Sadakat islami Forum

SADAKAT MEDRESESİ => İLMİ SARF MÜZAKERELERİ => Konuyu başlatan: müteallim - 06 Temmuz 2005, 23:02:34

Başlık: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: müteallim - 06 Temmuz 2005, 23:02:34
Hayati ve menkibeleri.Allah kendilerinden razi olsun sefaatina mazhar kilsin.
Başlık: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: muallim - 22 Temmuz 2005, 23:36:37
Amin insAllah...
Başlık: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: müteallim - 27 Temmuz 2005, 01:46:36
Hazreti Ali ve Fatima validemiz


Hz. Fâtıma, Hz. Peygamber Efendimiz'in en küçük kızıdır. Hz. Peygamber Efendimiz'e peygamberlik verilmeden bir yıl önce Mekke'de dünyaya geldi. Hz. Peygamber, bu küçük kızını, Hicretten sonra ikinci yılda Hz. Ali ile evlendirdi. Hz. Ali ve Hz. Fâtıma çiftinin Hasan, Hüseyin, Muhassin, Ümmü Gülsüm ve Zeyneb adlarında beş çocukları oldu. Muhassin, küçük yaşta öldü. Hz. Fâtıma da, Hz. Peygamber'in vefatından altı ay sonra vefat etti. Hz. Peygamber'in soyu Hz. Fâtıma kanalı ile devam etti.
Hz. Peygamber'in terbiyesiyle yetişen Hz. Fâtıma, O'nun hem hayâ ve edep gibi özelliklerine, hem de konuşma tarzından yürüyüşüne kadar birçok vasfına sahip oldu. Babasının uygun gördüğü hayat tarzını benimseyerek O'nun gibi sade yaşadı. Aile içinde cereyan eden bir hatırayı Hz. Ali şöyle anlatır:
"Fâtıma, hubûbâtı el değirmeninde un haline getirirdi. Bu yüzden de elinde rahatsızlık meydana gelirdi. Yine bir gün, el değirmenini çevirmekten dolayı elleri yorulmuştu. İşte o sırada Rasûlullah (sav)'e birtakım savaş esirleri getirilmişti. Savaş esirlerinin Medine'ye geldiği haberini Fâtıma da duymuştu. El değirmenini çevirmekten dolayı kollarının çok yorulduğunu şikâyet etmek ve savaş esirlerinden birisini kendisine hizmetçi olarak istemek için kalkıp babasına gitti. Fakat babasını evde bulamadı. Derdini, sıkıntısını ve arzusunu Âişe'ye anlattı. Rasûlullah (sav) eve geldiğinde Âişe, Fâtıma'nın geldiğini ve dileğini kendisine söyledi. Akşam olmuş, yatma saati gelmişti. Biz, yataklarımıza girmek üzere iken Rasûlullah (sav), evimize geldi. Biz, hemen yatmak üzere olduğumuz yatağımızdan doğrulduk ve ayağa kalkmaya davrandık. Rasûlullah (sav), "Yerinizde durunuz" dedi ve ikimizin arasına oturdu. O sırada ben, göğsümün üzerine dokunan iki ayağının serinliğini hissettim. Rasûlullah (sav), yanımıza oturduktan sonra bize şöyle dedi: "İyi dinleyiniz, size, benden istediğiniz hizmetçiden daha hayırlı bir şey öğretiyorum. Geceleyin yatağınıza girdiğinizde otuz üç kere Allâhu ekber, otuz üç kere Subhânallâh, otuz üç kere de Elhamdülillâh dersiniz. İşte bunları söylemeniz, ikiniz için bir hizmetçiden daha hayırlıdır" (Buhârî, Humus, 6; Fedâilu Ashâbi'n-Nebi, 9; Deavât, 10.)
Bu hatıra değişik rivayetlerde şu şekilde de geçmektedir. "El değirmeninde un öğütmekten usanan Hz. Fâtıma ile kuyudan su çekip taşımaktan yorulduğunu söyleyen Hz. Ali, bu hususta Hz. Peygamber'den yardım istemeye karar verdiler. Hz. Fâtıma, Medine'ye savaş esirlerinin geldiğini duyunca babasına giderek, Ondan kendisine ev işlerinde yardım edecek bir hizmetçi istedi. Rasûlullah (sav) da bu esirleri, mescidde yatıp kalkan yoksul Müslümanların (Ashâbu's-suffe) ihiyaçlarını karşılamak üzere satacağını, bu sebeple kendisine bir hizmetçi veremeyeceğini, buna karşılık yatağa girdiği vakit otuz üçer defa SubhânAllah, Elhamdülillah ve Allâhu ekber demesinin, istediği hizmetçilerden kendisi için daha hayırlı olacağını söyledi.' (DİA, XII, 220)
Hz. Peygamber, Hz. Peygamber'in ailesi ve ilk Müslümanlar, İslâm'ı yeryüzüne hakim kılmak için çok gayret gösterdiler, çok fedakarlıklar yaptılar. Ellerinde olan imkanları kendileri ve yakınları için değil, İslâm için kullandılar. Yüce Allah savaşlarda elde edilen ganimetin ve alınan esirlerin beşte birini Hz. Peygamber'e tahsis etmiştir. Hz. Peygamber de bu tahsisatı kendisi ve yakınları için değil İslâm için kullanmıştır. Medine'ye getirilen savaş esirlerini hizmetçi olarak yakınlarına vermektense, fidye karşılığında ailelerine geri göndermeyi ve alınan fidyeleri de kendilerine büyük umutlar bağlanan Ashâbu's-suffe'ye harcamayı uygun bulmuştur. Hz. Ali, yine kuyudan su taşımaya devam edecek; Hz. Fâtıma yine el değirmenini eli ile çevirecek; ama Hz. Peygamber'in göz bebeği gibi baktığı ve koruduğu öğrencileri biraz olsun rahat edeceklerdi.

