Ne zamandır merak ettiğim konulardan biridir bu içecekler nette de çok fazla bilgiye ulaşamadım ama sadakatteki arkadaşlar iyi araştırıyor.
Evet kımız, boza ve kefir içmek sakıncalı mıdır haram mıdır?
sorunuzun cevabini burda bulacaginizi umuyorum..
http://www.sadakat.net/forum/islami-sorulariniz-ve-cevaplari/gazozlardaki-alkol-meselesi-t11968.0.html;msg111197#msg111197
Teşekkür ederim alaattin verdiğiniz kısımda kısmen sorumun cevabı var.Alıntı yapılan: ankebut-57 - 09 Ağustos 2007, 08:33:00
Muhtemelen bunu daha önce okumuşsunuzdur.
***
Gazoz, kola, boza ve kefirde, çoğunun içilmesi durumunda sarhoş etme özelliği-tesiri yoktur. Bunlarda temiz olan kısım yani su çok, içinde oluşan veya aromasını-hoş kokusunu eritmek için kullanılan etil alkol azdır. Adı geçen bu içeceklerin içinde, alkolün rengi-tadı ve kokusu yoktur. Binaenaleyh bunlar, şer’an içilmesi haram olmayan nesnelerdir.
Malumunuz; gazozlarada, kolalarda da aromaların eritilmesinde etil alkol kullanıldığı için, bunlarda cüz’i miktarlarda alkol vardır. Bunun yanında, zamanla bazı sebze-meyve ve sair maddelerde de belli miktarlarda alkolün oluştuğu da bilinen birşeydir.. Yani yediğimiz bazı sebze ve meyvelerde de benzer durumda alkolleşme olabiliyor, zamanla oluşabiliyor. Bittabii ihtiyaten içmeyenlere de bir diyeceğimiz olamaz.
Daha geniş bilgi için bkz.: Reddü’l-Muhtâr ale’d-Dürri’l-Muhtâr (İbn Âbidîn), İstanbul, 1984, Kahraman Yay., 1, 185-188-210-316-324-334; el-Kâsânı, Bedâyiu's-Sanâyi', Beyrut, 1997 baskısı, C. I, s. 402-405.
Ama burada sadece boza ve kefir(benim sorduklarımdan) geçiyor.Peki Orta Asya'da sıkça tüketilen Kımız'ın hükmü nedir?
Kefir süt asidi ve alkol fermantasyonu yardımıyla yapılmıyormu ? e52))
evet malumatı olan?
kefirin, inek sütünden, kimiz at sütünden oldugunu biliyoruz... orta asyada etlik at sürüleride yetistirildigini biliyoruz, yani orada at eti yenildigi gibi, oralara giden müslümanlarinda kimiz ictiklerini biliyoruz...
orta asyada tüketilen (kimiz)yani at sütü m2))icmenin bir zarari yoktur.nitekim ben oralarda vazife yapan h.a. hoca efendiden bir sohbetlerindeicdiklerini ve hahzur olmadiklarini söylemisti.
nitekim.
–Ümmetimin ihtilafında rahmet vardır! buyurarak, faydasına işarette de bulunmuştur.
İşte bu anlayış içinde baktığımızda görüyoruz ki, farklı içtihad sahibi İmam–ı Azam Hazretleri, at etinin yenip sütünün içilmesine (haram) dememiş, ama (mekruh) olduğunu söylemekten de geri kalmamıştır. Böyle ictihadda bulunmuştur.
İmam–ı Ebu Yusuf ile İmam–ı Muhammed ise (mekruh değildir) demişler, at etinin ihtiyaç halinde yenip kımızın da içilebileceği içtihadında bulunmuşlardır.
İmam–ı Şafii Hazretleri de bu iki imamın görüşünü doğrulamıştır.
Hal böyle olunca ortaya fevkalade özel ve güzel, esnek ve müsamahalı bir cevap çıkmaktadır. İşte bu farklı ictihadlara bakararak denebilir ki:
–Senin alışkanlığında at eti yemek, sütü kımızı içmek yok mudur?. Sana haram gibi mi geliyor?.
Tartışmaya, ters düşmeye hiç gerek yoktur.. Sen İmam–ı Azam’ın görüşüyle amel et. At eti yeme, kımız da içme. Konuyu bitir.
–Ötekinin alışkanlığında da bunlar yenir mi?Bunlara alışmışlar mı? Mutlaka at eti yeyip kımız mı içmek istiyorlar?
Öyle ise buyursunlar onlar da yesin, içsinler. Çünkü onlar da iki imamla, İmam–ı Şafi’nin görüşüne göre amel etmiş olurlar,böyle huzur bulurlar.. Tartışmaya, ters düşmeye gerek olmadığı da böylece ortaya çıkmış olur.
Demek ki, kimsenin kimseye bir diyeceği yok! Herkes dilediğini tercih serbestisine sahiptir..
Öyle ise, hocaefendilerin verdikleri farklı cevaplar yanlış değildir. Ancak anlatımı eksiktir. Birileri, İmam–ı Azam’ın görüşünü anlatarak olmaz, demişler. Ötekileri de iki imamla İmam–ı Şafi’nin görüşünü esas alarak olur, demişler. Tercihi muhataplara bırakmışlar.
İsterseniz bahsimizi büyük fıkıhçı İmam–ı Serahsi’nin sözleriyle bağlayalım. El–Mebsut’unda konuyu şöyle özetlemiş:
–“Ebu Hanife’nin içtihadı ihtiyata daha uygundur!. Diğer iki imamın içtihadında ise genişlik ve kolaylık vardır. Her iki içtihatla da amel etmek caizdir!. Şafii’nin içtihadı da iki imamın görüşüne uygun düşmektedir.”
(Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, c. 4.)
KIMIZIN FAYDALARI
Kımız'ın aşağıdaki hastalıkları tedavi edici özelliği bulunduğu batı tıp otoritelerince ispatlanıp kabul edilmiştir.
- Kımız'ın en önemli özelliği antibiyotik etkinliği sahip olmasıdır. Bu özelliğiyle vücuttaki iltihapları yok eder, bağırsak çürümelerini önler.
-Verem, zatülcemp, kansızlık, tifo, paratifo, dizanteri, damar sertliği, el ve ayak ağrıları, inatrçı öksürük, mide ve sinir hastalıkları, ishal ve idrar yolu hastalıklarında koruyucu ve tedavi gücü ispatlanmıştır.
- Avrupa'da tümör ve tümör sonrası hastalıkların tedavisinde yoğun olarak kullanılmaktadır.
- Sütü olmayan anneler bebeklerine anne sütü yerine çiğ olarak kısrak sütü vermektedir.
-Kımızdan günde 200 millitre, yaklaşık 3 hafta boyunca içilmesi halinde uyarıcı etkisi hemen kendisini gösterir. Kımız tercihen yemeklerden 1 veya 1.5 saat sonra içilir.
Adına "içki" deemize rağmen gerek hastalıkları tedavie dici bir ilaç olasından gerekse iindeki alkölün portakal mandalina gibi meyvelerdekinden daha az miktarda bulunmasından ötürü kullanılmasında hiç bir dini sakınca yoktur.
Allah razı ve memnun olsun.Teşekkür ederim.