Sadakat islami Forum

EĞİTİM, AİLE, KÜLTÜR-SANAT, SAĞLIK => SAĞLIKLI YAŞAM => YİYECEK VE İÇECEKLER => Konuyu başlatan: Tuğra - 22 Ekim 2008, 23:41:48

Başlık: Fast Food tüket, kalpten git!
Gönderen: Tuğra - 22 Ekim 2008, 23:41:48

Kızartma, tuz ve et ürünleri bakımından zengin batı tarzı beslenme kalp krizi riskini arttırıyor.

Kanada'da yapılan bir araştırma, kızartma, tuz ve et bakımından zengin Batı tarzı beslenmenin kalp krizi riskini artırdığını gösterdi.

Amerikan Kalp Birliği'nin dergisi Circulation'da yayımlanan araştırma, kızartılmış ve tuzlu besinler yerine sağlıklı besinler yemenin, dünyada kalp krizi vakalarını üçte bir oranında azaltacağını ortaya koydu.

Ontario'daki Nüfus Sağlığı Araştırma Kurumu Başkanı profesör Selim Yusuf'un liderliğindeki araştırma ekibi, 52 ülkede 16 bin kişiyi inceledi ve dünya üzerinde 3 beslenme tarzı tanımladı.

Bunlar arasında yağ, tuz ve etin ağırlıklı olduğu Batı tarzı beslenme, kalp krizi riskinin yaklaşık yüzde 30'unun nedenini oluşturuyor. Daha çok Afrika'da rastlanan meyve ve sebze ağırlıklı beslenme tarzı ise bu riski üçte bir oranında azaltıyor. Tofu, soya ve diğer soslar bakımından zengin Doğu tarzı ise kalp krizi riski için bir fark yaratmıyor.

haberaktüel
Başlık: Ynt: Fast Food tüket, kalpten git!
Gönderen: ay-yüzlüm - 23 Ekim 2008, 01:36:18
elinize sağlık teşekkürler faydalı bilgiler
Başlık: "Fast food, sosyal bir hastalıktır"
Gönderen: Tuğra - 29 Kasım 2009, 20:28:32

Prof.Dr. Heper, "Fast food gıda anlayışı yerleşmiş durumda. Bu sosyal bir hastalıktır.

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Gülümser Heper, geleneksel gıda anlayışından ve pişirme yöntemlerinden vazgeçildiğini söyledi. Prof.Dr. Heper, "Fast food gıda anlayışı yerleşmiş durumda. Bu sosyal bir hastalıktır. Yeme alışkanlığını değiştirerek bir pazar oluşturmak, gerçek bir katliamdır" dedi.

Yemek alışkanlığının değişmesinin şişmanlığa neden olduğunu belirten Prof.Dr. Heper, "Akciğer hastalıkları, hareket kısıtlılığı, kadınlarda rahim kanserlerinin dahi kiloyla doğrudan bağlantısının olduğu ortaya çıkmıştır.

Ayrıca şişmanlığın neden olduğu hastalıkların arasında yüksek tansiyon da var. Yüksek tansiyon, dünyada kalp damar hastalıklarından ölümlerin birinci sebebi. Kalp damar hastalıkları dediğimizde bu sadece kalp değil, beyin damar hastalıkları da buna dahildir. Şeker hastalığı da şişmanlıkla alakalıdır" diye konuştu.

Prof.Dr. Gülümser Heper, kilonun toplumsal boyutta sosyal bir hastalık olduğunu belirterek, "Az gelişmekte olan ülkelerde yaşam stili, standart yemek yeme alışkanlığı bizim gibi toplumların başında ciddi bir beladır. Geleneksel gıda anlayışımızdan ve pişirme yöntemlerinden vazgeçtik" dedi.

Japonya, İsveç, Norveç ve Amerika'nın geleneksel pişirme yöntemlerine dönüş yaptığına dikkat çeken Prof.Dr. Heper, "Bizde ise tam aksine fast food gıda anlayışı yerleşmiş durumda. Bu sosyal bir hastalıktır.

