Sonbaharda çıkan yabani meyveleri yeteri kadar tanımıyor, bunlardan faydalanamıyoruz. İşte, pazarlarda bulabileceğiniz yabani meyvelerden bazıları ve kullanma yolları.
Üvez
Sarı renkli veya kırmızı-sarı renkli üvezler pazarlarda satılıyor. Hatta bu meyvelerin iyice olgunlaşmış, kahverengi-morumsu hali de bulunabiliyor. Zaten sarı veya kırmızı alınırsa iyice yumuşayıp olgunlaşması bekleniyor.
“Muşmula gibi olgunlaşmasını bekleyeceksin” diyor satıcı. Yemek için kabuğun içinden meyvenin yumuşamış eti dişlerle emiliyor.
Değişik bir tadı var, mayhoş, olgun bir armut gibi, muşmula gibi.
Meyvesi dışında yaprağı da kullanılırmış. Üvez yaprağından yapılan çayın halk arasında şeker hastalığına iyi geldiği söyleniyor.
Bilim ve Teknik dergisinin Ocak 2006 sayısında yayınlanan “Alev Renkli Ağaçlar: Üvez” başlıklı yazı da bu bilgiyi doğruluyor. Yazıdan ilgili bölüm şöyle:
“Üvezlerin çeşitli organlarından modern tıp ve alternatif tıpta yararlanılıyor. Üvez meyve ve yaprakları kabızlığa etkilerinden dolayı dahilen; yaprakları halk arasında şeker hastalıklarına karşı kullanılır ve laboratuvar deneyleri de kan şekerini düşürücü etkiye sahip olduğunu göstermiş durumda. Yine yaprakları, kabızlığa karşı ve göğüs yumuşatıcı etkiye sahiptir.”
Hünnap
Hünnap Kuzey Ege’de, Gökçeada’da kendiliğinden yetişen parlak kahverengi kabuklu oval bir meyve. Elma gibi beyaz bir eti ve uzunca tek bir çekirdeği var.
Yabani, kendiliğinden yetişen hünnaplardan 2 santim kadar oluyor. Pazarda erik kadar kocaman, kabuğu beyazlı-kahveli iri iri hünnaplar da var. Bunlar insan müdahalesiyle (aşılama mı genlere müdahale mi bilemiyoruz) irileştirilmiş olanlar. Siz siz olun, küçücük doğal hünnapları bulun. Tadı çok daha güzel.
Hünnap da halk tıbbında göğüs yumuşatıcı, kan temizleyici olarak kullanılıyor.
Meyveleri kurutulabiliyor.
Kuşburnu
Tansu Çiller’in devamlı içtiği söylendiği için birden milletçe kuşburnu çayı içivermeye başlamıştık. Oysa Doğu Anadolu’da, özellikle Erzurum, Bayburt ve Erzincan’da kuşburnu meyvesi zaten çok iyi biliniyor, çok seviliyor.
Doğu’da kuşburnunun marmeladı, kışın içmek üzere koyuca yapılmış şerbeti hazırlanıyor. Kuşburnu şerbeti ve kuru yufka ile tatlı yapılıyor. Çorbası yapılıyor. Yaş veya kuru meyveden çayı yapılıyor.
Kuşburnu şerbeti hazırlamak için meyvenin çürük veya kurtlu olanlarını ayıklayın. yıkayıp süzün. Sap ve uç kısımlarını bıçakla kesip atın. Çekirdeklerinin etrafındaki ince tüyleri elinize batar, aklınızda olsun. Biraz suyla kuşburnunu yumuşayana kadar haşlayın. Bir gece haşlama suyunda bekletin. Ertesi gün kevgirden geçirin, kevgirde kalan posayı biraz suyla kaynatıp tekrar kevgirden geçirin. Elde ettiğiniz kuşburnu suyunu bir kez de tülbentten geçirin. Daha sonra birkaç taşım kaynatın. Dilerseniz tatlandırarak tekrar kaynatın. Sıcak sıcak kavanozlara koyun, kapağını kapatın. Kavanozu ters çevirerek soğumasını bekleyin. Daha sonra serin bir yerde kullanacağınız zamana kadar saklayın. İsterseniz yaptığınız gün, soğuttuktan sonra için.