Ey Müslümanlar! Bu dünyaya kafirler, fasıklar, dinsizler ve gayr-i Müslimler gibi yaşamaya gelmedik. Unutmayın ki, bu dünyada yaşantınızla kime benziyorsanız öbür dünyada onlarla beraber olursunuz.

Allah sefaatlerine nail eylesin.
Başlık: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: zambak313 - 27 Temmuz 2005, 20:45:24
AMİN...
Allah razı olsun.
Başlık: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: mars - 27 Temmuz 2005, 22:27:04
Alıntı

Unutmayın ki, bu dünyada yaşantınızla kime benziyorsanız öbür dünyada onlarla beraber olursunuz.


Rabbim muhafaza eylesin.
Allah razı olsun hocam. Çok değerli bilgiler aktarmışsınız bize. Hz. Fatımanın 5 evladı olduğunu bilmiyordum. Öğrenmiş oldum.
Başlık: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: zambak313 - 27 Temmuz 2005, 23:35:23
mars demişki:
Alıntı

Hz. Fatımanın 5 evladı olduğunu bilmiyordum.


Benim bu konu hakkında kafama çok takılan ve cevabını arayıp bulamadığım bi sorum olcaktı. Peygamber Efendimizin 2 torunu var olarak biliniyor yani halk arasında genel olarak Hz.Hasan ve Hz.Hüseyin hatta bizim ilmihalde müslüman çocuğunun bilmesi gereken suallerde de şu şekilde geçiyor:
Sual: Peygamber Efendimizin kaç torunu vardır? Cevap: 2 Hz.Hasan ve Hz.Hüseyin
Sual: Bunlar kimin çocuklarıdır? Cevap: Hz.Ali ve Hz.Fatıma'nın.
Peki neden böyle? Yani evet Hz.Hasan ve Hz.Hüseyin en meşhurları, Peygamber Efendimizin iki gözümün nuru diye hitap ettiği zâtlar.... Ama neden sadece 2 torununun olduğu dolayısıyla Hz.Ali ve Hz.Fatıma'nın 2 çocuğu olduğu biliniyor??
Diğer çocuklarından hiç bahsedilmiyor??
Başlık: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: müteallim - 29 Temmuz 2005, 21:33:36
Alıntı yapılan: "zambak"

Benim bu konu hakkında kafama çok takılan ve cevabını arayıp bulamadığım bi sorum olcaktı. Peygamber Efendimizin 2 torunu var olarak biliniyor



                                                   Fatima validemiz.

