Sadakat islami Forum

EDEBİYAT KÖŞESİ => ŞİİR => Konuyu başlatan: turab - 02 Temmuz 2008, 09:57:07

Başlık: Tarhana Çorbası Tarifi
Gönderen: turab - 02 Temmuz 2008, 09:57:07

(http://www.hizliresim.com/2008/7/2/456.jpg)

Fatih’in üstüne akşam çökerken...
Ara sokaklarına bacalardan tüten dumanın ve Haliç’in kokusu sinmişken...
Biz her zamanki dakikliğimizle...
Ezan okundu okunacak...
Koşuşturan kalabalıkta ulvi bir sessizlik...
Elimizde sıcak pide...
Biraz sonra tarhana çorbası, zeytin ve gerisi hikâye bir sofraya doğru...
Aşkımızın ışığı ve ateşiyle...
***
Her hücremizin kalp atışı gibi çırpındığı zamanlardı...
Ne sofraydı ama...
Yarı bodrum dairenin saray konforunda dünyayı kurtaracak kadar gençtik...
Tarhana çorbasıydı en nefisinden...
Yanında sevgilisi zeytin...
Gerisi hikâye.
Sofrada “biz” vardık.
Dünyayı kurtaracak kadar gençtik.
Kral sofrasında lezzettik!
***
Ardından bir bardak demli çaya teslim olurduk.
Muhabbetin koynunda, mehabetli bir tabloydu ki bu; ölçülemez ve tartılamazdı.
Yerçekimini kızdırıyorduk, bulutlarda yüzerken...
Avize yoktu tavanda; en fazla bir ampul sallanan ve ama gözlerimiz aydınlatıyordu hazirunun ruhlarını...
Sadece bizim değil, tarhana çorbasıyla zeytinin de şükrettiği sofralardı...
***
Şimdi üstümüze akşam çökerken...
Kuş sütünün eksik olduğu sofralarda, “tarhana çorbası”nın zenginliğini arıyoruz.
Zeytinin en pahalısını buluyoruz hep; daha pahalısını...
Lezzeti bulamıyoruz nedense...
Çayın haysiyetiyle oynadık fincanlara hapsedip...
Dünyayı kurtaracak heyecan, kendimizi kurtarma telaşına esir oldu...
Haliç kokmuyor artık... İyi...
Doğalgazdan beri duman tüten bacalar da yok...
Telaşlı yürüyüşler, lüks otomobillerin içinde trafiğe takıldı...
Ya erken gidiyoruz artık; çok erken...
Ya da hep geç kalıyoruz...
Hayata.
***
Bir lezzet problemi var çözemediğimiz...
Ah o tarhana çorbasının tarifini bir bulsak...

Murat Başaran
Başlık: Ynt: Tarhana Çorbası Tarifi
Gönderen: TimSaL - 02 Temmuz 2008, 12:42:39
yok olma çabası içinde, n olur tutmayın beni,
yol gösterin gideyim,
ama ne olur yer vermeyin otur diye..

yüzümdeki çökmüşlüğe aldanıp
sanmayın çıktım her şeyin içinden
bu zafer yorgunluğu diye..

kolladığınız kadar yollayın beni bilinmeze,
bundan daha bilinçsiz,
bundan daha ruhsuz olmayacak gidişlerim ne olur anlayın..

su dökmeyin arkamdan, ağlamayın da,
ben bitiyorum diye nedir bu hüzün,
yenileri gelecek yerime , biraz inanın bana
inanın.. diye..

bir tutam tutun beni.. bir avuç bırakın...
inanın hiç bir şey olduğundan kötü olmayacak,
çünkü
kötü
olduğu gibi kalacak buralarda..

açın yolları, yarıya indirin göz kapaklarını..
uğurlayın
uğur olsun..

gitsin bir parça hiçlik..
yelda erdoğan