Biraz zahmetli ama hem çok şifalı, hem çok lezzetli. Bir böreğin yanında içilince tadına doyum olmuyor.
Kuşburnu çayı yapmak için taze veya kurutulmuş bir avuç kuşburnunu yıkayıp süzün. 4-5 su bardağı temiz su ile ateşe koyun. Kısık ateşte, meyve özünü suya verinceye kadar üstü kapalı olarak kaynatın. Üstüne biriken köpük veya kefi alıp atın, tüyleri burada birikmiş olur. Kuşburnu çayının rengi pembe olmaz, poşette satılan boyalı çaylara bakmayın. Kaynattıkça koyu portakal rengini alır.
iyilikguzellik.com - Arzu Aygen
(http://69.175.58.202/images/news/118536.jpg)
Kış hastalıklarına karşı birebir. Vücut direncini artırıyor. Uzmanlar bol bol tüketilmesini öneriyor.
Üvez meyvesinin kış hastalıklarına karşı vücut direncini artırıcı özelliği olduğu, bu gibi meyveleri kışın bol miktarda tüketmek gerektiği bildirildi.
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Resul Gerçekçioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üvez meyvesinin Kuzeybatı Anadolu, Orta Karadeniz Bölgesi ile diğer bazı bölgelerde tüketildiğini söyledi.
Üvezin, toprak ve su isteği açısından kanaatkar olup atıl tarım alanlarında alternatif ürün olarak kullanılabildiğini anlatan Prof. Dr. Gerçekçioğlu, üvezin tıpta kullanıldığını bildirdi.
Yapılan araştırmalarda üvez meyve kurusunun kaynatılıp içildiğinde ya da yenildiğinde yapraklarının kabız yapıcı etkisi bilindiğini anlatan Prof. Dr. Gerçekçioğlu, ''Taze meyvesi de bol tüketilirse müshil etkisi gösterebilir. Diğer yandan meyve ve özellikle yapraklarının şeker hastalığına iyi geldiği, kan şekerini düşürücü etkiye sahip olduğu laboratuvar testleriyle kanıtlanmıştır'' diye konuştu.
Yine üvezin yapraklarının göğüs yumuşatıcı etkiye sahip olduğunu anlatan Prof. Dr. Gerçekçioğlu, ''Üvez meyvesinin kanamayı durduran ve güçlendirici ilaç olarak kullanımı Hipokrat'a kadar uzanır'' dedi.
-''SON YILLARDA ARANAN MEYVE TÜRÜ OLDU''-
Üvezin şu ana kadar herhangi bir yan etkisinin olmadığını söyleyen Prof. Dr. Gerçekçioğlu, şunları kaydetti:
''Kış aylarına doğru hasadı yapılan üvez özellikle son yıllarda aranan meyve türü oldu. Üretimin artırılmasında çok kaliteli sanayi ürünü ve inanılmaz bir müşterisi olan meyve haline geleceğine inanıyorum. Son yıllarda üniversitelerde bu konuda akademik çalışmalar başlamış. Bu çalışmaların yakın gelecekte yaygınlaşacağı kanısındayız. Üvezin kış hastalıklarına karşı vücut direncinin artırıcı özelliği var. Üvez gibi meyveleri kışın bol miktarda tüketmek lazım. Çünkü hiçbir yan etkisi yok, tamamen doğal.''
Prof. Dr. Gerçekçioğlu, üvez meyvesinin serin yeri ve nemli ortamları sevdiğini söyledi.
