Sadakat islami Forum

DİNİ KATEGORİLER => İSLAM-GENEL => Konuyu başlatan: dolunay - 03 Ağustos 2006, 11:09:48

Başlık: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: dolunay - 03 Ağustos 2006, 11:09:48
Cehalet ortamı her türlü ayrık otunun bittiği bir vasattır. Orada his akla, vehim fikre, hayal hakikate galebe çalar. Senelerdir asli kaynaklarından din ve diyaneti öğrenemeyen bir toplumda bidat ve hurafelerin revacını garip karşılamamak gerekir. Yapılacak iş ahesterevliğe son vermek ve yitirdiği cenneti arayan insanımıza el uzatmaktır.

Hem insanlar için hayallerin cazibesi çoğu zaman hakikatin yalınlığına galebe çalar. İbn-i Kuteybe’nin dediği gibi “Halk aklın kabul etmediği acaib hikâyeler anlatan vaizleri dinlemekten çok hoşlanır.” Ondandır ki, her devirde eğlenceli hikâye ve masalları sert hakikatlerden, kuru kanunlardan ve sahih hadislerden daha çok tasvip eden halk kıssacıların etrafına toplana gelmiştir.

İşte iki tarihi misal: Şair Külsüm bin Arr el Attabi (Ö:835) bir gün mescitte kendini dinleyenlere şu sözleri hadis diye nakletmişti: “Dilini burnunun ucuna dokundurabilen kimse cehenneme girmeyeceğinden emin olabilir.” Bunun üzerine bütün cemaat cennetlik olup olmadıklarını denemeye girişmişti.

Kasımi “Kavaid-üt Tahdis” kitabında naklediyor: “Mısır’da Mescid-ül Hüseyn’de halkın kendisini çepeçevre kuşattığı bir vaiz içinde dua yazılı olan küçük bir kâğıdı etrafındakilere göstererek “Bunda Musa’nın(as) duası vardır. Bunu her kim okursa ve yanında taşırsa üzerinden farz namazlar sakıt olur.(düşer)”diye bağırmaktaydı. Ne tuhaftır ki, onun bu payansız cüreti üzerinde bir an bile tefekkür etmeyen ve mahşeri andıran kalabalıklığıyla bu topluluk ellerinde hazırladıkları paralarla, kendilerini namaz külfetinden kurtaracak bu sihirli duayı bir an önce alabilmek için yarışıyordu.”

Günümüzde de durum pek farklı değil. İnsan, Büyük Sahabe Ebu Derda’nın(V:652) şu sözünü hatırlamadan edemiyor: “Cemaatle kılınan namazdan başka Hz. Peygamber(sav) devrini hatırlatan hiçbir şey kalmadı.”

Halk arasında yerleşen, cehaletin beslediği, taklidin yaydığı bu tip hurafelerle mücadelenin bir vecibe olduğuna kaniiyiz. Bundan önce bu tip uydurmalardan “Şeyh Ahmed vasiyetnamesi” hakkında bir şeyler yazmıştık. Şimdi de onun kadar yaygın ikinci bir uydurmaya dikkat çekmek istedik. Çünkü bu ikincisi birileri tarafından kitapçık halinde piyasaya sürülmüş durumda.

Bal tefsiri Hz. Ali’nin bir cenk dönüşü ziyaretine gelen arkadaşlarının kendilerine ikram edilen bal içinde bir kıl görmeleri, Hz.Ömer’in tavsiyesi üzerine âşıkların koşmalarına benzer şekilde bala, tasa ve kıla dair bir şeyler söylemeleri ve bunların yaptığı bu yorumların okunup, okutulması sonucu akıl almaz sevaplar bahşedilmesidir.


BAL TEFSİRİNİN METNİ

“Bir gün Hz Ali efendimiz savaştan gelir. Hz Ebubekir, Hz Ömer, Hz Osman efendimiz, Hz Ali’nin hanesine geldiler. (Gazan mübarek olsun Allah’ın Arslanı dediler.) Hz Ali misafirlerine bir kalaylı tasla bal getirip “buyurun” dedi.

Hz Ali mübarek elini uzattı ve gördü ki balın içinde bir kıl var, kılı almak istedi. Hz Ömer kılı aldırmadı ve dedi ki, "bizler Resül-ü Ekrem’in vezirleriyiz. Hz Fatma belki bizleri tecrübe için koymuştur. Dördümüz üçer tefsir edelim" ve birden Hz Ebubekir buyurdu:
-Namaz Kılanların kalbi nurludur bu tastan, dünya endişesini gönlüne getirmeden namaz kılmak tatlıdır bu baldan. Türlü mehrukattan pak olup Cenab-I Hakka teveccüh etmek incedir bu kıldan.
Hz Ömer buyurdu;
-Misafir seven hane sahibinin kalbi nurludur bu tastan. Misafirlerle sohbet etmek tatlıdır bu baldan, misafirlerin kalbi incedir bu kıldan.
Hz Osman buyurdu;
-Âlimlerin kalbi nurludur bu tastan, âlimlerle sohbet etmek tatlıdır bu baldan, Kuran-ı Kerim’in manası incedir bu kıldan.
Hz Ali buyurdu;
-Gazaya giden gazilerin kalbi nurludur bu tastan, kâfirlerle cenk etmek tatlıdır bu baldan, kul hakkını yemeden haneye dönmek incedir bu kıldan.
Hz Fatma buyurdu;
-Erkeğini hoşnut eden kadının kalbi nurludur bu tastan, erkeğine cefa etmeden güzel güzel gezinmek tatlıdır bu baldan, kocasının hakkını yerine getirmek incedir bu kıldan.
Ondan sonra Peygamber Efendimize haber verdiler. Ben de bir tefsir edeyim dedi ve buyurdu;
-Ümmetimin kalbi nurludur bu tastan, kevser şarabı tatlıdır bu baldan, Şeriatın yolu incedir bu kıldan.
Ondan sonra Cenabı Hak, Cebrail Aleyhisselamı gönderdi oda buyurdu;
-Dostum ya Muhammed senin mührün nurludur bu tastan, yarın kıyamet gününde ümmetine şefaat etmek tatlıdır bu baldan, sırat köprüsü incedir bu kıldan.
Peygamber efendimize el kaldırıp huzurunda dua ettiler, yarabbi bu bal tefsirini okuyanlara ve dinleyenlere İKİYÜZ peygamber sevabını senden dilerim. Cihan yari güzim efendilerimizde ÂMİN dediler.

Hak Tealanın hitabı geldi: “ya Muhammed! her kim bu bal tefsirini okursa yahut yazdırıp yanında taşırsa ve yahut yazdırıp ümmetine hediye ederse İzzeti Celalim hakkı için ben o kimselere iki yüz peygamber sevabını veririm buyurdu.