Rasülüllah efendimizin zevcesi hazreti Hatice  validemizden olan dört kizindan birisi olup Hicretten 13 yil evvel  Mekkei- Mükerremede dogdu.yani (Miladi 610)Hicretin ikinci yilinda hazreti ali ile izdivac etti.O zaman H.Z.Ali 25 yasinda Fatiam validemiz 15 yasinda idi.kendisinden 5 cocuk dünyaya geldi. H,Z,Hasan H.Z.Hüseyin H.Z.Muhsin olmak üzere  3 oglu-yaliniz Mühsin kücük yasda vefat etti.Kizlari Ümmü Gülsüm ve Zeynep.Rasülüllahin nesli Hasan ve hüseyin R.A. den devam ettigi icin onlar meshur olmustur.Akli zekasi hüsnü takvasi Zühdü Haramlardan kacinmasi Güzel ahlaki ile insanlara örnek olmustur.Rasülüllahin vefatindan sonra hic gülmemistir.Rasülüllahdan sonra alti ay daha yasayip.hicretin 11.ci yilinda Ramazani serifin 3. günü vefat etmistir.

                            Hazreti fatima validemizin hallerinden  Bir tanesi.

H.Z.Hasan Ve Hüseyin kücük iken hastalanmislardi.Babasi h.z. Ali, Annesi h..z Fatima Ve hizmetcisi Fidda cocuklar iyi olunca Eger cocuklar iyi olurlarsa oruc tutacagiz diye adak yaptilar. Ve oruca niyyet ettiler.1. Gün iftar icin hazirladiklari yemegi O esnada kapuya gelen yetimlere vererek hic yemek yemeden ikinci gününün orucuna niyyet ettiler.ikinci gün iftar yemegi hazirlanmis aksam tam oturacaklari zaman yine kapuya gelen fakir ve miskinlere verdiler hic yemek yemeden ücüncü günün orucuna niyyet ettiler.Ücüncü gün aksam yine kapularina fakir deldi onu bos cevirmemek icin onu da verince Su ayeti celile nazil oldu.

Onlarki nezirlerini yerine getirdiler.uzun ve sürekli olan kiyamet gününden Korkduklari icin Cok sevdikleri ve canlarininistedikleri  yemekleri miskin, yetim ve esirlere yedirdiler.Biz bunlari Allahü- teaslanin rizasi icin yedirdik.Sizden karsilik olarak bir tesekkür bir sey beklemedik.bir sey istemeyiz dediler.Bunun icin cenebu hak onlara sarabu.tahur icirdi.

                             Fatima validemizin Mehri  kabul etmesi .

Hazreti Ali  Rasülüllah efendimizden kizi  h.z. Fatimayi isteyince Rasülüllah efendimiz h.z. Aliye tebessüm ile dönerek  ya Ali  Hic evlenmeye lazim olan esyan varmi diye süal etti. H.z.Ali de bir kilicim birde devem var dedi.Rasülüllah efendimiz kilicin kazaya lazim devende binegindir.seninle sirtindaki cübbeye analasalim.dedi.Ve Hazreti Allah semada melekler huzurunda seninle Fatimanin  nikahini akit etti.Cebrail senden evvel bana haber verdi buyurdu.Ve h.z. Osman h.z. Aliden cübbeyi satin aldi parasini ödedi Sonra hazreti Aliye dönerek ben bunu kabul ettim. Simdi tekrar sana bu cübbeyi hediye ediyorum buyurdu ve geriye verdi. Rasülüllah bundan cok memnun oldu.

                                    Fatima validemizin nikah icin sarti.

