olun." (Tevbe/119) ayetiyle tarif edilen sadıklardır. Onlar hak yolda rehberlik yaparlar. Kalpleri Allah'a bağlarlar, zayıflamış imanı tazeler, sönmüş sevgiyi canlandırırlar. Bir ömür boyu dini yaşayarak ihya ederler. Onlara müceddid denir. Gerçek müceddid, herşeyini Yüce Allah'a kurban etmiştir. O'nun boyası ile boyanmıştır. Sözü ve işleri ile Yüce Allah'ın şahididir. Kur'an'da böyle kimselere "mukarrabun" makamı tahsis edilmiştir. Mukarrabun’un takvada en önde olduğu belirtilmiştir (Vakıa/11-12). Bu makamdaki kimsenin diğer insanlardan en önemli farkı, içi ve dışıyla Allah adamı olması ve gönlü yanık sadıklara ilâhi aşkı tattırmasıdır.

Kur'an'da ilâhi aşkı ve ahlâkı ayakta tutan bu Rabbanî alimlerin "ulü'l-emr" olduğu bildirilmiştir. Diğer müminlerden de onlara itaat edilmesi istenmiştir. (Nisa/59) Ulü'l-emr, işi üstlenen ve yürüten kimse demektir. Yürütülecek ve görülecek iş Allah'ın işidir. Bu da bütünüyle dindir. Şu halde ulü'l-emr, Allah'ın işini gören, emrini yerine getiren, hizmetini yürüten, dini ihya eden, kulları hakka sevk eden kimsedir.

Kur'an'da Allah'a aşık olanlara "ricalullah" denir. Ricalullah, Allah adamı demektir. Allah adamının en önemli işi zikir, fikir, şükür, hizmet, haya ve ahde vefadır (Nur/37, Ahzab/23).

Kur'an, takvada önde gidenleri pek çok farklı sıfatlarla tanıtmıştır. Sadık, sıddîk, muhsin, muttaki, evliyaullah, ebrar gibi sıfatlar onların ismi gibi zikredilmektedir.

İşte bu sıfatlara sahip olan kimseye gerçek peygamber vârisi denir. Onlar, Efendimiz A.S.’la insanlığa sunulan ilâhi sevgiye, rahmete, ilme ve edebe vâristirler. Rasulullah A.S., bu vârislerin Allah katındaki kıymetini ve diğer insanlardan farkını şöyle belirtir:

"Alimin sırf ibadetle meşgul olan kimseye üstünlüğü, benim sanat en düşük seviyedeki kimseye üstünlüğüm gibidir."

Diğer bir hadiste de bu fazilet şu kıyasla ortaya konur:

"Alimin sırf ibadetle meşgul olan kimseye üstünlüğü, dolunayın diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir." (Tirmizî)

Evet, gece gündüz ilâhi emaneti taşıyan ve Yüce Hakk'ın rızası için yaşayan kâmil mürşidler, taşıdıkları bu ağır yükün kıymeti kadar değerlidirler. Allahu Tealâ onlara yüklediği yük kadar manevi destek, kuvvet, feyiz, nur ve tasarruf yetkisi vermiştir.

Onlar, bütün benlikleri ile gerçek zikri çekmektedirler. Yeryüzünde Allah diyen salihler bulunduğu sürece kıyamet kopmayacağına göre, onlar ilâhi zikir ve edeple hem insanları, hem de yeryüzünü harap olmaktan kurtarmaktadırlar. Bunun için bütün alem onlara minnet borçludur.

Gafil insanlar, bu gerçeğe gözünü kapasa da, yerdeki ve gökteki diğer varlıklar bunun farkındadır. Çünkü Rasulullah A.S. Efendimiz’in belirttiği gibi, Allahu Tealâ sevdiği bir kulunu yerdeki ve gökteki varlıklara tanıtmaktadır. (Buharî, Müslim) Gökteki melekler, yerdeki varlıklar, sudaki balıklar, yuvasındaki karıncalar kendi dillerince onun için dua ve istiğfar etmektedirler. (Ebu Davud, Tirmizî) Bu, onların Allah dostlarına, karşı sevgisi ve teşekkürüdür. Acaba bizler, Yüce Allah'ın huzurunda bütün insanlığı temsil eden, gafiller adına ağlayan ve yalvaran bu yüksek şahsiyetlere neden teşekkür edemiyoruz?