Şimdi gelelim tenkitlerimize:

1- Kaynağı yoktur: Bal tefsirinin girişinde: “Ey cennet yolcusu kardeş! Bal tefsiri hakkında şöyle rivayet edilmektedir” diyor. Ama ortada kimin, nerede, kimden, hangi kitaplarda, hangi senetlerle rivayet edildiğine dair hiçbir şey belirtilmemektedir.

Zaten kimse de kaynağını sorma zahmetinde bulunmamaktadır. Bir soğanı, salatalığı bile alırken inceleyen insanımızın dini meselelerde bu hassasiyetin zekatını dahi göstermemesi ayrı bir vahamettir.

2-Bal tefsirine göre Hz. Ali bir “gazaya” gidiyor. Hangi gaza belli değil, tabii niye sadece kendisinin gittiği de bilinmiyor.

3-Yemeğin içine düşen alelade bir kılın “imtihan vesilesi” olduğu kanaati da pek acaib... Bununla topluma ne verilmek isteniyor? Demek ki, bir misafirliğe gittiğinizde böyle bir durumla karşılaşırsanız, hemen bir hikmeti olduğunu düşünüp, sofraya dair kafiyeli bir şeyler söylemeli...

4-“Kim bu tefsiri(!) alır, okutur ve yayarsa 224.000 veya 200 bin peygamberin sevabı bahşedileceği” yazılmaktadır. Zaten bu tip kâğıtların ortak özelliği de bol keseden dağıtılan bu sevaplardır. Çünkü meselenin en can alıcı noktası budur. Şu kâğıdı fotokopi ile dağıttığınızı düşünün, artık din adına bir şey yapmanız gerekmez...

Cemiyette dine yönelen ilgiyi bundan güzel sabote edemezsiniz. Tebliğ, hizmet, cihad, infak, dini neşir davasını omuzlama, nesle sahip çıkma ve bunlar gibi dinin müeyyidatına hiç gerek kalmamıştır. Zira bu kâğıt her şeye kafi ve vafidir.

Muhterem hocamız Prof. Yaşar Kandemir “Mevzu hadisler” adlı kıymetli eserinde diyor ki: “İslamın yanlış anlaşılmasında iyi niyetle hadis uyduran Müslümanların da büyük tesirleri olmuştur. Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde görülen tergib ve terhib ifadeleri insanları ne aşırı bir ümide kaptıracak, ne de ye’se düşürecek ölçüdedir. Fakat bunların icad ettikleri sözlerin herhangi bir ölçüsü bulunmadığı için Müslümanlar ya hudutsuz bir af ve merhamet ümidi ile dini ihmal etmeye veya aşırı bir ahiret ve azab korkusuyla dünyayı ve dünyevi vazifeleri terk etmeye sevk edilmiştir.”

İşte bal tefsirinin faydaları:
1–224 bin peygamber sevabı
2-Darlık görülmeyeceği
3-Fakirliğe düşülmeyeceği
4-Ölürken imanla gitmeye sebep olduğu
5-Kaza ve belalardan muhafaza olunacağı...

“Halk tarafından aşk ile okuna geldiğini” bildirdiği bal tefsiri hakkında Yusuf Tavaslı üstadımız sonunda şu ilginç kanaatini söyleyerek meseleye son noktayı koyuyor: “Şu bal tefsirini okuyan kimsenin herhangi bir kaybı olur mu?” El cevap: “Bana göre olmaz.”

A hocaefendi! Tarihte senin gibi düşünen bir sürü zahid bir sürü hadis uydurmadı mı?* Onlar da aynı basit mantıkla meseleye yaklaşmadı mı?** “Okuyan kimse bazı İslami faziletleri öğreniyormuş” Güler misin ağlar mısın?

Sonuç olarak diyebiliriz ki bal tefsiri hiçbir fazileti olmayan bir yalandır. Ve yalancının mumu ancak yatsıya kadar yanar. İslam ve ilim şafağın doğuşu ile silinmeye mahkûmdur. Elverir ki biz insanımıza doğru bilgileri doğru bir şekilde anlatabilelim.

Dipnotlar:
*Ünlü hadis uydurucularından meşhur abid Meysere bin Abdürrabbih öleceği sırada kendisine “Allah’ın rahmetinden ümitvar ol” dediklerinde “Nasıl olmam” demişti. “Hz. Ali’nin faziletlerine dair yetmiş hadis uydurdum”

Meşhur muhaddis Abdulhay el Leknevi (v:1886) “El Asar-ul Merfua Fil Ahbar-il Mevzua” adlı eserini haftanın ve senenin muhtelif gün ve gecelerinde kılınması tavsiye edilen namazlar hakkındaki mevzu hadisleri tenkit etmek için yazarken, Tavaslı’ya göre boş yere uğraşıyordu... Zira ona göre madem halk yalan yanlış da olsa bir şeyler öğreniyordu, varsın uydurma bir rivayet olsundu. Varsın din düşmanları bu tip rivayetleri sıralayarak bir sürü insanın kafasını çelsindi.

** Böyle uydurmalarla dolu bir kitabı bu vesile ile nazarınıza arz etmek istiyorum. Kitabın ismi: “İslam’a Göre Cinsel Meseleler” yazarı: “Abdullah Aydın... Mektup dergisinde(Sayı–176)kısa bir değerlendirme ve tenkidini yapan Sayın Emine Şenlikoğlu ateist yazarlara şöyle demekten kendini alamıyor: “Sizin yazmanıza gerek yok. İslami saha denilen ama İslamla ilgisi olmayan sahadaki hurafeler sizin yapacağınız kötülüğün on mislini yapmaktadır.”

İşte kitaptaki uydurma iki hadis: “Cennet ehlinden bir erkek 500 huri,400 bin kız ve 8000 tanede dul ile evlenir. Onların her birisi ile eğlenmesi ve geçirdiği zaman dünyada geçirdiği hayat kadardır.”sf:391

“Karısına kul olan yüzüstü sürünsün. Karısının isteklerine uyan bir erkek onun kölesi durumuna düşer ki, böyle bir erkek lanet edilmeye layıktır.”sf:193

KAYNAKLAR
1-Mevzu Hadisler-Yaşar Kandemir-Diyanet Yayınları- Ankara–1975
2-Dinde Yabancılaşma Ve Yozlaşma- Abdülhakim Yüce-Feza yayınları
Başlık: BAL TEFSİRİNE REDDİYE
Gönderen: racül - 03 Ağustos 2006, 18:48:19
Bal tefsiri hikayesinde uydurma kokusu her tarafindan aliniyor. Ama, tamamen uydurma midir, yoksa olmus bir hadisenin bazi inhiraflarla anlatilmasi midir?