Cenabu hak Cebrail a.s. göndererek Habibime selam söyle kizi fatimanin bütün elbise ve ihtiyaclarini cennetden ben karsilayacagim habibim hic merak etmesin. Cünkü hic bir seyi yokdu üzülüyordu. Cenabu hak yakinda mü´min sadik bir kulumla göndercegim diyordu.Bunu duyan rasülüllah efendimiz sükür secdesine vardi.
Cebrail a.s.Mikail a.s. Israfil a.s. Azrail a.s. ellerinde Altindan tabaklar  üzerinde   bohcalar  oldugu halde geldiler.Rasülüllah yine sükür secdesine vardi.ve kizim benim hatirimi kirmaz dünyada cennet elbiselerini giymez bunlari geri götür buyurdu.
Nikah mehri icin dört yür dirhem mehir konuldu Fatiama validemiz kabul etmedi  Cebrail cenabu hakka giderek fatimanin  bu mehri kabul etmedigini söyleyince cenabu hak  dört bin altun olsun dedi onuda kabul etmedi.Cebrail a.s. tekrara cenabu hakka giderek arzuhal eyledi cenabu hak cebrail a.s. Habibime git fatimanin maksadini ögrensin. Nicin kabul etmiyor buyurdu.
Rasülüllah efendimiz h.z. Fatimaya giderek muradini süal eyledi Fatima validemiz muardini söyle acikladi.Babacigim sen ahirette ne kadar müslümana sefaat edeceksen bende onlarin hanimlarina sefaat etmek istiyorum.muradim budur dedi.Cebrail a.s. gelerek fatimanin arzusunun kabul edildigini haver verdi.ve cenabu hakdan bir levha getirerek sefaat izni icin fatima validemizin eline verdi.onu ölünceye kadar sakaladi ve beraberinde kabre koymalarini vasiyet etti.Ista fatima validemizin takvasi cömertligi .
Cenabu hak sefaatine nail eylesin.
Başlık: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: zambak313 - 29 Temmuz 2005, 23:23:11
AMİN...
Allah razı olsun bu güzel, faideli bilgileri bizimle paylaştığınız için...
Ama benim soruma cevap değilki...
Herhalde anlatamadım neyse teşekkür ederim.
Başlık: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: muallim - 30 Temmuz 2005, 06:47:52
Alıntı yapılan: "zambak"
mars demişki:
Alıntı

Hz. Fatımanın 5 evladı olduğunu bilmiyordum.


Peki neden böyle? Yani evet Hz.Hasan ve Hz.Hüseyin en meşhurları, Peygamber Efendimizin iki gözümün nuru diye hitap ettiği zâtlar.... Ama neden sadece 2 torununun olduğu dolayısıyla Hz.Ali ve Hz.Fatıma'nın 2 çocuğu olduğu biliniyor??
Diğer çocuklarından hiç bahsedilmiyor??


Diğer cocukları hakkındaki rivayetin azlıgı buna sebeb olabilir. Artı bunun yanında kayıtlara gecebilecek bir yas seviyelerine gelmemiş olmamaları durumunda da haklarında pek bir bilgi sahibi olmam olasıgı olmayacaktır.

Alıntı
....(fatma validemizden) kendisinden 5 cocuk dünyaya geldi. H,Z,Hasan H.Z.Hüseyin H.Z.Muhsin olmak üzere 3 oglu-yaliniz Mühsin kücük yasda vefat etti.Kizlari Ümmü Gülsüm ve Zeynep.Rasülüllahin nesli Hasan ve hüseyin R.A. den devam ettigi icin onlar meshur olmustur


yukarıdaki alıntı ise sorunuza cevap olacaktır.selametle...
Başlık: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: zambak313 - 12 Ağustos 2005, 21:59:46
DARRAR İBNİ HAMZA (R.A.) Hz. ALİ'Yİ ŞÖYLE TARİF EDER:

-"Her hususta kavi, hikmetli söyler, adâletle hükmeder, ilim onun civarından kaynar, hikmet lisanından akar, dünya ve nimetlerinden nefret eder, geceleri ibadet ve taatla ünsiyet eder. Allah korkusundan ağlar, işlerinin sonunu derinliğine düşünür.

Kısa elbise giyer, hafif yemekleri sever, aramız da bizim gibi olur, bir şey sorulursa cevap verir, bir meclise çağırılırsa hemen gelir. Bununla beraber huzurunda, heybetinden söz söyleyen bulunmazdı...

Hâsılı; dindar olanlara tâzim eder, miskinlere iltifatta bulunur. Bâtıla meyleden onun korkusundan döner, zayıf olanlar adâletinden mahrum olmazdı."