Yeme alışkanlığını değiştirerek bir pazar oluşturmak, gerçek bir katliamdır. İnsanların ölümüyle alakalı olduğu için bu kadar ağır konuşuyorum" diye konuştu.

Fast food sorununun politik boyutunun da bulunduğunu ve hükümetlerin kararlarıyla bunun çözülmek zorunda olduğunu vurgulayan Prof.Dr. Gülümser Heper, "Çocuklarımız, öğrenciler okuldan çıkıp fast food salonlarına gidiyor. Bazı okullarda okul kompleksinin içinde fast food imkanı sunuluyor. Geleneksel pişirme yöntemlerine dönmek zorundayız" dedi.

Haber3
Başlık: Ynt: Fast Food tüket, kalpten git!
Gönderen: Fatihan - 29 Kasım 2009, 20:31:57
Ana başlık da bed-dua gibi :)
Başlık: Mcdonalds Dehşeti!.. Bu Hamburgeri Böcek Bile Yemiyor!..
Gönderen: Tuğra - 20 Mart 2010, 21:39:41
Obezitenin dostu fast-food'taki tehlike, görenleri dehşete düşürdü!.. İşte inanılmaz olayın detayları...

ABD'li uzman, McDonalds'tan aldığı mönüyü 1 yıl bekletti. Ancak içinde katkı maddesi bulunan hamburger ve patatesler çürümedi

Obezitenin dostu fast-food'taki tehlike, görenleri dehşete düşürdü. Amerikalı beslenme uzmanı Joann Bruso, McDonalds'taki ürünlerde bulunan ve insan sağlığına zararlı olan koruyucu maddeleri, bir deneyle kanıtladı.

Bruso, McDonalds'ın hamburger ve patates kızartmasından oluşan Happy Meal mönüsünü, bir sene boyunca mutfağının bir rafında sakladı. Üstü açık bir şekilde bırakılan mönü, 1 yıl sonra Bruso'yu dehşete düşürdü.

Çünkü ne patates ne de hamburgerde en ufak bir değişiklik yoktu. İki ürün ne kokmuş, ne de çürümüştü. Mönüyü üstünü kapamadan sakladığını belirten Bruso, "Bir yıl boyunca sinekler ve böcekler hamburger ve patatesin üzerine konmadı. Düşünün haşereler bile uzak durdu. Çocuklarımız tehlikede" dedi.

YEMEK DEDİĞİN BOZULUR

Amerikalı beslenme uzmanı deneyinin, bu gıdaların içinde yer alan koruyucu maddelerin ne kadar güçlü olduğunu ve bunun çocukların sağlığı üzerinde yol açabileceği olumsuz etkileri gösterdiğini söylüyor. Bruso, şunları söyledi: "Yemek dediğin bozulmalıdır. Hatta beklettiğin zaman kokmalıdır. Eğer bunlar olmuyorsa, o gıda bozulmuyorsa, bu o gıdanın çocuklar için ne kadar sağlıksız olduğunu gösterir."

Haber vitrini
Başlık: 'Fast food'a 18 yaş sınırı geliyor
Gönderen: Tuğra - 05 Nisan 2010, 20:09:40

Kansere neden olduğu ispatlanan fast food gıdalar için yaş sınırı istendi.

(http://www.haberaktuel.com/images/news/31307.jpg)

Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Türk, "Kanserden uzak durmak için, fast fooda negatif ayrımcılık yapmalı, ateşe doğrudan temasla yanmış yiyecekler tüketmemeliyiz" dedi.

Türk, kanser vakalarındaki artışın ürkütücü boyutlara ulaştığına, 2020 yılına ilişkin yapılan tahminlerde her 5 kişiden birinin kansere yakalanacağının öngörüldüğüne dikkati çekti.