Hazreti Alinin evine üc büyük zatin gelmesi normal. Bal serbeti sunulmasi da normal. Icinden kil cikmasi da normal. Kilin alinmak istendigini gören Hazreti Ömer:

"bunu bize bir imtihan icin belki de Hazreti Fatima koymustur demis. Bunu tenkid edioyorsunuz. Imdi,

Bir cok ince meselelere güzel aciklamalar getiren, kalbindeki hikmet dilinden halka yayilan Hazreti Fatima'nin getirdigi bir bal serbetinden kil ciktigindan, "Hazreti Ömer'in ev sahibini utandirmamak icin, nezih bir müdahalede bulunmasinin nesi anormal?

Bizi imtihan etmek icin bunu yapmistir sözünü, öyle olmadigi belli oldugu halde kullanan bugün bile cok degerli bir cok insan var. Bu söz bize 14 asir icerisinde kimbilir hangi evrelerden gecti de degisti.Eger bu hadise gercekse, Hazreti Ömer cok daha nezih bir ifadeyle, bal serbetindeki kildan utanan Hazreti Alinin utancini giderme amacli daha edebi bir müdahalede bulundugunu tahmin ediyorum.

Ev sahibinin utanmamasi icin, bir kildan icinde hikmet dolu misralar cikartmak, orada hazir bulunan ashab adina takdir edilecek bir tavirdir. Onlarin her birerleri de zaten sairdir.

Bence bu bal tefsiri hikayesi oldukca güzel bir hikayedir. Dinimizin temel güzellikleri ile ilgili misralari iceriyor. Arapca orjinalini bulsak daha yararli olur.

Ama gecen asirlar iicinde, icine bir cook seylerin de sokusturuldugu saibesi okuyan herkeste uyaniyor.. Ama özü itibariyle güzel bir kissa...
Başlık: BAL TEFSİRİNE REDDİYE
Gönderen: dolunay - 04 Ağustos 2006, 15:00:36
tamamen katılıyorum inşAllah rabbim bizi bidat ehlinden yazmaz ve islamiyeti hakiki ve orjinl haliyle yaşamamızı nasip eyler vesselam
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: yakuti - 17 Mayıs 2010, 22:32:05
Arkadaşlar,
 "Bal Tefsiri" adlı menkıbeyi abartılı bir şekilde eleştirmeniz doğrusu pek hoş olmamış...Şöyle ki; bir defa bu musahabede bendeki kitapta geçtiği şekliyle bulunan ibarelerde Rasulullah (s.a.v) ve Cebrail Aleyhisselâmın ibareleri ve "...yok okuyan ve taşıyan şu kadar sevab kazanırmış!.." diye bir husus yok...Sadece dört halifenin karşılıklı latifeleşmeleri şeklinde ifadeler var. Yani, bu ifadelerin de dine ve müslümanlara ne şekilde bir zarar verdiğini bir türlü çıkaramadım ? Şimdi, dünya metaı olan bal,tas ve bir kıl parçasından imalı ve kinayeli olarak müslümanların kalplerini rikkat ettirecek ve öte alemin güzelliklerini hatırlatacak bazı ifadelerin dört halife tarafından dile getirilmesinin ne mahzuru olabilir ? Bilâkis  bu anlayış ve teveccühlerin kuran Ahlâkı ile ilgili olduğu hükmüne varmak lazım değil midir ?  Diğer bir deyişle, günümüzdeki şu kadar fitne ve fesadın kol gezdiği, müslümanlar arasında haram ve mekruhların yaygın olduğu böyle bir zamanda, biz müslümanlara en çok zarar veren bir konu olarak bula-bula bu menkıbeyi  mi bulduk ?.. Pes vAllahi doğrusu pes !
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: Günbatımı - 18 Mayıs 2010, 09:41:43
http://www.sadakat.net/forum/vakti-muhabbet/bunlara-inanmayin-internet-safsatalari-t17242.0.html;msg203112#msg203112

Yukarıdaki linkte daha önce sözünü etmişim bu konunun. Orada da belirttiğim gibi, içerik güzel, efendilerimizin tefsirleri çok manidar. Ama sonunda birilerine dağıtma zorunluluğu dinimizle çelişen şeyler...

Sonuçta Sadakat üyelerinin en çok önem verdiği konulardan biri olan "kaynak belirtme" yönü olmadığından, hele de bir türlü ulaşılamıyorsa kaynağa tabii ki şüpheyle bakmak lazım. Her ne kadar içerik ve tefsirler güzel olsa da, sonuçta uydurma bir yazı ise, hele de o mübareklerin söylemedikleri halde söyledikleri iddia ediliyorsa, çok çok çirkin bir davranış... Tabii ki rağbet etmemek lazım...

Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: kar delen - 18 Mayıs 2010, 14:15:53
katılıyorum..
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: Ubeydün38 - 18 Mayıs 2010, 20:05:52
Bende bulunan yazidaki baslik BAL TEVILI dir.
Kaynagi: Ruhulbeyan Tefsiri, Cilt 2, Sahife 246.
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: İsra - 18 Mayıs 2010, 22:30:55
Bu gibi hikayeleri hemen kabul etmek veya reddetmenin bizi bir takım yanlışlara götüreceği muhakkaktır. Bunların aslı olacağı gibi, uydurma olaylar da olabilir. Çünkü, uzun yıllar içersinde islamiyete bir takım yanlış fikirler, düşünceler, kısaca bizim "hurafeler" dediğimiz yanlışlıklar sokulmuştur.

Bunların bazıları İslamın temelleri zıt olabilmektedir. İslam büyükleri bunlardan bazılarına "İsrailiyyet" demişlerdir. Yani bunlardan bazıları, Yahudilerin İslam'ın temellerini yıkmak için, ortaya atmış oldukları fikirlerdir.

"Bal Tefsiri" adı altında verilen olay, İslam'ın temel kaynaklarında yer almamaktadır. Bu nedenle bu ve benzeri hadiselerin yayılmasını önlemek ve duyduğunu bir başkası ile paylaşmamak gerekir.

Böyle şeylerle karşılaştığımızda dini bir konu değilse ve toplumun fazla önem vermesine neden olacaksa üzerinde durmamak, yapmamak ve onun yaygınlaşmasına neden olmamak gerekir.


Sorularla İslamiyet Editör
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: yakuti - 19 Mayıs 2010, 11:36:16
Sayın İsra,
Bahse konu olan bu "bal tefsiri" İslâiyetin hangi temelini yıkıyor söyler misiniz ? Sahabilerin birbirleriyle karşılıklı bütün konuşmaları İslam'ın temel kaynaklarında yer alıyor mu ki, bu konu yer alsın ? Diğer bir ifadeyle soracak olursak; siz bu konuşmaya inanmadığınız için nasıl bir fazilet ve sevab kazanıyorsunuz ki, inananlar ve benimsiyenler sizin bu kazançlarınızdan mahrum olsunlar ? Müsahhas (somut) olarak belirtir misniz ?  
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: Günbatımı - 19 Mayıs 2010, 12:13:25
Bende bulunan yazidaki baslik BAL TEVILI dir.
Kaynagi: Ruhulbeyan Tefsiri, Cilt 2, Sahife 246.

