Düşünmek ile konuşmak arasında çok fark vardır. Hatta yazmak arasında daha da çok fark vardır. Birçok insan bunlardan sadece birinde çok başarılıdır. Ama diğerine gelince biraz çekimser kalır bir türlü derdini anlatamaz. Bazı insanların analitik düşünce yapıları vardır. Anında olayı çözer. Bazı insanlar bu düşündüklerini kaleme almada inanılmaz beceri sahibidirler. Ama gel gör ki bir türlü derdini anlatamaz. Hepsini aynı beceri ile kullanan insanlar hayatta da çok başarılı olurlar. Düşünün ki olayı anında çözüyor ve bunu çok güzel ifade ediyor. Bir de çok güzel yazıya döküyorsa bence muhteşem olur.
Hepimizin başına zaman zaman gelmiştir. Aşırı sevgimizden kaynaklanan bir hırçınlık yaşarız. Karşımızdakine sevgimizi anlatmak yerine onu hırpalarız. Onu iteriz. Çünkü düşündüklerimizi bir türlü ifade edemeyiz. Ama ona mektup yazarsak harika derdimizi anlatabiliriz. Bazen eleştiri yapmak isteriz. Amacımız karşımızdakini çok sevdiğimiz için onun zarar görmesini istememizden kaynaklanır.
Ama öylesine bir eleştiri yaparız ki karşımızdakini ne kadar üzdüğümüzü farkına bile varmayız. Türkçe öylesine güzel bir dil ki gerçekten kullanmasını bilsek hiç kırmadan her şeyi söyleyebiliriz. Hatta bazen güzel bir şey söylediğimizi sanır karşımızdaki ama aslında ona hakaret etmişizdir. Aynı kapıya çıkan bir konuyu 2 yoldan da ifade edebiliriz. Biri çok kırıcı biri de sevecen olabilir. Kralın rüyasında olduğu gibi:
Kral bir sabah uykudan uyandığında bir rüya gördüğünü hatırlamış. Hemen emir vermiş. Ülkenin en iyi rüya yorumcusunu bulun getirin demiş. Rüya yorumcusunu getirmişler. Kral rüyasını anlatmış. Yorumcu şöyle bir yorum yapmış;
- Kralım sizin bütün sevdikleriniz en yakın zamanda ölecekler.
Kral inanılmaz sinirlenmiş ve bağırmaya başlamış:
- Atın bu adamı dışarı. Bana başka bir rüya yorumcusu bulun.
Ülkeyi aramışlar taramışlar başka bir rüya yorumcusunu bulmuşlar. Yorumcuyu kralın huzuruna çıkartmışlar. Kral rüyasını anlatmış. Rüya yorumcusu kralın rüyasını şöyle yorumlamış;
-Kralım, sizin rüyanızın yorumu şöyledir. Siz çevrenizdeki bütün insanlardan daha uzun ömürlü olacaksınız.
Kral buna çok sevinmiş. Ona bir kese altın vermiş ve uğurlamış.
Bakın aynı şeyi değişik şekillerde ifade ediş biçimi. Günlük hayatın içinde bazen hepimiz çok kırıcı olabiliyoruz. Çünkü söylemek istediğimizi zamanında ve iyi şekilde ifade edemediğimiz için. Bazen de zamanında cevap veremediğimiz için de üzülürüz. Keşke şöyle deseydim diye üzülürüz. Hazır cevaplık da farklı bir yetenektir. Buna örnek olarak da size komik bir hikaye anlatmak istiyorum:
Üniversite yemekhanesine giren bir öğrenci tüm yerler dolu olduğundan gidip üniversite profesörünün oturduğu masaya oturmuş. Profesör kaşlarını çatarak;
- Öküzler ve kuşlar aynı masada oturamazlar!
Öğrenci:
- O zaman uçuyorum.
Profesör cevaba çok sinirlenmiş, sınavda öğrenciye takmış ve sınavının başarısız geçmesi için elinden geleni yapmış. Yalnız sınavda öğrenci tüm soruları mükemmel bir şekelde cevaplamış. Profesör öğrenciye sana son bir soru soracağım demiş:
- Yolda yürürken iki torba bulduğunu hayal et, birinde akıl var, diğerinde ise para var. Hangi çuvalı alırsın?
Öğrenci:
- Para olan çuvalı seçerdim.
Profesör:
- Ben akıl olan çuvalı seçerdim.
Öğrenci:
- Normal! Kimde ne eksikse onu seçer.
Profesör çok sinirlenmiş, öğrencinin not defterini alıp içine Öküz yazmış. Öğrenci nota bakmadan odadan çıkmış. Bir dakika sonra öğrenci kapıyı aralamış;
- Sayın profesör, imzanızı atmışsınız, fakat notumu yazmayı unutmuşsunuz.