Tüm kanser vakalarının üçte birinin sebebinin sigara olduğunu, ancak yanlış beslenme alışkanlıkları ve kanserojen içeren gıdalar almanın da kanser vakalarında çok önemli etkenlerden olduğunun, bugün bilimsel kabul gördüğünü belirten Prof. Dr. Türk, "Özellikle pişilirken yanan gıdalar ve içine atılan kimyasallarla kızartma ömrü uzatılan trans yağların kanserojen etki yaptığı, pek çok kanserin nedeni olduğu artık bilimsel olarak kanıtlandı" dedi.

"FAST FOOD ÖNCE ŞİŞMANLIĞA ARDINDAN KANSERE NEDEN OLUYOR"

Prof. Dr. Süleyman Türk, çoğu yağda kızartılarak üretilen "fast food türü beslenme şeklinin, önce şişmanlığa ardından da kansere neden olduğu" ile ilgili hemen her gün yeni bir bilimsel makale yayınlandığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her şeyden önce, kanserden uzak sağlıklı bir yaşam için, kendimizin, çocuğumuzun ve etki ettiğimiz kişilerin beslenmesine dikkat etmemiz gerektiğini bilmemiz çok önemli... Burada fazla kızarmış döner ve çocuğumuzun adeta 'vazgeçilmez' olarak gördüğü barbekü (mangal) da dahil, fast food yiyecekleri kesinlikle terk etmemiz gerekiyor. Kanserden uzak durmak için, fast food'a negatif ayrımcılık yapmalı, ateşe doğrudan temasla yanmış yiyecekler tüketmemeliyiz. Bu yiyecekler bizim ve çocuklarımızın sağlığı açısından o kadar büyük risk taşıyor ki...

Sigara uygulaması gibi, 18 yaşından küçük çocukların tek başlarına fast food'tan alışveriş yapmalarına izin verilmemeli. Çocuğunuz ısrarlarına dayanamıyor, çok uzun aralıklarla da olsa bu şekilde gıdalar tüketiyorsa, kanserojen maddenin panzehirinin süt olduğu iyi bilinmeli...

Çocuklarımıza günde bir bardak süt içirmemiz, zararlı beslenmeye karşı onları kanser riskinden büyük oranda korur."

KANSERE KARŞI BESİN SİLAHLARI

Yapılan araştırmalarda, kanserden koruyan ve vücuda besinlerle alınan kanserojen maddelerin yok edilmesine yardımcı olan besinlerin bir kısmının net şekilde bilindiğini vurgulayan Türk, şöyle konuştu:

"Biz kanserden koruyucu besinleri, bu işle ilgilenen hekimler olarak net bir şekilde biliyoruz, ancak günümüzdeki bilgi karmaşası nedeniyle insanlar neye ve kime inanacaklarını şaşırıyorlar. Süt, özellikle çocuklar için, ileri yaşlarda kanserden korunmaları açısından çok önemli... Gerekiyorsa devlet eliyle, ilköğretim çağındaki tüm çocukların günde bir bardak süt tüketmeleri sağlanmalı... Çünkü içilen süt, örneğin bir hamburgerden, bir patates kızartmasından alınan kanserojenleri parçalıyor, vücuda zarar vermeden yok ediyor.

"HER GIDA EN UCUZ OLDUĞU EN ÇOK ÜRETİLDİĞİ DÖNEMDE TÜKETİLMELİ"

Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Türk, kanserden korunmak için ayrıca sürekli doğal besinler kullanılması, sebze ve meyve tüketilmesi uyarısında bulunurken, şunlara dikkat çekti:

"Ancak şu çok önemli, her sebze ve meyvenin kanserden koruyucu etkisi, doğal olarak yetiştiği dönemde çok fazladır. Bu nedenle her gıda en ucuz en bol olduğu, en çok üretildiği dönemde tüketilmeli... Kırmızı ve siyah renkli sebze meyveleri özellikle öneriyoruz, çünkü bu renk pigmentine sahip besinlerin kanserojenlerle savaşım gücü çok yüksek. Kışın karnabahar, kara lahana, kırmızı halana; yazın ise en başta domatesi öneriyorum. Domatese kırmızı rengi veren maddenin 'müthiş kanserden koruyucu etki yaptığı' artık bilimsel bir gerçek."

HaberAktuel