Kaynak: İslam Büyükleri
Başlık: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: ankebut-57 - 28 Eylül 2006, 11:33:09
Peki kardeşlerim. Hz.Ali(r.a) hakkında neden "Kerremellahü veche" tabiri kullanılır?
Başlık: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: ankebut-57 - 29 Eylül 2006, 18:24:53
Nerde bu Ümmet-i Muhammed.
Başlık: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: hureyre - 29 Eylül 2006, 21:55:51
Alıntı yapılan: "ankebut-57"
Peki kardeşlerim. Hz.Ali(r.a) hakkında neden "Kerremellahü veche" tabiri kullanılır?



H.z. Ali efendimiz çocukluğundan beri yüzünü hiç putlara çevirmeyip,bu sebeble H.z. Allah yüzünü nurlandırdığı için kerremAllahü veche denilmiştir.


BURDAYIZ KARDEŞİM.YALNIZ RAMAZAN DOLAYISIYLA BİRAZ YOĞUNLUK VAR SANIRIM KARDEŞLERİMİZDE. :x
Başlık: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: ankebut-57 - 30 Eylül 2006, 16:10:29
Allah vechini (yüz, yön, taraf) mükerrem (şerefli) kılsın, meâlinde dua olup Hz. Ali (R.A.) hiç putlara secde ve ibadet etmediği ve çocukluktan beri Allah'a secde ettiğinden, onun ismi anıldığında hürmeten söylenir.

Teşekkürler "hureyre" kardeşim.
Başlık: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: müteallim - 03 Ekim 2006, 01:23:53
Alıntı yapılan: "hureyre"

BURDAYIZ KARDEŞİM.YALNIZ RAMAZAN DOLAYISIYLA BİRAZ YOĞUNLUK VAR SANIRIM KARDEŞLERİMİZDE. :x


aynen öyle sabah  bes  gece onbir  arasi hic mi hic nakit bulamiyoruz.insaAllah ramazandan sonra devamli.
Başlık: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: ankebut-57 - 23 Haziran 2007, 23:15:29
(http://www.jojokw.net/up-pic/uploads/8f8128cc9b.jpg)
(http://www.jojokw.net/up-pic/uploads/ee89476990.jpg)
Başlık: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: Fatihan - 24 Haziran 2007, 14:54:41
Allah razı olsun kardeşim.Tabloyu hazırlayanların eline sağlık hoş olmuş.
Başlık: Ynt: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: Zülaal - 31 Ocak 2008, 19:04:54
kerramellahü veche denilmesinin 4 sebebi vardır  Peygamber efendimizin amcasının oğlu olması, Peygamber efendimizin damadı olması, Aşere i mübeşşaradan olması ve 4 büyük halifeden biri olması sebebi iledir
Başlık: Ynt: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: Zülaal - 31 Ocak 2008, 19:12:27
selamün Aleyküm saygıdeğer büyüklerim sizlerden bi ricam olcak ben emsile maksut bina ve diğer kitapları okumayı inş çok istiyorum ilk emsileden başladım yanlız istiyorumki bu sitede de konu anlatımı varsa bizzat yararlanıyım yeni üye olduğum için pek bilgim yok bu konuda bana yardımcı olursanız çok sevinirim şimdiden teşekkürler Allah yar ve yardımcınız olsun Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: müteallim - 01 Şubat 2008, 00:49:01
zülaal hosgeldiniz evvela bu sitede cok seyleri bulacaksiniz arabi ilimlae bölümünde sarf nahiv bölümleri var oradan okur veya soru sorabilirsiniz.kolay gelsin
Başlık: Emsile ve Haz. Ali kerremAllahü veche
Gönderen: sekkaki - 21 Şubat 2008, 21:17:46
Emsilenin musannifi: Çocuklardan ilk iman eden, pef. amcasının oğlu, hulefai rasidinin 4. ve hz. Allahin kendisine arslanım diye hitab ettiği hz. Ali keremAllahu veche dir.

اَسَدُ اللهِ غَالِبِGalib olan Allahın arslanıdır. KeremAllahu veche dua olup Allah yüzünü güzel kılsın demektir.S ebebi ise hz. Ali efendimiz bir defa bile olsun donup putlara bakmamıştır.