İçerik aynı mıdır? Ayrıca yaygınlaştırılması, dağıtılması ve karşılığında vadedilen sevaplar da yazılı mıdır bahsettiğiniz kaynakta?

Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: İsra - 20 Mayıs 2010, 03:33:08
sayın yakuti bunca cevapları okumanıza rağmen hala birşeyler anlayamamışsanız benim izah yapmamda işe yaramaz sanırım ama yinede kısaca şöyle berilteyim dinimizde olmayan şeylerin varmış gibi göstermek isterse yararlı olsun ama kaynağı yoksa yani ne kitabımızda ne de sünnetlerde yoksa bunlara dine sonra sokulmuş bidat veya hurafe denir.amacımız dinimizi bu tür şeylerden korumaktır. aksi takdirde sapla samanı biribirine karıştırmış oluruz.

böyle bir tefsir yoksa ve varmış gibi göstermenin ne gibi faydası var ben de size soruyorum?
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: Günbatımı - 20 Mayıs 2010, 17:13:44
2-Bal tefsirine göre Hz. Ali bir “gazaya” gidiyor. Hangi gaza belli değil, tabii niye sadece kendisinin gittiği de bilinmiyor.


Bu konu daha önceden de dikkatimi çekmişti... Çok doğru! Savaş kişiye özel değil, millete, dine özel bir şeydir. Neden sadece Hz. Ali (r.a.) gitmiş de, diğerleri gitmemiş? Bu bile tek başına büyük çelişki!
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: kimya - 20 Mayıs 2010, 18:51:11
çok faydalı oldu Allah razı olsun hakikaten yanlışlar o kadar çok ki.. doğru bildiğimiz yanlışlardan bahsediorum..(
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: yakuti - 20 Mayıs 2010, 19:16:40
Moderastör isra,
 Bu konunun olmadığına yani uydurma olduğuna deliliniz nedir ?
İslâm kaynaklarda bütün sahabilerin hayatları ve konuşmaları-mükâlemeleri geçiyor mu ki, bu da geçmiş olsun ?  
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: Tuğra - 20 Mayıs 2010, 19:21:39
Moderastör isra,
 Bu konunun olmadığına yani uydurma olduğuna deliliniz nedir ?

Olduğuna dair sizin deliliniz nedir?  e52))

Alıntı
slâm kaynaklarda bütün sahabilerin hayatları ve konuşmaları-mükâlemeleri geçiyor mu ki, bu da geçmiş olsun

Eğer geçmiyorsa doğruluğuna nasıl emin oluyorsunuz? Eğer doğru değilse bu yalan söylemeye girmiyormu?

Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

“Sözün âfeti yalan söylemektir.“ “Hatâların en büyüğü, yalan konuşmaktır.”

Sekiz sınıf, Allahın, kıyamette en çok buğz ettiği kimselerdir ve ilk sırayı yalancılar alıyor

Bu durumda eğer doğu değilse, yalan olur

Alıntı
Sayın İsra,
Bahse konu olan bu "bal tefsiri" İslâiyetin hangi temelini yıkıyor söyler misiniz ?

Yalan İslam temelini yıkmaz mı?

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Bir müminin kalbi doğru olmayınca, imanı doğru olmaz. Dili doğru olmayınca da kalbi doğru olmaz.”
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: yakuti - 21 Mayıs 2010, 15:42:31
Büyük ve emsalsiz zatların kitaplarında geçmesi doğru olduğuna dair bir delildir bize göre...Ha! Size göre doğru değilse doğru olmadığının delilini istedik !
Bütün sahbilerin amdem ki, hayatalrı ve konuşmaları kayıt altına alınmamış, asr-ı saadette sahabiler tarafından söylendiği nakledilen bütün rivayetlerin doğruluk payı en azından y% 50'dir. % 50 de uydurma olduğu oranı olsa bile, burada müslüman olarak bize, doğru olduğu kanaatine varmak ve iyimser bir şekilde yorumlamak düşer. Siz, lkaramsar ve kötümser bir yaklaşımla ancak, fitnecilerin amaçlarına hizmet ediyorsunuz !
Bu menkıbebnin yalan olduğuna dair hem deliliniz yok, hem de "Yalan İslâmın Temeini  yıkamz mı ?" diye soru soruyorsunuz!
Bnece siz biraz terezzühe çıkın içiniz ve ufkunuz açılsın, belki o zaman  hayata ve olaylara daha iyimser bir gözle bakmaya başalarsınız!
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: Lika - 21 Mayıs 2010, 16:08:40
yakuti, bir konuyu şiddetle savunurken, sağlam delil ve kaynaklarımız olmalı ki; sonradan bizleri vebale sürükleyecek durumlara düşmeyelim. Savunduğunuz mesele  hadis-i şerif olduğu iddia edilen bir metindir ve kaynağı dahi yoktur!

Rasulullah (sallAllahu Aleyhi Vesellem) şöyle buyurmuştur:
"Benim adıma yalan söylemek başkasının adına yalan söylemeye benzemez. Bana kasden yalan nisbet eden cehennemdeki yerine otursun."
(Buhari, Müslim)


"Mü'min her ahlak üzerine yaratılabilir. Lakin hıyanet ve yalan üzerine asla."
(Ahmed)


"Mevzu (yani uydurma hadis) olduğunu bildiği halde ona sahih diye nakleden kişi o hadisi uydurmuş olanlar gibidir."
(Müslim, Tirmizi, İbn-i Mace)
Bu hadise göre mevzu hadisi rivayet etmek caiz değildir.


Ayrıca Bal Tefsirini araştıran bir okurun, diyanetten aldığı yanıt:


Cevap:


Bal tefsiri adıyla bilinen hikaye, herhangi bir hadis-i şerife dayanmamaktadır. İnsanları meşgul etmek ve zihinleri karıştırmak için uydurulmuş bu tür hikayelere hiçbir zaman değer verilmemelidir.
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: Tuğra - 21 Mayıs 2010, 19:40:52
Alıntı
Büyük ve emsalsiz zatların kitaplarında geçmesi doğru olduğuna dair bir delildir bize göre.

Söyleyin bizde bilelim ufkumuz genişler! Kusura bakmayın kardeş özellikle Sahabe Hz'leri söz konusu iken kaynağı olmayan bir meseleye olmuştur deyip vebal altında kalamayız.