Salih kullar, Rabbanî alimler, ahirette şefaat etme şerefine de sahiptirler. Onların farkı, dünyada olduğu gibi ahirette de görülecektir. Onları Allah için sevenlerin hediyesi Allah'ın dostluğu, rahmeti ve cennetidir. Yüce Rabbimiz mahşerde şöyle buyuracaktır: "Benim rızam için birbirini sevenler nerede? Hiçbir gölgenin bulunmadığı bu günde onlar kendi rahmet imde olacaklar." (Müslim)

Gülfabrikasısahibi birde buraya bakıver.
http://www.sadakat.net/forum/viewtopic.php?t=8257
Başlık: Vefatindan sonra bir mürsidden istifade edilirmi ?
Gönderen: Uludag - 18 Şubat 2007, 19:55:59
Üveysi olan mürsidlerden vefatindan sonra da istifade edilir, hatta kamil mürsid dahi yetisir.

Ebu Yezidi Bestami K.S. den Hasan El-Harkani K.S. istifade ederek kemale ermistir.

Sah-i Naksibend K.S. de Abdulhalik Gucdüvani K.S. terbiyesinde yetismistir.

Misalleri cogaltmak mümkündür.

Bununla beraber terbiyesinden sonra müridine tabi olan mürsidler de vardir.

Dualarinizi bekleriz.  
Başlık: Ölen bir mürşidden istifade edilir mi?
Gönderen: Oruc_Reis - 18 Şubat 2007, 21:10:44
(Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyiniz onlar muhakkak diridirler lakin siz onlari suur edemezsiniz. )
Sürei bakara.

Kamil mürşidler, "Ey iman edenler, Allah'tan korkun ve bu hali korumak için sadık kullarımla beraber olun." (Tevbe/119) ayetiyle tarif edilen sadıklardır. Onlar hak yolda rehberlik yaparlar. Kalpleri Allah'a bağlarlar, zayıflamış imanı tazeler, sönmüş sevgiyi canlandırırlar. Bir ömür boyu dini yaşayarak ihya ederler. Onlara müceddid denir..Mursid irsad edici denir

Mürsidi kamillerin ve evliyaullahin salahiyet ve vazifelerinin devam ettigine dair daha cok hadisi serifler ve büyüklerin sözleri vardir.

ama bunlari kabullenmek  bilmeyen bir insan icin  zor gelir  buda bazi kardeslerimize zor gelmek te inkara gitmek teler buda Allah muhafaza kufre sokar insani onun icin dir ki  boyle konular dan  bilmeyen bilgisi az olan muslumanlarla  fazla  diyalog kurmak  bukonular hakkin da onlari bilmeden kuf re sokmamiza sebeten dirki  buda buyuk sorumluluk  getir diginden dirki bu konuyu uzatmadan kapatalim ins selametle
Başlık: Ölen bir mürşidden istifade edilir mi?
Gönderen: Uludag - 19 Şubat 2007, 02:03:49
Yanlis anlasilmaz ins. ama o zaman burada bir maneviyat kösesinin olmasi ne kadar manali sizce ?
Başlık: Ynt: Vefat Eden Büyük Zatların Tasarrufu Vefatlarından Sonra da Devam Eder
Gönderen: Fatihan - 19 Nisan 2009, 16:31:41
Alıntı
Hulasa olarak diyebiliriz ki , ehlüllahın vefatına ve ahiret diyarına intikallerinde dünyaya dünyaya irtibat ve iltifatları kalmaz şeklindeki düşünceler yanlıştır.Zira böyle bir kanaat ve itikad, Evliyaullahın vefatından sonraki tasarrufunu inkardır.Bu tasaruf, Rasülüllahtan intikal etmesi bakımından , bu inkarın ona da zirayet etmesi ihtimali vardır ki; çok büyük delalet ve hatadır.
Bu gibi düşüncelerden Allaha sığınırız.

Allah razı olsun
Başlık: Ynt: Ölen bir mürşidden istifade edilir mi?
Gönderen: Mücteba - 19 Eylül 2016, 13:51:35
(https://scontent-cdg2-1.cdninstagram.com/t51.2885-15/s750x750/sh0.08/e35/14295381_1687559984799854_1550820418_n.jpg)