-İÇERİĞİNDEKİ MADDELER-
Prof. Dr. Gerçekçioğlu, bu meyve üzerinde yapılan son araştırmalarda, içeriğinde tanen (kalp krizini önleyici ve vücut direncini arttırır), sorbitan asidi (altı değerli alkol, karaciğeri güçlendirir), elma asidi, limon asidi, kehribar asidi, tartarik asit, sorbin asidi, C vitamini (antioksidant), amygdalin (bazı türlerinde az olarak rastlanır), uçucu yağlar ve renk maddesi olarak antosiyanin (bağırsak temizleyici, iltihap giderici, müshil, idrar söktürücü, kanamayı durduran ve lenf uyarıcı özelliklere sahiptir) maddeleri tespit edildiğini belirtti.
-ÜVEZ-
Gülgiller familyasından 5-10 metre yüksekliğinde mayıs-haziran ayında beyaz renkli çiçekler açan ve kışın yaprağını döken bir ağaç olan üvezin meyveleri, küre veya armut seklinde yeşilimsi sarı veya kırmızımsı-esmer renkli ve buruk bir lezzete sahip.
Sarbus aucuparia türü kuş üvezi olarak bilinen ve Kuzey Anadolu'da yaygın olan üvezin, sorbus domestica türünün (üvez) Karadeniz Bölgesi'nde tabii olarak yayılış gösterdiği gibi meyveleri için birçok bölgede yetiştirildiği ifade ediliyor. Üvez meyvesi, muşmula gibi olgunlaştığı zaman yeniyor.
Aktif Haber
C vitamini deposu: Kuşburnu
(http://www.ekolay.net/saglik/images/248_kusburnuu.jpg)
Kuşburnu meyvesi, C vitamini bakımından en zengin bitkisel kaynaklardan biridir. Gerek C vitamini ve gerekse bitki bileşenlerine bağlı olarak kuşburnu meyvelerinin kuvvetli antioksidan etkiye sahip olduğu deneysel çalışmalar ile gösterilmiştir.
Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada; "Kuşburnu meyveleri, bilhassa C vitamini ve polifenolik içeriği nedeniyle soğuk algınlığından koruyucu ve tedavisine yardımcı olarak yaygın bir şekilde kullanılmaktadır" dedi.
Kış günlerinde kapımızı çalan soğuk algınlığı şikayetlerinde, grip ve nezle gibi enfeksiyonlu hastalıklarda kuşburnu çayının C vitamini içeriği yanı sıra yangı (iltihap) giderici etkisinden yararlanabilir. Son yıllarda kuşburnu meyvelerinin ileri yaşlarda yaygın görülen eklem kireçlenmesi (osteoartrit) ve romatizma ağrılarının giderilmesindeki yararları klinik araştırmalar ile ortaya konulmuştur.
Yürütülen deneysel çalışmalarda kuşburnu meyvelerinden hazırlanan özütlerin ve bu özütlerden ayrıştırılan bir etkili bileşeninin (galaktolipit) eklemlerde hasar oluşturan iltihap mediyatörlerinin miktarını azalttığı tespit edilmiştir.
Ülkemizde halk arasında kuşburnu meyvelerinden özellikle basur tedavisinde de yararlanılmaktadır. Taşıdığı fenolik bileşenlerin iltihap giderici ve damar cidarını destekleyici etkilerinin basurda şikayetlerin hafifletilmesinde rol oynadığı tahmin edilmektedir.
Kuşburnu meyvelerinin yukarıda bahsedilen etkilerinin daha iyi sağlanabilmesi için kuşburnu çayı hazırlarken normal çay hazırlama şeklinden farklı olarak içerisinde bir bardak taze kaynatılmış suya poşet ilave edildikten sonra 10-15 dakika kadar ağzı kapalı olarak bekletilmesi gerekir.
Daha etkin bir yarar sağlayabilmek için çayın daha yoğun derişimde hazırlanması (2-3 poşet ile) ve bu işlemin sürekli olarak günde 3-4 defa tekrarlanması tercih edilmelidir. Günde 1-2 defa kuşburnu çayı içilmesi ile fazla bir yarar beklenmemelidir.
Kaynak:Realage
Bu ot bağımlılık yapmıyor! İster çayını için, isterseniz yastığınıza doldurun mışıl mışıl uyutuyor...