Sizde şöyle derin bir nefes alında anlayışınıza bol oksijen gitsin.  s4))
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: İsra - 22 Mayıs 2010, 00:30:48
Alıntı
Siz, lkaramsar ve kötümser bir yaklaşımla ancak, fitnecilerin amaçlarına hizmet ediyorsunuz !

forumuzu iyice inceleyin bakalım fitnecilere ne gibi hizmetimiz oluyormuş. bal tefsiri hakkında kaynak istediğimiz için mi karamsar ve  kötümser oluyoruz
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: yakuti - 23 Mayıs 2010, 00:14:53
Lika'ya..
Hz. Ebubekir Sıddık (r.a.) acaba "sıddık" unvanına nasıl ulaştı ve kavuştu sana bunu araştırmanı salık veriyorum.
İkinci olarak da, Diyanet böyle menkıbelerden hiç anlamaz dostum. O soruyu soran şahıs yanlış kapı çalmış ! Çünkü, İslâmda Dini Nikâh dahi yoktur fetvası veren bir Diyanetten siz ne bekliyorsunuz ki ?
 Tuğra'ya...,
Sana bu menkıbenin hangi büyük zatın kitabında gçetiğini söylesem de ufkun-mufkun genişlemez senin ! Çünkü, her şeyden önce hiç de samimi olmadığın üslûbundan belli...Onun için sen karamsarlık gözlükleriyle ortalıkta dolaşmaya devam edebilrisin!
İsra'ya...
Dini konularda olsun, hadislerde olsun bu uydurma edebiyatı en çok modernist-oryantalist-mezhepsiz ve yalnız kuran diyen zavallıların yaptığı ve onların arasında yaygın olduüunu bugün çocukalr bile biliyor.. Siz de onların için için güldüğü bu konuyu burada seslendirmekle onları sevindirmiş ve fitnelerine yardımcı olmuş oluyorsunuz! Ben böyle görüyorum. Gayrı siz dilediğiniz gibi harket etmeye devam edin !
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: Tuğra - 23 Mayıs 2010, 01:51:45
Gezegende ne çeşit gözlükle dolaştığınızı bilemiyorum ama kardeş tipik bir cahil örneği sergiliyorsunuz, her kim, her ne konuda olursa olsun bir şeyi iddaa ediyorsa bunu ıspatlamakla mükellefdir, ıspatlayamıyorsa boş konuşmaktan öteye gidemez, saldırı tarzı, söyleyenin seviyesini düşürmekle beraber sözüne itibar edilmeyeceğinin göstergesidir.
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: Lika - 23 Mayıs 2010, 02:12:18
yakuti, Hz. Ebu Bekir'e neden sıddık ünvanına ulaştığını hamdolsun biliyoruz. Zira elimizde sağlam kaynaklar var hamdolsun. Ancak sizin hâlâ ısrarla kaynağı olmayan bir menkıbeyi böylesine şiddetle savunmanızı inanın anlayamıyorum. Sürekli size kaynak soran ve içinde bulunduğunuz yalnış durumu anlatmaya çalışanlara saldırı tarzı savunmanız da hiç hoş değil. Burada savunulan şeyi lütfen iyi ayırdedin. İlk mesajımda ikazı dikkatle okuyun lütfen. Bu tefsirin varsa sağlam bir kaynağı paylaşın da hepimiz öğrenelim.
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: yakuti - 23 Mayıs 2010, 10:12:47
   Bal Tefsirini uydurma olduğunu ben söylemiyorum ! Bunu kim iddia ediyorsa onların isbat etmesi lazım. Dikkat ederseniz uydurma olduğunu iddia edenelrin hepsi "Ben böyle bir şeyinolabilceğine ve konuşulacağına ihtimal vermiyorum! " diyor ve böyle kendi muhakemesi ile hüküm veriyor ! Yani, ellerinde delil yok. Sadece zavallı kısır akıllarıyla bir yere varmya çalışıyorlar ! Aynen Mezhepsiz-modernsitler gibi !..
Likaya...
Hz. Ebubekirin (r.a.)  nasıl sıddık ünvanına ulaştığını bildiğini yazmışsın ! Bu nasıl bilemk ? O duyduğu hangi haber için kaynak soruşturdu ve araştırdı  söyler misin ?  
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: Fatihan - 23 Mayıs 2010, 12:44:35
Forumda genellikle bu tip mevzularda kaynak belirtilmeye çalışılıyor. Zaten ilk mesajda da kaynak verilmiş.O kaynağın içerisindeki Yaşar Kandemir ismini ehli sünnet biri olarak tanıyoruz. Ama yine de bilemiyoruz belki de uydurma değildir. Nihayetinde burası bir ilim platformu.Karşılıklı bilgi alışverişinin olduğu bir yer. Aksi edilen bir şey varsa kaynak belirtilmeli. Bunu yapmayıp gereksiz yere ortamı germenin, üstü kapalı modernist-mezhepsiz gibi yollamalarda bulunmanın gereği yok.

Forumu ve buralarda yazı yazanların mesajlarını şöyle bir incelerseniz zaten bu tip yakıştırmaların hatalı olduğunu görürsünüz.

Hz. Ebubekir Sıddikiyeti güzel bir şey. Ama şunu da sormak lazım, bir insan tanımadığı, ilmi hakkında daha malumat sahibi olmadığı, sanal ortamda her önüne gelenin dini konularda çala kalem bir şeyler savurduğu böyle bir devirde güven nasıl olsun?

Forumun ruhuna yakışan sizin Bal Tefsirinin uydurma olmadığını ispat edeceğiniz sahih kaynağı bizimle paylaşmanızdır yakuti kardeş. Burada bir ima ya da alaycılık aramayın. Cidden kaynağı paylaşınız ki herkes istifade etsin. Burası gereksiz kavga edilecek yer değil, karşılıklı bilgi alışverişinin olduğu, ilim öğrenilen bir yer.
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: yakuti - 23 Mayıs 2010, 16:41:00
Forumda genellikle bu tip mevzularda kaynak belirtilmeye çalışılıyor. Zaten ilk mesajda da kaynak verilmiş.O kaynağın içerisindeki Yaşar Kandemir ismini ehli sünnet biri olarak tanıyoruz. Ama yine de bilemiyoruz belki de uydurma değildir. Nihayetinde burası bir ilim platformu.Karşılıklı bilgi alışverişinin olduğu bir yer. Aksi edilen bir şey varsa kaynak belirtilmeli. Bunu yapmayıp gereksiz yere ortamı germenin, üstü kapalı modernist-mezhepsiz gibi yollamalarda bulunmanın gereği yok.
Forumu ve buralarda yazı yazanların mesajlarını şöyle bir incelerseniz zaten bu tip yakıştırmaların hatalı olduğunu görürsünüz.
Hz. Ebubekir Sıddikiyeti güzel bir şey. Ama şunu da sormak lazım, bir insan tanımadığı, ilmi hakkında daha malumat sahibi olmadığı, sanal ortamda her önüne gelenin dini konularda çala kalem bir şeyler savurduğu böyle bir devirde güven nasıl olsun?
Forumun ruhuna yakışan sizin Bal Tefsirinin uydurma olmadığını ispat edeceğiniz sahih kaynağı bizimle paylaşmanızdır yakuti kardeş. Burada bir ima ya da alaycılık aramayın. Cidden kaynağı paylaşınız ki herkes istifade etsin. Burası gereksiz kavga edilecek yer değil, karşılıklı bilgi alışverişinin olduğu, ilim öğrenilen bir yer.