الحديث : اَنَا مَدِينَةُ الْعِلْمِ وَ عَلِيُّ بَابُهَا فَمَنْ اَرَادَ اَلْعِلْمَ فَلْيَءْتِ الْبَابَ
Manası: Ben ilmin şehriyim, Ali ise kapısıdır. Ilmi isteyen kapısına muracat etsin.buy.

Hadisi şerif de  bir kaide vardır ki: Emri gaibin evvelindeki lam, vav - fe - summe den sonra cezm okunur..."فَالْيَءْتِ"

Emsile mufaale babından ikinci masdar olub اَفْعِلَةٌ vezninde cemi killetdir ve
  مَاثَلَ يُمَاثِلُ مُمَاثَلَةً وَمِثَالً وَمِيثَالً مِثَالٌ مِثَالَانِ اَمْثِلَةٌ olarak tasrif olunur.

Misal lugatta: Benzeticiye ve kavaidi kulliye'yi izah eden kelimelere denir.

Kavaidi kulliye: Kendisinde kül edati bulunan ve her yerde geçerli bir kaidedir.

Misal istilahta:  مَاتَغَ يَّرَ صِيغَةُ مُفْرَدِهِ وَ ضَمِيرِهِ لِتَغَيُّرِ الْمَعَانِ

Magnası: Manaların değişmesi için müfredin ve zamirin sigasi değişen şeydir.

Emsile lmi sarfdan bahs eder.

İlmi sarfın tağrifi: Ve huve ilmun yuğrafu bihi ehvalul kelimetil arabiyyeti min haysul iğlali vel idğami.

Manası: İglal ve idgam cihetinden arabi olan kelimelerin halleri kendisi ile bilinen ilimdir.

İlmi sarfin mevzuu: Huvel kelimetul arabiyyetu min haysul iglali vel idgami.

Manası: İğlal ve idğam cihetinden arabça kelimelerdir.

İlmi sarfin gayesi: Elihtirazu anilhata'i fil iğlali vel idğami.

Manası: İğlal ve idğamdaki hatadan kaçınmaktır.

Kibâri Kelam: Innes sarfe ummul ulumi ven-nahvu ebuha.

Manası: Muhakkak sarf ilimlerin anasi, nahiv ise babasıdır.

Emsile-i muhtelifenin tağrifi: Mehtelefe siygatu fil maddeti vel heyeti.

Manası: Sigasi madde ve hey’ette muhtelif olandır.( nasara yensuru, nasran...ila ahir gibi )

Emsile-i muttaridenin tağrifi: Madderade sigatu fil maddeti vel heyeti.

Manası: Sigasi madde ve hey’ette muttehid olandır.( nasara, nasaraa, nasaru....ila ahir gibi )

Madde’den murad: Harf

Hey’ettten murad: Görünüş, şekil

Muttehidden murad: Bir olan

Musannif hazretlerinin nasara ile baslamasinin 3 sebebi vardir.

1- Hazreti Ali efendimiz bu kitabı yazarken hazreti Allah’dan yardım beklediıi içindir.
2- Hazreti Ali efendimiz yardım etmesini çok sevdiği ve tavsiye ettiği için.
3- Emsile kitabi diğer kitablari oğrenmeye yardımcı olacağı için.

Ebu-l Faruk silistrevi k.s.Hazretlerine suâl olunmuş niçin Nasara ile başlandı da, ketebe ile başlanmadı?

Ebu-l Faruk silistrevi k.s.Hazretleri de  Çünkü yardım etmek yazmakdan daha hayırlıdır. buyurmuşlardır.

Nasaranın Nunu: Nuru ilahiyeye, Sad’í: Sabri ilahiyeye, Rı’sı: Riza’i ilahiyeye delalet eder.

Nasaranin yensuru uzerine tekattum etmesinin 3 sebebi vardir:

1-Mazi geçmiçe, Muzari geleceğe delalet eder.Geşmiş gelecekten mukaddemdir.
2-Mazi tahkike, Muzari teşkike delalet eder .Tahkik, teşkikden evladir.
3-Mazi mucerreddir. Muzari mezîdun fihdir. Mucerred mezîdun fihden mukaddemdir.