Sinirsel uykusuzluğa iyi bir seçenek: Şerbetçi otu
Şerbetçi otu, daha çok bira endüstrisindeki kullanımı ile tanınmaktadır. Bira mayası ve su karışımından ibaret olan bira içeceğinin kısa sürede bozulması nedeniyle, hem lezzetini düzeltmek hem de raf ömrünü, dayanıklılığını artırmak amacıyla yapılan denemeler sonucunda geliştirilen formül ilk olarak 1516 yılında Alman bira üreticileri tarafından tescil edilmiştir.
Bu tarihe kadar şerbetçi otunun insanlar tarafından kullanılışına ilişkin dikkati çeken pek fazla bir kayda rastlanmıyor, safra artırıcı, sindirime yardımcı ve hafif yatıştırıcı özellikte olduğu belirtiliyordu.
Ancak 18'inci yüzyılın ikinci yarısından sonra bitkinin dişi çiçek durumlarından uyku sorunlarının giderilmesinde yararlanıldığı görülüyor. Hatta uyku sorunu çeken İngiltere İmparatoru üçüncü George'un içerisine şerbetçi otu çiçekleri doldurulmuş yastık kullandığı bildiriliyor.
Yirminci yüzyılın başlarında Alman hekimlerin sinirsel kaynaklı uykusuzluk sorunlarının tedavisinde şerbetçi otu doldurulmuş yastıkları, çayları ve özütlerini önerdiklerini görüyoruz. Bağımlılık oluşturmuyor.
Yürütülen ilk bilimsel çalışmalarda, dişi çiçeklerde bulunan "lupulin" olarak adlandırılan karışımın etkili olduğu belirtilmesine rağmen daha sonra yapılan insan denemelerinde bu maddenin (lupulin) verilmesi ile belirgin bir etki tespit edilememiş.
Deney hayvanları üzerinde yürütülen çalışmalarda yatıştırıcı etkisi gözlenmiş olmasına rağmen, insanlarda etkinin tespit edilememesi nedeniyle günümüzde halâ farklı etki mekanizmaları tartışılmaktadır. Bunların içerisinde en dikkati çeken ise vücutta melatonin reseptörlerini uyarmasına bağlı olduğu şeklinde.
Etki şekli ne olursa olsun, günümüzde şerbetçi otunun kediotu kökü (valeryan), çarkıfelek (pasiflora) gibi bilinen yatıştırıcı ve uyku verici bitkiler ile birlikte hazırlanan karışımlarının klinikte başarı ile uygulandığı görülüyor. Uygulama yapılan insanlar üzerindeki beyin dalgaları ölçümüne (elektroensefalogram ile) dayanan değerlendirmelerde, uykuya dalma süresinin boş ilaç verilen gruba göre belirgin bir şekilde azaldığı, uyku kalitesinin arttığı gösterilmiş.
Etkili olabilmesi için tercihan yatmadan bir saat önce verilmesi ve daha yüksek bir etki sağlanabilmesi için ise 4 haftalık bir tedavinin yapılması uygun olacağı bildiriliyor.
Şerbetçi otu karışımlarının diğer uyku ilaçları ile karşılaştırıldığında en belirgin özelliği ise son derece güvenilir olması, yan etki riskinin bulunmaması ve tabi sersemlik ve bağımlılık yaratmaması.
Saçlara iyi geliyor
Ne kadar etkilidir, bilemiyorum, ancak şerbetçi otunun eski kayıtlarda dikkatimi çeken bir kullanım önerisi ise saç sorunlarına ilişkin. Çeşitli kaynaklarda saçların taze hazırlanmış şerbetçi otu çayı ile durulanmasının saç dökülmelerini önleyebileceği, bir başka kaynakta ise şerbetçi otu yağının dökülen saçları çıkarabileceği bilgisi yer alıyor. Bir başka not ise, saçları bira ile yıkamanın saç büyümesini hızlandıracağı şeklinde.
Prof. Dr. Erdem Yeşilada/ Star
Bizim oralarda "Üvez" tabiri küçük sinekler için kullanılır, okuyunca şaşırdım, demek meyveside varmış.