Sayın admin Fatihan,
Asr-ı saadete ait menkıbelerin hepsi şüphesiz ki, nakledilmiş değildir. Sahih kaynak dediğimiz kaynaklar -tefsir ve hadisler hariç-genellikle güvenilir ulemanın naklettiği ve telif ettiği eserlerdir. Şimdi, bu nokta-i nazardan hareketle bahisimize konu olan Bal Tefsiri adlı mükâleme dört büyük halife arasında geçen bir lâtifeleşmedir. Bu bilgi, son devin büyük meşayıhından ve Muhmammed Esad Erbili'nin (k.s.) hulefasından Ramazanoğlu Mahmud Sami Efendinin (k.s.) Hz.Ebubekir adlı kitabında geçtiği gibi, yine asırlar önce yaşamış ve bir başka Nakşi Şeyhi olan Ahmed Şemseddin Sivasi'Hz.lerinin (k.s.) Menakıbı Cihar Yar-ı Güzin adlı kitabında geçmektedir. Bu iki zat da ilim ve irfan yönünden, bu olaya "uydurma" diyenlerden çok üstün ve yüksek olup, onlar gibi haşa akıl-fiikir yürütmekten aciz ve kısırlı insan değildirler. Dolayısıyla biz müslümanlar herhangi bir menkıbeye veya habere "uydurma" damgasını vurmadan önce, çok araştırmalı ve İslâm Düşmanlarının oyununa gelmemeliyiz. Biz başından beri bu aymazlığa dikkat çekmek istiyoruz. Lütfen, uyanık olalım derim.
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: ruy-ı zemin - 23 Mayıs 2010, 20:16:07
Bal tefsiri kıssası ruhulbeyanda da geçer. Lakin kıssa olarak geçer. Faziletinden bahsedilmez.
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: yakuti - 23 Mayıs 2010, 23:02:53
Bal tefsiri kıssası ruhulbeyanda da geçer. Lakin kıssa olarak geçer. Faziletinden bahsedilmez.

Teşekkürler kardeş...Demek ki bu konu, Ruhu'l Beyan gibi fevkalâde ve önemli bir tefsirde dahi geçiyorsa, artık bu konunun "uydurma" olduğunu söylemek için bir kimsenin sû-i niyetinden şüphe etmemek lazımdır.
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: Fatihan - 23 Mayıs 2010, 23:47:56
Demek ki bu konu, Ruhu'l Beyan gibi fevkalâde ve önemli bir tefsirde dahi geçiyorsa, artık bu konunun "uydurma" olduğunu söylemek için bir kimsenin sû-i niyetinden şüphe etmemek lazımdır.

Uydurma olduğunu ifade edenler buradaki üyelerimiz değiller, bir üyemiz kaynak göstererek bir yerden alıntı yapmış diğer arkadaşlar da onun üzerine fikir alışverişinde bulunmuşlar. İlk mesajdan itibaren herkesin yazdıklarını tekraren okursanız zaten metnin tamamına değil içerisine daha sonradan sokulmuş olan şeylere itiraz edildiğini anlayabilirsiniz.
Bir konunun sahihliği ne kadar önemli ise onu anlatırken ki üslubumuz da o kadar önemli olmalı.

Menakıb-ı Cihar-ı Yar-i Güzin adlı eserde Bal Tefsiri adlı bu metin geçmekte. Yalnız biraz farklılıklar var:
Hazret-i Alî “radıyAllahü teâlâ anh” bir gün hastalandı. Ebû Bekr, Ömer ve Osmân “radıyAllahü teâlâ anhüm” hazretleri iyâdetine [hasta ziyâretine] vardılar. Hazret-i Alînin yanında bir tas bal var idi. Bu tas ile balı bunların önüne götürdü. Tas ak, içindeki bal kızıl idi. O tasın içinde kara bir kıl vardı. Hazret-i Ebû Bekr “radıyAllahü teâlâ anh” buyurdu ki, biz baldan, her birimiz bu üçü için bir misâl getirmeyince yimeyiz. Kendisi buyurdu ki, (Dîn-i islâm tasdan münevverdir [nûrludur]. Îmân baldan tatlıdır. Dînin hükmü kıldan incedir.) Hazret-i Ömer “radıyAllahü teâlâ anh” buyurdu ki, (Cennet tasdan münevverdir. Cennetin ni’metleri baldan tatlıdır. Sırat köprüsü kıldan incedir.) Osmân “radıyAllahü teâlâ anh” buyurdu ki, (Kur’ân-ı azîm-üş-şân tasdan münevverdir. Kur’ân-ı kerîm okumak baldan tatlıdır. Kur’ân-ı kerîmin tefsîri kıldan incedir.) Hazret-i Alî “radıyAllahü teâlâ anh” buyurdu ki: (Müsâfirin nûru tasdan münevverdir [nûrludur]. Müsâfirin sözü baldan tatlıdır. Müsâfirin gönlüne ri’âyet etmek kıldan incedir.) Her biri kendi hâllerine münâsib kelâm buyurdular.

(Kırkbirinci Menâkıb, Sayfa 506 Kaynak (http://www.hakikatkitabevi.com/download/turkce/13-menakib.pdf))

İlk mesajda ve bir çok dua kitabındaki şekliyle bal tefsiri şu şekilde:
Alıntı
BAL TEFSİRİNİN METNİ

“Bir gün Hz Ali efendimiz savaştan gelir. Hz Ebubekir, Hz Ömer, Hz Osman efendimiz, Hz Ali’nin hanesine geldiler. (Gazan mübarek olsun Allah’ın Arslanı dediler.) Hz Ali misafirlerine bir kalaylı tasla bal getirip “buyurun” dedi.