Fili muzarinin masdar uzerine tekaddum etmesi:

Zira fili muzari bağzi kere masdara amil olur. Amil ise mağmülden eşrefdir. Veyahut fili muzari fiildir. Fiil ise amelde muttefekun aleyhdir. Masdar ise istikakda asaleti muhtelefun fihdir. Böyle olunca muttefekun aleyhin muhtelefun fih üzerine takdimi elyakdır.

Masdarin maglum ve mechulu yoktur.
Eger masdar ismi fail manasına gelirse mağlum, ismi meful manasına gelirse meçhul masdardır. Çunkü ismi fail mağlum, ismi meful meçhul fiil gibi  amel eder. Mesela: (Zeydun adlun ve adiyfun) gibi, bimağna (Zeydun aadilun ve aadûfun) dur.

Masdarin ismi fail uzerine tekaddum etmesi: Zira masdar musştakun minh, ismi fail ise muştakdır. Muştağun minh ise muştakdan mukaddemdir.

Fehuve naasirun deki fe, fe-i tefri'iyyedir.

Fe-i tefri'iyye medhulunun fer'i olduğuna delalet eder.

Fe nin duhulunun sebebi:
1-   Ismi fail fili muzariden, fili muzari maziden, mazide masdardan muştakdir.Böyle olunca bunların kullisi ya bizzat ya bilvasita asıldır. Ismi fail ise feridir.
2-   Failden fiil sadır oldukdan sonra ismi fail ile vasıflanır. O zaman fiil asıl, ismi fail fer'idir.

Veya fe-i atıfda  mufredi cümle üzerine atif caiz olmadığı için huve gelmişdir.

Nefi ile nehi arasindaki fark:
1-   Nefi birşeyin olmadiığını haber verir, nehi ise birşeyin olmamasını taleb eder. O zaman nefi ihbari, nehi ise inşaidir.
2-   Nefi olan la yensuru daki la amil değildir. Nehi olan la yensur daki la amili semaidendir.

Mensarun aslinda 3 vecih idi fakat sigaları ayni olduğu için bir vezin olmuşdur. Hazez zamaan, Hazel mekaan, Hazel fiil. Bunlarin manaları kelimenin siyak ve sebakından anlaşılır.

İsmi alet eser ile müesser arasında vasıtadır.
Mesela: "kalem" müesser olan kişi ile eser olan mektub arasında vasitadır. Ama kalem mifalun vezninde olmadığı için ismi alet degildir.
Ismi alet ziyade bablarda cemii hurufu muhafaza mümkün olmadığından ziyade bablardan gelmez. Lazım fiilinde gelmez. Zira her ismi aletin bir eseri vardır, yani her fiil mefule tecavuz ederki lazım fiilde yoktur…

Ismi tesgirin vezinleri sülaside: fuaylun, ruba’iyde: fuayilun, humasiyde: fuayiylundur.
Mesela: kelemun-kuleymun, defterun-dufeyterun, mektuubun-mukeytiybun gibi.

Allahu tealanin, enbıyanın isimlerinde ve umuru muazzamada tesgır cari olmaz. Çünkü küçüklük acziyet ifade eder. Eğer ismi tesgirin mukebberi ismi fail veya ismi meful olursa muennesi gelir ve manası yardım edici bir ercik, yardım olunmuş bir ercik olur. Eğer mukebberi masdar olursa muennesi gelmez ve manasi yardım etmecik olur.

Mubalega ismi fail ile ismi tefdilin arasindaki fark:
Mubalega ismi failde mubalegalık kendi nefsindedir. Gayra nisbetle değildir. İsmi tafdilde ise gayra nisbetle mubalegalık vardır.
Mesela: Zeydun efdalu min amrin gibi ki, zeyd amra nisbetle faziletlidir.

Lem ve lemma yani cahdi mutlak ve mustegrak lafzen muzari, mağnen mazidirler. Lem ve lemma dahil oldukları muzariyi maziye çevirip maziyi nefi ederler.