İyi konuşmak ayrıca konuştuğunuzu yerinde ve zamanında ifade etmek muhteşem bir beceridir. Bu konuda kitapçılarda kitaplar var. Söz söyleme sanatı başlığı altında bir çok bilgi bulabilirsiniz. Başarılar diliyorum.
Sevgiler
Tülay Bilin
Türkçe'nin günlük konuşmalarda doğru kullanılmadığını üzülerek görüyoruz. Dili doğru kullananlar olsa da, halkımızın okumaya karşı ilgisizliğine medyanın dili yanlış kullanması da eklenince, Türkçe'yi güzel konuşanların sayısı azalıyor. Böylece ortalama 150-200 kelimeyle konuşulan, fakir bir dil ortaya çıkıyor. Oysa Türkçe zengin bir dil. Bu zenginlik, Türkçe'yi konuşanların bilgi altyapısı, dili kullanma becerisi ve özgüveniyle birleşince güzel bir Türkçe ortaya çıkıyor. İşte size Türkçe'yi güzel konuşmak için birkaç öneri:
1- Her gün, yatmadan önce yarım saat kitap okuyun. Çünkü uyku sırasında göz ve kulak dış uyarıcılara kapalı olduğundan ve beyin öğrenilenleri işleyeceğinden unutma ihtimali azalır. Ayrıca sağlam bir bilgi altyapısı güzel konuşmanın temelini oluşturur.
2- Her gün, dili düzgün bir eserden 5-10 sayfayı yüksek sesle (bağırarak değil) okuyun. Bu, kelimeleri daha iyi seslendirmenizi sağlayacaktır.
3- Türkçe'yi doğru ve güzel konuşan insanların sohbet ya da konferanslarını dinlemeye gayret edin. Buna imkanınız ya da zamanınız yoksa, dili doğru kullandığına inandığınız radyo ya da televizyon kanallarının kültür programlarını takip edin. Ayrıca yeni yeni yaygınlaşmaya başlayan sesli kitap, dergi, gazete gibi dijital imkanları iyi değerlendirin. Çünkü dinlemek sesleri iyi çıkarmaya ve güzel konuşmaya dair ipuçları verir.
4- İmkan bulduğunuz her ortamda, insanları sıkmayacak ve aşırıya kaçmayacak ölçüde konuşmaya çalışın. Bu sizin kendinize güveninizi kazanmanızda etkili olacaktır.
5- Güzel konuşmak çok kelime bilmekle de ilgilidir. Bunun için sözlükten günlük, en az 5-6 kelimeyi gözden geçirin, bunların anlamlarına bakın, günlük hayattaki kullanımlarını düşünün. Bu çabanız sizi, anlamını bilmediğiniz kelimeleri kullanma sıkıntısından kurtarır. Aynı zamanda konuşmanız sırasında kelime arama güçlüğünden de kurtulmuş olursunuz.
6- Hızlı düşünmekle birlikte, muhatabınızın kelimelerinizi sayabileceği kadar yavaş ve tane tane konuşun. Bu, konuşmanızın anlaşılır olmasını sağlar.
7- Diğer dillerden dilimize geçmiş ve yıllarca kullanılarak Türkçeleşmiş kelimeleri aslına uygun olarak söylemeye çalışın. Düzeltme işaretiyle yazılan kelimelerin de yazıldığı gibi söylenmesi muhatabınızın yanılmasını önler.
8- Kendi konuşmanızı, tarzını beğendiğiniz kişilerin konuşmasıyla karşılaştırın. Bu karşılaştırma onların iyi yönlerini konuşmanıza eklemenize vesile olur.
9- Sesleri iyi çıkarabilmek ve anlaşılır biçimde konuşabilmek için tekerleme egzersizi yapın. Bunu, tekerlemeyi doğru olarak söyleyene kadar tekrarlayın. Bu bir oyun ve eğlence gibi görünebilir. Fakat bu alıştırmalar sizin sesleri net ve düzgün çıkarmanıza yardımcı olur.
10- Dilin zenginliğini barındıran şiirleri ezberleyin. Bu çalışma sizin “Iııı”, “Hımm”, “Şey” gibi duraksamalarınızın önüne geçer. Böylelikle konuşmanızı akıcı hale getirirsiniz.
11- Türkçe'yi sevdiren, kültürel içerikli, dil sevgisi aşılayan eserlerden yararlanın. Çünkü dil sevgisi kültürle doğrudan alakalıdır.
Nezih Nuri Kırmızcı