Hz Ali mübarek elini uzattı ve gördü ki balın içinde bir kıl var, kılı almak istedi. Hz Ömer kılı aldırmadı ve dedi ki, "bizler Resül-ü Ekrem’in vezirleriyiz. Hz Fatma belki bizleri tecrübe için koymuştur. Dördümüz üçer tefsir edelim" ve birden Hz Ebubekir buyurdu:
-Namaz Kılanların kalbi nurludur bu tastan, dünya endişesini gönlüne getirmeden namaz kılmak tatlıdır bu baldan. Türlü mehrukattan pak olup Cenab-I Hakka teveccüh etmek incedir bu kıldan.
Hz Ömer buyurdu;
-Misafir seven hane sahibinin kalbi nurludur bu tastan. Misafirlerle sohbet etmek tatlıdır bu baldan, misafirlerin kalbi incedir bu kıldan.
Hz Osman buyurdu;
-Âlimlerin kalbi nurludur bu tastan, âlimlerle sohbet etmek tatlıdır bu baldan, Kuran-ı Kerim’in manası incedir bu kıldan.
Hz Ali buyurdu;
-Gazaya giden gazilerin kalbi nurludur bu tastan, kâfirlerle cenk etmek tatlıdır bu baldan, kul hakkını yemeden haneye dönmek incedir bu kıldan.
Hz Fatma buyurdu;
-Erkeğini hoşnut eden kadının kalbi nurludur bu tastan, erkeğine cefa etmeden güzel güzel gezinmek tatlıdır bu baldan, kocasının hakkını yerine getirmek incedir bu kıldan.
Ondan sonra Peygamber Efendimize haber verdiler. Ben de bir tefsir edeyim dedi ve buyurdu;
-Ümmetimin kalbi nurludur bu tastan, kevser şarabı tatlıdır bu baldan, Şeriatın yolu incedir bu kıldan.
Ondan sonra Cenabı Hak, Cebrail Aleyhisselamı gönderdi oda buyurdu;
-Dostum ya Muhammed senin mührün nurludur bu tastan, yarın kıyamet gününde ümmetine şefaat etmek tatlıdır bu baldan, sırat köprüsü incedir bu kıldan.
Peygamber efendimize el kaldırıp huzurunda dua ettiler, yarabbi bu bal tefsirini okuyanlara ve dinleyenlere İKİYÜZ peygamber sevabını senden dilerim. Cihan yari güzim efendilerimizde ÂMİN dediler.

Hak Tealanın hitabı geldi: “ya Muhammed! her kim bu bal tefsirini okursa yahut yazdırıp yanında taşırsa ve yahut yazdırıp ümmetine hediye ederse İzzeti Celalim hakkı için ben o kimselere iki yüz peygamber sevabını veririm buyurdu.

Menakıb-ı Cihar-ı Yar-i Güzin'de geçen metin ile yukarıdaki metni karşılaştırınca farkı görebiliyoruz.

Bir de bazı piyasa dua kitaplarında Bal Tefsirini şu kadar yazın, şu kadar çoğaltıp, şu kadar kişiye dağıtın, üzerinizde taşıyın vs şeklinde talimatlar var. İşte bu nedenlerle şüphelerin olması normal.

Mevzunun geçtiği diğer kaynaklardan aktarımların yapılması faideli olacaktır.
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: Tuğra - 24 Mayıs 2010, 00:11:40
Doğru anlayıp, verdiğiniz düzgün cevap ile bilgilendirdiğiniz için çok teşekkürler sayın admin.
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: yakuti - 24 Mayıs 2010, 00:37:37
Mevzunun geçtiği diğer kaynaklardan aktarımların yapılması faideli olacaktır.

Mahmud Sami (ks.) Hz.lerinin Ebubekir Sıddık (r.a.) adlı kitabında okunması ve taşınmasına dair hiçbir fazilet geçmemektedir. Sadece 4 halifenin birbirlerine olan iltifatları metinde vardır.
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: Günbatımı - 28 Mayıs 2010, 12:59:32
Mahmud Sami (ks.) Hz.lerinin Ebubekir Sıddık (r.a.) adlı kitabında okunması ve taşınmasına dair hiçbir fazilet geçmemektedir. Sadece 4 halifenin birbirlerine olan iltifatları metinde vardır.


İlk mesajdan itibaren herkesin yazdıklarını tekraren okursanız zaten metnin tamamına değil içerisine daha sonradan sokulmuş olan şeylere itiraz edildiğini anlayabilirsiniz.

Mesele anlaşılmıştır umarım! Aslında herkes aynı şeyi söylüyor ama yine de ortam geriliyor...  s1))
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: ücharfbeşnokta - 16 Ocak 2011, 20:20:44



İşte orjinal metin...
Hazreti Ali efendimiz bir gün hastalandı. Hazreti Ebû Bekr, Hz Ömer Hz Osmân ra hazretlerine
Hz Ali hastalandı bizin üzerimize hasta ziyareti lazım oldu dediler. Hz Ali efendimizin kapısına geldiler. Onların ziyaretinden ötürü Hazreti Ali efendimiz hastalığında hafiflik gördü. Onların  ziyretinde büyük bir sevinç ve ferahlık duydu.
Hz Ali efendimizin cömertlik denizi dalgalandı. Evine gidi. Hiç bir şey bulamadı. Ancak bir kişiye yetecek
bir tasın içinde biraz bal buldu. O tas bembeyaz çok nurani idi. içindede siyah bir kıl vardı.
Hazreti Ebû Bekr radıyAllahü anh buyurdu ki:
Biz konuşmadan evvel baldan misâl getirmeyince yemek layık değildir!!!. Onlarda sen bizim azizimiz en değerlimiz ve en efendimizsin dediler. Mübarekler tevazuu sahibi tabiki.
Kendileri Ebâ Bekr  Sıddîk buyurdu ki:
Dîn-i Celil-i İslâm  bu tasdan münevverdir. İmân, Allah cc anmak baldan tatlıdır. Dînin hükmü, efendimizin etirdiği islam dinide kıldan incedir.
Hazreti Ömer radıyAllahü anh buyurdu ki:
Cennet bu tasdan daha çok münevverdir. Cennetin nimetleride bu baldan daha çok tatlıdır. o halde Sırat köprüsüde bu kıldan incedir.
Osmân radıyAllahü anh buyurdu ki:
Kur’ân-ı azîmüşşân bu tasdan  daha nuranidir, münevverdir. Kur’ân-ı Kerîm okumak baldan tatlıdır. Kur’ân-ı Kerîmin tefsîri kıldan incedir, tatlıdır.
Hazret-i Alî radıyAllahü anh buyurdu ki:
Müsâfir bu tasdan münevverdir ve nurludur.
Müsâfirin sözleride bu baldan daha tatlıdır. Müsâfirin sözleri bu baldan daha tatlıdır, misafirin kalbi bu kıldan daha incedir.
Allahü Teala hazretleri bizim kalplerimizi irfanın nuruyla nurlandırsın. Bizi ve sizi Kur'an-ı Kerimiz sırrına kavuştursun. SON NEFES VE SON NEFES DAHİL İMAN'I KAMİLDEN AYIRMASIN.
Amin, Ya Allah Ya Rahman...

   // RÛHUU'L-BEYAN TEFSİRİ - CİLT 13 - SHF 541 //
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: Günbatımı - 17 Ocak 2011, 18:02:33
Teşekkürler üçharfbeşnokta...
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: co-ban - 18 Ocak 2011, 13:11:06
konu güzel bir şekilde kapanmış ama geç kalmış olsam da ; bu konu hakkında detaylı araştırma yapmış biri olarak katkıda bulunmak istedim .

yaklaşık 15 yıl önce , henüz talebeyken , mukabele okumaya gittiğimiz yerlerde yaşlılarımızın özellikle de cuma günleri okumayı adet haline getirmesiyle tanıştım bu meseleyle .

hem (bizim zamanımızda çok daha ehil olan ) imam hatip lisesindeki hocalarıma hem de medresemdeki hocalarıma sordum . hatta arapçası çok kuvvetli olan bir hocamızla ruhul beyan tefsirinde (güllü yasinlerde kaynak 2. cilt ) sayfa sayfa aradık . birçok hocamız bunun aslının olmadığını söyledi .

malum yaşlıları kırmamak için , bin bir güçlükle , tatlı dille anlatmaya çalıştım . ama bazı kimselerle takıştığımız oldu ," delil göster " sözünü
onlardan da duydum . malesef burda da söyleyenler var . herşeyden önce , delil göstermek , birşeyin varlığını iddia eden kimseye vaciptir .

diğer bir savunma şekli de ," ne zararı var ? " anlayışıdır.

