Sadakat islami Forum
EDEBİYAT KÖŞESİ => ŞİİR => Konuyu başlatan: tarihman - 26 Ekim 2012, 13:13:40
-
Iyd-i vaslınla sevindürsen n’ola ben hasteni
Ey hilâl-ebrû dimezsin bu da kurbânım benim
Ayntablı Hâfız Abdülmecidzâde Efendi
“Hilâl kaşlım! ‘Bu da benim kurbânımdır’ demezsin. Vuslatının bayramıyla ben hastanı (kurban etsen de) sevindirsen n’olur?”
-
Didi bayram girdi seni ber-murâd itsem gerek
Şöyle benzer ol hilâl-ebrû beni kurbân ider
Behiştî
Sevgili: bayram geldi, seni muradına erdirmek gerek dedi,
Öyle görünüyor ki, o hilâl kaşlı beni kurban etmek ister.
-
Ka‘be-i kûyun tavâfından beni men itme kim
Ne kadar olsam zaîf âhir senün kurbânınam
(Kavsi)
(Kâbe gibi azîz olan semtini tavâftan beni men etme. Ne kadar zayıf olsam da sonuçta senin kurbanınım.)
-
Iyd-ı kurbân oldı ben kurbân-ı canan olmışam
Herkesin şuglı var ben yâre kurban olmışam"
Muhibbî
(Kurban Bayramı geldi, ben cananıma kurban olmuşum. Herkes bir uğraş peşinde (kurban bulma telaşında), ben yara kurban olmuşum.)
-
Şimdi tîğ-ı cevr ile öldürme kurbân olduğum
Iyd-i adhâ geldüğinde idesin kurbân-ı ıyd
(Bâki)
“Cefa kılıcınla şimdi öldürme beni kurban olduğum. Kurban bayramı gelsin de o zaman (canımı alarak) kurban vazifeni yerine getirirsin.”