Sadakat islami Forum

DİNİ KATEGORİLER => İSLAM-GENEL => Konuyu başlatan: İsra - 18 Aralık 2010, 06:48:42

Başlık: Dünya iki gündür!..
Gönderen: İsra - 18 Aralık 2010, 06:48:42
İmâm-ı Rabbânî hazretleri dünyanın ne olduğunu şöyle bildirir: Dünya yalancı yaldızlarla süslüdür. Kötü, çirkin kadına benzer. Boyamışlardır, görünüşü tatlıdır. Taze güzel körpe sanılır. Fakat, aslında güzel koku sürülmüş bir ölü gibidir. Sanki bir leştir. Ve böcekler akrepler dolu bir çöplüktür. Su gibi görünen bir seraptır.

Zehir katılmış şeker gibidir. Aslı haraptır, elde kalmaz. Kendini sevenlere arkasına takılanlara hiç acımayıp en kötü şeyleri yapar. Ona tutulan ahlâksızdır. Büyülenmiştir. Âşıkları delidir. Aldatılmıştır. Onun görünüşüne aldanan sonsuz felâkete düşer. Tadına güzelliğine bakan nihâyetsiz pişmanlık çeker. Server-i kâinât buyurdu ki: “Dünya ile âhiret birbirinin zıddıdır. Birbirine uymaz. Birini râzı edersen öteki gücenir...” Demek ki bir kimse dünyayı razı ederse, âhiret ondan gücenir. Yânî âhirette eline bir şey geçmez...

Bu pek kötü olan dünya nedir? Dünya, seni Allahü tealâdan uzaklaştıran şeyler, demektir. Kadın, çocuk, mal, rütbe, mevki düşüncesi Allahü teâlâyı unutturacak kadar aşırı olursa, dünya olur. Çalgılar oyunlar, (mâlâyânî) ile yâni faydasız, boş şeylerle vakit geçirmek (kumarlar, kötü arkadaş, kötü filmler, mecmûa ve romanlar) hep bunun için dünya demektir.

Âhirete faydası olmayan ilimler, dersler de hep dünyadır.

Din ile dünyayı birlikte kazanmak imkânsızdır. Âhireti kazanmak isteyenin dünyadan vazgeçmesi lâzımdır. Bu zamanda dünyayı tamamen terk etmek kolay değildir. Hiç olmazsa hükmen terk etmek yâni terk etmiş sayılmak lâzımdır. Bu da her işte İslâmiyete uymak demektir. Yiyecekte, içecekte, giyecekte ve ev kurmakta İslâmiyete uymak lâzımdır.

İslâmiyete uymakla ziynetlenen bir kimse, dünyanın zararından kurtulmuş olur. Ve âhireti kazanır. Dünyayı böyle hükmen de terk edemeyen kimse, münâfık demektir. İmânlı olmasını söylemesi âhirette kendisini kurtarmaz. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

“Dünya iki gündür. Biri sevinç, biri de üzüntü günüdür. Bunların her ikisi de geçicidir. Öyle ise geçici olan dünyayı bırakıp da geçici olmayan âhiret ni’metlerine kavuşmak için çalışın!”

Mehmet Oruç
Başlık: Ynt: Dünya iki gündür!..
Gönderen: rahle - 19 Aralık 2010, 04:21:32
Allah razı olsun .
Başlık: Ynt: Dünya iki gündür!..
Gönderen: ahdevefa - 19 Aralık 2010, 10:08:29
Emeginize saglik, güzel bir paylasimdi.
Başlık: Ynt: Dünya iki gündür!..
Gönderen: cennet_nuru - 19 Aralık 2010, 13:01:52
teşekkürler,Allah razı olsun...
Başlık: Ynt: Dünya iki gündür!..
Gönderen: İsra - 19 Aralık 2010, 23:16:33
sizlerden de Allah razı olsun
Başlık: Yokluk ve felaket yurdu: Dünya!..
Gönderen: İsra - 19 Aralık 2010, 23:18:25
insanoğlu, dünyada fakir ve rezil olmaktan korkuyor da âhirette fakir, rezil ve rüsvay olmaktan korkmuyor. Halbuki kulun o gün, âhiretlik iyi amellerden fakir düşmesi, daha fazla utanç verici bir şeydir. O halde tutumumuzun çirkinliği meydandadır. Bu durumu İslam büyükleri çok güzel sözlerle ifade etmişlerdir:

Dünya geçimini, yeme ve içmeyi gaye edinmek, nice gafillerin kalbini her çeşit hayırdan alıkoymuştur. Yahya bin Muaz buyurdu ki: “Kulun, sağlığında kendi eliyle bir lira sadaka vermesi, öldükten sonra kendisi namına başkaları tarafından bin lira sadaka verilmesinden daha hayırlıdır.”

Vehb bin Münebbih buyurdu ki: “Biz âdemoğulları aslında Cennetten gelme bir nesiliz. Şeytan bizi aldattı da Cennetten şu yokluk ve felâket yurdu olan dünyaya çıkardı. Akıllı olan, ayrıldığı vatanına dönmedikçe sevinip kanmaz... Kim dünyaya malik olursa yorgun düşer, kim dünyayı severse ona kul olur, dünyanın azı yeter, çoğu da zengin yapmaz.”

Hasan-ı Basrî buyurdu ki: “Kim dünya hakkında sana karşı övünmek isterse, hemen dünyayı onun boynuna vur gitsin.”

Allahü teala Davut aleyhisselama buyurdu ki: “Yâ Dâvûd, İsrâiloğullarına de ki: Bu, nasıl iş? Hem dünyanın fâni olduğunu bilirsiniz, hem de âzâlarınızı dünyalık toplamak için seferber edersiniz?”

Hazreti İsa buyurdu ki: “Dünyayı kendinize efendi edinmeyin ki, o da sizi kendisine köle etmesin. Servetinizi kaybolmayacak yerde toplayın. Zîra dünya hazinelerine sahip olanların muhtelif âfet ve felâketlerle karşılaşmalarından korkulur. Ama Allah’ın hazinelerine sahip olanlar için böyle bir korku bahis mevzuu değildir.”

Peygamber efendimiz, “Önünüzde çok zor ve güç bir yokuş var. Ancak yükü hafif olanlar onu aşabilecektir” buyurunca, bu sırada adamın biri; “Yâ Resûlâllah, ben, yükü hafif olanlardan mı, yoksa ağır olanlardan mıyım?” diye sordu. Peygamberimiz, “Yanında günlük yiyeceğin var mı?” dedi. Adam: “Evet yâ Resûlâllah, yarınki yiyeceğim de var” cevabını verince, Peygamber efendimiz;

“Eğer, yarından sonrasının azığını da yanında saklamış olsaydın, yükü ağır olanlardan sayılırdın” buyurdu.

Mehmet Oruç