çok zararı var efendim ! malesef çooooooooook büyük zararı var !

müslümanlarımız mübarek günlerde açıp kur'an-ı kerim okumak yerine bu uydurma te'vili okuyorlar sevap umarak !

velev ki güzel bir menkıbe görüntüsü olsun , içinde peygamber efendimiz'in adı kullanılıyor ki ; bu en büyük yanlıştır , iftiradır .

hz.rasulullah'ın söylemediği bir şeyi onun  adına söylemek günah değilmidir ?! peygamber efendimiz yasaklamamışmıdır ?!
mahşerde davacı olacağını söylememişmidir?!

ehl-i sünnet alimlerimiz hadis naklederken ; her harfine özen gösterirlerdi ! arapçada 1 kelimenin 70 manası veya 1 mana için kullanılan 70 kelime olması mumkin iken , 1 harfe bile dikkat eder ,; her nekadar aynı manaya gelse de rasulullah ef.'in ağzından çıkmayan 1 kelime kullanmazlardı .

bu mesele bu kadar mühimken ; söz konusu te'vilin içerisine Hz. Allah 'ı  da katmışlar , varın vehameti siz düşünün .

belki bu menkıbe başka bir zamanda başka bir şekilde yaşanmıştır . lakin hiçbir yerde "bunu okuyana , bunu dağıtana ............" kabilinden deliller kaynaklar mevcud değildir .

tanıyanlar bilir , son devrin en büyük hadis alimlerinden Mehmet Emre hocaefendimize de bizat bu meseleyi sorduğumda aldığım yanıt ta , sahih olmadığıdır .

yani , mesele ," aman efendim , ne zararı var " meselesinden çok daha derindir .

Kur'an'ı  kenara atıp , hurafeleri yaymak için tertip edilen  bir uyutma aracıdır.

derdim tartışmayı alevlendirmek değil , lütfen kaynak ile yardımcı olmaya çalışan arkadaşların dediklerini bir tartın , tepkinizi ondan sonra gösterin.

hz. Allah , kendisine hizmet etmeye çalışan herkesin yardımcısı olsun .



Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: vuslat firkat - 18 Ocak 2011, 16:41:23
eveeet...hocamız der ki ; menkıbelerin aslına değil faslına bakmak lazım...biz,burada ki ince fikirleri anlamaya çalışsak ve hayatımızdaki bazı şeyleri bu ölçüde değiştirsek , sanırım okumaktan ya da dağıtmaktan elde edemeyeceğimiz sevabı kazanırız Rabbimin izniyle...biz imanın nuruyla nurlanıp,amellerimizin verdiği huzurla tatlanıp ,kıldan ince olan kul hakkından sakınarak hayatımızı düzene koymalıyız...:)
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: Parol - 24 Ocak 2011, 12:05:41
Allah (cc) bu bilgilendirmeden dolayı razı olsun...
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: Mücteba - 12 Kasım 2011, 18:41:12



İşte orjinal metin...
Hazreti Ali efendimiz bir gün hastalandı. Hazreti Ebû Bekr, Hz Ömer Hz Osmân ra hazretlerine
Hz Ali hastalandı bizin üzerimize hasta ziyareti lazım oldu dediler. Hz Ali efendimizin kapısına geldiler. Onların ziyaretinden ötürü Hazreti Ali efendimiz hastalığında hafiflik gördü. Onların  ziyretinde büyük bir sevinç ve ferahlık duydu.
Hz Ali efendimizin cömertlik denizi dalgalandı. Evine gidi. Hiç bir şey bulamadı. Ancak bir kişiye yetecek
bir tasın içinde biraz bal buldu. O tas bembeyaz çok nurani idi. içindede siyah bir kıl vardı.
Hazreti Ebû Bekr radıyAllahü anh buyurdu ki:
Biz konuşmadan evvel baldan misâl getirmeyince yemek layık değildir!!!. Onlarda sen bizim azizimiz en değerlimiz ve en efendimizsin dediler. Mübarekler tevazuu sahibi tabiki.
Kendileri Ebâ Bekr  Sıddîk buyurdu ki:
Dîn-i Celil-i İslâm  bu tasdan münevverdir. İmân, Allah cc anmak baldan tatlıdır. Dînin hükmü, efendimizin etirdiği islam dinide kıldan incedir.
Hazreti Ömer radıyAllahü anh buyurdu ki:
Cennet bu tasdan daha çok münevverdir. Cennetin nimetleride bu baldan daha çok tatlıdır. o halde Sırat köprüsüde bu kıldan incedir.
Osmân radıyAllahü anh buyurdu ki:
Kur’ân-ı azîmüşşân bu tasdan  daha nuranidir, münevverdir. Kur’ân-ı Kerîm okumak baldan tatlıdır. Kur’ân-ı Kerîmin tefsîri kıldan incedir, tatlıdır.
Hazret-i Alî radıyAllahü anh buyurdu ki:
Müsâfir bu tasdan münevverdir ve nurludur.
Müsâfirin sözleride bu baldan daha tatlıdır. Müsâfirin sözleri bu baldan daha tatlıdır, misafirin kalbi bu kıldan daha incedir.
Allahü Teala hazretleri bizim kalplerimizi irfanın nuruyla nurlandırsın. Bizi ve sizi Kur'an-ı Kerimiz sırrına kavuştursun. SON NEFES VE SON NEFES DAHİL İMAN'I KAMİLDEN AYIRMASIN.
Amin, Ya Allah Ya Rahman...

   // RÛHUU'L-BEYAN TEFSİRİ - CİLT 13 - SHF 541 //

Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: tk1978 - 13 Kasım 2011, 17:41:50
Güzelmis. Ilk defa okudum, faydalandim.
Allah razi olsun
Başlık: Ynt: Bal tefsirine reddiye
Gönderen: yku20 - 20 Aralık 2011, 00:05:46
yazılalı baya olmuş ama hakikaten bu mevzuda gösterilen titizlik çok güzel.
co-ban da mevzuyu iyi açıklamış .hurafelere dikkat çekip asıldan  koparma maksadı bu menkıbelerin güzelliği altında bizleri tehdit ediyor.
emek veren arkdaşlardan Allah razı olsun.