Gaib: Mutekellim ve muhatab olmayan, velevki hakkında konuştuğun kişi ile ayni odada veya yanında olsun karşında olmadığı müddetce o hakıinda konuştugun kişi gaibdir…

Ismi fail: Ziyade bablarda ismi fail sırf 6 siga ile gelir 10 olarak degil.



               
EMSILE

Muhtelife olur muttaride olur.
Muhtelife fiil olur isim olur.
Fiil ihbari olur inŞai olur.

ihbari:  1- mazi                  İnşai: 1- emri gaib
          2- muzari                         2- nehi gaib
          3- cahdi mutlak                 3- emri hazir
          4- cahdi mustegrak            4- nehi hazir
          5- nefi hal                        5- fili tuaccub evvel
          6- nefi istikbal                   6- fili tuaccub sani
          7- te´kidi nefi istikbal

ibari mÜsbet olur menfi olur.
Musbet: 1- mazi                  Menfi: 1- cahdi mutlak
            2- muzari                            2- cahdi mustegrak
                                                    3- nefi hal
                                                    4- nefi istikbal
                                                    5- te´kidi nefi istikbal

İnsai taleb olur gayri taleb olur.
Taleb: 1- emri gaib                  Gayri taleb: 1- fili teaccub evvel
          2- nehi gaib                                2- fili teaccub sani
          3- emri hazir
          4- nehi hazir

Taleb husulunu taleb olur terkini taleb olur.
Husulunu taleb: 1- emri gaib            Terkini taleb: 1- nehi gaib
                      2- emri hazir                  2- nehi hazir

İsim muştak olur, camid olur, sıfat olur, gayri sıfat olur.
Muştak: 1- ismi fail               Camid: 1- masdar
            2- ismi meful                      2- masdar mimi
            3- ismi zaman                     3- ismi alet
            4- ismi mekan                     4- masdar binai merrah
            5- ismi tefdil                       5- masdar binai nevi
            6- mubalega ismi fail            6- ismi tesgir
                                                   7- ismi mensub

Sıfat:   1- ismi fail               Gayri sifat: 1- masdar
           2- ismi meful                  2- masdar mimi
           3- mubalega ismi fail        3- ismi zaman
           4- ismi tefdil                  4- ismi mekan
                         5- ismi alet
                        6- masdar binai merrah
                        7- masdar binai nevi
                        8- ismi tesgir
                        9- ismi mensub

Muttaride maglum olur mechul olur.






Başlık: Ynt: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: acar72 - 04 Nisan 2009, 00:54:52
s.a talebem soruyor    neden ismi failin cemiisinde mükesser ve musahhah sigalari var cevab alabilirsem bende ögrenmis olacagim   selametle
Başlık: Ynt: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: hizmetfedaileri - 14 Ekim 2009, 16:31:30
selamun aleykum ben bosna hersekte arapča okutuyorum yanimda faydalanabilecegim fazla kitap yok talabelerime anlatabilecegim guzel šeylewri yollarsaniz čok memnun olur dua ederim yollayanlara talabelerime de dua etmelerini soylerim benim msn adresi   tešekkur
Başlık: Ynt: Emsile ve H.Z.Ali kerrmrllahü veche
Gönderen: tezel - 14 Mart 2010, 00:15:39
değerli kardeşlerim bu zamana kadar hep bizlere emsile kitabının hatta sarfta olan kitapların vazıı hazreti ali kerramAllahü veche diye öğretildi.asıl olan şudur.hazreti ali efendimiz prensib ve kaideleri ilk vaz edendir.yoksa emsile kitabının musannıfı falan değildir.sarf ilminin ilk olarak prensib ve kaidelerini ortaya koymuş ondan sonra da ebu esved eddüeli hazretleri sarf ilmiyle nahiv ilmini ayırmıştır.o kaidelerden bir kitap doğmuştur onu da hasan şevki bin osmanil vehbi hazretleri emsile kitabı haline getirmiştir.özetle
sarf ilminin prensib ve kaidelerini vaz eden . hazreti ali kerramAllahü vecheh
sarf ilmini nahiv ilminden ayıran : ebu esvad eddüeli hazretleri
emsile kitabı haline getiren  : hasan şevki bin osmanil vehbi hazretleridir